Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Enric Sandro Valério

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Enric Sandro Valério

Enric Sandro Valério


Erkek
Ruh hali : Enric Sandro Valério Hmbl7
Mesaj Sayısı : 193
Yaş : 30
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 11341
Ekspresso Puanı : 1
Kayıt tarihi : 08/12/08

Enric Sandro Valério Empty
MesajKonu: Enric Sandro Valério   Enric Sandro Valério Icon_minitimePtsi 08 Ara. 2008, 16:16

// Enric Sandro Valério \\


// İsim: Enric Sandro Valério
// Cinsiyet: Bay
// Uyruk: İtalyan
// Sihirsel Soy: Safkan
// Asa: 12 İnç, Acımasızlığın Merhameti

// Fiziksel betimleme:
Enric, uzun boylu, zayıf ve kumral bir çocuktur. Ensesine kadar uzanan kahvemsi saçları mükemmel olan görüntüsünü tamamlamaktadır. Dışarıdan bakılınca gözlerindeki sinsilik hiçbir zaman dinmeyen bir ateş gibidir. Gözleri ise denizin mavisinden alınmış bir ateş parçası gibi parlar. Duruşu onun asilliğinin bir kanıtıdır adeta...

// Kişiliği:
Acımasız, kararlı, sinsi, ukala, kızlara düşkün... Tüm bunların hepsi onun tanımı adeta. Bunlar onun damarlarından hiç çıkmaycak asil kanı gibi bu özellikleride ondan hiçbir zaman çıkmayacak tek şey olucaktır.
Acımasızlığı onun bencil olmasını sağlamıştır. O acıma duygusundan mahrum bir çocuktur herzaman. Her ne olursa olsun kimseye acımaz ve kendinden hiçbir zaman taviz vermez. Eğer birşey ağzından çıktıysa o zaman kesinlikle bir daha sözünden dönmez. İşte bu, onun kendinle övündüğü en belirgin özelliğidir. Onu kimse kararsızlıkla suçlayamaz. Kararlarını kendi vermeyi sevdiği gibi kararsız kalmamasınıda herzaman sevmiştir. Sinsiliği ise onun gözlerinden okunur hale gelmiştir artık. Tüm damarlarındaki kanlar sinsiliğiyle dolmuştur ve artık hiç çıkmayacak hali almıştır. Sinsiliğinin üzerine ukalalığı eklenince artık hiç çekilmez hale gelmeyi başarmıştır. Ancak onu kendi gibi olanlar çeker hale gelmiştir artık. Oldukça fazla kızlara düşkün olması ve sadece çok güzel olanlarla arkadaşlık etmesi kızlarda ona karşı bir ön yargı oluşturmuştur. Ama o içinde sakladığı duygusal çocuk bunları hep olumlu yönde etkilemiştir. Onun için özel olanlar hariç kimseye bu duygusal çocuğu göstermez.

// Ailesi ve Yaşamı:
Enric'in ailesi yaşamları boyunca Lord Voldemort'a hizmet etmişlerdir. Bu asil davranışlarıyla birlikte iyice ün kazanmış ve sihir dünyasının en zenginlerinden olmayı başarmışlardır. Damarlarında akan asil "Safkan" kanı onları herzaman yüceltmeye devam etmiştir. Enric, örnek aldığı abisi Véandor gibi büyüyünce asil bir "Ölüm Yiyen" olmak istemiştir herzaman. Eric'e göre İtalyan olmalarının en güzel yönü kullandıkları dildir. Annesi Viole'nin bunda çok büyük bir katkısı vardır.

// Basit RP Örneği:
O korkunç Kasım ayı gelmiş, akıllardn silinmeyen yangın ondaki izlerini göstermeye başlamıştı. Çığlıklar; acı dolu, feryat figan bağırışlar... Bitip tükenmeyen gözyaşları, küçük bir kalp, küçücük bir bedenin içinde sesini duyurabilmek için çırpınıp duruyor. Alevler gittikçe yükseliyor, etrafı duman kaplıyor, o küçücük çocuğun yanaklarından süzülen yaşlar bitmek tükenmek bilmiyordu. Gözlerinin önünde koskoca malikane alevler içinde kül oluyor, malikanenin için olan büyükannesi alevler içinde mahsur kalmış, feryat figan bağırıyordu. Bağırışlar, sirenler, çığlıklar... Hepsi biranda gücünü yitirmişti. Sessizlik... Derin sessizliğe gömülmüştü biranda herşey. Sirenler durmuş, gücünü yitiren acı çığlıklar yerini sessizliğe bırakmıştı. İşte tam bu sırada yangın durdurulmuş ve içeriden bir ceset çıkmıştı. O ceset küçücük ve narin bir bedene sahip olan Enric'in büyükannesiydi. Küçücük beden bu görüntü karşısında daha fazla dayanamayıp yere yığılmıştı. İşte bundan sonrası onun küçücük kalbinde koskoca bir boşluk oluşturuyordu. O boşluk hiçbir zaman dolmamak üzere onun küçücük kalbinde hep acı bir gerçek olarak kalacaktı.

Küçük, narin, hassas ve güçsüz beden yatağın üzerinde hiç kıpırdamamaksızın yatıyordu günlerdir. Bedeni kaskatı kesmiş, yüzünde ne bir mimik ne de bir umut kalmıştı artık. Olanlar onu çok etkilemişti. Enric bilinç altında hala olanları kabul edemiyordu. Sanki herşey kötü bir kabusmuşçasına üzerlerine çökmüştü. Günlerden sonra bu kabustan biran önce uyanmak istermişçesine ateşler içinde çırpınıyor, uykusundan uyanmak istiyordu. Ama olmadı... O uyutuluyordu, gerçeklerle yüzleşmemesi gerekiyordu belkide. Onun için böylesi daha iyiydi. Ama sevdiklerinin elinden kayıp gitmesine alışmalıydı artık. Ve büyümeliydi kendi içinde.

O, yangından sonra büyümüş ve bir o kadarda olgunlaşmıştı. O küçücük, melek çocuk gitmiş, yerine büyümüş ve kötü bir çocuk gelmişti. Yangın hayatını değiştirmekle kalmamış sonunda onuda değiştirmişti.

Kasım ayı onı yıllar önce olan yangına geri götürmüştü. Hiç olmadığı kadar derin bir sessizlik kaplamıştı içini. Bu derin sesslizik onu her seferinde mutsuzluğa sürüklemeye devam ediyordu. Sürüklendiği bu mutsuzluktan çıkması ise uzun zaman alıyordu. Ama bugün kendine söz vermişti, artık koskoca bir çocuk olmuştu, büyükannesinin istediği gibi Slytherin'li, asil bir çocuk...

Artık kabullenmeliydi bu acı gerçeği. Kalbindeki boşluğun acısını unutamayacaktı belki, ama kendini buz gibi olan bir mutsuzluğun içine de süreklemeyecekti, böylesi daha iyiydi. Unutmaya başlamak için o acı güne dair herşeyini tek bir sihirle yaktı.

"Incendio!"

Yaktığı herşey biranda kül olmuştu. O acı günden arta kalan hiçbirşey bırakmamıştı. Avucuna külleri alıp, pencereden dışarı doğru savurdu, kuvvetli rüzgar onları yutarcasına yoketmişti. Fırtına duvarları yoketmek istermişçesine esiyordu. Pencere açıldığında oda biranda savaş alanına dönmüş, kuvvetli rüzgar içeriyi resmen birbirine katmıştı. Bütün parşömen parçaları havalarda geziniyor, kıyafetlerin hepsi oradan buraya savruluyordu.

Korkutucu rüzgarla beraber iliklerine işleyen bir soğuk vardı havada. Soğuk hava Enric'i kendine getirmiş, herşeyini unutturmuştu biranda. Acılarını, kırıklıklarını, arayışlarını... Rüzgar o acı güne ait tek bir kırıntı bile bırakmamıştı kalbinde... Belkide bırakmıştı, saklamıştı o küçücük kalbinde. Söküp atamamıştı o koskoca acıyı. Kolay değildi zaten söküp atmak, hemde hiç kolay değildi! Düşünceler içinde sürüklenip giderken rüzgar şiddetini arttırmış, etrafı kara bulutlar sarmıştı. Enric sürüklenip gittiği düşüncelerden ancak rüzgarın şiddetinden pencerenin büyük bir gürültüyle kapanmasıyla kurtulabilmişti. Pencerenin kapanmasıyla havada uçuşan parşömen ve kıyafetler süzülerek yere savruldu. Yere savrular eşyalara bakarken, yatağına uzanmış, uyumamak için direnmeye çalışıyordu. Ama günlerdir gözüne bir damla bile uyku girmiyordu, yorulmuş ve tükenmişti. Acı onu içten içe yok etmeye çalışıyordu. Peki şimdi neredeydi o güçlü Slytherin'li çocuk? Pes mi edecekti yoksa? Hayır! Kesinlikle pes etmemeliydi bu kadar çabuk. Şimdi uyumalıydı, uyandığında ise tekrar o güçlü, Slytherin'li çocuk geri gelmeliydi. Bu kadar çabuk pes etmek kesinlikle ona göre birşey değildi.

İçindeki sesi dinlemişti en sonunda. Günlerden sonra uykuya dalmıştı, derin bir uykuya... Acısı onu uykusundada rahat bırakmıyordu. Rüyalarına giriyor, o gördüğü güzelim rüyaların hepsini teker teker kabusa çeviriyordu. Her gördüğü rüyanın ardından kuvvetli ve acı dolu bir çığlık atarak uyanıyor, birsüre uyanık kaldıktan sonra uykusuzluğa dayanamayarak tekrar derin bir uykuya dalıyordu. Taa ki kalkıp pencereyi açana kadar... Pencereyi açtıktan sonra dışarıdan kopan fırtına odadaki acılı havayı götürmüş Enric'i de bir o kadar rahatlatmıştı.Soğuk ve rüzgar onu kendine getiren tek şeydi belkide. Ama uykusuzluğa daha fazla dayanıcak mecali kalmamış, kendini yatağa atıp derin bir uykuya daldı. Oda tekrar savaş alanına dönmüştü ama Enric bu sefer bunun farkında bile değildi. O şimdi derin bir uykudaydı. Saatlerce uyudu, hemde saatlerce... Uyandığında karşılaştığı manzara hiç de iyi değildi. Pencerede asılı olan perdeler, parşömen parçaları hepsi dışarıya savrulmuştu. Ama bunların dışında birşey daha vardı. Odada Enric dışında biri daha vardı. Ve Enric henüz bunun farkında değildi. Hazırlanıp aşağıya inmeye karar verdi daha sonrada derse girecekti. Yatağından kalkmasıyla birlikte büyük bir gürültü koptu. Kitapların olduğu kutu büyük bir gürültüyle yere devrilmişti. Ne olduğunu anlamamış ve olanlar hiç hoşuna gitmemişti. Asasına sımsıkı tutunmuş, dikkatlice etrafına göz gezdirirken ikinci bir gürültü daha kopmuştu. Bu seferde gitarı yere savrulmuştu. Enric'i bununla beraber belli belirsiz bir korku sarmıştı. Gitarının düştüğü yere bakarken ince ses tonuyla;

"K-kim var orada?" kelimeleri ağzından dökülürken asasını hazırda tutuyordu.

Enric asasını hazırda tutarken arkasında olan cam büyük bir gürültüyle kırılmış ve ardındanda pencere kapanmıştı. Bunun arkasından Enric yine yangın gününe dönmüş, kulağında yankılanan acı bir çığlığın etkisine girmişti. Kırılan cama bakarken donakalmıştı. Kısa bir süre sonra odadan koşarak çıkmıştı. Merdivenleri acı dolu, feryat figan bağırışlarla iniyor, içindeki acıyı dışına vuruyordu. Merdivenlerden inerken kendinden geçmiş, zindanların olduğu kata kadar inmişti. Birsüre burada içindeki zehiri akıtmış ve rahatlamıştı. Şimdi düşünmesi gereken birşey daha vardı. Odada ki kimdi ve ondan ne istiyordu? Kafasında birçok soru işareti varken birde bu eklenmişti. Duvara yaslanmış, olanları düşünüyordu. Bu sırada merdivenlerden zindanlara doğru biri iniyordu. Enric odaya giren kişinin buraya geldiğini düşünüp asasına sımsıkı sarılmış ve hazırda tutuyordu. Gelen kişi Slytherin'li arkadaşlarından biriydi. Enric rahatlarmışçasına kısa bir "Ohh!" çekti. Slytherin'li kız Enric'e doğru geliyordu ve onun yanına geldiğinde onu anlamlı bakışlarla süzdü. Eric bu anlamlı bakışların altından ne çıkacağını biliyordu. Sorular ve cevap bekleyen anlamlı bakışlar... Bunların hepsi Enric'e yönelecekti. Ama artık tek bir kelime dahi duymak istemiyordu. Ne bu konu hakkında ne de bulunduğu bu durum hakkında. Tüm bunları düşünürken kızın meraklı gözleri Enric'in üzerinde toplanmıştı. Enric artık buna bir son vermek için;

"Evet, ne istiyorsun benden?!" oldukça kızgın bir ses tonuyla söylemişti bunu.

Slytherin'li kız şaşmış ve bir o kadarda afallamıştı. Ama kısa bir süre sürdü. kız kendine gelip, cevap vermeye çalıştı;

"Ş-şey ben, senin nasıl old..." Enric bu cümlenin geri kalanının nasıl devam edeceğini biliyordu ve onun cümlesini bitirmesinide istemiyordu, bu yüzden onun sözünü kesip kendi cümlesine başladı;

"Ben gayet iyiyim güzelim!" diyerek kızın yanından ayrılarak merdivenlere yöneliyordu. Oldukça hızlı davranıyordu o baş belası kızdan kurtulmak için. Merdivenlere vardığında o kızdan tamamen kurtulduğunu hissetmişti. Bu ona uzun zamandan sonra zafer edası kazandırmıştı.

Dersliklerin olduğu koridorlara vardığında onda koskocaman bir boşluk oluşturmuştu. Uzun zamandır derslere girmiyordu. Belkide bugün hayatına geri dönüp, derslere girmeliydi. Zihninde bu düşünceyi doğruladığında kendini ders programlarının yazılı olduğu parşömenlerin yanında buldu. Ders Sihir Tarihi'ydi. Gözlerine inanamayıp parşömen parçalarına tekrar tekrar baktı. Evet, ders Sihir Tarihi'ydi... Yani Enric'in en sevdiği derslerden biri. Yüzünde oluşan narin bir gülümseme onu tekrar eski Enric yapmıştı. Mutlu, muzur, sinsi... Ama aklına birşey takılmıştı. Daha demin tek bir kişiden kaçarken şimdi büyük bir kalabalığın içine girecekti. İçini tarif edilemez bir huzursuzluk sarmıştı, ama o aldığı kararlardan vazgeçmeyi sevmezdi ve şimdide vazgeçmeyecekti. Dersliğe gelmesi uzun sürmedi, kendini dersliğin önünde bulduğunda dışarılara kadar yayılan gürültü onu içeri girip girmeme konusunda tereddüt etmesini sağlıyordu...

Rp Out // Bu sitede kullandığım bir rpydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marveille Croweix
Perfect Li(f)e Yazarı
Marveille Croweix


Kadın
Ruh hali : Enric Sandro Valério Heyup7
Mesaj Sayısı : 2182
Yaş : 29
Kan statüsü : safkan yani nolcak ki başka.
Galleon : 12354
Ekspresso Puanı : 22
Kayıt tarihi : 11/11/07

Enric Sandro Valério Empty
MesajKonu: Geri: Enric Sandro Valério   Enric Sandro Valério Icon_minitimePtsi 08 Ara. 2008, 17:23

3. Sınıf Slytherin

- Büyücü Konseyi -
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hogwartsekspresi.editboard.com/lejantlar-biolar-f164/marv
 
Enric Sandro Valério
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG Dışı Sayfalar-
Buraya geçin: