Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Hellä Irna Heimdäll

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Hellä Irna Heimdäll

Hellä Irna Heimdäll


Kadın
Ruh hali : Hellä Irna Heimdäll Yaaati6
Mesaj Sayısı : 38
Yaş : 29
Kan statüsü : Pure Blood
Galleon : 11114
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 03/03/09

Hellä Irna Heimdäll Empty
MesajKonu: Hellä Irna Heimdäll   Hellä Irna Heimdäll Icon_minitimeSalı 03 Mart 2009, 18:50

İsim: Hellä Irna Heimdäll
Cinsiyet: Bayan
Sihirsel Soy: Safkan
Asa: -

Fiziksel betimleme: Uzun siyah saçları omuzlarından biraz daha aşağıya düşer. Turkuaz'ın biraz daha soluk ve görünmeyen bir renkte gözleri vardır. Boyu yaşıtlarına göre orantılıdır ama balık etlidir ve buda biraz olsun onu kilolu gösterir. Genelde donuk bakışları vardır ve bu gözlerden hiçbir şekilde duygu belirtisi görülmez. Mat gözleri her zaman etrafına sinsi bir bakış atar. Dudağında iki tane piercing vardır ama genelde sadece birisini takar. Kulaklarından küpelerini asla çıkarmaz; onlar artık Irna'nın bir parçası olmuştur. Gözlerinde her zaman göz kalemi bulunur ve bunun yanı sıra tırnaklarında siyah öjeler vardır.

Kişiliği: Sinsilik ve bunun yanında neredeyse eşit düzeydeki zekası. Aklında durmadan sorular yankılanırken bile düşünmeye vakit bulabilir. Ağırbaşlıdır ve öyle her önüne gelenle konuşmaz. Ne kadar çabuk dostu olduğu gibi o kadar kolay dost kaybeder. Arkadaşlıkları gelip geçicidir ve bazen bunları çıkarları için bile kullanabilir. Sadece en yakın arkadaşına doğruları söyler. Ağladığı görüldüğünde bunun bir yalan olduğunu insanlara öyle bir inandırır ki bunun yalan olduğunu anlamaları imkansız konumuna geçer. Kendinden bir alt sınıfta birisi bile olsa ve hatta kendi binasında bile olsa onu küçümser. Havalı bir kız değildir ve adının pek duyulduğu söylenemez. Genelde büyük sınıflar Irna'nın adını bilmezler. Zaten kendini tanıtmayıda sevmez.

Aşırı güzel bir sesi vardır ve bunun yanında müzik kulağı olması bütün her şeyi mükemmel yapar. Profesyonel olarak çello çalsada bunun yanında iyi düzeyde keman, orta düzeyde piyano çalar. Diğer müzik aletlerinde belki çalmayı denese başarabilir ama nedense bu üç müzik aleti ona oldukça cazip gelir. Şarkılar yazar, beste yapar ve aklında her zaman bir grup kurma düşüncesiyle dolaşır. Genelde yanlız kalınca şarkı söyler; insanların karşısına geçip bir şeyler mırıldanırken onların orda olmadığına kendisini inandırması gerekir.


Ailesi ve Yaşamı: Eklenecek...



Örnek Rp:

~ Yatakhane ~
"Tanrı aşkına..! Uyumak istiyorum!"

O belirgin aksanıyla sanki birisine küfür ediyorcasına kısık seste söylenmişti. Lycia gözlerini yavaşça ovuşturdu. Neredeyse gece üçten beri ödevi yapmaya çalışıyordu. Elindeki kalemi hızlıca kağıdın kenarına koydu. Saat beş buçuk olmuştu ama hala Lycia uyuma çabalarına girmemişti. Kan çanağına dönmüş gözlerini yatakhanede gezdirdi. Bütün kızlar horul horul uyuyordu; Lycia dışında. Önünde duran muma doğru hafifçe üfleyerek söndürdü. Zaten artık güneş yüzünü göstermeye başlamıştı. Hafifçe aydınlanmış havaya gözlerini kaydırdı. Güneş bulutların arasından artık kendini göstermeye başlamıştı bile. Yatağının en köşede olmasının mutluluğuyla önündeki kağıtları eline aldı. Yatağının sağına doğru hafifçe eğilerek kağıtları baş ucuna doğru hafifçe bıraktı. Kağıtlar tam istediği gibi en köşede durdular. Lycia yüzündeki soğuk ifadeyle hızla yorganını kaldırıp içine girdi. Ölmek istiyordu. Ölene kadar uyumak. Başını yavaşça yastığa koyup kendini uykunun ellerine bıraktı. En azından saat dokuza kadar uyumak istiyordu...

~~~

Lycia gözlerini hafifçe araladı. Yaklaşık on dakikadan beri birisi onu sırtının tam ortasından adını söyleyerek dürtüklüyordu. Homurdanarak sağ tarafına döndü. Gözlerinin altı şişmişti. Yvonne dik dik Lycia'ya bakıyordu. Ne var dercesini gözlerini Yvonne'nin gözlerine dikti. Ne yapmaya çalışıyordu bu. Yvonne afallamış bir ifadeyle yatakhaneyi göstermişti. Lycia boş olan yatakhaneye hafifçe gözlerini gezdir. Yaklaşık beş dakika kadar yatakhaneyi süzdü. Son anda başına dank etti. Hızla yatağında doğrulup sinirle gözlerini Yvonne'ye çevirdi. Hızla yatağından aşağıya atladı. Yanındaki dolaptan hızlıca dar bir t-shirt ve dar bir kot çıkartıp hızlıca giyinmeye başladı. T-shirtünün içine giren saçlarını bir el hareketiyle çıkartıp yavaşça aynanın karşısına doğru ilerledi. Pembe tarağıyla dağınık saçlarını yavaşça taramaya başladı. Tarağını sertçe başucuna bırakıp önündeki tel tokalarla saçını dağınık toğuz yapıp kendine son bir kez aynada baktı.

Turuncu t-shirtü altındaki koyu mor dar pantolonuna çok yakışmıştı. Bu gün düz giyinmek istemişti. Aslında ne çıkardıysa onları giymişti. Hızlıca bileğinden dirseğine kadar düzenli bir şekilde ipler bağladı. Hepsi farklı cins olduğu için güzel duruyordu. Yvonne'nin bileğinden tutup hızlıca çekiştirerek yatakhanesine doğru koşmaya başladı. Yatakhanenin kapısına doğru yaklaştığında hafif sesli bir şekilde "Bu arada dzień dobry!" diye bağırarak koridora çıktı. İlk dersin "İleri Düzeyde Güç Kullanımı" olduğunu biliyordu. Kahvaltı bile yapmadan hızla dersliğe doğru Yvonne'yle koşturdu.


~ Derslik ~

İçeri hızla girdiğinde büyük bir şok yaşamıştı. Sınıf neredeyse dolmuştu ve Lycia daha yeni derse giriyordu. En sondaki sırayı gözüne kestirmişti. Nefes nefese sıraya doğru yürümeye başladı. Bir yandanda göz ucuyla etrafına bakınıyordu. *Bunlarda ne böyle? Hepsi dır dır konuşuyorlar. Acaba ağızlarına kağıt tıkasam susarlar mı? Saçmalama Lycia! Kendine gel! Asıl salak olan sensin! Derse geç kalıyordun seni aptal!* Düşünceler beynini kurcalarken önündeki çocuğun arkasını dönüp iplerine dokunmasıyla irkildi. Gözlerini çocuğun gözlerine dikip sinirle bakmaya başladı. Yeşil gözlü çocuk afallamış bir ifadeyle Lycia'ya bakarken sakince konuşmaya başladı.

"Neden bakıyorsun ki?"
"İplerime dokunduğun için."
"İyide neden bu kadar sinirlendin?"


Lycia gözlerini hızla yuvalarında döndürdü. Kolunu çocuğun elelrinden kendine doğru çekerek hafifçe iplerinin kendiliğinden gevşemesini izledi. Tam iyice gevşecekken gözlerine çocuğun r-shirtünün kenarındaki ipler ilişti. Hızla kolundaki ipler tekrar sıkılmıştı. Sanki birisi dokunduğu anda Lycia'nın derisini kesecek kadar keskin duruyordu. Lycia gözlerini çocuğun koluna doğru kaydırıp açıp olan elini hızlıca kapattı. Çocuğun t-shirtünün kolu hızla sıkılmıştı. Gözlerini çocuğa çevirip tam konuşacakken profesörün içeri girmesiyle ipleri bırakıp ayağa kalktı. Sınıftaki bütün uğultu kesilmişti. Siyah gözleriyle profesörün masasına doğru ilerleyip öğrencilere dönene kadar ayakta kaldı.

Oldukça genç görünüyordu. Lycia alıcı gözlerle profesörü süzmeye başladı. Uzun ve inceydi. Uçuk bir renkte sarı saçları vardı. Gözlerinin rengini pek kestiremesede mavi veya yeşil olduğu hakkında düşünceleri vardı. *Çok güzel! Ayrıca genç!* Gene kendi kendine konuşmaya başlamıştı. O sırada profesör kendini tanıtıyordu. Demek adı buydu. Anjela..! Fransız olduğu adından anlaşılıyordu. Bunları söyledikten sonra dersi anlatmaya başladı. Demek çok önemli bir dersti. O zaman zor bir ders olacaktı. Pür dikkat Profesör Bordéaux'u dinlemeye devam ediyordu. Aniden siyah ve beyaz renklere sahip bir kediye dönüştü. Gözlerini kocaman açıp profesöre baktı. Hayvan kılığına gireibliyordu. Ne kadar iyi bir güçtü. Gözlerini yavaşça bileğindeki iplere kaydırdı. Gücünü söyleme ve kendini tanıtma sırası Lycia'ya gelene kadar iplerine bakıp derin düşüncelere daldı. Yvonne'de adını söyleyip gücünü söyleyince sıranın kendine geldiğini anlamıştı. Sessiz bir şekilde homurdanarak yerinden kalktı. Derin bir nefes alıp gözlerini profesörün gözlerine dikti.

"Adım, Lycia Sonia Lonyttå. Gücüm ise, İp Hakimiyeti-" O sırada gözlerini hızla önünde oturan çocuğa kaydırıp tekrar profesöree çevirerek "-İyi kullandığımı düşnüyorum. Ailemdeki herkeste bu yetenek olduğu için küçüklüğümden beri iyi yetiştiriliyorum Profesör Bor-Bordéaux."

Her zaman k gibi garip aksanıyla konuşmuştu. Etrafındakiler Lycia'ya garip garip bakmaya başlamışlardı. Sakince sırasına oturup profesörün önüne koyduğu kitaba baktı. Alıcı gözlerle kitaba bakmaya başladı. O sırada önündeki çocuk tam Lycia'ya bir şey söyleyecekti ki vaz geçip tekrar önüne dönmüştü. Lycia artık profesörün 'çıkın' demesini bekliyordu. Derin bir nefes alıp gözlerini tekrar profesöre dikti. Acıkmıştı, bunalmıştı, uyumak istiyordu. Acaba ilk hangisini yapcaktı. Yemek mi yiyecekti yoksa uyuyacak mıydı? Şikayetçi bir şekilde homurdandığı anda profesör "Çıkın." demişti. Yüzüne aniden bir tebessüm yerleştirip Yvonne'yi orda unutup hızla sınıftan çıktı. Nereye gideceğini şeşırmış bir halde koridorlara doğru inmeye başladı.


_____________________________
* dzień dobry: Günaydın

* Başka bir sitede yaptığım Rp'dir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Charlie von Diederich
Seherbaz Karargahı & UBBP Genel Başkanı
Charlie von Diederich


Erkek
Ruh hali : Hellä Irna Heimdäll Boupi3
Mesaj Sayısı : 2101
Yaş : 29
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12173
Ekspresso Puanı : 49
Kayıt tarihi : 05/05/08

Hellä Irna Heimdäll Empty
MesajKonu: Geri: Hellä Irna Heimdäll   Hellä Irna Heimdäll Icon_minitimeSalı 03 Mart 2009, 20:33

Hellä Irna Heimdäll Slytherin
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
 
Hellä Irna Heimdäll
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG Dışı Sayfalar-
Buraya geçin: