Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Tanıdık bir yer tanıdık bir yüz.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Lucrezia
Hayalet
Lucrezia


Kadın
Ruh hali : Tanıdık bir yer tanıdık bir yüz. Yaaati6
Mesaj Sayısı : 67
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 10794
Ekspresso Puanı : 1
Kayıt tarihi : 25/06/09

Tanıdık bir yer tanıdık bir yüz. Empty
MesajKonu: Tanıdık bir yer tanıdık bir yüz.   Tanıdık bir yer tanıdık bir yüz. Icon_minitimeC.tesi 27 Haz. 2009, 14:43


    Oyuncular: Akira Jun Lee - Lucrezia
    Yer: Göl Kenarı
    Mevsim: Sonbahar
    Hava: Rüzgarlı
    Zaman: Akşamüstü


bir ileri bir geri, her adım bu kapının ardı demek, sonunda boğulmak olsa da
benim o sularda yüzmem gerek, anahtar deliğinden görünen bu küçücük manzara, sana yetiyorsa yetsin
benim o sularda yüzmem gerek, yüzmem gerek..


Fazlasıyla tanıdık soğuk sular.. Güneş, ışınlarını suyun altına göndermenin mutluluğu içinde, en yüksek noktasından iniyor, iniyor akşama doğru. Işınları suyu delip geçiyor üzerinde küçük pırıltılar bırakarak. Yer yer oluşan bu pırıltılı noktalara bakıyor Lucrezia. Şeffaf eli, suyun içerisinde geziniyor. Artık o da suyu delip geçebiliyor.

Suyun üzerinde oynaşan eli, bu soğuğa alışkın olan eli hala titriyordu temasın etkisiyle. Göl, onu hem çekiyor hem itiyordu. Korku kalbinde hala canlıydı. Atmayan kalbinde hala duygular vardı. Tekrar suya dalma hissi, ellerinin titremesine ve korkusunun canlanmasına sebep oluyordu. Ölürken hissettiklerini hala canlı canlı hatırlıyordu. Suyun şeffaflık hissi, boğazına her ne kadar acı verse de Lucrezia, boğulmanın apayrı güzellikte bir duygu olduğunu biliyordu. Gözlerini gölden alıp bahçede oturan öğrencilere çevirdiğinde, gözüne cüppelerin arasında bahçede görmeye alışkın olmadığı bir şey çarptı. Gryffindorlu beş öğrencinin - büyük ihtimalle bir arkadaş grubu - arasında, asaletiyle parlayan bir hipogrif. Tüyleri güneş ışığıyla canlanıyor rüzgarla hafif hafif hareket ediyor. Başı beyaz, gövdesi yer yer kahrevengi olan bu hipogrif bakışlarını Lucrezia'ya yöneltmiş.

Lucrezia olduğu yerden kalkarak, ondan gözlerini ayırmayan hipogrife yaklaştı. Gryffindorlular tabii ki aralarındaki hipogrifi görmüyorlardı. Görseler korku çığlıklarıyla etrafa kaçışacaklarından emindi Lucrezia. Ses çıkarmadı, aralarındaki asil canlıyı kimsenin görmesini istemiyordu. Zaten söylese bile, Hogwarts'ın çaylakları onu anlayabilecek miydi? Gördüklerini görecek miydi? Çok uzun yıllar yaşamış hayaletler bile onun gördüklerini göremezken... Belki de seçilmiş kişiydi Lucrezia. Onların görmediği şeyleri gördüğünden herhangi bir övünç duymasa da bu olasılık aklının büyük bir bölümünü kaplamış durumdaydı.

Arkasında, çimleri ezen ayak seslerini duyduğunda gözlerini hipogriften hızla alarak arkasını döndü. Umduğu gibi bu, çekik gözleriyle dikkat çeken Akira'ydı. Bahçede gezerken, birinci sınıfların çoğu ona bakıyordu. Lucrezia, kendisinden sonra çekik gözleriyle epey ilgi çeken Akira'yı tabii ki fark etmişti, herhangi bir erkek gözünden kaçabilir miydi? Ondan gittikçe uzaklaşan Akira'yı kaçırmak istemiyordu ama son bir kez hipogrife bakmadan edemedi. Ne yazık ki başını çevirdiğinde, gördüğü tek şey Gryffindorlu grubun arasındaki koca boşluktu. Hipogrif, uçup gitmişti.. Gözlerini oradan gökyüzüne çevirse de onu aramaya çabalamadı Lucrezia. İlgilenecek daha güzel bir şeyler bulmuştu.

Hafif ama hızlı bir şekilde Akira'ya doğru süzülürcesine uçarken rüzgar saçlarını uçuşturuyordu. Gölün rüzgarı, bazen çok işine yarayabiliyordu. Hoş, Akira onun saçlarına bile bakmıyordu ki! Diğerlerinden farklı bir tek gözleri değildi. O, çoğu zaman Lucrezia'nın ona olan duygularıyla dalga geçiyor gururunu kırıyordu (!) Yine de onu eğlendirebildiği için mutluydu L. Neşeli bir gülüşle şöyle bağırdı Akira'ya doğru;
" Bello! Questo Akira!* "Aksanı, kıvrak ve pürüssüzdü.. Süzülüşünü yavaşlatarak Akira'nın arkasında durdu. Zaten o da, sese doğru dönmüştü. Gözlerinde ' yine mi sen ' gibi bir ifade olsa da L bunu umursamadı. Alışmış olduğundan olsa gerek..

Şeffaf eliyle Akira'nın yanağından küçük bir makas alırken dudağında hala alaylı bir gülümseme vardı. Yerden biraz daha yüksekte olan ayakları sayesinde Akira'ya yetişebiliyordu. Hayalet olmanın, iyi yönleri de vardı.
" Dersler nasıl gidiyor? Son sene, zor olmalı. Her ne kadar son senemi yaşayamamış olsam da, yirmi yıldır Hogwarts'tayım, bu bile burası hakkında çoğu şeyi bilmeme yetiyor. " Akira'ya biraz daha yaklaşarak buz mavisi gözlerini onunkilere dikti. Ardından onları, Akira'nın gözlerinin yukarıya çekik uçlarına ilerletti ve manalı manalı gülümsedi. Beyaz elbisesi, olduğundan da şeffaftı ve Akira, şu anda arkasındaki kişileri görebiliyor olmalıydı. Yine de bu düşününce, kötü bir şey değildi. "Daha yeni başlayan bir şey için sence de erken değil mi bu soru?" Akira'nın sesinde bıkkınlık ve sıkıntı buram buramdı. Bu, L'in canını sıktı. Zaten bu koreli, ona soğuk davranmayı epeyce seviyordu. Yine de bu sefer buna pek izin vermeyeceki. " Anladım. Yani, derslerden konuşmayalım diyorsun, peki.. Yedinci sınıf olmanın iyi yanları da var pendenza occhi *. Mesela, karizma getirisi ve buna bağlı olarak da, anlarsın işte. Karşı cins. " Küçük kahkasında muzurluk ve neşe bariz hissediliyordu. Lucrezia insanlara ad takmayı severdi, bunu onları kırmak için değil de samimiyet için yaprdı. Akira'nın ismi de, pendenza occhi'ydi. Ama pendenza occhi bundan hoşlanmazsa bu isim, Lucrezia'nın kalbi gibi aniden yok olurdu. Puf!

* Güzel! Bu Akira!
* Çekik göz
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tanıdık bir yer tanıdık bir yüz.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Göl Kenarı-
Buraya geçin: