Fleur, Angelina'nın göle girme fikri üzerine daha ayağa bile kalkmayı başaramamışken,Linda gölün kenarında onları bekleyen Angelina'ya doğru hınzırca koşmuş ve onu bir anda suya düşürmüştü. Arkadaşlarını aniden suda çırpınırken gören Fleur, kahkahalarla gülmeye başladı. Ancak ayaklanabilmişti ama gülmekten neredeyse tekrar düşecekti. İki büklüm,zar zor nefes alabiliyorken,bir anda kolunda bir el hissetti. Daha kafasını kaldıramamışken o da arkadaşları ile birlikte sudaydı.
Şaşkınlıkla çevreye baktığında ona kahkahalarla gülen Linda ve Angelina'yı farketti. Hepsi suyun içinde birbirlerine tutunarak kıkır kıkır gülmekle meşgulken,Angelina "Görürsünüz bana gülmeyi siz şimdi!" diyerek bir anda onları ıslatmaya başlamıştı. Linda ve Fleur kendilerine gelemeden onları suyun dibine batırıp suda koşuşturmaya başladı.
Birbirlerini batırarak,yakalamaya çalışarak,ıslatarak ve bağırıp çağırarak eğlenirken Fleur çok başının dönmeye başladığını farketti. Üşümeye de başlamıştı. O kısmı sığ olan suyun içine çöktü ve sakinleşmeye çalıştı. Muhteşem bir geceydi. Hiç içmediği kadar içmişti sonunda. Arkadaşları da aynı durumda olmalıydı. Onlar da çöküp soluklanmaya başladılar. Hala arada birbirlerine bakıp kıkırdıyorlardı.
"Ee..Şimdiki planımız ne kızlar? Hadi biraz da okulu fethedelim.." dedi hınzırca. Ne de olsa Hogwarts'da keşfedilecek şeyler asla bitmezdi. Hogwarts'ın da biraz anarşiye ihtiyacı vardı zaten..