Koridordaki Ayak Sesleri...

Misafir

Elwina şüpheyle koridordan başını uzatıp arkasındaki Linda ve Fleur'a gelin işareti yaptı. Üçlü bugün can sıkıntısından toplanarak Hogsmeade'e gelmiş, Göl'e kadar yürümüşlerdi. O kadarı onları kesmeyince tatile aksiyon katmaya karar verdiler. Bunun en kısa yolunun tatilde ya da değil Hogwarts'tan geçeceğinden emindi hepsi de.

Fazla ses çıkarmamaya özen göstererek, geçen yıl boyunca alıştıkları koridorlarda ilerlediler. Merdivenler bugün onlara her zamankinden ıssız görünüyordu - ki öyleydiler. Hızla Üçüncü Kat'a çıkıp malum odaya, Strahd Von Zarovich'in odasının kapısına geldiklerinde Elwina arkasını dönüp onlara kapıyı gösterek sırıttı ve göz kırptı.

Linda'ya yaptığı küçük bir işaretle arkadaşı ona minik, ince yapılı bir nesne fırlattı. Bu her türlü hırısız koruma lanetine karşı dayanıklıve her kapıyı açabilen bir maymuncuktu. Birkaç oynamasıyla kapı tıkırdayarak açıldı ve minik bir itiş ardına dayandı. Üçü sessizce içeri girdiler...

Fleur, Linda ve Elwina süper planlarını gerçekleştirmek için Hogsmeade'den Hogwarts arazisine uzun bir yol katederek sonunda üçüncü kata varmışlardı. Plan harikaydı ama sessiz ve hızlı olmaları gerekiyordu.
Odaya ilerlerken Linda tökezleyerek yere hamle etmişti. Fleur yakalamasa yere kapaklanacaktı. Linda bunun üzerine hemen Fleur'a dönerek "Yanında mı?" diye sordu fısıltıyla. Linda da aynı şeyi düşünüyor olmalıydı. Başlarına gelecek herhangi bir aksiliğe karşı garanti altında olmaları gerekiyordu. Fleur elini koynuna götürerek Linda'nın ona doğum gününde hediye ettiği mavi ve muhteşem görünümlü madalyonu çıkardı. Madalyonun içinde onlara 1 saat yetecek kadar Felix Felicis vardı. Bunu Linda'nın annesi tasarlamıştı ve Linda onu Fleur'a hediye ederek onu çok mutlu etmişti.

"Adbibo Felixicis diceksin. Hadi!" dedi Linda yine fısıltıyla. Fleur da hemen kolyeyle göz teması kurarak 'Adbibo Felixicis' diye fısıldadı. Başarmıştı. Kolyenin kilidi küçük bir tık sesiyle açıldı ve minik iksir şişesi ortaya çıktı. Fleur iksiri Elw ve Linda'ya da içirdikten sonra şişeyi kapayıp ekrar madalyonun içine yerleştirdi. Hala az bir miktar iksir kalmıştı ve tek bir damlası bile ziyan olmamalıydı.

Fleur,Elw ve Linda küçük maymuncuk sayesinde basitçe kapıyı açarak Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörlerinin odasına daldılar.

Bu sırada Pofosör Logan isinsice ilerliyordu o dost düşman dinlemiyordu kimi görse azalamaya hazırdı.Yalnızca zamanı bilmesi onun avantajına olacaktı.Oradan birkaç ayaka sesi geliyordu. Bunların biri lindaya aitti.Linda onu fark edememişti henüz ne yaptığını bilmiyordu Logan onun hararetli konuşmalarından kötü bir iş becerdiği ve bir suç ortağı olduğunu anlıyordu.Artık bir slyhterinden çok daha öteydi.

Geçidin öbür ucunda logan sakince bekliyordu ve onlara sordu:
Bu saatte burda ne işiniz var ?

Fleur tam tünelden çıkmak üzereyken Profesör Howlett'a ait olduğunu çok iyi bildiği bir sesle irkildi. Sesi duyduğu anda dışarı çıkmaya hazırlanan Linda da yeniden tünele dalmıştı. Elwina kendini kurtarmayı başarmış olmalıydı.

Burada bu vaziyette yakalanmamalıydılar. Fleur hemen elini koynuna götürerek madalyonda kalan Felix Felicis'i hazırlamaya girişti. Az miktar kalmıştı ama onları bu durumdan kurtarmaya yeterdi. Göz teması kurarak ''Adbibo Felixicis' diye fısıldadı yeniden. İksiri hemen içerek yeniden tünelden dışarı çıktılar.

Fleur ve Linda dışarı çıkar çıkmaz üst katlardan bir gürültü kopmaya başladı. Logan da sesi duyar duymaz onları bırakıp yukarı koşturmaya başlamıştı.

Linda bir anda Fleur'un nereden bulduğunu bilmediği bir süpürgeyi onun eline tutuşturarak ilerlemeye başladı. Birlikte yukarı çıktıklarında Domuz Kafası'nda çok büyük bir kavganın patlak vermiş olduğunu gördüler. Ortalık çok hareketliydi ve Logan da kavgayı ayırmakla meşgul görünüyordu.

Fleur ve Linda kimseye görünmeden kendilerini dışarı atarak Linda'nın -muhteşem şanslarının etkisiyle- eline geçen süpürgelere binerek uzaklaştılar.

Clioby hiçbişeyden habersiz koridorlarda dolaşıyordu.Birden bir ayak sesi duydu.Hemen anında irkildi.Daha sonra hiçbişey yokmuş gibi ilerlemeye başladı.Ama daha sonra ayak sesleri daha kuvvetli gelmeye başlayınca korkudan ne yapacağını şaşırdı ve cebinden i-podunu çıkardı.Hemen müziğin sesini sonuna kadar açtı.Ama buda işe yaramamıştı.Çünkü ayak sesleri birden daha kuvvvetli gelmeye başlamıştı.Clioby saklanmak için bir yer arıyordu.Ama aklına bir yer gelmemişti.Zaten gelseydi şu ana kadar orda saklanıyor olurdu.Ama daha demin oradan ayrılan Fleur'lar ilgisini çekmişti.Oda onların arkasından "Benide yanınıza alın!" ]diye bağırışlarını duyurmak istemişti ama bunu yapamamıştı.Çünkü aradaki mesafe çok fazla olduğu için hiçbiri onu duymamıştı.Ama birden aynından koşarak biri geçmişti.O kadar hızlıydıki onun kim olduğunu kestirememişti.Aslında gözü onu biryerden ısırıyordu ama "Boşver!" diyerek devam etti.Ama daha sonra kıyametin koptuğunu sanmıştı.Ayak sesleri o kadar güçlü çıkıyorduki artık Clioby kendi söylediklerini bile duyamıyordu.Daha sonra birden büyü yapmak istedi.Ama bunu beceremezdi.Çünkü çok pratikte değildi.Aslında Clioby büyü yapmayı severdi ama bu sefer yapmadı.Aslında daha önce hiç büyü yapmamıştı.Ardından yola koyuldu.Bu çok garipti.Çünkü daha demin kıyamet gibi olan ayak sesleri yok olumuştu.Sanki birileri o ayak seslerini büyü ile mahvetmişti...

Diğer kızlar kaçmayı başarmış fakat cliby orada kalmıştı.Logan hızlıca ilerliyordu bu ayak sesleri elbette ona aitti.Clioby hızlıca kaçmaya başlamıştı.Burada av olmak üzereydi belki de o küçük Slyhterin'li kız Logan usulca yanına sokuldu.
"İyi geceler Miss Demon bu saatte burada ne işiniz var mahsuru yoksa bunu sormak isiiyorum."

Logan kızın cevap vermesini beklebiliyordu yavaşça tekrar konuştu."Miss Demon gece yatakhanenizde olmadığınız için slyhterin 15 puan kaybetti ve lütfen gece gezmeleri yaparken dikkat edin"

Logan kızı arka tarafında bırakıp kendisini yatakhanesine kadar eşlik etmesini istedi.Bu aslında bir rica değildi.