Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 RP PRATİKLERİ

Aşağa gitmek 
+29
Zinovia Audrey Tyra Scott
Elizabéth Adrianna Malfoy
Melinda Shélia Dumbledore
Krystal Angelina Delacour
Valencia Claudía Ruselló
Chester Bennin
Aurélie Léa Johnson
Alarica Viola Sonnette
Mel Heid
Willelmina Jane Vandom
Christian Dayrnt Black
Lily L. Black
Vittoria Snape
John Synea
Tom Prince
Scorpius Gregoroviç
Samara Y. Laura D'Owen
Rocio Sycorax Malfoy
Mattéo Bernand Black
Æon Amelia U. Warner
Allaryce Lena Malfoy
Tatyana Johnson
Nathalie Emilie Allén
Amy Grint
Marietta Dennise Black
Renny Dawkin
Akazukin Konshin
Daphne Zoe Launy
Marcus Lucas Black
33 posters
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3
YazarMesaj
Melinda Shélia Dumbledore
Muggle
Melinda Shélia Dumbledore


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Cheesyol1
Mesaj Sayısı : 19
Yaş : 30
Galleon : 12196
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 14/03/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePtsi 17 Mart 2008, 15:28



Kütüphaneye Gitme Zamanı!

4. kat...Melinda’nın rahat düşünebildiği kütüphanenin olduğu kat burası bambaşka bir yerdi,bazen acıklı anlarda saklandığı yer yada 1. sınıflardan birini ararken Cornelia'yı ararken baktığı ilk yerdi.buraya sık sık gelirdi 1. sınıftayken ama bu kural 1. sınıftayken geçerliydi onun için 1.sınıftayken her şey hemde her şey bambaşkaydı çünkü...!

Monotonluklardan tamamen uzak her gün koridorlarda kahkahalarla ilerlediği 1. sınıf, slytherinliler her gün tartışsa da her gün yanında birinin olduğu 3. sınıf...Çoğu zaman sevmemişti 1. sınıfı ama anılara baktıkça o eski günleri hatırladıkça o zamanlar ne kadar mutlu olduğunu hatırlayınca1. sınıfın ne güzel bir şey olduğunu anlamıştı.

Düşüncelerden zar zor sıyrıldı.Gözleri yaşlarla dolmuştu kütüphanenin kapısını aralayarak içeri büyük bir sessizlikle girdi.Cüppesinin cebindeki elleri sanki her an terliyordu ama hava çok da sıcak değildi.Terlemiş ellerini mendille silerek derin bir nefes aldı mitoloji kitabını alarak masaya geçip oturdu.Bir kağıt aldı.Bir yandan etrafa bakınıyor bir yandan da kağıda bir şeyler karalıyordu.

Aslında karalamak bile denemezdi buna eski günleri hatırlayınca keyfi tamamen kaçmıştı,kitaptaki yazıya baktığında sanki sonsuza kadar bitmeyecekmiş bir edayla bir şeyler homurdandı.Ardından kuşkulu bir edayla Aslında karalamak bile denemezdi buna eski günleri hatırlayınca keyfi tamamen kaçmıştı,kitaptaki yazıya baktığında sanki sonsuza kadar bitmeyecekmiş bir edayla bir şeyler homurdandı.Ardından kuşkulu bir edayla

"Buraya gelmemeliydim...!"

diye mırıldandı.Eski günleri hatırlamak ona acı vermişti bu da onun farkındaydı gözleri yaşlarla dolsada umurunda bile değildi hiç bir şey yapmadan gözlerinden akan yaşları silmeden öylecine durdu bir süre ardından ayağa kalkarak huzursuz bir edayla gezindi etrafta en sonunda sıkılınca astronomi dersine girmek için bir hayalet kadar sessiz bir biçimde oradan ayrıldı.

Cehennem Gibi Derslik

Astronomi...bu dersi her zaman sevmişti ama bu kdar kötü bir günden sonra dersi dinlemesi oldukça zor olacaktı bunu farkındaydı aslında derse giremeyecekti ama.Derslerden kaçmamalıydı ne de olsa eninde sonunda girmeyecekmiydi derse?Dersliğe girer girmez boş olan yere oturarak mavi çantasından parşomeni tüğ kalemini çıkardı.Yorgun bir ifade vardı yüzünde aldırmadan mavi çantasını sıranın altına koyarak etrafa bakındı az sonra gelen profesöre baktı oldukça şık giyinmişti sarı düz saçları vardı.İlk kez bu derse girdiği iyiydi tatlı bir kadına benziyordu hafifçe gülümsedi dersten zevk almıştı aslında ardından profesör kendisini tanıtmayı bitirince söylediği şeyler not aldı.

Yazmayı bitirince derin bir nefes aldı ilk ders için fazla uzundu 2.. sınıftan nefret ediyor hemde hiç etmediği kadar derslerin bu kadar zor olacağını hiç bir zaman tahmin etmemişti ama işte çok zordu hemde çok.Hoşnutsuz bir ifadeyle profesöre tekrar baktı ne kadar sevecendi ah bir de daha az yazdırsaydı oldukça memnun kalacaktı.Sırasına sırtını dayayarak dinlenme fırsatı varken dinlendi kuleye kadar gitmek onu hiç memnun bırakmayacaktı.Ama gitmeliydi Andy'i bulup onunla konuşmalıydı profesörden sonra oradan ayrıldı.

Kafasız Nick'den İntikam Zamanı!

"Hepimiz lanetlendik! "

Bu haykırışla inledi kızlar yatakhanesi...Shélia Andy’nin konuşmasını dinliyordu.konuşuyordu ve Andy’nin ona anlattıklarını duyunca,bir haykırış tümcesi dudaklarından aktı.Gerçektende yarı afallamış yarı kızmış bir ifadeye sahipti.Birazda uyku sersemiydi. Kristin onu kaldırmış ve yaptıkları planın tam tersi işlediğini anlatmıştı.Andy,Melinda ve Kristin birkaç Gryffındorlu'yu faka bastıracak planlar yapmıştı.Ama herşey Neredeyse Kafasız Nick yüzünden bozulmuştu anlatılanlara göre.. Hemen eline asasını aldı .Shélia ve Hogwarts'ın devasa koridorlarında ilerlemeye başladı.Gözlerinden fışkıran nefret kıvılcımları tüm benliğini sarmıştı.

"Aha!Seni buldum lanet yaratık!"

diye bağırdı Melinda Neredeyse kafasız Nick’e.Nick iseaçıklama yapmak istiyor gibiydi.Melinda ona tek kelime ettirmeden "Waddiwasi" diye haykırdı ve asasından çıkan ışık demetiyle Nick’in burnuna bir sakız yapıştı.Melinda alaycı bir kahkaha ile Kristin’e baktı Andy ise oradan ayrılmıştı.Kristin yürümeye başlayınca Shélia’da onun arkasından ilerledi…İyiki Andy ve Kristin vardı yoksa intihar ederdi!Noel akşamını ortak salonda geçirecekt.Bakalım bu noel nasıl geçecekti?!

Bunalımda Bir Noel Akşamı

Dersler....!Onlardan kurtulmak imkansız gibi bir şeydi, ders ders ders her gün aynı sorunlar aynı profesörler bu ne monotonluktu?!Her derse girişinde daha da sıkılıyordu her gün daha da artıyordu sıkıcılık,hızlı adımlarla ortak salona girerek etrafı süzdü.

Şöminenin önündeki koltuğa attı kendini derin bir nefes alarak koltuğu düzelterek cebindeki kalemi alarak küçük bir parşomene bir şeyler karaladı en sonunda kağıdı şöminedeki alevin içine attığında kahkahalarla gülmeye başlamıştı kahkahalar sonlanınca sinsi bi se tonuyla

"Ders aralarında buraya gelebildiğim için şanşlıyım,Ne kadar sıkıcı...!Şu derslerden kurtulamk için Tanrım pfff...!"

dedi sinir çinde noel akşamında olmalarına rağmen yine de mutsuz bir günün sonlarında olmanın az da olsa keyfi vardı.İyice körüklenen aleve baktı bi süre,sarı saçlarını arkasına atarak cebindeki bütün birikintileri aleve fırlattı.

Alev daha da körüklenmiş şimdi alevin sesleri daha da rahat duyuluyordu tiz bir kahkaha daha attı.Ardından sıkılış bir tavırla gözlerini ortak salonun eski tavanlarında gezdirmeye başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.google.com
Samara Y. Laura D'Owen

Samara Y. Laura D'Owen


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 10nm9
Mesaj Sayısı : 1151
Yaş : 28
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12300
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 22/01/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimeSalı 01 Nis. 2008, 19:35

KORKUYU YENEN PARTİ

Yine bir bahar akşamında güneş tüm ışıklarını saklamıştı.Ayın ışığı tüm evreni aydınlatmaya yetiyordu adeta.Gökteki yıldızların yanıp sönüşü daha bir güzellik katıyordu havaya.Ağaçların yaprakları sessizce esen rüzgara kapılıp gidiyordu ve minik kuşların ötüşmeleri sessizliği bozan bir müzikti.Gökyüzü maviliğini gizlemişti karanlığa...

Ashley,malikanenin balkonundan sessizce gökyüzünü seyrediyordu.Ara sırada kuşları yoklayıp müziklerine katılırmışçasına mırıldanıyordu.Dersler bu ara üstüne gelen koca,siyah bir buluttu ve sıyrılmak içinse tek yol doğayla baş başa kalmaktı.Yıldızların verdiği güzelliğe dalıp gitmişken Ashley,malikanenin arka bölümünden büyük bir gürültü koptu.Ashley ani bir korkuyla sıçradı ve hemen asasına sarıldı.

Tek başına yapayalnız haliyle ve de asasıyla çok bir şey yapabileceğini sanmıyordu.Ama en azından birkaç büyü biliyordu,zaten bilmeliydi de...Odasından bir vakit çıkmama kararı alsa da yalnız olmanın iyi bir fikir olmadığını da biliyordu.Odasından sessiz adımlarla çıkıp ablası Sophié'nin odasına doğru yürüdü.Kapıyı tıklattıktan sonra hemen içeriye girdi.Korkuyordu ve de gözünden akan yaşları durduramadı.Ablasının yatağının başına oturup

-Abla,abla...Abla uyan lütfen.Ablaa..ablaa...

dedi fısıltıyla.Bir yandan da ablasını yavaşça sallıyordu.Biraz etrafına bakındı ve ablasını tekrar sallamaya başladı.Ablası Sophié yavaşça arkasını dönüp Ashley’e baktı.

-Ihh..Ne oldu Ashley,senin neyin var?Neden ağlıyorsun,yoksa....?

dedi heyecanla.Sonra Ashley'in gözyaşlarını yavaşça sildi.Sorusunu tekrarladı ve Ashley'in korkudan bembeyaz olmuş yüzüne uzun uzun baktı.Ashley ablasının kulağını erişip sessizce

-Malikanenin arka tarafı,daha demin korkunç bir ses geliyordu.Korkuyorum abla....

dedi irkilten bakışlarıyla.Ablası Ashley'in saçlarını okşadıktan sonra yatağından hızla kalkıp kardeşinin elinden tuttu.Sonra sakin ve soğuk bir tavırla

-Şimdi malikanenin arka tarafına gideceğiz Ashley.Ama korkmayacaksın olur mu?Söz ver bana kardeşim!

dedi.Ashley gitmek istemiyormuş gibi ablasının elini tutup biraz geriye çekti.Daha fazla çekmeye gücünün yetmeyeceğini anlayınca da elini sıkmakta buldu çareyi.Sonrada başını eğip

-Söz veriyorum ablacım,korkmayacağım...

dedi.Sonra ablasıyla birlikte odadan hızla çıktılar.Koridorlar hiç bitmeyecekmişçesine karanlıktı.Ablası ile mutfaktan bir mum aldıktan sonra koridoru yürümeye devam ettiler.Uzun koridorun bittiğini anlayınca arka kapının yanındaki büyük odaya göz attılar.Odada kimsenin olmadığını görünce koridorun en sonundaki odanın kapı kolunu yavaşça indirdiler.Ablası kapıyı açarken Ashley'de korkuyla ona bakıyordu.Ablası eliyle kapıyı işaret ederek

-Korkunu yenmenin tek yolu budur inan bana.Hadi sen dene!

dedi.Ashley ufak bir çekingenlikten sonra kapının kolunu kavradı ve yavaşça indirdi.Gözlerini sıkıca kapatıp odaya girdi.Ablası arkadaşlarının Ashley'e hazırlamış olduğu doğum günü partisinden haberdar olmasına rağmen gördüğü anda şaşkınlığını da gizleyemedi.Arkadaşlarının


-İyi ki doğdun Ashley,iyi ki doğdun!


diye bağırmaları üzere gözlerini açan Ashley bir yandan korksa da onun için bu gün harika bir anı olarak kalmıştı.Arkadaşlarına teker teker sarıldı ve burada oldukları için teşekkürlerini gizlemedi.Büyük çilekli,antep fıstıklı pastanın tam ortasında büyük bir aralık var gibiydi.Yavaşça yanına yaklaşıp pastaya dokundu...O da ne?Pastanın içerisinden Daff çıkmıştı ve de peri kızı gibi uçarak salonun ortasına indi.

Ashley böyle korkutucu bir gecenin mükemmel bir doğum günü partisine dönüşeceğini tahmin bile edemezdi. Gece saat gece yarısını vururken harika bir dilek diledi...


En son Nicole Ashley Dumbledore tarafından Cuma 04 Nis. 2008, 18:58 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164/sam
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePerş. 03 Nis. 2008, 14:11

Scorpius Gregoroviç ~ Oldukça eksiğin olduğunu üzülerek belirtmeliyim. Öncelikle, yazım ve noktalama hatalarına dikkat etmelisin. Aceleye gelmiş gibi görünüyor bu RP'n, bu yüzden biraz daha özenle yazmanı rica ediyorum ^^ Onun dışında, betimlere çok az yer vermişsin ve kullandığın dil akıcılıktan çok, -geldi, gitti- Rp'leri dediğimiz cinsten. Bu dediklerime dikkat ederek tekrar yazarsan, çok daha iyi olacağından eminim. Şimdi gözüme çarpan birkaç yeri düzeltmeye çalışacağım daha açık belirtebilmek için demek istediklerimi;

Alıntı :
Tekne ilerlerken görkemli şato biraz daha güzel gözüküyordu göze ve yanında oturan yaşıtı ellen oda bir safkandı anneleri yakın dostlardı.''Merhaba Ellen''dedi ne kadar istemesede.

Alıntı :
Tekne yavaş yavaş, durgun suda ilerlerken, önlerinde ki manzara büyüleyici denebilecek güzellikteydi. Göğün koyu ve yıldızlarla bezenmiş karanlığı altında göz bebeklerine yansıyan görüntü neredeyse karşıdan bakan birinin şeffaf bir güzellikle sezebileceği netlikteydi. Hemen yanında oturmuş, ağzı açık bir halde şatoya bakan, ailelerinin yakın dost olduğu yaşıtı Ellen'le buluşan gözleri, istemese de konuşmasına neden olmuştu. Açık alanda olmalarından ötürü esen rüzgarın etkisiyle kurumuş dudaklarını ıslatarak kıza baktı;

'Merhaba Ellen.'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePerş. 03 Nis. 2008, 17:44

Tom Prince ~ Çok fazla kelime tekrarı yapmışsın ve akıcılık yok denecek kadar az malesef. Seninde biraz özensiz yaptığını düşünüyorum bu RP'ni çünkü birkaç defa rastladığım RP'lerin fena değildi Hogwarts içerisinde. Betimlemelere biraz daha yer verirsen ve daha uzun cümleler yazmayı denersen çok daha iyi olacağına inanıyorum ^^ Rp'nden aldığım kısa bir bölümü düzeltiyorum kendimce;

Alıntı :
Yine göl kenarına gitmişti. Her seferinde yalnız kalmak için gittiği özel bir bank vardı. Bu sefer banka canı sıkılmış olduğu için gidiyordu. İçinden'Umarım bu sefer kisme yanıma gelmez biraz kafamı dinlerim.'Hergün değişik bir şey yaşıyor, bu olaylar onun canını çok sıkıyordu.

Bedeni yavaşça ilerliyordu Göl Kenarına doğru. Her zaman, yalnız kalmak için gittiği banka belki de istemsizce yönelen adımları saniyeler ilerledikçe hızlanıyor, birçok şeyden bunalmış olmanın verdiği sıkkınlıkla bastığı nemli çimler, her adımında biraz daha eziliyordu. Parmaklarını koyu sarı saçları arasında gezdirirken, içinden de mırıldanıyordu *Umarım bu sefer kimse yanıma gelmez de, kafamı dinlerim biraz.* Banka vardığında, bedenini yavaşça yerleştirerek yayılmış, yeşil gözleriyle süzüyordu etrafı. Zihninden bir türlü kovalayamadığı düşünceleri onu ele geçirmişken, yaşıdığı olayları ve bunların kendine vermiş olduğu sıkkınlığı düşünüyordu. Açık, pürüzsüz tenine yansıyan güneşin efsunlu ışıltılarından korunmak istermişçesine ellerini siper etmiş, ileri de, ona doğru endamlı bir edayla yürüyen silüeti fark ettiğinde sıkıntıyla *off*lamışt;

'Bir kez olsun yalnız kalamayacak mıyım?!'


----

John Synea ~ Basit bir dille yazmış olsanda, çok büyük hatalar yok Rp'nde bence. Öncelikle renklendirmeleri daha az yaparsan; konuşmaları başka, anlatımları başka bir renkte mesela, görsellik bakımından çok daha güzel olacaktır eminim. Italic yada Bold'da kullanabilirsin Rp'lerinde. Her neyse, içeriğe geldiğimde, Üslubunun basit yada daha uygun bir kelimeyle zayıf olduğunu düşünüyorum. Ha ara sıra betimlemeler yapıyor, düşüncelerini aktarıyorsun fakat kelimelerini biraz daha özenle seçer, cümlelerini de uzatırsan, çok daha iyi olacak ^^ Düzelttiğim birkaç cümlen bunlar;

Alıntı :
O gün John'un kalbi duracak gibiydi.Yeni bir okula başlıyordu ve sevdiği kız bu okuldaydı.Yeni arkadaşlarla ve de yeni profesörlerle tanışacaktı.Hiç görmediği ve tanımadığı kişileri burada tanıyıp kim bilir belkide sıkı bir dost olacaktı.Her şeyden önemlisi biricik sevdiği Alice'ydi.İçinde sessizce "Acaba beni görünce nasıl bir tepki verecek?"sorular yöneltiyordu.

Kalbi ağzından fırlayacakmışçasına atarken, iri iri açılmış göz bebekleriyle sabit bir noktaya bakıyor, sevdiği kızla aynı okula gidecek olmanın verdiği heyecan ile kovmaya çalıştığı düşüncelerine engel olamıyordu. Hem Hogwarts, hem de Alice onun için öyle önem taşıyorlardı ki, iki mutluluğu bir arada yaşamak fazlasıyla arttırıyordu adrenalinini. Titreyen ellerini usulca dudaklarında gezdirirken, rahatsızmışçasına kıpırdattığı bedeni ile yerleşmeye çalışıyordu koltuğuna. Alice... Adı dudaklarından döküldüğü anda bile ritmini arttırmaya başlayan kalbine engel olamıyor, kahverengi göz bebekleri duvarda gezinirken, en çok merak ettiği soruyu soruyordu kendine;

*Acaba beni görünce tepkisi ne olacak?*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Daphne Zoe Launy
Son Dakika Editörü
Daphne Zoe Launy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 43772825vu8
Mesaj Sayısı : 1162
Yaş : 31
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12457
Ekspresso Puanı : 7
Kayıt tarihi : 21/12/07

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePerş. 03 Nis. 2008, 18:09

Sıkıntıyla başını göğe kaldırdı.Koyu mavi ve bulutsuzdu,tam da istediği gibi yani.Ama canı yinede,başka bir şeyler yapmayı istiyordu.
Sarı saçlarını açmış,kahkülleri de mavi gözlerini kaplıyordu.Üzerindeki yeşim yeşili cüppeyi,omuzunda ibraz kaydırdıktan sonra,sağ elindeki mektubu sol eline geçirdi.Henüz daha açmamıştı,ancak kimden geldiğini kesitirebiliyordu.
Burada okuyamazdı.Fazla açık bir yerdi.Kimsenin kolay kolay gelemeyeceği bir yere gitmeliydi.Yasak ormana....
Vakit gece yarısını çoktan geçmişti.Ancak,yatağında daha fazla durmaya dayanamamış ve dışarı çıkmıştı.
Sanki,bir şeyden kaçıyormuşcasına girdi yasak ormana.Derine,daha ileriye....Ağaçlar gittikçe sıklaşıyor,gök yüzünü kaplıyordu.
Koştu,soluğunu yitirene dek.Yüzünden terler fışkırmış,bacakları çalılıklar yüzünden çizilmişti.Birden oturdu.Bir ağacın altıydı.Tepsinde bir kuş yuvası olduğunu seziyordu,ama kalkmadı.Yırtarcasına açtı mektubu

''Giden günlerin hatırına
Bir şeyler kalsın istedim sana
Al bu gülü,
Baktıkça geçmişi yad edersin''

Diyen bir dörtlükle başlamıştı.Avril,şimdi fark ettiği mavi bir gül gördü zarfın içinde.Parmaklarının arasına aldı.Çevirdi.Mavi...En sevdiği renk.....Bunu bilirdi,peki acı vereceğini bile bile,neden yapmıştı?

Mektup devam ediyordu:

-''Sevgili Avril,
Gerçekten güzel günlerimiz oldu seninle.Bu mektubu yazarken mavi gözlerinin sorgular gibi baktığını görür gibiyim.Sen maviye tutkundun,ben sana....Bir oyun değildi bu.Gerçekten seven bir insanın yazdıkları bunlar.Sana,bahçedeki gülü yolluyorum.Onu ektiğini,nasıl emekle suladığını hatırlıyorum.Bu gülü yerde bulduğunda nasıl ağladığını da....Tam üç yıl sonra,bunu hatıra defterinin arasında buldum.İlk aklıma gelen sana yollamak oldu.Umarım sende saklarsın.

Sevgilerle,
Lucas''


Burada onu kimse bulamazdı.Bunu bildiği için rahatça ağlıyordu işte.Göz yaşları ip gibi yanaklarına akarken,bir yandan da maviye boyanmış gülü elinde çeviriyordu.Aslında beyazdı bu gül.Fakat,fırtına yüzünden dalından koptuğu zaman,Lucas onu maviye boyamıştı
-''Muggle çiçekçiler böyle yaparlar.Aslında mavi gül yoktur,hepsi boyadır''demişti,bir yandan da sprey boyayı sallarken.Dünmüş gibi hatırlayabiliyordu,her hareketi.
İngiltere'ye doğru yola çıkrken,çantasını açtığında anlamıştı evde unuttuğunu.Anlaşılan Lucas,eşyalarını almaya gelince onu bulmuştu.Bir cd yığının içinde bulmuş olabilirdi...Belki.

Akan gözyaşlarını elinin tersiyle sildi.Bir elinde gülü çeviriyor,diğer elinde ise mektubu tutuyordu.Tekrar tekrar gözlerini satırların üzerinde gezdiriyordu.Geçmiş günleri hatırlamak,artık onu üzüyordu.
ne yaparsa yapsın,Lucas'ı unutamado,ığını anlamıştı o anda.İspanya'da kalan bir aşktı.Biraz samba ve mutluluk kokuyordu.Mektubu hırsla buruşturdu.İçinden düşünüyordu:
-''Belki de,kasıtlı yaptı.Aslında gülü hiç hatıra defterine koymamıştı.''
O defterde,sadece eski sevgilileri olurdu.Oysa Avril'e her zaman diğer kız arkadaşlarından farklı olduğunu söylemezmiydi?
Bir kez daha gözlerini hızlıca mektubun üzerinde gezdirdi:
-''Gerçekten seven bir insanın yazdıkları bunlar.....''
Demek hala seviyordu.Acaba,bir şans daha olabilirmiydi? Avril başını dizlerine dayayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.Mektuptan sonra anladığı tek şey,onu aslında hiç unutamadığıydı.Fakat,şimdi geri dönmeliydi.Güçlü olmayı dileyerek ayaklandı.Tekrar koşarak,geri dönüş yoluna girmişti bile.Mektubu sağ elinde,sıkı sıkya tutuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePerş. 03 Nis. 2008, 21:02

Nicole Ashley Dumbledore;

Öncelikle söylemek isterim ki beklediğimden güzel çıktı rp =)) Ancak yakaladığım birkaç nokta var.

"Yıldızların verdiği güzelliğe dalıp gitmişken Ashley,malikanenin arka bölümünden büyük bir gürültü koptu." Adını ilk cümle parçasının sonunda kullanman devrikliğe neden olmuş, bu da cümle içinde bir çopukluğa neden oluyor. Öğelerin dizilişine dikkat etmelisin Wink

"Tek başına yapayalnız halde" Gereksiz yere fazla kelime kullanımı gibi geldi bana. Ayrıca bu şekilde kullandığında, evde tek başınaymışsın hissi veriyor. Oysa ki birkaç cümle sonra öğreniyoruz ki yanında ablan varmış.

Ablanın uyanışı da ilginç. Uyanır uyanmaz heyecanla konuşmuş olması pek mantıklı gelmiyor bana. Örnek olarak şöyle birşey verebiliriz;

Alıntı :
Ablası gözlerini kırpıştırarak onu uyandıran kardeşine direnmeye çalıştı.
"Iıııh... Ne oldu Ashley..."
Ashley'e doğru dönüp uykulu gözlerle ona baktığında, bir telaş içinde olduğunu farketmişti belli ki; zira onun bu halini görünce aniden uyanmış, heyecan ve merak içindeki gözlerle kardeşine bakmıştı. Doğruldu ve yumuşak bir dokunuşla kardeşinin yanaklarından süzülen gözyaşlarını sildi.
"Senin neyin var? Neden ağlıyorsun?" Birden tereddüt edip ciddileşti. Ashley, onun gözlerinin ardında uyanmaya başlayan endişeyi hissetmişti. "Yoksa..?"


Ayrıca, ağlıyor olduğunu daha önce belirtmemiş olman da biraz kopukluk yaratmış.

Kısacası bazen olaylar arasında kopukluk yaşadığını sezdim. birazcık daha dikkatli olursan, oldukça iyi olacak. Ayrıca sanırım sonlara doğru sıkılmışsın, sonunu oldukça kısa kesmişsin. Hadi ama, o muhteşem doğum günü süprizini gördüğünde hissettiklerini, gördüklerini de yazabilirsin. Mesela...


Alıntı :
Ashley ufak bir çekingenlikten sonra kapının kolunu kavradı ve yavaşça çevirdi. Ablasının "korku ile yüzleşme" mantığının doğru olduğunu düşünse de, hâlâ göreceği şeyi görmek istediğinden emin değildi, bu yüzden gözlerini sıkıca kapatarak odaya girdi. Ancak odaya girişinin ardından gözkapaklarının ardındaki karanlığın aniden aydınlanması, ve tanıdık seslerin neşeli korosunu duyunca kendini tutamayarak merak içinde gözlerini açtı.

"İyi ki doğdun Ashley, iyi ki doğdun!!"

Tüm arkadaşları, büyük, çikolatalı bir pastanın etrafında dizilmiş Ashley'a o bildik şarkıyı söylüyor, bazıları neşeyle el çırparak şarkıya eşlik ediyordu. Ashley kendini tutamayarak gülmeye başladı. Onu böylesine korkutan şeyin bu kadar güzel bir süpriz olabileceği aklına bile gelmemişti...

...gibi en basitinden. Bunu kendine göre geliştirebilir ve değiştirebilirsin de.

Kısacası, cümlelerine dikkat et, olayları birbirine daha iyi bağla ve kendi hislerini ve düşüncelerini de rp'ne kat. O zaman mükemmel olacak ^_^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zinovia Audrey Tyra Scott
Muggle
Zinovia Audrey Tyra Scott


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Friendssx9
Mesaj Sayısı : 267
Yaş : 64
Galleon : 12160
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 01/04/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimeCuma 04 Nis. 2008, 16:06

Lilith yine uykusuzlukla uğraşıyordu.Yatağına yattığında gözlerini kapıyor,ama bir türlü uyuyamıyor.Zihnini arındıramadığı düşünceler nedeniyle rahat olamıyordu.Yatakhanede yatağında sırt üstü yatıp bir süre tavanı izledi Lilith..Zaten o an yapabileceği başka bir işte yok gibiydi.Zihnini çeşitli hayellelrle doldurmaya ve onları izlemlemeye başladı.

Lilith oldukça tuhaf bir varlıktı.Hiçbir peşin düşüncesi yoktu.Hiçbir şeye de kuvvetle inanmazdı.Bu yüzden birşeyin karşısında gerilemez ,hiçbir yöne doğru da gitmezdi.birçok olayı kesin olarak görür,pekçok şeyide eğlenceli hale getirebilirdi.Yalnız,hiçbir şey onu tam olarak tatmin etmezdi.Zaten tam olarak bir tatmin istediği de pel belli değildi.Zekası keskindi ama bir o kadar da ilgisiz.Kuşkuları hiçbir zaman unutulacak kadar önemsemez,hiçbir zaman da hüzünlü halini alacak kadar büyümezdi.Nihilist bir tavrı vardı birazda.Cesur ve zeki ama bir o kadar kindar ve sinsiydi.

Kimi vakit onunda gözlerinin önünde renk renk ışıkların alevlendiği oluyordu ama,bunlar sönünce Lilith dinleniyor,söndüklerine acımıyordu.Hayalgücünün sınırsız ve belki de uçsuz bucaksız olduğunu biliyor bu yüzden de sık sık hayal kuruyordu....Yalnız,hayalllere daldığı zaman bile vücundadaki damarlarda kan gene eskisi gibi insanı büyüleyecen bir biçimde ve yavaşlıkla akıyordu.

Bazen güzel kokularla yıkandıktan sonra ,banyo odasından vücudu sıcacık,duyguları yumuşamış olarak çıkar,hayatın boşluğunu,kendi acılarını,zorlukları,kötülükleri,düşünerek hayallere dalardı.O zaman ruhu birdenbire cesaretle dolar,içinde yüksek bir amaca yönelmek istekleri uyanırdı ; ama ,yarı açık kalmış penncereden bir rüzgar esti mi hemen büzülür,kendini şikayet etmeye başlardı.Neredeyse öfkelenirdi.O sırada bir tek şeye ihtiyaç duyardı.Bu rüzgar çabucak gitsin..

Güzel günler geçirme fırsatını bulamamış bütün kadınlar gibi o da birşeyler istiyordu ama,ne istediğini kendiside bilmiyordu.Daha doğrusu ,birşeyler istiyormuş gibi geliyordu ona ama,aslında hiçbir şey istediği yoktu.Ölen ailesi ile hiçte iyi vakit geçirmemiş hatta annesine güç bela dayanmış gibiydi.Zaten o babasını çok severdi.Babasıda aynı ölçüde sevgi gösteriridi Lilith'e...Her bakımdan güvenirdi kızına..

Zaman bilindiği gibi bazen kuç gibi uçar ,bazen solucan gibi sürünerek geçer.Ama insan en çok zamanın ağır mı,yoksa çabuk mu geçtiğini fark etmediği vakit kendini iyi hisseder.İşte o geceyarıda aynı şey olmuştu.Lilith tavana bakıp,hayal kurarken birden uykusu gelmiş ve uykunun kollarına salıvermişti kendini.Ve oldukça ilginç bir düşün içinde bulmuştu kendini.

Çok ilginç ve büyük bir odanın uç kısmındaydı Lilith.Oda da belli ki üstü eskiden beri birikmiş tozlarla kaplı ahşap bir masa vardı.Masanın üstünde yıpranmış birkaç sayfası sararmış kitaplar vardı.Duvarlarda siyah bir çerçeve içinde bir arma asılı gibiydi.İleride cam kenarında ise bir adam vardı.Orto boylu,atağında rugan yarım çizmeler vardı.Görünüşe bakılırsa kırk beş yaşlarında vardı.Kısa kestirilmiş,ağırmış saçlarında gümüş gibi donuk bir parıltısı vardı.Yüzü kuruydu fakat buruşuk değildi.Loş ışığın yüzüne iyice vurması,yüz çizgilerini belli ediyordu.Bu adamın yüz çizgileri ince bir kalem çizilmiş gibi tertemizdi.Badem biçimli ışıklı gözler çok güzeldi.Bu zarif adam dimdik durmakla beraber birine birşeyler fısıldıyor gibiydi.Lilith biraz yaklaştı adamın ağzından birkaç Fransızca kelime duydu.

Birden kendine geldi Lilith.Çok ilginç ve bir o kadar da saçma bir rüya görmüştü.Bu onun keyfi durumunu pek etkilememişti ama,rüyasından bir anlam çıkartamaması da ilginç bir durum gibiydi.Tüm bunları bir kenara bıraktı Lilith ve üstündeki pijamalarıyla vedalaştı.Ardından eteğini,gömleğini ve kravatını taktı.Tüm bu resmiyet hiç hoşuna gitmesede bunları yapıyordu.Üzerine cübbesini geçirince siyah kayışlı çantasını da alıp Yatakhaneden ayrıldı Lilth..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/
Misafir
Misafir




RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimeCuma 04 Nis. 2008, 17:14

Emilie Lilith Dumbledore'un Keiran tarafından yorumu:

1. Varsa konuşmalı ve hareket içinde olduğun bir Rol oyunu (RP)bölümünü koyarsan daha iyi olacak. Çünkü bu yazdığın kısa hikaye olmuş... İç döküş, anlatış (hatta bu tip eserlere deneme bile diyebiliriz) oldu... Ve tek kişiyi anlatıyorsun: Kendini...

2. Halbuki biz burada biraz daha farklı bir durumdayız: Birlikte oyun oynuyoruz. Tek başımıza değiliz. Olaylar, mekanlar, insanlar içindeyiz ve bir hareket olgusu var. Buna betimleme dediğimiz şeyleri de ekleyerek süsleyebilirsin. Sende yok mu; hayır var. Ancak karışıklık içinde fark edilemez hale gelmişler.

3. Kendi iç sesini kullanmaktan da korkma. Çünkü sen bile kendinle konuşursun. Doğal ihtiyaçtır.

4. "," ve "." işaretlerine dikkat et. Bu işaretlerden sonra boşluk olmalı, öncesinde değil..

5. "~yordu" ile biten cümleler yorucudur... Fazla kullanmanı önermem. Ayrıca "~yor" yani şimdiki zamanı kullanmanda işleri iyice çorba ediyor. Ya geniş zamanı kullan (~r) ya da ~di'li geçmişi.. Hepsini birlikte fazlaca kullanırsan zaman mefhumu başına dert olur. Okuyanın kafası karışır ve onu zorladığından sıkılır...

6. "Ama"dan sonra virgül olmaz... Zaten açıklamaya girişiyorsun.

7. Örnek alıntı:

Alıntı :
O zaman ruhu birdenbire cesaretle dolar,içinde yüksek bir amaca yönelmek istekleri uyanırdı ; ama ,yarı açık kalmış penncereden bir rüzgar esti mi hemen büzülür,kendini şikayet etmeye başlardı.Neredeyse öfkelenirdi.O sırada bir tek şeye ihtiyaç duyardı.Bu rüzgar çabucak gitsin..


Ama senin yazdığın böyle de olabilirdi:
Alıntı :
O zaman ruhu birdenbire cesaretle dolar ve içinde yüksek bir amaca ulaşmak isteği uyanırdı. Ancak hani yarı açık kalmış pencereden bir rüzgar esecek gibi olsa, o zamanda hemencecik olduğu yere büzülür kalırdı. Başlardı kendisini kendine şikayet etmeye... Bu davranışına genellikle öfkelenirdi. Aslında o anlarda tek bir şeye ihtiyaç duyardı: Bu rüzgarın çabucak ondan uzaklaşıp gitmesine...


İfadelerin tutarlı değil. Neyi anlatmak istediğin anlaşılmıyor.. Fazla kelimeyi fazla ve gereksiz yerde kullanıyorsun. Sadeliğe kayarsan daha çok başarı elde edersin. Çünkü anlaşılır olmuş olursun..


Yorum gene de diğer arkadaşlarca da eleştirilebilir.

~Kei~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimeCuma 04 Nis. 2008, 17:25

Lily Alanis S. Allén ~ Rp'lerin oldukça güzel, hem içerik hemde uzuluk bakımından fakat gözüme çarpan birkaç hata buldum. İlk olarak birçok üye gibi sende nokta,virgül, noktalı virgül, üç nokta vs.. gibi noktalamalardan sonra boşluk bırakmıyorsun. Yada şöyle diyeyim, sadece virgülden sonra boşluk bırakıyorsun (: Fakat, noktadan sonra bıraktığına hiç rastlamadım. Göze çarpmamış olabilir fakat okuduğumuz kitapları açıp kontrol edince, hepsinde de, böyle durumlarda boşluk kullanıldığını görebiliriz. Hem görsellik, hem de kurallara uymak açısından buna alıştır kendini derim ben ^^ Diğer bir hatan ise - aslen kusur tabii hata diyemeyiz tam olarak - cümleleri çok kısa tutman, yani birbirine bağlamayı tercih etmiyorsun nedense ve bu, bazen kopukluk yaratıyor cümleler arasında. misal;

Alıntı :
Alanis, Çatlak Kazan'dan Bakanlık'a gelmiş, ofisine girmişti.Ofisine girer girmez sekreteri Bayan Affleck'ten bir ateşviskisi istedi.Ateşviskisi gelince bir dikişte bitirmişti.Daha fazla içmek istemedi.Bugün içinde müthiş bir sıkıntı vardı.Nedenini her zaman olduğu gibi bilmiyordu.Bir süre dosyaları karıştırdı.Çok geçmeden Bayan Affleck elinde bir zarfla kapıyı tıkladı.Alanis'in "Gir!.." sesini duyan Bayan Affleck, odaya girdi.Konuşmaya başladı. "Bayan Allén.Size bir mektup var.Bay Stiller'dan."

yerine,

Alıntı :
Alanis, Çatlak Kazan'dan çıkar çıkmaz Bakanlığa, ofisine girmişti. Ağır adımlarla onu karşılayan Bayan Affleck'ten bir ateşvişkisi isteyerek bedenini bıraktığı koltuğuna yerleşti iyice. Çatlak Kazan'dan beri içini kemiren, hatta mutluluğunu her geçen saniye sömürüp yerini umutsuzluğa bırakan o sıkıntı, hala zihnini meşgul ediyor, nedenini bilmemesi ise durumu zorlaştırdığı gibi mutsuzluğuna mutsuzluk katıyordu. Birkaç saniye sonra, elinde ki ateşviskisini ona sunan Bayan Affleck'e minnettarca teşekkürlerini iletip, bir dikişte bitirmişti kadehi. Bir anlığına da olsa, beynine hücum eden sert dalga eşliğinde başını eğerek dosyaları karıştırmaya başladı. Sahibinin, ona içkisini armağan ettikten sonra odayı terk etmiş olan sekreteri olduğunu tahmin ettiği bir *tık* sesiyle kendine gelerek doğrulmuş, hafif buğulanmış gözlerini sildikten sonra kıpırdatmıştı dudaklarını; 'Gir!..' Sesi duyar duymaz kuvvetli bir gıcırtıyla açılan kapıdan giren sekreteri, elinde ki zarfı ona uzatarak konuşmuştu; 'Bayan Allén. Size bir mektup var, Bay Stiller'dan.'

Yani daha attı, gezdi gibi eylemler yerine " atarak, doğrulttuğu bedeni ile geziniyordu." gibi cümleye hem anlam hemde betimleme açısından daha da güzellik verebilirsin. Onun dışında gayet güzel, zevkle okudum RP'ni. ^^

Alıntı :
Zayıftı çünkü...Zayıftı...Bu zayıf haliyle ölümyiyen olmuştu.Bunları kaldıramıyordu ama bunlardan vazgeçemeyeceğini de gayet iyi biliyordu.İlk defa kendini kapana kısılmış hissetti.Düşündü...Acaba Azkaban'a mı gitse?...Saçmalıyordu işte yine...Saçmalıyordu...Şöyle bir silkindi.Hemen kendini kötü şeylere boğmuştu...Ama zaten hayatında iyi olan birşey yoktu ki...Tekrar ayağa kalkmak istedi.Uğraştı ama kıpırdayamıyordu.Bunlar fazla gelmişti ona, emindi...Oturdu sandalyede biraz geriye yaslanmaya çalıştı.Evet...Bunu başarabilmişti...

Bu bölümü çok beğendim mesela, düşüncelerini gayet güzel aktarmışsın bize, ifade etmek istediklerini biraz da okuyanı etkileyebilecek bir dille belirtmiş, ayrı bir güzellik vermişsin. Şimdilik bu kadar, teşekkür derim bu güzel Rp'n için..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Samara Y. Laura D'Owen

Samara Y. Laura D'Owen


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 10nm9
Mesaj Sayısı : 1151
Yaş : 28
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12300
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 22/01/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimeCuma 04 Nis. 2008, 18:59

rp mi editledim Itami,söylediğin gibi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164/sam
Lily L. Black
Sihirli Oyunlar ve Sporlar Dairesi Başkanı
Lily L. Black


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 44692542ju9
Mesaj Sayısı : 2960
Yaş : 29
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12324
Ekspresso Puanı : 1
Kayıt tarihi : 07/02/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePaz 06 Nis. 2008, 01:18

Muggle araştırmaları Profesörünün düzenlediği Muggle kenti gezisine gidecekleri gün bir mucize olmuş Lily sabahın beşinde uyanmıştı.Bu gezi için muggle severi sayılmayan babasındansa araştırmaktan hoşlanan annesinden izin almayı tercih etmişti.İzin kağıdı komadininin üzerinde duruyordu annesinin zarif imzasıyla.Lily muggle’lardan nefret eden biride değildi onlara bayılan biride.Esneyerek kalktığında yatakhanesinde kimsenin uyanmadığını gördü.Eh sabahın beşinden bahsediyoruz.Üzerine sabahlığını geçirip ses çıkarmamaya dikkat ederek sandığından bir parşömen,tüy kalem ve mürekkep çıkardı.Ne zamandır mektup yazmayı erteliyordu çok vakti de olmuyordu.Bir eline yaktığı mumu diğer eline malzemelerini alıp pencerenin pervazına oturdu.Yanına dengelediği mürekkep şişesinin kapağını açtı.Mumuysa pek dengeli sayılmayacak bir biçimde şişenin yanına koymuştu.Bir kaç dakika düşündükten sonra yazmaya başladı..

Bir saat kadar sonra eğik,küçük ve zor okunan el yazısıyla üç,dört parşömen doldurmuştu.Annesine yolladığı mektubu kıvırıp koyduğu zarfın üzerine adres yazarken izin belgesi ve geziyi düşünüyordu.Artık yavaş yavaş aydınlanan havaya bakıp mumu söndürdü ve tüm eşyalarını yine sandığına tıkıştırdı.Bir tek mektubu ve mumu yatağının üzerindeydi.Mumu komadinine geri koymak için aldığında ateş gibi sıcak bir sıvı sağ elinde damladı.Arghh…

“Lanet Olsun!!!”

Bir saat kadar yanmış olan mumdan damlayan sıcak suya benzeyen şey elini yakmıştı.Hay..Eline damlayan sıvı kısa sürede donmuştu.Katılaşmış mı diyorlardı genelde ? Her neyse işte.Saat altıyı biraz geçiyordu.Pijamasının üzerine bir pelerin geçirirken yanındaki yatakta hala horul horul uyumakta olan Lucy’nin dibinde bağırdı.

“Kalkma Vakti ! “


O lanetler okurken merdivenleri gürültüyle inmişti.Ortak Salondan çıkıp baykuşhaneye koşarken boş koridorlarda ayak sesleri yankılanıyordu.Baykuşhaneye çıkan merdivenlere kadar kimseyle karşılaşmadı.Orada lanet olası hortlak sabahın köründe yine saçma bir şeylerle uğraşıyordu.Neydi bu ya.Öğrencilere bu kadar mı gıcık olurdu bir hayalet ? Tabi Pevees olurdu.Tavandan düşme imkanı olan ağır nesneler nedeniyle Lily bugün onunla uğraşmaktansa baykuşhaneye daha uzun yoldan gitmeye karar verdi.Daha güvenli.Koşarak bitkibilim seralarını aratmayacak kokuya sahip,buz gibi büyük odaya girdiğinde okulun baykuşları arasında kararsız kaldı.En sonunda kabul edilebilir büyüklükte bir alaca baykuşu alıp mektubu bacağına bağladı.Onu pencereden bırakınca baykuş hızlı bir şekilde kanatylarını çırparak gitti.Kendi baykuşu yoktu.Belki de bu sene alırım.Önceki sene aklına gelmemişti nedense.Alırsa bir alaca baykuş alabilirdi.Dikkat çekmeyen güzel baykuşlardı bunlar.Sonra üzerini değiştirmek dahil yapması gereken tüm işleri hatırlayıp tekrar koşarak merdivenleri inmeye başladı.Ne yazık ki acele ettiğinde o pis hortlağın tuzağını unutmuştu.Yere düşen tablolardan kaçmak için kendini sağa atarken öfkeyle bağırdı.

“Pislik!”

Hortlak tiz gülüşüyle uzaklaşmıştı bile.Başka uyanık öğrenci arıyordu belli ki pis şakaları için.Neden okulda tutuyorlar bunu.Bu düşüncelerle ravenclaw ortak salonunun girişine gelmiş heykelin normalden daha kolay sorusunu yanıtlamıştı.Yatakhaneye koşarken hala sessiz olduğunu fark etti.İçeri girdiğinde de yanılmadığını gördü.Ne Lucy ne diğerleri uyanmıştı.Uykucular.Gülümserken düşündüğü buydu.Hemen kendi yatağının başına gidip pelerinini ve pijamasını çıkartıp muggle kıyafetine en uygun bulduğu kıyafetlerini giydi.Siyah kot pantolonunun büyücülere özel bir tarafı yoktu.Üzerinde kırmızı bir ballycastle bats yarasaları arması olan siyah tişörtüne gelince.En iyisi arkasındaki Ballycastle Bats yazısının görünmemesi için bir ceket filan giymekti.Fanatik muggle’lar şüphelenirdi bakarsın.Havada yaz aylarında sayılmazdı zaten.Ceketini sandığının derinliklerinden çıkardıktan sonra hala uyuyan Lucy’nin yanına gitti.Biraz şok iyi mi gelirdi acaba ? Evet..Sanki..Kızın komadininin üstündeki içi su dolu sürahiyi alıp suyu başından aşağıya boşalttı.Soğuk suyun etkisiyle şaşkınlıkla ayağa fırlayan Lucy’se sinir içinde saçından sular damlarken elinde sürahiyle ona bakarak gülmekte olan Lily’ye bağırdı.

“Lilyyy!!!”


Bağrışı bütün yatakhaneyi hatta erkekler yatakhanesindeki herkesi uyandırmaya yeterdi herhalde.O öfkeli bir biçimde giyinirken ve bir yandan söylenirken Lily sandığından birkaç galleon alıp asasıyla birlikte kotunun cebine atmıştı.Daha sonra kapıda durup hala öfkeli Lucy’nin ona lanetler okurken uyanmaya çalışıp giyinmesini izledi.En sonunda hazır olduğunda binadakilerin büyük kısmıyla birlikte büyük salona gitmek üzere yürümeye başladılar.Koridorlarda ve Merdivenlerde yürüdükleri süre boyunca Lily Lucy’yi sinirlendirmişti.Yani şakasına.Gerçekten kavga çıkarma amacı yoktu olmazdı da.

Her zamankinden boş büyük salona her zamankinden çabuk mu ulaşmışlardı ona mı öyle geliyordu ? Belki erken kalktığından belki değişik bir etkinliğ katılacak olduğundan vakit hızlı geçiyor gibi hissediyordu.Az önce baykuşhane de değil miydi ? Uzun Ravenclaw masasına oturduğunda saate rağmen profesör masasının dolu olduğunu gördü.Profesörler kendi aralarında konuşuyorlardı ve hiç aceleleri yok gibiydi.Muggle Araştırmaları Profesörü de oradaydı.Aslında dersini almayan Lily onu cezadan biliyordu.Onun dışında bir tek şölenlerde görmüştü.Kahvaltının ortalarına doğru Keiran uykulu bir şekilde gelmişti.Yanından geçerken ona gülümseyen Lily mırıldandı.

“Selam”

Aynı karşılığı alsa da bir gariplik vardı sanki.Kahvaltı boyunca aralarında pek bir konuşma olmaması da bunun göstergesiydi.Kahvaltıdan sonra izin belgelerini Profesöre teslim et- Aaa!!Az kalsın yediği mısır gevreğiyle boğulacaktı.İzin Belgesi.Yukarıda mı kalmıştı ? Kaybetmiş olamazdı herhalde.Telaşla yukarı fırlayacaktı ki asasının ve muggle parasına çevirtme umuduyla yanına aldığı galleon’larının bulunduğu cebinden bir kağıt parçası düştü.Burdaymış.Anlık telaşı yanındakileri şaşırtmış gibiydi.Ama Cidden bu kadar hazırlandıktan sonra gidememek yazık olurdu.Kahvaltısını sessizlik içinde bitirdi.En sonunda masalar boşalıyor herkes gitmek için acele ediyordu.Lily’de diğerleriyle birlikte kalktı.Muggle araştırmaları profesörü de kalkmıştı.Bir iki kişi pelerin giymişlerdi.Merlin aşkına bunlarda hiç mi aklı yok ? Zaten profesörde uyardığından üzerlerini değişmek zorunda kalmışlardı.Profesör ona bakarken ceketini üzerine geçiren Lily kıyafet kontrolünden yırtmış oldu.İzin belgeleri kontrol edilecekti şimdi.O da bitince en sonunda profesör konuşmaya başlamıştı.

"Arkadaşlar, şimdi Hogwarts Ekspresine binerek Londra'ya gidiyoruz. Oradan muggle tarzı bir okul otobüsüne binerek, şehir turumuza başlayacağız. Hepinizin kıyafetlerini teker teker kontrol ettim. Şu anda aynı muggle'lara benziyoruz. Şehirde asalarınızı, çok önemli bir durum olmadığı sürece, kullanmanızı istemiyorum. Sınıf başkanlarına bu konuda büyük görev düşüyor. Herbiri kendi binasından sorumlu olacak. En ufak bir sorunda bana başvurun lütfen. Şimdi yola çıkabiliriz."


Kalabalığın arasında trene binen Lily kendi binasındakileri aradı.Cüppeyle daha kolaydı.En azından kim binanda anlıyordu.En sonunda Vitt,Lucy,Sarah,Keiran ve bir iki kişinin daha olduğu bir kompartman buldu.

“En sonunda.Nereye kayboldunuz ya ? “

Kendini pencere kenarındaki Keiran’ın karşısına attı.Hogwarts Ekspresinde cüppesiz,sandıksız olmak çok garipti.Ya bu arada muggle kentine gidiyorlardı iyi hoşta nasıl alışveriş yapacaklardı.Gringotts’a filan da uğramayacaklarsa –ki öyle bir şey söylenmemişti- merakla bu konu üzerinde düşünürken gözlerini Keiran’a dikti.Başını cama yaslamış yavaş yavaş haraket etmeye başlayan trene yada başka bir şeye aldırış etmeden uyuyordu.Ama sanki dışarıyı seyrediyormuş görüntüsü veriyordu insana.Yüzüne indirdiği -muggle’ların o..neydi adı hah tamam- beysball kepi bu izlenimi destekliyordu.Yani galiba.Yolculuk genele göre son derece sessiz geçmişti.Lily pencereden gözüken yeşil renginin tonlarından bıkmıştı.Her yer ağaç her yer orman…

Yolculuğun sonuna geldiklerini umuyordu artık.Tren yavaşladı..yavaşladı..Ve durdular!Lily kendini ilk dışarı atanlardardı.Kısa sürede meraklı muggle bakışları arasında yürümeye başlamışlardı.Meraklılar!İleride sarı,büyük bir –neydi onun adı şu otobüs gibi şeyler- servis vardı.Okuduğu muggle’lar üzerine bir kitaptan hatırlıyordu Lily.Profesör’de bu düşüncesini doğruladı.

"Herkes beni takip etsin. Sarı, büyük servis bizim aracımız."

Lily servisin en arka koltuğuna,pencere kenarına oturmuştu.Yanına kimin oturduğuna bile bakmamıştı.Yol boyunca pencereden izlenecek sayısız muggle dükkanı vardı.Muggle’lar..Yaşayışları bizden o kadar..Farklı ki.O ailesindekilerin çoğu gibi değildi.Muggle icatları işine yararsa kullanırdı mesela.Otobüsten inmişlerdi.Profesör adının Nathan olduğunu öğrendiği belli ki aslında büyücü olan – bakışlarından hissediliyordu bu – adamla konuşuyordu.Kısa süre sonra sokakta çok dolanmayıp tabelasında “Lyria Kitapçısı ve Müzikevi” yazan güzel görünüşlü bir dükkana girdiler.

"Burası, muggle'ların müziklerini ve kitaplarını satın aldıkları bir dükkan. İncelemek için 45 dakikanız var. Bir sorunuz olursa müzik bölümünde olacağım. Unutmayın, asa kullanmak yok."

45 dakika.45 dakika..Lily için çok yeterli değildi bu vakit.Kitapların arasında o..Kendini kaybederdi.Akşam alsalardı onu daha iyi olmaz mıydı ? Yine saçmalamaya başlıyorum.Herkes dağılmıştı.Çoğunluk kitaplara göz atıp geçmiş ama CD’lere takılmıştı.Yuvarlak disklerde ne bu kadar önemli.Lily kitaplardan sonra belki bir 10 dakika bakabileceğini düşündü.İlginç şeyler çıkardı belki.Hemen üzerinde Fantasti- -gerisi önündeki şişman adam yüzünden okuyamıyordu- Yazan bir tabelaya ilerliyordu ki profesör onları çağırdı.Ne oldu acaba ? Daha 5 dakika olmadı ya !

"İstediklerinizi satın alabilmeniz için hepinize bir kese muggle parası vereceğim. Şimdi hepiniz sırayla gelip, birer tane alın."


Yaşasın.Kendisine verilen kesedeki para ona o gün yeter artardı bile.Kitap fiyatlarının yanı sıra muggle’larda sık sık uygulanan indirimler vardı.Hemen az önce gördüğü raflar seğirtti.Raflardaki eski görünüşlü üzerinde resimler olan kapakları incelemeye başladı.Kılıçlar,oklar,savaşlar,ejderhalar..Yüzlerce böyle kitap vardı.Ama arkalarına da göz atınca üçlü bir pakette olan bir kitap ona daha hoş gözükmüştü.Ejderhaların yer aldığı bir seriye benziyordu.İlgisini çekmişti.Elinde tutmaya devam ederek Klasikler yada benzeri bir başlığa sahip bölüme gitti.Kitaplara göz atarken bir tanesi çok ilgisini çekmişti.”Gurur
Ve Önyargı” yazarı “Jane Austen” Konusu iyiye benziyordu.Onu da eline aldı.Kitaplara bakmaya ara verdiğinde daha yarım saatleri vardı.Dergilere ve - neydi adı – bilgisayar oyunlarına göz attı.Ne kadar renkliydi.O şaşkınlıkla ne olduğunu bilmediği bir çok terimin olduğu bir dergi kapağına bakarken gülümseyen,hoş ve yakasındaki karta göre adı Robert Collins olan bir görevli yanında belirdi.

“Yardımcı olabilirmiyim?”

Anlaşılan fazla dikkat çekiciydi şaşkınlığı.Hızla kendini toparlayarak mırıldandı.

“Hayır..Ben..sadece..Bakıyordum”

Kitap raflarının arasında kaybolurken hayli şaşırmış ve garipsemiş olan görevliyse başka bir öğrencinin yanına gitti..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Ivyanne Lynn Black
Muggle
Ivyanne Lynn Black


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 37978406tk7
Mesaj Sayısı : 823
Yaş : 32
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12342
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 26/12/07

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePaz 06 Nis. 2008, 15:39

Hava soğmuştu sanki. Rüzgar hafiften yüzüne doğru esiyordu. Sarı, dalgalı saçları esintiden dolayı uçusup, gözlerinin önüne geliyordu. Bileğindeki siyah tokayla önüne gelen saçlarını topladı. Üstündeki ince bluzla üşümüştü. Siyah sırt çantasından aceleyle sıkıştırdığı siyah ceketini çıkardı ve üstüne geçirdi. Evet böyle daha iyi olmuştu. Üşümesi az da olsa geçmişti.

Bir barın önünden geçiyorlardı. İçerden gelen sesler oldukça ilgi çekiciydi. Şu anda bir gezinin ortasında olmasaydı kendini içeri atacaktı. Dikkatini oraya vermemeye çalışarak profesörün arkasından yürümeye devam etti. Arkasında birinci sınıflar vardı. Onların sorumluluğunu üstlenmek çok zordu. Bir çoğu ne kadar Muggle'lar arasında büyümüş olsa da fazla dikkatsiz davranıyorlardı. Şimdi de önünden geçtikleri bir oyuncakçı mağazasına takılmıştı iki ufaklık. Vanessa sert bir hareketle yanlarına gidip, daha büyük gözüken çocuğun kolundan tuttu.

"Bilmem farkında mısınız ama herkes orada. Sizin ne işiniz var burda. Oyun çağınızı geçemediniz mi hala? Düşün önüme hadi" dedi sinirle. Çocuklar itaatkar bir tavırla Vanessa'nın önünde ilerlerken kendiside yavaş yavaş onların arkasından kendini sürükledi. Gidecekleri yeri merak ediyordu. Sonunda bir dükkanın önüne gelmişlerdi. Nasıl bir tabelaydı o? Vanessa kendini tutamayarak kıkırdadı. Ne kadar iğrenç renkleri vardı. Tabelanın üstünde "Turque Giysi Mağazası" yazıyordu. Önünde durdular. Profesör:

"Burası muggle kıyafetleri satan bir mağaza. Kıyafetleri üzerinize göre ayarlamayacaklar. Zaten her bedene göre hazır var. Ancak size bedeninizin kaç olduğu sorulduğunda gelip benden yardım isteyebilirsiniz. Giyinme işlemini arka taraftaki kabinlerde gerçekleştireceksiniz. Yarım saatiniz var. Lütfen hiçbir şeye zarar vermeyin."


İçeri büyük bir kalabalıkla girdiler. Vanessa gruptan ayrılarak kıyafetlere bakmaya başladı tek başına. Bunlar da neydi böyle? Kendisinin giydiği cadı kıyafetlerine benzemiyordu hiç Onu bırak üstündekilere bile benzemiyordu bunlar. Hepsi süslü püslü, simli kıyafetlerdi. Vanessa nefret ederdi bu tür şeylerden. Kendine uygun pek bir şey yoktu. Genelde gece elbiseleri vardı. Özel günlerde giyilebilecek türlerdendi. Birden kafasında şimşekler çaktı. Kuzeninin düğünü yaklaşmıştı. Hazır gelmişken güzel bir elbise bulabilirdi.

Gözlerini elbiselerin üzerinde gezdirirken, gözlerinin rengiyle aynı olan bir elbise dikkatini çekti. Elbiseyi askısıyla birlikte üstüne tutup, aynanın karşısına geçti. Güzel durur muydu ki üstünde? Dikkatle incelerken yanına bir bayan geldi. Oldukça yumuşak bir ses tonuyla "İsterseniz deneyebilirsiniz. Kabinimiz şurada" dedi. Vanessa onun gösterdiği kabine doğru ilerlerken, kafasında hala elbisenin güzelliğiyle ilgili sorular vardı. İçeri girdi. Üstünü değiştirince kabindeki aynada dikkatle kendine bakındı. Evet güzel olmuştu. Dizlerine kadar gelen pileli eteğiyle müthiş gözüküyordu. Eski kıyafetlerini giyip, kasaya ilerledi. Para kesesinde hala bayaa para vardı. Kitapçıda çok birşey almamıştı. Kasiyere ücreti ödedikten sonra etrafı incelemeye koyuldu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164/van
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePtsi 07 Nis. 2008, 17:44

Vittoria Snape demiş ki:

Sessiz bir gündü.Güneşin Loş ışıkLarı yüzüne vuruyordu.Gereğinden fazLa karanLık oLan yüzü daha mat ve ifadesiz görünüyordu ve siyah saçları,kahverengi gözleri güneş ışığının etkisi iLe parlak ve açıkkahverengine bürünmüştü.Sessizliğin ardından başını hızla sağına çevirerek siyah saçlarının falgalanmasını sağladı.
Sağındaki eski arkadaşı Merope'ye gözlerini dikmiş bakarak:

''Yapacağımı düşünüyorsun öyle mi? O bir ifritten farksızken nasıl olurda yardım edeceğimi düşünebilirsin hemde son kavgamızda yanımdayken.''

Merope daha fazla bir şey söylemeden konuyu kapatmıştı fakat Vitt hala bu konu üzerindeki düşüncelerini belirtiyordu.Eski kavgalarından söz ediyor her seferinde kendinin hakLı olduğunu belirtiyordu.
.... ... ......

Saat gece yarısını geçmişti.Vittiora ve Kevin birbilerinden ayrı ,odanın diğerköşelerinde duruyorlardı.Ailelerinin yakın olması onları sık sık bir araya getirsede o günü hayatlarının en kötü günü saymaları onların birbirlerinden ne kadar nefret ettiğini açık ve net belirtiyordu.
Kevin diğer köşeden ona sinsice sırıtken Merope de ona küçümser bir bakışla karşılık veriyordu. Oda boğuk ve gergin sessizlik içindeydi.2 düşman aynı odadayken ne beklenirdi ki? Ve Vitt sessizLiği
bozarak:

'' Merope bana bir konuda yardım bekLediği söyLedi sanırım çok istediğin bir şeymiş''
dedi zafer kazanmış gibigörünen bir edayla.

Yüzü giderek pembeleşen Kevin odanın diğer köşesine giderek tedirgin ses tonunu bastırmaya çalışmış ama feci çuvallanmış bir sesLe Merope nin abarttığını böle bir şeyin olmadığı vurguluyordu.


Vitt ,Kevinin yüzündeki ifadeyi görmesini istemeyerek başını öne eğdi.OKuduğu kitabı sertçe kapatarak içinden Merope ile çekildikleri fotografın düşmesini sağladı.Resim onlara bakıp martakça el sallıyordu. Vittiora resimi hızla yerden alıp Pomane nin kafesinin üstüne koydu.ve Kevine direk bakarak:

'' Neymiş bu önemlİ olan merak ediyorum.Eh Merope nin bile benden yardımı beklemesi kadar istediği nedir?''

Kevin normal bir konudan bahseder gibi görünsede içindeki merak yüzüne yansıyordu.

Önemsiz olduğunu sölüyordu.Sözünü bitirince eklemek yada eklememek arasında kalmış bir edayla bir şeyler mırıldandı.Tekrar merope ye döndü onun hala karanlık sanatlarla ilgilenip ilgilenmediğini sorduğunda
şaşıran Vitt :

'' Evet. Eskiden dediğim gibi karanlık tarafta olmak istiyorum.6. sınıfta olduğum için önümde pek süre yok yani eskiden fazla ilgileniyorum da niye soruyorsun ''

Kevin sanki biri onu zorluyormuşcasına söylemek istediğini söylemiyor sürekli ''Boşver '' yada ''önem bir şey değil'' gibi sözcükler kullanıyordu.

Sabrı taşan Vitt:
''Nee? Yüzüme bakmayı kes ve asıl söylemek istediğini söyle '' dedi sertçe.


Kevin umutsuzca Vittoria nın büyülerde iyi olduğunu ve ona bir kaç bir şeyler öğretmesini istedi.

Vitt gülme ve Kevin a bir tane patlatma arzusunu kahramanca bastırarak:

'' Ne ben mi? '' dedi. Oysa Vittoria neler düşünmüştü.Olayın bu kadar basit olduğunu öğrendiğinde hayal kırıklığına uğraması kaçınılmazdı.Ama 3. sınıf birinden ne bekLenirdi ki?

'' Şey peki oLur''
Vitt bu sözleri söylerken sanki kendisine ait olmamış gibi bir ses kullanmıştı.Kevin gerçekten mutlu bir şekilde ona öylesine teşekkür ediyordu ki Vitt bu basit olayın bu kadar abartıldığına bir kez daha şaşırmıştı.

... ... ... ....

Kevin geçirilen bir ay sonunda onun gerçekten bir işi başardığını görmek Vittiora yi ister istemez mutlu etmişti.Aslında o kadarda zor olmamıştı.Kevin tek başına olunca canavarlığını kaybediyordu adeta.
Vittiora Kevin a karşı yumşasada bunu dışa belli etmeye niyeti yoktu.Kevin da öyleydi anlaşılan.Kompartımanda poneminin (baykuş) kafesini düşürerek Vitt in bir kaç sinir krizi geçirmesini sağlasada
Trene binerken ona gülümsediğine yemin edebilirdi.Ve yoğun bir ayın ardından Yeni bir dönem onları bekliyordu.

Vittioria Snape ~ Rp'lerini beğendiğimi biliyorsun ama açıkçası Rp'ni okumaya başlarken bu kadar güzel olacağını tahmin etmemiştim ^^ Öncelikle tebrik etmek istiyorum çünkü betimlemelerin olsun, duyguların olsun.. Çok çok güzel ve süslü cümlelerle anlatmışsın. Gördüğüm birkaç hata var ama gözünden kaçırdığını düşündüğüm şeyler onlarda. İlki; uzun cümleleri virgül ile bağlamıyorsun nedense. Hatta hiç virgül kullanmamışsın bile diyebilirim XD Rp'nin içeriği muhteşem fakat bu gibi noktalamalara da dikkat edersen çok çok daha muhteşem olacağından eminim. Birde, noktadan sonra boşluk bırakmamışsın. Bunu bilmediğini varsayıyorum çünkü çoğu rastladığım Rp'ciler, her ne kadar iyi Rp yapsalar da, bunu bilmiyorlar. Bende bir sene kadar önce öğrenmiştim XD Önce garip geliyor fakat daha sonra alışınca çok daha güzel bir görüntü oluşturduğunu anlıyorsun. Galiba eski alışkanlığın bilemiyorum ama 'L' harflerini büyük yazmışsın başka bir yazım hatası olarak, o gözüme çarptı. Birde yazım hatası değil de, galiba hızlı yazdığından dolayı yanlış yazılan kelimeler gördüm ama onların üzerinde durmayacağım. Senin gibi iyi bir Rp'cinin gözünden kaçmış şeyler bana göre sadece ^^

İçeriğe gelince ise, dediğim gibi çok iyisin. Betimlemen, ifadelerin, duygularını dışa vuruş biçimin. Açıkçası düzeltecek bir şey bulamıyorum fakat gözüme çarpan bir şey oldu, bazı kelimeleri fazla kullanmışsın aynı cümle, yada sıra gelen cümleler içerisinde.


Alıntı :
Ailelerinin yakın olması onları sık sık bir araya getirsede o günü hayatlarının en kötü günü saymaları onların birbirlerinden ne kadar nefret ettiğini açık ve net belirtiyordu.
Kevin diğer köşeden ona sinsice sırıtken Merope de ona küçümser bir bakışla karşılık veriyordu.

Buradaki onları, ona kelimeleri gibi.

Alıntı :
'' Şey peki oLur''
Vitt bu sözleri söylerken sanki kendisine ait olmamış gibi bir ses kullanmıştı.

Birde burası gözüme çarptı sadece. Son cümlen yerine;


Alıntı :
Konuşurken, dudaklarından dökülen kelimeler ona ulaştığında, kendi ses tonuna ait değilmişçesine bir his uyandırmıştı Vitt'in içinde.

gibi bir cümle yazabilirsin.

Dediğim gibi, çok beğendim ve keyifle okudum Rp'ni. İçerik olarak çok hata göremedim hatta düzeltecek yerleri bile zor buldum -hoş buna düzeltmek denirse XD - Sadece noktalama, boşluk gibi şeylere dikkat edersen yeter senin için. Teşekkür ediyorum bu güzel Rp'n için ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Misafir
Misafir




RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePtsi 07 Nis. 2008, 19:13

Lily L. Black~~

Lily’cim rp’n oldukça güzel olmuş. Gerçekten =) Anlatımın oldukça iyi, betimlemeler ve fikirler de öyle. Hayal gücün iyi bakıyorum. Yakaladığım küçük yerler var, çoğu kişi için önemsiz olsa da onlara dikkat edersen mükemmel olursun canım...

Öncelikle, senin pek virgül kullanmadığını fark ettim. Kullanmaman dolayısıyla bazı cümlelerinde anlatım bozukluğu yaşanıyor. Unutma, bir virgül tüm cümlenin anlamını, akışını ve vurgusunu değiştirir. Kullanması çok zor bir öğe değil, ama çok işe yarıyor Wink –de ve –da’ları ayırmada da sorun yaşadığını fark ettim. Sanırım örnek versem daha iyi olacak...

Alıntı :
Muggle araştırmaları profesörünün düzenlediği Muggle kenti gezisine gidecekleri gün bir mucize olmuş, Lily sabahın beşinde uyanmıştı.Bu gezi için bir muggle sever sayılmayan babasındansa, araştırmaktan hoşlanan annesinden izin almayı tercih etmişti. İzin kağıdı komidininin üzerinde duruyordu annesinin zarif imzasıyla. Lily, muggle’lardan nefret eden biri de değildi, onlara bayılan biri de...

Gördün mü, bu şekilde daha güzel değil mi? Wink

İkinci olarak... Paragrafların içine attığın düşüncelerin paragraf ile çelişiyor, arada kayboluyor. Paragraf bir cümle kalıbıyla giderken, düşünce farklı bir cümle kalıbında olduğu için akıcılık bozuluyor ve bir kopukluk ortaya çıkıyor. Düşüncelerini direk olarak yazmak yerine, anlatıma katarak yazabilirsin. Ya da bir konuşmaymış gibi renklendirip ayırabilirsin.

Alıntı :
...Esneyerek kalktığında yatakhanesinde kimsenin uyanmadığını gördü. Eh, sabahın beşinden bahsediyordu ne de olsa. Üzerine sabahlığını...

Ya da...

Alıntı :
... Mumu komidinine geri koymak için aldığında ateş gibi sıcak bir sıvı sağ elinde damladı.

“Arghh…Lanet Olsun!!!”

Bir saat kadar yanmış olan mumdan damlayan sıcak suya benzeyen şey elini yakmıştı. Hay senin... diye başlayan renkli bir küfür geçirdi aklından. Eline damlayan sıvı, o bunları düşünürken donmuştu bile.

Ne dediğimi anladığını umuyorum Wink

Geriye pek bir şey kalmıyor. Herkes için genel olan, ufak tefek şeyler. Yazım hataları, noktalama işaretleri... Dediklerime de dikkat edersen hiçbir eksiğin kalmaz diye düşünüyorum Wink Tebrikler!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lisa Wanders
Uluslararası Sihirsel Hukuk Bürosu Çalışanı
Lisa Wanders


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 14lb7
Mesaj Sayısı : 654
Yaş : 30
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12221
Ekspresso Puanı : 2
Kayıt tarihi : 15/03/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimeÇarş. 09 Nis. 2008, 21:36

Gaunt Malikânesi’nde

"Küüttt!!!..."

"Merlinin Sakalı Aşkına!Neler oluyor???"
Lisa çıkan sesin uykusunu bölmesinin siniriyle yatağından fırlarken ağzından bu sözler dökülmüştü. Sabahın köründe buda neydi şimdi böyle? Bu saatte uyanık olan var mıydı ki bu şekilde gürültüye neden oluyordu? Lisa sinirle yatağının yanında duran terliklerini ayağına giydi. Uyku sersemliğiyle yarım açık gözlerini odasının üzerinde gezdirerek köpeğini aramaya çalıştı. Ancak etrafta gözükmüyordu. Esneyerek kapıya yöneldi ve odadan çıkıp merdivenlerden inmeye başladı. Neler olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Sadece olanların sorumlusunun köpeği olmamasını umuyordu. Merdivenleri hızla indikten sonra büyük bir ihtimal sesin geldiği yer olan mutfağa yöneldi.

Mutfağın kapısı hafif aralıktı. Işıklar yanıktı ancak içerde birinin olduğuna dair bir ses yoktu. Lisa yavaşça kapıyı açıp içeri girdi.

"Daffy!!!"
Lisa gördüğü manzara karşısında şaşırmış ve oldukça kızmıştı. Hatta onunla da kalmayıp bütün eve yayılacak bir sesle bağırmıştı. Mutfak darmadağın olmuştu. Herşey yerdeydi ve etraf batmış durumdaydı. Yerdeki çöplerin arasından birşeyler yemeye çalışmış ancak Lisa'nın attığı çığlıkla irkilip korkmuş ve ürkek gözlerle Lisa'ya bakan köpeği Daffy'de hafif iniltiler çıkarıyor, mutfağın ortasında öylece dikeliyordu.

"Daffy! Yine mi yaa? Annem gelince burayı yine bana toplatcak. Sana inanamıyorum. Neden acıktığın zamanlar beni uyandırmayı denemiyorsun? Ya da neden sabahın köründe acıkıyorsun ki? Bu kadar obur olmak zorunda mısın?"
Lisa sinirini köpeğinden çıkarmaya başlamıştı. Sinirli gözlerle ona bakıyor yaptığı hata yüzünden sanki özür dilemesini beklermişçesine çene yapıyordu. Daffy ise masum ve üzgün bir şekilde Lisa'ya bakıyordu. Ancak Lisa onun masumiyetiyle yumuşayacak gibi görünmüyordu.
"Bu kaçıncı?Öğretmedim sana bir türlü.Annem şimdi gelir.Nasıl toplıcam ben buraları?..."

Fazla gecikmeden Lisa'nın anneside oldukça sinirli bir şekilde mutfağa girmişti. Etrafı görünce gözlerinin nasıl büyüdüğünü gören Lisa gerçekten ürkmüştü. Annesi küçümseyen gözlerle köpeğe baktıktan sonra Lisa'ya döndü.
"Bu konuyla ilgili sana açıklama yapma gereği duymuyorum. Sen zaten yapman gerekeni biliyorsun. Ama sana son sözüm Lisa! Bu köpek bu evden gidicek. Tamam, ondan ayrılamıyor olabilirsin. Ama artık evde kalmasına müsade edemem. Çok istiyorsan bahçede kalır. Ama bundan sonra evde asla kalamaz."

Lisa'nın annesi kesin bir ifadeyle sözlerini bitirdikten sonra arkasına bakmadan orayı terk etti. Lisa annesi gittikten sonra gözlerini devirerek köpeğine döndü. Hala oldukça üzgün görünüyordu. Lisa ona hala kızgındı ancak annesinin sözleride onu üzmüştü. Köpeğinden asla ayılmak istemiyordu. Onu hep evinde odasında görmeye alışmıştı. Evin bahçesine koymak aklının ucundan bile geçmemişti. Ama bunu daha sonra halletmeliydi. Şimdi mutfağı toplaması gerekiyordu.
"Pekâlâ. Daffy odaya çık!"

Lisa eliyle kapıyı işaret ederek köpeğe bakıyordu. Köpek anlayınca hemen kapıdaki aralıktan sıyrıldı gözden kayboldu. Lisa tek başına kalmıştı. Şimdi burayı toplamak en az 1 saatini alacaktı. Belkide daha fazla zamanını alacaktı.
"Pekâlâ sinirlenmicem sinirlenmicem. Evet, yerde ki çöplerden başlayalım..."


En son Lisa Gaunt tarafından Çarş. 16 Nis. 2008, 17:33 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hogwartsekspresi.editboard.com/bio-lar-f164/lisa-wanders-
Johnny Amoux Malfoy
Tılsım Profesörü
Johnny Amoux Malfoy


Erkek
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Heyup7
Mesaj Sayısı : 1643
Yaş : 29
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12199
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 12/03/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePerş. 10 Nis. 2008, 15:24

YATAKHANE

"Heyyy Johnny kalkma zamanı geldi tatlım"

O kadar zarif ve o kadar narin bir sestiki onun sesiyle birden uyandı.Etrafına baktı.Yatakhanedeydi.Camların hepsi açıktı.İçeriye rüzgar esiyordu.Herkes kalkmıştı.Merdivenlerden bir ses geliyordu.Galiba daha yeni kalkmış Keiran ve Eragon aşağıya iniyordu.Yemek yemeye iniyorlardı.İkisinden birisi de olmayabilirdi.Belki de sadece Keiran'dı.Ya da sadece Eragon'du.Yalnız şu an o güzel sesin nerden geldiğine bakıyordu.İncelediğinde etrafta baykuşundan başka birisi yoktu.Siyah baykuşu kocaman gözlerini açmış ona öylece bakıyordu.Onu aldırmadı.Herhalde sadece bir rüyaydı.Ama rüyaysa neden ona o kadar gerçek gelmişti.Ama şimdi onu araştırmaktansa hemen yemeye inmeyi yeğlerdi.Uzun,kadife geceliğini çıkarıp cüppelerini giydi.Ardından taş basamaklardan aşağıya,ortak salona indi...

Ortak Salon'da Masum Bir BAHİS

Taş basamaklardan inerken birden ayağını taktı.Merdivenlerden aşağıya yuvarlandı.Ama kendini hemen toparladı.Kimseye farkettirmeden tram ortak salonun kapısından çıkacakken birden birisi-bu kişiyi tanımıyordu-seslendi:"Heyy benle bahise var mısın?"Johnny bahisi çok severdi.Birçok kez girmişti.Ama çoğunda kazanamamıştı.Çocuk ise ona istekli bir şekilde bakıyordu.Biraz ilgisini çekti.Hemen yanına gitti ve ona:"Neymiş bu bahis bakalım"dedi.Çocuk heyecanla:"Err... Bir el büyücü satrancı oynayacağız ve eğer sen yenersen ben sana birkaç paket kaytartan çerez kutusu,eğer ben yenersem sen bana kusturan pastil vereceksin"dedi.Çantasını yokladı.Kusturan pastili olduğunu nereden bilyordu?Bu soruyu bir kenara bırakıp tamam anlamında kafasını salladı ve masaya oturdular.Beyaz taşlar onun,siyah taşlar Johnny'nindi.İlk hamleyi yaptı.İkinci ve üçüncü hamle derken oyun çok kapışmalı gidiyordu.Johnny'nin birkaç piyonu ve atı,çocuğun ise birkaç piyonu ve veziri gitmişti.Johnny hamlesini yaptı.Atıyla şahının üstüne şahlandı.Şahını yuttu.Yani parçaladı.Çocuk üzgün bir şekilde kaytartan çerez kutularını ona veriyordu.Johnny mutlulukla bu bahisi kazanmıştı ve hemen ortak salondan ayrıldı.

BÜYÜK SALON

Kulelerde bulunan ortak salondan aşağıya inmek ona çok zor geliyordu.Hemen hızlıca aşağıya indi.Çok uzun bir zaman gelmişti.Halbuki birkaç saniye içinde inmişti.Yer değiştiren merdivenlerin pek havası yok gibiydi.Çünkü o inene kadar bir hareketleri yoktu.Ortak salonun büyük,meşe kapısını zar zor açıp içeri girdi.Girer girmez en uçtaki masaya ilerledi.Birçok kişi erkenden kalkıp yemişti bile yemeğini.Johnny oturdu.Tabağına salam,sosis ne varsa aldı.Kahvaltısını yedikten sonra omletini yedi.Omletin tadı çok güzeldi.Birden ürperdi.Ağzından omletleri düştü.Gri Leydi aniden ortaya çıkmıştı.Herkese selam veriyordu.Johnny'de aynı selamı ona iletti.Ardından başkabağı suyunu içtikten sonra bahçeye ilerledi.Çünkü bugün ders yoktu...

Fısıldayan Ağaç Korosunda Tesadüf

Bahçeye doğru yavaş yavaş ilerlerken karşısına bir çocuk çıktı.Slytherinli birisi olmalıydı.Johnny'e tip tip baktı.Ardından yoluna devam etti.Şu Slytherinliler çok serserilerdi.Hep burunları havada geziniyorlardı.Buna bir dur demeliydi.Ama yapacak hiçbir şey yoktu.Johnny arkasından ona sertçe baktı ve yoluna devam etti.Biraz ilerledikten sonra ortam iyicene tenhalaştı.Birkaç öğrenci dışında kimse burada değildi.Korkusunu ezerek biraz daha yürüdü.Amacı Fısıldayan Ağaç Korosu'na ulaşmaktı.Çok az bir zaman yürüdükten sonra nihayet oraya vardı.Çok kasvetli bir yerdi.Çok soğuktu.Yanına aldığı kazağını giydi.Ağaçlar sanki ona bakıyordu.Sanki canlılardı.Üstüne üstüne geliyormuş gibiydi.Ortamın havası berbattı.Burada kalp krizi geçirmek mümkündü.Biraz kulak kabarttıktan sonra birkaç kükreme duydu.Ejderhaların sesleri yarım yamalak geliyordu.Ejderha Çiftliğine yaklaşmış olmalıydı.Ama oraya ASLA gitmeyecekti.Orası çok korkunçtu.Acaba neden vardı Hogwarts'da böyle korkunç bir yer.Hogwarts'ı korumak için olabilirdi.Ya da bunlar kaçaktı.Ama Profesörlerin böyle bir delilik yapacağı kimsenin aklının ucundan geçmezdi.Bir ağacın altına oturdu.Bir meşe ağacı olmalıydı.Dalları çok gürdü.Yaprakları dallarını yok ediyordu.İki iri kişiyi saklayacak büyüklükteydi.Otururken bir hışırtı duydu.Tepesine baktığında bir hayaletin olduğunu farketmişti.Kafası gövdesinde sallanıyordu.Uzun pelerini bu hışırtıların çıkmasına yol açıyor olmalıydı.Johnny bunun Sir Nick olduğunu tahmin etti.Ona baktı.Hemen ayağı kalktı.Onunla bir konuşma sözü vardı.Hafif bağırarak:

"Merhaba Sir Nicholas Nick ben Johnny Delacour size bir konuşma sözüm vardı müsaitseniz hemen kısa kısa konuşalım"

dedi.Sir Nick bıkkın bir ses tonuyla:

"Tabii ki ne konuşmak istersin"

dedi.Johnny hemen söze atladı:

"Aslında ben size birşey soracaktım sizin binanızın simgesi neden aslan?

Bu soru karşısında biraz şaşıran ve ürperen Nick hikayeyi anlatmaya başladı:


"Bak şimdi Johnny kısa bir şekilde anlatmam gerekirse aslında beni birkaç düşmanım kovalıyordu.Galiba mısır deniken yerdeydik.Onlar kovalerken görkemli bir aslan çıktı yollarına.Aslan o muazzam kükremesiyle onları kaçırdı ve oadan ayrıldı.Onun için simgemiz aslan"

dedi.Johnny evet anlamında kafasını salladı.Teşekkür ettiğini dile getirdi.Sir Nick oradan uzaklaştı.Johnny süzülen pelerinin arkasından ona el salladı.Sonra oturup bunları yanına aldığı parşömenine tüy kalemiyle not etti...

---------------------SON------------------
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePerş. 10 Nis. 2008, 17:30

Avril Pink Delacour demiş ki:
Sıkıntıyla başını göğe kaldırdı.Koyu mavi ve bulutsuzdu,tam da istediği gibi yani.Ama canı yinede,başka bir şeyler yapmayı istiyordu.
Sarı saçlarını açmış,kahkülleri de mavi gözlerini kaplıyordu.Üzerindeki yeşim yeşili cüppeyi,omuzunda ibraz kaydırdıktan sonra,sağ elindeki mektubu sol eline geçirdi.Henüz daha açmamıştı,ancak kimden geldiğini kesitirebiliyordu.
Burada okuyamazdı.Fazla açık bir yerdi.Kimsenin kolay kolay gelemeyeceği bir yere gitmeliydi.Yasak ormana....
Vakit gece yarısını çoktan geçmişti.Ancak,yatağında daha fazla durmaya dayanamamış ve dışarı çıkmıştı.
Sanki,bir şeyden kaçıyormuşcasına girdi yasak ormana.Derine,daha ileriye....Ağaçlar gittikçe sıklaşıyor,gök yüzünü kaplıyordu.
Koştu,soluğunu yitirene dek.Yüzünden terler fışkırmış,bacakları çalılıklar yüzünden çizilmişti.Birden oturdu.Bir ağacın altıydı.Tepsinde bir kuş yuvası olduğunu seziyordu,ama kalkmadı.Yırtarcasına açtı mektubu

''Giden günlerin hatırına
Bir şeyler kalsın istedim sana
Al bu gülü,
Baktıkça geçmişi yad edersin''

Diyen bir dörtlükle başlamıştı.Avril,şimdi fark ettiği mavi bir gül gördü zarfın içinde.Parmaklarının arasına aldı.Çevirdi.Mavi...En sevdiği renk.....Bunu bilirdi,peki acı vereceğini bile bile,neden yapmıştı?

Mektup devam ediyordu:

-''Sevgili Avril,
Gerçekten güzel günlerimiz oldu seninle.Bu mektubu yazarken mavi gözlerinin sorgular gibi baktığını görür gibiyim.Sen maviye tutkundun,ben sana....Bir oyun değildi bu.Gerçekten seven bir insanın yazdıkları bunlar.Sana,bahçedeki gülü yolluyorum.Onu ektiğini,nasıl emekle suladığını hatırlıyorum.Bu gülü yerde bulduğunda nasıl ağladığını da....Tam üç yıl sonra,bunu hatıra defterinin arasında buldum.İlk aklıma gelen sana yollamak oldu.Umarım sende saklarsın.

Sevgilerle,
Lucas''


Burada onu kimse bulamazdı.Bunu bildiği için rahatça ağlıyordu işte.Göz yaşları ip gibi yanaklarına akarken,bir yandan da maviye boyanmış gülü elinde çeviriyordu.Aslında beyazdı bu gül.Fakat,fırtına yüzünden dalından koptuğu zaman,Lucas onu maviye boyamıştı
-''Muggle çiçekçiler böyle yaparlar.Aslında mavi gül yoktur,hepsi boyadır''demişti,bir yandan da sprey boyayı sallarken.Dünmüş gibi hatırlayabiliyordu,her hareketi.
İngiltere'ye doğru yola çıkrken,çantasını açtığında anlamıştı evde unuttuğunu.Anlaşılan Lucas,eşyalarını almaya gelince onu bulmuştu.Bir cd yığının içinde bulmuş olabilirdi...Belki.

Akan gözyaşlarını elinin tersiyle sildi.Bir elinde gülü çeviriyor,diğer elinde ise mektubu tutuyordu.Tekrar tekrar gözlerini satırların üzerinde gezdiriyordu.Geçmiş günleri hatırlamak,artık onu üzüyordu.
ne yaparsa yapsın,Lucas'ı unutamado,ığını anlamıştı o anda.İspanya'da kalan bir aşktı.Biraz samba ve mutluluk kokuyordu.Mektubu hırsla buruşturdu.İçinden düşünüyordu:
-''Belki de,kasıtlı yaptı.Aslında gülü hiç hatıra defterine koymamıştı.''
O defterde,sadece eski sevgilileri olurdu.Oysa Avril'e her zaman diğer kız arkadaşlarından farklı olduğunu söylemezmiydi?
Bir kez daha gözlerini hızlıca mektubun üzerinde gezdirdi:
-''Gerçekten seven bir insanın yazdıkları bunlar.....''
Demek hala seviyordu.Acaba,bir şans daha olabilirmiydi? Avril başını dizlerine dayayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.Mektuptan sonra anladığı tek şey,onu aslında hiç unutamadığıydı.Fakat,şimdi geri dönmeliydi.Güçlü olmayı dileyerek ayaklandı.Tekrar koşarak,geri dönüş yoluna girmişti bile.Mektubu sağ elinde,sıkı sıkya tutuyordu.

Avril Pink Delacour ~ Öncelikle belirtmeliyim ki, Rp'n gayet güzel ve duygusaldı ^^ Aşk yüklü bir Rp olduğu için normal konulara kıyasla tabiki daha da içine çekiyor insanı. Birkaç hata dışında çok fazla yanlışına rastlamadım, kendini geliştirmeyi istediğini ve bu konuda ki hırsınıda biliyorum rastladığım bazı mesajlarından. Bu yüzden ilk başta tebrik etmek istiyorum seni çünkü gerçekten ilerleme kaydettiğini açıkça söyleyebilirim. Gözüme takılan birkaç hataya gelince ise; sende diğer çoğu üye gibi nokta, virgül, kısacası noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakmıyorsun. Fakat her zaman rastlanılmasa, rastlanıldığı zamanda gözden kaçsa da, bu çok önemli bir konu. Okuduğumuz kitapları [en yaygın örnek Harry Potter] incelediğimiz de bu gibi durumlarda hep boşluk bırakıldığını görebiliriz rahatça. Bir diğer gözüme çarpan hatan ise, sanırım bir Rp'yi yazdıktan sonra önizleme yapıp tekrar okumuyorsun veya yolladıktan sonra üzerinden geçmiyorsun. Bunu her üyeye de öneririm ki, mutlaka yazdığınız Rp'yi tekrar tekrar gözden geçirin - yollamadan önce veya sonra - Çünkü siz her defasında yazdığınız bir diğer cümleye odaklandığınız için, önceki cümle veya olaylara tutarsız kelimeler çıkabiliyor ve yazım hataları çoğalıyor. Seninde birkaç tutarsız kelimelerini ve yazım hatalarını gördüm, bu yüzden değinmek istedim. Tabii senin yolunla diğer üyelerede belirttim elime fırsat geçmişken XD

İçeriğe gelince, betimlemelerinde kullandığın kelimeleri biraz daha süsler ve basit anlatımı hem yalın hemde etkileyici bir biçimde yansıtmayı başabilirsen çok daha güzel olacak. Hani süsle derken tabiki içinden çıkılmayacak, sonunu okurken başını unutturacak cümleler değil de, kullandığın kelimelerde biraz daha seçici davran demek istiyorum. Mesela şöyle bir örnek vereyim;


Alıntı :
Koştu,soluğunu yitirene dek.Yüzünden terler fışkırmış,bacakları çalılıklar yüzünden çizilmişti.Birden oturdu.Bir ağacın altıydı.Tepsinde bir kuş yuvası olduğunu seziyordu,ama kalkmadı.Yırtarcasına açtı mektubu

Bunun yerine;

Alıntı :
Boğazında hissettiği düğüm soluğunu kesene dek, koşmuştu neredeyse. Alnından yanaklarına doğru süzülen terler, az önce sarf ettiği enerjiyi açıkça gösteriyor olsa da buna eklenen bacaklarında ki çizikler, güçlü bir düelloya girdiğini düşündürebilirdi dışarıdan bakıldığında herhangi birine. Bedenini hızla, az önce yanında durmuş olduğu ağacın köklerine bırakırken, havalanan cüppesi de onunla beraber serilmişti nemli toprağın üzerine. Titreyen parmaklarıyla zarifçe tuttuğu mektubu açmaya hazırlanırken başını da ağacın gövdesine dayamış, hem soluklanmak hem de kendini hazır hissetmek adına kaldırdığı çehresiyle süzüyordu yaprakları...


Birde tutarsız dediğim bazı kelimeler var.


Alıntı :
..sağ elindeki mektubu sol eline geçirdi.Henüz daha açmamıştı.

Buradaki henüz daha açmamıştı gibi. Henüz ve dahayı birlikte kullandığın için anlatım bozukluğu yaratmış. Bunun yerine sadece *henüz açmamıştı* dersen, çok daha anlamlı geliyor kulağa ^^ Bu gibi hatalara dikkat ettiğin sürece sorun kalmayacağına eminim. Umarım yardımcı olabilmişimdir, bu güzel Rp'n içinde teşekkür ederim tekrar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Daphne Zoe Launy
Son Dakika Editörü
Daphne Zoe Launy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 43772825vu8
Mesaj Sayısı : 1162
Yaş : 31
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12457
Ekspresso Puanı : 7
Kayıt tarihi : 21/12/07

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePerş. 10 Nis. 2008, 17:36

Ben,her şeyi yapabilirim de, şu kelimeleri süsleme işinde bende bir bozukluk var galiba,bir türlü yapamıyorum,sıkılmaya başlıyorum sonra.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePerş. 10 Nis. 2008, 17:39

Kendini zorlamadan , yani sırf süslemek için değil de gerçekten istediğin için yaparsan, o zaman cidden kapılıp gidiyorsun ^^ Hem kendini yavaş yavaş alıştır, zamanla kendiliğinden gelir kelimeler. Eminim yapabilirsin, çünkü hırslı birisin bu konuda ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePtsi 14 Nis. 2008, 18:51

Dayrnt Bill Black demiş ki:
Dayrnt sabah gözlerini yatağında araladı.Battaniyesi üstünden
düşmüştü ve olabildiğinden fazla üşümüştü.Yaz geceleri odası çok serin
olduğu için böyle kötü bir olaya maruz kalmıştı.Kesinlikle Jimm
yapmıştı.Jimm,Dayrnt'ın küçük kardeşi idi.Hogwarts'a gelmesine 1 sene
vardı.Birde kız kardeşi vardı tabii;Xenia!O ise daha 2. Sınıf
Hufflepuff'dı.Babası bakanlıkta çalışıyordu.Esrar Dairesi'nin
çalışanlarındandı.Annesinin ise Hogsmeade'de güzel bir kafesi vardı.Yaz
günleri serin,kış günleri sıcak oluyordu bu kafe.Ailesinden çok mutluydu aslında.Tek sorunu bo izbe odasıydı.Durumları kötü değildi ama Dayrnt güzel odaları kardeşlerine bırakmıştı.Yoksa onun yerine Jimm üşüseydi şu anda hasta olurdu.

Yüksek bir:"Hapşuuuuuu!"sesi duyuldu ve ardından kuvvetli bir burun çekildi.Anlaşılan Jimm yinede hasta olmuştu.Bu çocuk gerçektende deliydi.Neden bilmiyordu ama geceleri terler,hem camı hemde üstünü açar sabahda ilk hastalık belirtilerini tüm millete gösterirdi.

İçeriden yumuşak ve çok nazik bir ses:

"Uff,Jimm!Sabaha kadar öksürdün zaten.Bize bulaştırmada ne olursa olsun.Seni annemin yanına götiriyimde bişeyler yapsın sana.Yoksa seninde bizimde durumlarımız kötü olacak."

dedi.Bu kardeşi Xenia'nın sesiydi.Dayrnt ufak bir kıkırdamada bulundu ama sonra sustu.Kardeşi şimdi onada kızacaktı.Boğazını temizledi ve yatağından hızlı bir hamle ile kalktı.Birden vücuduna acı bir sancı saplandı.Jimm yüzünden her yanı tutulmuştu ve hala üşüyordu.Camı sıkı sıkı kapattıktan sonra hemen üstünü değiştirdi.

Gacırdayan merdivenlerden inerken X'in söylene söylene kahvaltı hazırladığını fark etti.Kardeşi ise bahçede sıçak güneşin altına oturmuş çok üşümüş olan içini ısıtıyordu.Sessizce Jimm'in oturduğu yere yaklaştı ve gıdıklandığı yerlerden onu dürttü.Neredeyse küfürü basacak olan Jimm hızla arkasını döndü ve:

"Abi beni deli...deli...deli...HAPŞUUUU!"

diye hapşurarak cümlesini tamamlayamadı.Üçü birden gülmeye başladı.Jimm bu havada üstüne bir pelerin almış,elindede mendil ile geziyordu.Her gördüklerinde gülüşüyorlardı.Kahvaltıda bile sürekli hapşurmuştu.X ise ona dayanamadı ve süpürgesini kaptığı gibi Jimm'i annesine götürdü.Dayrnt evde yalnız kalmıştı.Evde tek kalmaktan hoşlanırdı.Muggle meraklısı amcasının ona doğum gününde aldığı telefonu eline aldı ve müzik dinlemeye başladı.Ritim güzeldi ama bir süre sonra canı çok sıkıldı.Oda süpürgesine bindi ve gezinmeye çıktı.

Diagon Yolu'nda mola verdi ve etrafı kolaçan etmeye başladı.Önce bankaya uğrayıp biraz para çekecekti ve sonra eğlenecekti.Süpürgesine tekrar atladı.Bu kalabalıkta herkesin içinden geçmesi uzun sürerdi.Oysaki 'Gümüş Ok'* ile daha hızlı gideceğine inanıyordu.Atladığı gibi birçok şapkalı ve pelerinli büyücünün üzerine çıktı.Onun gibi akıllılık yapan birkaç kişi daha vardı.Kolundaki saate baktı ve babasının eve gelmesine 3 saat kaldığını gördü.Kafasını tam zamanında kaldırmıştı ki bir akıllının yanından geçip gitti.

Bankanın önünde durdu ve süpürgeden atladı.Hızlı adımlarla kapıdan girerek ilk boş bulduğu vezneye yanaştı.Oradaki cin:

"Anahtarınızı alabilirmiyim?"

diye sordu.Dayrnt önce ceplerini aradı ama bulamadı.Hay aksi!Evde unutmuştu.Tam umudunu yitiriyordu ki son anda iç cebi aklına geldi ve minik altın rengi anahtarı çıkartıp masanın üstüne hafifçe koydu.

"Buydun anahtar!"

diye yanıt verdi ve kafasıyla işaret etti.Veznedeki cinde onaylarcasını kafsını salladı ve takip etmesi için eliyle işaret etti.Dayrnt işareti görünce cine adım uydurarak yavaş yavaş kasalara doğru yürümeye başladı.Önlerine demir raylar üzerinde bir araba durdu ve cin ile ona bindi.Çok kısa bir sürede parasını alıp bankadan çıktı.

Birçok şaka ürünü alıp dağatacaktı.Bundan bir çıkarı vardı elbette.Alanlar şekerleme zannedip yuttuklarında binbir türlü şakaya marus kalacaklardı.Hiç vakit kaybetmeden markete girdi ve birçok şekerleme aldı.Dışarı çıktığında herkese birer tane dağıtıyordu.Arkasında bıraktığı herkes farklı farklı oluyordu ve herkes çok eğleniyordu.Kalıcı hasrlı şekerler olsa Dayrnt ne alırdı nede dağıtırdı tabii ki ama bunlar sadece şaka ürünleriydi.

Eve geldiğinde herkes evdeydi ve yemek için onu bekliyorlardı.Babası yargılar bir tavırla:

"Bu saatte neredeydin oğlum?Seni çok merak ettik.Birdaha böyle gecikmek yok.Haydi şimdi çok gevezelik yapmadan sofraya oturalım!"

dedi ve herkes sofraya geçti.Annesi,herzaman ki gibi birçok yiyecek yapmıştı.Ailedeki herkes saldırırcasına yemek yiyordu.Sofrada Dayrnt birşeyi fark etti.Kardeşi hapşurmuyordu,aksine dahada sağlıklıydı.Annesi ona özel karışımlarından vermiş olmalıydı ki bu kısa sürede iyileşebilmişti.Yoksa Jimm için zor günler neredeyse başlıyordu.

Herkes yemeğini yiyiynce odasına çekildi.Dayrnt odasında ailesinin hoşlanmadığı tarza müzikler dinleyip,kitap okuyordu.Xenia ise odasına çeki düzen evrmekle meşguldü.Jimm Quidditch posterlerini yeniliyordu.Anne ve babası ise bazı konular hakkında muhabbet ediyorlardı.Dayrnt'ın üstüne beklemediği bir ağırlık çöktü.Uykusu gelmişti herhalde.Kitabını kapattı,müziğini kıstı ve en önemlisi pencereye bir tane lanet koydu.Laneti sadece kendi kaldırabiliyordu.O yüzden kimse camı açamayacaktı.Sıcak yatağına girdi ve yatıp uyudu.Gece birkaç oflayıp puflama duydu ama aldırmadı.Çünkü emindi ki pencereyi açamayan Jimm çok sinirlenmişti!!!

*Gümüş Ok:Ateş Oku'ndan bir önce yapılmış bir modeldir.Ağırdır çünkü dışı gümüş kaplamadır.Yinede konforlu bir süpürgedir ve hızı Ateş Oku'ndan biraz düşüktür.Fiyat olarak pahalıdır ama Ateş Oku kadar değil.Soylu aileler genellikle çocuklarına doğum günlerinde alırlar.



Dayrnt Bill Black ~ Birçok üyenin - hatta Rp Dersliğinde yoruma başladım başlayalı tüm üyelerin- yaptığı gibi, sende noktalamalardan sonra "boşluk" bırakmıyorsun. Arkadaşlar buradan tekrar söylemek istiyorum sizlere; bu kural gerçekten de önemli, o yüzden lütfen dikkate alalım ^^ Bir diğer hatan ise, çok rastlamasamda, yazım hataları oldu. Bunların neredeyse hepsi dikkatsizlikten tabiki, veya kontrol ederken gözünden kaçanlar, fakat bir tanesi oldukça göze çarpıyordu okurken ;

Alıntı :
Seni annemin yanına götiriyimde bişeyler...

İçerik olarak oldukça güzel yazmışsın aslında ama bazı kelimeler arasında kopukluk oluşmuş, -di -dı gibi zamanları oldukça fazla kullanmandan dolayı. Yani aradaki geçişi algılayamıyor insan bazen. Ne zaman ev boşaldı diyorum mesela bir yerinde;

Alıntı :
Kahvaltıda bile sürekli hapşurmuştu.X ise ona dayanamadı ve süpürgesini kaptığı gibi Jimm'i annesine götürdü.Dayrnt evde yalnız kalmıştı.

Burada biraz daha ayrıntılı ve betimleme ekleyerek anlatsan, çok daha akıcı bir dil olacak senin için ^^ Bunun dışında, bazı tutarsız cümlelere rastladım, mesela;

Alıntı :
Dayrnt sabah gözlerini yatağında araladı.Battaniyesi üstünden
düşmüştü ve olabildiğinden fazla üşümüştü.Yaz geceleri odası çok serin
olduğu için böyle...

Burada ki ilk cümlede sanki Dayrnt'ın *sabah gözleri* varmış gibi bir tepki oluşturuyor okurken, gerçekten anlatmak istediğin tahmin edilemese eğer. Bunun yerine;

Alıntı :
Sabahın erken saatlerinde, pencereden sızan efsunlu güneş ışıltıları eşliğinde araladı göz bebeklerini, bedeni rahatça yatağa yayılmış bir haldeyken.


Bu şekilde yazabilirsin. Başka gözüme çarpan bir şey yok, bunlarda büyük eksikler değil aslında. Küçük ve kolayca düzeltebileceğin hatalar bana göre. Yazarken biraz daha dikkatli olman yeter sadece. Rp'lerin oldukça hoş çünkü, bu eksiklerini tamamlarsan, oldukça akıcı bir Rp yazacağına eminim. Teşekkür ederim ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePaz 20 Nis. 2008, 16:34

Vanessa Evangeline Black ~ Rp'ni oldukça beğendim. Gerçekten eksiğin yok denecek kadar az. Sadece dikkatimi çeken birkaç şey oldu o kadar, onlardan biri de; aynı kelimeleri sıra gelen cümleler içerisinde fazla tekrarlaman. Rp'ni yazdıktan sonra okurken veya düzeltirken buna dikkat etmeni öneririm çünkü tekrarlanan kelimeler Rp güzelliğinin etkisini oldukça bozuyor. Zorda kalmadıkça buna dikkat et derim ^^ Birde bir diğer gözüme çarpan hata - aslında hata denemezde nasıl diyeyim, alışkanlığın -, -dili geçmiş zamanı fazla kullanman olmuş. Mesela;

Alıntı :
...yavaş yavaş onların arkasından kendini sürükledi. Gidecekleri yeri merak ediyordu. Sonunda bir dükkanın önüne gelmişlerdi. Nasıl bir tabelaydı o? Vanessa kendini tutamayarak kıkırdadı. Ne kadar iğrenç renkleri vardı.

Burada olduğu gibi. Bunu önlemek için - hata demiyorum ama Rp'yi okurken bırakacağı etki bakımından daha güzel olması için - cümleleri birbirine bağlayabilir, aralara düşüncelerini serpişterebilirsin. Bu arada, noktalamalardan sonra boşluk bıraktığın için çok teşekkür ederim ^^ Çok çok iyi Rp yapan üyelerde bile buna rastlıyorum çünkü. Hani belki de o kadar takıntı yapacak bir sorun değil fakat bu bir yazım kuralıysa, uyulması gerekir diyerek üzerinde durmaya çalışıyorum elimden geldiği kadarıyla. Son olarak gözüme çarpan bir kelime gördüm, belki de yanlış yazmışsındır fakat yine de belirtmek istedim; 'bayağı' kelimesini kullanmışsın fakat 'bayaa' demişsin, buna da dikkat edersen iyi olur. Güzel Rp'n için teşekkür ederim.

Johnny Delacour ~ Önce ki gördüğüm Rp'lerinden çok daha güzel yazmışsın ama belirtmeliyim ki, noktalamardan sonra boşluk bırakmıyorsun maalesef. Lütfen buna dikkat edin, tekrar rica ediyorum. İçeriğe girmeden önce başka bir şeyden de bahsetmek istiyorum. Normalde, Rp bir yazım dili olduğundan dolayı, genelde konuşma dilinde - özellikle bazı yörelerde ki çok farklı kelimelere rastlanır - kullandığımız kelimeleri, yazım diline aktarmayız. Sende daha önce rastlamadığım bir şeydi bu, belki de dikkatsizliğine denk geldi, bilemiyorum fakat Rp'ni okurken 'iyicene' kelimesine rastladığımda, yüzümde beliren tebessümü sizde tahmin edebilirsiniz. Bu gibi yazım dilinde ki bazı özelliklere dikkat edersen iyi olur. İçeriğe gelince, hata denilecek pek bir eleştiri getiremeyeceğim fakat basit bir dille de yazdığını söylemeliyim. Kendinden de bir şeyler yerleştir derim ben Rp yazarken, yazdıklarını ilginç kılabilecek kelimeler, üslubunun farklılığı veya özenle seçtiğin ve okuyan kişiyi etkileyebilecek süslü anlatımlar. Birde, cümleleri birbirine bağlamayı ısrarla reddedermişcesine tek tek ve sürekli -di li geçmiş zamanla aktarmışsın yazdıklarını. Buda, bir diğer olaya geçişte arada kopukluk yaratıyor. Daha uzun - fakat karmaşık olmayan- anlatımlar seçersen, çok daha etkili olacağına eminim. Rp'n için teşekkür ederim.

Lisa Gaunt ~ Söylemeliyim ki, anlatış tarzın oldukça hoşuma gitti. İçerik olarak pek bir hataya rastlamadım Rp'nde ve akıcı bir dille yazdığından dolayı da bir çırpıda bitirdim sanki okumayı ^^ Öncelikle, sanada noktalamalardan sonra boşluk bıraktığın için teşekkür ederim. Buna karşı duyarlı olman beni sevindirdi. Gözüme çarpan birkaç şeye gelince ise; Lisa adını çok fazla tekrarlamışsın Rp'nde ve buda okuyana verdiği etkiyi biraz da olsa azaltmış. Birde, ilk başta yanlışlıkla yaptığını düşündüm fakat üç-dört yerde tekrar rastlayınca, alışkanlığın olduğunu anladığım şey; bazı kelimelerin yazımlarına dikkat etmeyişin. 'toplatcak', 'toplıcam', ' gidicek', 'sinirlenmicem'. Bu gibi yazım hatalarına lütfen dikkat et çünkü o kadar güzel betimlemiş ve anlatmışsın ki bazı yerleri, bunları görünce hayal kırıklığına uğruyor insan. Son olarak da;

Alıntı :
Hatta onunla da kalmayıp bütün eve yayılacak bir sesle bağırmıştı.

Buradakine benzer bazı anlatım zayıflıklarına rastladım, bu konu üzerinde de daha etkili anlatımlar yapmaya çalışırsan, çok çok güzel bir Rp tarzın olacağından şüphem yok. Teşekkür ederim ^^

M. Eliza Yvainé Black ~ Rp'ni zevkle okuduğumu söylemeliyim ama Fredy'nin taşınmasına çok üzüldüm, mutlu bir son yapsaydın keşke XD Ehem, her neyse ben yorumlamaya geçeyim. Betimlemelerin çok çok üst bir seviyede, özellikle ilk giriş kısmını ve Fredy'nin sana duygularını açtığında hissettiklerini aktarmanı çok güzel ve başarılı buldum. Okuyanı direkt içine alıyor ve hikayenin akışına kaptırıyor. Eleştirebileceğim birkaç şey sadece; noktalamalardan sonra boşluk bırakmaman, çok fazla satır atlaman [ çünkü Rp'nin düzenini ve görüntüsünü bozmuş gibi bir hava oluşturuyor ], son olarakta bazı yazım yanlışlarına dikkat etmemen; heycanlı heycanlı gibi. Yazım yanlışına çok rastlamadım ama yine de uyarmadan geçmeyeyim dedim. Bunun dışında gözüme çarpan bir şey yok; dediğim gibi, betimlemelerin ve anlatış tarzın mükemmel, boşluk bırakmaya ve satır atlamamaya da dikkat edersen, yazdıkların Rp'nin görüntüsü ile birleşince muhteşem bir tarz ortaya çıkacağına eminim. Teşekkür ederim bu zevkli Rp'n için ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Allaryce Lena Malfoy

Allaryce Lena Malfoy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Evilgrin0007qd8
Mesaj Sayısı : 323
Yaş : 31
Kan statüsü : safkan
Galleon : 12349
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 28/12/07

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePerş. 24 Nis. 2008, 19:00

Vanessa hızlı adımlarla ilerliyor, bir yandan da sabırsız bakışlarıyla kalabalık okul koridorlarını tarayarak yalnız kalabileceği bir yer bulmaya çalışıyordu. Öğlen tatilinde oldukları için koridorlar ve Hogwarts arazisi öpüşüp koklaşan çiftlerle, gülüşen arkadaş gruplarıyla doluydu. Vanessa'nın bu kendi halindeki insan kalabalığından sıyrılmak istemesinin nedeniyse baykuşu Lizna'nın ortak salondayken getirdiği mektuptu. Üzerindeki adresi görür görmez mektubu yalnızken okumanın daha iyi bir fikir olduğuna karar vermişti. Meraklı gözlere aldırmadan mektubu cüppesinin iç gözüne atmış ve masadan kalkıp yalnız kalabileceği bir yer aramaya gitmişti.

Bunları düşünürken biryandan da koridorun solundaki kapıları yokluyordu. Birinci kapıda ders çalışan Gryfindorlular vardı. Vanessa onlara pis bir bakış attı ve uğraşmaya vakti olmadığını hatırlayarak kapıyı çekti. İkinci kapıda öpüşen ve kapı açıldığında yerlerinden sıçrayan iki Hufflepuffle vardı. Kızaran çifte hafif alaylı bir bakış attı ve imalı bir ses tonuyla rahatsız ettiği için özür diledi. Üçüncü kapıyı açtığında nihayet karşısına boş bir sınıf çıkmıştı.


Sınıfın boş olduğunu görünce içeri girdi ve kucağındaki kitaplarını masanın üzerine bıraktı. Koyu yeşil kadifeden yapılma pelerinin boynundaki ipini çözdü ve nazikçe omuzlarından kayan kumaşı alıp sıralardan birinin üzerine rasgele fırlattı. Kısa eteğini umursamadan açık olan pencerelerden birinin pervazına oturdu ve sabırsız hareketlerle cüppesinin cebinden çıkardığı mektubun mührünü kırdı.

Zarfı fırlatıp mektubun yazılı olduğu parşömeni eline aldığında yüzündeki sabırsızlık ifadesi yerini rahat bir memnuniyet ifadesine bırakmıştı. Mavi gözbebeklerine hafif bir dikkat kırıntısı yerleşti. Kıvrılmış parşömeni her iki ucundan tutup düzelterek okumaya başladı.


Merhaba Vanessa,

Çok geç bir merhaba mı oldu, bilmiyorum. Seni hep hatırladım. Ama bir insana seslenebilmek için hatırlamaktan daha fazlası gerekiyor. Bir parşömen kâğıdı bulup el yazısı yazmak içinse daha da fazlası…

Son gidişimin üzerinden 4 ay geçmiş.''Bu sandığı bir daha açacağımı düşünmüyordum.'' demiştim sana malikâneden ayrılmak için eşyalarımı toplarken. Ama benim malikânemizde sessiz sakin yaşama planlarım, Lordun benimle ilgili planlarına pek uymuyordu sanırım.

Neyse görüşmediğimiz son dört aydır Lordun bana emrettiği gibi yoldaşlıktaki hoş bayanlardan birinin kalbini kazanmaya çalışıyordum ve sonunda başardım da. — Tabiî ki kanımızdaki Malfoy asaletinin ve çekiciliğinin büyük faydası oldu. — Gerçi Malfoy soyadı Edna'nın (adı bu ve muggle ana babadan doğma) bana güvenmesini engellese de şuan kalbinin yanında güvenini de kazanmış olduğumdan eminim.

Bu mektubun Elwina'ya gönderdiğim raporların tarzında olmasına şaşırmışsındır.(Ya da belki de şaşırmamışsındır. Zaten henüz reşit bile değilken Elw'in sana gönderdiğim ölüm yiyen raporlarını okuttuğunu hiç zannetmiyorum.)

Konuyu dağıtmamalıyım. Sana söylemem gereken çok önemli bir şey var. Muhtemelen hiç hoşuna gitmeyecek bir şey. Henüz ailedeki kimse bilmiyor ve ben anlatmaya senden başlıyorum. Çünkü sen yalnızca benim küçük kız kardeşim değil aynı zamanda hoşlanmasan bile beni anlayabilecek olan tek kişisin.

İnan bunu en kolay biçimde anlatmanın yolunu bulmak için harcadığım parşömen tomarlarının haddi hesabı yok. Uzun süren denemelerim sonucunda anlatmanın en kolay yolunun birden söyleyip kurtulmak olduğuna karar verdim.

Ve söylüyorum. Ben S. Anton Malfoy bir bulanığa Edna'ya aşık oldum. Sanıyorum/Umuyorum ki o da bana aşık ve biz gerçekten birlikteyiz. Şuan bana çok kızmış olmalısın. Eğer içini rahatlatacaksa bunun olmaması için çok çaba harcadığımı söyleyebilirim. Çünkü gerçekten harcadım ama karşı koyamadım. Ailemizin soyadı beni engelleyemedi, ikimizin de ölüm tehlikesi altında olması beni engelleyemedi, taraflarımız beni engelleyemedi. Çok garip bir tutku bu yanlış olduğunun farkındayım ama vazgeçemiyorum.

Bu itirafımdan sonra senden çok büyük bir iyilik istiyorum. Bunu ailemize sen söyle. İstersen sana yazdığım bu mektubu babama postala istersen gidip Elwina'yla konuş. Nasıl yaptığın önemli değil. Bunu senden istemeye hakkım olup olmadığını bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa o da senden başka birine güvenemeyeceğim.

Not: Baykuşun Lizna'yı bana ödünç verdiğin için teşekkürler. Artık sende kalabilir. Zaten Edna'yla saklandığımız yerde onun bile can güvenliğinin olacağını zannetmiyorum

Artık aileden olmayan abin S. Anton. Malfoy

Vanessa mektubu okuduktan sonra yaşadığı duygu karmaşasını anlamlandırmakta zorlanıyordu. Evet, Anton doğru tahmin etmişti. Bu haber kesinlikle Vanessa'yı çok sinirlendirmişti ama tek hissettiği bu değildi. Bir yandan hayal kırıklığı yaşıyordu. Anton Vanessa'nın örnek aldığı insanlardan biriydi, şimdi bu hale geldiğine inanamıyordu. Bir yandan ailesinin öğrenince yapacaklarından dolayı endişe duyuyordu, bir yandan da Anton'un başına gelecekleri hak ettiğini düşünecek kadar kızgındı.

Düşünmek başını ağrıtmaya başlayınca alnını tünediği pencere pervazının kenarına dayadı ve sarı saçlarının yüzüne düşmesini sağladı. Düşüncelerini toparlamaya çalışırken farkında olmadan alt dudağını kemiriyordu ki birden sınıfın kapısı açıldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164/van
Samara Y. Laura D'Owen

Samara Y. Laura D'Owen


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 10nm9
Mesaj Sayısı : 1151
Yaş : 28
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12300
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 22/01/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePerş. 24 Nis. 2008, 21:27

Benzi uçuktu bu akşam,yosun yeşiline dönük daha çok soğumuş kül rengini andırıyordu yüzü.Gözlerinin içi taze bir yağmurun ardından buhar buhar kaynaşan toprağı hatırlatıyordu.Mesafesiz ufukları aralıyor gibi kısık bakan gözleri muhtemelen görmüyordu bu gün.

Dışarı da,doğayı dalgın uykusundan uyandırmaya çalışan manzaranın dekor ve nakışlarını hazırlamak için çırpınan,yeryüzünde hareketlilik vardı.Ne yazık ki desen desen çiçekleriyle havanın rayihasını değiştirecek günlerin muştusunu haykırmaya çalışan yeryüzünün,seremonisinde değildi Nicole'ün bakışları.

Oysa dünyaya nefis bir görüntü kazandıracak olan baharın,hazırlıkları içerisindeydi toprak.Ama Nicole bu gün robottan farksızdı, bu yüzden kanı damarlarında donmuş insan gibi,anlamsızdı bakışları.

Nicole malikanenin denize bakan odasının pencere kenarındaydı,hırçın dalgaların azmış köpüklerin üzerinde bırakmıştı gözlerini.Yer yer bulutların istilasına uğrayan gökyüzünün loş ışıkları vuruyordu odaya.İçinde gamlı bir sessizlik hakimdi.Mahmur gözlerine hüznün taktığı perdeler,düştüğü her noktada içli bir manzara oluşturuyordu.

Ela gözlerinin altında özlem gibi halkalanan keskin çizgiler,çehresindeki yeisi artırıyor,çatık duran kaşları iç dünyasında depreşen hummanın esiri oluşunun kesin belgeleri gibi yansıyordu.

Kabusla dolu iniltili gecelerde ışıldayan münzevi alacalıklar gibi parlıyordu gözleri.Nicole,artık hayatında alışkanlık haline gelen buhurdanlarla kaynaşan içli bakışlar,çehresindeki meçhul bir esrar cazibesi oluşturuyordu.

Yine ruhsuz bir heykelin katılığındaydı vücudu.Sahi,onun dış dünyasına yansıtmak için çırpınışlar verdiği,içindeki sarp amansız duvarlarla ördüğü yasaklı mahzenlerin kapısına,açılması güç vuruşunun sebebi neydi?

Derin bir soluk aldı ciğerlerine,kahırla ve acıyla doluydu ufku kapalı bakışları.Odanın kapısının yavaşça gıcırdayışıyla irkildi birden,soluk gözleri kapıya ilişiverdi.Gelenin Dianna olduğunu görür görmez yokmuş gibi davranmaya devam etti.Anlatmak istemiyordu hiç bir şeyi,ne paylaşmak acısını dindiriyordu ne de dertleşmek.Artık içine kapanık biri olarak yaşamaya yemin etmişti sanki.

Dianna bir kaç şey sormaya çalışınca Nicole hemen konudan konuya atlıyor ya da kafasına göre şarkılar söylüyordu.Dianna onunla ilgilenilmediğini anlayınca odanın kapısını yavaşça açıp odadan sessiz adımlarla çıktı.Nicole Dianna'nın gitmesiyle o denize bakan pencereden bahçeyi ve dalgaların çığlığını seyretmeye devam etti.

Solgun gözleri canlandı birden,elleriyle kalem arayışı içindeydi ve de küçük bir parşömen kağıt.Kafasının içinde hapsettiği ve dışarıya sızmasına asla izin vermediği sıkıntıları kağıda dökmeye hazırdı adeta.Masanın üstünde duran ucu kırık kurşun kalemi eliyle kavradı.Kağıda yönelip hiç düşünmeden hayatındaki karmaşıklığı yazmaya başladı.

"Unutmak,ya da sevmemeye çalışmak.Hayatın çırpınışlarında bile boğulmaktı yaşamak benim için.Ölmekse asla yapamayacağımı düşündüklerim,ya da sevgilim.Acının insana verdiği güven daha da yakıyorsa bedenini,ağlamak bile söndüremiyor bazen bu yangını.Kavruluyorsun,yalnız kendi benliğinde.

O seni sever ama senden çok değil,uzatırsın elini gerilene kadar.Ama o kendisini zorlamaz o kadar.İşte hayatın adaletsizliği başlar göz kırpışlarında,her soluk alışında ve her attığın adımda"


Hafif esen rüzgarın,ağaçların dallarına vurdukça çıkardığı sesler,kulaklarında sihirli namelere dönüştükçe hayat efsanevi bir ritimle ruhunu kuşatıyor ve Nicole'ü esir alıyordu.Elindeki kalemi bitkinleşmişçesine bırakıp odadaki küçük koltuğa uzanıp olanları unutmaya çalıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164/sam
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimeÇarş. 07 Mayıs 2008, 19:58

Rachel Katie Miller ~ Dikkatimi çeken ilk şey, cümleleri hiç birbirine bağlamaman oldu. Yani sürekli –di’li geçmiş zaman kullanmışsın ve buda üslubunu basitleştirmiş biraz. Bazı yerlerde – sık sık olmasa da – cümleleri birleştirerek daha etkileyici bir anlatım yoluna gitmeni öneririm. Hani upuzun, karmakarışık cümleler değil bahsettiklerim. Rp’ne akıcı bir anlatım dili katacak cümleler ve biraz daha süslü kelimeler, betimlemeler. Ayrıca adını ilk paragrafta çok sık kullanmışsın bu da anlatımda etkileyiciliği zayıflatmış, daha az kullanmanı öneririm bu yüzden. Bir diğeri de, Rp’nde kullandığın konu biraz garip kaçmış, yani.. abartılı şeyler gördüm konunun içeriğinde.Bunlar dışında gayet güzel, sadece cümlelerini biraz daha olsun uzatmalı ve birbirine bağlamalısın birde daha güzel kurgular dene, çok daha iyi yazacaksın eminim ^^

Krystal Angelina Delacour ~ Öncelikle anlatım dilini beğendiğimi söylemeliyim fakat noktalamalarda pek dikkatli değilsin. Kullanman gereken çoğu yerde virgüle yer vermediğinden dolayı bazı cümlelerin anlamsız oluyor. Ayrıca her cümleden sonra iki veya üç nokta bırakmışsın neredeyse ve boşlukta bırakmamışsın. Bu konuya dikkat etmelisin bence, Rp’nin içeriği kadar, bu gibi kurallara uyması da çok önemli. Bir diğer konu; bazı cümlelerde zaman atladığından dolayı, burada ki gibi;


Alıntı :
Çıkmak dolaşmak istiyordu.Bunun için binasından da ayrılacaktı ki karşısına bir hayalet çıktı.

İki cümle arasında kopukluk oluyor. Hani satır atlayarak devam etsen, çok daha uygun olur yada bu cümleleri birbirine kopukluk olmadan bağlayabilecek bir cümle eklersen. Bu arada, konuları seçerken ‘Harry Potter’da ki portre sahnesi ve Neredeyse Kafasız Nick’in yakınmaları vs’ gibi bilinen şeyleri değil de kendi yaratıcılığını kullanarak yeni olaylar türetirsen çok daha etkileyici olur. Son olarak da konuşmaların alt alta geldiği zaman çok fazla satır atlamışsın, böyle zamanlarda yan yana yazmayı tercih edersen görsellik bakımından daha iyi olur ^^

Melinda Shélia Gibson ~ İlk olarak, çok fazla tekrar etmişsin kelimeleri yani ilk paragrafında 1. sınıf kelimesini kaç defa okudum hatırlamıyorum. Ayrıca yazım hatalarına da çok rastladım; en basitinden noktadan sonra küçük harfle başladığın bile olmuş. Bunun yanı sırada noktalamalardan sonra boşlukta bırakmamışsın. En fazla gözüme çarpan ise, anlamsız cümleler oldu. Yani daha sonradan Rp’ni tekrar okumuyorsun sanırım çünkü cümlenin başı ile sonu birbirini tutmuyor, anlamsızlaşıyor yazdıkların. Misal;


Alıntı :
Astronomi...bu dersi her zaman sevmişti ama bu kdar kötü bir günden sonra dersi dinlemesi oldukça zor olacaktı bunu farkındaydı aslında derse giremeyecekti ama.

Birde olayları öyle sıra sıra anlatmışsın ki aynı cümle içerisinde, hepsi bir saniyede olup bitmiş gibi sanki.. Cümleyi bitirdikten sonra nefes nefese kalıyorum okurken, hiç noktalama kullanmadığından doalayı. Burada ki cümlelerin gibi;

Alıntı :
Gözleri yaşlarla dolmuştu kütüphanenin kapısını aralayarak içeri büyük bir sessizlikle girdi.Cüppesinin cebindeki elleri sanki her an terliyordu ama hava çok da sıcak değildi.Terlemiş ellerini mendille silerek derin bir nefes aldı mitoloji kitabını alarak masaya geçip oturdu.

Alıntı :
..diye mırıldandı.Eski günleri hatırlamak ona acı vermişti bu da onun farkındaydı gözleri yaşlarla dolsada umurunda bile değildi hiç bir şey yapmadan gözlerinden akan yaşları silmeden öylecine durdu bir süre ardından ayağa kalkarak huzursuz bir edayla gezindi etrafta

Alıntı :
Yazmayı bitirince derin bir nefes aldı ilk ders için fazla uzundu 2.. sınıftan nefret ediyor hemde hiç etmediği kadar derslerin bu kadar zor olacağını hiç bir zaman tahmin etmemişti ama işte çok zordu hemde çok.

Noktalamalara ve cümlelerin akıcılığına, eylemin zamanına vs dikkat et lütfen ve Rp’ni bitirdikten sonra mutlaka tekrar okuyup kontrol et.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Jacenia Lea Dumbledore
Muggle
Jacenia Lea Dumbledore


Kadın
Ruh hali : RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 37978406tk7
Mesaj Sayısı : 8
Yaş : 30
Galleon : 12088
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 07/05/08

RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: RP PRATİKLERİ   RP PRATİKLERİ - Sayfa 3 Icon_minitimePerş. 22 Mayıs 2008, 18:15

Lea korkunç bir tren yolculuğunun ardından soluğu okulda almıştı.Tren yolculuğu boyunca uyuklasa da onu bir şeyler rahatsız etmişti.Trene binmeden önce de kendisini böyle hissediyordu.Trenden indiğinde yanında bir kız belirdi.Güzel gözleri,sarı saçları vardı.Fakat elindeki sandığın içi o kadar dolu olmalıydı ki kız taşımak için hayli uğraşıyordu.Kızın yüzündeki ışıltılı gülümsemeden güç alarak kıza sessizce yaklaştı:
-Merhaba!!Ben Lea..Tanışmak istersin belki diye söyledim…Ya senin adın ne??dedi.Kızın hoşuna gitmişti galiba.O da hemen atıldı:
-Merhaba ben de Helen.Helen Dark.Tanıştığıma memnun oldum.Korkuyordum buradan açıkçası.Çünkü çok ıssız gözüküyor ve kendimi arkadaş bulamayacak gibi hissediyordum.Hele şu uğursuz Yasak Orman^a bakınca hepten tüylerim diken diken oluyor dedi.Lea ise kızın neden Yasak Orman^dan korktuğunu anlamadığı için:
-Neden korkuyorsun ki Yasak Orman^dan??dedi.Kızın cevabı gecikmedi:
-Bir abim var.Geçen sene buradan mezun oldu.Kendisi bana yaz tatilinde oldukça ürkütücü şeyler anlattı orman ile ilgili.Bir çeşit örümcek yaşıyormuş orada ve oldukça korkunçmuş.Yanına yaklaşanın ise yaklaştığına pişman edecek kadar kötü hale getiriyormuş dedi.Lea da bu sefer korkmuştu.Lea daha sonra sandığını çekiştirmeye çalışıyordu ve aynı zamanda Büyük Şölen^e yetişmek için bir hayli acele ediyordu.Kıza dönüp:
-Hangi binaya seçileceğini düşünüyorsun??dedi.Kız ise:
-Hufflepuff veya Gryffindor olacağından hiç şüphem yok.Çünkü ailemiz şuana kadar Ravenclaw ve Slytherin^e öğrenci neredeyse hiç vermemiş dedi.Lea mutlu olmuştu.Çünkü aynı binada olabilirlerdi.Lea da Ravenclaw veya Slytherin^e seçileceğini düşünmüyordu.Bundan da cesaret alıp mutlu adımlarla koşarcasına ilerliyordu.Bir kolunu ise yeni tanıştığı ancak iyi anlaştığı Helen^in omzuna koymuştu.Binaya girdiler.Daha sonra ise birlikte koşa koşa masalara oturdular.Salonda heyecan çığlıkları vardı.Lea çok ama çok merak ediyordu nereye seçilceğini.Müdür ilk önce konuşmaya başladı:
-Sevgili Yavrularım!!Okulumuza hoş geldiniz demek istiyorum öncelikle.Aramızda okulumuza yeni başlayan küçüklerimiz de var.Onlara okuldan biraz bahsetmek istiyorum.Öncelikle yavrularım!!Burada güvende olduğunuzu bilmenizi isterim..Öğretmenlerinizi de dikkate almanızı öneririm.Eğer çok dinler,az laf ederseniz iyi edersiniz ve mutlu bir yıl geçirirsiniz dedi.Salondan bir “Öff” sesi yükseldi.Çünkü müdür her sene aynı konuşmayı yapıyordu ve büyük sınıflar sıkılmışlardı.Müdür anlayışlı biri olduğu için hemen:
-Tamam tamam..Kesiyorum konuşmayı.Herkese iyi eğlenceler dilerim…Fakat öncelikle yeni öğrencilerimizin Seçmen Şapka töreni var…dedi.Herkesin en sevdiği bölümdü.Adlar okunmaya başlandı:
-George Summery...dendi.Ardından bir ses daha:
-Ravenclaw.
-Sally Wind..
-Slytherin..O anda Slytherin masasından bir alkış koptu ve Sally koşarak geçti.Bir çok isim okumaya devam ediyordu:
-Sarah Mensoon..Emma Wight... ve en sonunda Lea^nın beklediği isimlerden biri geldi.Beklediği derken kendi ismini ve yeni tanıştığı kızın ismini bekliyordu.O anda:
-Helen Dark..
-Hufflepuff sesi geldi.Lea şimdi Helen ile aynı binaya düşmeyi arzuluyordu..Birkaç isimden sonra:
-Jacenia Lea Marisha..dendi..Lea koştu ve seçmen şapkayı başına geçirdi.Bekledi..Şapka birden bağırdı:
-Hufflepuff…O anda Helen^dan ve diğer Hufflepufflar^dan bir alkış koptu.Lea koşarak arkadaşının yanına gitti ve 10 dakika sonra şölen başladı.Birçok çeşit yemek ve içecek vardı.Lea^nın en güzel ve en keyifli yemeğiydi bu..Gecenin geç saatlerinde şölen son buldu.Lea ve Helen hemen Hufflepuff ortak salanuna koştular.Daha sonra da yatakhaneye..
Yatakhane^de sessizlik vardı.Lea sessizlikten hoşlandığı için hemen tatlı bir rüyaya daldı.Ertesi gün soğuk ve yağışlıydı.Lea kalkmakta güçlük çekse de hemen yeni cübbesini giydi.Ortak salon oldukça kalabalıktı.Lea dört gözle Helen^ı bekliyordu.Kahvaltıya mutlaka onunla inmeliydi.Uzaktan Helen gözüktü.Fakat cübbesini giymemişti..Pijamalarıyla uykulu uykulu geliyordu.Lea şaşkınlıkla:
-Niye giymedin cübbeni Helen??Yoksa bir problem mi var??dedi.Daha sonra Helen halsiz halsiz:
-Kendimi çok kötü hissediyorum.Hastane Kanadına gitsem iyi olacak.Sen kahvaltıya in.Beni bekleme.dedi.Lea ise hemen:
-Öyle şey olmaz.Sen benim ilk arkadaşımsın ve oldukça kıymetlisin.Seni ilk günden yalnız bırakamam.Bende geliyorum…dedi.Hemen arkadaşına destek olarak Hastane Kanadına beraber gittiler.İçerisi bomboştu ve sessizdi.Lea uzaktan Bayan Bolloam^ı gördü ve seslendi:
-Bayan Bolloam..Lütfen yardım edin..Arkadaşım kendisini oldukça halsiz hissediyor..dedi.Bayan Bolloam ise usulca:
-Onu bir süre burada misafir edeceğim canım.Ayrıca senin burada beklemene de müsaade edemem..Lütfen Büyük Salon^a dön ve kahvaltını et.Daha sonra ise ilk günden dersleri sakın kaçırayım deme, dedi ve onu dışarı çıkarttı.Lea umutsuzca binaya doğru yürüdü…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.catlakkazan.gooforum.com
 
RP PRATİKLERİ
Sayfa başına dön 
3 sayfadaki 3 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: