Şömine'nin Başı..

Sasha'nın uykusu kaçmıştı.Pelerinini alıp odasından çıkmış;önce sera'ya gidip herşey yolunda mı diye bir bakmış sonrada Öğretmenler Odası'na gelmişti.İçeride kimse yoktu ki olmaması da doğaldı.Saat çok geç olmuştu.Odadaki şömine bile sönmüştü.Sasha asasını çıkardı,iki bilek hareketinden sonra şöminenin içindeki alev tekrardan ahenklenmeye başlamıştı.

Şöminedeki alevin tekrardan yanmasıyla oda bir nebze daha aydınlanmıstı.Sasha o sırada şöminenin yanında duran masada kitaplarından birini unuttuğunu farketmişti.Öğlen'de buradaydı aceleyle dışarıya çıkmıştı o sırada unutmuş olsa gerekti.Kitabı eline aldı.Kitabın üzerinin hafif tozlandığını gördü eliyle silkeledi.O sırada elinin kirlendiğini fark etti."Hay Aksi toz değil külmüş.Sanırım şömine sönünce bacada gelen rüzgarın etkisiyle oldu.Neyse sorun değil.." diye mırıldandı elini birbirine ovuşturup vuruyordu..

Elindeki kir gitmişti..Kitabını alıp şöminenin yanında bulunan sürekli oturduğu tahta sandalyenin üzerine oturdu.Asasını çıkartıp kendine bir Papaya çayı yapmıştı.Sasha ne vakit kitap okuyacak olsa Papaya çayı içerdi.Papaya çayının insanı rahatlatan bir etkisi vardı ve Sasha bunu biliyordu.Çayı yudumlarken bir yandan da elindeki kitapdan satır aralarına göz gezdiriyordu."Ahh Merlin aşkına! Indafinus çiçeği'nin soyumu tükeniyor? Bu kitabı yazan cadı şaşırmış olsa gerek! Kuzey Asya bu çiçeklerle dolu.Özelliklede Çin Halkı bu çiçeği çok benimsemişlerdir,adeta milli çiçekleridir.Asla tükenmesine izin vermezler.Üstelik alüvyon toprakda hala bol miktarda.. Sanırım bu cadıyı dava edeceğim.İnsanları yalnış bilgilendiriyor.." Kendi kendine mırıldanıyor,bir yandan çayını içiyor,bir yandan da elindeki kitabın yazarı olan cadıya ateş püskürüyordu..

Çayının bittiğini fark etti."Sanırım bir duble daha Papaya çayı içeceğim.Rahatlamaya ihtiyacım var." diye mırıldandıkdan sonra kendine bir bardak daha Papaya çayı yaptı.Zaman su gibi akıp geçiyordu.Oysa Sasha hala zamanın farkında değil yanan şöminenin başında elindeki kitabı didikliyordu.Acaba kaç kez daha yapmıştı aynı şeyi.Okuduğu kitabı defalarca okuyabilirdi.Her okuduğunda başka birşey öğrenebiliceğini düşünüyordu.Her okuyuşdan sonra farklı bir sima ve tavır sergiliyordu..

Araştırmayı ve okumayı çok seven biriydi.Belkide bu yüzden Bitki Bilim Profesörü'ydü.Çocukluğundan beri bitkilere merak duyardı.Onların geçirdiği evrimler Sasha'ya tuhaf gelirdi.Çocukluğunda sürekli bir fidanın nasıl çimlendiğini,tohumlandığını büyüyüp ağaç olduğunu merak ederdi.Küçükdü ve bilim'i anlayamazdı ama kendi kafasında kurduğu hayal dünyasına da kimse engel olamazdı.Bazen evren de tek olup olmadığını düşünürdü.Onun gibi düşünen bir cadı,büyücü,muggle,vs.. birilerinin olup olmadığını çok merak ederdi.Aslında cevap çokda uzak değildi.Eğer evren üzerinde ortak düşünceler,ortak meraklar olmasaydı herşey bu kadar açık olmazdı..

Bitkileri merak edip onları araştıran sadece Sasha olsaydı belkide Bitki Bilim doğmazdı veyahutta Karanlıkla mücadele etmek isteyenler,durdurucak temel düşünenler olmasaydı Karanlık Sanatlara Karşı Savunmada olmazdı.Hayvanların dilini çözmek isteyen onları merak eden onları sevenler de olmasaydı Sihirli Yaratıkların Bakımı da olmazdı.Evren meraklarla ve o meraklar çözen cevaplarla doluydu.Fakat bunu küçük bir kızın anlaması imkansızdı.Bu yüzden kendi hayalleriyle bulurdu cevaplarını..

Dışarıda rüzgar şarkısını söylüyor sesi içeriye kadar geliyordu.Sasha kitabına o kadar dalmıştı ki şöminenin söndüğünün bile farkında değildi.Bacanın içinden geçen cılız bir rüzgar şöminenin içine girmiş;orada bulunan küllerden bir parçayı şöminenin yanında oturan Sasha'nın elindeki kitaba savurmuştu.Sasha irkildi şöminenin söndüğünü farketti.Camdan dışarıya baktı."Off dalmışım ve saat çok geç gitsem iyi olacak." dedi.Kitabını kapattı.Pelerinini giyip kitabını kolunun altına aldı odanın kapısına doğru yöneldi.Odasına gidip uyucaktı.Kapıyı açtı ve odadan çıktı.Çıkarken Sasha'dan bir fısıltı duyuldu ve kapı kapandı "Lumos.."

Ayak sesleri geliyordu..Biri öğretmenler odasına dopru yaklasıyordu.Kapı hafifçe aralandı içeride kimse yoktu.Gelen Bitki Bilim Profesörü Sasha'ydı.Kapıyı aralayıp içeriye girmişti.Oda karanlık ve serindi.Asasını aldı şömineye doğru ilerledi.Cüppesini üzerinden çıkarmıyordu..

Kısa bir zaman sonra şömine yanmıştı.Sasha şöminenin yanına oturmuş yanında getirdiği kitapları kurcalıyor bir yandan da Papaya çayı içiyordu.Papaya çayı Sasha'nın vazgeçilmezlerindendi.Sasha'ya derin bir rahatlama ve huzur duygusu verirdi..

Elini uzattı,şöminenin yanında duran çaydanlıkdan elindeki kupasına bir bardak daha Papaya çayı koydu.Şöminenin yanında bulunan koltuğa gömülmüş getirdiği kitapların içinde adete kaybolmuştu.Heyecan ve hevesle bütün kitapları bir nefeste okuyacakmışcasına kitap okumaya devam ediyordu.Eğer olurda bilmediği birşey çıkarsa ki bu çok nadirdi hemen onu yanında hazır bulundurduğu not defterine yazar odasına gidince kütüphanesinde bulunan parşömenlerin arasına sıkıştırı verirdi..

Eli bir daha uzandı.Kitapların arasına dalmışken zaman akıp geçmiş,çayı yeniden bitmişti.O hafif karanlık ve sıcak ortamda oturupda kitap okumak kadar ne zevk verebilirdi ki acaba ? Buranın ayrı bir egzotizm'i vardı sanki.Kitap okumak için buraya çok gelirdi Sasha..Elindeki kupadan bir yudum daha alıp diğer eliyle sayfayı çevirdi,okumasına devam etti..

Misafir

Her zaman ona huzur veren odası bugün üstüne üstüne geliyordu. Biraz mekan değişikliği iyi gelebilirdi. Her ne kadar üşense de üzerine siyah kalın cüppesini aldı ve öğretmenler odasının yolunu tuttu. Ne zamandır orada vakit geçirmemişti. Önünden geçerken mutfaktan kendine bir kahve aldı. Uykusu kaçmış biri için oldukça yanlış bir tarcih sayılabilirdi ama Angelina'nın canı sadece bir fincan kahve istiyordu.

Sessizce odaya girdi. Gecenin bu saatinde kimsenin olmayacağını düşünmüştü. Ama anlaşılan yanılmıştı. Şöminenin ateşi yüzüne vurunca kitap okuyan kişinin Bitkibilim Profesörü Sasha olduğunu anladı. Onu korkutmamaya özen göstererek şöminenin karşısındaki koltuklardan birine geçti. Genelde hep burada otururdu.

Bu sırada Sasha da içeriye birinin girdiğini farketmiş, bu saatte buarada bulunan bir diğer uykusuzun kim olduğunu görmek için başını kitaptan kaldırmıştı. Angelina genç kadına içtenlikle gülümsedi.

- "Selam.." Bir süre söyleyecek bir şey bulamadı. "Seni de uyku tutmamış anlaşılan. Nasılsın?"

Kahvesinden bir yudum alırken Sasha'nın ondan önce geldiğine şükretti. Çünkü geldiğinde burayı buz gibi bulacağını düşünmüştü. Ancak oda sıcacık olmuştu bile. Koltuğuna iyice gömüldü ve kahvesinden bir yudum daha aldı.

Kitabına dalmışken birden içeriye birinin girdiğini farketti.Giren karartı karşısında bulunan koltuklardan birine doğru yöneldi.O sırada gelen kişinin Profesör Johnson olduğunu farketti.Başıyla "Merhaba" anlamında bir işaret yaptı.Angelina ona selam vermiş biraz duraksadıkdan sonra konuşmaya devam etmişti.Sasha'da gülümseyerek "Sanada Selam Angelina.Evet pekde uyku tutmadı denemese de tutmatı işte.Sessiz ortamlarda kitaplarımı okumayı çok severim de..Ben ee şeyy gayet iyiym ya sen nasılsın ?" dedi gülümser bi sima ile.

Elini uzattı fincanından bir yudum daha Papaya aldıkdan sonra Angelina'ya gülümser gözlerle baktı.Angelina çok hoş bir profesördu.Ayrıca kendi alanında da çok başarılıydı.Sasha bu güzel kadını şöyle bir süzüverdi Angelina kahvesinden bir yudum alırken.. O sırada şöminenin alevinin hafiflediğini farketti.Elindeki mızrabı alevin içine sokarak közleri karıştırdı.Angeline dışarıdan gelmişti.Üşümüş olabilirdi..

Muhabbet bayağı koyu gidiyordu.Sasha elindeki kitapları bırakmış Profesör Jhonson ile muhabbet ediyordu ki saatin geç olduğunu farketti.Utana sıkıla "Ee şeyy afedersin ama ben artık kalkmalıyım yarın dersim var da.." dedi.Angelina'nın yalnış anlamayacağını biliyordu.Angelina ile vedalaştıkdan sonra kitabını koltuğunun altına aldı kapıya doğru yöneldi.Kapı gıcırdayarak açıldı ve kapandı.Sasha odadan cıkarken yine aynı ses duyulmuştu"Lumos.."

Misafir

"Sanada Selam Angelina.Evet pekde uyku tutmadı denemese de tutmatı işte.Sessiz ortamlarda kitaplarımı okumayı çok severim de..Ben ee şeyy gayet iyiyim ya sen nasılsın ?" dedi Sasha gülümseyerek. Daha sonra da sanki Angelina'nın düşüncelerini okumuş gibi elindeki mızrabı alevin içine sokarak közleri karıştırdı.

- "Sağol iyiyim. Aslında ben de severim kitap okumayı ama bugün pek aklımı veremiyorum."

Zaman geçtikçe sohbet de koyulaştı. Angelina biriyle konuşmanın, havadan sudan da olsa, ona iyi geldiğini farketti. Kafasını başka konulara vermek onu rahatlatıyordu. Sıcacık kahve de onda her zamanki gibi ters etki yapmış, uykusunu getirmişti. Angelina esniyordu. Bir süre sonra Sasha da saatin geç olduğunu farketmişti. "Ee şeyy afedersin ama ben artık kalkmalıyım yarın dersim var da.."

- "Oo.. evet gerçekten de saat baya geç olmuş. Ben de birazdan odama giderim. İyi geceler."

Sessizce Sasha'nın odadan çıkmasını izledi. Bir yudumda kahvesini bitirdi. Birkaç dakika gecenin sessizliğine bıraktı kendini. Çıkmadan önce şömineyi söndürdü. Sıcacık odada otururken havanın ne kadar soğuk olduğunu unutmuştu. Cüppesine iyice sarındı ve odasının yolnuu tuttu. Esnemekten kendini alamıyordu.