İlk Randevu

Justin, öğle arasında Büyük Salon'a göz attı. Beklediği kişiyi göremedi. İçinden bir mırıltı geldi. Bu, hem rahatlama, hemde üzülme mırıltısıydı. Onu görünce içinde bir huzur ve mutluluk duygusu uyanıyordu, ama o yanına gelince boğazı düğümleniyor, bir türlü kelimeler ağzından çıkmıyordu. Onunla göl kenarında buluşacaktı, yine de Büyük Salon'a bir göz atmanın sakıncası olmaz diye düşünmüştü. Ama belli ki, o çoktan göl kenarına gelmişti. Hemen hızlı adımlarla göl kenarına doğru yürüdü. Göl kenarına vardığında, kimseyi göremedi. Yine boğazından aynı mırıltı geldi. Çok heyecanlanmıştı. Bir ağaca yaslandı. Beklemeye başladı. Dakikalar salyangoz gibi geçiyordu.

Ve, Justin'e bir asırmış gibi gelen bir sürenin ardından ileride ona doğru gelen gülümseyen bir yüz gördü. Bu beklediği kişiydi. Cassandra ona doğru yavaş adımlarla yaklaşıyordu.

Justin, Cassandra'nın karşısına oturdu. Bir türlü ne söyleyeceğini bilemiyordu. Ağzını açıyor, tam birşey söyleyecek gibi oluyor, sonra geri kapatıyordu. Böyle ne kadar aptal göründüğünü düşündü. Cassandra ile bir ortak noktasını düşünüyordu. Ama zaten Cassandra ile çok konuşmamıştı ki. Ne söyleyebilirdi? Yine düşünemeden kelimeler ağzından fırladı.

"Saçların çok güzel."

Cassandra Justin'e bakıp gülümsedi. Justin, ne yaptığını bilmeden devam etti.

"Bloodworth Ailesi'ndensin demek. Sizin hakkınızda herşeyi okumuştum. Hepiniz safkansınız, değil mi? Ben soyumu bilmiyorum, yetimim. Ama büyü konusunda başarılı olduğum söylenebilir. Bu yüzden safkan olduğumu düşünüyorum. Bu arada, ailende görücülerin olduğunu duymuştum. Sende görücü kanı var mı?"

Justin, kendini aptal gibi hissetti. Yine gevezeliğini göstermişti. Yine bir inek olduğunu birine belli etmişti. Ama belki Cassandra benim bu huyumu beğenmiştir, belki de çalışkanları seviyordur, diye düşündü. En azından umdu.

Cassandaryere oturduktan sonra Justin'e bakarak gülümsedi.Sonrad Justin Cassandraya bakarak

"Saçların çok güzel."dedi.

Cassanrad ''çok sağol bende saçlarımı çok seviyorum'' dedi.Ardından Justin'in heycanlı olduğunu fark etti.Sonrada Justin'i dinlemeye devam etti:

"Bloodworth Ailesi'ndensin demek. Sizin hakkınızda herşeyi okumuştum. Hepiniz safkansınız, değil mi? Ben soyumu bilmiyorum, yetimim. Ama büyü konusunda başarılı olduğum söylenebilir. Bu yüzden safkan olduğumu düşünüyorum. Bu arada, ailende görücülerin olduğunu duymuştum. Sende görücü kanı var mı?"

Cassandara meraklı bir şekilde ''hımm ailemiz hakkında çok az kişi bukadar bilgi bulabildi gerçekten kutlarım seni şu görücü meselesine gelince evet var benim rüyalarım genellikle gerçekleşir '' dedi.Sonrada hevesli bir şekilde ''neden ailemize bukadar merak sardığını sora bilirmiyim sakıncası yoksa'' dedi.

Sonrad içinden ''hımm dersine çalışmış ama biraz çalışkan sanki ama çok tatlı'' dedi sonradne düşündüğünü belli etmeden ona gülümsedi.

''neden ailemize bukadar merak sardığını sora bilirmiyim sakıncası yoksa''

İşte. Her şeyi berbat ettim, diye düşündü Justin. Gevezeliğimle yine tüm işleri batırdım, dedi içinden. Hemen neden Bloodworth Ailesi hakkında bu kadar şey bildiğini açıklamak zorundaydı, ama bu sefer küstah olmamalıydı. Herhalde, seni ne zamandır Büyük Salon'da görüyordum. Bende, haydi gidip şu kız hakkında bir şeyler öğreneyim dedim, diyecek hali yoktu.

"Benim ne kadar çok kitap okumayı sevdiğimi bilirsin. Birçok kitapta sizin aileniz hakkında yazılar vardı. Bende okudum."

Mahçup bir şekilde gülümsedi. Konuyu değiştirmek istiyordu.

"İstersen, göl kenarında biraz yürüyelim." dedi.

Cassandra sorusunu cevabını Justinden şöyle aldı:

"Benim ne kadar çok kitap okumayı sevdiğimi bilirsin. Birçok kitapta sizin aileniz hakkında yazılar vardı. Bende okudum."

Cassandra bu cevaptan pek tatmin olmamıştı ama olmuş gibi davranmaya başladı..Ardından Justin Cassandra'ya dönerek:

"İstersen, göl kenarında biraz yürüyelim." dedi.

Cassandra gülümseyerek ''tamam zaten benim en sevdiğim şey göl kenarında yürümektir her zaman buraya gelirim üzgün olduğumda mutlu olduğumda düşünceli olduğumda her zaman çünkü göl seninle konuşamaz'' dedi.Sonrada Justinle göl kenarında yürümeye başladılar..