Köşk ve Bahçe

Misafir

JOHNSON KÖŞKÜ ve ÖN BAHÇE

Köşk ve Bahçe Ev5

ARKA BAHÇE

Misafir

Johnson köşkünün ön bahçesi oldukça sadedir. Geniş çimenlik alanın ortasında mermer bir saksı ve saksının etrafında da fesleğenler bulunmaktadır. Bunun dışında evin duvarlarından başlayarak, bahçe girişine kadar olan yolun etrafı ağaçlarla kaplıdır.

Johnson'ların en sevdiği bölüm arka bahçedir. Bahçe ve bahçedeki tüm bitkiler Lorenz Johnson'nın eşi Ellin Johnson'nın eseridir. Bitkibilime güçlü bir yeteneği olan Ellin bahçeyle özel olarak ilgilenir.

Sadece arka kapının açıldığı balkondan inilerek ulaşılan bahçenin ortasında küçük boyda, kare bir süs havuzu bulunmaktadır. Etrafını çeviren tüm duvarların üzeri saksılarla kaplı olan bahçenin arka tarafı ormanlık bir alana ve kenarında büyücü kasabasının bulunduğu koya bakar. Bahçenin belirli yerlerinde bulunan banklarda aile üyeleri vakit geçirebilir. Ayrıca ailenin evcil hayvanları da bu bahçede oynamayı çok sever.

Manzaranın rahatça görülebildiği çıkıntıda geniş, yuvarlak bir masa bulunur. Johnson ailesi sık sık burada toplanarak sohbet eder.

Bahçenin hemen yanındaki ağaçlık alanda bir kulübe bulunur. Burada Angélina Eléonoré Johnson'a ait bir Tek Boynuzlu vardır. Açıklık alan ona ve ailenin diğer evcil hayvanlarına ayrılmıştır.

Konu: Geri: Köşk ve Bahçe C.tesi 01 Mart 2008, 19:14

David bir yanında ablası, diğer yanında kuzenleri ile köşke geri dönmüştü. Çok sevinçliydi. Annesi özlemişti. Köşkün bahçesine geldiler ve nihayetinde şökşkün güzel kapıları göründü ve David elindeki bavullarını bırakarak hızla kapıya koştu. Annesi kapıdaydı. Annesine sarıldı ve:

"Canım annem, nasılsın?"

dedi ve annesinde ayrılarak yengesini gördü. Yengesine de sarıldı ve öptü. Daha sonra abisini de kapıya geldi. Hemen ona da sarıldı ve öptü. Evcini bile onları karşılamıştı; ama David onu öpmedi. Nasıl öpecekti ki? Kafasına takmadı ve annesini cevaını dinledi:

"Ben iyiyim oğlum. Hadi içeri geçin bakalım."

dedi annesi ve hep birlikta salona gittiler.

Misafir

Angelina arka kapıdan bahçeye çıktı. Evin arka bahçesi, Angelina'nın en sevdiği yerdi. Mis kokulu çiçeklerin arasından huzurla yandaki açıklık alana doğru ilerledi. Tahta klübenin önünde Mia Caramella'nın hemen yanında duran Léa'yi görebiliyordu. Mia Caramella, Angelina'nın tek boynuzlu atıydı. Bu atı babası ona küçük bir kızken almıştı ve ikisi neredeyse beraber büyümüşlerdi. Tabi ki Lea ve evdeki herkesin de Mia'nın üzerinde en az Angelina kadar hakkı vardı. Onlara doğru ilerlerken, kardeşi de onu görmüştü. Angelina gülümseyerek adımlarını hızlandırdı. Yanlarına vardığında elindeki bavulu yere bırakıp Mia'yı okşamaya başladı. O da sevecen gözleriyle ona karşılık veriyordu. Angelina bir kaç dakika süren sessizlikten sonra konuşmaya başladı.

- "Ben gidiyorum Lea. İtalya'ya. Mia sana emanet. Ona iyi bak. Hadi hoşçakal."

Kardeşine sıkı sıkı sarıldı. Bu evde en çok onu özlüyordu. Lea tüm bu konuşma karşısında hiçbir şey söylemedi. Angelina Mia'yı son bir kez okşadı. Bavulunu eline aldı ve kardeşine göz kırptıktan sonra arkasını dönüp bahçenin dışına doğru ilerledi. Cisimlenmek için bahçeden dışarıya çıkmak, Angelina'nın en çok üşendiği şeylerden biriydi. Yine de bunun güvenlik için gerekli olduğunu biliyordu. Adımını bahçenin dışına atar atmaz yok oldu.

Konu: Geri: Köşk ve Bahçe Perş. 13 Mart 2008, 20:34

Herkes köşkün görkemli kapısı önünde toplanmıştı. Hüzünlü bir rüzgar esercesine David'ın hafif uzun şaçları bu rüzgara esir olmuş gibi hareket ediyordu. David herkesle kucaklaştı, herkesi öptü. Ablasını,annesini,babasını,yengesini,abisini... Ama babası onları eksprese bırakacaktı zaten. Bununla avndu. Hisleri çok karışıktı. Soğuktu; ama böyle olmamlıydı. Böyle olursa herşey daha kötü olurdu ve morali daha kötüye giderdi. Toparlandı ve:

"Herkes, kendine iyi baksın. Sömestr'da görüşücez."

dedi ve bavullarını tekrar eline aldı. Kuzenlerine bakıyordu. Onlarda pek farksız değildi. En sonunda kökşkün bahçe kapısına doğru yürüdüler. Kapıdan çıktılar ve David son kez arkasına baktı:

"SBS'lerim süper olucak,meraklanma anne."

dedi. İçindeni bir ses bunu söylemişti. O da söyleyivermişti. Umursamazca yola devam etti.

Konu: Geri: Köşk ve Bahçe Perş. 13 Mart 2008, 20:56

Tatyana odasından aşağıya indiğinde herkesin kapının önünde onları beklediğini gördü.Elinde baykuşu vardı.Ev cinleri ise sandıkları taşıyorlardı.Tatyana köşkün kapısına doğru yürüdü.İlk önce annesine daha sonrada babasına sarıldı.Her defasında üzülüyor ve gözlerinin dolmasına engel olamıyordu.

-''Kendinize iyi bakın.En yakın zamanda görüşeceğiz anne'' dedi gülümsemeye çalışarak.

Bu sene son senesiydi ve FYBS yılıydı.Dersler daha bir zor olacaktı.Tatyana herkesle tek tek vedalaştı.Expresse onları David'in babası götürecekti.Lily de herkesle vedalaştıktan sonra beraber kapıdan çıktılar.Bahçede yürürken Tatyana artık sonbaharın gelmesiyle yavaş yavaş kuruyan çiçeklere baktı.Çiçekler kurumaya başlasada bahçe hala çok güzeldi.

Tatyana arkasına baktığında bütün aile üyelerini kapıda durup, onlara el salladığını gördü.O da arkasını dönüp el salladı ve arabaya bindiler.