Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Sonradan Gelen Gerçek..

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Rocio Sycorax Malfoy
Azkaban Kaçağı
Rocio Sycorax Malfoy


Kadın
Ruh hali : Sonradan Gelen Gerçek.. Yuppirt8
Mesaj Sayısı : 974
Yaş : 35
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12346
Ekspresso Puanı : 20
Kayıt tarihi : 24/01/08

Sonradan Gelen Gerçek.. Empty
MesajKonu: Sonradan Gelen Gerçek..   Sonradan Gelen Gerçek.. Icon_minitimePtsi 04 Şub. 2008, 17:47

RÜYA

'' Hava sıcaktı. Mystery Alleydeki evlerinde bir yaz mevsimini daha sıkıcı bir şekilde geçiriyordu. Büyümüştü artık. On Dört yaşındaydı. Yumuşacık ve kabarık yastığının içine gömülmüştü suratı. Rahatsız edici bir ses... " Aaaah lanet olsun! Beyinsiz şey. " dedi Sycorax. Yine çalar saati çalmıştı. Eliyle saate koca bir şaplak patlatarak onu susturdu. Tekrar ama sesinin seviyesini düşürerek; " Lanet olsun! " dedi ve tekrar kafasını yastığa bıraktı. Birkaç dakika boyunca ortam sessizleşti. Tam dalmıştı ki yine bir ses; " Sy kalk hadi... " Bu sefer yorum yapmadı. Kalktı ve saate baktı saat 13:00 olmuştu. Offf saat kaç olmuş, dedi içinden. Bugün Hogsmeade' e gidecekti. Bugünün diğerlerinden farklı olmasını istiyordu.

Saatin bu kadar geç olması onu sinirlendirmişti. Ama artık alışkanlık yapmıştı kalkamıyordu işte. Yavaş bir hamleyle üstündeki yorganı kenara itti. Hava gerçekten bunaltıcıydı. Sy bir ara teninin alev gibi yandığını düşündü. Gerçekten de öyleydi. Yataktan kalktı ve lavoboya gitti. Çeşmeyi açıp sağuk tarafını çevirdi. Gürül gürül akan sudan bir avuç aldı ve suratına çarptı. Bir ferahlama hissetti. Derin bir " Oh " çekti ve tekrar odasına döndü. Üstüne kaba taslak bir şeyler geçirdi. Elini uzatarak kapının kolunu kavradı ve aşağıya indirdi. Koridordaydı... Bir süre ilerledi ve merdivenin korkuluğuna ulaştı. Seri bir şekilde merdivenlerden indi ve mutfağa girdi. Annesi kahvaltıyı hazırlamıştı. Babası ise çoktan işe gitmişti.
" Günaydın anne. Hemen yemeğimi yemem gerek bugün için süper bir plan yaptım kendime. " dedi. Annesi; " Bence de arada bir gezmek sana iyi gelecektir... " dedi çehresinde bir gülümseme söz konusuydu. Sycorax " Yalnız senden Dört galleon borç alacağım. Eh doğal ihtyiyaçlar... "


Bu sefer yüksek miktarda bir para istemişti ama annesi terslemedi. Bir süre sonra kahvaltı tabağını bitirmişti ve ayaklandı. Bir bardak su içti. Annesi yukarda ev işlerine dalmıştı. Ondan para almak için yukarıya çıkacaktı ki korkuluğun yanında duran telefonluktaki Dört galleonu gördü. Galleonları hemen eliyle kavrayıp cebine attı ve hızlı bir şekilde evden çıktı. Hızır Otobüsün gelmesine ihtiyacı vardı. İçinden bunu söyledi ve biraz sonra garip sesler duymaya başladı. Suratına bir gülümseme yayıldı. Hızır Otobüs geliyordu.

Bir kaç saniye sonra kocaman iki katlı bir otobüs onun önündeydi. Muavin konuşmaya başladı her zamanki gibi uzun açıklamalarda bulunuyordu.
" Ooooof sus artık anladık! " dedi Rocio ve adamı ittirerek içeriye girdi. Bir kaç cadı ve büyücü içeride sohbet ediordu. " Hogsmeade"
dedi Rocio. O sırada otobüs harekete başladı. İğrenç bir duyguydu bu ama artık alışmıştı. Bir cadının yanında gördüğü boş koltuğa oturdu. Çok hızlı gidiyorlardı. Şöför muavin arasında geçen saçma dialoglara arada kulak kabartıyordu ama ilginçbirşey bulamıyordu. Dışarıyı seyretmeye karar vermişti ki; muavinin söylediği mekanlar arasında duymak istediği mekanı duymuştu. ''

HOGSMEADE

Sy yerinden fırlayarak uyandı, Madam Romestra şaşkın gözlerle ona bakıyordu. Üç Süpürgedeydi, anlaşılan uyuya kalmıştı. Gördüğü rüyayı düşündü, annesi ve babasını görmüştü. Ancak Malfoy Malikanesi'nde yaşamıyorlardı, çok farklı bir hayataları vardı. Hızır otobüs.. Daha önce sadece bir kez binmişti ve hiç iyi anılar aklına gelmiyordu. Böyle düşüncelere dalmışken Madam Rosmerta'nın hala ona bakmakta olduğunu fark etti. " Şey bi köpüklü Kaymak Birası alabilir miyim? '' Boğazı kurumuştu, Madam Rosmerta ona yumuşak bir bakış attı. " Hemen getiriyorum. " dedi. Rocio bir süre pencereden dışarıyı izledi. Karanlık olduğu için pek birşey gözükmüyordu. Yine gece vakti Hogwarts'dan kaçıp gelmişti. Bir gün başına bir şey gelecekti ama ne zaman.. Ancak endişeleri çok kısa sürdü, havada süzülen bir tepsiyle gelen kocaman kaymak birası ona doğru geliyordu. Uzun zamandır Kaymak Birası içmiyordu, yani iki gündür. Onun için uzun bir zaman dilimiydi bu, artık iyice alışmıştı. Buranın kaymak biraları sıcak ve bol köpüklü olmasıyla ünlüydü. Hemen tepsiden kaptığı kaymak birasından bir yudum aldı. Etrafta kimse yoktu. İnsanlar çok seyrekti. Normalde bu kadar az insanın bulunması imkansız gibi birşeydi. Ama gecenin bir vakti olduğunu nedense unutuyordu. Biraz sonra kaymak birasının dibine vurmuştu... Bir tane daha istiyordu ama almayacaktı. Ayağa kalktı. Madam Rosmertaya Kaymak Birası için 3 sickle 1 knut ödedi ve iyi günler dileyerek Üç Süpürgeyi terketti.

Şimdi ne yapacaktı peki? Binbir çeşit şeker dükkanına girip biraz şeker alacaktı. Sonra da ufak bir Hogsmeade gezisine çıkacaktı. Bu saatte açık değildi ama bir kaç kez kapıyı çalınca dükkan sahibyi uyanıp onu içeri almıştı. Hemen birkaç kutu şekerleme aldı ve yiyerek yürümeye başladı. İlk gitmek istediği yer Bağıran Baraka olmuştu. İçindeki yaramaz kızın uslu durmayacağı şüphesi yürürken Rocio'nun tüm benliğini sarmalamıştı. Hogsmeade bu kadar sakin bir gece geçirirken oraya girme fikri onu cezbediyordu. İçinde hep Slytherin'li kurnaz bir kız vardı. Peri ya da Hayaletler orada yaşıyorsa ne olacak ki? düşüncesindeydi. İlerledi önünde ikiye ayrılan yoldan sağa saptı. Bağıran Baraka oradaydı. Çok ihtişamlı ve harika bir yerdi. Kendine engel olamadı. İçeriye girecekti. Evin her yeri tellerle çevrilmişti ama bunu sorun bile etmiyordu. Muggleların bile aşabileceği bir engeldi bu. Birkaç büyü kitabından öğrendiği " Bombarda " büyüsünü bile kullanabilirdi. Evet evet bu büyüyü kullanacaktı. Çok merak ettiği bir büyüydü bu zaten. Telden çitlere yaklaştı. Cüppesinin cebine koyduğu asasını çıkarttı ve tele doğrulttu.

" Bombardaaa "

Güm! Çok fazla olmasada fazla sayılabilecek bir patlama sesiyle tellerden bir bölüm tahrip olmuştu. Onun geçebileceği bir boyuttaydı zaten korkmuyordu da. Hemen burdan tüymeliydi. Yoksa insanların gelip onu görme olanakları vardı. Birden koşmak istedi ve var gücüyle koştu. Evin önüne gelmişti. Kalbi hızla atıyordu. İçeriye girince yavaşca kapıyı kapattı. İçerisi karanlıktı ve çok pejmürde görünüyordu. Asasını kaldırdı; " Lumos Maxima " asasından yayılan geniş ışık kütlesi tüm odayı kapladı. Ayaklanan bir ton toz tanesi ışıkta çok net görünüyordu. Heyecanı gittikçe artıyordu. Küçük salonda eski bir kaç eşyadan başka birşey yoktu. Pencereden dışarıya bir göz attı. Birkaç büyücü gürültüye uyanmış tellerin yanında bitmişti. Büyük ihtimalle bu hasara haylaz çocukların sebep olduğunu düşünmüşlerdi. Hasarı tamir etmeye başlamışlardı çünkü. " Bana ne..! - dedi Sy- uğraşsınlar işte... " Yukarıya çıkan bir merdiven görünüyordu asanın ışığının altında. Hızlıca bir şekilde merdivene yöneltti adımlarını. Kalbi hala atıyordu. Korkuyordu ama buranın masum bir yer olduğuna karar vermişti artık. Ne bir ses ne bir hareket vardı burada.

Yukarı çıkmaya başladı. Üçüncü basamağa ayağı takıldı ve tökezledi; " Kahretsin! Resmen önüme bakmadan hareket ediyorum... " dedi kendine hakim olamadan. Merdivenin sonu görünüyordu. Ufak bir koridor ve aşağıya doğru inen yeni bir merdiven. Belki tehlikeli değildi ama çok esrarengiz bir yerdi burası. Merdivenin sonundaki odaya girdi önce. Buranın tek farkı içeride bulunan yataktı. Yatağın bazı yerleri tırmıklanmış gibiydi. Ek olarak bir masa ve bir sandalye bulunuyordu burada. İlginç birşey yoktu. Tekrar koridordaydı. Bu merdivenin gerçekten nereye çıktığı merak konusuydu. Asasının ışığı altında hızlıca merdiveni indi. Evin bir bölümü gibi görünen merdiven bir süre sonra incelmeye ve yukarıdan baskı yapmaya başladı. Bir basamak sonra Sy ayaklarının toprağa basmakta olduğunu hissetti. Çok ilginçti. Artık kalbi daha hızlı çarpıyordu ve içini gittikçe büyüyen bir merak kaplıyordu. Eğilerek geçiyordu merdivenleri. Bir süre sonra büyük bir ışık hüzmesi gördü. Gecenin karanlığına rağmen parlayan bir ışıktı." Nox.. " diyerek asasını söndürdü ve bu ışığın bir arka kapı olduğunu düşündü. Önünde küçük bir çıkış vardı kapısı olmayan. Kafasını uzattı. Gördüğü manzara karşısında şok oldu. Bağıran Barakanın arka kapısı Şamarcı Söğütten geçilen bir geçitle bağlanmıştı. Bu büyük sırrı sadece kendisinin bildiğini düşünüyordu. Öylece kalakaldı....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sonradan Gelen Gerçek..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: