Quilla bembeyaz pamuk gibi her yere yayılmış karda iz bırakarak ilerliyordu..Çevreyi sakinliğe boğan karın etrafa verdiği huzurla,ağaçlardaki dallardan düştü düşecek buz ve karları izleyerek Üç Süpürgeye doğru kendisini daha fazla kaptırmadan gitmek istiyordu. Saflığı temsil eden beyazın kendi kişiliğine verdiği rahatsızlıktan ya da kendisini saran sevgi dolu sıcaklıktan rahatsız olsa da bu ortamı seviyordu...
Üç Süpürgenin kapısına ulaştığında "Sonunda!Şimdi bir kaymak birası beni kendime getirir.."diyerek kapıyı gıcırtıyla açtı.İçeriye çabucak göz gezdirdi,fazla kalabalık olmamasına şükrederek ilk adımı attı,hemen gülümseme dolu bir kadın "Hoşgeldiniz!"diyerek Quilla'yı "Ne kadar yapışık bir kadın.."diye düşündürse de Quilla yüzüne çabucak bir gülümseme yerleştirdi ve "Merhaba!" dedi;hemen kurtulmak istiyordu.
Gözüne kadının arkasında kendisine el sallayan bir siluet çarptı.Kuzeni Cassandra'ydı...Kendini onun masasına attı"Naber Cassandra?" dedi ve hala gülümseyip duran kadına"Bir tane kaymak birası lütfen!"diye seslendi..Kaymak birası geldiğinde Cassandra ile çoktan koyu bir sohbete dalmıştı..