Canı sıkılıyordu. Evde hiç kimse kalmamıştı, herkes Hogwarts'a gitmişti. İçindeki buruk hüzünde can sıkıntısının bir nedeni olabilirdi. İlk defa, kuzenleriyle beraber yola çıkmamıştı, çıkamamıştı. Sadece arkalarından asık bir yüzle el sallamakla yetinmişti. Mutsuzdu.
Sıkıntıdan bir duş almış, evin içinde bornozla dolanıp duruyordu. Kimse yoktu, kim görecekti? Koskoca malikane bütün bir kış sadece ona ve ev cinlerine aitti.
Amaçsız amaçsız dolanıyordu evin içinde. Salondaydı şimdide, onu her zaman kendilerine hayran bırakmış el çizimi şekillere bakıyordu. Ailede kehanete en uzak olan oydu. Hogwarts yılları boyunca Fleur kafasına vura vura öğretmişti bazı şeyleri, ama Avril inatla anlamıyordu kehaneti.
O bunları düşünürken, sadık ev cini Neli, içeriyi temizlemek üzere içeri girmiş ama Avril'in odada olduğunu görüp çıkışa yönelmişti. Avril engellemek istercesine:
-''Neli, bana bir bardak Veela votkası getirirmisin ?''
Sabah sabah mı? Evet sabah sabah. Ev cini önce şaşkın şaşkın baktı, Avril'in içki içmesine alışık değildi, ama karşı çıkmadı. Ayağı ince, ağzı büyük şarap bardaklarından birine vitrinden özenle indirerek açtığı kahverengimsi renkli içkiden doldururken, Avril üst kolunu kaplayan yarayı gördünce hızla yerinden kalkarak ev cinin buruşuk kolunu tutarak incelemeye başladı:
-''Neli, bu bir yanık mı? Ah, evet, hemde taze bir yanık. Ah, neden söylemedin?''
Ev cini, Avril kolunu tuttukça yüzünü buruşturuyordu. Cevap vermemeyi yeğledi, onun yerine Avril, salona yeni giren diğer ev cini Ola'ya bağırdı:
-''Ola, çabuk odamdan şifa dolabındaki pembe küçük şişeyi getir buraya. Çabuk! Ah, neden asamı odamda bıraktım ki?''
Ev cini yel hızıyla buharlaştı, yel hızıyla geldi. Elinde hayli küçük, açık pembe renkteki yanık iksirini tutuyordu. Getirip Avril'in eline tutuşturdu
-''Sağol Ola. Neli, biraz canın yanacak ama katlanmak zorundasın''
Taze yanığa, iksirin bir kısmını boca edince, beyaz renkli köpükler çıkmaya başladı. Ev cinin yüzü biraz daha buruştu, ama bir dakika sonra yara bir kaç günlük gibi görünüyor, canını yakmıyordu.
-'' Neli sihirli ateş yakarken kolunuda yaktı efendi Delacour. Sihirli ateş olduğu için Neli'nin küçük büyüleri bir işe yaramadı.''-''Tamam Neli'' kolu bırakmıştı. Yarı yarıya dolmuş olan kadehi aldı ve bahçeye gidip oturmak üzere iki ev cinini yalnız bıraktı.