Laf Dalaşı

David ve Chester Hogwarts'ın sessiz koridorlarında geizyorlardı. Aslında amaçları tabiki de gezmek değildi. Gezmek isteseler zaten dışarıya çıkarlardı. Amaçları biraz erkek erkeğe konuşmaktı, erkekleri ilgilendiren konular hakkında. Tabi erkek muhabbeti işte. Laf dönüp dolaşıp tabiki de kızlara gelmişti. David biricik aşkı Hayley'i düşünüyordu. Hemen Chester'a:

"Abi sana da sevgili bulmak lazım ya... böyle olmaz ki."

dedi gülümseyerek. Gerçekten de Chester'a da sevgilis bulsalar süper olurdu. David, Hayley, Chester ve sevgilisi beraber takılırlardı. Sonra David devam etti konuşmasına:

"Eeee, var mı gözüne kestirdiğin kız?"

dedi yüzündeki kocaman gülümsemesi ile. Bu sırada arka cebindeki asasını eline almıştı. Neden bilmiyordu... belki de can sıkıntısıydı.

-Chester David ilen Hogwarts'ın ıssız koridorlarında yürüyorlardı laf döndü dolaştı kızlara geldi Chester içinden ''Belkide bunun için geziyoruz''dedi.Ama Chester'ın kız arkadaşı yoktu David Gülerek "Eeee, var mı gözüne kestirdiğin kız?"diye sordu.Chester ''Sanırım yok David kızları sadece ben seçerim ama gözüme kıstırdığım bir kız war ama bu sadece gizli bir sırdır''diyerek kestirip attı,David'e sırıtıyordu Chester Gryffindor'dan bir kız arkadaş istiyordu bu yüzden pek'de Gryffindor kızı yoktu ama bugun bir kıza sevgililik teklif edicekti!.Ama her zaman önesediği gibi sabır çok önemliydi sabır'ı ona babası öğretmişti gözünden ıslak bir damla aktı.Neden'se Chester'ın bildiği bir Muggle sözü vardı;''Her başarılı erkeğin yanında bir kız vardır''diye umutsuz bir söz David'le ilerlerken David'e söylendi''Merak etme David Merak etme....''diye sözünü bitirdi.

Ann keyifli keyifli dolanıyordu koridorlarda. Bir dersten henüz çıkıp kitaplarını ortak salona bırakmıştı. Şimdi ise nereye gittiğini bilmeden geziyordu Hogwarts'ı. Hogwarts'ın gizemi herkesdennbiraz daha fazla etkiliyordu Ann'i. Tüm geçitleri bilmek heryerini gezmek gibi bir istek vardı içinde engel olamadığı. Bir merdivenden henüz inmişti ki girdiği koridorda. Derslerde gördüğü bir oğlan ve David'i gördü. Suratına alaycı bir gülümseme takındı ve oraya doğru ilerledi.

"Naber Gryffindor'un gülü?"

dedi David'e ve yanağından sıkı bir makas aldı. Sonra gözlerini açıp yanındaki oğlana baktı.

"Vay yine şapşal arkadaş mı yaptık kendimize? Iyy bu da mı Gryffindor..."

Başını onaylamaz onaylamaz salladı.

David ve Chester, koridorda ilerlerken, önlerine Ann çıkmıştı. Koridorun başındaydılar, Ann ise sonunda. Onlara doğru ilerliyordu. David uğraşmak istemiyordu; ama artık çok geçti, Ann gelmişti bile.

"Naber Gryffindor'un gülü?"

dedi David'a ve yanağından sıkı bir makas aldı. Hayret boyu yetmişti. Ama David sinirlenmişti. Sinirli görünmek istemiyordu, bu onun hoşuna giderdi. Sakince:

"Bir daha bunu sakın yapma, sonuçlarına katlanırsın!"

dedi. Ann aldırmamışa benziyordu ki, David da öyle bekliyordu zaten. Sonra:

"Vay yine şapşal arkadaş mı yaptık kendimize? Iyy bu da mı Gryffindor..."

dedi Chester'ı göstererek. David hafif bir alaycı gülümseme ile:

"Sen ne anlarsın arkaşalardan, arkadaşlıktan. Arkadaş seçerken sana uğruyayım istersen."

dedi alayla ve tiz bir kahkaha ile.

"Bir daha bunu sakın yapma, sonuçlarına katlanırsın!"

Ann gözlerini açtı kocaman ve sahte bir ağlamaklılıkla David'e baktı.

"Sonuçlar...? Hahah"

Sonra şapşal arkadaşını korumaya çalıştığı herhalinden belli olan David'in sesi geldi sanki bir vızıltıymışçasına.

"Sen ne anlarsın arkaşalardan, arkadaşlıktan. Arkadaş seçerken sana uğruyayım istersen."

Ann sıkı bir kahkaha attı. Sesi tüm koridor boyu yankılandı.

"Ay canım kıyamam üzüldü bak... Bak bak büyümüş de sözlerine mecaz anlam mı katarmış? Hanimiş David'cik? Nerede Küçük David?"

Sy sürünürerek ilerliyordu, o kadar toktu ki.. Sabah uyuya kalınca kahvaltıyı kaçırmıştı. Başkası olsa büyük ihtimalle öğlene kadar aç kalırdı ama Sy okulun gizli mutfağının yerini bilenlerdendi. Uyanır uyanmaz hemen mutfağa uçmuştu. Ev cinleri onu görünce yine yerlere kadar eğilip selamlamışlardı tek tek. En son onlarla karşılaşmaları iyi bitmemişti aslında ama onu hala efendi olarak görüyorlardı. Sy'a onlarca şeşit hamur işi yedirmişlerdi, en azından iki kilo aldığını düşünüyordu son yarım saatte. Vücudu her zamankinden ağırdı, biraz da mayışmıştı. Tekrardan uyku bastırmıştı, gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu.

Bir kaç adım ilerde David'i gördü, ona doğru ilerliyordu. Yanında Gryffindor'dan başka bir çocuk daha vardı, ikisi koyu bir sohbet içindeydiler. Onu görmesini umarak el salldı ama David oralı olmamıştı. Neredeyse yanından geçip gidecekti ki Sy seslendi; '' Hey David..! ''

David bu sefer de sesini duymamıştı. Yanındaki çocukta Sy'a bakıyordu ilgiyle. Daha önce dersler de fazla rastaldığı biri değildi, iyice düşünmesine rağmen bir türlü adını hatırlayamıyordu. Belki de hiç öğrenmemişti... '' Nağbeer? '' dedi gülümseyerek David'e. Bir kaç gündür pek konuşmamışlardı, son durumlardan habersizdi. Özellikle de Hayley konusunda, aralarında bir anlaşmaya varmış gibilerdi en son ama Sy hala şüpheliydi. Sonra da tanıştırmayacak mısın gibilerinden başını hafifçe eğerek yanındaki çocuğu işaret etti. Ancak acıyla David'in hala ona bakmadığını farketti. Sözlerini yine duymamıştı çünkü aslında o tam arkasındaki Ann'e bakıyordu.

"Naber Gryffindor'un gülü?"

Sy hayretler içinde kalarak Ann'in David'in yanağını sıkmasını izledi. Kesinlikle şok olmuş durumdaydı. David elinden geldiğince sakin bir ses tonuyla kızı uyarmıştı ama Ann omuz silkmiş devam ediyordu kaşınmaya. Bu sefer de yanınadaki çocuğa laf buluyordu. Sy gülümseyerek Ann'i süzdü gerçekten de taktı mı takıyordu. David ise arkadaşlık hakkında küçük nutuklar atma peşindeydi. Onları izlemeye dalmışken hala orda olduğunun farkına vardı, artık onlar da onu farketmeliydi. Yoksa görünmez falan olmuştu da bilmiyormuydu. Gerginliği azaltmak istercesine -ki Ann alay moduna geçmişti- tekrar konuştu; '' Selam millet.. ''

-Chester David ilen ilerlerken önlerine Slytherin kızlarından biri cıktı yanımıza soğuk bir şekilde yöneldi David'e "Naber Gryffindor'un gülü?" dedi.David bundan hoşlanmadı ve karşılık verdi "Bir daha bunu sakın yapma, sonuçlarına katlanırsın!" sonra Chester'ı göstererek David'e "Vay yine şapşal arkadaş mı yaptık kendimize? Iyy bu da mı Gryffindor..." Chester cok sinirlendi artık sabır kuralını aklından unutmuştu David kıza,"Sen ne anlarsın arkaşalardan, arkadaşlıktan. Arkadaş seçerken sana uğruyayım istersen."dedi ve Chester arkadaşlık en iyi güçtür dedi içinden.Chester bu lafın altında kalmazdı ve sinirlenerek kıza şöyle söyledi;''Seni salak kendini bilmiş şey bana böyle söyleyerek ne kazandırdığını sanıyorsun''Chester'ın içinden kötü bir gülümseme cıktı aniden ve yine kıza şöyle dedi,''Seni tehtit etmiyorum ama sözlerini seçe seçe söyle şükür etki okulda büyü yapmak yasak''diyerek kestirip attı.

David önünde durmuş aşağıdan ona bakan küçücük kıza bakıyordu. Ann ona:

"Sonuçlar...? Hahah"

dedi. David da evet anlamında başını salladı ve:

"Bir daha yapta gör o zaman."

dedi David alayla yerde küçük kıza. Ann yine aldırmamıştı, bunu biliyordu, tüm pislik Slytherin'liler böyleydi. Ann, aldırmayarak:

"Ay canım kıyamam üzüldü bak... Bak bak büyümüş de sözlerine mecaz anlam mı katarmış? Hanimiş David'cik? Nerede Küçük David?"

dedi.David "hah" diye güldü. Ann'a:

"Küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk biri varsa o da sensin küçük kız. Boy farkına bak istersen he. Yetişmen için altına tabure koyabilirim."

dedi David alayla. Bu sırada Chester'da Ann'a karşı çıkmıştı. Bu sırada gelen Sy'ı gördü. Selam vermesi sonucu David'da Ann'a bakmayarak:

"Selam Sy. Ben iyiyim,sen nasılsın?"

dedi.

Out: Chester da derken o da ayrı yazılır kesme işareti ile ayrılmaz

In:
Ann arkasını döndü ve Sy'ı selamladı. Bu ikisi de hiç eğlenceli değildi. Uğraşmak bile zevk vermiyordu Ann'e.

"Selam Sy. Gel ben de bebek bakıcılığı yapıyordum. Ben David'in altını değiştirirken. Sen de şu Gry'linin mamasını hazırlar mısın?"

Sonra hiç istifini bozmadan David'e döndü.

"Davidcik! Yaramazlık mı yaptın sen bakayım! Ehh çok pis kokmuşsun. gel bakayım buraya."

Bir yandan da parmağını sallıyordu David'e.

David Sy'ın gelmesine sevinmişti yoksa salak Slytherin'liye dalıcaktı. Ama kız boş durmuyordu. David'ın en sonunda elinde kalıcaktı. Chester da öyle gibiydi. Kıza sinir olduğu belliydi. Kız susmuyordu ki.

"Selam Sy. Gel ben de bebek bakıcılığı yapıyordum. Ben David'in altını değiştirirken. Sen de şu Gry'linin mamasını hazırlar mısın?"

dedi. David:

"Çenen çalışıyor; ama beynin yok."

dedi alaycı bir gülümseme ile. Ann devam etti:

"Davidcik! Yaramazlık mı yaptın sen bakayım! Ehh çok pis kokmuşsun. gel bakayım buraya."

dedi. David :

"Seni kıramayacağım, bekle geliyorum; ama dikkat ette üstüne pislemiyim."

dedi ve kızın üstüne doğru yürüdü. Asası zaten en baştan beri elindeydi.

Ann ve David o kadar birbirlerine laf sokmkla meşkulduki onu kaale almıyorlardı bile. Sy önce onları ayırmayı düşündü, bunu yapabileceğini düşünüyordu. Her ne kadar çok zor olacak olsa da ikisi de arkadaşıydı, onu dinlemek zorundaydılar. Ama daha onu farketmekten acizdiler. Hiç onlarla uğraşacak havasında değildi, zaten hala kendine gelememişti. Bir daha asla bu kadar yemek yemeyecekti. Hatta bir an biraz öne eğildi ve hemen kusucak gibi oldu. Anlaşılan pek kıpırdamasa daha iyi olacaktı. Bir de bu halde kendini kasıp laf anlatmaya çalışamayacaktı. ancat tam bunları düşünürken ikisi de zihnini okumuş gibi ona yönelmilerdi.

"Selam Sy. Ben iyiyim,sen nasılsın?" Demek ki ilk naber dediğinde onu duymuştu. Biraz geç olsa da cevap vermesine sevinmişti. Ancak David'in şu anda pek iyi olduğunu düşünmüyordu. Ann ona göre oldukça ağır şeyler söylüyordu. En azından Sy'a biri öyle şeyler söylemiş olsaydı, durum şu andan çok farklı olurdu. David'in sakin olmaya çalıştığının farkındaydı, en azından bir tarafın aklı başındaydı. '' İyiyim.. '' gibi bir şey ağzından çıktı, aslında bilinçli bir cevap vermemişti. Öyle söyleyivermişti, çünkü şu anda dikkatle bir sonraki olacak olayı bekliyordu.

"Selam Sy. Gel ben de bebek bakıcılığı yapıyordum. Ben David'in altını değiştirirken. Sen de şu Gry'linin mamasını hazırlar mısın?"

Ann'e içinden kızamdan edemedi, yersiz yere mahalle kavgası ediyordu ona göre. Çok tartışmak istiyorsa bir cadı gibi, bir safkan gibi düello edecekti. Böyle çocuk gibi laf atmak.. Üstelik tam bir 0-6 yaş arası sohbeti geçiyordu şu anda. Tam o anda David asasını çekmiş Ann'in üstüne yürümeye başlamıştı. Anlaşılan sinirleti iyice gerilmişti. Sy bir anda fırlayıp ikisinin arasına girdi.

'' Karışmak istemem ama bence.. '' Ne diyeceğini de kestiremedi, David'e dur dese Ann'i tutmuş olurdu. Hem durdursa da Ann yine durmayacak laf atacaktı. Karışmasa kan çıkacaktı, aradan çekilmek istemiyordu. En iyisi orda kalıp çenesini kapalı tutmaktı.

-Cheter artık kuralları hatırlamaya başladı ve Ann canını sıkmaya başladı adı buymuş.Arkadan gelen Slytherin'li bir kız geliyordu niyeti kötü değildi sanırım ama Ann onun niyetini kötüye götürmek istiyordu.Chester'ın canı sıkılmıştı kıza,''Off!..Ya seninle uğraşıcak vakitim yok hem bana mama vericeksen ilk önce ne vericeğini seç beni tanımadığın besbelli o yüzden moralimi bozma gıcık ve konusma tamammı?''

Chester meraklı biriydi o yüzden arkasında iyi bir kıza benzeyen kızla tanışmak isterdi ama su şapşal kızla uğraşmak mecburiyetin'de kalıcaktı.David'in acele olarak gitti nereye gittiğini bilmiyordu Chester ama sorun değildi bu kız'dan kurtulmak için iksir profesör'ü bile çağırsa giderdi.Chester küçük gülümsemeyle kıza ''Birdaha görüşmek üzere''dedi ve oradan uzaklaştı.Kız'la aslında görüşmemek istemiyordu o sözleri söylerken ciddi idi.

Misafir

Elwina, yedinci kattaki odasına doğru merdivenlerden yukarı tırmanırken, bir katta yankılanan tiz kahkaha sesiyle kaşlartını kaldırarak oraya yöneldi. Ses tanıdık geliyordu ama kim olduğunu çıkaramamıştı.

Köşeyi döndüğünde az ileride asasını Lovett ikizlerinden birine yöneltmiş David'i gördü. Kızın hangi Lovett olduğunu uzaktan çıkaramıyordu. Ama o da hemen asasını çekip "Accio asa!" dedi sesszice. David'in asası onun eline uçarken gülümseyerek ona bakan suratına

"Ne ayıp Bay Johnson. Okulumuza yeni gelen bu bayan öğrencilerimize böyle mi örnek oluyorsunuz?" diye sordu. Yanlarına yaklaşıp bir elini bir koruma hareketi olarak, Ann'in omzuna koyarken

"Oysa onlara destek ve yardımcı olmanız gerekirdi..." diye ekledi. "Bir Gryffindor olarak." diyerek gülümsedi.

Çocuğun yüzündeki reddeden ifadeyle gülümsemesi büyüyken, konuşmasını elinin bir hareketiyle engelledi. Asasını hafifçe ona uzatıp

"Sanırım Ortak Salonu'nuza gitmeniz en doğrusu." dedi. Sesi evetten başka bir cevap kabul etmeyeceğini belli ediyordu.

"Ben de bu iki kız öğrenciyi-" diyerek Ann ve yanındaki... Yanındaki Sycorax'tı! Haftalardır yüzünü bile göremediği kuzeni. Sesi ve ifadesi donuklaşarak David'e döndü:

"Ben de bu ikisini yatakhanelerine bırakırım sanırım." dedi.

David sonradan gelen profesör Elwina'yı gördü.Tam asasını kaldıracakken ona 'Accio' büyüsü yapıp asasını elinden almıştı. Hep Slytherin'lileri tutuyordu. Sonra profesör yanlarına gelip:

"Ne ayıp Bay Johnson. Okulumuza yeni gelen bu bayan öğrencilerimize böyle mi örnek oluyorsunuz?"

dedi. David sakince:

"O zaman haddini bilsin profesör."

dedi. Sonuçta kavgayı Ann başlatmıştı ve Sy'da şahitti. Sinirle Ann'e bir bakış attı. Profesör kesinlike David'a inanmazdı; ama sonuçta kendi kuzeni bile şahitti. Profesör devam etti:

"Oysa onlara destek ve yardımcı olmanız gerekirdi..." diye ekledi. "Bir Gryffindor olarak."

dedi. Neydi bu? Yoksa ona karşı bir övgü mü? Eğer öyleyse David çok şaşırmıştı. Tam ağzını açıp inkar edecekken profesör onu susturdu ve devam etti:

"Sanırım Ortak Salonu'nuza gitmeniz en doğrusu."

dedi. David, bu sefer ağzını bile açmadı, yalnızca Ann'e pis bir bakış attı ve:

"Tabi profesör."

dedi. Profesör konuşmasına devam etti:

"Ben de bu ikisini yatakhanelerine bırakırım sanırım."

dedi. David çaresizce:

"Peki profesör, buna şahitlik ettiğiniz için sizden özür dilerim."

dedi. Ann'e pis bir bakış daha atıp, arkasını dönüp, Ortak Salon'unun yolunu tuttu.

"Accio asa!" David'in asasının elinden uçup gittiğini gördü. Büyüyü yapanın kim olduğunu görmek için dönmesine gerek yoktu, bu Elwina'nın sesiydi. Dersine katılması barıştıkları anlamına glemiyordu. Eragon'la iyi anlaşana kadar onunla konuşmayacaktı, hala kızgındı. Sırtını bariz bir şekilde ona döndü, böylece yüzünü göremiyordu. Elw bu sırada elinden geldiğince David'in üzerine gitmeye çalışıyordu. Üstelik hiçbirşey sormadan, sonuçta ilk başlatan Ann olmuştu. David'e Ortak Salon'a gtimesini öğütledikten sonra Ann ve ona dönmüştü. "Ben de bu iki kız öğrenciyi-"Sesindeki apaçık değişme onu gördüğüne işaretti. Suratına bakmamak için yere eğdi başını. "Ben de bu ikisini yatakhanelerine bırakırım sanırım." İkisini mi? Kendinden böyle bir hiç gibi bahsettiği için Elw'e olan kızgınlığı daha da artmıştı. David Ann'e pis bakış attıktan sonra arkasını dönüp gitmişti. Neysek hiç karşı çıkmamıştı Elwina'ya yoksa binasından deli gibi puanlar indirirdi genç kadın. David bunu bilecek akadar akıllıydı, o giderken o göremse de ona gülümsedi.