-Çakıllı yol-

Vitt yeşil banklardan ayrılmış düz bir patikada okula doğru ilerliyordu.Öyle yavaş ilerliyordu ki bir an zaman hiç geçmiyormuş gibi geldi.Aynı anda etrafı izliyordu.Göl kenarı muazzam büyüklükte ve büyüleyici güzellikteydi.Buraya ilk geldiği günden beri baya zaman geçmişti.Hala daha çoğu kişiyi tanımıyor ve bazıları ile iyi anlaşmıyordu.

Biraz ilerledikten sonra patikanın iki tarafına da yayılmış olan irili ufaklı çakıl taneleri dikkati çekti.Öyle hoş duruyorlardı ki! Böyle küçük şeylerden hoşlanmazdı aslında ama bu taşlar dikkatini çekti.İleriye baktığında yolun iki tarafına dağıtılmış yol boyunca devam ediyordu.Eğildi ve birini alıp incelemeye başladı.

JD dönemin son günlerine yaklaşırken dönem sonu notlarını yükseltmek için çalışıyordu. Muggle Araştırmalarından aldığı U onu oldukça kızdırmış ve bir o kadar da üzmüştü. Tatildeki vakitinin çoğunu buna ayırıp okula döndüğünde bir O olmak istiyordu. Derslerin yoruculuğundan kaçmak istercesine, eve dönmeden tadını çıkartmak için Göl Kenarı'na inmişti. uzun bir yürüyüşün ardından nereye gittiğinden habersiz çakıllı bir yola girdi. Ayağının altına birbirine çarpan çakılları Bulanık'lara benzetti bir an. Ses çıkarıp,ayağına önemsiz bir baskı uyguluyorlardı fakat asla yere yıkabilecek güçte olmuyorlardı.

Düşünelere dalarak yolda ilerlemeye devam etti. Bir süre karşısında tanıdk bir sîma gördü. Tam olarak kim olduğunu tayin edemiyordu fakat tanıdığına emindi. Kıza biraz daha yaklaştıktan sonra onun şu an bulunduğu yere çok yakın olan bir Meşe'nin yakınlarında tanıştığı Revanclaw Vittoria olduğunu fark etti. Yüzüne belli belirsiz bir gülümseme yerleştirip yakşlaştı.

"Selam..."

Vitt elindeki taşı umursamaz bir tavırla yere attı.Taş diğerlerine çarpıp ses çıkararak uzaklaştı.Güneş ağaçların arkasından fersizce ışık yayıyordu.Etrafta başka kişi yoktu.Bulunduğu yerin biraz ilerisinde Büyük meşe vardı.Oraya doğru baktı ve şu an arkdaş olduğu bir çok kişi ile orada tanışmıştı.

Adımlarıni biraz hızlandırdı.Çakıllarda gittikçe azalıyordu.Arkasında ona yaklaşan ayak sesleri duydu.Çakıllar gelen kişinin ayakları altında belirsizce ses çıkarıyor hareket ediyordu.Vitt arkasına baktığında uzun siyah saçları omuzlarında dalgalanan renkli gözlü birisini gördü.Onu tanıyordu.Yeni tanıştığı Slytherinli Janice'di gelen.

"Selam..."

Vitt gülümseme ile başını hafifçe eğerek:

''Selam Janice..Nasılsın?'' dedi.Aynı zamanda yanına gelmesi için durdu.

''Selam Janice..Nasılsın?''

" Lütfen, bana JD de... İyi olmaya çalışıyorum... Sen nasılsın?

JD gülümseyerk Vittoria'nın yanına geldi. Bir kaç adım atıp:

" Biraz yürüyelim mi? " diye sordu. Vittoria'nın zaman ayırmaya değer biri olduğunu tahmin edebiliyordu. Adrâs'ın teyzesiydi ve Adrâs onu çok seviyordu. Ayrıca Rav'da olduğuna göre oldukça zeki biri olmalıydı. JD zeki insanlarla muhabbet etöeyi severdi. Bir çeşit paylaşım gerçekleştirmeye değer olduklarını düşünürdü. Düşmanlarının da dostları kadar zeki olmasını isterdi.

" Lütfen, bana JD de... İyi olmaya çalışıyorum... Sen nasılsın?

Vitt arkadaşlarının ona JD diye hitap ettiklerini biliyordu.Bu durumda onunda bu şekilde hitap etmesini istemesi hoşuna gitti.

''Peki JD..Sende bana Vitt diyebilirsin..Ben iyiyim sadece biraz yanlızdım boşluğu tamamladığın için sağol.'' dedi gülümseyerek.JD ile tam olarak olarak tanışmamışlardı.Ama Vitt onun hakkında iyi düşünüyordu.Adrâs 'ın ile görüyordu genelde onu.Ve yeğeni hakkındaki düşünceleri onun içinde geçerliydi.Hem en önemlisi Slytherinliydi.Vitt buna çok önem verirdi.

" Biraz yürüyelim mi? "

Vitt için daha iyi olurdu.Hem JD ile daha fazla konuşma imkanı bulurdu.Onu tanımak istiyordu.

''Tamam iyi olur.'' dedi ve ikisi birlikte ilerlemeye başladı.Vitt bir süredir devam eden sessizliği bozarak:

''Adrâs' ile iyi arkadaşsınız sanırım bahsetmişti.'' dedi.

''Adrâs' ile iyi arkadaşsınız sanırım bahsetmişti.''

JD ve Vitt yürümeye koyulmuşlardı. Bir yandan da sohbeti ilerletiyorlardı. JD gülümseyerek Vitt'e döndü.

" Evet.. Slytherin'in Leydileri'nde o da... Belki adını duymuşsundur. Bir çeşit kulüp... Adrâs çok iyi biri gerçekten. Çok iyi anlşıyoruz. Geçen gün teyzesi olduğunu söylemişti Ortak Salon'da.."

Ayağına takılan ufak bir çakıl taşını geldiği yere geri yolarken kısa bir sessizlik oldu. Daha sonra JD devam etti.

" Bir ikizim var Ann...Belki tanıyorsundur? "

" Evet.. Slytherin'in Leydileri'nde o da... Belki adını duymuşsundur. Bir çeşit kulüp... Adrâs çok iyi biri gerçekten. Çok iyi anlşıyoruz. Geçen gün teyzesi olduğunu söylemişti Ortak Salon'da.."

Vitt böyle bir grubun olduğunu duymuştu.Ama yinede pek bilgisi yoktu.Adrâs 'ın teyzesi olması bir hayli garip bir durumdu.Vitt ister istemez sırıttı.Aynı yaşta olmasına karşın teyze olması gülünecek bir durumdu.JD ye bakarak:

''Ah evet.Teyzesiyim Adrâs ile garip bir döngü içindeyiz..Adrâs ı bende çok seviyorum.Teyzesi olduğum için mutluyum'' dedi hafif bir gülümsemeyle.
Gerçekten iyi anlaşıyorlardı.

" Bir ikizim var Ann...Belki tanıyorsundur? "

Vitt düşünmeye çalıştı.JD nin yanında tanımadığı bir kız vardı.Evet o olmalıydı.Karar verdikten sonra:

''Evet gördüm.Tabi yanılmıyorsam .İkizin olması güzel bir duygu olsa gerek.Benim ablam var sadece.'' dedi.

''Evet gördüm.Tabi yanılmıyorsam .İkizin olması güzel bir duygu olsa gerek.Benim ablam var sadece.''

JD, Vitt'in bu lafına karşılık gülümsedi. Gözlerine dökülen saçlarını hafifçe geriye doğru itti ve ellerini cüppesinin cebine soktu.

" Evet oldukça güzel bir duygu... Sanırım kendimden büyük ya da küçük bir kardeş istemezdim. küük olsa sorumluluk hissedersin, büyük olsa canını sıkar. Tabii senin ablanla aranda nasıl ilişki var bilmem ama yaşıtının olması güzel oluyor..." dedi. Yürümeye devam ederken yüzüne hafif hafif esen rüzgar çarpıyordu. Saçlarını havalandırıyor,cüppesinin eteklerini dans ettiriyordu.

" Evet oldukça güzel bir duygu... Sanırım kendimden büyük ya da küçük bir kardeş istemezdim. küçük olsa sorumluluk hissedersin, büyük olsa canını sıkar. Tabii senin ablanla aranda nasıl ilişki var bilmem ama yaşıtının olması güzel oluyor..."

Vitt bir an ablasıyla kendini yaşıt olarak varsaydı.Hayali bile güzel denilecek türden eğlenceli birşeydi ikiz konusu.Yüzünü bir gülümseme aldı.Her ne olursa olsun ablasından memnundu.

''Deslerden dolayı pek konuşamasakta benimde ablamla aram iyi '' dedi gülümseyerek.Bir süredir yürüyorlardı ve güneş artık ağaç kümeleri arkasından neredeyse görünmüyordu.JD yi tanıdığına sevinen Vitt daha önceki karşılaşmalarından bu yana onu daha çok sevdiğini farketti.

Uzun bir sessizliğin ardından:

''Hayatın nasıl?.Okulu nasıl buldun?'' diye sorular sıraladı.Onu daha fazla tanımak istiyordu.

''Hayatın nasıl?.Okulu nasıl buldun?''

Vitt'in bu sözleri üzerine JD'nin suratına belli belirsiz hüzünlü bir gülümseme yerleşmişti.Yerinde rahatsızca kıpırdanarak içini çekti. Sönük gözlerini Vitt'den kaçırdı daha sonra:

" Deyim yerindeyse alacalı bulacalı bir hayatım var... Anlatması zor;yaşamsı ise daha zor... Ama okulu sevdim... İçinde blunduğum hayttan çok daha farklı şeyler gördüm burda.. Bilirsin okula başlamadan önce malikaneden çıkmazdık. Sadece Ann ve ben vardık ama burada hergün yeni birileriyle tanışıyoruz... Senin gibi ve bu çok güzel bir şey..." dedi dostane bir gülümsemeyle.

JD hemen cevap vermek yerine biraz beklemişti.Vitt onda hafifte olsa bir hüzün hissetmişti.Ama üstelemedi sadece verdiği cevabı dinledi.

" Deyim yerindeyse alacalı bulacalı bir hayatım var... Anlatması zor;yaşamsı ise daha zor... Ama okulu sevdim... İçinde blunduğum hayttan çok daha farklı şeyler gördüm burda.. Bilirsin okula başlamadan önce malikaneden çıkmazdık. Sadece Ann ve ben vardık ama burada hergün yeni birileriyle tanışıyoruz... Senin gibi ve bu çok güzel bir şey...

JD çok haklıydı.Eskiden sadece belirli kişiler varken şimdi hayatında karşılacağı en iyi insandan en kötüsüne kadar tanıyabilme olanağı doğmuştu okul sayesinde.JD de iyiler arasındaydı Vitt için.

''Evet haklısın JD..Okul bambaşka bir yer. ''

Bir süre daha ilerlediler.Çakıllı yolun bir kaç metre ötesinde bir grup öğrenci gülüşüyor,şakalaşıyordu.Sesleri ister istemez duyan Vitt gözlerini devirerek:

''Her zaman böyle sevgi kelebeği olmak zorundalar mı? '' dedi bıkkın bir sesle.Ona göre sürekli saçma bir şekilde gülmek , gereksiz şeylerin peşinde olmak anlamsızdı.Onlara dikkatlice baktı ve '' Sanırım gryffindor'' diye ekledi.

Akimoto seksizce çakıl taşları arasında yürüyordu. Seksizlik ve yalnızlık içerisindeydi.Hiç kimse onu anlamıyordu.Onun ne istediği kimsenin umurunda değildi.Herken onun omzunda ağlıyordu ama kimse ona sorunlarını sormuyor sadece kendi dertlerini anlatıyordular.

Bu çok saçmaydı her kez bay merkezdi zaten iki gündür bunları düşünen Akimoto bundan sonra hiç kimseyi alttan almamaya kararını verdi.Artık ne kaybettiği ailesine ne annesine nede başkasına alttan almayacaktı hep iyi kız olmaktan bıkmıştı.Annesine çektiğini saklamayacaktı aksine onunla övünecekti.Çünkü her ne olursa olsun onun kızıydı hem zaten iyi kız rolünden bıkmıştı.Artık kendi olmaya karar verdi sonrada bunu bir adımı olarak yerlerdeki taşlardan birini alarak gryffindorlu kızlardan birinin bileğine attı.

Sonrada sırıtarak ''birini bunu yapması gerekirdi o kadar bağırıyorsunuz ki dayanamadım eh ne olacak sizler bulanıksınız sadece bulanık sürekli bağırır ben cesurum dersiniz ama siz bile bilmesiniz ki tırnağımın ucu kadar bile cesur değilsiniz zaten ne başarınız var ki ünlü bir geçmişiniz hayır iyi bir büyücü aile asla iyi bir öğrenci çok çok az belgide hiç peki ya son ve en önemli olan iyi kan asla asla ve asla'' dedi Akimoto.Bunu üzerine kızlar ağlayarak oradan uzaklaştı..

Akimoto içinden ''işte bu beni çok rahatlattı'' dedi. Sonrada kıkırdadı.Gerçekten bu çok rahattı.İnsanları alttan almaktansa gerçek duygularını belirtmek çok daha güzeldi.Çakıl taşları arasında yürüyen Akimoto ilerde iki kız gördü.Deminki kızlar gibi değillerdi demekki safkanlardı buna çok sevinen Akimoto yavaş adımlarla kızların yanına gitti.

Kızların yanına gittiğinde ise şöyle dedi ''maraba oturabilirmiyim? ben Akimota Etsuka Saruwatari ama siz bana Akimoto yada Aki deyin tabi hangisiyle rahat ederseniz '' dedi ve gülümsedi.Sonrada kızların yanına oturdu...

''Her zaman böyle sevgi kelebeği olmak zorundalar mı? Sanırım gryffindor''

JD alaycı ve tiksinti dolu bir tavırla Vitt'in gösterdiği tarafa baktı. Orada Vitt'in söylediği gibi birkaaç birinci sınıf öğrencisi şakalaşıyorlardı. JD çocukların olduğu tarafa küstah bir bakış fırlattı ve gözlerini devirdi.

" Hayır onlar bu kadar saf olmazlar; Hufflepuf olmalı. Saçmalık cidden! Bu kadar dert edecek şey varken nasıl oluyor da bu kadar mutlu olabiliyo...? "

Henüz lafını bitirememişti ki sevimli bir ses duydu.

'' Maraba oturabilirmiyim? ben Akimota Etsuka Saruwatari ama siz bana Akimoto yada Aki deyin tabi hangisiyle rahat ederseniz... ''

JD önce kızın sevimli sesi yüzünden Huff ya da Gry olabileceğini düşünmüştü. Bu sebeğe kafasını ışımla çevirmişti- fakat Rav olduğunu görünce durakladı. Yüzüne donuk bir gülümseme yerleştirdi ve eliyle yanını işaret etti.

" Tabi lütfen otur.. Ben de Janice Dylan Lovett... ama arkadaşlarım bana JD derler... Demek Ravenclaw'sın?"- dedi ve Vitt'e döndü - " Tanışıyor musunuz Vitt? Bak o da Ravenclaw'mış?" dedi. Eğer Vitt bu kızı tanıyorsa kızın safkan olma ihtimali oldukça yüksek olurdu...

" Hayır onlar bu kadar saf olmazlar; Hufflepuf olmalı. Saçmalık cidden! Bu kadar dert edecek şey varken nasıl oluyor da bu kadar mutlu olabiliyo...? "

Vitt JD nin bu söleri üzerine dönüp tekrar baktı.Evet pelerinlerinden yansıyan altın sarısı rengindeki arma uzaktan ışıltı şeklindede olsa görünüyordu.Vitt tekrar JD nin yüzüne bakıp:

''Haklısın bir kaç Hufflepuff.Bilmezmisin onların yaşam felsefesi bu; gülmek,dert etmemek ve daha bir çok saçma şey.'' dedi.Hufflepuff kelimesini söylerken tiksinir bir ton kullanmıştı.Bir kaç adım daha atmışlardı ki ve arkalarından gelen bir ses ile duraksadılar.

'' Maraba oturabilirmiyim? ben Akimota Etsuka Saruwatari ama siz bana Akimoto yada Aki deyin tabi hangisiyle rahat ederseniz... ''

Vitt bu sesin sahibini o sözüne ettikleri gruptan birisi sandı ve önemsiz bir ifadele ile kıza bakıyordu.Sonra armasındaki Ravenclaw işaretini gördü ve biraz da olsa rahatlamıştı.JD de bunun farkında olmuştu ki kıza oturmasını söyledi.

" Tanışıyor musunuz Vitt? Bak o da Ravenclaw'mış?"

Vitt kızı önce inceledi ve:

''Hayır daha önce karşılaşmamıştım.Merhaba ben Vittoria Snape.'' dedi elini uzatarak.

Akimoto karşısındaki iki kıza biraz sinsi bir bakış attı kahverengi saçlı kız Akimtoya bakarak " Tabi lütfen otur.. Ben de Janice Dylan Lovett... ama arkadaşlarım bana JD derler... Demek Ravenclaw'sın?"- dedi sonrada siyah saçlı kıza bakarak " Tanışıyor musunuz Vitt? Bak o da Ravenclaw'mış?" dedi. sonrada siyah saçlı kız Akimotoya bakarak ''Hayır daha önce karşılaşmamıştım.Merhaba ben Vittoria Snape.''dedi
.

Sonrada elini uzattı.Aki biraz merakla ''acaba safkanlar mı? Kahverengi saçlı kız belikli safkan sonuçta Slytherin öğrencisi pekiya diğeri o odamı safkan evet bence safkan sonuçta bir Slytherin arkadaşı ve Snape'' dedi içinden.Sonrada elini uzatan kızın elini sıktı.

Sonrada siyah saçlı kıza bakarak ''zaten beni tanıman komik olurdu çünkü san 1 aydır okulda değilim Joponyadaydım bazı sorunlar çıktı işte ve bunu üstüne dersler çok zor geliyor derslere girmediğim için amcam beni aynı konularla çalıştırdı tabi bu benim için çokta sorun olmadı sonuçta buraya gelmeden önce bu konuları çalışmıştım'' dedi. Sonrada kahverengi saçlı kıza bakarak ''tanıştığımıza memnun oldum JD '' dedi.Ve sonrad ne diyeceğini bilemeden onlara bakarak ne diyeceklerini bekledi.