Misafir Misafir
| Konu: Scrivenshaft'ın dükkanı C.tesi 15 Mart 2008, 23:20 | |
| Keiran elinde sıkı sıkı tuttuğu asasını cübbesinin içinde tutuyordu. Bu güzelliği çantasına koymak istememişti. Onun verdiği hissi sevmişti. Bırakırsa saki bu hissi bir daha hissedemezmiş gibi geliyordu. Babası ise onun önü sıra yürürken bir yandan da kendi kendiyle ediyormuş gibi göründüğü konuşmasını sürdürüyordu. "Aslında annen buraya geleceğimiz duyduğunda söylemişti. Zaten mektupla sipariş de verildiği için buraya da uğrayalım sonra diğerlerini alacak zamanımızda kalıyor. Akşam herhalde 8 gibi evde de oluruz." Keiran bunları hiç duymuyor, elinde koluna oradan tüm vücuduna yayılan bu yeni hissiyata alışmaya çalışıyordu. Sonra vitrininde bir sürü tüy kalem modelinin ve kağıt ruloların sergilendiği bir dükkanın kapısından içeri girdiler.
"İyi günler beyefendi, ne istemiştiniz." İçerde kibar bir genç bayan vardı. Sarışın, ince yapılı, soluk yüzlü idi. Ama yüzü gayet zarifti. Üzerinde çiçekli rengarenk bir elbisesi bu sade güzelliğe tezat yoğun bir göz karmaşına sürüklüyordu insanı. Keiran babasının satıcı bayanla görüşmesini izledi. Ama aklı o anda elinde olan şeydeydi. Kadın bazı tüy kalemleri babasına gösteriyor, babası onaylayınca da onları kutularına koyup ayırıyordu.
"Bir de bir tane tez tekrar tüyü istemiştik. Mısır'ın.. neydi o ünlü...?" "Firavun Akbabasından bahsediyorsunuz sanırım..." "Evet, sağolun. Bazen bunların cinslerini hatırlamak zor oluyor." "O da siz istediğinizde sipariş edilip getirilmişti zaten." Genç kız gülümseyen bir yüzle, tezgahın altındaki bir yerden ince uzun bir kutuyu çıkarıp kapağını açarak babasına gösterdi. Babası hoşuna giden bir güzellik görmüş gibi ona bakarken bir yandan da eliyle kalemin tüyünü okşadı. Keiran babasının bunu neden yaptığını anladı. Keiran, babasının bu hediyeyi seçme nedenini ve olayın annesinden saklanarak bunun için nasıl uğraştığına tüm yaz boyunca tanık olmuştu. Babasının annesine bu yıldönümlerinde; yazın çalışmaları sırasında yorulmadan kullanabileceği birşey almayı düşündüğünü, ama o tüy cinsinin zor bulunmasından dolayı; ta yazdan itibaren siparişin gelmesini sağlamak için nasıl beklediğini hatırladı.
Genç kadın kutuyu güzel bir paket yapıyordu şimdi. Keiran'da raflarda duran bazı tüy kalemlere bakınıyordu ki babasının sesini duydu. "Evet, sen hangisini seçtin evlat? Bak baştan söyleyeyim, o kopyacı kalemlerden hayatta almam, sonra sen bir yakalanırsan annenin bana yapacakları, senin aldığın cezanın yanında hiç kalır." Keiran ister istemez annesinin böyle bir durumda ne yapacağını hayal etti. Yüzünde ister istemez bir gülümseme oluştu.
"Pekala, ben senin kadar bu kalemler konusunda bilgim yok baba. Bana dayanıklı, rahat yazımı olan bir şey seçersen hem beni kopya konusunda engellemiş hemde yardımcı olmuş olursun. Eh bu durumda annemde kimseye kızmamış olur." "Aferin sana, uyanık davrandın. Gene olayı bana yıkıp paçayı sıyırmaya bakıyorsun anlaşılan." Babası bunu söylerken bir yandan da gülüp oğlunun omzuna bir şaplak indirdi. "Eh, kimin oğluyum ki?" Mırıldanmasını duyan babası Keiran'a bir tane daha şaplak indirdi. Satıcı kadın bu sırada paketlerin hazır olduğunu belirtince babası hem ödemeyi yapmak hem de Keiran'a uygun bir seçim yapmak için dükkanın arkasına geçti. Keiran'da kapının camından görünen dışarıyı, oradaki insanları izledi bir süre. Herkesin telaşla çocuğu bir elinde, diğer elinde alınmış okul malzemeleri ile caddede turlamalarını izledi. Babası aldıklarını kendi sırt çantasına koyup yanına geldiğinde elindeki bir küçük paketi Keiran'a verdi. "Umarım beğenirsin evlat. Sana göre bir seçim yaptığımı düşünsemde bir aksilikte bana baykuş yollamayı unutma." Keiran teşekkür ederek paketi kendi sırt çantasına koydu ve birlikte dükkandan ayrıldılar.
devamı için |
|
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Scrivenshaft'ın dükkanı C.tesi 21 Haz. 2008, 11:20 | |
| South Çatlak Kazan'daki odasına yerleştikten sonra İngiltere ile ilgilibilgilerini tazelemeye ihtiyaç duydu ne de olsa 6 yıldır doğduğu şehire uğramamıştı. Kim bilir bu dönem içerisinde neler değişmişti?
Diagon Yolu'nda yürürken yeni işi için bol miktarda tüy kaleme ihtiyacı olacağını hatırladı ve bu türde eşyalar satan mağazanın arayışına böylece başlamış oldu. Artık yıldızlar gökyüzünde parlamaya başlamıştı ama Diagon'daki mağazalar genellikle geç saate kadar açık olurdu.
Tam ilk iş günüyle ilgili heyecanlı düşüncelere dalmışken "Scrivenshaft'ın Dükkanı" yazısıyla düçüncelerinden nazikçe uzaklaştı ve cam kapıyı açıp kibarca içeri girdi. Tezgahtara gülümsedi.
"İyi akşamlar Hanımefendi"
"İyi akşamlar Size nasıl yardımcı olabilirim?" dedi başını kaldırırken genç kız ama South'ı görür görmez kısa süreli bir şok durumuna girdi sonra da panikle ekledi
"Şey affedersiniz ama bir Muggle için akşam saatleri Diagon Yolu pek tekin değildir. İsteklerinizi hallettikten sonra hemen Diagon Yolu terk edin!" duraksadı "Daha da geç olmadan!!"
Bu sefer şaşırma sırası South'taydı."Neden?"
Kız South'ı bir süzdü. South genellikle kızların kendisini süzmesine alışıktı ama bu seferki South'ın kaslı vücudunu yada bebek gibi suratını süzmekten çok Tişörtünün içinde sakladığı birşeymiş gibiydi.
"Kusura bamayın...Bu konuyu konuşmak çok tehlikeli! artık insan kimseye güvenemiyor" yine bir duraksama "Özellikle bu zamanlarda" Sonra şaşkın ve ürkmüş genç kız kapıya doğru tekinsiz bir bakış attı ve silkindi "Evet size nasıl yardımcı olabilirim?" dedi sabırsızca.
South korkmuş kızı rahatlatmak için "Merak etmeyin ben zaten Muggle değilim sadece Londra'da ufak bir tur atmıştım" Kız imkansız gibi görünsede daha da şaşırdı sonra karmaşık bir işlemin sonucunu bulmuş gibi
"O zaman İngiltere'ye yeni geldiniz!!"
South "Evet aslında Hogwarts'tan mezun olduktan beri İngiltere'ye yeni ayak bastım. Bir çok şey değişmiş ama zamanla alışırım sonuçta 17 yıl bu ülkede yaşadım. Şimdi de ülkemin Sihir Bakanlığı'nda Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Başkanı olarak işe başlayacağım."dedi şaşkın ve gurulu bir ruh haliyle.
Kız bu sefer South'ı alıcı bir şekilde süzdü."Yaşınıza göre ne büyük bir başarı sizi tebrik ediyorum."dedi gülümsüyerek.
South Eliyle saçını arkasını düzeltti ve utanç bir şekilde inci gibi dişlerini göstererek gülümsedi.
"Çok teşekkür ederim."
"O zaman bu genç başkana nasıl yardımcı olabilirim?"
"Ben aslnda çok özel bir parça arıyorum Elinizde olduğunu pek sanmıyorum ama Yinede şansımı deneyeceğim... Elinizde imla hatalarını,devrik cümleleri belirten Kerkenez tüyü kalem var mı?"
Anlaşılan kız daha zor bir şey bekliyordu. Arkasına dönüp alttan ikinci sıradaki mavi-gri,kahve-sarı renklerinden oluşan kalemi çıkardı.
South bunu beklemiyordu "O zaman 2 tane alabilir miyim?"
Kız aynı şekilde bir tane daha verdi. South "Bu seferki daha da zor olucak Yabancı dildeki yazım yanlışlarını ve imla hatalarını düzelten bir tüy kalem var mı?"
Kız biraz düşündü "Sanırım olması lazımdı. Bunları sipariş ederken bir tane de ondan sipariş etmiştim. Büyük olasılıkla depodadır. Ben bir bakıp geleyim "dedi ve gülümseyerek yandaki küçük odaya girdi.
Birkaç dakika sonra elinde tozlanmış bir tüy kalemle geldi ve tezgahın üzerine gülümseyerek bıraktı "Bizde her türlü kalemi bulabilirsiniz "dedi görevini başarmanın mutluluğuyla.
South "Borcum ne kadar acaba?" dedi Elini cebine atarak.
Kız "Sadece 7 galleon 10 sickle" dedi az önce depodan getirdiği tüy kaleme asasını doğrultup bir hareketle tozları emerken.
South masaya 8 galleon bıraktı "Üstü kalsın" dedi. Kız galleonları kasaya atıp, tüy kalemleri bulunduğu kağıt torbayı verirken South'ın elini kavrayıp sıktı ve"Lütfen Bakanlık'ta dikkatli olun artık hiçbirşey eskisi gibi değil Gözünüzü dört açın "
South gevşeyen eline bakarken "Bu da neyin nesi?Ne demek istiyorsunuz?"ama kız arkasına bakmadan üst kata çıkan merdivenlerde yok oldu.
South şaşkın bir şekilde kapıyı açıp kendini dışarı attı. İngiltere son hatırladığımdan beri bayağı değişmiş diye geçirdi aklından ama henüz hiçbirşeyle karşılaşmamıştı... | |
|