Şubat 2008 Dırdırcı Magazin Dergisi

Konu: Şubat 2008 Dırdırcı Magazin Dergisi Cuma 21 Mart 2008, 19:19

Çocukların sevgilisi Rosaline Harkiss ile mükemmel röpörtaj!

Sayın Dırdırcı Okuyucuları,
Bu hafta tüm çocukların çok sevdiği biriyle bir röportaj yaptım. Balyumruk Şekerci Dükkanı'nın Sahibesi Rosaline Harkiss... Her zamanki cana yakın ve sevecen tavırlarıyla çok sevilir. Yüzündeki gülümseme sadece beni ve arkadaşım Elwina'yı görünce silinir. Röportaja gittiğimde de aynen böyle oldu.

"Merhaba Rose! Dırdırcı için bir röportaja ne dersin?"

Biraz çekingen bir tavırla "Aa-şey... Hmm. Tamam, olur." dedi.

Birlikte içeriye geçtik. Dükkanın arka tarafına... Diğer taraf ne kadar renkliyse burası bir o kadar karanlıktı. Kendisine özel, ev cini yapımı, ısırgan otundan yapılma ilginç bir çay aldı. Bana da önerdi ama ben her zamanki gibi Veela Votkasını tercih ettim. Tabii röportaj için garip karşıladı votkayı. İçkilerimizi yudumlamaya başladıktan sonra ben de sorularıma başladım.

E.L.M.-Çocukları çok sevdiğini ve onların da seni çok sevdiğini biliyoruz. Ve çocuğunun olmamasını da... Çocukları bu kadar sevmenin tek nedeni bu mu?

R.H.-Hayır, değil. Ciceron'la ilk evlendiğimizde ikimiz de çocuk istiyorduk ama olmadı. Çocuklara daha yakın olabilmek için açtık biz de bu dükkanı. Yaklaşık 25 sene önce...

E.L.M.-Vaay... Demek o kadar oldu. Kaç yaşındasın şu an?

R.H.-62.

E.L.M.-Hiç göstermiyorsun. Çocukluğumda bile aynıydın. Hogsmeade gezilerinde bu dükkana uğramadan gitmezdik.

R.H.-Evet. Ve dağıtmadan da...

Yüzünde hafif bir tebessüm beliriyor. Belli ki artık biraz daha rahat…

R.H.-Elwina ve senin uçukluğunuzun bu günlere kadar geleceğini tahmin edebilmiştim. Her zaman biraz çocuk...

E.L.M.-Ah, evet. Sanırım bu yönümüzle bizi takdir ediyor olmalısın.

R.H.-Evet.

E.L.M.-Dükkanın ilginç bir açılış macerası var. Öyle değil mi?

R.H.-Evet. Gerçekten çok ilginçti. O zamanlar üzülmüştük tabii ama artık gülüp geçiyoruz. Ciceron düşük maaşla Bakanlık'ta çalışıyordu. Zaten üst düzeyde değildi ve masa başı iş onu çok sıkıyordu. Ayrıldı... Hiç düşünmeden. Ben ise çalışmıyordum. Ne yapacağımızı bilemedik. 'Sevdiğimiz bir şeyler olsun.' dedik. Bir dükkan açacaktık ama ne üzerine... Oyuncakçılar çok vardı. Farklı olmalıydı... En sonunda şekerci dükkanı açmaya karar verdik.

Dükkanın yerini, şekerleri... Her şeyi ayarlamıştık. Şekerler yurtdışından gelecekti. Dükkanın yerine gittiğimizde her şeyin harap olmuş olduğunu gördük. Sadece bizim dükkan değildi. Çevre dükkanların hepsi... Ondan önceki akşam üstü İki sarhoş büyücü düello yapmaya kalkmış ve bütün sokağı mahvetmiş. Tabii Azkaban'a götürülmüşler ama bizim dükkan için hiç bir şey yapılmadı.

Şekerler de gelmişti. Tonlarca şekerle sokakta kalmıştık. İçerisini düzeltmek çok zaman alacaktı. Öyle de oldu. Şekerleri de bir süreliğine evimizde muhafaza etmiştik. Çok yorucuydu o zamanlar. Ama dükkan açıldıktan hemen sonra bile büyük ilgi görmüştü.

E.L.M.-Merlin'in yırtık çorabı! Bakanlık hiçbir şey yapmadı mı yani? O kadar dükkan...

R.H.-Hayır. O da çok sorun çıkarttı. Çok uğraştık. Tüm dükkan sahipleri defalarca şikayetlerde bulundu. Ancak hiçbir sonuç çıkmadı. Sürekli geçiştiriyorlardı.

E.L.M.-Açılış günü nasıldı peki?

R.H.-Ah, Merlin aşkına. Güzel, komik, korkutucu ve heyecan verici… Bir sürü çocuk vardı. Hepsi heyecan içinde dükkanın açılmasını bekliyordu. Yeni şekerler denemek için can atıyorlardı. Sokağın başındaki iki adam etrafa birkaç büyü savuşturdu. Bir süre tedirginlikten sonra onlardan kurtulduk. Eşim ve ardından da ben konuşma yaptık. Ve gerisini de bilirsin işte. Çocuklar koşturarak içeri girdi… Falan filan…

E.L.M.-Tipik bir açılış günü yani… Çok sevgi dolu… Ama gerçekten de şekerler çok güzel. Hala gelip bir sürü şeker toplayıp gidiyorum. İçlerinde kendi imalatlarınız da var mı?

R.H.-Aslında ilk açıldığı zamanlarda hep yurtdışından getirtirdik. Daha sonraları bu konuda bilgili olan birinden yardım aldık. Yavaş yavaş kendi şekerlemelerimizi yapmaya başladık. Şimdi ise hepsi, tamamen kendi ürünümüz.

E.L.M.- Hmm. Nerde yapıyorsunuz bunları?

R.H.-Aşağı katımız en az dükkan kadar geniş. Orada yapıyoruz. Hijyen konusunda hiç şüpheniz olmasın.

E.L.M.-Aah, evet. Herhangi bir şey görürsem Bakanlık peşinizi bırakmaz biliyorsunuz.

İkimizde gülüyoruz. Artık bana iyice alışmış gibi. Bana ilk kez bu kadar yakın davrandığını görüyorum.

E.L.M.-Yeni şekerlemeler yapıyor musun? Daha önce denemediğin bir şey…

R.H.-Evet… Aslında bir süredir çalışıyorum. Bir tane buldum bile. Aslında buldum denemez. Zaten elimizde olan bir şekeri farklı hale getirdim. Kan tadındaki şekerlemeleri macun haline getirdim. Daha akışkan… Kana daha çok benziyor…

E.L.M.-Merlin aşkına! Bu lafları senden duymak garip oldu.

R.H.-(Gülüyor) Bir de çikolatalar var. Kan tadında… Aslında bunlar iki çeşit zevke göre değişir tabii… Bir tanesinin içinde akışkan, kan tadında macun var. Diğerinde ise kan tadı çikolataya işlemiş durumda. Tadını alıyorsun ama göremiyorsun.

E.L.M.-Çok ilginçmiş. Bir an önce denemek istiyorum. Henüz uygulamaya geçirmediğin bir planın da varsa –ki vardır- bizimle paylaşmak ister misin?

R.H.-Tamam… Bir tanesini söyleyeyim. Bu kan çikolataları, şekerlemeleri veya macunları üzerinde bir değişiklik.

E.L.M.-Oh, meraklanmaya başladım.

R.H.-Her kan grubu için ayrı bir şekerleme… Hepsi farklı tatlarda…

E.L.M.-Yok artık! Harika... Onları tatmak için can atıyorum. Umarım fazla uzun sürmez.

R.H.-Hiç sanmıyorum. Artık iyice pratikleştim. Sanırım 1 haftaya kadar sizlerle olur.

E.L.M.-Güzel haber… Son olarak müşterilerinize ve sevenlerinize söylemek istediğiniz bir şey var mı?

R.H.-Onları dükkanıma bekliyorum. Daha çok sürprizim var! Ve hepsini seviyorum…

E.L.M.-Pekala. Güzel sohbetti Rose. Sonra görüşmek üzere… Votka için teşekkürler…

R.H.-Rica ederim. Görüşmek üzere…

Her ne kadar “Görüşmek üzere…” dese de aslında bir daha görmemeyi umduğunu tahmin edebiliyorum. Yine de sağol Rose.

Konu: Geri: Şubat 2008 Dırdırcı Magazin Dergisi Cuma 21 Mart 2008, 19:20

ZARO'NUN MACERALARI

Büyücü Dünyasının büyük baş belası Zarovich; Büyüceşuraya’ya bile karşı çıkarak sınırları zorluyor. Geçtiğimiz aylarda asası kırılan Zarovich; beyninin çalışmadığını bize tekrar tekrar ispat ederek farklı kılıklara girerek yeniden bir asa edinebileceğini düşündü Bakalım Zarovich hakkında; sevgili astronomi profesörümüz E. Linda Miller neler diyor?

Uyarı: Yazı içerisindeki terbiyesizliklerimi mazur görün. Ne de olsa Zaro'ya söylenmiş sözler...

İsminden anlaşılacağı gibi Yüce Vampirimiz Zaro'nun kahramanlık hikayelerini anlatacak değilim. Tam tersine onun ukalalıklarını, salaklıklarını, nasıl küçük duruma düştüğünü ve çok bilmişliğini anlatacağım.

Bildiğiniz üzere Zaro olaylı bir şekilde Hogwarts'tan atıldı. Azkaban'a gitmekten zor kurtuldu. Şu anda ise Knockturn Yolu'nun ücra köşelerinde, çulsuz bir şekilde geziyordur. Yaşlı cadıların kanlarını içerek, değil mi Vampir Lordum Zaro?!

Merlin'in yırtık çorabı! Ben bu kadar yüzsüz bir insan daha görmedim. Vampir lordumuz işini çok güzel yaptığını zannedip diğerlerinin işlerine burnunu sokmasını çok iyi biliyor. Üstüne üstlük bir de McGonagall'a karşı çıkıyor! Artık burnunu Cécile'nin işlerine de sokmaya başlayınca, k*çına tekmeyi yedi. Ağzının payını iyi verdi. Açıkçası üzüldüm diyemeyeceğim. Hatta parti düzenleyecek kadar mutluydum.
Öğrencilik zamanlarımızı hatırlıyorum da... Güzel günlerdi. Zaro'ya karşı örgütlendiğimiz zamanlar... Tüm öğrencileri örgütleyip dersine girmeme kararı almak... Tatilde okula girip odasını basıp her tarafı kırıp dökmek... Her ne kadar kendisi "Odamda kendi kendini düzenleyen mekanizma var." dese de bu Muggle'ların fantastik anlayışının da ötesinde bir şey. Hatta bi büyücülerin bile... Ne yani? Duvarlarındaki boyaları silen tılsımlar mı var? Kusura bakma Zarovich ama sen o tılsımları uygulayacak kadar zeki değilsin.

Zaro; genç-yaşlı, iyi-kötü her türlü kişi tarafından nefret edilmeye layık görülmüş bir insan... Ah, özür dilerim! Vampir... İnsanlar Zaro'yu gördükleri zaman aralarındaki kavgaları, nefreti bir kenara bırakıp tüm nefretlerini ona kusmaya başlıyorlar. Sevilmemek... Ah, tanrım! Oh, Tanrım mı dedim? Ah, her neyse... Sevilmemek... Kötü... Ama inanın Zaro'yu sevmemek tüm büyücü dünyası için en iyi olanı...

Bu herif Hogwarts'tan atıldı atılalı kendi tarafına çektiğini zannettiği saf kurbanlarını casus olarak Hogwarts'a yolluyor. Ama nedense -salaklıklarından olabilir mi?- her seferinde kendilerini yakalatmayı beceriyorlar. Tabii onları suçlamamak lazım. Baştaki Zaro asıl sorun olan...
Aslında onun hakkında bu yazıyı yazarken bile içim burkuldu. Zamanımı bu denli gereksiz bir insan için yazı yazmakla harcıyorum. Daha fazla zaman kaybı ne olabilir ki? Siz de bu dergiyi okurken benim yüzümden büyük bir zaman kaybı içine gireceksiniz. Herkesten özür dilerim... Zaro'nun saçmalıklarından uzak durmanız dilekleriyle...

Konu: Geri: Şubat 2008 Dırdırcı Magazin Dergisi Cuma 21 Mart 2008, 19:20

Hogwarts'ın Yeni Grubu: Ladies of Slytherin!

Şubat 2008 Dırdırcı Magazin Dergisi Ladiesnj3

Hogwarts'ın yeni Slytherin kızları boş durmamış gibi görünüyor; sadece özel insanları oy çoğunluğuyla alan bir kulüp kurmuşlar: Ladies of Slytherin. Julie Annwyl Lovett'in başkanlığını yaptığı grup üyeleri, Janice Dylan Lovett, Elizabéth Adrianna Malfoy, Loreléi Adrâsteia Dixyqué, Cassandra I. Miller, Ashley Catty Dixyquè ve Minority Tina Evil. Bende bir Slytherin'li olarak, kendilerini tebrik ediyor ve başarılar diliyorum.

Muggle Kent Gezisi

Büyücülük Dünyası hakkındaki gelişmeleri takip eden, raporlar hazırlayan ve yenilikler getiren Büyücü Konseyi; Hogsmeade gezilerinden sonra, öğrencilere Muggle'ları tanıtmak amacıyla yeni bir organizasyon düzenlemeye karar verdi. Muggle Araştırmaları Profesörü Angelina Johnson'un idare edeceği gezi de; öğrencilerin yoğunlaşan derslerinden eğlenmeye fırsat bulması, Muggle'ları ve kullandıkları materyalleri yakından tanıması umuluyor.

Janice Dylan Lovett - Dayrnt Bill Black

Dırdırcı Dergisinde stajerlik yapan Ashley Catty Dixyqué; bu ikili hakkında neler düşünüyor, neler yazıyor? Bakışlarınızı bu satırlardan biraz daha aşağılara indirirseniz; merakınızı gidermiş olacaksınız.

Yeni Tılsım Profesörü - Bitkibilim Profesörü

Yeni Tılsım Profesörümüz Yeni Bitkibilim Profesörümüz

Sophié Yvaine Black, yeni tılsım profesörümüz.Rocio Sycorax Malfoy ise; Slytherin öğrencilerinin sevgili olarak bitkibilim profesörlüğüne atandı. Amortentia Cecilé McGonagall'ın Büyücü Konseyi ile işbirliği içinde aldığı karara saygı duyuyor ve yeni profesörlerimize başarılar, tebrikler diliyoruz...

4 Büyücü Turnuvası

Büyücü Konseyinin düzenlemeyi planladığı bir başka organizasyon ise, 4 Büyücü Turnuvası. Hıgwarts'taki binaların herbirinden sadece bir öğrencinin katılacağı turnuvada; öğrenciler yeteneklerini gösterecek ve kazanana 1000 galleon ödül verilecek. Ve tabii, 4 Büyücü Kupasını da unutmamak gerek... Binalar arası rekabet, artık sınırları zorlarken; birde profesörlerin başına binaların içlerinde çıkan kavgalar çıktı. Merlinin yırtık pantolonu adına; 4 Büyücü Turnuvası, öğrenciler arasındaki rekabeti doruk noktasına ulaştırdı! Bana ve profesör arkadaşlarıma sabır dileyin...

Ölüm Yiyen - ZümrüdüAnka Yoldaşlığı Mücadelesi

Şu sıralar ölüm yiyen - zümrüdüanka yoldaşlığı cephesinde ortam sessiz görünüyor. Ne birbirine sataşan var, ne ölen kalan. Büyücülük Dünyası, Kontes E. W. M.'nin hain planlar peşinde olduğuyla çalkananıyor, ancak Yoldaşlık Başkanı A. Johnson; kesinlikle böyle bir şey olmadığını, büyücü ailelerinin bundan kötü etkilenmemesi için iki tarafın uzlaşmaya gitmek istediğini söyledi. Tabii, kimse bu palavralara inanacak kadar saf olamaz. Yine de anlayışlı tavrı için, Miss Johnson'a teşekkürler.

Sınıf Başkanlarının Büyük Aşkı

Şubat 2008 Dırdırcı Magazin Dergisi Hayleywilliams2sg4

Hayley Williams Vance ile David U. Johnson'un aşklarını; Hogwarts'ta duymayan kalmadı. Gryffindor'un sınıf başkanları Vance ve Johnson; iki seneye yakın bir süredir birlikteler... Ufukta evlilik mi var acaba? Eğer öyleyse, ki öyle görünüyor; bir düğün davetiyesi almazsam çok bozulurum ona göre...

Son olarak, ben Margolis Marguerite Snape, dırdırcı editörü, sizden binlerce kez özür diliyor ve şubat ayının gecikmesinden dolayı beni affetmenizi diliyorum. Çok iyi bir sayı olamadı ama, beni mazur görün... Ayrıca, şekerci dükkanı sahibesiyle yaptığı röpörtaj ve her türlü yardımları sebebiyle, sevgili E. Linda Miller'a sonsuz teşekkürler.