Göl Kenarındaki Ağacın Altı(İyi rpg yapan birisi gelsin)

Yine o gecelerden birisiydi.Hava kasvetliydi.Gerçi camlar kapalı olsa dışarıdan gelen rüzgarın kulak tırmalayan hışırtıları duyulmayacaktı.Ama camı da kapatmak istemiyordu.Gece yatarken camın açık olmasını istiyordu.Diğer arkadaşları ona kızsa bile.Ama camı kapatınca uyuyamıyordu.Onlara bunu söylemişti.Onlar biraz mırıldansalar bile birşey söyleyemediler.Mışıl mışıl uyumaya zorluyordu kendisini.Bir an önce uyusa çok iyi olacakatı.Tam uykuya dalıyordu.Tık tık diye bir ses duydu.Hemen camı açtı.Baykuşu Pig'ti onu neşeyle selamlayan Johnnh ona bir güzel kek parçası verdi.Mühür basılmış mektubu açtı.Sarı,kokulu parşömenlerde şunlar yazıyordu:

"Çok kısa bir mektup oldu biliyorum ama duyunca mutlu olacaksın.Birazdan baykuşun gidecek ve birşey getirecek"

Johnny bu mektubu biraz garipsedi.Ne getirecek olabilirdi.Yeni bir tüy kalem ya da hediye.Yoksa daha farklı birşey miydi.Merak içinde baykuşun gitmesini bekledi.Baykuş tam uykuya dalacakken açık pencereden uçup semalara doğru süzüldü.Johnny için yaklaşık 1 saat zehir gibi geçti.Bir türlü geçmek bilmiyordu.Ama o 1 saatin sonunda onu büyük bir sürpriz bekliyordu.Oturdu ve etrafına göz gezdirdi.Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan küçük,tombul,siyah baykuşu ona göz kırpıyordu.Pençelerindeki mektubu alacakken mektup havaya süzüldü.Sonra bir ağız ve bir çift göz belirdi.Konuşmaya başladı:

"Merhaba Johnny.Ben annen.Sana birşey hatırlatmam gerekiyor.Biraz düşün bakalım.Eğer bulamazsan cevabı baykuşunun pençesinde"

dedi.Johnny düşünmeyecekti.Hemen baykuşu Pig'e doğru yürüdü.Pençesini açmaya çalıştı.Ama nafile.Bir tık yoktu.Herhalde baykuş düşünmesi gerektiğini biliyordu.Üstüne üstlük birde Düşün dermişçesine bakıyordu.Johnny oturup düşündü.Aklına gelmeyince baykuş pençesini ona verdi.Johnny açtı ve okumaya başladı:

"YAKINDA CADILAR BAYRAMI"

Johnny birden:

"Ooovv doğru"

dedi.Hemen uykuya daldı.Sabah olduğında bir rüzgarla uyandı.Bugün tatildi ve ders yoktu.Hemen göl kenarına gitmeye karar verdi.Aç değildi.Bu nedenle kahvaltı yapmayacaktı.Gölün tam kenarında duran ağacın altına tünedi ve birisi gelir mi diye beklemeye koyuldu...

Tatyana gözlerini aniden açtı.Bu kadar ani açmasının nedeni gördüğü rüyaydı.Gerçekten çok gerçekçi ve etkileyici görmüştü.Kalbi hala hızlı hızlı atıyordu.Elini kalbinin üzerine götürüp, bastırdı.Terlemişti.Yataktan kalktı ve dolabının kapısını açtı.Aynada kendine baktı.Yüzü bembeyaz olmuştu.

Kolundaki işlemeli saate baktı.Bu saati ona babası hediye etmişti.Aynısından ikizi Lily'de de vardı.Saat daha erkendi.Zaten yatakhanede hala uyuyan vardı.Lily de hala uyuyordu.Aslında onu kaldırıp, rüyasını anlatmaya ihtiyacı vardı fakat uykusundan uyandırmak istemedi.''Nasıl olsa, bugün tatil.Lily'yi görürüm''diye düşündü.

Üzerine pantolonunu ve kazağını giydi.Çantasına parşömenleri, tüy kalemini ve yeni aldığı kitabı koyduktan sonra çantayı sırtına taktı.yatakhaneden çıktı.Büyük salona indi fakat orada durmak istemiyordu.Ravenclaw masasından iki tane tost aldı.Birini kendi yemeyi düşünüyordu.Diğerini de göle atabilirdi.Salondan çıktı ve göle doğru yürümeye başladı.

Hava sabahın erken saatleri olduğu için biraz serindi.Çantasından ceketini çıkardı ve üzerine giydi.Göl kenarında her zaman oturduğu yerde başka birinin oturduğunu gördü.''Acaba kimdi?'' Elinde mektup gibi birşey tutuyordu.Tatyana yanına gitmeye tereddüt etsede yeni bir arkadaş edinme fikri ona daha cazip geliyordu.Üstelik bu çocuğu Ravenclaw bina partisinde gördüğünde de emindi.Aynı binada olmaları onu biraz rahatlatıyordu.Çocuğun yanına doğru yürüdü.Çocuk ise onu henüz görmemişti.Çekingen bir ses ile ''Merhaba, ben Tatyana Johnson '' dedi gülümseyerek.



Out:Eğer başka biri gelecekse pm at silerim.

out:yok yok başımın üstünde yerin var xd

Ortalığa bakınıyordu.Kimsenin geleceği yok gibiydi.Tam kalkmaya yeltenmişti.Suda gözüne birşey ilişti.Arkası gözüken ve saydam olan bir insan.Bir hayalet de olabilirdi.Sonra şıp diye sesler çıkararak sudan çıktı.Hemen Johnny'e bakıp üstüne gelmeye başladı:

"Merhaba ben Mızmız Mrytle"

dedi.Johnny biliyordu.Çok duymuştu.Eski bir öğrenci olmalıydı.Hemen ona:

"Sen buraya nasıl geldin?"

dedi.Gözlüklü,konuşunca sesi çok ince çıkan hayalet:

"Tuvalette yaşıyorum biliyorsun tuvaletin boruları buraya açılıyor"

dedi.Tam o anda zarif bir ses duydu:

''Merhaba, ben Tatyana Johnson ''

Tam o anda Mızmız kaçtı.Göle şıp diye girdi.Güzel,uzun boylu,Ravenclaw'lı bir kız gelmişti.Johnny ona:

"Merhaba bende Johnny Delacuor"

dedi.

Avril,can sıkıntısıyla elindeki kitabı komodininin üzerine bıraktı.Yatağa uzanmış,kitap okuyordu.Ama bir süre sonra,kitap sıkıcı gelmeye başladığında,her zaman yaptığı gibi göl kenarına inmeyi düşündü.Olabilirdi.
Aşağıya indiğinde,göl kenarında,gümüşü bir ışıltı görür gibi oldu.Bu,o güne kadar hiç karşılaşmadığı mızmız myrtle olmalıydı.

Aniden,birinin geldiğini gördü.Hayalet göle dalmıştı.Bu Tatyana Johnson'du.Avril'in en yakın arkadaşlarından biriydi yani.Avril,onu izlerken,birini daha gördü:kardeşi Johnny.
Bir ara,aralarına girip-girmemek arasında kaldı.Özel konuşuyor olabilirlerdi.Ama,kardeşinin kendisinden gizli saklısının olmayacağını düşündü.Mutlaka anlatırdı nasıl olsa.Hem,istemiyorlarsa,giderdi.
-''Selam,Johnny.O gördüğüm ışıltı MızMız Myrtle'ydi değilmi?Ben onu asla tuvaletten çıkmaz sanıyordum''
diyerek yaklaştı yanlarına.Gülümsüyordu.Tatyana'ya gülümseyerek başıyla hafifçe selam verdi.
-''Umarım rahatsız etmiyorumdur.Özel konuşmuyordunuz ya?''
dedi neşeyle.

out:Umarım bir kurgu yoktur.Gidebilirim yani no problem

out:no problem


Johnny Tatyana'nın cevabını aceleyle bekliyordu.Ama kızın nutku tutulmuş gibiydi.Arkasını döndü ve baktı.Ablası Avril geliyordu.Tam ona merhaba diyecekken ablası yanlarına geldi ve:

-''Selam,Johnny.O gördüğüm ışıltı MızMız Myrtle'ydi değilmi?Ben onu asla tuvaletten çıkmaz sanıyordum''

dedi.Tam cevabını veriyordu ki devam etti:

Umarım rahatsız etmiyorumdur.Özel konuşmuyordunuz ya?''

Johnny hemen:

"Evet ta kendisiydi.Borulardan gelmiş.Sen tanıyor musun onu?"

diye sordu.Tanımış gibi bir hali vardı.Sandığı kadarıyla orada yani Mrytle'ın tuvaletinde gizli işler çevirmişlerdi.

Johnny bu kavgayı izliyordu.Avril ilk başta:

''Iyyy,hatırlatma''

dedi.Johnny birden şaşırdı.Ama daha şaşkınlıkla havaya baktı.Mrytle Avril'e kızgın kızgın:

''Aah,tabi,tuvaletimde safkanlara iksir hazırlayıp onları cırcır yapmaya çalışırken iyiydi değilmi?Sonra ben onları koruyunca...''

dedi.Kıkır kıkır gülmemek için kendini zor tuttu.Devam etti ablası:

''Myrtle! Kes sesini ve hemen tuvaletine gir.Yoksa sana birşeyler atarım.Tek kelime edeni vururum''

dedi.Jo kıkır kıkır gülmeye başladı.

''Myrtle! Kes sesini ve hemen tuvaletine gir.Yoksa sana birşeyler atarım.Tek kelime edeni vururum''

Avril bozgun bozgun Johnny'e baktı.Yere çömeldikten sonra:
-''Ya,tamam biliyorum,bu çok komik ama,onlarda bizimle dalga geçiyor.Johnny,unutma,biz Bulanıklardan bile daha kötü bir durumdayız,babamızın sayesinde'' dedi.
Gözlerine yaşlar dolmuştu.Aslında bundan hiç utanmıyordu,ancak geçen senelerde olanların hiç birinide gururuna yedirememişti.Bu eziklikle,arkadaşlarının zarar görmesine yol açmıştı.Eragon'un diğerleri gibi onuda büyülememesinin tek nedeninin,en az onun kadar güçlü bir ravenclaw olması olduğunuda biliyordu.Ama kardeşinin yanında kendisini güçlü gösterme isteği yer aldı içinde.Göz yaşlarını sildi ve onlara döndü:
-''Niçin oturmuyorsunuz?''

-''Bubbligeon''

Çok güzle bir büyüydü.Havaya baloncuklar çıktı.Çok güzeldi.Renkli renkli baloncuklar.Johnny onları çıkarmak için plastik bir halkayı üflüyordu.Sonra ablası asasını kaldırdı.Güneşe doğru yaptı bu büyüyü.Baloncukların renkleri ortaya çıkmıştı.Tam o anda bir rüzgar esti.Avril'in sapsarı çok güzel saçları havalandı.Johnny'ninde simsiyah saçları havalanmıştı.Heyecanla ablasına baktı ve:

"Bu büyüyü bana da öğretir misin?"

Johnny mutlulukla ve umutla cevap bekliyordu.Sonra ablası:

''Gerçekten çok ama çok basit bir büyü.Şimdi''

dedi.İçi rahatlamıştı.Zor büyüleri hiç ama hiç sevmezdi.Devam etti:

-''Önce asamızı çıkartıyoruz.Sonra havada geniş bir halka çiziyoruz.Bak,hayır sen halka çizmiyorsun.Sağa,sola değil.Bak göstereyim''
-''Böyle yapacaksın.Şimdi de,büyülü sözler Bubbligeon''

dedi.Johnny'nin kolunu tuttu.Ona çevirme hareketini öğretti.Johnny bu hareketi ezberleyerek büyülü sözleri söyledi:

"Bubbligeon"

dedi.Renkli balon tanecikleri havada uçuşuyordu.Johnny çok mutlu olmuştu.Ablası

-''Bak,ne kadar basitmiş değilmi?''

dedi.Johnny:

"Evet gerçekten çok basit çok sağol"

dedi...

''Bir şey değil.Sen yetişemedin tabii,biz bunu Amy ile hep yapardık.Annemiz asayı büyülerdi,biz de sadece tutardık
-''Şimdi,yine duygularıma yeniliyorum.Tanrım,ne güzel bırakmıştım.Şimdi tekrar bırakmak zor olmalı ama yapmalıyımŞey,Johnny,benim arkadaşlarıma sözüm vardı''

Bunların hepsi birden söylenmişti.Ablasının gözleri dolmuştu.Johnny'ninde.İkizi Amy o da Johnny'nin ablası oluyordu.Ölmüştü.Uzun zaman önce.Avril'in bir bahane uydurduğunu anlamıştı.Eski anıları depreşmişti.Arkasından yanağından yaşlar süzülürek baktı.Sonra Tatyana'ya dönerek:

"Eeee nasılsın?"

diye sordu..

Tatyana çocuğun yanına geldiğinde gölden çıkan mızmız Mrytle'nın saydam hayaleti ile karşılaştı.Mızmız çocukla konuşuyordu.Tatyana çocuğun yanına gidip, adını söyleyince mızmız tekrar göle daldı.

Ravenclawlı oğlan sesin nerden geldiğini bulmak için arkasını döndü o sırada Tatyana'yı gördü ve ayağa kalkarak ''Merhaba bende Johnny Delacour" dedi.Tatyana şaşırmıştı.Bu bir Delacour idi.Yani aile dostlarıydı.Gülümseyerek ''Tanıştığıma memnun oldum'' dedi.Tatyana tam Johnny ile konuşmaya hazırlanıyordu ki arkalarından tanıdık bir ses duyuldu.

''Selam,Johnny.O gördüğüm ışıltı MızMız Myrtle'ydi değilmi?Ben onu asla tuvaletten çıkmaz sanıyordum'' diyerek Avril gelmişti.Tatyana onunla konuşmak için arkasını döndüğünde Avril tekrar konuşmaya başlamıştı.''Umarım rahatsız etmiyorumdur.Özel konuşmuyordunuz ya?'' Tatyana hemen ''Hayır, özel konuşmuyorduk'' dedi.Johnny '' Evet ta kendisiydi.Borulardan gelmiş.Sen tanıyor musun onu?" diye bir soru sordu.Avril'in birden yüzü değişti.

''Iyyy,hatırlatma'' dedi.O sırada gölden tekrar Mrytle çıktı.''Aah,tabi,tuvaletimde safkanlara iksir hazırlayıp onları cırcır yapmaya çalışırken iyiydi değilmi?Sonra ben onları koruyunca...''derken Avril söze karıştı.Öfkelenmişti.''Myrtle! Kes sesini ve hemen tuvaletine gir.Yoksa sana birşeyler atarım'' diyerek kızgınlığını belli etti.Tatyana şaşkın bir şekilde bir Avril'e bir Mrytle'a bakıyordu.Mrytle şatodan içeriye girince Avril'in siniri biraz geçmişti.Fakat bu seferde Johnny ile Tatyana'yı gülme krizi tutmuştu.Fakat Avril'in kızgın yüzüne baktıklarında ikisi de hemen sustular.Anlaşılan Avril bu konuyu bir daha hatırlamak istemiyordu.

Avril ile Johnny'nin kardeş olduklarını anlayan Tatyana onları yalnız bırakmak için ağacın altına gitti ve çimlere oturdu.Çantasından kitabını çıkardı ve okumaya başladı.Fakat arada başını kitaptan kaldırıp, Avril ile Johnny'nin ne yaptığına bakıyordu.Avril Bubbligeon büyüsü ile çok güzel şeffaf baloncuklar çıkarmıştı.Gerçekten güzel görünüyordu.Johnny ise bu büyüyü kendisininde yapmasını istediğini söyledi.Avril ona büyüyü öğretirken Tatyana kitabına geri döndü.Az sonra Johnny büyüyü öğrenmişti ve baloncuklar çıkarıyordu.Tatyana onun hemen öğrenmesine şaşırmadı oldukça kolay bir büyüydü.

O sırada Avril Johnny'e ''Şey,Johnny,benim arkadaşlarıma sözüm vardı'' diyerek yanlarından uzaklaştı.Tatyana Avril'in bu hareketine bir anlam verememişti.Bazen oldukça tuhaf davranabiliyordu.Johnny Tatyana'ya dönerek "Eeee nasılsın?"
diye sordu.Fakat Johnny'nin gözlerinde yaşlar vardı.Tatyana iki kardeşin arasında ne olduğunu anlamamıştı.Ama anlaşılan üzülmüşlerdi.Kitabını kapattı ve kucağına koydu.''Ben iyiyim de asıl sen nasılsın? İyi gözükmüyorsun '' dedi üzgün bir tavır ile.


out:Biraz geç oldu ama giremedim.Kusura bakmayın:)

Johnny ablasının gitmesine biraz üzülmüştü.Ama eski anıları depreşmiş olmalıydı.Kardeşi Amy.Onu görmüştü.Çok güzeldi.Ablasıydı.Gözlerindeki yaşı sildi.Onu çok özlemişti.Hemde çok.Ne zaman hatırlasa hep böyle oluyordu.Nedense dedi içinden.Nedenini gayet iyi biliyordu ama kendine bu nedeni yediremiyordu.Bu nedeni sindiremiyordu ve olmamış gibi davranıyordu.Biraz kızgın bir şekilde oradan ayrılacakken Tatyana'ya sorduğu sorunun cevabını aldı.Ona soru sorduğunu unutmuştu bile:

''Ben iyiyim de asıl sen nasılsın? İyi gözükmüyorsun ''

dedi.Tatyana'ya şöyle bir bakan Johnny hemen lafa atıldı:

"Err...Pek iyi olmadığım kesin nedeni ise çok derinde"

dedi.Çok üzgündü...

Tatyana'nın sorusunu Johnny duymamıştı galiba.Göl kenarından şatoya doğru yürümeye başlarken Tatyana'nın orada olduğunu farketti.Tatyana'nın sorusuna karşılık;

-''Err...Pek iyi olmadığım kesin nedeni ise çok derinde" dedi kırılgan bir ses tonuyla.Tatyana iki kardeşin de birden bire bu şekilde olmalarına neyin sebep olduğunu bulmaya çalıştı.Onları bu kadar derinden sarsan şey ne olabilirdi ki!

Birden aklına birinci sınıftayken Avril ve Lily ile göl kenarında yaşadığı olay geldi.Avril o zaman çığlık atıp, ölen ikizini gördüğünü söylemişti.Sonra ise şaka yaptım falan demişti.Tatyana o zaman bunun üzerinde çok fazla durmamıştı.Avril'in gerçekten ölen bir ikizi var mıydı acaba?

Bu düşüncelere dalmışken Johnny'nin hala orada olup, Tatyana'ya dik dik baktığını farketti.Böyle bir durumda ne söyleyeceğini de kestiremiyordu.Johnny'yi üzmek istemezdi.Johnny'ye bakarak ''Hımm..Derinde olan bir sebepse onu sana tekrar hatırlatarak üzmek istemem'' dedi üzgün bir ses tonuyla.Johnny ayakta durduğu için ona başını kaldırıp bakmak zorunda kalıyordu ve bu da boynunu ağrıtmıştı.Başını ağaca yasladı ve Johnny baktı.

Tatyana'nın cevap vermesini beklerken gözü birden göle takıldı.Oraya şöyle bir göz gezdirdi.Yüreği birden hop etti.İçeride bir mürekkep balığı görmüştü.Hemde çok ama çok büyük.Hemen gözlerini o tarafa çevirdi.Ardından mürekkep balığının suyun içinde dans edişini izledi.Birkaç dakika dans edip durdu.Dans ederken bir yandan deniz halkı onu izliyor,diğer yandan ise garkenezler atrafında cirit atıyordu.Onları korkuyla izliyordu.Bir tanesi buraya gelse acaba ne olurdu?Herhalde Johnny tabanları yağlayıp kaçardı.

Onlara dalmış seyrederken hafif üzgün ve yumuşak bir ses tonu duydu.Bu Tatyana'nın sesi olmalıydı.Şöyle diyordu adeta korkuyla:''Hımm..Derinde olan bir sebepse onu sana tekrar hatırlatarak üzmek istemem'' Onun bu anlayışına şaşıran Johnny ona şöyle bir baktı.Ondan çok uzundu.Ablası yaşında olmalıydı.Ayrıca bir Ravenclaw'lıydı.Ona içtenlikle:"Anlayışın için sağol ama başka şeylerden bahsedelim mesela derslerin nasıl gidiyor.Cevap vermeden S.B.D sınavları zormu?dedi.Bunu sormasının nedeni onları merak etmesiydi.Sbdleri gerçekten merak ediyordu.Bu sene çok rahattı.Ama seneye SBDler başlayacaktı.Onlara rahat yoktu.Bu sene mezun olanlar bir F.Y.B.S. öğrencisiydi.Yani Feci Yorucu Büyücülük Sınavları...

Johnny göle dalmıştı Tatyana'nın söylediklerine karşılık başını ona çevirdi ve içten bir ses ile "Anlayışın için sağol ama başka şeylerden bahsedelim mesela derslerin nasıl gidiyor? S.B.D sınavları zormu? diye sordu.

Tatyana Johnny'nin biraz daha rahatlamasına ve o üzgün tavrının biraz da olsa geçmesine sevinmişti.Konuyu dağıtan bu soruya can havliyle sarıldı.''Her zaman'' dedi Tatyana gülümseyerek.Sonra da ikinci sorusuna cevap verdi.''Geçen sene S.B.D sınavlarına girdim.Ve geçmek için de o sene bayaa bir yorulmuştum.Fakat çalışılınca gayet rahat geçiliyor merak etme.Bu senem son.Ve daha zor bir sınav beni bekliyor.Fakat ben geçen seneki gibi çalışmamı uyguluyorum ve sınavlarda kolay geliyor'' dedi gülümseyerek.Sonrada devam etti.''Yani korkman için hiç bir sebep yok'' dedi.

Söyledikleri doğruydu ama inandırıcı mıydı onu bilemiyordu.Her ne kadar böyle söylesede sınavlar da heyecanlanmamak pek de mümkün olmuyordu ne yazıkki.Normal hayatında sakin olan Tatyana bile sınavda çok heyecanlanmıştı.Ama yinede çalışılınca pekala sınavlar geçilebiliyordu ne kadar zor olsada.

Johnny'ye dönerek ''Peki senin derslerin nasıl? '' dedi gülümseyerek.Daha birinci sınıf öğrencisiydi aslında. Ama yinede birinci sınıf iyi bir temel almak için çok önemliydi Tatyana'ya göre.

Johnny çimlere Tatyana'nın biraz uzağına oturmuştu.Başını çimlere koydu ve "Derslerim gayet iyi.Ama sürekli Uygun alıyorum.Sadece Muggle Araştırmaları ile Sihir Tarihinden Olağanüstü aldım.Peki senin çalışma metodun nedir?" diye sordu.

Tatyana Johny'yi sessiz bir şekilde dinledi.''Uygun almak seni üzmesin.Bu bilmediğin anlamına gelmez.Her zaman her dersten üstün bir not alamayız, bu herkeste olan bir şey '' dedi gülümseyerek.Arkasına yaslandı ve Johnny'nin ikinci sorusunu düşünmeye başladı.Nasıl bir çalışma metodun var?

''Aslında çalışam metodları hemen hemen her yer de aynıdır.Muggle dünyası yada büyücülük dünyası farketmez.Onlar başka şeyler için çalışmak zorundalardır biz ise daha farklı şeyler için.Tek fark bu.Ben en önemlisi derste kesinlikle gırgır geçmem.İyi dinlerim ve not tutarım.Sonrada onları ayrı bir defterde temize çekerim.Bir nevi tekrar'' Yutkundu.Birden çok konuştuğunu düşündü ama bunlar belkide binasından olan bir arkadaşına yardımcı olacaktı.O zaman konuşması gerekiyordu.

Çekinmeyi bir kenara bırakarak konuşmasına devam etti. '' Araştırma yapmayı çok severim ve bunun için zamanımn büyük bir kısmını kütüphanede geçiririm.Gerçekten çok yararlı bilgiler öğreniyorsun'' dedi göz kırparak.'' Ve çok kitap okurum '' dedi.Elindeki kitabı sallayarak.''Her zaman çantamda okumak için bir kitap bulunur.'' dedi gülerek.Aslında yaptıkları çok da farklı şeyler değildi.Her öğrencinin başarılı olmak için yapması gerekn şeylerdi.Johnny'ye bakarak ''Evet..Umarım seni çok konuşarak sıkmamışımdır.Nasıl buldun programı? '' dedi meraklı bir ses ile.

''Uygun almak seni üzmesin.Bu bilmediğin anlamına gelmez.Her zaman her dersten üstün bir not alamayız, bu herkeste olan bir şey ''

Tatyana bilgeç bir tavırla doğru şeyleri söylüyordu.Olağanüsüt alan çok az kişi aldı.Uygun alanlar ise fazlaydı.Johnny Olağanüstü almayı isterdi.Ama her derste.Şu ana kadar iki derste Olağan üstü almıştı.Diğerleri ya Uygun, ya da Beklenenin üstünde idi. Ama olağanüstü alamayan birçok kişi.Birde Uygun geçerli bir not.Evet...Aslında Uygun alman da iyi Johnny ''Aslında çalışam metodları hemen hemen her yer de aynıdır.Muggle dünyası yada büyücülük dünyası farketmez.Onlar başka şeyler için çalışmak zorundalardır biz ise daha farklı şeyler için.Tek fark bu.Ben en önemlisi derste kesinlikle gırgır geçmem.İyi dinlerim ve not tutarım.Sonrada onları ayrı bir defterde temize çekerim.Bir nevi tekrar'' Johnny'nin en eksik olduğu nokta tekrardı.Şu ana kadar hiç tekrar yapmamıştı.Bu ayrı bir defterde temize çekmek işi ona çok hoş gelmişti.Bunu uygulamak üzere aklına yazdı.Kütüphanede sürekli durmak gerçekten iyiydi.Ama Johnny en az Tatyana kadar sık sık kütüphaneye gittiğini biliyordu.Kitap okumak.Johnnny'de her zaman kitap okuyordu.Tek eksiği tekrardı.

Zarif bir hareketle ince,uzun parmaklarını uzun saçlarının arasında gezdirerek düşünmeye başladı.Şu S.B.D. denilen olayda gerçekten çok iyi bir not almalıydı.Bir yandan ağaçları inceliyor,diğer yandan ise S.B.D. sınavını düşünüyordu.Aklında dolanan düşünceleri bir kenara bırakmıştı adeta.Kafasına "S.B.D." düşüncesini yerleştirdi.Artık ne yalan haberleri, ne de başka bir şeyi düşünecekti.S.B.D. olacaktı hayatında.Daha girmesine çok olmasına rağmen düzensiz kalp atışları onu tedirgİnliştiriyordu.

"Hayır, aksine zevkle dinledim.Aslına bakarsan tek eksiğim tekrar." Tekrar ana eksiğiydi.Kendine temiz bir parşömen tomarı alıp yeni bir tüy kalem ile tekrar edecekti.Her derste işlediklerini.

Tatyana'nın uzun konuşmasından sonra Johnny derin düşüncelere dalmış gibiydi.Tatyana onu anlayabiliyordu. Kendisi de bu zamanlarda çok kez göl kenarına gelmişti ve düşünmüştü.

Şimdi o düşüncelerine başka şeyler de eklenmiş olsa bile, göl kenarına gidip, sakin sakin düşünmek her zaman iyi gelirdi Tatyana'ya.Tatyana düşüncelere dalmışken Johnny ''Hayır, aksine zevkle dinledim.Aslına bakarsan tek eksiğim tekrar." dedi üzünütlü bir tavırla.Tatyana ona içtenlikle gülümsedi ve ''Bu alışkanlığı kazanmak gerçekten zordur Johnny.Ama ben küçüklüğümden beri her gün yaşadıklarımı bir kenara yazdığım için dersleri de tekrar yazmak zor gelmiyor '' dedi.

Kısa bir duraksamadan sonra ''Sende, belki bu sene değil ama seneyeye alıştırma için yazın bu yöntemi uygulayabilirsin.Nasılsa bu dönem bitmek üzere.Kendini fazla sıkma '' dedi gülümseyerek.Saatine baktı.Biraz sonra kalkması gerekiyordu.Kütüphanede araştırması gereken bir konu vardı.Ve geç olmadan bunu bitirmeliydi.