Kullanılmayan Kızlar Tuvaleti

Sınıf başkanı olarak düzenlediği ikinci bir etkinlikti.Sorunsuz şekilde bununda üstesinden gelmek istiyordu.Ravenlcaw binasına seçildiğinde üzülsede şu an bulunduğu ortam ve binasında yer alan kişiler gerçekten değerli ve iyi kişilerdi.

Yapacağı işleri düşünüyordu.Kutlama için mükkemmel bir yer düşünmüşlerdi. Sinsi sırıtışıyla ilerlerken ayağının mermer holde çıkardığı ses yankılanıyor ve yürüyüşüne ayrı bir ritim katıyordu.

Bu düşüncelerini bir kenara bırakıp yolu bulmak için biraz bekledi.Etrafına bakındı ve çevrede birisinin olmadığı anlayınca tekrar adımlarını hızlandırarak 2.kat kolidoruna saptı.Adımları hızlı olduğu için yaptığı yankılarda şiddetleniyordu.Mermer merdivenlerden hızlıca indi ve aşağıdaki geçitten geçerek tuvaletin dışında biraz bekledi.Kimse olmazdı genelde ama yinede bu herşeye kesinliklik vermiyordu.Sessizlikten başka bir şey bulunmadığı kanısına varınca sessizce kapıyı itti ve çok önceden gelmiş olduğu bu boş alana baktı.

Bazısı kırık bazısı kirli bir çok lavabo bulunuyordu.Bunlar simetrik bir şekilde dizilmişti ve üstlerinde yer alan kirli aynalarda bütünleşmişti.Bulunduğu yerin loş etkisi oraya niye kimsenin gelmediğinin açıkca belirtiyordu.

Gördüğü manzara biraz can sıkıcıydı aslında.Burayı kullanılır hale getirmek çok zor görünüyordu.Hatta belki imkansız. Ama Vitt zor işleri severdi.Belki bir gelen olur niyetiyle kapıyı hafif aralıklı bırakarak karşısındaki lavavoya ilerledi.Şimdi sırtı kapıya dönük ayakta duruyor elleriyle lavabonun iki tarafını sıkı sıkı yakalamış biçimde kendine bakıyordu.ne yapması gerektiğini düşünüyordu.

P.s: Ravenclaw binası içindir.

Misafir

Keiran baykuşhaneden aldığı paketleri sırt çantasına tıkılı olanların ağırlığıyla biraz sendeleyerekte olsa 2. kat koridorunun başındaki merdivenlerin oradan ilerliyordu. Vittoria'nın ona verdiği görev şimdilik yolunda gidiyordu. Herkes bir şeylerin ucundan tutmuştu. Onlara katılacak bir grup daha vardı. Herkes ama hemen hemen Ravenclaw'lı herkes önceden belirlenmiş saatlerde çeşitli yerlerden bir şeyleri yapmaya gayretle asılmıştı. Lily ve Johnny yemekhaneye inmişlerdi, çeşitli yerlerden getireceklerini profesörlere veya hademe yakalanmamak için azar azar ve farklı zamanlarda taşımayı kabul etmişti. Onlarla olan bir iki kişi daha vardı... Bina olarak ekip halinde işleri karıştırıyorlardı.

Lucy ise ardı sıra merdivenden uflaya puflaya çıkıyordu. Keiran'ın hızına yetişemiyordu ama zaten yetişmesi de gerekmiyordu. Bu görevi nasıl ve neden kabul etti kim bilir? Keiran geriye baktığında onunda koridorun az evvel kendisinin olduğu bölümde olduğunu gördü. Önüne dönerek yürümeye devam etti. Acele etmeden, sanki okulda geziniyor gibi...

Bu esnada tam köşedeki kızlar tuvaletinin kapısına geldi. Gerideki koridorda Lucy vardı, ona baktı. Evet, yalnızdı. Sonra önündeki koridora köşeden kafasını hafiften çıkarıp baktı. Kimse yok... Hızla bu katta kullanılmayan Kızlar Tuvaletinin kapısına hamledip sessizce kapadı. Geriye döndüğünde bir anda Vittoria'nın yüzünü karşısında görünce yüreği hopladı. Sonra da sırtındaki çantayı indirip içini açarken ona sırıttı. "Şimdilik işler yolunda. İlk grup az evvel yemekhane yoluna çıkmıştı. Onlardan bazıları birazdan buraya gelirler.. Bu arada Lucy arkamdan geliyor."

Paketleri çıkarıp ilerdeki bir mermer tezgahın üzerine koydu, çünkü içinde ne olduğunu sadece Vitt'in bildiğine emindi. "Bunlarda ne var hakketen, sır gibi saklıyorsun? Yani parti için ama ne merak ettim... Özel ulakla iletildiği baykuşlarından belli..." Ona bakarken yüzünde meraklı bir gülümseme vardı. Çantasını boşaltmış, kenardaki mermerin üzerine fırlattıp attı. Ellerini sanki tozlanmış gibi birbirine vurarak çırptı. Sonrada elleriyle terlemiş saçlarını geriye doğru itti, sonra onları beline koyup karşısındaki kıza baktı.

"Evet sırada ne var başkan?"

Lily sessizce koridorda yürüyordu.Kimseyle karşılaşmamatı umuyordu çünkü tek o eksikti.Cadılar Bayramı için yiyecek içecek almak gerekiyordu ve mutfağın yerini bildiğinden iyi denk gelmişti.Arkasındaki Jhonny'ye gel işareti yaptıktan sonra biraz hızlandı.Omzunda içinde sadece bir parşömen parçası olan bir çanta vardı ama dolu gözüküyordu.Aynı şekilde Jhonny'de de görülseler bile şüphelenen olmazdı en azından.Mutfağa giden bir kestirmeye girdi.Ardından da Jhonny.Burası direk mutfağın olduğu koridora çıkıyordu.Koşarcasına kestirmeden geçen Lily durduğunda nefes nefeseydi.Bir iki kapı ve tabloyu geçtikten sonra mutfağın girişi olan meyve tabağı olan tabloya yaklaştı.Birkaç dakika sonra tablo savrulup yol vermişti.Memnun bir biçimde içeri giren Lily arkasındaki Jhonny'yi de çekiştirdi.Onlar girer girmez ev cinleri işlerini bırakmış nasıl yardım edebileceklerini sormuşlardı ciyaklayarak.Lily mümkün olduğu kadar sakin bir sesle sordu.

"Eee...Şey acaba bize birazcık yiyecek vermeniz mümkün mü ? Kaymak birası,kazan pastası gibi şeyler."

Ev cinleri hevesle başlarını sallayınca rahatlayarak içini çekti.Ev cinleri odanın içinde koşuşturuyordu.Bir kaç dakika sonra Lily ne istediklerini tam olarak anlatmıştı.Bu arada unuttu şeyleri Jhonny ekliyordu.Lily son olarak uyarıcı bir şekilde en yakınındaki cine mırıldandı.

"Bu yiyecekleri bir kaç seferde alacağız.Birine geldiğimizi söylemenizi yasaklamam mümkünse yasaklıyorum."

Ev cininin başını sallaması üzerine gülümsedi.O sırada bir kaç ev cini ellerinde paketler geliyordu.Kaymak biraları,meşede bekletilmiş şekerli içkiler,balkabağı suları v.s. üç-dört cin tarafından,kazan pastaları,balkabağı poğçaları,çikolatalı kurbağa,binbir çeşit şekerleme gibi tatlılar ve bir sürü başka yiyecekse en az beş ev cini tarafından taşınıyordu.Lily ve Jhonny taşıyabilecekleri kadarını çantalarına doldurup gerisini döneceklerini söyleyerek bıraktılar.Koridorları geçmekse gerçekten azaptı.Şato ne kadar doluydu böyle ? neyse ki hemen kendilerini boş kestirmeye atmışlardı.Bir kaç dakika sonra kutlamanın yapılacağı yere gelmişlerdi.Lily koridoru kolaçan ederken Jhonny kapıya yaklaşmıştı..

"Beklesene ya!"
Lily koşarak onun yanına gitti.Soluk soluğaydı zaten.

"İnsan bir çevresine bakar ya.Ben hadi neyse de senin buraya girilirken görülmen oldukça garip kaçar normalde.Biliyorsun kızla tuvaleti."

Hızlıca konuşurken bir yandan boş koridora göz gezdirmişti.Kimse olmadığından emin olunca kapıyı açıp Jhonny'yi itekledi.Ardından kendi girdi.Vitt,Lucy ve Keiran tuvaletteydiler onlar ne yapacaktı ? Ah tamam süslemeler.Kapıyı kapattı ve duvara yaslanıp çantasını yere koydu.Yorulmuştu.Çantasını işaret ederek sordu;

"Selam.Ee..nereye bırakalım bunları ? Daha varda.."

Yaklaşan ayak sesleri ile biraz endişelensede ilk dakikadan yakalanmayı düşünmüyordu bu saçma olurdu..Aynadan Keiran nın görüntüsünü görünce biraz rahatlamıştı.Ama Lucy i göremeyince merakla Keiran ın gerisine baktı ama yoktu.Keiran konuşmaya başlayınca ona doğru ilerleyerek dinlemeye başladı.Aynı anda ayak sesleri tuvalette yankılanıyordu.

''Şimdilik işler yolunda. İlk grup az evvel yemekhane yoluna çıkmıştı. Onlardan bazıları birazdan buraya gelirler.. Bu arada Lucy arkamdan geliyor."

Vitt tatmin olmuş bir edayla başını salladı.Lucy i merak ettiğini anlamış olmalıydı.Vitt gülümser bir tavırla son söylediğine karşılık verdi.

İlerideki musluk bozuk olmalıydı ki akıttığı sular her yere yayılmıştı.Vitt can sıkıntılı bir şekilde o yöne baktı.Zaman daha fazla geçmeden işe başlamalıydılar. İLk olarak asasını o yöne doğrultu ve kendisinin bile zor duyduğu bir mırıldanma ile musluk düzeldi.Kolay bir büyü bu işi halledebilirdi.Daha önce niye kimse onu düzeltmemişti ki? Vitt bunları düşünürken buraya kimsenin gelmediğini anımsadı.Ve az önce düşündüğü soruyu kendince yanıtlamış oldu.Diğer bir asa hareketi ile mermer zemine geometrik bir şekilde yayılmış olan su birikintisini yok etti.Şimdilik kolay büyülerdi bunlar.Daha fazlası için Avril i beklemeliydi.

Keiranın mermer zemine bıraktığı paketleri yüzündeki memnun ifadeyi açıkca belli eden bir bakışla aldı.Zevk ve düzen içinde inceliyordu.

"Bunlarda ne var hakketen, sır gibi saklıyorsun? Yani parti için ama ne merak ettim... Özel ulakla iletildiği baykuşlarından belli..."

Keiranın merakı bakışlarından belli oluyordu.Vitt çarpık bir gülümseme ile hem paketi açmaya başladı hemde Keiran na cevap veriyordu.

''Özel bir yerden sipariş verdiğim süslemeler..Daha çok gotik tarzında..Karanlık süslemeler.'' diye ekledi.Böyl bir kutlama için bunların daha uygun olacağını düşnüyordu.Keiran bakmayı sürdürürken devam etti.

''Daha önce açıklasaydım çoğu kişinin hoşuna gitmeyebilirdi.'' dedi açıklayıcı tavrıyla.Kulağa pek hoş gelmeyebilirdi ama yerlerine yerleştirilince çok iyi olacağı kesindi.Sonunda paketi açarak içindekileri zarif bir şekilde eline aldı. Gereğinden fazla siyah keskin kenarlı ve değişik daha çok ürkütücü şekilde biblolar,mumlar,tütsüler ve daha bir çok şey..
Tek yapılması gereken özenle yerleştirmekti.

"Evet sırada ne var başkan?"

Keiran nın sesiyle irkildi ve elindeki süslerle uğraşmayı bir kenara bırakarak elindekilerden biraz ona uzattı ve orta düzeyde bir ses tonu ile:

''Şunları uygun yerlere yerleştirelim ve...Sanırım burası biraz temizlense iyi olur..Fazla tozlu..Bunun için zor bir büyü gerekmez '' dedi göz kırparak..

Boş olan elindeki asayı yine aynı hareketle savurdu ve ortada yatakhanede bulunan bir gün önce sipariş verdiği pufları getirdi.Puflar daire oluşturacak şekilde sıralanmıştı..Süslemelere uygun biçimde siyah ve keskin kenarlıydı..Karşıdan bakıldığı zaman ürkütücü bir hava veriyordu..Vitt zafer kazanmış bir edayla elindeki mumları pufların kenarlarına özenle yerleştirmeye başladı.Lily nin sesi ile irkildi.Aniden kapıdan birinin belirmesi onu ürkütmüştü.Johnny etrafa bakınıyordu.Vitt lily nin sorusuna eliyle karşıyı işaret ederek :

''Şu mermer yüzeye koy canım..Sonra yerleştiririz..Bu arada hoşgeldiniz..'' dedi gülümseyerek.

Koca birkaç hafta geçmiş,ilk hafta Luciendaya garip gelen onlarca şey başına dahi gelmişti.İlk günden bir tanışma partisi ve sonrasında karşılaştığı,tanıştığı ve çok severek bağlandığı arkadaşları.Şimdi tek sorun derslerin yorgunluğu ve monotonluğu gibi gözüküyordu ancak böyle düşündüğü ilk andan sadece bir gün sonra Vittoria,Luciendanın partide tanıştığı ancak çok da konuşamadığı sınıf başkanı ona gelip kulağına fısıldamıştı."Cadılar Bayramında kutlama var!"Ve sonrasında ayrıntıları anlatmıştı,bu sadece Ravencalwları ilgilendiren kutlama hakkındaki ayrıntıları.Nerede olacağını ve ondan neler beklediğini biraz olsun söylemişti ancak Lucienda bunların hepsini tam anlamış değildi.Yani tuvalette?Tamam belki ilginç ancak kabul edilebilir ve oldukça orjinal bir yer.İyi de Vittoria ondan ne bekliyordu acaba?Yani doğru dürüst büyü bilmeyen,okula yeni gelmiş bir birinci sınıf öğrencisi ne yapabilirdi ki?Ancak yalnız değildi anlaşılan çünkü Keiran ile konuşunca bütün sınıfın Vittoria'ya yardımcı olması için bilgilendirilmiş olduğunu fark etti.Yine de kimse tam olarak ne yapacağını bilmiyormuş gibiydi.

Keiranla beraber merdivenleri çıkarken uflayıp pufluyordu.Önceki akşam adının Darchelle olduğunu bildiği ancak çok da tanımadığı kız gelmiş ve akşam yakalanmamak için gruplar halinde gidileceğini,Luciendanın grubunda Keiran ve Sarah'nın bulunduğunu söylemişti.Lucienda ilk giden gruptaydı işte ve şimdi Keiran elinde paketler olmasına rağmen ondan öndeydi.Kapının önüne geldiğinde Keiran durmuş,etrafı incelemişti.Belki de ilk onun girmesi gerekiyordu gerçekten.Sonunda Lucienda da Keirandan sonra girip kapıyı kapatınca biraz da hayal kırıklığıyla etrafına baktı.Burası bir tuvaletti işte.Temizdi,ancak hala bir tuvaletti.Beklediği şey biraz daha farklıydı belki de.Ancak etrafına bakınca Keirandan başka orada olan tek kişinin Vittoria olduğunu gördü.Demek daha hiç bir şey başlamamıştı.

Artık etrafına baktığında tamamen sıradan bir tuvalet değil,potansiyel bir eğlence alanı görüyordu.Keiran da artık etrafına bakıyordu.Bu sırada Vittoria ise Keiranın elindeki paketleri almış,bir kısmını açıyordu.Lucienda bir an ne yapacağını bilmeden etrafına baktı.Kenardaki lavabonun kenarı kırıktı,bir musluk su damlatıyordu ve duvarlar nemden yosunlu gibi gözüküyordu.Ancak bunların görünmez kılınması mümkündü.Zaten Vittoria da sanki Luciendanın bu düşüncesini anlamış gibi gülümseyerek başını kaldırdı.Elinde siyahlardan oluşan bir yığın vardı ve bunlar süslerdi anlaşılan çünkü Vittoria diğer eline de asasını almış duvarları incelemeye başlamıştı.

"Ee,Vittoria,ne yapmamız gerek tam olarak?"

Vittoria sessiz olması ve onu izlemesini istercesine bir hareket yapmıştı.Lucienda sadece izliyordu ve bir an sonra duvarlar beş dakika öncesine göre yüz kat daha güzel gözüyordu.En azından daha göze uyuyordu.Hala lavabolar ortada duruyor,arka tarafta tuvalet kabinleri bu süsün içinde sırıtıyordu ancak artık bir partiye daha uygundu anlaşılan.Ancak bu sadece bir başlangıç gibiydi çünkü Vittoria hala tatmin olmamış bir şekilde elinin birini çenesine koymuş,gözlerini kısmış bir şekilde çevresine bakıyordu.

Bu sırada Keiran boş boş durmayı bırakmış,sonunda bir işe yaramaya karar vermiş gibi gözüküyordu.Kenarda duran küçük pakete elini attığında Vittoria transından uyandı ve sırıtarak asasını kutuya salladı ve ne Luciendanın ne de Keiran'ın duyamadığı şeyler söyledi,arkasından kutulardan birinden biraz kanalık görünüşlü süsü tuvalet içinde değişik yerlere yerleştirmeye başladı.Bu sırada kutu daha büyümüş,en azından içinden bir şeyler çıkabilecek boyuta gelmişt.Ancak Keiran eğilip kutuyu açtığında bu hiç de Luciendanın beklediği şey değildi.'Kıyafetler' Bir sürü değişik ve ilginç kostümler duruyordu kutunun içinde.Doğru ya nasıl unutmuştu!Bunun bir kıyafetli balo olması gerekiyordu.Bu sırada Keiran en üstte duran ve eski çağlardaki vampirlerin giydiği-yada hala giyiyordularsa da Lucienda hiç öyle bir vampire rastlamamıştı- daha çok siyahlardan oluşan bir kıyafet gördü.O an aklına neden bu kıyafetlerin vampirlerle özdeşleştirilmiş olduğunu bilmediği geldi.Nedendi ki?Onların ne farkı vardı?Tamam vardı ancak bir muggle gibi onları ayırmak saçmaydı.Bu sırada Keiran oldukça şaşkın gözlerle kıyafeti kaldırmış bakıyordu.

"Eee,ne olacak bunlar şimdi??

Bu sırada elinde bir sürü yiyecek ve içecekle Lily içeri dalmış çevresine bakınıyordu.Oldukça ilginç bir görüntü olmalıydı.

Yemeklerini afiyetle yiyiyorlardı.Bir yandan da etrafa bakınıyorlardı.Keiran girmiş olmalıydı.Kızlar tuvaleti.Çok ilginçti ama kullanılmaması onları ele vermeyecekti.Johnny ile Lily evcinlerinden yemek istediler.Onlarda zar zor vardı.Lily Johnny'i birden ittirdi.Biraz dalgındı.Hemen:

"Beklesene ya!"

dedi.Çok hızlı gidiyordu.Onun hızına yetişemeyecekti.Lily kızgın bir ses tonuyla:

"İnsan bir çevresine bakar ya.Ben hadi neyse de senin buraya girilirken görülmen oldukça garip kaçar normalde.Biliyorsun kızla tuvaleti."

dedi.Bayağı kızmış gibiydi.Ona biraz hak verdi.Slak kafam dedi içinden.Büyük,güzel kapıdan içeri girdiler.Ellerinde parti için süs malzemeleri vardı.Keiran ve Vitt içerdeydiler.Johnny tam soru soracakken:

"Selam.Ee..nereye bırakalım bunları ? Daha varda.."

dedi.Vitt derin ve kızgın bir soluk aldı.Kızmış gibiydi.Ama çok fazla değil.Bu mesajı anlayan Johnny ve Lily kutuları bıraktılar.Johnny Lily'e:

"Diğerlerini de getirelim"

dedi.Asla yakalanmamaları lazımdı.Yakalanırlarsa bir ceza olacaktı.Aslında Lily ve Keiran daha önce cezaya katılmıştı.Ama Johnny buna alışık değildi.

Misafir

"Siz biraz sessiz olsanız iyi edersiniz, Filch'in o uyuz kedisi katta dolaşıyor. Zaten kütüphanede başımı derde soktum bir de burada basılırsak binanın geri kalanı hepimize paldıran boynuzu yağdırır."

Kullanılmayan kızlar tuvaletinin paslı menteşelerini zorlayan bir kapı gıcırtısıyla içeri girmişti Sarah. Sesi tuvaletin taş duvarlarında yankılanırken kapıyı işaret etti bakışlarıyla. İçeridekiler daha sessizce devam ettiler yaptıklarına. Cadılar bayramı partisi için mutfaktan yemek aşırmak onlara düşmüştü, mutfağa giriş tüyosunu da abisinden almıştı son mektubuyla: "İkinci kattaki meyve resmindeki armudu gıdıkla!"

Elleri dolu olduğundan ayağıyla kapıyı savurup tuvaletin ortasına doğru ilerledi ve suratsız bir ifadeyle elindeki yemek dolu koca tabakları pis görünüşlü bir rafa bıraktı yüzünde nahoş bir ifadeyle. Gözlerini kısıp asasını salladı: "Aklapakla!"

Evet, titiz annesinin ona öğrettiği dört büyüden birisi buydu. En kullanışlı olmasa da işe yaradığı oluyordu.

Vittoria'nın yüzünde esrarlı bir ifadeyle siyah süsleri etrafa yerleştirmesini seyretti, tutuk bir şekilde yığılı bir kumaş yığınına doğru ilerledi. Elinde birkaç tane kazan pastası vardı, birinden bir ısırık alarak lokmasını bitirmeden ortalığa konuştu: "Ee, şimdiye kadar nasıl gitti bu süsleme işi?"

Ravenclaw bina partisi için neredeyse tüm binaya haber vermişti Jacqueline. Eğlenceli kutlamalara ve partilere bayılıyordu. Özellikle düzenleyenlerden biri de kuzeni olursa. Sabah kalktığında en sevdiği kıyafetlerinden olan siyah kısa etek kısımları tüllü biraz kabarık elbisesini giymişti. Ayağına da beyaz üstü mor-siyah desenlerle ve kelebeklerle süslenmiş bir converse. Saçına da ayakkabısının rengiyle uygun morlu siyahlı bir kelebekli toka takmıştı. Şimdi tek eksiği bileklikleriydi. Uzun zamandır açmadığı ev eşyalarını bulunduğu çantayı açarak kıyafetine uygun mor ve siyah renklerindeki uyumlu bilekliklerin hepsini taktı kollarına. Parfümünü de sıktıktan sonra hazır olduğuna inanıyordu.

Hogwarts Koridorlarındaki kullanılmayan kızlar tuvaletine doğru ilerlerken bir yandan da çağırmayı unuttuğu birinin olup olmadığını düşünüyordu. Kendine verilen görevleri yerine getirmişti ama birkaç kişiyi çağırmamış olabilirdi. Unutulmuş olanları Vitt’in çağırdığından emindi.

Parti yerine vardığında Keiran, Lucienda, Sarah ve diğerlerinin çoktan gelmiş olduklarını gördü. Geç kaldığını düşünmüyordu ama yürürken biraz oyalanmıştı. Hepsine selam verdikten sonra kuzeninin yanına yürüdü. Dün annesinden bir mektup almıştı. Parti çıkışı Vitt’e aile içi haberleri vermek için sabırsızlanıyordu. Şimdiyse mektup aldığını haber verecekti.

“ Hey Vitt! Annem dün bana mektup yolladı. Partiden sonra… Okuruz birlikte. ”

Yüzündeki heyecanlı gülümseme kuzenini de meraka düşürmüş olmalıydı. Jacqueline mektubun tamamını okumamıştı, kuzeniyle beraber okumayı istiyordu. Parti yerine kısa inceleyici bakışlar attıktak sonra binadaki arkadaşlarının yanına doğru yürüdü. Organizasyon gerçekten çok güzel olmuştu. Bunda hepsinin emekleri vardı.

“ Güzel olmuş, iyi düzenlemeler yapmışsınız. Yalnız eski kızlar tuvaleti olması beni biraz şaşırttı. ”

Düşündüklerini açığa vuran bir gülümsemeyle Sarah ve diğerlerine bakıyordu. Gerçekten ilk duyduğunda şaşırmıştı ama yapılan düzenlemeler sayesinde kızlar tuvaleti güzel bir parti alanına dönmüştü. Jac iyi bir gün geçireceklerine emindi.

Özel haberleşme yolu ile ulaşan haberlerden sorna,Avril kendini kullanılmayan kızlar tuvaletinin içinde buldu.Yeni sınıf başkanının düzenlediği bir parti vardı yine.
Saatine baktığında,Vittoria'nın verdiği saatin neredeyse gelmiş olduğunu görüp,telaşa kapıldı.Zamanında gitmesze Vittoria kırılabilirdi.Avril,kendisine çok içememesini söyleyen Nichole'den zor kopardı kendisini.
Avril ve Vittoria,ilk olarak göl kenarında tanışmışlardı.Aynı binalardan olduklarını öğrenince,daha bir sevmiş ve daha çok konuşma fırsatı bulmuşlardı.
Vittoria sınıf başkanı seçilince,Avril kıskançlık ve gıpta karışımı bir duygu beslemişti ona karşı.Ama şimdi,görevini ne kadar iyi yerine getirdiğini görünce,seviniyordu.İçinden:
-''Ben bu kadarını yapamazdım.İyi ki Vittoria seçilmiş,binamız için daha hayırlı oldu'' demeye başlamıştı.

Koşmadan ne kadar hızlı gidebilirse o kadar hızlı yürüyordu.Hızlandıkça sarı saçları havalanıyor,cüppesi dalgalanmaya başlıyordu.Aşağı-yukarı çıkıp,tuvaleti bulmayı istedi.Daha önce Vittoria'ya,tuvaletin hangi katta olduğunu sormayı unuttuğu için aptallığına yanıyordu.
O tuvaleti daha önce hiç mi hiç görmemişti,bu yüzden bulması çok zor oldu.Bir kaç kere kaybolmuş,tabir-i caizse ayaklarına kara sular inmişti.En sonunda,üzerinde ''Kullanılmayan kızlar tuvaleti'' yazan kapıyı bulunca,rahatladı.
Kapının kolunu yavaşça çevirdi.İçeride,tanımadığı bir çok Ravenclaw'lı vardı.
Avril,hepsinden daha büyüktü,bunu hissedebiliyordu.Çünkü kendi yaşıtlarının hemen hemen hepsini tanıyordu.
O içeri girince,bütün gözler ona çevrilmişti.Avril,kendini podyumdaki bir manken gibi hissederek utangaç bir tavırla Vittoria'ya şunları söyled:
-''Şey,umarım bütün işleri bitirmemişsinizdir.Bu partiye katkım olmasını çok isterim''

Mumların simetrik yerleştirilimden sonra ayağa kalktı ve sanki sanatına son hamleleri ekleyen bir sanatçı gibi yerleştirdiği süslemelere baktı. Son derece düzenliydi.Vitt in önem verdiği bir konuydu bu.Küçültme büyüsü yapılmış kutuya yaklaştı ve bir kaç süs daha alıp aynaların yanındaki mermerlere yaklaştı.Ama önce temizlenmesi gerekiyordu.Elinde bulunan karamsar ve bulanık bir yüze ait olan büyükçe bir bibloyu yere yavaşça koydu ve asa tutan elini havada oluşturduğu daireye bakarak bir şeyler mırıldandı.Ablasının öğrettiği bir temizleme büyüsüydü bu.Mermer şimdi parlak ve pürüzsüzdü. Yerden aldığı bibloyu zarifçe yerleştirdi.Normal bir biblo olmadığı Vitt in ona bu kadar özen gösterişinden belli oluyordu. Tam ortalayacak biçimde yerleştirdi ve etrafına siyah renklerin çoğunlukta olduğu bir şal ile şık bir görüntü kazandırdı.Kutuya geri dönüp biblo ile eş uyumlu bir kaç küçük parça çıkardı.Onları biblonun yanına yerleştirdi.Mermerde duran bu parçalar aslında biblo süsü verilmiş müzik kutusuydu.Kutlama yapacaklarsa eğer müzik olmalıydı.Hele cadılar bayramı kutlaması ise..

Lucy nin içeri girdiğini gören Vitt başını o yöne çevirip gülümseme ile :
''Hoş geldin '' dedi.Lucy de gülümseyerek yanıt vermişti.Hemen yardım için hareketlenmişti.İyi biri olduğunu ilk tanıştıklarında anlamıştı daha fazla tanıdıkça bu görüşünü kesinleştirdi. Keiran nın kıyafetleri incelemekte olduğunu görünce çarpık bir gülüşle izledi.

"Eee,ne olacak bunlar şimdi??''

Vitt Lucy nin kıyafetleri kastettiğini umarak kutuya bir göz attı ve çoğu ürkütücü olan kıayfetlere bakarak:

''Cadılar bayramı kutlamasına uygun olur diye düşünmüştüm.Şurada bir giyinme yeri oluşturabilirim.Tabi isterseniz.'' dedi.Kimseyi zorlanamak istemiyordu. Eğlenceli bir gün geçirmeyi planlıyordu.Süsleri almak için gittiğinde bu kıyafetleri görünce belki daha fazla renk olur diyerekten almıştı.Cadılar bayramı kutlamasıydı bu sıradan geçmesini istemiyordu.

Johnny ve Lily ninde yardım ettiğini gördüğünde bu kişiler arasında olduğu için kendini iyi hissetti.Herkes itirazsız bir şekilde yardım ediyordu.Bundan büyük mutluluk duyan Vitt Sarah ın gelmesiyle o yöne doğrultu.Biraz hızlı davranmış olacaktı ki elindeki süs pat sesi ile yere düştü.Sarah ta sessiz olmalarını söylüyordu.Süsün düşmesi bu uyarıya aşırı ters geldi.Vitt yerden süsü alıp incelerken:

''Evet Sarah haklı.Kutlama başlamdan bitmesini istemeyiz...Bu arada hoş geldin Sarah'' dedi gülümseyerek.Sarah da binasındaki sevdiği kişilerdendi. Kendine özgü tavrı ile etkiliyordu insanı.

“ Hey Vitt! Annem dün bana mektup yolladı. Partiden sonra… Okuruz birlikte. ”

Darch ın sesini duyduğunda tekrar geri döndü ve neredeyse ona çarpacaktı.Onu bu akdar yakınında görünce irkildi.Annesinden mektup gelmesi harikaydı! Vitt bunu ifadesine yansıtarak tamam anlamında onayladı ve sevecen tavrıyla ''hoşgeldin'' dedi.Kuzenini kardeşi gibi seviyordu.

“ Güzel olmuş, iyi düzenlemeler yapmışsınız. Yalnız eski kızlar tuvaleti olması beni biraz şaşırttı. ”

Vitt etrafa şöyle bir baktı ve çoğu işin neredeyse tamamlandığını gördü.Herkes ne kadar hızlıydı böyle!

''Beğendiğine sevindim..Kızlar tuvaleti olması ilginç evet ama kimin aklına gelir ki burada olduğumuz? '' dedi güven verici bir tavırla.Neredeyse yıllarca kimse buraya gelmemişti şimdi gelme olasılığı bir hayli düşüktü..

Beklediği Avril gelince Vitt feci rahatlamış bir şekilde karşıladı onu.Kutlamanın asıl işi ona aitti.Aralarında en büyük o olduğu için gerekli büyüleri o yapacaktı.Vitt bunu ona daha önce söylemişti ama aceleci tavrı yüzünden Avril in anlamasını beklememişti.Ona doğru yaklaşarak:

''Hoşgeldin..Hayır bitirmedik sayılır.Asıl iş sana düşüyor.Sesin yayılmasını engelleyen bir kaç büyü yapmanı istemiştim..Birde şu yankı olayını kaldırabilir misin?..Yani anlayacağın güvenlik sana ait Avril.'' dedi gülerek. Gürültü yapmamaları kaçınılmazdı bunu engellemeleri gerekliydi.

Bir süre etrafta dolaştıktan sonra aynaların etraftaki her şeyi yansıtması ve kirli görünüşleri Vitt in hoşuna gitmemişti.Biraz düşündü ve malikanedeki odasına güneş ışınlarının rahatsız ediciliği üzerine ablasının pencereye yaptığı büyü aklına geldi.Sabırsızca asasını doğrultu ve hatırladığı kadarıyla büyülü sözleri fısıldadı.Aynadaki yansıma yerine şimdi yasak ormanı hatırlatan dolunay vaktini gösteren bir orman resmi belirdi.Karanlık bulutlar etrafın süsleri ile uyum içinde hareket ediyordu..

Gene aynı asa hareketi ile salonun tam ortasında üzerinde büyük R harfi bulunan bir ravenlcaw bayrağı getirtti.Bunu ortak salondan getirtmişti.Ve etrafına son kez bakıp:

''Her şey tamam gibi..Darch ve Johnny siz diğer grupların buraya gelmesini sağlayabilir misiniz? Çoğu kişinin burayı bildiğinden emin değilim.'' dedi ve sonra Keiran a dönüp:

''Kıyafetler için karar verdiniz mi? Yer açmamı istermisiniz?''
kendiside kıyafet seçmemişti ama çoğunluğu beğendiği türde olduğu için herhangi birini giyeceğini düşündü.Etrafındakilerden cevap beklermişcesine izlemeye başladı.

''Hoşgeldin..Hayır bitirmedik sayılır.Asıl iş sana düşüyor.Sesin yayılmasını engelleyen bir kaç büyü yapmanı istemiştim..Birde şu yankı olayını kaldırabilir misin?..Yani anlayacağın güvenlik sana ait Avril.''

Avril,aslında bunun çok da zor olmayacağını düşündü birden.Ne kadar zor olabilirdi ki ? Kayıtsızlıkla omuz silkti:
-''Tabiikide yaparım.Benim için zevktir''
gerçekten,bu önemli işin ona verilmesi hoşuna gitmişti,ama belli etmemeye çalışıyordu.Gizlemeye çalıştığı gülümsemesinin ardından,büyük olmanın avantajını mırıldanıyordu kendi kendine:
-''İşte büyüklük....Küçük sınıflardan önce bilirsin her büyüyü''
Asası,her zamanki yerindeydi,cüppesinin iç cebinde.Çıkartırken,sanki ehrkes ona bakıyormuş gibisinden bir his baş gösterdi içinde.Hafif bir bakış attı diğerlerine,herkes kafa kafaya konuşuyordu
-''Muffliato'' dedi asasını giriş kapısına yönelterek.Bu büyüyü,yeni öğrenmişti daha.Buna rağmen,çok da iyi yapabiliyordu.
Yankıları giderici büyüyü yaparken,küçük olduğu zamanları düşündü.İkizini,derslerini,büyülerini.İçten içe güldü.
-''Bitti galiba'' diye ellerini çırptı Vittoria'ya doğru.Hala elinde olan asasını,her zamanki yerine koymak için başını öne eğdiğinde,yerdeki suyu fark etti:
-''Hey,burayı su basmış galiba'' dedi sağ ayağını kaldırığ tabanına bakarken.

"Ravenclaw'lılara özel Cadılar Bayramı kutlaması.Hmmm...Kulağa oldukça hoş geliyor..."

Lisa sessizce ortak salondan çıktı.Sadece Ravenclaw'lılara özel bir parti düzenlendiğini duyunca sevinmişti.Dersler yüzünden yoğun günler geçirirken harika bir fırsattı.Ancak bunun gizli kalması gerekliydi.Herangi bir profesör duyarsa hepsi ceza alabilirlerdi.Lisa bunun içinde heyecanlıydı.Daha önce hiç bu derece gizli ve eğlenceli birşey yapmamıştı.

Elinden geldiğince sessiz olmaya çalışıyordu.Gözlerini dört açıp etrafta birilerinin olup olmadığına bakıyordu.Adımlarını sessiz bir şekilde ancak hızlı olmaya çalışarak atıyordu.Merdivenlerden hızlı hızlı inmişti ki biranda karşısında duran kızı görünce nerdeyse çığlık atacak gibi olmuştu.Karanlık koridorun başında duran kız Lisa'yı korkutmuştu.Tek korkan Lisa değildi kızda bu durumdan oldukça ürkmüş olacaktı ki iki adım geri gitmişti.Ürkmüş gözlerle Lisa'ya bakıyordu.Lisa biran ne yapacağını bilemedi.Sessiz bir şekilde 1-2 saniye öylece kıza bakakaldı.Ardından merdivenden son adımınıda atarak aşağı indi.
"Burada ne yapıyorsun?"

Lisa'nın korktuğu soruyu kız sonunda sormuştu.Lisa bişey çaktırmamak için hızla bişeler düşünürken kız birkez daha konuşmaya başlamıştı.
"Sen hangi binadansın?"

Lisa sessiz ancak kızın duyabileceği bir sesle"Ravenclaw"dedi.Bunu duyunca kız derin bir nefes alıp gülümsemişti.Lisa ne olduğunu anlamamış belirsiz ama şaşkın bir ifadeyle kıza bakmaya başlamıştır.Kız yavaşça Lisa'ya doğru eğilerek
"Partiye gidiyorsun öyle değil mi?Merak etme bende Ravenclaw'danım."

Kızın bu sözleri üzerine derin bir nefes alan Lisa rahatlamıştı.Biran açık verecek olmasından korkup oldukça gerilmişti."Sevindim.Biran gerçekten çok korktum.Sende mi partiye gidiyordun?"dedi yine fısıltıyla konuşuyordu.Kız onu onaylamak amacıyla başını yukarı aşşağı sallamıştı."Ama önce kızlar yatakhanesine uğramam lazım.Hatta acele edersem iyi olur." dedi merdivenden çıkmaya başlarken.Lisa hiçbirşey demeden koridorda yürümeye başladı.Bu sırada kızda hızlı bir şekilde merdivenden çıkıyordu.Lisa yine sessiz olmaya uğraşarak kutlamanın verildiği tuvaleti bulmaya çalışıyordu.

Birkaç kapı geçtikten sonra bahsedilen yeri bulmuştu.Aslında tam olarak orası olduğuna emin değildi ancak anladığı kadarıyla burası olması lazımdı.Derin bir nefes aldı ve yavaşça kapıyı araladı.Evet!Doğru yere gelmişti.İçerisi tam bir parti havasında süslenmiş ve öğrenciler partide yerini almışlardı.Lisa hemen içeri girip kapıyı kapattı.Partinin kutlandığı yer aslında kullanılmayan bir kızlar tuvaletiydi.Ancak öğrnciler süslemede oldukça başarılı olmuşlardı ki çok güzel bir görüntü vardı.Tam bir parti havası verilmişti.Masalarda duran yiyecekler ve içecekleride nerden bulduklarını anlayamamıştı Lisa.Boş boş etrafına bakarken Sarah'ı gördü.Yavşça yanına ilerledi.Yanında tanımadığı başkalarıda vardı.
"Meraba..."dedi Sarah'ın yanında dururken.Gecenin eğlenceli geçmesini ve bir sorun çıkmamasını umuyordu sürekli.Eğer bir profesöre yakalanırlarsa başlarına ne geleceğini tahmin bile edemiyordu.Bu yüzden biraz tedirgin olsada kutlamanın verdiği sevinç tedirginliğini bastırıyordu.Gülümseyerek Sarah'a bakmaya başlamıştı...

Tatyana göl kenarında kitap okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı.Saatine baktığında artık gitmesi gerekiyordu.Cadılar bayramı için bir parti verilecekti ve o biraz daha burada oturursa geç kalacaktı.Yatakhaneye çıktığında Lily'nin de orda olduğunu gördü.Tatyana'dan önce gelmişti fakat hala hazırlanmamıştı.Yatakta kitap okuyordu.

-''Lily, kalk hadi.Partiye geç kalacağız'' dedi Tatyana aceleci bir sesle.Hemen daha önceden giymeyi planladığı kıyafetlerini çıkardı.Siyah bir etek ve üzerine koyu yeşil bir bluz giyecekti.Boynunda ki gümüş kolyeyi düzeltti.Bu kolyeyi ona uğur getirmesi için Audo yollamıştı.Siyah, yeşil desenli ayakkabılarını da giydikten sonra hazırdı.Saçlarını açık bir şekilde bıraktı ve yeşil, parıldayan bir toka taktı.Saçları bu sene uzamıştı artık belinin de geçmişlerdi.Lily'ye dönüp baktığında onun saçlarını yapmakta olduğunu gördü.

-Lily, tamam güzel olmuş saçların.Hadi artık gidelim, herkes çoktan gitmiştir '' dedi.Gerçekten de yatakhanede kimse yoktu.Lily son bir kez aynada kendisine baktıktan sonra yatakahaneden çıktılar.Parti eski kullanılmayan kızlar tuvaletindeydi.Tatyana bunu duyunca çok şaşırmıştı.İlk defa orada böyle bir kutlama yapılıyordu.Vitt güzel şeyler düşünüyordu gerçektende.

Lily ile kullanılmayan kızlar tuvaletinin kapısına geldiğinde içeriden hiç ses duyulmuyordu.Anlaşılan büyü yapılmıştı.İçeriye girdiklerinde tuvaletin çok fazla değiştini gördü.Ağırlıklı olarak siyah tonları kulanılmıştı.Ürkütücü bir görünüm verilmişti buraya.Ama zaten bu gün cadılar bayramıydı.Ravenclaw binasının neredeyse hepsi buradaydı.Tatyana herkese ''Merhaba '' dedi.Vitt'in yanıan gidip ''Yardım edilecek birşey var mı canım'' diye sordu.Parti bayaa kalabalıktı ve güzel geçeceğe benziyordu.

Tüm Ravenclaw binası yavaş yavaş tuvalete doluyordu.Ve her biri Vittorianın buraya yaptığı eklemelri görünce inanmayan gözlerle etraflarına bakıyor ve bir tuvalette olduklarını anlamak istercesine geriye kabinlere gidiyorlardı. Evet onlar için yapılabilecek çok da şey yoktu ancak yine de Vittoria bir şeyler düşünmüş gibi gözüküyordu. Bu sırada içeri giren Sarah onları azarlamayı kesmiş bir anda Luciendanın şaşırmasını sağlayarak büyüyle etrafı temizlemişti. Herkes bir işe yarıyordu anlaşılan ve burası gittikçe harika bir yer haline geliyordu.Sonunda Vittorianın yanına giderek kabinleri işaret etti:

"Vittoria şu kabinler için bir çeşit örtü falan var mı?Biliyorum kıyafet değiştirmek için kabinler gerekliler ancak onları kapatırsak hem daha iyi görünür hem de üstünü değiştirmek isteyen olursa daha rahat eder."dedi. Vittoria ise bunu çoktan düşünmüş gibi gözüküyordu yerdeki uzun kocaman ve korkunç desenleri olan bir örtüyü işaret etti dalgınca.Ses sistemini ayarlamaya çalışıyordu anlaşılan ve bu halde ona bulaşmamak hepsi için daha iyi olurdu. Kabinlerin oraya gitmeden önce Keiranın yanına eğilerek kıyafetlerin arasından siyahlı olan bir tanesini seçti,ki zaten çoğunluk siyah ve bordodan oluşuyordu. Kimse üstünü değişmeyi tercih etmiyormuş gibiydi ancak Lucienda bunun eğlenceli olacağını düşünüyordu. Kıyafeti çekerken birinin üstüne yapıştırması gereken post gibi bir şey de eline gelmişti. Anlaşılan birinin kurtadam olması gerekiyordu. Sırıtarak eline aldığı kıyafete baktı. Nedense bir çeşit gelinliğe benziyormuş gibiydi ancak tamamen siyah ve oldukça açık olması bunu imkansız hale getiriyordu. Lucienda bir anda babasının anlattığı bir hikayedeki vampiri düşündü ve onun evlendiğini de. Sanki bu kadar değildi hikaye ancak Lucienda hatırlamıyordu. Vampir bir gelin miydi? Ya da gerçekten bir gelin miydi? Ah ne farkederdi işte. Elindeki kıyafet bir vampire yakışacak gibi gözüküyordu ve Keiran vampir olmayı tercih etmiyorsa Lucienda dişi bir vampir olabilirdi. Bir elinde kıyafeti bir elinde de oraya asacağı örtüyle kabinlerin olduğu tarafa gidip kabinin birinin kapısını ittiğinde az daha çığlık atacaktı. Oranın hayaleti olduğunu daha önce yanlışlıkla öğrendiği Mızmız Myrtle karşısında sinirli bir ifade ile duruyordu. Dudaklarını büzmüş havada süzülüyor sanki her an bağırmaya hazırmış gibi duruyordu.Lucienda sesine yumuşak bir ifade vermeye çalışarak "Ahmm, selam Myrtle!" dediği anda Mrytle sanki bunu bekliyormuş gibi bağırmaya başlamıştı:

"Siz! Ufaklıklar! Bu okula geleli ne kadar zaman oldu ancak hemen her şeyi deşiyor, benim tuvaletimde eğlenebileceğinizi sanıyorsunuz! Çok mu eğlenceli ha! Ben burada dinleniyorum ve hepiniz, hatta erkekler bile burada!"

Gözleri kocaman olan Lucienda yüzüne anlayışlı bir ifade oturtmaya çalıştı. İşte bunu beklemiyorlardı. Myrtle'ın niye kızdığını dahi anlamamıştı. Sonunda hafifçe gülümseyerek " Myrtle afedersin. Haklısın belki de ancak bir parti ve sadece bir kaç saatliğine. Ne olacak ki? Hem Bu sırada gözleri Myrtle'ın artık şeffaf olan ancak üzerindeki kuzgunun belli olduğu armasına kaydı. "hem sen de bir Ravenclaw'dın. Ravenclaw'sın yani. Buradaki herkes de öyle. Lütfen bir gecelik anlayış gösterir misin?"

Ancak Myrtle'dan anlayış bekliyorduysa fena halde yanılmıştı. Myrtle avazı çıktığı kadar bağırmış "Siz bücürler! Herşeyi bildiğinizi sanıyorsunuz ancak görürsünüz şimdi! diyerek tuvaletlerden birine dalmış etrafa da bolca su sıçratmıştı. Paniğe kapılan Lucienda hemen "Ah Myrtle lütfen!Profesörlere haber verme!Ve tabi Filche de" diye bağırdı ancak Myrtle'ın duyup duymadığından emin değildi. Bu sırada birileri yankılanmayı engelleyen bir şeyler yapmıştı anlaşılan çünkü arka taraftaki sesler üzerine kimse gelmemişti. Acaba insanalra haber verse miydi? Gerçekten yakalanrılar mıydı? Ancak yine de Myrtle'ın Profesörlere haber vermeye gittiğini sanmıyordu. Sonunda içini çekerek kabinlere kocaman örtüyü astı ve bir kabinden içeri girdi. Bir şey olursa sorumlusu kendisi mi olurdu gerçekten.

Üstünü değişip diğerlerinin yanıan gittiğinde hepsi kafalarını çevirip ona baktılar. Belki de hayatında ilk defa Lucienda görünüşünün nasıl olduğunu anlaması için bir yanaya bu kadar ihtiyaç duymuştu ancak aynalar da büyülenerek tablolara dönüşmüş gibiydi. Diğerlerinin bakışlarıyla yetinmek zorundaydı. Üzerindeki siyah ve açık olduğunu düşündüğü elbise Lucienda'nın küçük vücudunda o kadar da açık durmamıştı. Belki biraz yukarıdan çekiştirmesi de gerekmişti ancak uzun siyah etekleri bacaklarının tamamını kapatıyor yürürken süzülür gibi gözükmesini sağlıyordu. Sonunda diğerlerinin bakışlarını umursamadan Keiranın yanına gitti. Hala olduğu yerdeydi. Oradaki kutudan bir çeşit şişe çıkardı. Bunun ne olduğunu biliyordu. Çocukken bununla oynamayı severdi. Renk değştiren boya. Tabi ozaman bir uzman sayılmazdı ve annesi olmadığı zamanlar onun asasını kaçırıp boyaya işaret ederek bir şeyler yapmayı umardı. Şimdi kendi asasını çıkarmış boyaya doğrultmuştu. Şeffaf olan sıvı hemen beyaza dönmüştü. Evet bu tam Luciendanın istediği şeydi. Evet zaten beyazdı ancak bir vampirin daha beyaz olduğunu görmüştü daha önce. Bir ölü kadar beyaz. Boya şişesini eline döktüğünde elindeki boyanın dokusunun tarifi yok gibiydi. Sıvı gibi ve aynı zamanda toz gibi. Hemen çıkmayacak gibi ancak biraz suyla tamamen temizlenecek gibi.Yüzüne ve boynuna boyayı sürdükten sonra asasını bir kez daha oynattı boyaya doğru ve bu sefer boya kırmızı olmuştu. Kıpkırmızı boyayı dudaklarına sürdüğünde yeni kan içmiş bir vampir gibi gözüküyor olmalıydı. Şaşkınlık içinde bakan Keirana gülümseyerek son bir defa boyayı boynuna sanki ısırık izi olacakmış gibi sürdükten sonra ayaklandı ve kapıya doğru gitti.Sarah nedense yanlarına gelmemişti daha üstelik Lily biraz huzursuzca kapı önünde duruyor arada kapıyı açıp gizlice dışarı bakıyordu.Bu sırada bir kızın "Hey,burayı su basmış galiba'' dediğini duydu.Kafasını kaldırdığında bunun Myrtleın tuvalete dalarken her tarafa su sıçrattığı kabinden geldiğini fark etmişti. Biraz da Sarahnın az önceki el hareketini taklit ederek "Aklapakla" dedi. Tabii ki mükemmel olması beklenemezdi ancak yine de ilk denemeye göre oldukça iyiydi.En azından tamamen su yoktu her yerde.Bazı kısımlar ıslaktı sadece. Omzunu silkti. Bu işi daha iyi yapabilen biri burayı tamamen temizlerdi heralde.

Bu sırada içeri kendisi gibi birinci sınıftan olduğunu bilidği sarışın bir kız girmişti. O an herkesin işi varmış gibi gözüktüğünden ve kimse Luciendaya bir şey sormadığından Lucienda kızın yanına giderek gülümsedi. "Selam ben Lucienda." dediğinde kızın da diğerleri gibi kendine, daha doğrusu kıyafetine baktığını biliyordu.

"Diğerlerini de getirelim"

"Tamam.Çok bir şeyde kalmadı ya zaten.Eğer yine bu kadar hızlı davranırsan lanetlerim yanlız seni."

Çantasını boşalmış bir şekilde eline alıp kapıyı kaçarken şakacı bir şekilde söylemişti bunları.Ağır kapıyı itip koridora baktı.Boş.Ama..Hızlı adımlarla yankılanıyordu koridor.Lily tuvaletin mevkisi nedeniyle geleni uzaktan görmüştü.Gryffindor cüppesi yerleri süpüren,sırtındaki neredeyse kendi kadar olan çantayla koşan kız yaklaşırken bir an endişelenerek mırıldandı.

"Merlinin Saka-"

Kız bir ses duymuş gibi aniden durmuş çevresine bakıyordu.Lily hemen arkasındaki Jhonny'yi sertçe ittirerek geriye gitmesini(yada düşmesini ) sağladı.Kendide kapıyı kapayıp neredeyse Jhonny'nin üzerine çıkarak içeri döndüğünde üzerine dikilen meraklı bakışlar normaldi.

"Napıyorsun ya!"

"Sus"

Jhonny'yi sert bir şekilde tıslarcasına susturan Lily kulağını kapıya dayadı.Ayak sesleri duyuluyordu.Tam kapının önündeydi ayrıca! Yutkunarak dinblemeye devam eden Lily için ızdıraplı olan bir kaç saniye sonra sesler uzaklaşmaya başlamıştı.Bir süre sonra duyulmaz oldular.Ancak o zaman Lily merakla ona bakanlara dönüp kesik kesik konuştu.

"Ben..Dışarıda bir kız vardı..Ve beni duydu..Korktum girmeye çalışır diye ama gitti.."

Diğerlerinin bir şey söylemesini beklemeden yine birinin gelmesini beklemek istemediğinden Jhonny'yi de çekerek dışarı çıktı.Koridoru gayet boş geçtiler.Lily merdivenleri ikişer ikişer inmeye başladı.Evet yine o kestirmeyi kullanmak şato içinde boş çantalarla koşmaktan daha iyi olacak gibiydi.Hemen yön değiştirip kolay fark edilmeyen geçide giren Lily Jhonny'yi geride bırakmıştı şimdi.Koşarak mutfağı saklayan portreye gittiğinde Jhonny daha yeni çıkıyordu kestirmeden.İçeri daldığında bir iki cinin korkuyla viyaklamasına neden oldu.

"Ben..Biliyorsunuz kalanları almaya geldim ama mümkünse birazda cadılar bayramı temalı bir şeyler verin."

Cinlerin onaylaması üzerine kendini oradaki bir sandalyeye bıraktı.Jhonny kalan yiyecekleri çantasına koymuş bekliyordu.Yüzündeki ne bekliyorsun hala ? diye soran ifadeyi karşılıksız bırakan Lily ancak ev cinleri siyah-turuncu ağırlıklı yiyecek-içecek yığınını onların çantalarına boşaltıp aradaki ev cinlerinin tuttuğu devasa şey ortaya çıkınca konuştu.

"Merlinin Sakalı ! "

Büyük bir pastaydı bu.Bütün Prtidekilerin yiyebileceği müthiş görünüşlü bir pasta.Üzerinde Lily'nin açısından dolayı göremediği haraket eden bir resim vardı ayrıca ! Bu ev cinleri..Uçmuş ya ! Müthiş!Pastanın Lily'nin görebildiği kenarları turuncu ve siyah balkabaklarıyla süslenmişti.Acayip bir örüntüydü bu.Daha önce görmediği bir şeydi.Ev cinlerine özel herhalde..Omzuna astığı çantasına aldırmadan pastayı kaptı.Üstünlüğünü filan umursamadan cinlere teşekkür etti üstelik.Pasta kısmı gerçekten..Müthişti.Cinlerse mutlu mutlu viyaklıyorlardı.Kirli paçavralarına bakan Lily bir an onlar için üzüldü.Ama sadece bir an.Sonra kendini toparlayarak Jhonny'nin arkasından tablodan çıktı.Tam kestirmeye yaklaştıklarında önündeki Jhonny'ye biri seslendi.

"Hey Jhonny!!"

Lily onu görmelerini engellemek için elindeki pastayla kendini geçide attı.Jhonny çocukla konuşup kendini kurtarmaya çalışırken o pastayla kızlar tuvaletinin olduğu kata gelmiş sabırsızlıkla onu bekliyordu.Kapıyı açamazdı.Pastayı düşürmek anlamına gelirdi bu.Bir kaç dakika sonra koşmaktan onun gibi soluk soluğa olan Jhonny gelmişti.O kapıyı açarken Lily rahat bir soluk aldı.Kısa sürdü bu.Geçitte ayak sesleri vardı.Hemen içeri daldı.Arkasından da Jhonny.Ayak sesleri hızla oraya yaklaşıyordu ama sonra sağa döndü ve kayboldu.Anca ko zaman bulunduğu yere dönen Lily o günkü kim bilir kaçıncı şokunu yaşadı.Yanında bir..bir..bir vampir vardı.Elinde olmadan iki adım gerilediğinde vampir sandığının başarılı bir kostüm giymiş Lucy olduğunu fark etti.Rahatlayarak iç geçirdiğinde meraklı bakışlar ona yönelmişti.Ee elindeki pastayla normaldi bu.Bir iki kişinin yanından geçerek Vitt'in yanına gitti.

"Bu..Bunu yere değil bir masaya koysak ? Yada onun gibi bir şeye.Yer biraz riskli olur sanki."

Emin olmadan söylediği sözlerle kollarının ağrısını fark etmişti.Pastanın tüm güzellikleri ağırlık katmıştı sanki.Vitt'in biran önce yanıt vermesini umarak ona baktı..

"Hey Jhonny!!"

dedi Lily korku dolu bir sesle.Johnny hemen Lily'in yanına geldi.Pasta Lily'edeydi.Johnny çocukla konuşmaya başladı.Onu ikna ettikten sonra hemen koşmaya başladılar.Çok hızlı koştuklarından ikiside yorulmuştu.Hemen bir koridordan girdiler.Kızlar tualetinin kapısına geldiklerinde koridordan gelen ayak seslerini duydular.Hemen kapıdan içeri girdiler.Büyük bir şok olmuştu.Yanı başlarında bir yarasa vardı.Lily korku içinde:

"Bu..Bunu yere değil bir masaya koysak ? Yada onun gibi bir şeye.Yer biraz riskli olur sanki."

dedi.Johnny'de Vitt'e:

"Çok haklı"

dedi...

Ravenclaw’lıların toplanacağını Lily’den duyan Rachel şu ana kadar hiçbir Ravenclaw eylemine katılmamıştı.Daha doğrusu hiçbirinden şu ana kadar haberi olmamış Ravenclawlı’larla o kadar konuştuğu olmamasıydı.
Lily’in anlatması üzerine merakına yenik düşerek yavaşça Lily’nin tarif ettiği yöne doğru ilerliyordu.Gri koridordan ilerlerken kaybolduğunu düşünmeye başlamıştı.Çünkü buraya hiç uğramamıştı.İlk defa gideceği yere doğru ilerlerken elindeki parşömene bakmadan duramıyordu…
Canın sıkılacağını bilmesi , orada ne yapacağı hakkında en ufak fikri olmasa da topluluk içinde eğlenecek ve takılacak çok şey bulacağını biliyordu.Kavga etmeme konusunda tedbirli davranmaya çalışıyordu.Çünkü genellikle karşısındaki kişiye cevap verdiği için toplumlarda zıtlık oluşturabiliyordu.Şuana kadar pek kişi ona zıtlık çıkarmamış olsa da her duruma hazırlıklı olarak gidiyordu.Lily’in tarih ettiği yöne doğru yaklaşırken yavaşladı.İçeriye girerken Lily’i görme umuduyla etrafa bakınıyordu…
Lily’i ararken şu ana kadar hiç görmediği büyücü simaları pek hoşuna gitmemişti.Daha doğru simaları hiç görmemiş olması…
Geç kaldığını fark etse de bu durumdan rahatsız olmayarak içeriye doğru ilerlemeye başlarken Lily’i görerek yanına doğru ilerledi ve:
“Buradaydın demek…!” dedi…

Göl kenarında biraz hava alırken birden yanıan bir baykuş gelmişti.Eragon bu baykuşu daha önceden de hatırlıyordu…Ama şimdi çıkartamamıştı daha önce nerede gördüğünü.Yanına gelen baykuşun ayağında bir not vardı…Bu notu görmek neredeyse imkansızdı…Çünkü baykuşun ayağının rengindeydi kağıt parçası ve o kadar da küçüktü…

Notu aldığında içini açmak istedi ama ilk önce biri görmesin diye baykuşu yollamıştı…Sonra etrafına bakınca kimsenin ona bakmadığını fark etti…‘’-Eragon seni kullanılmayan tuvalette ki partiye bekliyorum… Vitt…’’ Eragon ilk önce parti lafı duyunca şaşırmıştı.Ama fazla değil çünkü zaten bu parti işin konuşmuşlardı…Ama çok erken olmuş gibi geldi Eragon a sanki…

Göl kenarında çimlere uzanmıştı baykuş gelmeden…Notu okuduktan sonra kendini arkaya doğru çimlere fırlattı…Sonra yavaşça arağa kalktı ve ortak salona gitti.Kimse kalmamıştı neredeyse…Herkes partideydi…Eragon birkaç bir şey aldı ve notu yırtarak çöpe yolladı…Sonra ortak salondan çıktı ve Kullanılmayan tuvalete gitmek için yola çıktı…

Koridorlardan geçiyordu…Tuvalete yaklaşmıştı.Oralarda şimdilik kimse yoktu.Zaten tuvalet kullanılmıyordu ama Eragon un içi rahat değildi…Her geçtiği köşede arkasına bakıyordu…Arkasında kimsenin olmadığından emin olmak istedi…Zaten kimse yoktu ve partiyide bilen yoktu büyük ihtimalle.

Zaten bulsalar da ne diye yapabilirlerdi ki…Sadece toplanmış konuşuyorduk diye geçiştirebilirlerdi…Partinin olduğu kullanılmayan tuvalete girdiğinde içeride herkes vardı…Herkes derken Ravenclaw binasında ki çoğu kişi vardı…

İçeridekilere dönüp hafiften gülümser bir havayla ‘’-Merhaba…’’ dedi sonra Vitt’in yanına gelerek ‘’-Notunu aldım…Haber verdiğin için sağol…’’ dedi etrafına baktığında artık oranın eski kullanılmayan tuvalet olmadığını fark etti.Artık orası daha güzel bir er olmuştu bu da Vitt sayesindeydi…Keşke Eragon u da önceden çağırsaydı.Bir kaç bir şey yapabilirlerdi… ‘’-Burası süper eline sağlık…’’ dedi yüzündeki gülümser ifade biraz daha artarak…

Bu sene son yılıydı bu koca şatoda…Artık ne yapardı bilemiyordu hangi meslekte çalışacağını bilmiyordu ama emeli profesör olmaktı en azından…Eğer kabul edilirse sihir bakanı olmayı planlıyordu…Bilmiyordu işte bir şeyler olurdu…Yada olamazdı.Evet bu ihtimalde vardı.Ya hiçbir şeyi kabul edilmezse…

Artık ailesinin yüzüne bakamazdı.Hele Sy artık onunla evlenmek bile istemezdi…Zaten ne zamandır konuşmuyorlardı.Yani Eragon onu görmüyordu…Belki Sy Eragon u görüyordur ama konuşmuyordur belki…

Etrafındaki loş ışığa baktıkça biraz daha hüzünleniyordu.Ama burası partiydi…Biraz eğlenmek olabilirdi…En azından belki dans edebilirlerdi…Güzel bir müzik çalıyordu.Dans müziğiydi…Aslında bu güzel bir fırsat olabilirdi…Tam Vitt ile konuşacakken ortalarından mızmız Myrtle çıktı.Eragon un yüreği ağzına gelmişti…

‘’-Eragon birileri buraya geliyor…’’ dedi Myrtle Eragon hemen tuvaletin ortasına geldi…Asasını kaldırdı ve birden orta boylarda bir levha şeklinde yazı oluştu…Hemen bu yazıyı kapıya astı ve kapıyı kapattı…Bu yazıda şunlar yazıyordu…

‘’-Tadilat vardır…Girmek yasak…’’ normal biri geldiğinde bunu görecek ama Ravenclaw lı biri geldiğinde ‘’-Kapı kilitli kapıyı açabilirsizin bu sadece önlem…Eragon…’’ Eragon hayalete döndü ve sinsice ‘’-Bak oldu işte teşekkürler şimdi toz ol…Etrafa bakın…’’ dedi hayalet mızmızlanarak bir yandan göz yaşlarını silerek hızla bir bölmedeki tuvaletin içine girdi…Hayaletin içine girmesiyle biraz su dışarıya sıçramıştı…

Hala ortadaydı…Asası da elinde duruyordu…Sertçe etrafında gezdirmeye başladı… ''-Salviohexia…Protego totalum…Muffliato…Cave inimicum…Çok fazla önlem mi aldım ne…’’ dedi Vittin yanına gelerek sonra gülümseyerek elini ona uzattı dostça Tam da dans şarkısı çıkmıştı…Bu fırsatı değerlendirdi ve ‘’-Bu dansı bana lütfeder misiniz hanım efendi…’’ dedi ve gülümseyerek…Ne diyeceğini bilmiyordu…Merakla ona baktı…

Artık pis olmayan ve süslerle oldukça güzel gözüken tuvalet gittikçe doluyordu. Üst sınıflardan sınıf başkanı rozeti takmış bir çocuk elinde asası gergin bir şekilde, sanki düelloya hazırlanıyormuş gibi kapının yakınında bekliyordu. Bu sırada Lily tuvaletten çıkmış ve elinde kocaman bir pastayla geri dönmüştü. Pasta uzaktan bile inanılmaz gözüküyordu. Sonunda Lily yanına gelmiş ve arkasından ona bir bakışla geri adım atmıştı. Lucienda sırıttı. Kıyafetleri gerçekçi olmuştu anlaşılan. Sonunda Lily rahat bir ifadeyle yanına yerleştiğinde Lucienda çevreye bir kez daha ancak bu sefer rahat rahat bakma fırsatını bulmuştu. Her yer oldukça karanlık, ancak bir o kadar da göz alıcıydı. Aynalardan müthiş bir gece manzarası yansıyor, korkunç görünümlü mumların ışığıyla birleşiyordu. Lucienda 3. sınıflardan bir kıza doğru yaklaşarak gülümsedi. Belki de o ufak bir büyütme büyüsüyle dişlerinin de vampir gibi görünmesini sağlayabilirdi. Kız gülümseyerek asasını çıkardı ve Luciendanın köpek dişlerine doğrulttu. Bir saniye sonra Lucienda bir vampirden daha vampir görünüyor olmamıydı. Etrafındaki kimse giyinmeyi tercih etmemiş gibiydi. Ancak Keiran siyah tshirtü ve kotunun üzerine biraz önce Luciendanın bırakmış olduğu boya şişesinin yardmıyla siyah göz altları çizmişti. Arkadan oldukça normal görünüyorduysa da yüüzne bakınca ürkmemek elde değildi. Alkollü şeylere bulaşmayı düşünmeyen Lucienda Lily'nin getirdiği şişelerden birine uzanmış, yanındaki kızla konuşmaya çalışıyordu ki Keiranın gerideki duvarların ordan seslendiğini duydu. Onu çağırıyor gibiydi ve sesi fazlasıyla gergindi.

"Lucy! Sanırım bir gelsen iyi olacak!" Ne vardı şimdi. Bir sorun olsaydı Vittoria'yı çağırırdı onu değil. Yine de elindeki şişeyi Lily'nin eline tutuşturup Keiranın yanına gitti. Bu sırada yanından geçtiği Sarah umursamaz bir ifadeyle başkalarıyla konuşuyordu. Sarah ve Keiran o gün hiç konuşmamış gibilerdi. Ve bu da o an dikkatini çekmişti. Bunu düşünerek Keiranın yanına gittiğinde bütün dikkati dağıldı, söyleyeceği bütün sözcükleri unuttu. Bir anda tükürüğü kurumuş, nefes alamaz duruma gelmişti. Bütün Hogwarts hayaletleri,bina hayaletleri ve daha da fazlası karşısında duruyordu, ve bunların önünde Mızmız Myrtle kollarını kavuşturmuş hınçla onlara bakıyordu. Lucienda o an ne diyeceğini bilemedi. Zaten odanın ısısı da bir kaç derece düşmüş gibiydi. Lucienda sonunda sesine kavuştuğunda açıklama yapmaya çalıştı. Gerçi bunu neden yaptığını da bilmiyordu.

"Ah Sir nicholas ve Gri Lady ve ehmm, Şişman Keşiş siz de hoşgeldiniz. Biz burada toplandık ama..

Ama ne? Ne tepki vereceklerini bilmiyordu ki. Kızacaklar mıydı? Profesörlere mi haber vereceklerdi? Ya da anlayışla mı karşılayacaklardı? Kestirmek imkansızdı. Sonunda Lucienda kafasını çalıştırıp vereceği cevabı kafasında toparladı. Her şekilde bu cevap hepsini kurtaracak sayılırdı.

"Biz düşündük ve Sir Nicholas,sizin doğumgününüzü kutlaması için, parti için yani Myrtle'a yardım etmeliyiz. Biliyorsunuz Profesörler bu gece okulda değil ve bizim de kutlama şansımız. Hem ölüm yıldönümünüz hem de bu cadılar bayramı tüm hayaletler için önemli bu gece. Kısaca bizi onurlandırırsanız memnun oluruz.

Sesinin yapmacık çıkmadığını umuyordu. Bu sırada Myrtle'ın gözleri kocaman açılmış, ne diyeceğini bilemez gibi bir ona bir Nerdeyse Kafasız Nick'e bakıyordu. Hiç biri neden Ravenclaw dışında öğrenci olmadığını, özellikle Neredeyse Kafasız Nick'in kendi binasından öğrenci olmadığını sormuyordu. Henüz. Ancak Gri Lady ona muzip bir şekilde bakıyor gibi gelmişti. Üstelik bütün herkesin dikkati de o yöne kaymıştı. Lucienda biraz da o konuşsun diye Keiran'ı dürttü ancak çocuk gözlerini duvara kilitlemiş bir şekilde hiç birine bakmıyor gibiydi.

Avril,sinirle Myrtle'nin ortaya çıktığını gördü.Ancak,tam ağzını açmışken,birden bire kayboluverdi.
Avril onun bu hızlılığına şaşarak girdiği kabine doğru baktı.Demek o yüzden sular çıkmıştı.
1.sınıf olduğunu zannettiği bir kız,pek de iyi olmayan bir temizleme büyüsüyle yerlerdeki suları temizlemeye çalıştı.Ancak,fazla güçlü değildi ve yer yer ıslaklılar vardı...
-''Aklapakla'' İşte bütün ıslaklıklar kaybolmuştu:
-''Merak etme,zamanla daha iyisini yaparsın'' diyerek gülümsedi kıza.
Kapının açılma sesiyle beraber gözlerini kapıya dikmişti.Her zamanki kibiriyle Eragon içeriye girmişti.Avril'in gözleri kısıldı birden.Onun geleceğini tamamiyle unutmuştu.

‘’-Bu dansı bana lütfeder misiniz hanım efendi…Avril acıyarak Vittoria'ya baktı.Anlaşılan Eragon,unutulmanın acısını unutmak için Vittoria ile eğlenmeye kararlıydı.
Kısa bir süre önce profesörlüğe terfi ettirilen Sy ile Eragon'un arasındaki ilişkiyi duymayan kalmamıştı.Ama,Sy profesör olduktan sonra Eragon'u sallamış gibi görünüyordu.Bu düşünce,Avril'in içinin hoşnutlukla kabarmasına yol açtı.Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti.

Başını biraz çevirince,kardeşi Johnny'i,Vittoria ile hızlı hızlı konuşurken görebildi.Yanlarında ise,hiç tanımadığı bir kız vardı.Elinde muhteşem güzellikte bir pasta tutuyordu.Yaş pasta.
Birden aklına,kutlanmayan doğum günü geldi.Hiç kimse hatırlamamıştı bile,kardeşi dahil.İçindeki bütün parti isteği,bir anda yok oldu.Kimsenin göremeyeceği bir köşeye çekildi.Şimdi bütün isteği,sadece yatağına yatıp ağlamaktı.Ama ağlamamalıydı,üzülmemeliydi.
Derin bir nefes geçirdi.Gözlerine dolan yaşları ancak böyle zapt edebiliyordu.İçinden:
-''Üzülüme,dersleri çok yoğun,kesin unutmuşlardır'' diyerek kendini teselli ediyordu.Ağlarsa,bütün karizması yerle bir olabilirdi.

Unutulmak ağır gelmişti.Kimse doğum gününü hatırlamamış,bir tebrik bile etmemişti.
Mutsuzluğu yüzüne yansıdı bir anda.Gülen yüzü somurtmaya başladı.Ancak,kendine içinden sürekli ağlamamasını söylüyordu.

Sırf kendini oyalamak için,kenidni kardeşinin yanına attı ve biraz da kızgın bir tavırla:
-''Neler oluyor John? İnsanlar telaşlanmış gibi,bir şey mi kaçırdım yoksa?
diyerek hafiften onun kolunu sıktı.

Misafir

Keiran Sarah'ın verdiği kazan pastasıdan bir ısırık aldı. Ancka midesi hâlâ gerginlikten dolayı kötüydü. Etraftaki işlere bakıp duruyrodu. Parti için küçük sayılabilecek bir mekan olabilen tuvalet şimdi insan kaynıyordu. Kim heyecanla etrafa bakıyor, kimi Vittoria gibi etrafta kişilerle koşuşturup duruyordu. Sınıf başkanı olan Eragon'da gelmiş, Vittoria'ya güvenlik konusunda birşeyler söyleyip asasıyla bir şeyler yapmaya başladı.

Kerian ise o sırada eline aldığı, Lucy'nin az evvel kenarda bıraktığı siyah boyayı inceliyordu. Garip ama hoşuna gitmişti. Parmağıyla bir kısmını alıp gözlerinin etrafını bu boya ile kapladı. Bulanık aynanın camına baktığına mavi gözlerinin ne kadar belirginleştiğini göründüğünü görünce silmesinin mi iyi olacağını düşündü, omzunu silkip vazgeçti. Saçlarını d atoplamazsa kimse onun yüzüne bakmazdı zaten. Bu arada tuvalet kabinlerinin orada birşeyler oluyor gibi sesler geldi. Elindeki boyayı mermere bırakıp o yöne gitti. Hâlâ yerlerde sular vardı. Nedense bu suları biri temizliyor sonra onlar geri geliyordu. Goblenin yanına geldiğinde onu aralayıp bölmeye baktı.

Kızların Mızmız dedikleri kız hayaletinin kollarını önünde kovuşturmuş, sanki tüm sülalesiyle onlara haklarından gelicekmiş gibi hep birlikte durduklarını gördü. Hemen yakında gördüğü Lucy'e seslendi. O gelip Mızmız'la konuşurken Keiran'da oradaki puslu ışıltılı hayaletleri inceliyordu. Hababam yeni bir tanesi tuvaletin borularındaki boğumlardan çıkıp diğerlerine katılıyordu. Ama o diğerlerinden daha sessiz duran kadın hayaletse, kendisine neden dikkatle bakıyor diye düşünürken onunla daha evvel hiç karşılaşmadıı aklına geldi. Acaba ahngi binanın hayaleti idi veya adı neydi. İçinde sanki buzdan bir sis içini kaplıyor gibi nefesi kesildi.

Gözlerine bakarken titriyordu ama sanki bilincini kaybetmiş gibi öylece duruyordu ayakta. Lucy'nin sesi sanki kuyunun dibinden geliyordu. Kolunu sıkan elle sanki o soğuk gri sisli hava kayboldu. Keiran hâlen parti için toplandıkları tuvalette olduklarını fark etti. Lucy ise ona kaş göz etmeye çalışıyor, bunu da Mızmız'a fark ettirmeden yapmaya gayret ediyordu.

"Keiran, söyler misin sende? Biz burada neden toplandık? Myrtle'in süprizi için değil mi? Ona yardım edip.." Keiran bilmeden evet anlamında başını sallamakla yetindi. Konuşmayı dinlemiyordu bile, sadece o hayalet kadından uzaklaşmak için Lucy'nin öbür yanına geçti.

Lucienda bütün gözlerin üstünde olduğunu hissedebiliyordu. Üstelik yanındaki Keiran da pek yardımcı olmıyordu. Sadece kafa sallayıp duvara bakmaya geri dönmüş gibi gözüküyordu. Sanki lekeli duvarlar çok ilginçmiş gibi.. Biraz daha bu gergin bekleyiş sürerse napardı bilemiyordu. Hem neden susuyorlardı ki. O tam böyle düşünürken sonunda Neredeyse Kafasız Nick ağzını açtı. Lucienda'yı bile şaşırtan bir neşeyle konuşmaya başlamıştı.

"Ah inanılmaz. Gerçekten sizin gibi öğrenciler görmeyeli yüz yıl geçmiştir herhalde. Teşekkür ederim çocuklar!dedi ve gözünü tuvaletteki öğrencilerin üzerinde gezdirdi. Ancak bir an için kaşları çatıldı. "Tabi ki hepiniz harikasınız. Ancak nedense burada sadece Ravenclaw öğrencileri görüyorum. Gryffindor bile yok!

İşte o an Lucienda her şeyi berbat etmiş olabilirdi. Ancak o an için durumu kurtarmak için tek yol varmış gibi gözüküyordu ve Lucienda hayatında ilk defa fazla düşünmeden bu yolu tercih etti. "Kesinlikle haklısınız Sir Nicholas. Ancak Profesörlerin ne tepki vereceğini bilemedik. Bu yüzden de diğer binalara haber veremedik. Bu yüzden en azından kendi aramızda kutlayalım dedik. Biliyorsunuz Myrtle da bir Ravenclaw-dı."
Durumu o an için toparlamış gibi gözüküyordu,ta ki Nick "Ah çocuklar ne kadar düşüncelisiniz gerçekten. Ama siz bizim için bu kadar şey yaptınız, ve şimdi sıra bizde değil mi?" Neler oluyordu. Neredeyse Kafasız Nick nelerden bahsediyordu böyle. Bu sırada o da Myrtle a teşekkür edercesine gülümsüyor, Gri Lady'e arada bakıp öğrencileri onu gururlandırdıkları için için mutlu olmalı gibi bakıyordu. Sonunda Nick geriye baktı ve " Bundan sonrasını biz de halledebiliriz. Hem hayalet olarak daha kolay olur. Biz haber veririrz diğer öğrencilere siz korkmayın!Değil mi Keşiş" diyerek Şişman Keşişe baktığında Luciendanın bir an bayılacak gibi oldu. Onun yüzünden bütün okul buraya toplanacak gibiydi.Ancak başka bir şey söylese, karşı çıksa ters de tepebilirdi.

"Siz zahmet etmeyin Sir Nicholas. Hem çok geç sayılır uyumuşlardır. Eee bizi kabul ederseniz beraber kutlayalım?" Aklına gelen tek şey buydu. Ve bu söylediği de bir o kadar aptalcaydı. Ancak sonunu düşünmeden konuştuğu için şimdi bunun cezasını çekiyor, bina arkadaşlarına da çektiriyordu.

"Aslında belki de haklısın..Hmm..Bu saatte öğrencileri uyandıramayız. Ancak uyanık olanları çağırabiliriz değil mi?" Son cümlesiyle yüzü tekrar aydınlanmıştı. Ve Lucienda tek kelime edemeden duvardan geçip gözden kayboldu, onun arkasından da Şişman Keşiş gidiyordu."Ah tabi.. diye mırıldandı Lucienda. Ne olmuştu da bu kadar saçma bir cevap vermiş, herşeyin devam etmesini sağlamıştı. Elbisesinin boyun kısmındaki kocaman boşlukla beyninde de mi boşluk oluşmuştu,neydi? Kendi kendine kızarak diğer öğrencilerin yanına geçti.

Bu sırada bina hayaleti olmayan bir kaç hayalet öğrencilerin arasından geçip tuvaleti inceliyor, dokundukları öğrencileri buz kütlelerine çeviriyorlardı. Gri Lady kenarda ona muzip muzip gülümsüyordu, ancak Lucienda onun neden böyle yaptığından da emin değildi. Bu sırada Kanlı Baron da bu bütün öğrencilerin arasına Slytherinleri çağırıp çağırmamak konusunda kararsız bir köşede duruyor gibiydi. Gerçi çağırsa da Slytherinli öğrenciler Hufflepuff veya Gryffindorluların yanında olacaklarından değil. Ne olacaktı şimdi. Zar zor sığdıkları bir tuvaletteki parti okul partisine dönüşmüştü. Bu kadar insan nerede duracaktı. Her şeyi berbat etmiş gibi hissediyordu. Ayaklarını sürüye sürüye Vittorianın yanına gittiğinde onun suratında soru sorar gibi bir ifade olduğunu fark etti. Sesinin mümkün olduğunca özür diler gibi çıkmasını sağlayarak konuşmaya başladı. Sonuçta onun partisini mahvetmişti. "Çok afedersin Vitt. Sanırım bir sorunumuz var. Ve sanırım büyükçe bir sorun.. diyerek anlatmaya başladı. O da diğerleri gibi geride kaldığı için duymamış olmalıydı konuşmayı. Tabi bu sırada Vittoria'ya arkadaşları gibi Vitt dediğini de farketmemişti.

Avril in yaptığı büyü etkili olmuş olacaktı ki Vitt in sesi artık yankılanmıyordu.İstediği tonda konuşabilirdi artık.Kısık ve fersiz konuşmaktan sıkılmıştı.her şey tamamlanmış gibi görünüyordu.
İlk düzenlemelerden beri her şeyin bittiğini düşünen Vitt ne kadar sabırsız olduğunu bu noktada belli etmişti işte.her zaman eksik bir şeyler vardı ama o biten işleri görmekte ısrarlıydı.kendine fısıltıyla bir şeyler mırıldanıyordu.Başkan olmuştu ama görevini yeterince iyi yaptığını
düşünmüyordu.süsleme işi tamamdı.Daha fazla göze hitap etmeye gerek yoktu.İçeri zarifçe ve süzülürmüşcesine giren yeni birinci sınıf bir öğrenci gözüne takıldı.Kutlamanın duyulmasına seviniyordu.Kıza merhaba demek için hamle yaptığında Sarah ın onu karşıladığını gördü ve içten içe daha çok sevinerek yeni gelen tatyana ve ikizine yöneldi.Onlardan bir yaş küçük olmasına rağmen onlarla kendi yaşıtı gibi iyi anlaşıyordu.Tatyananın güzel ve sevecen gülümsemesine aynı ifade ile karşılık vererek yardım teklifine karşılık:

''Gelmen yeterli canım'' diye klasik bir cevap verdi ama doğrusu buydu.Sonra etrafına bir kez bakınıp:
''Aslında şu bozuk musluğu kalıcı bir büyü ile düzeltirseniz sevinirim'' dedi.Sonuçta onlar üst sınıftı ve büyüler hakkındaki bilgileri daha fazlaydı.

Ses düzeni sağlandığına göre müzik açmak ortamı şenlendirmek için ilk adım olabilirdi.Özenle kurduğuses sisteminin yanına gitti ve ayarlarını tam bilmediği için elinde asası ile uygun müziği seçmeye çalışıyordu.
Yanına Lucy nin geldiğini fark etti.

"Vittoria şu kabinler için bir çeşit örtü falan var mı?Biliyorum kıyafet değiştirmek için kabinler gerekliler ancak onları kapatırsak
hem daha iyi görünür hem de üstünü değiştirmek isteyen olursa daha rahat eder."

Vitt soru üzerinde tam düşünememişti.Doğru frekansları yakalamış ve büyülü kazan adlı radyo programını açmış müzik seçimini yapıyordu.
Dalgın bir şekilde bir kaç metre ilerisindeki perde olarak kullanmak için ayırdığı örtüyü işaret etti.Tüm dikkatini işine vermişti.Ve sonunda başardı.Derin bir rahatlama belirten nefes alarak elinde muhteşem bir pasta olan Lily i gördü.Pastanın ihtişamı ev cinlerine hayatında belkide ilk defa minnet duymasını sağladı.

"Bu..Bunu yere değil bir masaya koysak ? Yada onun gibi bir şeye.Yer biraz riskli olur sanki."

Vitt pastanın düşecek gibi görüntüsü vardı.Vitt asasını hareket ettirip salonun en kenarında yer alan bir sehpayı hızla bulundukları yere çağırdı.
Sehpa eskiydi biraz.Lilynin elinden pastayı alıp onu sehpaya yerleştirdi.

''Lily harikasın.. Muhteşem bir pasta.'' dedi düşüncelerini saklayamayarak.

Lily nin yanına yeni öğrencilerden Rachel adında bir kız gelmişti.Seçimlerde görmüştü onu.Büyükannesi ile aynı ismi paylaşması
onun adını ezberlemesini kolaylaştırmıştı.Kız lily i tanıyor olacaktı ki onunla konuşuyordu.Vitt elini ona uzattarak:

''merhaba Rachel ben Vittoria '' dedi.İsmini bilmesi kıza garip gelmiş olacaktı.

Etrafta mızmız myrtle nın sesini duyar gibi oldu ve garip tavırla etrafını incelemeye başladı.Ama göremedi.Korktuğunun gerçekleşmesini istemiyordu.Sonuçta burası mızmız myrtle nın mekanı sayılırdı.Müziği değiştirmek için ilerledi.Arkası kapıya dönük olduğu için Eragonun geldiğini anca o yanına geldiğinde fark etti.

‘’-Notunu aldım…Haber verdiğin için sağol…’’

Vitt gülümseme ile önemi olmadığını söyledi.Eragonun etrafı beğendiğini duyunca yorgunluktan kızaran gözlerini garip bir sevinç kapsadı.İyi yada kötü yaptığı düzenlemeler
hakkında yorum almak Vitt in en sevdiği davranış biçimiydi.Aynı ifade ile kibirli bir tavırla:

''Teşekkürler..Ama diğerlerinin çok yardımı oldu.'' dedi.Gerçektende Lucy,Keiran,Lily,Darch ve diğer arkdaşları gibi kişiler yardım etmeseydi burası şu an böyle olmazdı.

Eragon 3.sınıf olduğu için bir çok büyüde daha ustaydı.Daha önce konuştukları gibi güvenlik önlemlerini o hallediyordu.Vitt in
anlayamadığı bir çok sözcük söyledi.Biraz fazla olduğu kesindi ama kime zararı olurdu ki?

''Hayır fazla değil.Aksine iyi bile olur.'' dedi elini giydiği zarif mavi gömleğin cebine götürerek.

‘’-Bu dansı bana lütfeder misiniz hanım efendi…’’

şaşıran Vitt değişik bir tavırla Eragon a baktı.Eski pişmanlığına dönmek istemiyordu ama Eragonun gözlerindeki dost ifadesini görünce aynı samimiyetle olur anlamında başını salladı ve böylece partiyi bir nevi
başlatmış oldular.Eragonun omuzuna zarifçe sağ elini koydu ve müziğe ritim uydurmaya çalıştılar.Lucy ve Keiran fersiz bir gölgeye bakıyor olmaları Vitt in dikkatini çekti.hem das ediyor hemde onları izliyordu.Biraz garip bir ifadedeydiler.Lucy nin giymiş olduğu kıyafet ve yaptığı makyaj yüzündeki telaşı bastırsada yinede bir şeyler olduğunu anlayan Vitt Eragon un onu sağa çevirmesiyle bir anlık dikkatini dağıttı.

'' Umarım profesörlere yakanmayız,Eragon'' dedi.Bu istediği son şey olurdu.

Az önceki noktaya baktığında şimdi birden fazla fersiz görüntü ve telaşı yüzler görüyordu.Ne oluyordu ki? Ah bunlar hayaletler olmalıydı.Vitt in gözleri ona oyun mu oynuyordu? Hayır Keiran da da aynı ifade vardı.Bir şeyler olduğu kesindi.Lucy nin ona doğru gelmesi her şeyi kesinleştirdi.Merakla Eragonun kollarından ayrıldı ve Telaşlı bir yüzle sorgular biçimde ne söyleyeceğini merak etti.

Çok afedersin Vitt. Sanırım bir sorunumuz var. Ve sanırım büyükçe bir sorun..''

Vitt düşündüğünün gerçekleşmemesini umarak Lucy i dinledi.Ve o sözünü bitirince biraz düşündü ve Lucy nin söylediği bahanenin aslında mantıklı olduğu kanısına vardı.Çevik bir tavırla salonun ortasına geldi ve herkesin onu duyacağı düzeyde bir sesle:

''Evet gerçekten büyük bir sorunumuz var.Partiyi sorunsuz geçirmeyi düşünmüyordum tabi ama bu biraz err..garip oldu.Her neyse,Lucy nin söylediği bahane gerçekten mantıklı olmuş daha iyisini bulamazdık harikasın Lucy.'' dedi ona göz kırparak ve devam etti.

'' Şimdi yapacağımız bu bahane çevresinde hareket etmek..Öncelikle; Lily ve Johnny yemekhaneye inip gelecek olan öğrenciler içinde bir şeyler getirmelisiniz.Sir Nicholas boş gelmeyecektir eminim.Darch ve Lisa sizde diğer binalardan güvenli olan kişilere haber vrip buraya gelme
lerini sağlarmısınız?..Eragon,Avril ve Tatyanna burası küçük gelebilir bildiğiniz genişletme büyüleri var mı? Eğer yaparsanız inanın çok iyi olur.Sarah,Keiran,Lucy ve Bende geri kalan ayarlamaları yapalım.Eksiklerimiz çok fazla ve profesörelre yakalanma olasılığımız daha yüksek.Başka ne yapabiliriz? Fikri olan var mı?'' dedi çaresizce bakarak.

Tatyana'nın sorusuna karşılık Vitt ''Gelmen yeterli canım'' diyerek sevecen bir ses tonu ile cevap verdi.Tatyana Vitt'e gülümsedi ve ''Gerçekten çok başarılı bir organizasyon canım, tebrik ederim seni '' dedi.Vitt teşekkür ederek ''Aslında şu bozuk musluğu kalıcı bir büyü ile düzeltirseniz sevinirim'' dedi.Tatyana ''Memnuniyetle'' dedi ve asasını çıkardı.Bir işe yaramak hoşuna gidiyordu.Sonuçta bu onların binasının partisiydi.Asasını musluğa doğrultarak ''Occulus Reparo '' dedi.Musluk gayet iyi görünüyordu.

Vitt müzik ayarlamakla meşgulken Tatyana etrafına bakındı.Luicenda ve Kerian kostüm giymişlerdi.Luicenda bir vampir olmuştu ve gerçekten kendini çok benzetmişti.O sırada kapıdan binalarının diğer başkanı Eragon girmişti.Tatyana'nın onunla pek muhabbeti yoktu.

O sırada tuvaletin orada aklapakla büyüsü yapmakla meşgul olan Avril'i gördü.Yerler ıslanmıştı ve o da temizliyordu.Bunu yapanın kim olduğunu tahmin etmek zor değildi.Mrtyle yapmıştı.Avril su birikintilerini temizledikten sonra bir köşeye gitti.Tatyana onunla konuşmak için yanıan gideceği sırada Vitt'in hepsine seslenen sesini duydu.Müzik durmuştu.

''Evet gerçekten büyük bir sorunumuz var.Partiyi sorunsuz geçirmeyi düşünmüyordum tabi ama bu biraz err..garip oldu.Her neyse,Lucy nin söylediği bahane gerçekten mantıklı olmuş daha iyisini bulamazdık harikasın Lucy.'' dedi göz kırparak.

Tatyana ne olduğunu anlamamıştı.''Büyük sorun neydi ki?''Vitt onların bunu merak ettiğini bilircesine açıklamasına devam etti.''Şimdi yapacağımız bu bahane çevresinde hareket etmek..Öncelikle; Lily ve Johnny yemekhaneye inip gelecek olan öğrenciler içinde bir şeyler getirmelisiniz.Sir Nicholas boş gelmeyecektir eminim.Darch ve Lisa sizde diğer binalardan güvenli olan kişilere haber verip buraya gelmelerini sağlarmısınız?..Eragon,Avril ve Tatyana burası küçük gelebilir bildiğiniz genişletme büyüleri var mı? Eğer yaparsanız inanın çok iyi olur.Sarah,Keiran,Lucy ve bende geri kalan ayarlamaları yapalım.Eksiklerimiz çok fazla ve profesörlere yakalanma olasılığımız daha yüksek.Başka ne yapabiliriz? Fikri olan var mı?'' dedi ve hepsine soran gözlerle baktı.

Tatyana sorunun hayaletlerden kaynaklandığını anlamıştı.Lucy'nin bulduğu bahane aslında iyiydi.Vitt'in isteği üzerine Lily ile birlikte genişletme büyülerini yapmaya başladılar.Daha sonra onlara Avril de katıldı.Kişi sayıları fazla olacaktı ve profesörlere yakalanmamaları gerekiyordu.Diğerleri de Vitt'in önerileri doğrultusunda gerekli işleri yapmaya başladılar.Johnny ile Lily hemen yemekhaneye gitmek üzere kızlar tuvaletinden çıkmışlardı.

Tatyana bu kadar genişletmenin yeterli olacağı düşüncesindeydi.Gerçi kaç kişinin geleceğini bilmiyordu.''Umarım Sir Nicholas bütün okulu toplayıp,gelmez'' dedi kendi kendine kendi kendine.O zaman yakalanmaları kesinleşirdi.Ve bu gerçekten çok kötü olurdu.

Lily kızlarla buluşma olacağını unutmuştu taki Tatyana ona ''Lily, kalk hadi.Partiye geç kalacağız'' diyene kadar.Hemen kalktı ve üzerine pembe kareli bir etekle bir tişört giymişti.Aynanın karşısında saçlarını yapıyordu.Saçlarının dalgası bozulmuştu her biri ayrı yere bakıyordu hemen onları büyüledi ve hepsinin süper bukleler haline geldiğini gördü.Ama hala onlarla otynuyordu Tatyana ''Lily, tamam güzel olmuş saçların.Hadi artık gidelim, herkes çoktan gitmiştir''dedi.Lily ''Ne güzel işte assolistler en son çıkar sahneye''dedi.Lily sonra düşündü ''Büyükannem böyle bir muggle sözü söylemişti galiba ama doğrumu söyledim bilemiyorum.''dedi.

Daha sonra Tatyanâ'nın konundan hızlıca çekmesi üzerine aynanın karşısından kalktı ve şu bahsedilen kızlar tuvaletini aramaya başladılar.Bir yandanda söyleniyordu Lily ''neden tuvalet daha güzel ve temiz bir yer olabilirdi bence''dedi.Ama kızlar tuvaletine girince tüm düşüncelerinden vaz geçti çünkü gerçekte Vitt güzel bir iş başarmıştı.Lily hemen yanına gitti ve onu öptü ''tebrik ederim canım ellerine sağlık''dedi.Tatyana yine kendine yapacak bir iş bulmuştu Lily ise ekrafı inceliyor yapılacak bir şey varmı diye etrafa bakıyordu.