Meşenin Altındaki Bank

Daff İksir dersinden çıktıktan sonra Göl Kenarında yürüyüşe çıkmak istedi.Uzun zamandır oraya gitmemişti.Ama orayı her zaman severdi.Sessizce gökyüzüne baktı.Hava o kadar güzeldi ki.Güneş tüm ışıltısıyla parıldıyordu.Daff'ın en sevdiği şeylerden biri de bunu izlemekti.Göle baktı.Göl tüm maviliğiyle gülümsüyordu.Ağaçlar ise tüm yeşillikleriyle.Gölün mavisi ve doğanın yeşilliği buluşmuş gibiydi.Gün gerçekten güzeldi.Daff toplantı yerlerine baktı.Sarmaşıklı Kulübe.Oraya bir gün önce gitmişti.Ama kapalı olduğu için oraya gitmek istememişti bugün.İleride bir meşe gördü Daff.Altında da açık yeşil boyalı temiz bir bank.Hemen yanına gitti ve oturdu.Ağaç çok çok büyük sayılmazdı.En azından güneşi engellemiyordu.Buna memnun olmuştu.Tek başına oturmak sıkıcı olabilirdi.Birilerinin gelmesini bekliyordu Daff.Yalnız oturmaktan asla ama asla hoşlanmazdı.Çevrede bir sürü kişi vardı ama birinci sınıf oldukları için
onları tanımıyordu.Daff gölü izlemeye koyuldu.

Ned güzel havada içeri tıkılıp ödev yapmaktan hiç hoşlanmazdı ödevleri sevmiyordu . Tüy kalemi bırakıp parşömeni dürdü çantasına atarak ortak salondan çıktı. Şişman kadının kendisini hiç içeri almak istemediğini yada dışarı çıkarmak istemediğini biliyordu mecbur olmasa çıkartacağınıda sanmıyordu Ned. Gülerek onun önünden geçti merdivenlerden inerken sıcak güzel havanın tadını çıkartmak istiyordu. Güneşe bakıp gülümseyerek göle doğru ilerledi. Çoğunluk Slytherin olduğu için onların yanına gitmeyi hiç istemiyordu.

Göle doğru ilerlerken Gryffindor'lu birinin olduğunu görebilmişti. Yanına gittiğinde Gryffindor'lu kızın ikinci sınıf olduğunu anlamıştı gülümseyerek

"Merhaba ben Ned Narion." dedi elini uzatırken.

"Merhaba ben Ned Narion."

Daff sesi duyduğu anda başını kaldırdı.Karşısında Gryffindor'lu bir çocuk belirmişti.Daff onu daha önce Gryffindor Ortak Salonu'nda gördüğünü hatırlamıştı.Gülümseyerek;

'' Memnun oldum, bende Daffodil Sophie Delacour..Gryffindor'danım..''

dedi.Bu sırada çevresine dikkatle bakınıyordu.Birkaç kişi daha göl kenarına gelmişti.Gitgide göl kenarı kalabalıklaşmıştı.Bu Daff'ı memnun etmişti.Kalabalık yerleri severdi.Bundan emindi.

Ned gülümseyerek kızın elini uzatmasını bekledi ama kız elini uzatmadan

'' Memnun oldum, bende Daffodil Sophie Delacour..Gryffindor'danım..''

demişti Ned Gryffindor olduğunu anlayabilmişti sonra elini indirerek yere oturdu...

"Gölün sesi güzel mi geliyor."

dedi.

"Gölün sesi güzel mi geliyor?..''

Daff gülümseyerek;

'' Evet,gerçekten çok güzel ''

dedi .Göle baktı.Gerçekten de göl çok güzel görünüyordu.Konuşmasına devam etti;

'' Ailen nerede yaşıyor Ned..?''

Bir anda aklına gelmişti.Bunu herkese sorardı Daff.Kendine sorulunca da hemen hiç kuşkusuz cevap verirdi.

Ned sessizce gölün sesini dinlerken sessizliği Sophié'nin sesi bozmuştu

'' Evet,gerçekten çok güzel '' duraksamış

'' Ailen nerede yaşıyor Ned..?''
Demişti karşısındaki 2. sınıf kız.Ned'in gözündeki sevecen gülümseme bir anda sönmüştü aklına annesi gelmişti annesi öldürülmüştü ardından bozuntuya vermemeye çalıştı ardından

"Londra."

diyerek kestirip attı.

"Londra."

Ned sadece bunu demekle yetinmişti.Daff da bu konuyu daha fazla irdelemeden kapatmıştı.Daha da birşey merak etmiyordu zaten.Belli ki Ned'şn aklına kötü birşey gelmişti.Daff birden arkasından bir ses duyduğunu sandı.Bu ikizi Adel'in sesime benziyordu.Kafasını arkaya doğru çevirdiğinde bunun tamamen yanlış olduğunu anladı.İkizi Adel kimbilir nerelerde dolanıp duruyordu.Acaba ne yapıyordu.Daff onu merak etmiişti.Ama onu bulamayacağı içinde gidip bakmaya teşebbüs etmiyordu.Sadece göl seyretmekle yetinndi Daff..

Ned ikisininde sessiz kalması üzerine konuyu değiştirmeyi düşündü ama aklına birşey gelmiyordu gülümsedi ilk defa hiçbirşey düşünmemiş gibi hissetti kendini ardından

"Senin ailen nerede oturuyor ?"

dedi. Gölün sesi kafasını rahatlatıyordu. Ödevlerini alıp burda yapmak mantıklı olurdu sessizlikte ama kaynakları az olurdu. Kütüphaneden kitap alsada getirse diye düşünüyordu acaba izin verilirmiydi. İzin verilmesede alacağını iyi biliyordu.Göle bir baktı.Bir balığın zıplamasının son anını görmüştü. Suyu dalgalandırışını.

"Senin ailen nerede oturuyor ?"

Ned Daff'a ailesinin nerede oturduğunu sormuştu.Daff hafifçe bir tebessüm ederek;

'' Ailem Fransa'da oturuyor..Ben kuzenlerimle birlikte yaşıyorum..Hatta kuzenlerim biri de tanırsın Kehanet Profesörü Fleur..Annem ve babam da sık sık tatillerde geliyorlar..''

dedi.Hava sanki soğumaya başlamış gibiydi ama pek de belli etmiyordu.Rüzgar tatlı tatlı esmeye başlamıştı.Ağaçların dalları hafiften kıpırdıyorlardı.Sessizliği sanki onlar bozmuşlardı.Ama çok da değildi bu.Daff yanındaki meşe ağacına baktı.Yapraklar narince sallanıyorlardı.Göle çevirdi yeşil gözlerini.Gölde tek bir kıpırtı bile yoktu.

Uzun bir aradan sonra sonunda güneş ışığı..Matt en çok bunu özlemişti.Ondan önce James geliyordu elbette.Arkadaşına olan özlemi Güneş'i geride bırakmıştı.Sıkıntıyla elleri cebinde yürüdü göl kenarında.Aklı bir karış havadaydı.Ta ki bir kıza çarpıncaya kadar;

"Afedersiniz.."

dedi her zamanki kibar tavrıyla.Bir kıza çarptığı için kendinden utanıyordu..

Ned ağaca yaslanarak ormanı izliyordu ama kızın kendisine gülümseyerek

'' Ailem Fransa'da oturuyor..Ben kuzenlerimle birlikte yaşıyorum..Hatta kuzenlerim biri de tanırsın Kehanet Profesörü Fleur..Annem ve babam da sık sık tatillerde geliyorlar..''

dediğini duydu Kehanet dersine girmiyordu hafif bir omuz silkti. Ardından cebindeki bir nesnenin varlığını hissetti elini cebine attığınde çözmekte olduğu gizemi unuttuğunu hatırladı kağıdı alıp tekrar okudu babası kendisine çok oyun oynuyordu heryerde zekasını çalıştırarak ilerlemesi gerektiğini biliyordu. Elindeki parşömeni tekrar okudu.

ŞEMANIN TELIKİNDAB KAN

"Afedersiniz.."

Daff bir anda kendisine çarpan kişinin kendine bunu dediğini duydu.Güneşin altında kişileri seçemiyordu.Kendine çarpan çocuğa döndü ;

'' Önemli değil..''

dedi.Sonuçta kötü birşey diyecek değildi.Yanlışlıkla olmuştu.Daff ta en iyi tavrıyla cevap vermişti.Güneş insanın gözünü alıyordu.

Kızın sözündeki hafif soğukluğu fark etmişti Matt..Belki de uydurmuştu,bilemiyordu.

"Ben Matthew S. Wood"

diyerek kendini tanıttı ve bankın yanındaki meşenin dibine oturdu.Rahatsız olacaklarsa giderdi elbette..

Ned yeni gelen çocuğa kafasını kaldırıp baktı ve Gryffindor'lu yatakhanede gördüğü çocuğa bir bakış attı ardından kağıdı bir elinde tuttu. Diğer elini uzatarak

"Ned Narion." dedi gülümseyerek aynı zamanda Sophié'ye kağıdı vererek

"Bir anlam ifade ediyormu ?"

dedi.Kağıdın üzerindeki yazılardan anlayabildiği kelimelere 'Kan' ve 'Şemanın' olmuştu ardından kıza baktı umursamaz bir tavırla

"Sophie eski ibranice dilinde Sofya , hikmet anlamına geliyor , biliyormusun ?" dedi.

"Ben Matthew S. Wood"

Çocuk kendini tanıtmıştı.Daff gülümseyerek;

'' Bende Daffodil Sophie Delacour..'' dedi ve ekledi ''Memnun oldum..''

dedi Daff.

"Bir anlam ifade ediyormu ?"

Ned elinde bir kağıdı Sophie'ye uzatarak böyle demişti.Daff kağıdı aldı ve incelemeye başladı.2 Tane şekil vardı kağıdın üstünde.Sophie bunu daha önce görmüş gibiydi ama tam olarak nerede ve ne zaman gördüğünü hatırlayamıyordu.Bunu sanki ona amcalarından biri göstermişti.Ama yinede anlamını bilmiyordu.Ned'e;

'' Bunları daha önce görmüş gibiyim ama bilmiyorum,sana ne ifade ediyor..?

Bu sırada etrafa bakınıyordu Daff birden Ned;

"Sophie eski ibranice dilinde Sofya , hikmet anlamına geliyor , biliyormusun ?"

demişti.Bu Daff'a ilginç gelmişti.Ama gerçekten de bunu bilmiyordu.Çocuğa dönerek;

'' Adımın ibranicede de bir anlama geldiğini bilmiyordum..Sadece Yunanca'dan geldiğini biliyordum..''

dedi sessizce..Bunu daha önce duymamıştı Sophie.Ama doğruluğuna emindi.Annesi ona adının nereden geldiğini söylemişti ve bunların içinde ibranice de vardı.Ama Sophie en çok yunancasını biliyordu.

Bir an onların sohbetine katılmak aklından geçse de yerinden kıpırdamadı Matt.Orada oturmaya devam etti.Yeni arkadaşlıklar edinemeyecekse eski dostlarını görmeliydi.Neredeydi bu James?!

Rüzgar kuvvetini arttırmışa benziyordu.Ağaçlar hafif hafif sallanıyor,gıcırdıyordu.Matt gitme zamanının geldiğine kanaat getirdi ve ayağa kalktı;

"tanıştığıma memnun oldum,lakin gitmem gerekiyor.Ortak salonda görüşürüz!"

Dedi sahte bir coşkuyla.Ve elleri cebinde ağır adımlarla ilerledi şatoya..[/i]

Etrafına bir göz attı büyük Meşe ağacına bir baktı bu sırada babasının kendisine anlattığı hatıralar gelmişti. Annesi ile burada tanışmışlardı kendisine ; "Meşenin altında annenle çok zaman geçirdik. Bazı geceler sabaha kadar orada durardık." diyordu Ned gülümsedi. Kağıttaki yazıyı tekrar okudu :

ŞEMANIN TELIKİNDAB KAN

Ned elindeki parşömene bakıyordu bu kelimeler birşey anlatmıyordu içinden bir ses Anagram diyordu ama o türdede bir anlam ifade ettiğini sanmıyordu ters çevirdi çok acaip bir şekilde aynı kelimeler çıkıyordu süslü yazmanın bir anlamıda bu olmalı idi terseten okunsada aynı kelimeler çıkıyordu bu sanatı daha önce duymuştu ama kendisi çizemiyordu biraz benziyordu yazdıkları biraz daha uğraşsa olacaktı ardından parşömenin boş bir tarafına çantasından çıkardığı tüy kalemle harflerin yerlerini değiştirmeyi denedi

MEŞALENİN TANIDIK BANK

yazdı kağıdı tekrar Sophia'ya vererek

"Şimdi aklında birşey getiriyormu ?"

Dedi. Harflerin yerini değiştirmek iyi bir çözümdü ama bu kelimelerdede aklında birşey gelmiyordu.

Matthew gidiyordu.Daff ona;

'' Güle güle..''

dedi ve kendisine kağıdı uzatan Ned'e doğru baktı.ned bu sefer kağıttaki harflerin yerini değiştirmişti.Daff sessizce kağıda baktı.Bu sefer harfler diğerinden daha çok anlamlı olmuşlardı.Bunu çözecekelerdi Daff biliyordu.Ned Daff'a;

"Şimdi aklında birşey getiriyormu ?"

demişti.Daff daha da dikkatlice kağıda baktı.Ama aklına birşey gelmemişti.Ned'e;

'' Aklıma birşey gelmedi ama şimdi harflerin yerini değiştirince daha mantıklı oldu,biraz daha değiştirecek olursak çıkabilir..Sence nasıl olur? ''

dedi.Ve kağıdı incelemeye koyuldu.

Ned kelimeleri aklından tekrar geçirirken

"Meşale ile tanıdık kelimesindeki bağlatıyı veya bank ile bağlantısını söylermisin ?"

dedi kendisi bu üç kelimenin arasındaki bağı kuramıyordu hayla bir eksiklik vardı daha önce tek bir hareket yaparak anlamsız şeylerin anlamlaştığını gördü hatta bu konuda ustalaşmıştı 5+5+5 =550 buradaki olayı çözmekte hiç uğraşmamıştı babası kendisini şifre çözmek için yetiştirmişti daha öncede kendisine bir kripteks vermişti ve bunu çözmesini istemişti çok zor olsada çözerek hediyesini almıştı bir Nimbus...

ŞEMANIN ALTINDAKİ KAN...

MEŞALENİN TANIDIK BANK...

Ned bu kelimelerden bir anlam çıkartması gerektiğini biliyordu kendisine hediye edilen haritayı açmak içinde anagram kullanmak zorunda kalmıştı. Zevk de almıyor değildi. Parşömeni Sophia'nın elinden yavaşça alıp tüy kalemi üzerinde gezidirdi. Kağıdın üzerinde tüy kalemle yazmak için banka koydu tüy kalem ile yazmaya çalışsada yazamıyordu banktaki aşk yazıları yazmasını engelliyordu ama çizgileri takip ederek yazmak zorunda olduğu bir yazı değil bir şekil idi biraz baktı kağıdı kaldırıp altındaki şekle baktı ve o sırada şaşkına döndü baktığı şeyin ne olduğunu biliyordu...

"Meşale ile tanıdık kelimesindeki bağlatıyı veya bank ile bağlantısını söylermisin ?"

Daff sessizce düşünmeye başladı.Kağıdı tekrar aldı ve incelemeye koyuldu.Dikkatle incelemeye başladı.Acaba bu kelimeler arasındaki bağlantı ne olabilirdi.Biraz düşündükten sonra Ned'e bakarak;

'' Meşale ile bank arasında bir bağlantı var bence,hem de mutlaka..En anlamlısı o çıkıyor..Ya sen ne düşünüyorsun..? Bağlantısı ne olabilir ? ''

dedi ve tekrar dikkatle incelemeye başladı.

Ned tüy kalem ile harflerin yerlerini daha fazla değiştirmeyi düşündü ama aklına daha başka birşey gelmiyordu bu üç kelimenin arasında bir bağlantı kurmayı denedi birbirinden bağımsız üç kelime diye düşündü ama o sırada aklına dank etmişti

"Neden düşünemedim." Diye isyan etti

"Tabi ya." dedi . Karşısındaki Meşe ağacına baktı , oturduğu banka baktı. Şimdi bulmuştu hemen tüy kalem ile harfleri sırasına koydu.

Bir metreden daha az bir mesafe uzağında bir karınca ağaca tırmanmaya çalışıyordu ekmek parçasını ağacın düz gövdesiden çıkartmaya çalışsada ağaca yapılanlar çıkmasını engelliyordu.

Ned harfleri değiştirdiği yeni cümleyi okurken hedefine ulaştığını hissediyordu büyük bir zevkle yeni cümleyi okumuştu gülümseyerek kağıdı Sophié'ye verirken gözleri ağacın altındaki oymaya bakıyordu Ned gözleri parlak şekilde elini bankın biraz ilerisindeki ağaca oyulmuş bir şemaya baktı.

MEŞENİN ALTINDAKİ BANK yazılı kağıdı Sophié'den alarak güldü ve şemaya gözlerini dikti.

Bir meşale vardı ateşi güçlü bir meşalenin şekli çizilmişti tutan br el yoktu. Ağacın dibince duruyordu o sırada Ned'in gözüne başka birşey çarptı şemanın girintilerinden bir karıncanın geçemediğini görünce gülümsedi ardından ona yardım ederken Sophié'ye

"Bulduk." dedi.

"Bulduk."

Ned bunu söylemişti.Daff Ned'e baktı ve de elinden kağıdı aldı ve incelemeye başladı tekrar.Bunun kaçıncı inceleme olacağından asla ama asla emin değildi.Sadecee bunu bulamıyordu.Kafası karışmıştı.Bunun ne olduğundan bir parça bile fikri yoktu.Aklına gelmiyordu.Düşünceleri bunu engelliyordu sanki,Daff sadece düşünüyordu.Sadece düşünmek.Şu an sadece bunu yapabileceğini biliyordu.Hemen Ned'e döndü ve;

'' Evet,bulduğun nedir..?

diye sordu.Gerçekten de merak ediyordu.Ne olduğu hakkında tek bir fikri bile olmadığı için çıkan incelemeler sonunda kağıdın ne olduğunu bulabileceklerdi.Daff buna sevinmiş gibiydi.