Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Oda Numarası: 3

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Nathalie Emilie Allén
Muggle
Nathalie Emilie Allén


Kadın
Ruh hali : Oda Numarası: 3 Yuppirt8
Mesaj Sayısı : 112
Yaş : 30
Galleon : 12342
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 01/01/08

Oda Numarası: 3 Empty
MesajKonu: Oda Numarası: 3   Oda Numarası: 3 Icon_minitimePtsi 14 Nis. 2008, 23:15

...Rp İn...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164/lil
Adolf Maynard Griswald
Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi
Adolf Maynard Griswald


Erkek
Ruh hali : Oda Numarası: 3 Hmbl7
Mesaj Sayısı : 755
Yaş : 33
Kan statüsü : Safkan.
Galleon : 12124
Ekspresso Puanı : 1
Kayıt tarihi : 17/05/08

Oda Numarası: 3 Empty
MesajKonu: Geri: Oda Numarası: 3   Oda Numarası: 3 Icon_minitimeCuma 15 Ağus. 2008, 00:40

Kollarında baygın bir kızla koşuşturuyordu. Bir profesöre haber vermesi daha mantıklı olabilirdi elbette. Fakat bunu kendisi yapmalıydı. Şu ana kadar yaptıkları gibi. Bu kızın hayatına neden girmişti sanki? Ya da o Maglor'un hayatına neden girmişti ki? Ne olurdu aynı gece orada karşılaşmasalar? Koridorları hızla geçerken, bir yandan da kucağındaki narin bedene bakıyordu. Tüm olanların sorumlusu kendisi olmalıydı. Üzerine büyük bir pişmanlık duygusu çökerken, hastahane kanadına geldiğini farketti ve kapısı aralık duran ilk odanın önüne geçip ayağı ile kapıyı tamamen açtı. Kapı tekrar kapanmadan hızla kendisini içeri attı ve yatağa doğru hızla yöneldi. Kızı yatağa yumuşak bir biçimde bıraktı ve hemen yanı başındaki sandalyeye oturdu.

Şifacı gelene kadar odaya göz gezdirmenin iyi olacağını düşünüyordu. Oda küçüktü ve tek bir yatak vardı. O tek yatağın sol tarafında bir sehpa ve sehpanın üzerinde su dolu bir sürahi ile boş fakat temiz görünen bir bardak vardı. Sehpanın üzeri, mavi yıldız işlemeli bir örtü ile kaplanmıştı. Elinden birşey gelmemesinin sıkıntısı üzerine çökerken, bir yandan da şifacının henüz gelmemiş olmasına lanetler yağdırmaya başlamıştı. Hızla odaya yönelen ayak seslerini duyunca, içini bir ferahlık duygusunu kaplamıştı. Ama yinede kafasını kurcalayan bir konu vardı? Ya bilincini yitirirse, ya kardeşi ile aynı duruma düşerse.. Kızı ilk defa bu kadar yakından görüyordu. Fakat içindeki sesin "Kendine gel!" diye haykırmasını dinleyerek, başını kapıya doğru yöneltti.

İçeriye giren şifacıyı kısık gözlerle izledi. Üzerinde mavi ve üstüne gri yıldızlar işlenmiş bir cüppe vardı. Gözleri korkuyla dolu ve yüzüne endişe hakimdi. Kadının adımlarını hızlandırıp yanına gelmesi ve kızın bileğini kavrayıp yüzüne bakması bir nanosaniye kadar kısa sürede olmuştu sanki. Odadaki sessizliği bozan ayak sesinden sonra, yine şifacı olmuştu. "Ne oldu bu kıza?" Hızla hatırlamaya çalıştı. O kadar hızlı gelmişti ki hastahane kanadına, sanki hiçbirşey olmamış gibi hissediyordu. Kısa bir süre çatık kaşlarla düşündükten sonra aklına gelen herşeyi anlatmaya başladı. "Kütüphanede dengesini kaybetti ve yere düşerek kafasını masanın köşesine çarptı." O kadar duygusuz söylemişti ki tüm bunları. Ses tonundan şüphelenmiş görünen şifacı kısa bir müddet Maglor'a baktıktan sonra, yüzünü tekrar kıza yöneltti. "Pekala. Ona neyin iyi geleceğini biliyorum sanırım. Umarım kendine geldikten sonra olanları hatırlar."

Olanları hatırlar..! Bu ses kafasında yankılanırken, az ilerisinde yatan masum bedenin olanları hatırlamamak isteyeceğinden adı gibi emindi. Hafif baştan savma bir hareketle şifacıyı onaylamış gibi gözükse de, aslında içten içe onu onaylamıyordu. Şifacının hızla kapıdan çıkıp ilerlemesini izledi. Ayak sesleri uzaklaşırken, kızın cansız elini avuçlarının içine aldı. Kalbinin hızla çarptığını hissetmişti fakat arkadaşlık duygusundan olduğunu düşünüyordu. "Her şey düzelecek..!" Tekrar ayak seslerini duyduğunda kızın elini bıraktı ve şifacının elinde kahverengi bir şişe ile içeri girmesini izledi. Şişenin üzerinde korkuyla gözlerini açmış bir adam resmi vardı. Dudak büktü ve şifacının masanın üstünde duran bardağa, şişedeki siyah sıvıdan koymasını izledi. Bir an için midesinin huzursuzlukla kıpırdandığını hissetti fakat şu an için bunun bir önemi yoktu. Şifacı bardağa sıvıyı tamamen doldurmuş ve kızın ağzını hafif aralayarak sıvıyı dudaklarının arasından boşaltmıştı.

"Ne kadar sürede iyileşir?" Şifacı kendisine tatlı sert bir şekilde bakmıştı. "Bu seni neden ilgilendirir ki?" Aslında kadın haklıydı. Bu neden kendisini ilgilendiriyordu ki? Belki de sadece sormuş olmak için sormuştu. Belki de gerçekler ile yüzleşmesine ne kadar zaman kaldığını öğrenmek için? "Hiç. Daha ne kadar burada kalacağımı öğrenmek istedim sadece." Şifacı tek kaşını kaldırıp anlamlı bir şekilde kendisine bakarken, boğazının kuruduğunu hissetti. Kadının gülümsemesini zorlukla tuttuğunu anlayabiliyordu. "Meraklanma. On dakika içinde uyanır. Fakat dediğim gibi. Hafıza kaybı yaşayabilir." Anladım dercesine başını sallamış ve kıza bakmaya başlamıştı. Upuzun bir on dakika..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nicole Marissa Magdalene
Fontjoncouse Otel Ortağı
Nicole Marissa Magdalene


Kadın
Ruh hali : Oda Numarası: 3 Friendssx9
Mesaj Sayısı : 4533
Yaş : 32
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12679
Ekspresso Puanı : 75
Kayıt tarihi : 02/07/08

Oda Numarası: 3 Empty
MesajKonu: Geri: Oda Numarası: 3   Oda Numarası: 3 Icon_minitimePerş. 21 Ağus. 2008, 13:24

Nicole bayılmış öylece yatıyordu. Maglor korkuyla şifacının dediklerinden dolayı hafızasını kaybetmeyeceğine onu ve kendini inandırmaya çalışıyordu. Hepsi onun suçuymuşçasına yanında kalmayı istiyor. Zaman geçip gittikçe daha çok telaşa kapılıyordu. Nicole, bilincini yitirdikten sonra ölümle pençeleşen insanlar gibi ne bir rüya ne de bir ışık görmüştü. Sadece kendini karanlık bir kuyunun dibine düşmüş gibi hissediyordu. Düşerken düşündüğü tek şey "Bu bir rüya olmalı şu an yatağımdayım ve birazdan uyanıp yeni bir güne uyanacağım." diyerek kendini telkin etmeye çalışıyordu. Ne yaptığını ve ne yaşadığını bilmeden bir iki saat sonra gözlerini açtığında yatağında olmadığını fark etti. Çok temiz ama çok boş ve beyaz olduğundan gözleri açıldıkça temiz olduğundan ışık saçıyordu. Ne olduğunu tam olarak bilmediğinden panik bir şekilde yataktan doğrulmaya çalıştı.

Odayı duvarları ve küçük masayı inceledikten sonra yanına baktığından tanımadığı birini yanında ki sandalyede oturduğunu gördü. Ona korku dolu bakışlarla bakıyordu. Nicole ne olduğunu anlamak istercesine “Ben nerdeyim hala rüya mı görüyorum sen de kimsin?"diye telaşlı bir şekilde birbirini tamamlayan sorular sormaya başladı. Yanında sandalyede hareketsiz bir biçimde oturan çocuk bu soruları duyunca şaşkınlıkla ne yapacağını bilemiyor. Sadece ona tebessüm edip her şeyin geçeceğini söylüyordu. Nicole oğlana çıldırmışçasına bir bakış fırlattı ve "Derse geç kaldım gidip son derslerime girmem lazım, bu ailem ve kardeşim için çok önemli onları gururlandırmalıyım. Hey orda mısın niçin bana öyle deli gibi bakıyorsun yoksa sana bir şey mi oldu, hala burada neden yattığımı bilmek istiyorum neresi burası?” soruları ardı ardına sıraladı. Oğlan gittikçe bir çıkmaz içine giriyordu.

Kardeşi ve ailesiyle ilgili bahsettiği konuyu duyunca gözünden ister istemez bir damla yaş gelmişti. Nicole onun Maglor olduğunu unutmuştu. Ama neyse ki Hogwarts’da olduğundan haberi vardı. Sadece masanı kafasına çarptıktan sonra bugünkü tüm yaşananları unutmuştu. O gece ki mektubu da hatırlamıyor olsa gerekti ki Maglor’u da hatırlamıyordu. Maglor bir an buduruma sevinmişti. Çünkü acı haberi unutmuştu Nicole, tüm gerçekleri olmasa da bu ona iyi gelebilirdi. Fakat gerçekleri en acısız durumda bir daha anlatması gerekti. Nicole merak eden bakışlarla oğlanı süzüyordu. Bir an uykusunda kuyuya düştükten sonra bir sıcaklık hissettiğini hatırladı. Oğlana bakınca aynı sıcaklığı bir daha hissetmişti. Kalbi öyle hızlı atmaya başlamıştı ki Nicole yaşadığı andan korkarcasına kafasını küçük pencereye doğru çevirdi. Oğlanın uzun bir açıklama yapmasını beklemeye koyuldu.


En son Nicole Marissa Magdalene tarafından Paz 24 Ağus. 2008, 14:41 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adolf Maynard Griswald
Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi
Adolf Maynard Griswald


Erkek
Ruh hali : Oda Numarası: 3 Hmbl7
Mesaj Sayısı : 755
Yaş : 33
Kan statüsü : Safkan.
Galleon : 12124
Ekspresso Puanı : 1
Kayıt tarihi : 17/05/08

Oda Numarası: 3 Empty
MesajKonu: Geri: Oda Numarası: 3   Oda Numarası: 3 Icon_minitimeC.tesi 23 Ağus. 2008, 08:13

On saat gibi bir süre kadar olmuştu sanki. Aslında geçen sadece on dakikaydı fakat bu Maglor'a uzun bir süre gibi gelmişti. Kız sayıklayarak uyanmış ve şaşkın bir şekilde etrafına bakınmıştı. Maglor buna alışkındı. Bayılan her insan gibi önce nerede olduğunu tanımaya çalışır, ardından hatırlar ve yüzünde garipsemiş bir ifade oluşurdu. Fakat şimdi durum biraz farklıydı sanki. Kızda daha da farklı bir bakı vardı.

“Ben nerdeyim hala rüya mı görüyorum sen de kimsin?" Kısa bir süre kıza baktıktan sonra, aynı olayı tekrar yaşamak istemediğinden dolayı içindeki sesin konuşmasına izin verdi. "Yalan söyleme vakti. Herkesin iyiliği için.." Garipsemiş halini gülümsemeye çevirirken ilk başta kendisini tanıtmasının mantıklı olacağını düşünüyordu. "Adım Maglor. Hufflepuff'tan bir çocuğum. Birinci katta dolaşırken seni yerde baygın bir halde buldum ve buraya getirdim. Merak etme hemen iyileşecekmişsin. Zaten gördüğüme göre iyileşmişsin bile." Birilerinin iyiliği için ne kadar da rahat yalan söyleyebiliyordu. Şifacının kapısının açılma sesini duymuştu. Anlaşılan o da, odadan gelen sesleri duymuş ve gelmek üzere harekete geçmişti. Maglor'un tek istediği şey şu anlık hiçbirşeyi berbat etmemesiydi.

Kızın fırtına gibi soruları karşısında gülümsedi. Rolüne iyi girmişti anlaşılan. "Hey sakin olur musun? İnsanım ben, bu kadar hızla konuşursan anlayamam." dedi gülümseyerek. Ardından gözlerini odada gezdirerek, aklında kalanları söylemeye başladı. "Derse geç kalmadın. Sanırım ufak çaplı bir hafıza kaybı yaşıyorsun. Pencereden bakarsan gece olduğunu görürsün-bir yandan eli ile dışarıyı işaret etmişti ve şifacının terliğinden gelen gürültü yaklaşıyordu-Ayrıca sen deli değilsin ve bana da birşey olmadı. Yoksa oradan öyle mi gözüküyor? dedi elinden geldiğince sırıtmaya çalışarak. "Burası hastahane kanadı. İnsanlar burada iyileşir ve benim gibi yardımseverler de baygın insanlara yardım eder." dedi kızı işaret ederek.

Kapının açılışını ve şifacının içeri girişini gördü. Üzerini değişmiş ve geceliğini giymişti. Maglor kınayan bir bakış attıktan sonra, şifacı bunu görmemiş gibi yapmış ve koca bir gülümseme ile kızın yanına yaklaşmış, elini kızın alnına koymuştu. Maglor şaşkın bir ifade ile "İyi de, o soğuk algınlığı yaşamadı ki. Baygınlık geçirdi o kadar." Kadın gülümsemesini yüzünden yok etti ve oldukça ters bir şekilde Maglor'a bakıp konuşmaya başladı. "Siz gençler zaten herşeyi bilirsiniz. İlaç yan etkisini göstermiş mi ona bakıyorum. Peki sen nasılsın tatlım? Kütüphaneden beri.." Maglor olamaz der gibilerinden bir bakış ile şifacıya bakarken, kadının patavatsızlığına lanetler yağdırıyordu. Fakat kadın nereden bilebilirdi ki tüm olanları? "Kütüphane değil madam. Birinci kat koridorları." Kadın şaşırmış bir şekilde kendisine bakarken, boğazını temizlemeyi uygun gördü. Nicole şimdi bir kendisine, bir de kadına bakıyordu..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nicole Marissa Magdalene
Fontjoncouse Otel Ortağı
Nicole Marissa Magdalene


Kadın
Ruh hali : Oda Numarası: 3 Friendssx9
Mesaj Sayısı : 4533
Yaş : 32
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12679
Ekspresso Puanı : 75
Kayıt tarihi : 02/07/08

Oda Numarası: 3 Empty
MesajKonu: Geri: Oda Numarası: 3   Oda Numarası: 3 Icon_minitimePaz 24 Ağus. 2008, 02:00

Nicole olanları bilmeden etrafına bakıyor durmadan karşısında ki çocuğu soru yağmuruna tutuyordu. Çocuk ona gerçekleri bir yalanla örtbas etmeyi tercih etmişti. Fakat bu yalandan sonra her şeyin daha da berbat ettiğinden haberi yoktu. Nicole iyilik yapmak isteyen tek kişiydi, ama bunun kontrolünün dışına çıkacağını Nicole gerçekleri hatırlayacağını düşünememişti. Nicole şu an aylak aylak olanlara inansa da sonunda gerçekleri hatırlayıp kızacağından habersiz bir biçimde sorularına cevap bekliyordu. Nicole cevabını merakla beklerken yanında oturan çocuk; "Adım Maglor. Hufflepuff'tan bir çocuğum. Birinci katta dolaşırken seni yerde baygın bir halde buldum ve buraya getirdim. Merak etme hemen iyileşecekmişsin. Zaten gördüğüme göre iyileşmişsin bile."dediğini duyunca kulaklarına inanamaz bir şekilde Maglor bakmaya ve yaşadığı olayları hatırlamaya çalıştı. Yanında oturan bu çocuk ona neden yardım edecekti ki? İçinde bir şüphe olduğu için Maglor fark ettirmemeye çalıştığı o garip duyguları bir kenara atıp ilk oğlanda ki bu garip ve gizemli halini çözmeye karar verdi. Oğlan sonra Nicole merak ve heyecan içinde sorduğu diğer soruya yalanını anlamasın diye eğlenceli bir tavırla"Hey sakin olur musun? İnsanım ben, bu kadar hızla konuşursan anlayamam."dedi Nicole oğlanın kendisine böyle bir karşılık vermesine şaşırmıştı.

Gözünün bir yerden ısırdığını biliyor ama bunu hatırlamadığı için kendinden nefret ediyordu. Nasıl bayılmış olduğunu da bilmediğinden ve bir yardımsever insanın ona yardım ettiğini anlayınca da bir yandan mutlu olsa da diğer yandan biraz kızmış ayrıca utanmıştı. O sırada bunu nasıl fark ettirmeyeceğini düşünürken şifacı konuşma seslerini duyduktan sonra Hastane Kanadının Şifacı odasından çıkıp Maglor ve Nicole yanına doğru gelmeye başlamıştı. Duvarlar hassas olduğundan ve şifacı topuklu ayakkabı giydiğinden olsa gerek ki ses her yere yayılıp geldiklerini anlamalarına yetiyordu. Maglor sesi duyunca biraz tedirgin bakışlarla Nicole baktı ve ardından kendini toparladıktan sonra “Ayrıca sen deli değilsin ve bana da bir şey olmadı. Yoksa oradan öyle mi gözüküyor?”dedi ve sonra sırıtarak, Nicole destek verdiğini belli etmeye çalıştı. Birkaç saniy kendini ve Nicole söylediği yalanları daha inandırıcı olması için bekledi. Bekledikten sonra Nicole yanıtsız kalan ardı ardına sorduğu soruları yanıtlamak amacıyla "Burası hastane kanadı. İnsanlar burada iyileşir ve benim gibi yardımseverler de baygın insanlara yardım eder."dedi. Nicole Maglor’un her cevap verişinde öyle bakıyor ve hiçbir şeye anlam veremeyerek şaşkın bir ördek gibi söylediklerine cevap arıyordu.

Fakat Maglor o kadar neşeli konuşuyordu ki Nicole bir an şaşırmış içinden söylediğini zannederken sesli bir biçimde “Neden bana yardım etmek isteyesin ki hem ben koridorda bir yere doğru gittiğimi hatırlamıyorum. Ne oluyor burada bana hiç kimse yardım etmez ki sen edesin hem de Hufflepuff’lısın benim Slyterin’li bir kız olduğumu duymayan kalmadı, sakın bana yalan söylüyor olmayasın” diye içinden bu soruları düşünürken, bir an durdu ve bunları sesli söylediğinin farkına varmıştı

Kendini küçük duruma düşürmüş küçük bir çocuk gibi baktı oğlanın gözüne içinden “Niçin bu kadar saçma davranıyorsun” diye düşünürken oğlan olanları anlamadığını anlayınca gülümsemesini artırıyor sanki birazdan kahkaha atacak bir insanmış gibi ona bakıyordu. Nicole soruların hepsini anlamamıştı. Kafası da bayıldığından çok karışıktı. Tam o sırada ayakkabu seslerinin artırdığını ve kapının aralanıp açıldığını görünce mutlulukla içeri giren kadına baktı. Kadın bir şifacıya göre çok bakımlı ve alımlıydı. Üstünde ki geceliği düşünceli olduğunda fark etmemişti bile.

Nicole onu gördüğüne sevinmiş bir şekilde bir yandan da Maglor’a bakarak olacakları beklemeye koyuldu. Karşısında ki ve yanında ki iki kişi de ona anlayışlı gözlerle bakıyorlardı. Ama Nicole bu bakışlarda bir hüznün olduğunu fark ediyordu. Ama yaşadığı bayılmadan sonra kendi uydurduğu hüsnü kuruntusu da olabilirdi. Şifacı onla ilgilenmek için sanki ateşi varmışçasına elini Nicole alnına koyduğunda Maglor bilmiş bir edayla ile “İyi de, o soğuk algınlığı yaşamadı ki. Baygınlık geçirdi o kadar."dedi. Kadın acımasız ve sert bir şekilde Maglor baktı. Sonra da Maglor’a bakarak "Siz gençler zaten herşeyi bilirsiniz. İlaç yan etkisini göstermiş mi ona bakıyorum. Peki sen nasılsın tatlım? Kütüphaneden beri…”dedikten sonra Nicole sersem halinden hafif uyanmıştı. Fakat kafasını eline koyup saçını çekiştirirken başında kan olduğunu gördü. Küçük bir çığlık attı. Maglor olanların başına dert açacağını biliyordu fakat bunlarla ne kadar yüzleşmek istemeyip kaçsa da sonunda daha çok yakınlaşıyordu.

Nicole sakin olmaya çalışan ama biraz korku dolu bir sesle “Kütüphane de miydim yoksa koridorda mıydım hangi lanet yerdeydim. Şimdi de kafam kanıyor. Lanetlendim mi ne oluyor bana buradan gidip yatağıma yatmak istiyorum ne kadar acı çekiyorum bilmiyorum. Ama başımda feci derece de bir ağrı var bana yardım edin” diye sözlerin üstünde basa basa ağır ama bir o kadar da hızlı bir cevap verdi. Çıldırmak üzere olduğunu gören şifacı onu yatıştırmak için elini tuttu ve sakin olmasını söyledi. Nicole delici bir şekil de bir Maglor’a bir de şifacı kadına bakıyordu. Hala nerede olduğunun bile farkında değildi. Yaşadığı zamanı akşam mı sabah mı olduğunu kendiyle ilgili etrafta ne yalan döndüğünü kardeşinin ölümünü öğrendikten sonra bu hale gelip kafasını çarptığını bilemiyor. Bu yüzden sadece anlamsız kibirli kin dolu gözlerle boş ama temiz gözüken odaya bakıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Oda Numarası: 3
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: