Quiddtich Antrenmanı..

Nasıl olduğunu anlamadan bir kaç ay geçmiş, sonrbaharın son günleri de Hogwarts'a serin hava ve yağmur getirmişti. Dışarı çıkmak ve uzun süre dışarda durmak imkansız gibi gözüküyordu. Yine de bazı öğrenciler hala göl kenarında o rüzgarda ve soğukta oturmayı seviyor gibi gözüküyordu. Haftasonu gelip çattığında ise bir mucize olmuş gökyüzünden güneş kendini biraz olsun göstermişti. Bundan yararlanmamak, belki de aylarca görünmeyecek güneşi uğurlamamak aptallık olurdu. Ravenclaw binası da bunu Quidditch antremanında değerlendiriyordu işte. Son bir kaç haftadır fırtınalardan ve havadan ne antreman yapılabilmiş ne de maçlar olmuştu. Bahardaki maçlarda diğer binalardan geri kalmamak için her fırsatı değerlendiriyorlardı. Havada süzülen süpürgelerin üzerinde çoğunlukla yaşça büyük Ravenclaw öğrencileri uçuyor, topları birbirine atıp duruyor, geri kalan Ravenclaw öğrencileri ise aşağıda tribünlerde tahta sıralara yayılmış, kimisi elinde yemeğiyle onları izliyorlardı.

Lucienda da bunların arasındaydı. Bir yanında Keiran diğer yanında homurdanan Sarah ile Lily'e tezahurat yapıyordu."Hıh, bir sene dahaymış. O bir senede bizi ezip geçmezlerse." Sarah'nın ağzından dökülen bu sözlere yanıt vermeye hazırlanan Lucienda 3. sınıflardaki William'ın Tatyana'nın attığı Quaffle'ı kalelerden içeri almasıyla çenesini kapadı. Belki de haklıydı. Bu tutucuyla bu sezon okul şampiyonu olmaları gerçekten zor olabilirdi. Ancak Quidditch seçmelerinde Sarah'nın yanındaydı. Ne kadar harika tutuşlar yapmış olsa da Profesörün "Üzgünüm Sarah. Ne kadar iyi oyanasan da birinci sınıf olduğun için ancak seneye takıma dahil olabilirsin" dediğini de duymuştu. Şimdi Sarah Lily'nin takıma seçilmesine, ki onlardan 1 yaş büyük olup, sınıfta kalmasının tek yararı bu gibi gözüküyordu, sevinse mi, yoksa kendi seçilememesine üzülse mi karar veremiyormuş gibi gözüküyordu. Bir yandan göz ucuyla Snitch'i arayan Lily'e el çırpıyor bir yandan da tutucuya kafasını sallıyordu. Bu sırada yan tarafında elinde kocaman bir sabdviçle oturan Johnny'i farketti Lucienda. Göz kırparak selam verdi ve aynı anda tam üzerinden geçen süpürgeden kurtulmak için eğilmek zorunda kaldı.

Ne kadar Sarah takıma biraz kızgın, biraz da hayalkırıklığı içinde olsa da o an bunları unutacak gibi gözüküyordu, çünkü Gryffindor Quidditch takımı ellerinde süpürgeleri, arkalarında binasındaki izleyici öğrencilerle Quidditch sahasına girmişlerdi. Bundan sonraki antreman saatini ayırtmış oldukları kesindi. Zaten bu güzel havayı kaçırmak isteyecek her hangi bir Quidditch takımı olsa şaşırırdı Lucienda. Ancak yine de daha 10 dakikaları varmış gibi gözüküyordu. Bu sırada Gryffindor öğrencileri hızla yaklaşıyorlardı. Şuradaki kız, ne kadar da Johnny'e benziyordu. Özellikle gözleri. Belki de akrabaydılar. Omuzlarını silkti Lucienda. Bu okulda hemen hemen herkes akraba sayılırdı buna şaşırmaması gerekirdi. Yana döndüğünde Keiran'ın da aynı şekilde kıza baktığını fark etti. Aynı şeyi düşünüyor olmalıydı. Bu sırada bazı Gryffindorlular süpürgelerine binmeye hazırlanıyorlardı bile. "Hey daha bizim antremanımız bitmedi!" Lucienda olduğu yerden bağırsa da bunun duyulacağından emin değildi. Yerinden kalkıp müdahale etmek için sıraların arasındaki merdivenlere yöneldi. Ancak Sarah hala gökyüzüne bakıp kafasını sallıyordu, Keiran ise hala kıza bakıyor gibiydi. Gözü mü dalmıştı bunun neydi?..

Hogwarts başlayalı birkaç ay olmuştu.Bu zaman hızla geçmiş gibiydi.Ama Johnny bu kadar hızlı olabileceğini tahmin bile edemiyordu.Son zamanlarda bir fırtına almış başını götürüyordu.Hava gerçekten soğuktu.Bu nedenle Quidditch maçları sürekli ertelenip duruyordu.Bu sabah Johnny yatakhanesinde Keiran ve Eragon ile birlikte uyandığında ilk defa pencere camlarının ardından göz kamaştıran bir güneş ışığı odayı tüm sıcaklığıyla ısıtıyordu.Kalkar kalkmaz hemen Keiran'ı uyandırdı.Keiran biraz homurdansa bile birkaç dakikalık sinir bozucu uğraştan sonra uyandı.Ona:"Bugün Quiddicth"var diye sevinç nidalarıyla bağırdı.Keiran buna hiçbir şey demeden üstünü giyindi.Aynı anda Johnny ise etrafa gülücükler atarak üstünü başını giydi.Keiran ve Johnny birlikte aşağıya,büyük salona indiler.Büyük salonda diğer arkadaşlarının yanına oturdular.Hepsine günaydın dedkikten sonra kahvaltılarını yaptılar.O saba ilk defa kahvaltı ona çok güzel gelmişti.Kahvaltı biter bitmez Quidditch sahasına ilerlediler.Antrenman başlamış olmalıydı.Ama dah yeni başlamıştı.Keiran Sarah ve Lucienda'nın yanına oturdu.Johnny ise Keiran'ın yanındaydı.Sarah anlaşılmayan birşeyler gevelemişti.ağzında.Lucienda Johnny'i görünce hoşgeldin dermişçesine gözünü kırptı.Johnny aynısını ona iade etti.Üstlerinde bir süpürgeli elindeki sopa benzeri şey ile Quaffle'a vurdu.Top öyle hızlı ilerledi ki üç büyük halkadan sağdakine girdi.Herkes bir anda sevinç içerisinde bağırdı.Bağırmalar birden Gryffindor takımının içeriye girmesi ile kesildi.Ortama bir kasvet hakim olmuştu.Gryffindorlular pis pis Ravenclawlılara bakarken Ravenclawlılar aynı bakışı iade ediyordu.Lucienda itiraz edermişçesine birşeyler söyledi ama Johnny ne söylediğini anlayamadı.Gryffindor takımı sahanın içine,Ravenclaw takımının olduğu yere kadar sokuldu.Gryffindor kaptanı:"Herkes süpürgelere"diye bağırdı.Johnny onlara doğru bağırarak:"Bizden sonra gelin"dedi.Keiran sus dermişçesine bakıyordu.Gryffindor kaptanı alay edermişçesine:"Şu ufaklığa bakın"dedi tüm Gryffindor takımına hitaben.Johnny bir Keiran'a,Bir Lucienda'ya,bir de Sarah'a baktı.Hepsi onaylamaz bakışlarla kafalarını sallıyorlardı.Johnny cüppesinin içindeki kalın asasına sarıldı.

Misafir

"Ay yani... Bu şapşalı mı aldılar? Şaka mı? Sağıyla solunu ayırt edebiliyorsa göbek adımı değiştiririm.."

Bu sözleri içtenlikle söylemişti Sarah, göbek adından nefret ediyordu ve memnuniyetle değiştirebilirdi. Lily'nin Arayıcı'lığa seçilmesine hasetle bakmıştı ama surat asıp herkesin keyfine limon sıkmaya niyeti yoktu. "Hıh, bir sene dahaymış. O bir senede bizi ezip geçmezlerse." diye söylenip oyuna yoğunlaştı. Oturdukları tribünden Lily'nin sntich'e dalışlarına tezahürat yapıyor, yediği her gol için üçüncü sınıflardan seçilmiş Tutucu'ya gözlerini deviriyordu..

Bütün dikkatini oyuna vermişti, Quidditch delisi, ne kadar uygunsuz.. Annesi böyle düşünürdü işte. Sarah her evden uzaklaştığında, duvarlarına yapıştırdığı Holyhead Harpies posterlerini sökerdi, sonunda abisinin yardımıyla annesinin aklından poster sökme fikrini çıkarmıştı Sarah, ancak eve döndüğünde yine duvarlarını boş bulacağı gibi bir önseziye sahipti nedense..

O kendini Kovalayıcı'ların paslaşmalarına kaptırmışken, yanında yükselen Lucy'nin sesiyle irkildi ve bakışlarını sahanın girişine çevirdi. Bir grup Gryffindorlu Quidditch oyuncusu süpürgelerine biniyorlardı, diğerleri ise az ilerideki trbine yöneldiler. Aralarından birinin yüzünü seçer seçmez Sarah, saçlarının diken diken olduğunu hissetti, Miranda Warewic de buradaydı tabi ki..

Lucy'nin hemen ardından onlara seslenen Johnny'e gülmekle yetinen oyunculardansa Keiran'a takılmıştı gözü. "Keiran da okulda kız bırakmadı hani.. Lily umarım yeni bir iksir tattırmamıştır ona.." diye söylenip, aşağıya eğildi ve sırıttı: "Kedicikler kuş yakalamaya mı geldi? Sepetinize dönün, antrenman daha bitmedi!"

Gülümseyerek başladığı sözleri soğuk bir ifadeyle son bulmuştu, Warewic'i görmese sinirlenmezdi gerçi ama hazır elinde sataşma fırsatı varken, ne diye geri tepecakti ki...

Sarah biraz sert çıkmıştı.Johnny ona onaylarmışçasına bir bakış attı.Ardından Gryffindorlulara kışkış dermişçesine bir el hareketi yaptı.Öyle kızgın gözüküyorlardı ki heran bir kavga çıkabilirdi.Johnny zaten bu kavgalardan bıkmıştı.Muggle kent gezisinde bir kavga olmuştu.Neyseki profesörün kulağına gitmemişti.Ama ya bu kavga giderse?O zaman gerçekten bir ceza alabilirlerdi.Gerçi Ravenclawdan birkaç kişi ceza almıştı.İkinci bir ceza daha kötü sonuçlara yol açabilirdi.

Burnundan ve gözlerinden alev fışkırırmışçasına Gryffindor takımındaki ahmaklara baktı.Onların suratına bir tane yapıştırmak istiyordu.Gerçi elleri küçüktü.Ama gerçekten çok ağırdı.Güneş ışıklarının gözünü kamaştırmasından tam olarak göremese de kaptana hitaben:"Uzaklaşın isterseniz he antrenman bitmedi daha hadi yatakhaneye"dedi.

Biraz kızmış görünen Gryffindorlular birkaç adım daha sahaya yaklaştı.Ardından ellerinde sopalarla beklemeye koyuldular.Gerçekten bir kavga çıkacak gibiydi ve hiçkimse sevinçli sevinçli antremana giderken böyle birşeyin yaşanacağını düşünmezdi.

Hay ne zamndan beri Quiddtich oynamıyordu bunu geçen gün göl kenarında fark etmişti fakat bu gün hava çok iyidi Quiddtich için gayet güzeldi.Zor zorda olsa bina başkanından izin alıp takımı sahaya çıkarmayı başarmıştı.Bildiği kadarıyla onlardan önce sahayı Ravenclaw Quiddtich takımı kullanakcaktı Hay onlardan önce davranmadığı için kendine kızsada bu sattalerde onun için uygundu soyunma odasında bütün takım ve kendisi giyindikten sonra sohbet edrek sahaya çıktılar tabii arkarından nerdeyse bütün Gryffindorlu taraftarlrıda getimişlerdi.Bu onları çok mutlu etsede bazılarını mutlu etmemişti bunlardan birileride Ravenclawlılardı.Onlar sahaya çıkar çıkmaz saha birden diğer Ravenclawlıların sesleri yerine Gryffindorluların sesleriyle dolmuştu Hay bu durumdan memnundu ama biraz erken geldiklerini düşünmeye başlamıştı kolundaki klol saatine baktı yaklaşık 10 dakika erken gelmişlerdi.Ama 1 dakikadan bir şey olmaz diye düşündü takım arkadaşlarının duyması için gür bir sesle bağırdı "Herkes süpürgerine binsin!!" herkes tam binerken sahanın ödür tarafından bir ses gelmişti kulağına ama bu ses pekte anlaşılır bir şey söylemiyordu o yüzden Hay pek dikkate almadı sesi tekrar arkdaşlarına döndü binmelerini söylercesine onlara baktı.Ama bu sefer konuşması onun duybileceği kadar yüksek sesle konuşan birinin sesiyle kesilmişti Hay artık sinirlenmeye başlamamıştı."Uzaklaşın isterseniz he antrenman bitmedi daha hadi yatakhaneye"Hay sinirle kafasını sesin geldiği yere baktı ama sinirleneceği nkişinin 1. sınıfa giden bir Ravenclawlı olduğunu görünce sadece gülmekle yetindi.Çocuğu birine benzetiyordu ama şuan çıkaramıyordu kime benzediğini.Ama şuan çocuğa takılmak yerine onunla eğlenmek istiyordu canı nedense burnuna kavga kokuları gelmeye başlamıştı bile sahada birkaç adım daha ilerledikten sonra konuştu"Sen gitte yerine başkanın konuşsun hiç ikna edici olmuyorda " dedi bu sözler küçük çocuğu çok kızdırmışa benziyordu ama Hay durumdan gayet memnundu zaten gördüğü kadarıyla takım üyeleri yada adyları tamamen 1. sınıftı onlarda sadece Severus vardı.Gözlerini güneşten korumak için kıstı ve süpürgesine yaslanıp beklemeye başladı...

Severus, binasının Quidditch takımını görmek istiyordu. Duyduğuna göre bu güneşli havadan yararlanılacaktı. Yani bir antrenman yapılacaktı. Hemen Quidditch sahasına gitti. Ravenclaw'lılar hala antrenman sahasını terk etmemişti. Hayley tüm Gryffindor Quidditch Takımı'na doğru seslenerek;

"Herkes süpürgerine binsin!!" diye bağırdı. Tam bu sırada Fısıldayan Ağaç Korosu'nda tanıştığı Johhny, Gryffindor Quidditch Takımı'na;

"Uzaklaşın isterseniz he antrenman bitmedi daha hadi yatakhaneye" dedi. Bu söz hekesi çok sinirlendirmişti. Bir kavga çıkacak gibiydi. Hemen oraya gitti. Hayley onlara zaten iyi bir cevap vermişti.

"Sen gitte yerine başkanın konuşsun hiç ikna edici olmuyorda " dedi Hayley. Severus'da onu onaylarcasına kafasını salladı. Ardından Ravenclaw'lılara doğru bakarak;

"Burası Ravenclaw'lılar yeri değil ahmaklar. Artık sıra Gryffindor'da!!" diye bağırdı. Babasına dair üzücü bir ahber almıştı. Tüm sinirini Ravenclaw'lılardan çıkaracaktı. Bir kavga çıkabilirdi her an..

Daff yeni dönemin Quidditche gitmek için sabırsızlanıyordu.Quidditch oynayacak olmamasına rağmen takımını desteklemek amacıyla mutlaka orada bulunmalıydı.Takımca önceden anlaşmışlar ve de oraya gideceklerdi.Daff oraya vardığında sessizce etrafına baktı.Her yer Ravenclawlı ve Gryffindorlu doluydu.Bu Daff'ı memnun etmişti Gryffindorluları görmek.Uzakta duran Hayley'i gördü.Süpürgesine yaslanıp beklemeye başlamıştı.Etraftan birçok tezavürat yükseliyordu.Bir yandan Ravenclawlar Gryffindorluların sesini bastırırken Gryffindorlular onların seslerini bastırıyordular.Gerçekten de etrafta tam bir maç havası vardı.Daff gözlerini gökyüzüne çevirdi.Gerçekten de güneş tüm ışıltısıyla parıldıyordu.Quidditch bu havada çok iyi yapılabilirdi.Daff Ravenclaw tezavuratlarının arttığını duydu.En sonunda da birisi ."Uzaklaşın isterseniz he antrenman bitmedi daha hadi yatakhaneye" diye bir laf atmıştı Gryffindorlulara.Daff gerçekten sinirlenmişti.Hemde fazlasıyla.Karşısındakiler 1. sınıftı ve onların karşısında ezilmeye asla niyeti yoktu.Sonuçta hepsi 1. sınıfa gidiyorlardı.Belli ki bir kavga başlayacaktı.Ve de bu çok net ve bariz bir şekilde kendini ortaya koyuyordu.Daff gerçekten kızmış ve sinirlenmişti.Bir yandan da kendilerine kibirlice bakan Ravenclaw'lıları süzüyordu..Konuşmaya başladı..'' 1. Sınıf olarak daha fazla konuşmasanız iyi olacak..'' dedi.Ravenclaw'lı grubun içinde kuzeni de vardı ama yinede bu onun onlara laf atmasını engelleyemezdi.Gerçekten karşısındakilere sinirlenmişti.Hayley'e baktı.O da gerçekten fazlasıyla sinirli görünüyordu.Kavga olacağı belliydi.Gryffindor'dan birçok kişi Ravenclaw'lılara kötüce bakıyorlardı.Bu sırada Daff sessizce sinirli bakışlar atıyordu Ravenclaw'lılara.Onların da Gryffindorlulardan kalır yanları yoktu.Her söze bir cevap geliyordu.Etraf yeterince gerilmişti.Ravenclawlılar da anlaşılmaz derecede sinirli gözüküyorlardı.Severus da onlara her an birşey söyleyecekmiş gibi duruyordu.3. Sınıflardan Amy 'de önde Ravenclawlılara sinsice bakıyordu.Daff diğerlerinin yanında neler olacağını beklemeye başladı...

Johnny gözleri yukarıya dalmış bir şekilde o ahmakların konuşmasını dinlemiyordu bile.Kendi kendine daha önce duymuş olduğu bir şarkıyı mırıldanıyor,aynı anda ise ıslık öttürüp duruyordu.Bu alaycı tavırlarına karşı sinir olan Gryffindor Takımı ve diğer Gryffindor öğrencileri artık sahanın içine doğru kendilerini çekmişlerdi.Johnny gökyüzünde bir gökkuşağı görür gibi oldu.Gerçi gözleri onu herzaman yanıltırdı.Ama galiba gerçekti.Elle tutulacak gibi yakındaydı.Ona uzanmaya çalıştı.Ama uzanamıyordu.

Gökkuşağına uzanmanın çabasıyla biraz sendeleyerek küçük bir düşüş yaşadı.Gryffindorlular geldi.Ardından içeriye kuzeni girdi.Hafif sert bakışlarla Keiran,Lucy,Lucienda,Sarah'ı süzüyordu.Gözleri biraz daha yana kayınca Johnny'i gördü ve şok oldu.Ona yapmacık bir gülümseme attı.Ardından:'' 1. Sınıf olarak daha fazla konuşmasanız iyi olacak..'' dedi alaycı bir sesle.

O anda Johnny'nin kalbi atmaya başladı.İçinde intikam aşkı yanıp tutuşuyordu.Gözü dönmüştü.Kuzeni veya akrabası bile dinlemeyecekti.Gidip onu dövmek istiyordu.Gözleri kanlandı.Sinirlenince hep böyle olurdu.

Ardından göz kamaştıran ışık altında tribünlerden aşağıya sert adımlarla indi.Arkasında Srah,Lucy,Lucienda ve diğerleri geldi.Johnny Gryffindor öğrencilerine:"Antrenman bitsin öyle gelin-ki ne zaman biter orası belli değil Hogwarts biter bizim antrenman bitmez"dedi.Ardından büyük kahkalarla karnını tuta tuta-tıpkı bir noel baba gibi-güldü.

Ortalık iyice karışacak gibi gözüküyordu. Sarah artık Luciendanın adını bildiği Miranda isimli kıza dik dik bakıyor, bu karışıklıkta bir lanet sallamak istermiş gibi duruyordu. Gryffindorlulardan bir kaçı öne çıkmıştı. Johnny ise onlara bağırarak laf atıyordu. Bu sırada Ravenclaw Quidditch takımı ise bir şey olmamış gibi uçmaya devam ediyorlardı. Eğer Gryffindorlular biraz sabredip bekleyebilselerdi zaten antrenman bitmek üzereydi. Ancak o son edilen sözler bütün Ravenclawlıları özellikle de 1. sınıfları inanılmaz kızdırmıştı. Önlere geçmek için yerinde duran Keiran'ı ve Gryffindorlulara laf yetiştiren Johnny' ittirerek öne geçerken cümleler kulaklarında çınlıyordu.

"Sen gitte yerine başkanın konuşsun hiç ikna edici olmuyorda "
"Burası Ravenclaw'lılar yeri değil ahmaklar. Artık sıra Gryffindor'da!!"
'' 1. Sınıf olarak daha fazla konuşmasanız iyi olacak..''

Sinirleri iyice tepesine çıkan Lucienda en öne geldi. Artık gerilim hissedilebilecek düzeydeydi. Ve bunu bu hale getiren Gryffindorlulardı.
"Ah evet! Siz 1. sınıf değilsiniz ve bunu anlamanın tek yolu birilerine sormak! Gerçi 1. sınıf olamayacak kadar çocukça davranıyorsunuz,doğru! Ve öyle de görünüyorsunuz." Daha fazlasını söylemek istiyordu. Kelimeler dilinin ucuna kadar gelmişti. Ancak sustu. Daha fazlası çok ağır olabilirdi. Hem bu kadarı bile Gryffindorluları, özellikle büyük sınıfları çileden delirtmiş gibi gözüküyordu.

Artık ortamdaki gerilim yüzünden aralarında bir şimşek çakacak gibiydi, ya da bir büyü yüzünden. Hem birileri asalarını çıkarmıştı. Ancak bir düello saçma olurdu. Üstelik olay çıkarmayı istemeyen Luciendanın siniri söyledikleriyle biraz yatışmış gibiydi. Artık mantıkla bakıyordu ve bu durumun gittikçe kötüleştiğini daha fazla farkediyordu. Ancak söylenenler ne Ravenclaw'ı ne Gryffindor'u yatıştırmış değildi. Üstelik artık Ravenclaw Quidditch takımı da yere inmeye başlıyordu.

Artık kavga başlama seviyesine gelmiş hatta başlamıştı.Gryffindorlular ve Ravenclaw'lıar birbirlerine laf atmaktan kendilerini alamıyorlardı.Artık laf üstüne laf söz üstüne söz bakış üstüne bakış geliyordu.İki binada çileden çıkmışlardı.Daff hala sinirini kaybetmemişti.Karşıda duran kuzenine bakıyordu.Belli ki oda Daff'ın onlara ettiği laftan dolayı sinirlenmişti.Herkes her an birbirine girecekmiş gibi duruyordu.Kimse birşey yapmadan duramıyordu nedense.İki takım da birbirinin üstüne üstüne yürüyor gibiydi sanki.İzlemeye gelenler bile tiz bir uğultu oluşturmuşlardı.Gryffindor'da 3. Sınıflardan Lurina Twekis de sürekli bir laf dalaşı halindeydi.Kız kendini tutamıyor gibiydi.Çevredekiler kıza hayretle bakıyorlardı fakat fazlaca sinirlendiği besbelliydi.Gryffindorlıular ve Ravenclawlıların ardına gitgide birkaç kişi daha ekleniyorlardı.Uğultular boğuklaşıyor ve giderek artıyordu.Herkes birçok şeyler söylüyor.İki takımda birbirine sözler söylüyorlardı.En sonunda Ravenclaw'lardan biri ''Ah evet! Siz 1. sınıf değilsiniz ve bunu anlamanın tek yolu birilerine sormak! Gerçi 1. sınıf olamayacak kadar çocukça davranıyorsunuz,doğru! Ve öyle de görünüyorsunuz." demişti.Bu laf gerçekten de Daff'ı sinirlendirmişti.Kendilerine bakmayan 1. sınıflar 1. sınıflara laf atıyorlardı.Hem de fazlasıyla kötüsünden.Daff kızgındı,gryffindorlular sinirlice haykırıyorlardı.Aynı şey Ravenclawlar içinde geçerliydi.Daff konuşmaya başladı. '' Siz önce kendinize baksanız daha iyi olacak..1. Sınıfa bile benzemeyen asıl sizlersiniz biz değil..'' dedi Daff.Sinirlenmişti.Her söz üstüne bir cevap geliyordu.İki binada birbirlerine kibirli bakışlar atıyorlardı.Daff'ın amacı kavga çıkması değildi ama olaylara bakılırsa kavganın çıkmaması olağan değildi.Artık iki binada fazlasıyla sinirlenmişlerdi.

Misafir

Johnny onu sabah uyandırmasaydı kesin öğlene kadar bir güzel uyurdu. Hafta sonu güneşli bir hava olması güzeldi ama Keiran dün gece geç saate kadar Madam Pince yardım etmekten bütün sırt ve kol kasları sızlıyordu. Eh, keşke birazcık daha uyusaydı. Esneyerek oturduğu yerden havada antrenman yapan ekibi ve seçmeleri kazanan Lily’i izlemek güzeldi. Quidditch oynamayı şimdilik düşünmüyordu. Zaten burnu bu sene fazlasıyla darbe almıştı. Coğrafyasında değişiklik almaya gerekte yoktu. Ama onun gibi düşünmeyen Sarah’ın homurdanmalarına ise sırıtmakla yetindi. Ama ona da hak vermiyor değildi.

Çünkü biliyordu ki şaka gibi bir şekilde sınıf başkanlığı verilmişti ona. Cübbesinin sol yakasında duran rozeti gördükçe hâlâ tuhafsıyordu. 1. sınıftaydı ve sınıf başkanıydı. Bu ne biçim bir işti. Ama belki de hakikaten şaka yapmıştı Profesör Malfoy. Ve yakında bu rozete ve yanında gelen nimetlere veda etmesi gerekecekti. Olmaz başkanların banyosundan vazgeçmesini kesinlikle beklemesinlerdi. Baştan o zaman onu oraya girmesine izin vermeyeceklerdi. O baloncuklu havuzu düşündükçe homurdanmasına engel olamadı. Eğer bu şakaysa harbi paldıran tepesi bir şakaydı.

Bugün Gryffindorluların da mı antremanı vardı? Keiran kendi düşüncelerine dalmışken stada giriş yapmış olan ve onların olduğu yere doğru gelen sarılı kırmızılı ekibe şaşkınlıkla baktı. Kaptanları Hayley Vance’dı galiba. Çünkü bütün ekip ona bakıyordu. Kızın saçları binasıyla uyumu da ayrı şaşılacak durumdu. Vance’ın aynı zamanda sınıf başkanı olduğunu biliyordu. Hoş diğer sınıf başkanı olan David’in burnuna indirdiği darbeyi henüz unutmamıştı. Delikanlılığı kanında hızla akan bu arkadaşın sanki kavgayı kendisi çıkarmış gibi davranmasına içerliyordu. Halbuki partiyi de onları da kurtarmaya kalkışmasa belki de kendisi yerine cezayı onlar alacaktı.

Ekiple beraber gelen üst sınıflarda olduğunu bildiği ve Johnny’nin hababam söz edip kafasını ütülediği kuzeni Daffodil’de onlarla birlikte gelmişti. Kız normalde uzun olduğu pek belli olmayan saçlarını hep toplu olarak gördüğü halde, bu sefer rüzgâra teslim etmiş gibi açık bırakmıştı.. Hoş görünüyordu kış güneşinin altında. Kıza doğru gülümseye çalıştı.

Ama yüzündeki tebessümü Sarah ve Johnny’nin sözlerini duyunca hafiften soldu. Onların hallerine bakılırsa her zamanki gibi bir ceza yolu kendisine gözüküyordu. Bu sefer rozetini mi alırlardı acaba? “Sen git de yerine başkanın konuşsun hiç ikna edici olmuyor da." Offf… Olamaz! Hayley atışmaya gazı vermişti. Keiran yerinden doğrulurken partideki kavgadan hatırladığı James’in arkadaşı olan Anthony de içindekini ortaya döktü. "Burası Ravenclaw'lılar yeri değil ahmaklar. Artık sıra Gryffindor'da!!"

Keiran tam ağzını açamadan Daffodil’in lafını durunca duraksadı. "1. Sınıf olarak daha fazla konuşmasanız iyi olacak..." Johnny’nin hızla çektiği nefesi duymaması imkânsızdı, çünkü genelde bir gamsız baykuş havasında olan arkadaşı sinirden atağa kalkmak için bekleyen yaratıklar gibi burnundan soluyordu. Keiran onu omzunda tutarak engelledi. Johnny ise hızla omuz silkerek elini itmişti. Keiran kendisinin ayaklanan binasındakilerin önüne geçmeye çalışmasını komik buluyordu, ama gene de denemekten zarar gelmezdi. Tüm bina yanacağına biri yanardı olur biterdi. Tamam, uzun boyu ile normal bir 1. sınıf öğrencisi gibi gözükmediği gayet rahat belliydi ama gene de 1. sınıftı işte. Okul kuralları öyle diyordu.

Daffodil'e söyleyeceği şeylerden dolayı içinden Johnny'den özür diledi. Umarım kendisini anlardı yoksa yatakhane arkadaşına hoşçakal diyecekti. “Başkan benim ve evet 1. sınıfım... Bize terbiye drsi vermek istemenize de bir şey demiyorum ama söyleyiş tarzınız biraz tuhaf... Ve siz sayın bayan..." Daffodil'e gözleriyle bakarken bir yandna da içindeki gülen şeytanı dizginlemekle uğraşıyordu. Evet, sizin sayın bayan ağzınızın terbiyesini bozmasını gerektirmez. Ama bir kısa adap dersi lazımsa ben sizin dudaklarınıza bunu memnuniyetle gösterebilirim. Ayrıca antrenmanın bitmesine…” Kolunda annesinin hediyesi olan onun saat dediği ama Keiran’a göre saatten başka her işe yarayan muggle aletine baktığında antrenmanın bitmesine 5 dakika kaldığını gördü.

“Hem 5 dakikamızı da almaz.” Bakışlarını gülümseyerek kaldırdığında karşısındaki grubun bina renklerindeki alev almış meşale gibi hallerini görünce acaba hastane kanadında yattığında ödevlerden muaf tutulup tutulmayacağını düşündü. Elinde olmadan yüzündeki gülümseme kocaman olduydu. Biraz dinlenebilirdi belki de... Acı olucaktı ama tatile hayır da demezdi...

Yinede ısrarla sözüne devam etti. "Arkadaşım Lucienda kusura bakmayın ama haklı. Siz bizden büyüksünüz o zaman bir büyük gibi anlayışlı ve sabırlı olmanızı beklemek isterim. Biz küçüksek bizimle dalaşmak yerine biz burada saatimizi bekleriz demenizi..." Sonra gene saatine baktı. Boşalmış olan antreman sahasını göstererek konuştu. "Buyrun saha artık sizin! Ama ders için geç değil." Sonuncusunu söylemese miydi? Aman boşver...

Misafir

Ortada bir anda birbirine karışan uğultuda Gryffindor'dan Williams'ın sesi gür çıkmıştı: "Sen git de yerine başkanın konuşsun hiç ikna edici olmuyor da." derken Sarah, Johnny'nin sinirden çıldırdığına emindi. Ona nazik olmayan bir kaç laf söyleme eşiğindeydi ki Keiran'ı duyup ona döndü. Sakin sakin, diğer sınıf başkanına söyledikleri bir bakıma hoşuna gitmişti. Çaktırmadan laf dalaşı yapmak en sevdiği işti, inceliklerini elbetteki annesinden öğrenmişti. Lanet kadın...

Ravenclaw antrenmanının sonuna geldiklerin bildiren sözlerden sonra iş fazla uzamadan sona erecek gibi görünmüştü. Sarah da durumu fazla umursamayarak okula dönüp biraz puding yemek niyetindeydi. Lucy'i de tıkınmasına ortak etmek için ardını dönmüştü ki, tiz bir ses tribünde çınlayarak büyüdü ve uğultuyu keskin bir şekilde böldü: "Hey Ainsworth! Duyduğuma göre baban Azkabana doğru kürek çekmeye başlamış bile! Neden annenden gidip bir ziyaret izni koparmıyorsun?"

Nedense Sarah'ya az evvel kulağının dibinde paldıran boynuzu patlamış gibi gelmişti. Kulakları öylesine vınlıyordu ki, Lucy'nin gergin bir sözle söylediklerini güç bela işitebiliyordu. Gryffindordan birkaç kişinin zaferle sırıttığını görür gibi oldu ancak bakışlarının sabitlendiği tek yer, Miranda Warewic'in ince suratıydı.

Ellerinin asasına uzandığını farkettiği sırada bir adımda kolunu Keiran'dan sıyırıp kızın dibinde bittiğini de fark etmişti. Kukla gibiydi. Başkası hareket ettiriyor gibi sanki.. İçinde öyle bir öfke ateşi parlamıştı ki Sarah dahil bütün herkesi kömüre dönüştürecek gibi hissediyordu. "Hay merlinin sakalı.." dedi içinde cılız bir ses. Olay çıkacaktı..

Genzinin derinlerinden gelen hırıltılı sesi kulakları işitmeye başladığında, öfkesine ve nefretine dört elle sarılıp asasının ucunu kızın çenesinin altına dayadı. Sesi, onun mizacından hiç beklenmeyecek derecede çirkin bir tonda havaya karıştı: "Seni soysuz melez.. Bulanık annenin babamı Azkabana göndermeye gücünün yeteceğini o kofti kafan alıyor mu sahiden? Kulağını dört aç da beni iyi dinle.. Arkanı kollasan iyi edersin. Babam aleyhinde sonuçlanacak en ufak bir olay, sevgili anneciğini çok üzer.. Hem de çok.."

Eli öyle çok titriyordu ki asasını sabit tutmak için kızın gırtlağına bastırmak zorunda kaldı. Miranda'nın yüzünde ise solgun bir sırıtış vardı: "Baban beş para etmez bir ölüm yiyen olmasaydı bu durumu düşmezdi.. Benim babam muggle ama onurlu bir adam. Zavallısın. Yerinde olsam soyadımdan utanırdım Ainsworth..."

"URO INCENDIUM!"

"EXPELLIARMUS!"

Sarah kontrolünü kaybettiği bir saniyeden sonra kendine geldiğinde geriye durduğu, Miranda'nin ciyak ciyak bağırdığını ve fena halde tutuşmuş cüppesini çıkarmaya çalıştığını gördü. Asası sıkı sıkıya elindeydi, belli ki ondan daha hızlı davranmıştı. Santim kıpırdamadan kızı seyretti, arkasından ve Gryffindorlardan hareketlenmeler geldiğini görmüştü ancak umursamadı..

Her ağızdan bir ses çıkıyordu.Etraf gerginleşmişti.Sözler havada amaçsızca atılıp tutuluyordu.Daff ne kadar kavga yanlısı olmamasına rağmen kavgaya dahil olmuştu.Ve gitgide ilerliyordu.Gryffindorları bitmek bilmeyen bir hırs bürümüştü.Hepsi sinirle haykırıyorlardı.Ravenclawlarında karşılıkları eksik kalmıyordu asla.David ve Hayley de Gryffindor Başkanları olarak ellerinden geleni yapıyorlardı.İki taraf da susmak bilmiyordu.Herkes birbirine girecekti bu barizdi.Hatta Daff ileriye baktğında Ravenclawlardan Sarah ve Gryffindorlardan Miranda fena halde kavgaya girişmişlerdi.Birbirleriyle sürekli laf dalaşı halindeydiler.Havada sesler boğukça yankılanıyordu.

"Seni soysuz melez.. Bulanık annenin babamı Azkabana göndermeye gücünün yeteceğini o kofti kafan alıyor mu sahiden? Kulağını dört aç da beni iyi dinle.. Arkanı kollasan iyi edersin. Babam aleyhinde sonuçlanacak en ufak bir olay, sevgili anneciğini çok üzer.. Hem de çok..""Baban beş para etmez bir ölüm yiyen olmasaydı bu durumu düşmezdi.. Benim babam muggle ama onurlu bir adam. Zavallısın. Yerinde olsam soyadımdan utanırdım Ainsworth..."

Gryffindorun sözleri gerçekten de ağır olmuştu.Buna kimse dayanamazdı.Bu kadar ileri gitmemeliydi ama gitmişti.İşler tamamen kopmuştu.Kavgaya izlemeye gelen Gryffindorlar da katılmıştı.Daff'n gözü 3. sınıflardan Amanda'ya takılmıştı.Kız adeta bağırınıyordu.Daff hayretle bakıyordu..Ona yine 3. sınıflardan Amy'nin bağırışmaları eklenmişti.Daff bu sefer birşey söylememişti ama içindeki sinir asla geçmemişti.Hala kızgındı ve hala sinirliydi.Sertçe Ravenclawlara bakıyordu.Herkes bir laf dalaşı halindeydi.Ve de kolay kolay biteceğe benzemiyordu.Bazılarının asalar ortaya çıkmıştı bile.

Daff amaçsızca etrafına bakınıyordu.Bir yandan Ravenclawlar ,bir yandan Gryffindorlular..Uzaktan birinin bunları duymaması olanaksızdı.Daff ,sinirlice gözlerini kıstı.Güneş tam tamına gözüne gelmişti.Geriye doğru çekildikten sonra Hay ve David'e doğru gitti.Olanları kızgınca izliyordu...

Hay sözlü kavga edenleri izliyordu çoğu kişi karışmıştı bu kavgaya Hay'da onladan biriydi hatta bazı kişiler trübünlerden inip geliyordu sahaya Hay bu durumdan hiçte hoşnut değildi her an bir kavga çıkabilirdi ve bu kavganın öncüsünün kendisi yada takımından biri olmasını hiç istemezdi.Hem o bir sınıf başkanıydı yakasında ki rozeti hak etmesi gerekiyordu ama laf atarsalarda altta kalacak değildi ve takımının da öyle duracağını hiç zannetmiyordu.İkili çatışmaları izlemeye başladı güneşte tamda tepelerindeydi.Gözlerini açmakta bile zorlanırken nasıl göreceğini merak ediyordu gözlerini biraz daha kıstı ama artık etkili olmuyordu bu durum eliyle allından terini sildi -gerçekten terlemişti- süprügesine biraz daha yaslandı ve kulağına kadar gelen sesin sahibine döndü.“Başkan benim ve evet 1. sınıfım... Bize terbiye dersi vermek istemenize de bir şey demiyorum ama söyleyiş tarzınız biraz tuhaf... Ve siz sayın bayan..."Bu ilk sözler ona hitaben olduğu kesindi ama konuşan Ravenclaw 1. sınıf öğrencilerinden olan ve üstüne üslük sınıf başkanı seçilen ünlü aşk adamı Keiran'dı Hay ondan saygı beklerdi doğrusu.Hay Keiran'a bakıp sinirlice bir kaç adım daha attı.Artık sahanın ortasından iki büyük binanın en iyi Quidditch vardı karşı karşıya kavga ediyorlar kozlarını paylaşıyordular ama bunlar sadece sözlü idi.Keiran sözüne Daff bakarak devam etti. "Evet, sizin sayın bayan ağzınızın terbiyesini bozmasını gerektirmez. Ama bir kısa adap dersi lazımsa ben sizin dudaklarınıza bunu memnuniyetle gösterebilirim. Ayrıca antrenmanın bitmesine…” Keiran saatine baktı antremenın bitmesine sadece 5 dakika kaldığını belirtti Hay sadece beş dakika kalmasından dolayı gayet mutluydu artkı onlar çıkıp oynayabilecekti sonra arkasından bir ses duydu bu sefer bağıran Gryffindorlu biriydi Hay kıza döndü ama kız bağırmaya devam ediyordu Hay kıza bakınca onun Miranda Warewic türübünden Ravenclawlı Sarah Ainsworth'a bağırıyordu doğrusu dedikleri biraz ağırdı Hay bu sözleri kendisi duysa neler yapabileceğini merak ediyordu daha sorna Miranda'ya ufak ama anlamlı bir bakış atttı kız onu görmüştü bir anda sustu ama Hay arkasını döner dönmez tekrar onun seslerini duymaya başlamıştı bile.Keiran bir şeyler ekliyordu sözlerine "Arkadaşım Lucienda kusura bakmayın ama haklı. Siz bizden büyüksünüz o zaman bir büyük gibi anlayışlı ve sabırlı olmanızı beklemek isterim. Biz küçüksek bizimle dalaşmak yerine biz burada saatimizi bekleriz demenizi..." çocuk tekrar saatine bakındca Hay da otomatik olarak kol sattine baktı çocuğa döndü tam konuşacaktı ondan önce davrandı Keiran ""Buyrun saha artık sizin! Ama ders için geç değil." son sözü Hay'ı kızdırmaya yetmişti demek ders alacakmşız öylemi gözleri kısmayı bırakıp güneşe dahi meydan okurcasına tam olarak açıp kızgın gözlerle konuştu. "Asıl ders alması gereken sizsiniz büyüklere saygı konusunda-" bir an duraksadı sonra güneşe sırtını dönüp takım arkadaşlarına bakıp bağırdı "-Şimdi herkes süpürgelerine"diye bağırdı tekrar çocuğa döndü.

Ortalık fena halde kızışmıştı.Herkes birbirine girmeye hazırlıklar yapıyordu.Ardından Keiran geldi.Söylediklerini-hiçkimsenin-tam olarak anlayamıyordu.Çünkü sinirden patlayacak gibiydi.Yalnız kuzenine olan birkaç hakareti işitmiş gibiydi.Keiran'a tebrik edermişçesine baktı.Çünkü Keiran bunları söylerken hafiften korkulu gözlerle bakmıştı Johnny'e.Bu onaylama karşısında biraz rahatlamış gibiydi.

Sinirden onlara ne yapacağını düşünürken birkaç büyü duydu.Sarah mıydı Lucienda mıydı kimdi bilmiyordu ama bir Gryffindorluya gününü göstermişti.Johnny öne atılarak:"Sen Gryffindorun göstermelik başkanı sözlerine dikkat et.Burayı size veririz.Ama ne zaman.Ancak bir güzel kavgadan sonra."dedi.Bina bakanı biraz kızmış bir şekilde Johnny'e tip tip baktı.

Tanımadığı birkaç kişiden birkaç gülüş sesi duymuştu.Bunlara çok sinirlenen Johnny içinden küfür ede ede:"Son gülen iyi gülermiş.Sonunuz ne olacak orasını bilemeyeceğim"dedi.O anda birden bütün gülüşmeler kesilmişti.

Ortalık fena halde kızışmıştı. Bir kavga çıkacaktı gerçekten. Severus buna hazırdı. Yaşadığı tüm olumsuzlukların sinirini karşısında kimi görürse ondan çıkaracaktı. Herkes birbirine laf atmaya devam ederken Ravenclaw başkanı Keiran gelip bir şeyler söylemişti. Kimse onun söylediklerini umursamamıştı. Zaten çoğu kişide dediklerinden hiçbir şey anlamamıştı.

Bu sıraa Ravenclaw'lı biri daha bir şeyler söylemeye hazırlanıyordu. Bu Johnny'di. Johnny biraz daha öne atıldı ve konuşmaya başladı. O da tıpki Severus gibiydi. Sinirini çıkaracak birisini arıyordu.

"Sen Gryffindorun göstermelik başkanı sözlerine dikkat et.Burayı size veririz.Ama ne zaman.Ancak bir güzel kavgadan sonra." dedi. Johnny'nin bu söylediklerinden sonra bir kavga çıkacağı artık kesinleşmiş gibiydi. Hemen ardından Johnny bir şeyler daha ekledi. "Son gülen iyi gülermiş.Sonunuz ne olacak orasını bilemeyeceğim" dedi. Severus hemen öne atıldı.

"Bu sözlerinden dolayı çok korktuk.. Baksana.. Korkudan titriyorum.." dedi dalga geçer bir gülümseme ile. Herkesin eli asasına doğru gitmişti. Gryffindor'lu arkadaşlarına baktı. Onlarda bir şey söyleyecek gibiydi.

Söz söz ardını açıyordu.Her kafadan bir ses çıkıyorduç.Ravenlawlıar da Gryffindorlular da susmak bilmeden yılmadan birbirlerine sataşıyorlardı.Her cümle yankılanıyordu gürce.

"Sen Gryffindorun göstermelik başkanı sözlerine dikkat et.Burayı size veririz.Ama ne zaman.Ancak bir güzel kavgadan sonra.""Son gülen iyi gülermiş.Sonunuz ne olacak orasını bilemeyeceğim"...

Daff bu sözlere gerçekten çok ama çok sinirlenmişti.Bunları söyleyenler arasında kuzeni Johnny de vardı.Ama Daff yinede fazlasıyla kızmış ve de sinirlenmişti.Aynı şey kuzeni içinde geçerliydi.O da kendisine kötüce bakıyordu.Bir yandan Ravenclawlılar laf yetiştirmeye bakıyor ardından Gryffindorlular da bir laf atıyorlardı.Kimsenin susmayacağı belliydi.Ve bunun sonucunda bir kavganın çıkacağıda barizdi.Bunu kendileri de söylemişlerdi zaten.'' Kavgadan Sonra..'' Daff sinirlice;
'' Ah demek son gülen iyi gülermiş..Buna eminiz ki son gülen siz olmayacaksınız..Tek istediğiniz kavgaysa buyrun..''
dedi.Bu sözlere Daff'ın fazlasıyla sinirlendiği belliydi.Etrafına bakınıyordu.Hayley ve Severus onlara sinirlice bakıyorlardı.Kim bakmıyordu ki..David de yanda durmuş,onlara söylediklerinin cevabı olarak sözler söylüyorlardı.Daff 'ın gözleri trübündeki Miranda Warewic'e çevrilmişti.Kız gerçekten ağır şeyler söylüyordu.Daha sonra Daff Hayley'e baktığında Hayley'in Miranda Warewic'e bakış attığını gördü.Bu gerekliydi,çünkü kız gerçekten ağır şeyler söylemişti.Ama Hay'ın ona bakışından sonra susmuştu.Bu sırada 1. Sınıflardan Brooke da sürekli bir tezavürat halindeydi.O da karşılık olarak birsürü şeyler söylüyordu.Daff arkadaşlarına bakıyordu.Gerçekten kızmış görünüyorlardı...

Lily antreman başladığından,takıma arayıcı olarak seçildiğinden beri ateşokuna sıkı sıkı yapışmış snitch'i arıyordu.Bir maç sırasında tek düşündüğü yapması gereken olurdu.Ne Quaffle ne de Bludger umrunda olurdu.Seçilmenin ilk şokunu atlatınca sevinmeye fırsat bulamadan antreman başlamıştı.Maçın başında sahaya göz atınca diğerlerini görmüştü.Fena değillerdi.Ve..Hey..Kovalayıcıları oldukça iyiydi.Aralarındaki paslar ve resmen süpürgeyi tutmadan oynamaları bu işte yeni olmadıklarını gösteriyordu.Biraz gösteriş yapmıyor da değillerdi hani,ama olsun.Buna rağmen tutucuları çok..Kötüydü..Lily başka yorum yapamazdı.Onun bile kurtarabileceği atışlar kaçırmıştı.İşimiz iş bununla.Sarah geçse onun yerine daha iyi olacaktı.Ne yapalım.Vurucularıysa komik bir antreman bulmuşlardı kendilerine.İkisi bir bludger'la tenis oynar gibi oynuyorlardı.Arada birse kovalayıcılara yollayıp onların homurtularını dinliyorlardı.Bunlar dışında bir şey görmemişti Lily ve yarım saat içinde Snitch'i bir kez yakalamıştı.Saha alışık olduğundan büyük ve boştu.Ayrıca bu snitch kaçmasını iyi biliyordu.Yepyeniydi ve ilk Lily dokunmuştu ona kesin.İçinden bir ses öyle söylüyordu.Bu doğruysa bu snitch onu onutmayacak gibiydi.Sntich'lerin ten hafızası vardır..Bir kitap sayfasındaki gibi zihninde beliren sözcüklerle birlikte boş direklerin orada parlayan altın rengi noktayı gördü.Sntich..Süpürgesinin yönünü değiştirip snitch'e giderken süpürgesinin yavaş kaldığını fark etti.Belki de bu doğum günümde bir buzoku almalıyım.Evet olabilir..Bunları düşünürken kitlenmiş gibi snitch'e baktığından herkesin indiğini,Gryffindor'lularla başlayan kavgayı farketmemişti.Ancak bağrışmalar yükselince eli altın topa kapanırken son hızla aşşağıya tatışmanın ortasına indi.Kalabalığın dışına inerken süpürgesini bekleyememiş atlamıştı.Koşarak yanlarına giderken bazı konuşmaları kaçırsa da ipleri koparanını duydu.

"Hey Ainsworth! Duyduğuma göre baban Azkabana doğru kürek çekmeye başlamış bile! Neden annenden gidip bir ziyaret izni koparmıyorsun?"

Sarah..Lily öfkeden gözünün döndüğünü ve büyük ihtimalle kızı boğazlayacağını anlamıştı.Ama konuşmalar da bitmemişti.

"Seni soysuz melez.. Bulanık annenin babamı Azkabana göndermeye gücünün yeteceğini o kofti kafan alıyor mu sahiden? Kulağını dört aç da beni iyi dinle.. Arkanı kollasan iyi edersin. Babam aleyhinde sonuçlanacak en ufak bir olay, sevgili anneciğini çok üzer.. Hem de çok.."

"Baban beş para etmez bir ölüm yiyen olmasaydı bu durumu düşmezdi.. Benim babam muggle ama onurlu bir adam. Zavallısın. Yerinde olsam soyadımdan utanırdım Ainsworth..."

Sen..Sen..Lily sarah'ın elinin asadsına gittiğini duydu.Daha sonra kızın cüppesi yanıyordu.Herşey çok hızlı olmuştu.Kızın cüppesi söndürülürken tekrar konuşmalara döndü.Bunlar kendilerini..Ne sanıyorlar böyle ! ?

"Asıl ders alması gereken sizsiniz büyüklere saygı konusunda-" -Şimdi herkes süpürgelerine"

Lily alaycı bir şekilde güldü.

"Önce o büyükler saygıyı haketse.."

Bunları fısıldarcasına söylese de sessizliğe denk gelmişti.Yine de umrunda değildi.Sol eliyle süpürgesini kavramış sağ elinde çrpınan snitch'i ve asasını tutuyordu.Çkarmış olmalıydı ama hiç hatırlamıyordu.Madem süpürgelere..Elindeki snitch'i bırakırken Hayley'e döndü.

"Bu kadar olay yaparak sahayı aldığınıza göre takımınız çok iyi olmalı. Merak ettim, arayıcınız nasıl oynuyormuş."

O bunları söylerken snitch gözden kaybolmuştu bile. Sahanın neresindeyse tek bir altın parıltı bile görülmüyordu..

Ne olduğu anlaşılmadan birçok söz çıkmıştı.Her kafadan bir laf çıkıyordu.Laflar birbirine girmişti.Bazıları gerçekten çok ağırdı.Ufaklık,melez,kanı bozuk...Bunlar gerçekten hakaret ve argo kelimelerdi.Bu laflar kime geliyorsa durduğu kabahatti.

Bu sözlerden birisi Johnny'e gelseydi eğer işte söyleyen kişinin sonu olurdu.Rüzgar saçlarını savururken sinirli bir şekilde burnundan soluyarak Gryffindor'un çirkin başkanına tip tip bakıyordu.

O tip tip bakarken bir taraftan başkanları Keiran bütün binaya sakin olun dermişçesine bakışlar atıyordu.Kafası bir Johnny'e dönüyordu,bir Lily'e,Bir Sarah'a,bir Lucienda'ya...Bu böyle gidip geliyordu.Ama bu laflara karşın Keiran gerçekten sakin ve olgun bir tipteydi.

Johnny'de Keiran'a nasıl bu kadar sakinsin dermişçesine aynı bakışları farklı bir şekilde iletiyordu.Bakışları Keiran'dan çoktan tribünlere geçmiş bir birinci sınıf öğrencisine takılmıştı.Johnny'e parçalayacak gibi bakıyordu.Sonra ağzından o haysiyet kırıcı kelimeler çıktı."Hey küçük çocuk"O anda Johnny'nin Keiran'a bakan bakışları ani bir hareketle o birinci sınıfa döndü.O anda çocuk iğrenç şeyler söyledi."Baban neler yapmış öyle.Dırdırcı da yazıyordu.Açıkla bunları"Zaten babası yüzünden canı sıkılan Johnny köpürerek onun üstüne yürümeye başladı ve koca bir yumruk geçirdi.Çocuğun bir taraflarından kan gelmeye başladı.

Tatyana'nın öğle yemeğinden sonra Quiddtich antremanına gitmesi gerekiyordu.Geçen seneden beri Lily ile birlikte Quiddtich takımında kovalayacı olarak oynuyordu.Uzun bir zamandır havanın soğuk ve rüzgarlı olmasından dolayı antreman yapamamışlardı.Fakat en sonunda bugün hava biraz olsun düzelmişti.Ilık bir güneş havayı ısıtıyordu.

Öğle yemeğini yedikten sonra ateşokunu almak için yatakhaneye çıktı.Dolabın kenarındaki ateşokunu alıp, uçarcasına bahçeye indi.Takımın toplandığı yere geldiğinde hemen hemen herkesin gelmiş olduğunu gördü.Üzerine Ravenclaw Quiddtich formasını giyerek takım arkadaşlarına gerekli açıklamaları yapmaya başladı. Hazır olduklarında ise hep beraber bahçeye çıktılar.Takımda olmayan diğer Ravenclawlı arkadaşları ise onları izlemek için tribündeki yerlerini almışlardı.

Tatyana o sırada göl kenarındayken yeni tanıştığı Lily'yi gördü.Birinci sınıf olmasına rağmen takıma arayıcı olarak seçilmişti.Tatyna hasta olduğu için seçmelere katılamamıştı ve sadece seçilenin Lily olduğunu duymuştu.Lily'ye göz kırpti.Yüksek sesle''Herkes süpürgelerine '' demesiyle ateşokuna atladığı gibi havalandı.Onların havalanmasıyla tribünlerden alkış sesleri gelmeye başladı.Tatyana ile Lily Quaffle çemberin içinden geçirmek için kıyasıya yarışıyorlardı.En sonunda Tatyana'nın attığı Quaffle çemberden içeriye girdi.William'ın Quaffle tutamadığı için trübünlerden öfkeli sesler geliyordu.

Antreman hızlı bir şekilde devam ediyordu.Tatyana sürekli direktifler veriyor ve takımdakiler de buna uymak için bir sağa bir sola uçup, duruyorlardı.Antremanın bitmesine az bir zaman kalmıştı.Fakat tribünlerden gelen seslerde kesilmişti.Tatyana aşağıya baktığında Gryffindorlu öğrencilerin sahaya geldiğini gördü.Raveclawlı birçok öğrenci ise onların yanına gitmişti.O sırada Tatyana Lily'in de ateşokunu hızlı bir şekilde aşağıya sürdüğünü gördü.Tatyana da Lily'li takip ederek aşağıya indi.

Kulaklarına "Hey Ainsworth! Duyduğuma göre baban Azkabana doğru kürek çekmeye başlamış bile! Neden annenden gidip bir ziyaret izni koparmıyorsun?" diye bağıran bir Gryffindorlu öğrencinin sözleri geldi.Başını o tarafa çevirdiğide ise olan olmuştu ve Sarah kızın cüppesini ateşe vermişti.

"Asıl ders alması gereken sizsiniz büyüklere saygı konusunda-" -Şimdi herkes süpürgelerine" diyen Hayley'yi gördü.Hayley kuzenin sevgilisi, arkadaşı onların binasındakilerle kavga ediyordu.Büyüklere saygı konusunu bu şekilde biliyorsa Tatyana ile Lily ondan büyüktü.Ve antremanlarının da bitmesine zaten az kalmıştı.Biraz daha bekleyebilirlerdi.

Lily de tartışmaya karışıp ''O büyükler saygıyı haketse...'' dedi alaycı bir gülüş ile.Sinirlendiği belli oluyordu.Aslında orada ki herkes sinirliydi.Bir kibrit çaksan herşey havaya uçacak gibiydi.Ravenclaw üyeleri patlamayı bekler gibiydiler.Tatyana bunun olmasını istemiyordu.Kimsenin ceza almadan bu kavganın bitmesi gerekiyordu.Sınıf başkanı olan Keiran'a baktı.Luicenda'nın yanındaydı.Tatyana onun herhangi birşey söylediğini duymamıştı.Ama onlar gelmeden önce söylemiş olabilirdi.

Keiran'ın yanına doğru giderken birden bir birinci sınıf öğrencisinin "Hey küçük çocuk! Baban neler yapmış öyle.Dırdırcı da yazıyordu.Açıkla bunları" diye alaylı alaylı Johnny'ye seslendi.Tatyana artık iplerin koptuğunu anlamıştı.Johnny zaten çok kızgındı üzerine bir de bu sözler gelince iyice öfkelenmişti. Tatyana'nın yapma demesine kalmadan çocuğun üzerine yürüyerek yüzüne bir yumruk attı.İşler iyice çığrından çıkmıştı.Hemen Keiran'a dönüp, ''Hemen bir şeyler yapmalıyız Keiran '' dedi.

Lisa bugün Quidditch antremanı olduğunu biliyordu. Eğer uygun bir ders arası bulabilirse izlemeye gidecekti. Quidditch'e çok meraklıydı ancak takıma girebilmek için 1 sene beklemesi gerekiyordu. Buda sinirlerini bozuyordu. Ama en azından izlemeye gidebilirdi. Özellikle vurucunun kim olduğunu merak ediyordu. Çünkü takıma girerse istediği yer vurculuktu.

Ancak Lisa dersten çıktığında antreman çok tan başlamıştı. Hatta büyük bir ihtimal yarısından fazlasını kaçırmıştı. Koşar adımlarla antremanın olduğu yere geldi. Tahminindende geç kalmıştı çünkü antreman bitmişti. Fakat Lisa'nın dikkatini çeken nerdeyse bina öğrencilerinin hepsinin orda olmasıydı. Sarah,Lucy,Kei,Johnny,Lily ve daha bir sürü Ravenclaw öğrencisi oradaydı. Üstelik sadece Ravenclaw değil Gryffindor öğrenilerininde birçoğu oradaydı. Neden toplandıklarını anlamamıştı. Üstelik tartışıyor gibi bir halleri vardı. Yaklaştıkça artan sesler Lisa'nın kulaklarını tırmalıyor gibiydi. Yanlarına ulaştığında ise tartışmaktan öte resmen kavgaya başlamak üzere olduklarını anladı. Kalablığın arasından sıyrılıp Sarah'ın yanına ulaştı.

"Heyy! N'oluyor burada? Ne istiyorlar bunlar sizden?"

Bir yandan Sarah'ın cevabını beklerken bir yandanda Gryffindorluları süzüyordu. Tam olarak neden kavga ettiklerini anlamamıştı. Herkes sinirli ve gergin görünüyordu.

"Hey küçük çocuk! Baban neler yapmış öyle.Dırdırcı da yazıyordu.Açıkla bunları"

Bir gryffindor öğrencisinden gelen bu ses Lisa'nın şaşırmasına neden olmuştu. Üstüne Johnny'nin söyleyen çocuğa sıkı bir yumruk geçirmesi şaşkınlığını iki kat arttırmıştı. Aslında o çocuk bunu haketmişti ama şimdi gerçekten etraf karışacaktı. Üstelik Lisa henüz neler olduğunuda anlamış değildi. Neden kavga ettiklerini hala bilmiyordu. Ancak gryffindorluların bilmiş tavırları dikkatini çekmekten öte sinirlerini bozmaya başlamıştı. Johnny'nin ne kadar çok sinirli olduğu gözlerinden okunuyordu. Elinde olsa o çocuğu hemen burada öldürebilirdi. Attığı yumruk yüzünden çocuğun yüzünden kan akması hıncını almamıştı anlaşılan. Çocuğun söyledikleri gerçekten sinir bozucuydu ancak eğer kavga çıkarsa herkesin başı belaya girerdi. Hemen Johnny'nin kolundan çekti.

"Johnny sakin ol lütfen!!!"

Lisa Johnny'nin şuan kendisini dinlemeyeceğine nerdeyse emindi ancak yinede biri bişeyler yapmazsa olay büyütüp profesörlerin kualğına gidebilirdi. Ondanda önemlisi birileri sakatlanıp hastane kanadını boylayabilirdi. Hala sinirli duran Johnny'yi çekiştirmeye çalışırken bir yandan etrafına bakıyordu. Birileri bişeyler yapmalıydı...

Daff amaçsızca etrafına bakınıyordu.Ortalık iyice köpürmüştü.Kimsenin kimseye bakacak,dinleyecek hali yoktu.Her iki binayada sürekli olarak öğrenci ekleniyordu ve her biri bir şeyler söyleyip duruyorlardı.Artık işler çığrından çıkmıştı ve düzelmesine de imkan var gibi gözükmüyordu.Daff sessizce bakınıyordu sadece çevrede olanları seyrediyordu.Herkes yüksek bir atışma içindeydi.Herkesin üstüne belli bir sinir düşmüştü ve bunu yenmeye çalışıyorlardı.Sadece yenmek.Gryffindordan bir çocuğun kuzeni Johnny'ye haykırması ile irkildi.

"Hey küçük çocuk! Baban neler yapmış öyle.Dırdırcı da yazıyordu.Açıkla bunları"

Daff buna açıkçası sinirlenmişti.Çünkü lafını ettiği kişi amcasıydı ve her ne olursa olsun çocuğun dediklerini asla tasvip etmiyordu.Kızmış ve sinirlenmişti.Ailesi hakkında söylenen bu laf ağırdı hem de çok.Gryffindorlu çocuğa birşeyler söylemeyi isterdi ama içinde bulundukları durumdan dolayı tek bir kelime bile diyemedi.Çok kızmıştı.Daha sonra Johnny'ye baktı.O kadar sinirlenmişti ki artık çığrından çıkmıştı.Arkadaşları onu yatıştırmaya çalışıyorlardı ama bu işe yaramıyordu.Daff korkuyla bakıyordu.Johnny'nin bu sinirle birşeyler yapacağı belliydi.De öyle olmuştu zaten.Johnny iki dakika sonra kendine ailesi hakkında söz söyleyen Gryffindor'lu çocuğa yumruk indirmişti.Çocuk Johnn'nin indirdiği yumrukla beraber yere kapaklanmıştı ve yüzünden kanlar akıyordu.Daff ileriye doğru baktığında David'in yere düşen çocuğa yardım ettiğini gördü.Gerçekten de çocuk fena olmuştu.Bu sefer ağır sözü söyleyen kendileriydi.Daff Hay ve diğerlerinin yanına giderek;

'' Artık birşey yapmamız gerek baksana çocuk kanlar içinde..Gerçi söyledikleri fazlasıyla ağırdı ama..''

dedi.Sonuçta ailesiydi.Bu sırada yere düşen çocuk yüzünden dökülen damla damla kanlara bakmayarak bir güçle ayağa kalktı ve kendini tutan David'i bıraktı.Çocuk da sinirlenmişti kendisine atılan yumruktan dolayı.O da Johnn'ye doğru ilerliyordu.Diğerleri de peşinden bir hızla gidiyorlardı.

Hay sinirli br şekilde çevresini gözlüyor herkesin ne yaptığını analmaya çalışıyordu çoğu kişi asa çekmemmişti herkes sözlü kavga ediyordu Hay da bunlardan biriydi.Zaten çok sinirli olduğu için herkese bir cevap buluyord.Sinirli olmasındna dolayı hiç bir Gryffidorlu ona bakmıyor onla konuşmuyordu Daff hariç tabi fazla geçmeden yines esler havada uçuşmaya başladı Hay bu seslerin nerdeyse hiç birini anlayamıyordu çoğu ses ona bir bouşmöaymış gibi geliyordu biri hariç arkasından gelen bir bu sesn sahibini tanımıyordu am arkasını dönünce anlamıştı "Önce o büyükler saygıyı haketse..Bu kadar olay yaparak sahayı aldığınıza göre takımınız çok iyi olmalı. Merak ettim, arayıcınız nasıl oynuyormuş."Bu sözler Hayı çok sinirlendirmişti çünkü takımın arayıcısı oydu ve güzel br arayıcı olduğu kesindi üzerine alındığı için kıza doğru bir kaç adım attı kzın yüzünü artık gayet güzel seçebiliryordu.Kız birinci sınıftayken birlikte okudukları Lily BLack idi Hay bu durumdan gayet memnundu çünkü kzın sınıf kalması nedenmiyle ona gayet güzel malzeme çıkmıştı sinirlice konuştu"Sana konuşmak düşmez Black geçen senki hüsrandan sonra-"Kızın yüzü anında değişmişti Haydurumdan memnundu ama söyleyecek daha sözleri vardı tam ağzını8 açmış konuşacaktı ki arkasından gelen bir bağırış sesiyle gerisine döndü.Ravenclawlı Johnny bir Gryffidnorlu çocuğa yumruk atmıştı Hay'ın sinirleri bir anda tavan yaprı elindeki süpürgeyi tutmayı bırakıp yere düşmesini gördükten sonra sinirlice yürümeye başladı ama nereye gideceğine karar verememişti önce Gryffindorlu çocuğa gitmeyi düşündü ama çocuğn zaten başı kalbalıktı sonra Daffla birlikte yien başı kalabalık ama Ravenclawılar tarafınan kalabalıkolan Johnny'e gtimeye başladı.İlerledikçe daha fazla sinirleniyordu kalabalığı yarıp çocuktan 5-6 metere uzakta olduğundan önün boş oluğu için rahatladı çocuk asasını çoktan çekmişti Hay Johnny'den önce davranıp asasını çekti bğırdı "Expelliaarmus!!"çocuğun elindeki asa uçup gitmişti Hay sinirle bir kaç adım daha atıp Johnny' bakmayı sürdürdü.

Misafir

Bir asadan çıkan kıvılcımın çerçöpü tutuşturması gibi olay büyüyüvermişti. Ona neydi ki.. Orada ağız dalaşı yapan grup, birisinin haykırışı -Johnny'nin babasına ne olmuştu ki, öf..- yükselen sesler, alçalan sesler... Hepsini bir grup mantikor yutsa şu an umru değildi. Gözlerini sabitlediği tek şey, Miranda'nın gergin yüzüydü ve bu kızla başa baş hesabını görmezse gece rahat uyuyamayacaktı.

İki bina arası kavga bir gelişme olmadan sürüp gidrken sarah, dikkatin üzerinden çekilmiş olmasını fırsat bilip Miranda'yı sertçe merdivenlere doğru itti. Laf kavgası sürüp gidiyordu, ikisinin de asaları sımsıkı ellerindeydi. Karşılıklı nahoş ithamlarla merdivenlerin sonuna geldiklerinde, yukarıda tribünde süren kavganın hayli dışında kalmış gibiydiler ama tıpkı Sarah'nın olduğu gibi belli ki Miranda Warewic'in de kendine göre yeterli sebepleri vardı, karşısında saldıracak bir yılan gibi ona bakan Sarah'nın canına okumak için.

Sarah ise beyninde binlerce Doksi vızıldıyor da kendi sesini duyamıyor gibi çileden çıkmış bir şekilde ağzını açarken Miranda'nın sesi onunkini bastırdı: "Seni pis yılan! Baban olacak o pislik Azkaban'a gidiyorsa hakettiği içindir! Anneme Imperius uyguladı o! Sizin yüzünüzden annem bir hafta St. Mungo'da kaldı, sırf beyni sulandı sanıldığı için!"

Sarah'nın öfkeyle çarpılmış yüz hatları, aniden gelen bir kahkahayla canlanıverdi: "Haha! Biliyorum! Abim orada çalışıyor, Adelaide zavallısının 'Ben delirmedim, o Ainsworth'dü!' ciyaklamalarını bize patronusla gönderdi, eksik olmasın! O sesi her gün dinlemeye nasıl tahammül edebiliyorsun Warewic? Yirmi saniyesi bilebütün gün kulaklarımın uğuldamasına yetti!"

"Tarantallegra!"
"Expelliarmus!"

Miranda'nın asası az öteye hızla savrulurken Sarah, manzarayı ilginç bulup etraflarına toplananları görmezden gelerek fısıldadı keskince: "Bana kalırsa biraz daha pratik yapmalısın Warewic.. Asanı tutmayı öğrenirsen, biraz da savunma üzerine çalış.."

Kız, binasına yakışır kızıl bir tona bürünüp becerebildiği kadar hızla koşarken Sarah nefretle asasını bir kez daha salladı: "Petrificus Totalus!"

Miranda otların üzerine tok bir sesle kaskatı devrilirken etraflarındaki yeşil cüppelilerden kıkırdaşmalar, Gryffindor öğrencilerindense müdahale girişimleri geldi ancak bir sebeple asalarına uzamadılar. Sarah üzerinde durmadan devasa adımlarla kızın yanına vardı ve kendi kısılmış gözlerini, Warewic'in irileşmiş mavi gözlerine dikip asasını hafifçe salladı: "Vulnus!" Ve asasını kızın boynunda gezdirip, derin olmayan bir çizik açarken hırıldadı: "Seni uyarmıştım, Miranda.. Hem de çok yakın zamanda uyarmıştım. Bu sonuncu olacak.. Bir daha ailem hakkında ağzından tek bir eleştiri dahi çıkarsa, o boş kafanı gövdenden ayırırım.."

Söylediklerinin duyulduğunu sanmıyordu ancak yine de çevrelerinde keskin bir sessizlik oluşmuştu nedense...

O iğrenç çocuk yerde kanlar içinde yatarken kanlarının damla damla akışını izlemek onu mutlu ediyordu.Bazen bir ölüm yiyenden bile acımasız olabilirdi.Eğer biraz daha müdahale etmeye kalkarlarsa bu sefer büyük bir olay çıkaracaktı.

Büyük bir olay zaten çıkmıştı bile.Her taraftan büyü sesleri geliyordu.Sarah birkaç kişiye biyiler yollamaya başladı.Gerçekten çok akıllıca büyülerdi.Ona onaylayan bakışlarla bakarken Tatyana sahaya gelmişti.Çocuğun damla damla akan kanlarını görünce Keiran'a hayretle bağırdı:"Hemen birşeyler yapmalıyız Keiran"Bu lafında haklıydı.Çünkü çocuğun kanları akmaya devam ediyordu.Ardından Lisa Johnny'e doğru yürüyerek:"Johnny sakin ol lütfen"dedi.Nasıl sakin olabilirdi.Zaten Severus ile ağaçlarda yaptığı babası ile ilgili konuşma yeterince canını sıkmıştı.Birde bu salak çocuğun sözleri...

Oturup babasını düşünmek için neler vermezdi.Ama zamanı yoktu.Çünkü kuzeni Johnny'nin üzerine sert adımlarla geliyordu.Hayley'e birkaç şey söyledi.Ama Johnny ne dediğini anlamamıştı.Birşeyler yapmasını söylemişti.Çünkü Hayley birden harekete geçti.Elinde duran ve parmaklarının arasında gezdirdiği asasını Johnny'e doğru tuttu.Johnny tam bir hareket yapacakken birden elinden asası uçup gitti.Etrafa bakıp asasını aramaya koyuldu.

Hogwarts başladığında o zamanlar sevgilisi olmayan Darch ile çağırma büyüsünü öğrenmişlerdi.Bunu aklına getirerek hemen kanlar içinde yatan çocuğun elinden asasını aldı.Konsantre olmaya başladı.Gerçi bu zordu.Ardından tüm gücüyle bağırdı."Accio asa"O anda birden Johnny'nin eli kendi asasını kavradı.Gryffindor başkanına yönelterek:"Expalliarmus"dşye bağırdı.Asa elinden uçtu...