Bir Parça Tanışma Umudu

Daff Muggle Araştırmaları Dersinden sonra Göl Kenarında dolaşmaya gelmişti.Burasını her zaman sevmişti.Oldum olası.Hava güzel görünüyordu,hem de çok.Güneş bulutların arasından süzülüyordu.Işıkları adeta büyüleyiciydi.Hava sıcaktı ama bu Daff'ın gezmesini engelleyemezdi.Engellemeyecekti.Daff etrafına bakınmaya başladı.Göl Kenarı dopdoluydu.Sanki tüm Hogwarts öğrencileri..Hepsi buraya gelmişlerdi.Gerçekten kalabalık görünüyordu.Daff öylesine dalmıştı ki kendisine çarpan çocuğu sonradan farketmişti.Birden olmuştu ve neye uğradığını tam olarak anlayamamıştı.Çocuğa dönerek sinirlice;

'' Merlin aşkına...Ne yaptığını sanıyorsun sen..Daha dikkatli olmanı tavsiye ederim..''

dedi ve çocuğun vereceği cevabı dinlemeden yanından ayrıldı.Sinirlenmişti.Kendisine çarpılmasından asla ama asla hoşlanmazdı.Kim hoşlanırdı ki.Çocuk hala utançla bakınıyordu etrafına.Daff umursamadı ve kendine boş bir bank aramaya başladı.Etraf o kadar doluydu ki.Bu kadar çok bank olan Hogwarts'da tüm banklar dolmuştu sanki.Her yer görülebilir bir şekilde çokça doluydu.Daff en sonunda Gölün tam önünde boş bir bank buldu.Şaşırmıştı.Çünkü gölün hemen önündeydi ve dolması gerekirdi.Daha fazla düşünmeden,hızlıca banka oturdu.Etrafta tanıdığı birilerini görmemişti.Birileri gelse iyi olurdu çünkü Daff yanlız oturmaktan nedense hoşlanmazdı.

Rp Out:
Gelmeyin,Ellen Autumn Reeser gelecek....

Ellen çıktığı dersten sonra yorgun düşmüştü. Öfkesi her seferinde yorgunlukla sonuçlanıyordu. Ne yapacağını bilemedi. Eski Yazılar dersine gitmesi gerekiyordu. Ancak bu durumda derse gitse bile ne yapabilirdi ki...
Biran da duyduğu ses onu kendine getirdi. Bu sesin kaynağı elbet midesiydi. Sabahtan beri hiç bir şey yememişti. Bir süre gölün etrafında yürüdü. Ne yapacağını bilmiyordu. şimdi büyük salona gitse bile ne yiyecekti ki... Biraz yürümek onu sanki daha acıktırmıştı. Oturmaya karar verdi. böylelikle açlık hissi gidecekti. Ancak oturacak hiç boş yer yoktu. Bir çok kişi grup oluşturarak oturmuştu. Ellen'ın onlaron yanına gitmeye niyeti yoktu. Tam bu sırada gözüne Gryffindorlu kız çarptı. Bu kızla biraz önce aynı sınıftaydılar. Ellen tam yanına gitmek için hazırlanıyordu ki birden kendini durdurdu. O kız bir Gryffindorluydu. Beyninde bir anda iki ses yükselmeye başlamıştı. Biri iyilik meleği biri ise kötülük meleğiydi. Ellen iyilik meleğini hep Dumbledore'ye benzetmişti. şimdi beyninde sanki o konuşuyordu.
" Git kızın yanına bina önemli mi?"
O sırada konuşmaya kötülük meleği olarak nitelendirdiği karanlık Lord atladı.
" Asla o bir Grylı. Sen asil bir Slytherinlisin"
Ellen'ın gitgide kafası karışmıştı. Kızın yanına giderse onunla tanışacaktı. Şu anı değerlendirecek bir diyalog kuracaklardı. Ancak biri görürse Ellen'ın anti-muggle ve muggle aşıkları tutumu dalga olcaktı. Ellen derin bir nefes aldı. Kararını vermiş gibiydi. Ağır adımlarla kıza yaklaştı. kız önceonu farketmemişti ama ona yaklaştığını görünce biraz şaşırdı. Ancak bir şey demedi. Ellen kızın yanına geldiğinde konuşmaya başladı.
"Merhaba... Ben Ellen Autumn Reeser... Yanına oturabilir miyim?"
Ellenden beklenemeyecek bir çekingenlik sergilenmişti biraz önce. Ellen kızın yanıtını sabırsızlıkla bekliyordu

"Merhaba... Ben Ellen Autumn Reeser... Yanına oturabilir miyim?"

Daff yanına gelen kızın sesiyle irkilmişti.Kafasını çevirdiğinde kıza baktı.Armasından Slytherinli olduğunu anlamıştı.Zaten daha önce derslerde görmüştü onu.Ortak derslerde.Kız Slytherin'liydi ama Daff buna pek aldırmadı.Sonuçta olay çıkacak değildi.Kıza gülümseyerek;

'' Merhaba ..Oturabilirsin tabii ki..Bu arada ben de Daffodil Sophie Delacour..Memnun oldum..''

dedi.Slytherin'li diye kötü davranacak hali yoktu.Gayet normal bir şekilde konuşmasını sürdürecekti.Bu sırada ileriden birinin onlara doğru koştuğunu gördü.Geleni tanımıyordu ama hızlıca koşuşturuyordu.Daff buna anlam verememişti.Pek de aldırmadı ama hala bakıyordu.Ve de nereye doğru gittiğini anlamaya çalışıyordu.Tam önlerinde duracak gibiydi ama öyle olmamıştı.İlerideki meşe ağacının arkasında kaybolup gitmişti.Arkasından geçip gitmişti.Daff daha sonra yeşil gözlerini tekrar kıza çevirdi.Göl Kenarında her kafadan bir ses çıkıyordu.Öyle kalabalıktı ki.Sanki hiçbir şey duyulmuyor gibiydi.Öğrenciler öylece dağılmışlardı Göl kenarının çeşitli yerlerine .Bu havanın güzel olmasından kaynaklanıyordu muhakkak.Bir haftadır güneş açmadığı için bir anda açınca herkes buraya toplanmıştı.Yani bir haftadan sonra güneş açmıştı.Bu güzeldi.Herkes de buna memnun olmuşa benziyordu.

'' Merhaba ..Oturabilirsin tabii ki..Bu arada ben de Daffodil Sophie Delacour..Memnun oldum..''

Ellen içinde beslediği bir parça umudun şimdi kocaman bir pasta olarak önüne koyulmasına belli etmesede sevdindi. Kötü melek olarak nitelendirdiği Lord'u dinlemediği için neredeyse mutlu olacaktı. Ancak bir an duraksadı. Doğrumu yapıyordu. Ancak aydınlık tarafa geçmek gibi bir düşünce yerleşmemişti bu kızla tanıştığında... Nede birden duraksamıştı ki... Sadece bir tanışma...Ellen ne desem diye düşünüyordu. Karşısındaki bir Slylı olsa gayet rahat bir konu bulabilirdi. Ancak karşısındakinin Grylı olması biraz önce Ellen'a bir pasta şeklinde sunulmuş olan umudun parçalarının yavaş yavaş azaldığı düşündürüyordu.
" Nasılsın?"
dedi. Sanki kırk yıllık arkadaşmış gibi. Bir konun açılma olasılığı yüksekti. Peki neden konuşacaklardı ki... Derslerden mi? Herkesin beyni derslerle dolmuş bir biçimdeydi. Ellen hem kızın yanıtı bekliyor hemde göle bakıyordu. Göl sanki masmavi gökyüzünün bir parçası gibiydi. Yukarı bir tane bile beyaz bulut yoktu...

" Nasılsın?"

Kız Daff nasıl olduğunu sormuştu.Daff kızın iyi biri olduğunu düşünmüştü.Daha önce Slytherinden sadece birkaç kişiyle konuşmuştu adam akıllı.Ellen lede konuşacak gibi duruyorlardı.Ellen mutlaka iyi bir kızdı.Daff Slytherinli olmasına rağmen kıza olumla bakıyordu.Kıza tebessüm ederek;

'' İyiyim,ya sen nasılsın..? ''

dedi.Kızın ne cevap vereceğini bilmiyordu ama kötü birşey söyleyeceğini de asla zannetmiyordu.Sonuçta o da iyi biriydi.Daff daha sonra gözlerini göle çevirdi.Ellen de göle bakıyordu zaten.Hem de dikkatle.Göl tıpkı masmavi bir çarşaf gibiydi.Dediği gibi bir haftadan sonra gölü böyle görmek ona çok iyi gelmişti.Buna memnundu.

'' İyiyim,ya sen nasılsın..? ''

Ellen cevapla birlikte gözlerini gölden çevirdi. Elindeki kitaplara bakmaya başladı. dersten çıkıp hemen buraya gelmişti. Kitaplarını yatakhaneye bırakmak gibi bir fırsatı olmamıştı. Bir yandan kitaplarıyla oynuyor bir yandanda konuşuyordu. konuşurken suçlu bir çocuğu andırıyordu. Özellikle kızla gözgöze gelmemeye çalışıyordu.

" Bende iyiyim... şu dersler olmasa daha iyi olacağım..."
dedi. Yüzünde manasız bir gülümseme oluşmuştu. Aklına biraz önce gitmek zorunda olup gitmediği Eski yazılar dersi geldi. Profesörün onun yokluğunu farketmemesini umdu. Aslında imkansız bir dilekti onun ki...

etrafına baktı bir çok kişi gülüyor ya da hızlı hızlı konuşuyordu. Konuşacak ne çok şeyleri vardı.

" Bende iyiyim... şu dersler olmasa daha iyi olacağım..."

Daff Ellen'in verdiği cevaba gülümsemişti.Aynı şey onun içide geçerliydi.Ellen 'e gülümseyerek;

'' Evet,dersler gerçekten zor..Ama binanız iyi gidiyor..''

dedi .Gerçekten de Slytherin binası öndeydi.Bu yüzden bunu söylemişti Daff.Bira yandan da yan banka oturan tanıdık bir simayı gördü.Bu 3. sınıflardan Amanda olmalıydı.Onu her zaman takdir ederdi.Başarılarıyla olsun.Gryffnidorun baya iyilerindendi.Ama bu aralar kendisini pek göremiyordu.Kıza bakarken tekrarında yanına gelen Miranda'yı gördü.O da aynen Amanda gibiydi.İkisi 3. sınıf oldukları için iyi anlaşıyorlardı.Daff ikisini hep beraber görüyordu zaten..

'' Evet,dersler gerçekten zor..Ama binanız iyi gidiyor..''

Ellen gülümsedi. Gerçekten en son baktığında Slytherin öndeydi. Bu gün girdiği derslerde bunu görmüştü.
" Evet gerçekten öyle..."
dedi. Banka yeni oturan iki kişiye gözü takıldı. Daff'ta onlara bakıyordu. İkiside Gryffindordu ve büyüktüler. Ellen bir süre yine kendi kitaplarıyla ilgilenmeye başladı. Konuşacak konu gelmiyordu aklına... Ailesiyle yaptığı sohbetleri hatırladı. Çoğu karanlık tarafla ilgiliydi ancak arada ailevi meselelerda görüşülüyordu. Ellen bir keresinde meslekler üzerinde konuştuklarını hatırladı. Bu yeni bir konu olabilirdi. Meslekler...
" Hangi Mesleğe sahip olmak istiyorsun ileride"
dedi. Ellen kızın kendisinden büyük olduğunu biliyordu. Gryffindorun önde gelenlerindendi ve ikinci sınıftaydı. Bir D.O. üyesiydi. Aralarındaki arkadaşlığın ne kadar ileleyeceğini merak ediyordu.

" Hangi Mesleğe sahip olmak istiyorsun ileride..''

Ellen Daff'a hangi mesleğe sahip olmak istediğini sormuştu.Daff bunu daha önce sadece bir kere düşünmüştü.Ama aklında birçok soru işareti vardı.Biraz düşündükten sonra Ellen'e dönerek;

'' Aslında çok emin değilim ama profesör olmak istiyorum..Eski Yazılar,Karanlık Sanatlara Karşı Savunma,Astronomi veya Kehanet..Profesörlükte aklımda bu dördü var..Dördünden biri..Tabii bunun yanında bakanlıkta da çalışmak isterim..Uluslar Arası Sihirsel İşbirliği Bölümünde veya Büyü Yasaları Uygulama Dairesi olabilir..Ya sen hangi meslekleri düşünüyorsun..? ''

dedi.Acaba fazla mı meslek söylemişti.Gerçekten de birçok meslek söylemişti ama gerçekti.İşte bunları düşünüyordu.Bunlardan birine sahip olmayı istiyordu ama en çok da profesörlük iyi olurdu.Bunu seveceğine emindi.Acaba Ellen hangi meslekleri düşünüyordu.Bunu merak etmişti.İlk defa bir Slytherinli ile meslekler hakkında tartışıyor,konuşma yapıyordu.Daha önce olmamıştı.Acaba neler söyleyecekti Ellen?Dikkatle Ellen'e bakıyordu...

'' Aslında çok emin
değilim ama profesör olmak istiyorum..Eski Yazılar,Karanlık Sanatlara
Karşı Savunma,Astronomi veya Kehanet..Profesörlükte aklımda bu dördü
var..Dördünden biri..Tabii bunun yanında bakanlıkta da çalışmak
isterim..Uluslar Arası Sihirsel İşbirliği Bölümünde veya Büyü Yasaları
Uygulama Dairesi olabilir..Ya sen hangi meslekleri düşünüyorsun..? ''

Eleln biraz düşündü. Gerçekten o ne olmak istiyordu. Bir ara ailesi onun hakkında bir kaç yorumda bulunmuştu. Ancak o onları sadece dinlemişti. Hiç bir yorumda bulunmamıştı. Şimdi ise ona yöneltilen soruda bu konu geçiyordu.
" Aslında düşünmedim"
dedi. Bu yanıt kızı çok çaçırtmış gibi gözüküyordu. Ellen bir ara düşündü. Bildiği mesleklerden ne okuyabilirdi ki? Sonra birden yüzü aydınlandı. Bulmuştu.
" Aslında İksir Profesörü ya da bir seherbaz olmak isterim"
dedi. iksir profesörülüğü neyse de Seherbazlık nereden çımıştı. Ah ailesi duysa...Kızları bir Seherbaz...Ne yaparladı acaba? Bildiği bir çok seherbaz yoldaşlık için çalışyıordu. Ancak hiç mi istisna olamazdı. Ellen yine düşüncelere dalmıştı. Kendini Profesör olarak düşündü.İksir Profesörü... Slytherin haricinde bütün binada ki öğrencilere işgence ediyor. İçine bir an anlamsız bir mutluluk yayılsada birden kendini çok suçlu hissetti. Yeni tanıştığı arkadaşı bir Gryffindordu...

" Aslında İksir Profesörü ya da bir seherbaz olmak isterim"

Daff Ellen'in İksir Profesörü veya Seherbaz olmak istediğini öğrenmişti.Hoş mesleklerdi.Özellikle İksir Profesörlüğü.Tam bir Slytherin havası..Daff bir an düşündü.Ellen Slytherin olduğu için profesör olduğu zaman Slytherinlilere tatlıca davranırdı muhakkak.İçinden herneyse dedi kendince.Tekrar Ellen'e dönerek;

'' Ailen nerede yaşıyor Ellen..''

dedi.Bunu daha önce kimseye sormamıştı.Ama içinde bir merak oluşmuştu sanki ve de bunu sorma gereği duymuştu.Merak ediyordu.Acaba nerede yaşıyorlardı.Ellenin bunu yadırgamayacağını umuyordu sadece....

'' Ailen nerede yaşıyor Ellen..''

Ellen birden irkildi. Böyle bir soru beklemiyordu. Bu soru acaba kızın aklına nereden gelmişti. Ellen hifif hafif terlemeye başladı. Daha önce kimse ailesinin nerede yaşadığını sormamıştı. ilk soran kişiydi Daff. Ellen doğruyu söylemekle söylememek arasında kaldı. Ancak bir Slytherinlinin yalan söylemesi bütün Slytherinin onurunu ayaklar altına almak gibiydi.

"Fransa... Paris"

Daff kızın ailesinin mugglelar içinde yaşadığını anlamıştı. Yüzünde şaşkın bir ifade barındırıyordu. Ellen ona bir açıklama getirme gereği duydu.

"Muggleların içinde yaşamaları ailemin muggleları sevdiği anlamına gelmiyor..."
dedi. Bir süre bekledi. Başka ne diyebilirdi ki. Ailesinin neden orada olduğunu bile bilmiyordu. Bu konuyu hiç sormamıştı. Onlarsa hiç bir açıklama yapmamıştılar. Ellen şuan kendini büyük bir okyanusta gibi hissediyordu.Ancak o kadar bilinmezin içinde boğulmak istemiyordu.

"Fransa... Paris"

Daff bunu duyunca irkilmişti.Çünkü aynı yerde yaşıyorlardı.Demek ki Ellenin ailesini soyu Fransa'dan geliyordu yani ailesi orada yaşadığına göre herhalde öyleydi.Daha sonra Ellen tekrar konuşmaya başladı.

"Muggleların içinde yaşamaları ailemin muggleları sevdiği anlamına gelmiyor..."

dedi.Daff şaşırmamıştı.Sonuçta karşısındaki Slytherin'liydi ve sonuç olarak Muggle'ları seveceğini sanmıyordu Daff zaten..Bu cevap ona gayette normal gelmişti.Anlamlı karşılamıştı.Karşısındaki Gryffindorlu,Hufflepufflı ya da Ravenclaw'lı değildi sonuçta.Daff Ellen'e;

'' Evet bu mutlaka doğrudur..Sonuçta Slytherin'lisin ve de ben Muggle'ları seven bir Slytherin'li görmedim zaten..''

dedi ve ekledi;

'' Bu arada benim ailem de Fransa'da..''

dedi.Bunu öylesine söylemişti.Aslında bunu Ellen sormadan söylemeyecekti ama yinede onunkiler de Fransa'da olduğu için Daff da hemen bunu söyleyivermişti.

'' Evet bu mutlaka doğrudur..Sonuçta Slytherin'lisin ve de ben Muggle'ları seven bir Slytherin'li görmedim zaten..''

Ellen hafif bir rahatlama hissetti. Ancak kızın neden irkildiğini anlamadı.

'' Bu arada benim ailem de Fransa'da..''

Bu sefer irkilme sırası Ellende idi. kızın neden irkildiğini anlamıştı. Aynı yerde yaşıyorlardı. Bir ara akraba olabilecekleri geldi aklına. Sonra bunun imkansız olduğunu düşündü. Çünkü onların ailesinden kimse Gryffindor'a seçilmemiştir ve seçilme gibi bir lüksleri yoktur. Herkes Slytherin'e aile yadigarı gözüyle bakar yadigarı kaybeden birinin itibarı ailede yok olur.

Ellen geri yaslandı. Hogwast'an çıkan öğrencilere baktı. Anlaşılan ders bitmişti. Profesörün tepkisini merak ediyordu... Daff ile çok üzün süredir oturuyorlardı. Ne konuşacakları konusunda bir kere daha karamsarlığa düştü Ellen...

"Fransa'yı seviyor musun?"

dedi. saçma bir sorudu. Ama kendisi sevmediği çin diğerlerinin düşüncelerinide merak ediyordu.

"Fransa'yı seviyor musun?"

Ellen Daff'a Fransayı sevip sevmediğini sormuştu.Daff Ellenin bu konudaki düşüncelerini bilmiyordu ama yinede o da merak ediyordu.Pek de olumlu yönde değildi sanırsa.Sonuçta Mugglelar vardı ama heryerde değil..Daff Ellen'e hafiften tebessüm ederek;

'' Evet..Hem de çok seviyorum..Ya sen seviyor musun? ''

dedi.Gerçekten de Fransayı seviyordu.Fazlasıyla..Ellenin Muggleları sevmediği belliydi.Daff bu yüzden birşey söyleme gereği duymuştu.Nedense..Bunu bilmiyordu.Sözüne devam etti;

'' Chalons-En-Champagne bölgesinde yaşıyoruz..Orada fazla Muggle bulunmaz..''

dedi.Evet,Daff bunu söyleme gereğini duymuştu.Sonuçta Ellen Muggle'lardan hoşlanmıyordu.Ama fazla birşey de söylememişti.Ama yinede bunu söylediği zaman içindeki irkilme kaybolmuştu.Buna memnundu...

'' Evet..Hem de çok seviyorum..Ya sen seviyor musun? ''

Ellen belli belirsiz gülümsedi. Ne diyebilirdi ki... Aslında Fransa'yı hiç sevmiyordu. Okulun tatil olmasını ise hiç istemiyordu. Ama şuan Daff'a bir cevap vermesi gerekiyordu.

"Ben...Bilmiyorum"
dedi. Aslında bu başından savması gereken bir soruya baştan savma bir cevap vermişti. Etrafa göz gezdiriyordu. Cevabı Daff'ı pek tatmin etmemiş gibiydi. Ama kız bunla ilgili soru sormaktan kaçındı. Ellen bu davranış karşısında kıza inanılmaz derecede bir minnet duydu.

'' Chalons-En-Champagne bölgesinde yaşıyoruz..Orada fazla Muggle bulunmaz..''

Ellen gülümsedi. Kızın safkan olduğunu zaten anlamıştı. Çünkü genellikle muggle doğumlular Slytherinlilerden kaçardılar. Ama kız kaçmamıştı. Sadece bina farkı nedeniyle kızdan uzak duracak değildi.

Hafif bir rüzgar Ellen'ın açık saçlarını yüzüne yapıştırdı. Bu rüzgarın fırtına uyarısı olma ihtimalini göze alan Ellen etrafa baktı. Çok az kişi kalmıştı ve hava kararmak üzereydi.

" Yağmur Yağacak"
dedi. Havaya bakarken bir anda güzel olan bu hava nasıl böyle kapanmıştı.
" Fırtına çıksa çok güzel olur"
Bu sözü nasıl ağzından kaçırdığını bilmiyordu. Daff'ı ürkütmüş olabileceğini düşündü. Ama sonra haıtrladı. İkiside farklı karakterlere sahipti. Sadece bir parça tanışma umuduyla başlamıştı sohbetleri...

"Ben...Bilmiyorum"

Ellen bu cevabı vermişti.Büyük ihtimalle sevmiyordu Fransayı diye düşünmüştü Daff.Ama önemsemedi.Fransayı sevmiyor diye sohbetlerini bitirecek değildi.Daff muggle bölgesinde yaşamadıklarını söyleyince kız memnun olmuş gibi görünüyordu.Daff buna sevinmişti.Sonuçta kendi ailesi de safkandı.Bu yüzden mugglelar içinde yaşamazlardı.Daff daha sonra Ellen'in gökyüzüne doğru baktığını gördü.Daha sonra Daff'da bakmaya başladı havaya doğru.Bir anda kız ;

" Yağmur Yağacak" demişti ve de sonra eklemişti.
" Fırtına çıksa çok güzel olur"

Daff bunlardan ürkmemişti.Karşısındakinin Slytherinli olduğunun da fazlasıyla farkındaydı.Ama kendi de fırtınalı havaları severdi.Hem de çok..Bir de yağmuru.Yağmurun ardından çıkan ve havaya bastıran toprak kokusu güzel olurdu diye düşündü Daff ve Ellen'e dönerek;

'' Yağmurlu havaları sever misin..? ''

diye sordu.Kızın cevabını gerçekten merak etmişti.

Yukarıda gökyüzü kararmaya devam ediyordu. Batıdan bütün Kuzeykarası üzerindeki fırtınanın artan gücüyle taşınan uğursuz gümbürtüler ve derin yıldırım sesleri geliyordu. Muhteşem bir fırtına olacaktı, adeta tabiat ana bu ölü toprakları canlılar için verimli bir araziye dönüştürmek için yıkamaya karar vermişti. Hava soğuktu, ısının düşüşü durduğu halde, esen rüzgâr üç yolcunun giysilerine işliyordu. Gene de bunu pek hissetmiyorlardı, gözleri avlarından bir işaret görmek umuduyla kuzey ufkuna çevriliydi.

Toprağın yüzü fark edilebilir derecede değişmeye başladı. Çıplak arazi hâlâ temel vasfını yitirmemişti; dağınık kayalarla kaplı sert toprak hâlâ duruyordu, ama gitgide sıklaşan iniş çıkışlar yolculuğu zorlaştırmaya başlamıştı. Çatlamış kurak toprak hareketi özellikle zorlaştırıyordu, çünkü normal koşullar allında yürümeyi kolaylaştıran bitki örtüsünden yoksundu.

Lilith, nereye gittiğini bilmiyordu. Benliğini kaybetmişcesine ilerliyordu. Artık ne yapacagını şaşırmıştı. Hava iyice değişmişti.Lilith yere bakarak ilerlerken bunun güç bela farkına varabilmişti. Yavaşça başını kaldırıp agır bir şekilde arkasına baktı. Ağaçların arasında, ufukta az buçuk görünen Hogwarts kuleleri vardı .

- Meğlin'in sakalı!!!

Diyebilmişti sadece. Lilith, mantık ötesi bir dehşet ile..Giydiği kırmızı cübbeyle bellki bir Gryffındorlu ve binadaşı olduğunu bildiği bir öğrenci kafa kafaya vermiş konuşuyorlardı.Kısa bir süre onları dinledi Lilith.Olan bu durumun bir Slytherin'e yakışmayacağını düşünüyordu.Zaten canı sıkkınken şimdi sinrden iyice köpürnüştü.Hızlıca ayaklarını sürterek -bunu geldiğini belli etmek için yapmıştı- ilerledi ve Gryffındorlu kızın önüne geçip "Kim vağmış buğada,Ezik Delacouğ.." dedi aşağılayıcı bir ses tonuyla

rp out:Kurgu Ellen Autumun Reeser tarafından oluşturulmuştur..

'' Yağmurlu havaları sever misin..? ''

Ellen karanlık bir havada kopan fırtınaları ve yağan yağmurlardı düşündü. Hayalleri diğerler kızların aksine bu görüntü süslüyordu.

"Evet... Hemde çok.."
dedi. Bu sırada başını çevirmesiyle birlikte uzaktan gelen Emilie'yi görmüştü. İçini bir anda korku sardı. Ne yapacaktı? Soğuk kanlı davranmaya karar verdi. Diğer kızların bu oluşan küçük arkadaşlığı duyması onu kahrederdi. Emilie yaklaştıkça onun içinede ki korku daha fazla arttı. Daff'a belli etmek istemiyordu. Çünkü arkadaşlarının düşüncelerinden bu kadar korkan biri hakkında nasıl düşünürdü. Emilie'nin yön değiştirmesini çok istedi ama olmadı. Emilie onları görmüştü ve yanlarına geliyordu. Yüzünde ufak bir hayal kırıklığıyla...Emilie yanlarına geldi. Çok soğuk bir sesle konuşuyordu.
"Kim vağmış buğada,Ezik Delacouğ.."

Ellen birden gülmeye başladı. Bu gülmeyi yapma sebebini bilmiyordu. Emilie'yi sadece sima olarak tanıyordu. Gerçek konuşması böylemiydi yoksa taklit mi yapıyordu. Kendini kısa bir süre sonra toparladı.

" Hoşgeldin Emilie"
dedi. Eskisinden daha skain bir sesle. Daff'a bakamıyordu. Çünkü onnda şaşırdığını ve hatta hiç memnun olmadığını anlamıştı.

"Kim vağmış buğada,Ezik Delacouğ.."

Daff birden kendisine böyle hitap eden kişinin sesiyle irkildi.Gerçekten sinir olmuştu.Hemde çok.Bu sırada Ellen'e baktı onu da belli belirsiz bir gülme krizi tutmuştu.Kendine bunu söyleyen kıza mutlaka cevap vermesi gerekiyordu.Kıza dönerek;

'' Ne dediğini sanıyorsun sen!,seni ahmak Slytherin'li..Git de kendine başka bir yer bul...Sinir şey..''

dedi.Kız sinirlenmişe benziyordu.Daff buna memnun olurdu.Söylediklerinden dolayı hafiften gülmeye başladı.Sinir bozucu Slytherinli bunu haketmişti.Bu sırada kıza da küçümseyerek bakıyordu...

'' Ne dediğini sanıyorsun sen!,seni ahmak Slytherin'li..Git de kendine başka bir yer bul...Sinir şey..''

Ellen Daff'ın böyle davranamasını bekliyordu. ama Slytherinli kelimesi onu biraz huzursuz etmiş gibiydi. İki tarafta kızışmadan önce bu işe bir son verilmeliydi. Ama iki tarafından kızgın görünüşü bu işin uzayacağına işaretti.

"Hey... Kendinize gelin..."

dedi Ellen. Ses tonunun sakinleştirirci bir etki yapmasını bekliyordu. Ancak böyle bir şey gerçekleşmedi. İki tarafta kızgındı. Ne yapmalıydı?

"Emilie sanırım biraz sert çıktın... Daff sende çok sert cevap verdin. Ahmak Slytherin kelimesi biraz fazla sert..."

dedi. Ellen son sözleri söylerken tıslamaya başlamıştı. Bu yüzden sustu. Ne olursa olsun Bir Slytherinliye hakaret edilmemeliydi.

"Emilie sanırım biraz sert çıktın... Daff sende çok sert cevap verdin. Ahmak Slytherin kelimesi biraz fazla sert..."

Ellen böyle cevap vermişti.Daff birşey düşünemiyordu.Emilie denen kıza sinir olmuştu.Daha kıza birşey demeden kız gelip ezik gibi saçma sapan şeyler söylemişti.Daff Ellen'e dönerek;

'' Ben o kelimeyi sadece ona söyledim,diğerleriyle bir sorunum yok..Hem kendisi gelip de bana ezik Delacour dememeliydi...''

dedi.Kıza söylediği sözlerden ötürü pişman değildi.Olmayacaktı,olmamalıydı.Kendine sözler söylenmesinden nefret ederdi.

Hay ortak salonda oturmaktan çok sıkılmıştı.Dışarı çıkıp yürümek istiyordu kapıyı biraz kolladıktan sonra kimsenin olmadığına kanaat getirip dışarı öıktı zaten bundan sonrası gayet kolaydı sadece göl kenarına çıkacaktı o kadar.Yavaş adımlarla ilerlerken önüne hiç kimse çıkmadığı için gayet memnundu.Cüppesini düzeltip yere sürünmemesini sağladıktan sonra yağmur yağacakmış gibi görünen göl kenarına adım attı göl kenarı nerdeyse boştu tabi 3 kişi hariç olarak boştu Hay uzaktan yüzleni seçemesede 1 kişiyi sesinden tanımıştı bu kişi Daff'tı Hay yanındakileri tanımadığına emindi biraz daha onlara yaklaştığında ikisinde bir Slytherinli olduğunu fark etti. İkiside biraz küçük gözüküyordu ama Hay fazla aldırmadı.Yanlarına doğru ilerlerken üçüde susmuştu kızların biraz dha ilerlediğinde Daff onun yüzünü görmüştü ve yüzünde rahatlık vardı artık .Daff2ın yanına gitti artık konuşması gerekiyordu.

"Bir sorun mu var Daff?"

rp out;Daff çağırdığı için geldim arkadaşlar:)

Nicole göl kenarında gezinirken ileride Daff'ı,Hayley'i ve de yanlarında hafif sarı saçlı bir kız farketti.Yanlarına koşarak ilerlerken gölün sağ tarafında kalan esmer bir kıza gözü ilişti.Kavga mı ediyorlardı?

Olay yerine yavaş adımlarla daha da yaklaşmaya ve o siyah saçlı kızın kim olduğunu anlamaya çalışıyordu.Küçük bir çalılığının arkasına saklandıktan sonra kızı izlemeye başladı.

"İnanamıyorum,bu..bu kuzen Emilie.Ama neden Daff'la tartışıyorlar?"dedi fısıldaşarak.Sonra daha da hızla onlara doğru yürümeye başladı.Yanlarına gelince ilk olarak Hay'a ve sonra da Daff'a baktı.Hay'a baktığı an yaşadıkları eski dostluk aklına geldi.Gözünden akan bir göz yaşını eliyle sildikten sonra Emilie'ye doğru

"Seninle burada göl kenarında karşılaşmamız iyi ama arkadaşlarımla gördüğüm gibi iyi anlaşamıyorsun sanırım,buna kızdım.Emilie,seni gerçekten özledim,Hogwarts'a geldiğinden bile haberim yoktu.Ama görüşme fassımızı sonraya bırakalım,ilk olarak burada neler oluyor anlat lütfen."

dedi ve onun yanındaki Slytherinli kıza baktı.Daff'la sorunları olmadığını düşündü ve gülümsedi.Hay'a tekrar tekrar bakmak istiyordu ama ağlamaktan korkuyordu.Nicole çok cesur değildi,olsaydı Huff'ta olmazdı zaten.Bu yüzden sustu ve gözlerini sadece Daff'a attı.

Emilie taklit yapmayı bir kenara bıraktı mesajın *gerekli* yerlere gittiğini düşünyordu.Sonuçta Delacour soyu Fransa'dan geliyordu. " Ne dediğini sanıyorsun sen!,seni ahmak Slytherin'li..Git de kendine başka bir yer bul...Sinir şey..'' Bu da nesiydi? Ezik ve budala bir Gryffındorlu Asil bir Slytherin'e laf atma cüretinde bulunmuyordu ya? Bir Slytherin'in bir Gryffındor'la *arkadaşlık* etmeksi kadar kötü ne olabilirdi.Lilth Daffodil'e cevap vermek için tam ağzını açmıştı ki Ellen'in sesi yankılandı kulağında "Emilie sanırım biraz sert çıktın... Daff sende çok sert cevap verdin. Ahmak Slytherin kelimesi biraz fazla sert..." Emilie Ellen'in sinirlenmeye başladığını sesindeki tıslamadan anlamıştı.Sonuçta Ellen bir Slytherin'di ama Gryffındorlu biriyle arkadaşlık etmesi kabul edilemezdi. "Ben o kelimeyi sadece ona söyledim,diğerleriyle bir sorunum yok..Hem kendisi gelip de bana ezik Delacour dememeliydi...'' Daffodil'in o sinir bozucu sesi bir kez daha kulaklarında yankılandı.Sinirlerinin giderek uç noktalara vardığını düşünüyordu Emilie..Bir *baş kaldırış* durumu vardı ortada."Bir sorun mu var Daff?" Emilie sesin geldiği yana kafasını çevirdi.Gelen kızı sima olarak tanıyordu ama bildiği kadarıyla Gryffındor sınıf başkanıydı.Kızın gelmesiyle Emilie'nin uğraşması gereken *ezik* sayısı 2'ye çıkmıştı. "...Emilie,seni gerçekten özledim,Hogwarts'a geldiğinden bile haberim yoktu.Ama görüşme fassımızı sonraya bırakalım,ilk olarak burada neler oluyor anlat lütfen." Emilie sinirden kuzenin ilk tümcesini duymamıştı şimdi tek bir noktaya kaskatı kesilmişti..Daffodil ve Gryffındor başkanına aşağılayıcı bakışlar attı ve kuzenine olayı anlatıyormuş gibi yaparak Daffodil'i iğnelemeye başladı. "Şu gördüğün kız.." dedi Emilie Daffodil'i göstererek.. "O kız..Ezik bir Gryffındor,kendini cesur zanneden bir *budala* bir Slytherin'le arkadaş.." dedi ve Ellen'e kötü bir bakış fırlattı.Ardından alaycı sesiyle konuşmaya devam etti. "Üstelik bu kendini bilmez budala asil bir Slytherin'e -bana- ahmak diyerek hayatının hatasını yaptı.." dedi Emilie..Ardından Hayley'in de sinirini bozacak cümlelerine devam etti. "Gryffındor gibi gereksiz bir Hogwarts binası öğrenci nasıl olurdu asil bir Slytherin'le arkadaşlık yapar anlamıyorum..Tüm *ucubelerin*" Emilie bu cümleyi vurgulayarak özellikle Hayley ile Daffodil'e bakarak söylemeye devam etti. "..yer aldığı bina Gryffındor.Hogwarts içinde sadece *safkanlar* yer almalı.Gryffındor'lu ayak takımlarına gerek yok " dedi ve aşağılayıcı bir gülümsemeyi yerleştirdi suratına.