|
| Bir Parça Mâzi | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Bir Parça Mâzi Salı 29 Nis. 2008, 09:49 | |
| Göl kenarının serin havası, üşenmeden misafirlerinin üzerinden geçip gidiyor, koca araziyi dolanıyor gibiydi. Günün neşesi uzun zamandır yüzünü göstermiyormuşçasına yaşlı ağaçların dallarının arasından gölün berrak suyunun üzerine vuruyor, oldukça hoş bir görüntü ortaya çıkarıyordu. Vakit öğlene yaklaşmakta olduğundan göl kenarında olsa olsa birkaç öğrenci geziniyor, sessizliğin ve yalnızlığın tadını çıkartıyordu.
Gölün havasını solumaya ve bilhassa yalnız kalmaya gelmiş öğrencilerden birisi olan, öğrenci kıyafetiyle pek nazik bir görüntü sergileyen turuncu kafalı Gryffindor, kendisi gibi oracıkta dinlenen birkaç kişiye aldırmamak ve duymamak adına diğerlerinden uzak bir köşeye, koca gövdeli, yaşlı bir ağacın altına serpilmiş, neredeyse uzanacak bir pozisyonda, sağ elinde asasını döndürürken sol elindeki tek çalıyı çeviriyor, boş gözlerle göle bakıyordu. Son sıralarda yalnız kalmaktan başka bir şey istemez halde hissediyordu. Birkaç dersten mahrum kalmış, ödevlerini yetiştirememiş, arkadaşlarıyla ilgilenemeyen, hatta sorumluluklarının bilincinde olmayan bir öğrenciydi. O günkü ruh hali özetle, berbattı…
Arkadaşlarını düşünüyordu. Onlarla ilgilenebilmiş miydi? Jhon, Matt, Lydia ve diğerleri… Yanlarına uğramadığı açıktı. Peki ya onlar? Kendisini düşünüyorlar mıydı? Onlar ne sebepten kendisinin yanına uğramıyorlardı? Onlarda Hogwarts’dan değil miydi? İyice kurcalandığında tek hata kendisinde sayılmazdı değil mi? Sonra dersleri. Birçok bahaneyle ekmişti onları. Yani birkaçını. Ama bu konuda da elinden geleni ardına koymuyordu ya? Ek dersler alıyor, ödevlerine çalışıyordu. Yapabildiği bunlardı. Peki ya kalırsa? Böyle bir durumla karşı karşıya kalındığını duymuştu. Diğer arkadaşları kendisinden bir üst seviyede eğitim görürken kendisi bir yıl daha birinci sınıf mı olacaktı?
”Off…”
Hem de ne ‘of’… O sıkıntıyla ağzından dışarı fırlayan ilk kelime olmuştu. Sıkıntılarını dışa vurmak, başkalarının üzerine atmak ve bekli de paylaşarak rahatlamak istiyordu. Ancak yalnız kaldığında yaşadıklarını daha iyi eleyip dokuyabiliyordu. Sorunlar çözülmek içindi değil mi?
Kendi sorunlarıyla baş başa olduğuna o kadar adapte olmuştu ki ortamda bulunan diğer canlıları unutmuş gibiydi. Arkasından bir yerlerden gelen kuvvetli bir hışırtı bunu gösteriyordu. Birkaç büyüyle bütünleştirdiği asasını kaldırarak yerinden zıpladı. Her an, her şeye hazırlıklı olmak en iyisiydi. Bunu, son sıralarda kendisine felsefe edinmişti sanki… |
| | | Claire M. Pacesky Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 26 Galleon : 12114 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 24/04/08
| Konu: Geri: Bir Parça Mâzi Salı 29 Nis. 2008, 10:07 | |
| Claire'in saçlarını fena şekilde uçuşturan fakat insana da tatlı gelen rüzgar gölden aldığı kuvvetle tüm göl kenarını dolaşıyordu sanki.Gölle bir anlaşmaları vardı galiba.Claire bunu düşünürken kendini gülmekten alamadı.Bazen ne kadar saçma düşünceler beliriyordu kafasında.İstemeden yada isteyerek...Etrafta yine birkaç Slytherinli gördü,hemen uzaklaşmaya başladı.Gölün ta ileride olan yerlerine gidecekti.Yavaş yavaş yürüyordu.
Aklına büyükbabası geldi.Onunla dört yaşındayken ne kadar güzel vakit geçirirdi.Her zaman annesiyle babasına bu kızı üzmeyin n'olur diye tembihlerdi fakat öldükten sonra hiç işe yaramamıştı bu tembih.Aile Claire'le bir kere olsun ilgilenmemişti bile.Claire bunları düşünmek istemedi ve başka şeyler düşünmeye çalıştı.Birden bir kuvvetli rüzgar daha esti Claire bir ağaca tutunmak zorunda kaldı.Kısık bir kahkaha attı ''Ne kadar da zayıfım.'' dedi.Gerçekten de öyleydi.Herhalde çok nadir insan ağaca tutunurdu uçmamak için.Gerçi büyü de yapabilirdi ama istemedi.Ayrıca saçı başı da birbirine karışmıştı.Eliyle onları düzelterek uzun ve güzel yoluna devam etti.Yürümeye devam ederken göle yansıyan silüetini görüyordu.Hafif bir tebessüm oluştu yüzünde.Ardından yorulduğunu farketti.Bir yere oturma zamanı gelmişti fakat o kadar uzun yolda yürümemişti.Bir çocuğa göre çok çabuk yorulmuştu.Romatizması da yoktu.Herhalde düşünceler ağır gelmişti.
Claire'in mavi gözleri oturacak ferah,güzel ve dinlendirici,huzur verici bir yer aradı ama istediğine ulaşamadı.Tekrar yürümeye devam etti.Sarı ve kurumuş yapraklar vardı her tarafta.Hatta bazıları gölde kayık gibi yüzüyordu.Claire bunların hiçbirine basmamak istedi fakat heryerde vardı yapraklar.Zorunlu olarak hışırtılı hışırtılı yürüdü,yürüdü,yürüdü...En sonunda bir yere vardı ki gözlerine inanamadı.Çok ama çok tanıdık bir yüz kendisine asa tutuyordu!Çok iyi hatırlıyordu fakat kim olduğunu çıkaramıyordu bu turuncu saçlı çocuğun..Sen kimsin diye sormak da çok mantıksız olurdu.Ardından ''Lütfen şu asayı bırak.Ben zararlı biri değilim.'' dedi ve armasındaki Hufflepuff resmini gösterdi.Adaletli olduğunu anlatmak istiyordu.Kimse kimseye haksız yere saldıramazdı Claire'in gözünde.Herhalde bu çocuk da o kadar hışırtıdan rahatsız olup siper almıştı.Claire ''Bak gerçekten benden sana bir zarar gelmez.Fakat birşeyi çok merak ediyorum.Senle bir yerden tanıştık mı?Ya da beni hatırlıyor musun?Ben Claire.Çok ani oldu fakat merakımı gidermek istiyorum.Gerçekten gözüm seni bir yerlerden ısırıyor.'' dedi büyük bir merak içinde.Heyecanla çocuğun cevabını beklemeye başladı.. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Bir Parça Mâzi Salı 29 Nis. 2008, 10:50 | |
| Gereksiz yere ayaklandığını karşısına çıkan Hufflepuff cüppeli kızı gördüğünde anlamıştı. Ayağa kalkmak üzere hareketlenirken elinde tuttuğu çalı tanesini yere düşürmüştü. Eğilerek uzunca taneyi tekrar sol eline kondurdu. Tekrar kız ile karşı karşıya olduğunda Hufflepuff’lının telaşa kapılmış yüzünü fark etti. İstemeden de olsa gözleri asasına kaydı. Elinde asa ile o kadar ürkütücü müydü? Kendi kendine sırıtmaya başlamıştı ki bir anda etrafının çok tuhaf bir şekilde bulandığını hissetti. Karşısında duran kız, pembeleşmiş iki yanağının ortasında olan lal dudakları hareket ettiriyor, ancak bir şey duyulmuyordu.
Var olduğu ortamdan uzaklaşmış, başka bir diyarda, başka bir olayın içindeymiş gibi hissetmeye başlamıştı. Bunun nedeni, gözlerinin önünde duran Hufflepuff’lı kızın yerini, turuncu saçları daha yere yakın halde, kendisine oldukça bol gibi görünen bir bluz ve siyah kot pantolonu ile uyumsuzca giyinip kuşanmış bir erkek çocuğu ile yanında oturan, aynı anda hem ellerinden birini kaşlarının üstüne siper etmiş, ileriyi gözleyen, hem de turuncu saçlı minik çocuğu dinleyen, onunla yaşıt, şirin bir kızın alıvermesiydi.
Küçük James, ısrarla yanındaki şirin kıza bir şeyler söylüyor, kızın omzunu dürterek bir şeye zorlamaya çalışıyordu. Ancak ismi Lydia olan bu küçük kız diretiyordu. İnatçı şey… Ne vardı kabul etmeyecek? Alt tarafı Claire’in yanına gidip abisine yazdırdığı mektubu kıza verecekti. Hey! Bir dakika! Claire mı? Nasıl olduysa henüz fark ettiği, pembe yanaklı, sarı saçları omuzlarından aşağıya salınan minik bir kız, hava kokan tavırlarla elini tuttuğu büyükçe bir bayan ile haylaz ikilinin yanından geçiyor, geçerken de özellikle Lydia’ya el sallıyordu…
Aniden maziye yönelik seyre daldığı bu görüntüler gitmiş, kendisini tekrar göl kenarında bulmuştu. Tam anlamıyla bir haylaz olduğu yaşlarda geçirdiği bu küçük maceranın baş rolünü paylaştığı o Claire, karşısında duran Hufflepuff’lı kızdı işte. Fark edememiş miydi? Fark etse ne yazardı ki? Aradan seneler geçmiş, beyninin derinliklerine kondurduğu bu aptal macera unutulmuştu. Veya unutulmuş muydu? Gözleri hareket eden kırmızı dudaklara sabitlenmişti. Garip bir şekilde, bir anlığına kulakları yeni duymaya başlamış gibi hissetmişti.
”- Ya da beni hatırlıyor musun? Ben Claire. Çok ani oldu fakat merakımı gidermek istiyorum. Gerçekten gözüm seni bir yerlerden ısırıyor.'' Kızı ilk gördüğünde hatırlamamıştı. Eskiler bir parça aklından silinmişti tabii. Ancak şimdi gayet iyi biliyordu. Claire… Geçirdiği çocukluk adına kendi kendine gülümsedi. Kızın sözleri bittikten sonra kıza doğru birkaç adım yaklaştı ve asa tutan elini kıza doğru yaklaştırdı. Sonrasında elinde kavradığını unuttuğu asasını diğer eline aktardı ve elini tekrardan uzattı. Birçok konuda unutkan olduğu tarafından belirlenmiş bir şeydi.
”Claire. Evet, şey. Daha önce tanıştığımızı sanmam. Ben James, James Lorgoff…” diye sözlerini ileri sürmüştü. Kız ile kendisinin yeni tanışmış olması gözüne daha hoş görünüyordu. Böylesi daha iyiydi. Kızların ne kadar havalı, şımarık ve dedikoducu olduğu bilincine yerleşmişti. O an için aklına yatan, karşısında duran Hufflepuff’a bir oyun oynamak olmuştu. Bir sakıncası var mıydı? Elbette. Ancak kendisi böyle istiyordu. Az öncesinde hatrına karşına o ‘havalı Claire’ görüntüsü buna sebep olmuştu. Düşüncelerinin yüzüne yansıyacağından korktuğundan bu düşünceleri kenara ittirerek havada kalan elini ‘eee?’ dercesine bir hareketle süsleyerek beklemeye koyuldu… |
| | | Claire M. Pacesky Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 26 Galleon : 12114 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 24/04/08
| Konu: Geri: Bir Parça Mâzi Salı 29 Nis. 2008, 11:21 | |
| Claire düşüncelerden kurtaramıyordu kendini.Şimdi de bu turuncu saçlı çocuğu nereden tanıdığını çok merak ediyordu.Normalde meraklı biri sayılmazdı fakat bazen istisnalar oluyordu.Bu durum da onlardan biriydi işte.Çocuğu inceliyordu sanki geçmiş anılarından birinde vardı bu çocuk.Anlamıyordu belki de Hogwarts'ın içinde görmüştü.Anlam veremiyor,beyiniyle çelişki yaşıyor bu da onu zor duruma düşürüyordu.Böyle çelişkide kalıp üstüne üstlük merakta kalmak en nefret ettiği şeydi.Hogwarts'a birkaç gün önce gelmesine rağmen hemen böyle bir olay yaşayacağını tahmin edememişti işte.Zaten hiçbirşey planlanarak yaşanmıyordu,bir tesadüftü bu.Fakat ısrarlıydı,bir şekilde bu çocukla nereden tanıştığını öğrenmek istiyordu Claire.
Aslında böyle olayların üstüne gidilmemesi gerekir.Çoğu zaman olduğu gibi insanın başına dert açar bunlar.Fakat durum bazen yolundan sapabiliyor.İşte o anda Claire'in düşünceleri yolundan sapmıştı.Bu da iyi,mantıklı,adaletli ve güzel düşünmesini engelleyecekti tabii.Yanlış bir şey yapmaya kalkışacaktı belki de ilk defa.Bu kadar merak insanın başına dert açardı,fazlasına gerek yoktu...Aynı şekilde eski anıları da ortaya saçmaya gerek yoktu.Zaten birsürü hüzünlü,kederli,sevinçli,umutsuz düşünceler vardı Claire'in kafasında.Bir de bunların tuz biber olmasını istemezdi.Ayrıca çocuğun Claire'i tanımamış olması artık daha fazla bu tanıdıklık olayının üstüne gidilmesini engelleyen engellerden biri olmuştu.Hep aynı olayları tekrarlamaktan bir rehavet,bir sıkıntı çökmüştü Claire'in üstüne.Daha bu yaşta bu kadar şey yaşamak istemesi ve yaşaması anormaldi.Ortalamanın üstündeydi..
Claire ne diyeceğini bilemedi.James sadece ismini ve Claire'le önceden tanışmadığını söylemişti.Öncelikle gözlerinin önüne düşmüş olan düz kahkülünü ikiye ayırıp birini sağ kulağının arkasına,diğerini sol kulağının arkasına attı ve daha sonra konuşmaya başladı ''Bende Claire Mélondy Pacesky.Cüppemden anlaşıldığı gibi Hufflepuff öğrencisiyim.Madem tanışmadık diyorsun,peki öyle olsun.'' dedi hafif hüzünlü bir şekilde.Bu tanışmışlık olayının daha fazla üstüne gitmeyecekti artık.Madem yeni tanışmışlardı,daha ilk baştan James'i sıkmayacaktı böyle konularla ve o an ruhunun derinliklerinde bilinmeyen,hafif fakat kuvvetli bir acı hissetti.Nerden gelip ne için geldiği belli olmayan bir acı...
Claire kolay yola geliyor.Şimdi James ona gel gidelim dese hemen onla giderdi.Ruhi iradesiyle,zihniyle her ne kadar çelişkiler yaşasa da.Bir umut kapısı açacağını düşünürdü beraber gittiği kişilerin.En kötüsü de daha kim olduğunu,ne olduğunu bilmeden inanırdı büyücülere.Zihnindeki düşüncelere göre hareket etmiyordu bazen.Gryffindor'lu bir öğrencinin de ölümyiyen olabileceğini hiç düşünmüyordu.Bu da bir nevi bencillikti.Herkesin kendine ait kararları vardı.Belki Seçmen Şapka'ya bu kadar güvenmek yanlıştı.Belki de arada bir istisnalar çıkabiliyordu.Bu istisnalar her ne kadar kaideyi bozmasa da arada bir çapanoğlu yaratabiliyordu... | |
| | | Lydia E. McGrager Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 9 Galleon : 12111 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 25/04/08
| Konu: Geri: Bir Parça Mâzi Perş. 01 Mayıs 2008, 20:30 | |
| Lydia sıkıntıdan patlamış biçimde etrafa boş boş bakınarak ilerliyor, tanıdığı biri var mı diye de bakınıyordu. Ama umutsuzdu galiba. Şu genel gürültünün arasında belki biri olabilir umuduyla yavaşça göl kenarına ilerliyordu. Bu sırada ağzına bir şarkı dolanmıştı.
Tanıdık birini bulamayınca bir ağacın dibine çökmeye mecbur kalan Lydia, boş ağaç ararken tanıdık birini görür gibi olmuştu. Gözlerini kıstı, uzaktaki kişiye baktı.
*Gryffindor ha? Ama hala tanıdık geliyor..*
Biraz daha ilerleyince dilinin ucuna gelen isim hala çıkmamıştı. Artık koşar adım oraya doğru ilerliyordu. Anıları canlanmaya mı başlamıştı ne? En yakın arkadaşı.. Aşık olan kişi.. Heyecanla gözlerini açtı ve bağırdı.
"JAMEEEESSS!"
Koşarak oraya gitti ve James'in yanına çöktü. Onu çok özlemişti.
"Sen kendinden hiç haber verme zaten! Özledim seniii!"
Sevgi gösterisine tam başlamışken yandaki Hufflepuff'lıyı gördü ve bir an o kız da tanıdık geldi..
"Claire??!! Seni de çok özlediim!"
Dedi hızla yerinden kalkıp Claire'nin yanına geçerken. Ona da sıkı sıkı sarıldıktan sonra bir an eski olaylar aklına geldi.. Şimdiyse yanyanaydılar. Acaba..
Hızla yerinden kalktı bir James'e bir Claire'e bakarken. Utanç ve pişmanlık gülümsemesini yaparak geri bir adım atmıştı. Ehh, James'le Claire çıkıyorsa, bayağı rezillik yapmış olurdu. Tabii bunu açıklamak da zordu. Küt diye siz sevgili misiniz? diye soramazdı.
"Yaanii.. Demek istediğiiimm.. Özelse ehhmm.. Öhöö.. Gidim mi?" | |
| | | | Bir Parça Mâzi | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |