|
| Tartışma | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Tartışma Cuma 02 Mayıs 2008, 19:43 | |
| Kah sendeleyerek, kah zıplayarak geçtiği ağaç topluluklarına bakınıyordu. Bulunduğu bölgenin adına ‘fısıldayan ağaç korosu’ denmesine şaşmamalıydı. Resmen ‘fısıldayan’ ağaçlar gözleri önündeydi. Yerlere serpilmiş yapraklara sürünen ayağının sebep olduğu hışırdamalar dışında tuhaf başka sesler daha kulağına çalınıyordu. Bir an için sıkıntı ve sinirin kendisini getirdiği bu yeri terk etme düşüncesi beyninde yerini aldı. Ancak neden gidecekti ki? Okulda ne vardı? Derslerin durulduğu, yemeklerin yendiği bir akşamüzeri vaktinde başka nerede dinlenebilirdi ki? Refleks olarak sırtının üzerinden arkaya çevrilen başını önüne aldı. Ağaçlarla süslenmiş yolu gittikçe karanlık üzerine çullanıyordu. Bu nedenle fazla içeri sokulmamaya karar kıldı.
Zaten ritmi düzene binmemiş olan adımlarını iyice düzeninden çıkartarak, çarpık çurpuk adımlarla gözüne çarpan en yaşlı ağacın üzerine ilerledi. Ancak o sırada bir şeyden dolayı duraksamıştı. Ayağının dolaylarında bir gıdıklanma, rahatsız edici bir sürtünme başlamıştı. Bu da neydi şimdi? Sıkkın bakışlarını ayağına çevirmişti ki bir anda gözleri irileşmiş, fal taşı gibi açılmıştı. Hogwarts sınırlarında bir yılan mı? Yok artık!...
”Hey, hey! La-net olası! Çekil!” diye bağırırken neye uğradığını şaşırmış halde sol ayağını sallıyor, kundurasının hemen yukarısına sarınmış olan küçük yılanı kendisinden uzaklaştırmak için çaba harcıyordu. Nereden çıkmıştı şimdi? Ancak bunu düşünmenin pekte sırası değildi. Sol ayağını bir dans gösterisi yapıyormuş gibi sallıyorken, arka cebine tıkıştırdığı asasını çekip çıkartmak kolay iş değildi. Ancak birkaç deneme sonrasında bunu başarabilmişti. Bu arada yılan, James’in okul pantolonundan yukarı tırmanmaktaydı. Ne yapabilirdi? Asasını aldığı gibi ağzından çıkan ilk büyülü sözü ile beraber yılana savurdu.
”Lumos Maxima!” Aman ne mantıklı! Kuvvetli bir ışıklandırma büyüsü azgın bir yılanda ne işe yarardı değil mi? Peh… Çaresizce asasını yılana doğrultmuştu ki nasıl olduğunu kendiside anlayamadan yılan, pantolondan aşağıya süzülmüştü. Aşırı ışıktan korkarlar mıydı? Bulunduğu duruma aldırmayarak, ister istemez sırıttı. ‘Nox!’ diye mırıldanırken bir yandan da küçük bir maceranın eşiğinden dönmenin verdiği rahatlıkla arkasını dönüyordu. O vakitten sonra kendisine başka bir hayvanın saldırmamasını umarak az öncesinde gözüne kestirdiği koca gövdeli ağaca doğru yürüdü. Sakince ağacın dibine çökerken yalnızlığın verdiği huzuru hissetmenin keyfini çıkarmaya başladı. Yorucu bir günün ardından yalnızlık… Tatmaya değer bir duygu olduğu kesindi.
En son James Simon Lorgoff tarafından Cuma 02 Mayıs 2008, 21:31 tarihinde değiştirildi, toplamda 4 kere değiştirildi |
| | | Lily L. Black Sihirli Oyunlar ve Sporlar Dairesi Başkanı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2960 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12324 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 07/02/08
| Konu: Geri: Tartışma Cuma 02 Mayıs 2008, 20:37 | |
| Lily yemekten sonra bir süre dolanmış en sonunda ortak Salona çıkmıştı Lily. Tam kitaplarını çıkarmış biraz ders çalışmayı düşünürkende pencerede bir takırtı duymuştu.Önce aldırmamış sonra yemeğini bir o erken bitirdiğinden, herkes yemekte olduğundan boş olan ortak salonda kimsenin böyle bir ses çıkaramayacağına emin olduğundan pencereye göz atmıştı. İyi ki de bakmıştı çünkü bir alaca baykuş bekliyordu onu pencerede. Bacağına bağlı mektuptaki eğik el yazısı kimden geldiğini açıklıyordu mektubun. Annem. Baykuşu içeri alıp ortak salonda silkelenmesine aldırmadan mektubu kaptı. Zarfı yırtarcasına açarken ablasıyla konuştuklarrı konu kafasından ışık hızıyla geçmişti resmen.
Sevgili Lily
Öncelikle yolladığın üç mektuba da yanıt vermem gerektiğinden ve mektubum uzun süremeyeceğinden bunu seninle konuşmayı tercih edeceğimi bilmeni isterim.En kısa sürede İngiltereye geliyorum. Sürekli olarak. Daha fazla profesörlük yapmak istemiyorum. Quidditch için anlaşma imzalıyorum bu günlerde Ballycastle Bats ile. Noel Tatilinde gelebilirim. Cevap yazmamanı sağlamak ve merak ettiğini bildiğim bir şeyi cevaplandırmak için, baban geleceğimi biliyor. Ona son günlerde yazsan ilginç bazı haberler öğrenebilirsin.
Arayıcı seçildiğini de araya sıkıştırdığın mektuba gelince, tebrik ederim. Bir gün gerçekten Ballycastle Bats'e girersin gibi gözüküyor.
Mektubumu gerçekten kısa kesmiş olacağım halde burada bitirmek zorundayım. Mümkünse cevap yazma çünkü mektuplarla uğraşamıyorum. Son zamanlarda okul çok yoğun. Dersler filan. Profesörlük sıkıcı iş.
Kendine iyi bak ve ablana selam söyle
Annen Lily mektubu iki kez hızla okuduğunda kafasındaki soru işaretleri geçmemişti.Ne..Ne?? Gözleri satırlarda dolaşırken baykuş açık pencereden gitmişti. Yasak ormana yakın ağaçlığa doğru uçan baykuştan çıkan sesle oraya bakan Lily çalışamayacağını fark etmişti. Ablam.. Ablama söylesem iyi olur. Onu nerede bulacağını bilmese de bahçeye çıkıp yürümek istiyordu. O yüzden kitaplarını yine çantasına atıp yatakhaneye çıkardıktan sonra tişörtünün üzerine çiseleyen yağmur yüzünden bir pelerin geçirip kendini ortak Salondan dışarı attı.
Okul kapısından çıkıp göl kenarına doğru yürümeye başladığındaysa hala elindeki mektuba bakıyordu. Dönecek..Babam..Haber..İlginç.. Nasıl yani ? Böyle düşünerek yürürken göl kenarının kalabalık ağırlıklı havasındansa yasak ormanı az bir şey andıran öğrenciler arasında genellikle " Fısıldayan Ağaç Korosu" denen yere gitmeyi düşündü.Yön değiştirirken adımlarını hızlandırmış yüzüne düşen yağmur damlalarına aldırmadan mektubu kim bilir kaçıncı kez okumaya başlamıştı..
Ormana girip yürümeye başladığındaysa mektubu cebine koydu. Yürürken çevresine bakıyor gelen çatırtılardan biraz irkiliyordu. İlk kez geldiğinden ve yön onusunda süper sayılmadığından çok derine gitmeyecekti. Burada dursam ? Hey bir dakika. Biraz ileride dalların arasında turuncu bir şey gözüküyordu. Saçlar ? Kim olabilirdi ki az bir yağmurda burada. Biraz yaklaşınca fark etti. James ? Burada ne işi var diye diye sordu kendi kendine. Hani o normal değildi yağmurda dolaşmak gibi anormallikleri olurdu da James.Neyse bir ağaca yaslanmış dalgın bir şekilde bakıyordu karşısına.Lily bir an için arkasından bi büyü filan yollamayı düşünse de vaz geçti ve sadece yanına gidip Merhaba demekle yetindi ilk defa.
En son Lily L. Black tarafından Çarş. 07 Mayıs 2008, 20:57 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Ivyanne Lynn Black Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 823 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12342 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/12/07
| Konu: Geri: Tartışma Cuma 02 Mayıs 2008, 21:11 | |
| "Vitt seni gördüğüm iyi oldu. Şey Lily içerde mi?" "Hayır yeni çıktı. Noldu ki?" "Sonra anlatırım. Sağol"
Bütün okulu gezmişti neredeyse! Neredeydi bu kız? Ortak salonunda bile yoktu. *Lanet olsun Lily! En gerekli olduğun zaman kayboluyorsun. Normalde olsan tepemden ayrılmazsın* Bütün gün annesi yüzünden derslerinde doğru düzgün bir şeyler bile yapamamıştı. Biçim Değiştirme profesöründen azar bile işitmişti. Gördüğü rüyadan sonra kendine hala gelemeyen Eva, son dersten sonra Lily'i arama çabaları içerisine girmişti. Yüksek ihtimalle küçük kız kardeşine annesinden cevap gelmişti. Onu acilen bulup, o mektubu okumalıydı. Nerdeyse emindi cevap geldiğinde.
Bahçe? Evet oraya bakmayı niye akıl edememişti ki? Kesin oradaydı dışarı delisi kardeşi. Gecenin bir vakti bile oradan çıkıyordu. Dışarıya çıktığında teninde hissettiği yağmurla birlikte sinirleri iyice bozulmuştu. *Nerden çıktı bu yağmur?* Göl kenarında yoktu. Yasak ormanın kıyısından geçerek Fısıldayan ağaç korosunun bulunduğu alana girdi. Buralarda olmalıydı. *Nerdesin ya!* Deli gibi her yeri ararken gözü ağaçların altındaki kardeşini buldu. Yanında turuncu saçlı.. *Hey bir dakika! O çocuk Ash'ın partide tavana astığı çocuk değil mi? Ne işi var Lily'in o çocuğun yanında* Gözlerindeki soğukluk iyice belirginleşerek hızlı ve sert adımlarla kardeşinin yanına gitti. Kolundan tutarak yanına çekti.
"Lily ne işin var burada bu çocuğun yanında" diye söze girdi turuncu saçlı çocuğa değişik bir bakış atarak. "Annemle ilgili konuşmamız gerekiyor. Ama önce bunun gitmesi gerek"
Çocuğun bu dediklerini duyup duymadığı bilmiyordu ama pek de sakin gözükmüyordu. Bu Eva'nın pek de umrunda değildi. Annesiyle ilgili olan haberleri öğrenmeliydi ve birilerinin buna engel olmasından da pek hoşlanmamıştı.
| |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Tartışma Cuma 02 Mayıs 2008, 22:40 | |
| Yalnız kalmanın verdiği huzurun bir şekilde bozulacağı hissi içine doğmuştu sanki. Ağacın rahatsızlık verici gövdesine yaslanmış, gökyüzünü göstermemekte kararlı olan ağaçlarla savaşıyor, maviliğin gözlerine yansımasını istercesine ‘havayı’ görmeye çalışıyordu. O sırada ağaçlıkların kendilerince yürüttükleri ritmi bozan çeşitli hışırdamalar kulağına ulaşmıştı. Gökyüzüyle yaptığı basit savaşı bir kenara bırakarak ortamdaki değişikliğin kaynağını arandı. Durgun bir suratla kendisine doğru yaklaşan Lily’yi gördüğünde ister istemez hayal kırıklığına uğramışlık hissi benliğini sarmaya başlamış, ancak birkaç saniye içinde yerini başka duygulara bırakmıştı. Anlaşılan Hogwarts’da yalnız kalmaya çalışmak epey zor bir girişimdi. Derin bir nefes alarak neredeyse kızınkinin aynı bir tebessüm takındı ve selamını iade etti.
Kendini akşam vakti tamamıyla üzerine çökene kadar yalnız kalmaya o kadar adapte etmişti ki Lily’nin bile çıkagelmesi bu konsantreyi ve huzuru bir taş ile parçalayıp geçmişti. Ancak yapması gereken bu muydu? Arkadaşlıkları ta okul öncesine dayanan bu kıza bu şekilde soğuk davranmamıştı daha önce. Bundan sonra da davranmayı düşünmüyordu elbet. Kendini toparlayarak suratını Lily’ye çevirdi. İfadesindeki bu gülümsemeyi özlediğini fark etmişti. Hogwarts içerisindeki toplam görüşmelerinin sayısı o kadar azdı ki bunun olmasına şaşırmıyordu. Neredeyse kıza sarılıp öpecekti. Hey! Ne? Ne düşündüğünün bilincinde miydi? Bu düşünceyi bir muggle arabası itekler gibi beyninin derinliklerine sürüklemişti. Bir daha bunu ve buna benzer şeyleri düşünmeyi kendine yasaklamıştı an itibariyle. Saçmalamaya başladığı kanısına varmıştı. Yorgunluğun sebep olduğu saçma düşünceler…
”Eh, Hogwarts küçük bir yer. Anlat bakalım?” diye muzip bir surat ifadesiyle girişti. Lily ile birbirlerini ciddi anlamda uzun süredir tanıdıklarından ‘naber?, nasılsın?’ gibi kısımları atlamak adet olmuştu. Çoğu zaman birbirlerinin hallerinden anlarlardı. Lily’nin bu düşünceli halinin altında yatan sebebi merak etmeye başlamıştı. Ki kızın cevap vermesi uzun sürmemişti. Başlıyordu işte. En iyi arkadaşı kendisine anlatıyor, kendisi dinliyordu. Belki sırlar, belki düşünceler…
*ten minutes later*
Dakikalar sonra ikili sohbete dalmış halde konuşmalarına hala devam etmekteydi ki fark etmedikleri bir şey bu konuşmayı bölmüştü. Bir kız. Kendilerinden yaşça büyük olan bir kızdı bu. Yüzünü bir yerlerden hatırladığı, Hufflepuff cüppeli ve kaba bir kızdı anlaşıldığı kadarıyla. Gelir gelmez bir şekilde kendisini kamçılamaya başlamıştı işte. Kendisinin yanında bulunulması bir felaket sayılıyordu Hufflepuff’lı tarafından. O an için ağzını açmamayı düşündü. Ancak kız kısa bir soluk alıpta ikinci cümlesine geçtiğinde düşünceleri değişmişti. Gayet kolayca anlamıştı ki bu kız hiç ummadığı bir şekilde Lily’nin ablasıydı. Hiç değilse akrabası. Hufflepuff’lı kızın sözleri bittiğinde destek almak için kafasını sağ tarafına çevirdi. Ancak Lily, orada değildi. Lily’nin yeni gelen büyükçe kızın yanında yerini aldığını yeni fark etmekteydi. Demek bir azarlama üzerine kendisinin yanından kalkmıştı? Ama her neyse. Şimdilik ilgilenmesi gereken başka bir problemi ortadaydı. Burada kendisine bir hakaret söz konusuydu değil mi? Sakince ayağa kalktı. İki elini göğüs hizasında birleştirerek konuşmasına başladı.
”Bak sen! Ne o? Burası babanızın mülkümü hanımefendi? Ve belki hafızanızda yer etmemiştir ama insanlara isimleriyle hitap edilir. Edep denen bir şey bilmez misin?” diye cevabını verdi. Kendini savunmaktan çekinmezdi. Ayrıca bu kez kendisi hiç bir şey yapmamış, ‘bela’ gelip kendisini bulmuştu. Söylediklerinin biraz ağır kaçtığı, beyninin derinliklerindeki bir ikinci ses tarafından kendisine fısıldansa da buna aldırmıyordu. Kendinden memnun bir halde, ortamdan bir tepki beklemeye koyulmuştu… |
| | | Lily L. Black Sihirli Oyunlar ve Sporlar Dairesi Başkanı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2960 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12324 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 07/02/08
| Konu: Geri: Tartışma C.tesi 03 Mayıs 2008, 00:15 | |
| James'in baştaki soğuk davranışından şaşıran Lily normale dönmesiyle rahatlamıştı. Neden öyle davrandığını düşünürken de James'in sorusuyla irkilmişti. Her zamanki gibi selam verme gibi uzun işleri atlamıştı James. Eh alışmışlardı artık. İki saat iyiyim sen, bende iyiyim sen gibi şeylerle uğraşmıyorlardı. Vakit kaybı. Annesinin mektubundan kısaca söz ederken mektubu cebinden çıkarıp bakan Lily kısa süre sonra konuyu değiştirmişti. James’e sorular yöneltip cevap dinlemek daha rahattı. Cevaplayan taraf olmayı sevmezdi Lily ama sıra ona geliyordu doğal olarak.Onlar konuşurken çevredeki yaprakların rüzgardan hareket etmesinden oluşan ses buranın adını hak etmesini sağlıyordu.Fısıldayan Ağaç Korosu..
En az on dakikadır konuşuyorlardı herhalde konuşmaya daldıklarından da ağır adımlarla onlara gelen ablasını fark etmemişlerdi. Lavı bile dondurabilecek bakışlarını üzerinde hisseden Lily başını kaldırdığında görmüştü onu ne yazık ki. Onun susması üzerine baktığı yöne bakan James’te ablasını fark edince taramalı gibi konuşmaya başlamıştı zaten ablası. Ne işin var burada bu çocuğun yanında kısmı biraz aşırı kaçmıştı ama sanki. Zaten Lily hatırlıyordu Partide James’in kavga ettiği ‘Safkanlar’ gurubunun yanına gelen ablasının ona attığı bakışı. O yüzden aralarının pek düzgün olacağını sanmıyordu. Özellikle ablasının hoşlanmadığı belli başlı Gryffindor özellikleri varken James’te. Küçük bir tartışma da burada yaşanmaz umarım. Şeklindeki umudu pek gerçekleşmemiş gibiydi. Ablası söylediklerinin yanı sıra kolundan tuttuğu gibi çekmiş Lily’nin yapabildiği tek şey ablasının konuşma isteğinden sonra kolunu kurtarıp alınmış ve sinirli gözüken James’le ablasının ortasına ve biraz sağına geçmek olmuştu. Ellerini beline koyup ikisini süzerken düşündü. Birbirinden pek hoşlanmışlardı yani, süper. Beni arayacak bula bula bu günü mü buldun abla. Annemle ilgili konuşmak için yarını bekleseydin de ben seni bulsaydım ve sakin geçeceğe benzeyen akşam mahvolmasaydı nasıl olurdu ? Kendi kendine söylenirken James’te kendini savunmuştu. Opss.. İyi gözükmüyordu. Ablası sınıf başkanıydı ve sınıf başkanları yine ceza filan verebiliyordu diye hatırlıyordu Lily. Tamam ablası da uğraşmıştı ama James’te altta kalmış sayılmazdı hani. Bir birine bir diğerine bakan Lily bir umut ondan altı yaş kadar küçük birine bulaşmayacağını umdu ablasının. | |
| | | Ivyanne Lynn Black Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 823 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12342 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/12/07
| Konu: Geri: Tartışma C.tesi 03 Mayıs 2008, 01:28 | |
| Yağmur şiddetini artırıyordu gittikçe. Gökyüzünü neredeyse kaplamış ağaçlardan yağmurun buraya yağmayacağını düşünmek gibi saçma bir düşünceye kapılsa da, cüppesinin şimdiden ıslandığını görünce üşümemesi elde değildi. Zaten bozuk olan sinirleri, artan yağmurla ve içinde bulunduğu durumla katlanıyordu neredeyse. Delici bakışlarıyla Lily'i süzüp, ondan bir açıklama beklerken hiç ummadığı bir şekilde savunmaya geçen çocuk dikkatini çekmeyi başarmıştı. Ne söylüyordu bu yahu? Aradaki yaş farkına bakmadan böyle konuşması gerçekten David gibi cesaret budalası olduğunu gösteriyordu. Edepten mi bahsediyordu? Kendisinden büyüklerle nasıl konuşacağını öğrenememiş bir çocuk, kalkmış ona edebi anlatıyordu. Sıkıntıyla kafasını iki yana salladı.
"Bence de insanlara ismiyle hitap edilir." dedi bakışlarını Lily'nin üstünden çekip çocuğa yöneltirken. "Hem edepten bahsediyorsun hem de onunla alakan yok. Farkında mısın ama senden altı yaş kadar büyüğüm"
Lily hala sessizliğini koruyordu. Bu Eva'yı oldukça rahatsız etmişti. Kendi kardeşi olduğundan şüpheleniyordu bazen. *Bu kızın genlerinde kesin bir bozukluk var. Nasıl bu kadar zıt olabiliyoruz?* Babası bu yaptığını duysaydı ne tepki verirdi acaba? Küçük kızı kanıbozuk bir çocukla arkadaş! Kesin çıldırırdı. Yağmurla beraber ortaya çıkmış olan rüzgarın etkisiyle sallanan ağaç dallarının hışırtısını bastırmak için ses tonunu yükseltip Lily'e hitaben:
"Lily susmasana! Bir açıklama borçlusun bana." dedi sert bir sesle. İşe yaramıştı galiba ki küçük kardeşi turuncu saçlı çocuktan kafasını çekip ablasına çevirmişti. Yüzündeki ifadeden arada kaldığı net bir şekilde belli oluyordu. Tek kaşına kaldıran Eva, bu duruma hala inanmakta güçlük çekiyordu. Küçükken bu kızın annesinin yanında büyümesi büyük hataydı. Zekaya verdiği önemi birazcık da başka şeylere verseydi keşke!
| |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Tartışma Paz 04 Mayıs 2008, 12:03 | |
| Bulunduğu yerden beklediği tepki, doğanın bir nimeti olan yağmurun başlamasıydı. Günün son parlaklığını kendisinden gayet iyi saklayan ağaçlar, yağmura engel olamıyordu. Neyse ki James, ağacın kabuklarına yaslandığından üstündeki hizaya dizilmiş dallar sayesinde biraz da olsa bu nimetten nasibini alması engelleniyordu. Hızlanmaya başlayan yağmur, kendisine cevap vermeye çalışan kızın sesini boğuklaştırıyor, kendisinin kulağına zorlukla ulaştırıyordu.
Kızın dağarcığından döktürdüğü kelimeleri dinlerken bir anda istemediği bir şey gerçekleşmiş, kolu ileri uzanmış, Lily’yi çekip almıştı. Bunu neye dayanarak yaptığını tam olarak kestirebilmiş değildi. Belki yağmurun başlamasından ve kasten yapılıyormuş gibi suların doğrudan kızın başından aşağıya dökülmesindendi. Belki de en iyi arkadaşı bildiği kızın kendisini savunmasını, yanında olmasını istediğindendi. Ama bir şekilde, o an içerisinde Lily’nin kendisinin yanında durması bile kendisine güç verecekmiş gibi hissetmişti. Bu arada Hufflepuff’ın sınıf başkanı olan kız, kendisine verdiği cevapları bitirmiş, topu kendisine atmıştı. Bu kızın kendisiyle ne alıp veremediği vardı? Sesindeki vurguyu fark etmişti. Kendisini başka bir varlık sıfatına koyuyor, düpedüz hakaret ediyordu. Hoş, kendiside kıza iltifat etmemişti yani. Kız kendisinden yaşça büyük olabilirdi. Söyledikleri bir bakıma doğruydu. Ama bu kendisine edilen bir hakaretin cevapsız kalacağı anlamına da gelmezdi değil mi? Hem bu kızın kendisiyle alıp veremediği neydi? Kendisinin bulunduğu bölgeye ayak basar basmaz, yerinde duramamış, ilk hakareti savurmuştu. Cevap vermeden önce karşısındaki kişinin huyunu-suyunu bilmekte fayda vardı…
”Bana baksana sen! Bu lanet yere adım atar atmaz bana laf atmaya çalışan sensin tamam mı! Ona buna laf atıp, susturabileceğini mi sanıyordun? Öyleyse yanılmışsın!” Neler oluyordu? İçinde ani bir öfke patlaması gerçekleşmişti. Adeta kıza saldırmak istiyordu. İçindeki öfkeyi kusarken, güç almak istermişçesine yanında duran Lily’nin elini kavramış, her kelimesinde biraz daha sıkıyordu. Ancak bunun farkında mıydı bilinmez. Bir anlık bu duraksamasından sonra derin bir soluk alarak devam etmişti. Şimdi sustur, susturabilirsen…
”-İstersen yirmi yaş büyük ol! Bana laf atıyorsan cevapsız kalmaycaktır. Emin ol!” Aziz öfke. İnsanı kendine esir ediyordu belki. Belki rahatlatıyordu. Düşünceleri aynen dışarı dökülmüştü. Kızın az öncesinde Lily’ye bir şeyler söylediğini bile fark edemeyecek kadar öfkelenmişti. Kız da hak etmemiş değildi. Çoğu zaman olduğu gibi iyi geçmesini umduğu bir gün daha mahvolmak üzereydi. Fısıldayan ağaç korosu denen bu yere dinlenmek için gelmişti değil mi? Her neyse artık. Öfkeli suratı, az öncesinde olduğu gibi bir cevap bekliyor, tekrarlanacak olan patlamaya hazırlanıyordu… |
| | | Lily L. Black Sihirli Oyunlar ve Sporlar Dairesi Başkanı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2960 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12324 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 07/02/08
| Konu: Geri: Tartışma Paz 04 Mayıs 2008, 21:54 | |
| Yağmur tüm hızıyla yağarken sırılsıklam olmuş pelerini sırtına yapışmıştı. Normalde sinir bozucu olsa da bunun üzerinde düşünememişti bile. Yağmuru arada bir ona eşlik eden gök gürültüsü hariç hiç bir ses bastıramazdı. Tabi bir de ablasının sesi dışında. Merlin aşkına iki insan bu kadar mı zıt olurdu ? Eragon gelse daha iyiydi buraya ya. Sinirli bir tavırla ona bakarken bunları düşünüyordu. James'e söyledikleri -özellikle karakterini bildiği arkadaşı için- ağırdı. Babası dahil ailede kimse böyle bir safkan takıntılı yada..yada bencil değildi. Aslında aradığım sözcük kıskançta olabilir. Hayır yani..Bunları düşünürken ablası geldiğinden beri sessiz kaldığını fark etti. Kavgalarda yer almadıkça bulaşmazdı zaten. Ama madem ablası istiyord-
Tam düşündüklerini sert bir şekilde söylemek için ablasına dönmüştü ki bir şeyin, daha doğrusu birinin -James ? onu çektiğini fark etti. Ha ? Neden ? Ablasına söylemek üzere olduklarından önce fark ettiği şey artık eskisi kadar ıslanmadığıydı. Yağmurun altında alaycı, şaşkın yada öfkeli olduğundan emin olmadığı bir surat ifadesiyle duran ablasına bakarken içinin öfkeyle dolduğunu fark etti. Ne..Ne demeye buraya geldin ki ? Koskoca şatoda başka gidecek yer yok muydu sanki ?
Düşünceleri tekrar ablasının son söylediklerine kayarken James kendisine söylenenlere hızla karşılık vermeye başlamıştı. 'Snitch'ten hızlı bunlar Merlin adına.' James konuşmaya devam ederken elini kavramıştı. Lily'se fark etmemişti bile çünkü resmen muggle'ların saçma sporlarından teniz maçını izler gibi bir her şekilde ıslatan yağmur sayesinde turuncu saçları anlına yapışan ve neredeyse ablasına saldıracak gibi gözüken - Büyük bir hata olurdu. Lily ancak o zaman James'in elini tuttuğunu fark etmiş ve her halde her şeye rağmen refleksle elini sıkmıştı. Sağı solu belli olmaz Lily'nin düşündüğünü yapmaya kalkabilirdi. En azından tutmaya çalışması kolaylaşabilirdi böyle bir şey olursa.- James'le ıslak ve sinirli gözüken ablası arasında gidip geliyordu.
Evet James'te öfke kusmuş ve susmuştu. Ablası karşılık vermeden söylediklerine karşılık vermesi gerektiğini bilen Lily ablasına bakarken yeşil gözleri hem tartışmayı başlatan onu hem de her ne kadar -ne denir tahrik edilmiş ? olsa da James'i düşünürken öfkeyle parlıyordu. Bu yüzden konuşmaya başladığındaysa aslında son derece kısa olan söylediklerini normalde kullanma gereği duymadığı bir kesin ve sertlikle söylemişti - nedenini kendi de bilmese de- " Susuyorum çünkü özellikle senin yaşından beklemediğim kavgayı -yada tartışmayı mı desem ?- şaşkınlıkla izliyorum. Açıklamaya gelince.. Neyi açıklamam gerekiyor ? Neden çoğu kişi ortak salonlarındayken ve yağmur yağarken senin gibi dışarıda olduğumu mu ? " Ablasının bir kaç adım öne gelmesini ve ona tehditkar bir bakış atarak bir adım daha atmasını izlerken fazla mı ileri gittiğini düşündü bir an. Ama hayır ablasından kırıcı değildi. Yada James'ten.. | |
| | | Ivyanne Lynn Black Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 823 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12342 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/12/07
| Konu: Geri: Tartışma Ptsi 05 Mayıs 2008, 17:08 | |
| Yağmurun gittikçe hızlanmasıyla cüppesi tamamen ıslanmış, saçlarından aşağı sular düşüyordu. Çıkan rüzgarın etkisiyle ıslak bedeni üşümüş, titremeye başlamıştı. Belki de bu titremesinin altında karşısındaki manzara vardı. Turuncu saçlı çocuk -soyadının Lorgoff olduğunu hatırlamıştı zorlayarak- kız kardeşini yanına çekmişti. Bir dakika! Elini mi tutmuştu Lily'nin? *Yok artık bu kadarına nasıl cesaret ediyordu bu?* Lily ise tamamen kayıtsızdı bu duruma. Hayal görüyor olmalıydı. Böyle bir manzarayı rüyasında görse inanmazdı.
”Bana baksana sen! Bu lanet yere adım atar atmaz bana laf atmaya çalışan sensin tamam mı! Ona buna laf atıp, susturabileceğini mi sanıyordun? Öyleyse yanılmışsın! İstersen yirmi yaş büyük ol! Bana laf atıyorsan cevapsız kalmaycaktır. Emin ol!”
*Hey hey noluyor be!* Çocuğun seni yağmura rağmen oldukça rahatça gelmişti kulaklarına. Fazla cesaretliydi ve kendinden emin. Kim olduğunu sanıyordu bu? Sadece on bir yaşında küçük bir çocuktu. Bu bağırma hakkını ona kim veriyordu? Sinirden vücudu titreyen Eva yine kendine hakim olamıyordu. Bu huyunu sevmiyordu hiç. Olaylara bir türlü soğukkanlılıkla yaklaşamazdı oldum olası. Asasına sarılmamak için kendini zor tutsa da bu işi mantığıyla halletme fikri daha baskındı beyninde.
Önünü görmesini engelleyen saçlarını, buz tutmuş elleriyle sırtına attıktan sonra cevap vermek için dudaklarını araladı. Bu sefer de kardeşi başlamıştı konuşmaya. Ama küçük bir sorun vardı galiba ki küçük kız ablasından yana olmak yerine yanındaki cesaret budalasının tarafında olmayı tercih etmişti. *Yaşımdan beklenmeyecek tartışma mı? Bütün bunların sorumlusu ben miyim yani? Saçmalama Lily* Hala karşısındakinin kendi öz kardeşi olduğuna inanmakta güçlük çekiyordu. Eva kendini kaybetmiş gibiydi ki onlara doğru tehditkar bir şekilde yaklaştığının bile farkında değildi. Ellerini beline götürmüş, gözlerini sinirlerini belli etmek amacıyla kısmıştı. Bu haliyle uzaktan cadı gibi gözüktüğüne emindi. Bir süre sessiz kalıp, çocuğun kardeşinin elini bırakmasını bekledi. Ama Lorgoff bana mısın demiyor, her saniye kızın elini bırakmamak da inat ediyordu. Bu manzaraya daha fazla dayanamayan Eva, ellerini belinden çekip Lily'nin yanına yaklaştı. Kolundan tutup kendi yanına çekti.
"Bana bak Lorgoff! Burada olmasaydın sana laf atacak falan değildim. Kim olduğunu sanıyorsun ki benim umrumda olacaksın. Bir daha kardeşimin yanında görürsem seni, bu kadarıyla zor kurtulursun benden." dedi ve bakışlarını dibindeki Lily'e çevirdi. "Ve sana gelince Lily. Açıklamaya bunun yanında ne işin olduğuyla başlayabilirsin sanırım. Buraya annemle ilgili konuşmak için gelmiştim ama anlaşılan önce senin aklını başına alman gerekiyormuş. Evet seni dinliyorum" | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Tartışma Çarş. 07 Mayıs 2008, 12:12 | |
| Dikkatini Hufflepuff’ın sınıf başkanı olduğunu bildiği kızın üzerinde yoğunlaştırmıştı ki, yağmurun eşliğinde yan tarafından bir yerlerden yükselen boğuk sesi fark etmesi geç olmuştu. Lily, ablasına kendisinin cevabının üzerine bir cevap daha yapıştırıyordu. İçindeki sesin kıkırdadığını duyar gibiydi. Ancak bulunduğu ortam dolayısıyla gülmesinin uygun olmadığını biliyordu. Yağmura tutulmuş kızın sinirli tavırlarını gördükçe gülme isteği daha bir artıyordu. Çatık kaşları, Lily’nin ablasına dikilmiş, öylece duruyor, tepki vermiyordu. Ancak genç kız, bir hamlede kızı kendisine çekmiş, James’in sağ eli boş kalmıştı. Az önceki gibi nedenini bilmese de buna sinirlenmişti işte. Lily’nin yanından ayrılmamasını istiyordu.
Bir de kızın kendisine söyledikleri daha çok sinirlenmesine neden olmuştu. Ne diyordu bu? Ne kadarıyla zor kurtalacaktı? Anlaşılmıştı. Bu kız kendisini Hogwarts’ın kraliçesi gibi falan sanıyordu herhalde. Kızın Lily’ye seslenişini dinledi. Elbet, cevap verme sırası kendisine gelecekti. ‘Bunun yanında!’ Kızın ağzından bu söz çıktığı andan itibaren, sözleri bitene kadar James, harekete geçmiş, asasını iyice kavramış ve kıza yöneltmişti. Gösteri başlıyordu. Asasını kaldırdığı gibi beyni, anılarına dalmış, aklına gelen ilk büyülü sözler, ağzından fırlamıştı. Babasının, Diagon Yolu’nda bir adama karşı yaptığını pekala hatırladığı bir büyü…
" Evarta Startim!" Büyünün beyninde yerini aldığı asasından çıkan ışın fıskiyesinin hedefine çok iyi bir şekilde ulaşmasından belli olmuştu. Babasının yaptığı gibi, kız acılar içinde yere yığılmasa da böğrünü tutmaya başlamıştı. Kendisinin bir 'ufaklık' olmadığının en büyük ispatını göstermişti işte. Öfkesini çok iyi bir şekilde yansıtmıştı. Ancak burada bitecek miydi? Ne yapacaktı? Rahatça arkasını dönüp, çekip gidecek mi? , yoksa kalıp savaşmaya devam mı edecekti? Aklında bu soru belirdiği anda cevabını da vermişti aslında. Kıza tuttuğu asasını tehditkar bir şekilde tekrar salladı. Yapması gereken başlattığı bu düelloyu onuruyla sürdürmekti. Kendisine öğretilen buydu…
"Demek o kadarıyla zor kurtulurum? Haydi bakalım!" Demesinin ardından sol eliyle kıza ‘gel!’ işareti yapıvermişti. Yaptığı şey doğrumuydu? Burada, Lily’nin ablasına asa çekmek. Ama bunu düşünecek vakti olduğunu sanmıyordu. Kendisine doğru fırlatılacak olan büyüye hazırlıklı olmaya çalışarak bekledi…
Out: Aceleylen anca bu kadar çıkıyo kızlar. İdare edin artık.. Lily seni boğucam ben yani. ^^ |
| | | Lily L. Black Sihirli Oyunlar ve Sporlar Dairesi Başkanı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2960 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12324 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 07/02/08
| Konu: Geri: Tartışma Çarş. 07 Mayıs 2008, 17:38 | |
| Opss.. Söyledikleri düşündüğü gibi biraz fazla gelmiş gibiydi ablasına. Lily ablasının elinin asasının bulunduğu cebine doğru gittiğini fark ettiğinde az birşey de olsa korkuyla bakmıştı ona. Her şeyi beklerdi ondan kızdığında o yüzden.. Ama ablasının eli bir an kendisiyle mücadele edermiş gibi havada asılı kalmış sonra elini beline koyup üzerine yürümeye devam etmişti. Ha? Ne? Ablası dibine gelmiş bir de yetmiyormuş gibi yanına çekmişti onu. ' Yeter ama tenis topu muyum ben! ' Ablasının sinirli olduğunu bilse de önemsiz geliyordu şimdi. Hem onu çekmesi hem de söyledikleri sinirine dokunmuştu. Tamam belki de genel olarak yanına çekmesinden hoşlanmamıştı.
Hala tüm gücüyle ağaçları döven - ve ablasının yanında durduğundan onu ve ablasını sırılsıklam yapan- yağmurda çok iyi duyulan cümleleri peş peşe sıralarken ablası yine tartışmayı başlattığı şekilde konuşmuştu' Yeter.. Bir daha kardeşimin yanında görürsem zor kurtulursun ne demek ya ? Sana ne benim arkadaşlarımdan.' Düşündüklerini söylememeyi tercih etmiş olsa da ablasının diğer söyledikleri yanıt vermesini gerektiriyordu. Lily bunu düşünürken mektuptan ona bahsetmemeye karar vermişti. Annem'le ilgili mi konuşmak istiyorsun ? Sen bilirsin. Ama madem sen böyle yaptın o zaman o mektubu ve içinde yazanları öğrenemeyeceksin. Aklına gelen yeni fikir yüzünde bir gülümseme belirmesine neden olmuştu. Ablasının dikkatini çekmeden gülümsemeini silen Lily'nin verdiği cevabı yağmur ve neredeyse o sözünü bitirirken büyü yapan James yüzünden ablası bile kesik kesik duymuştu herhalde. " Aklımı başıma almak mı ? Sen insanlara düzgün davranmayı öğrensen ? 'Bunun' bir adı var, James ve ayrıca arkadaşlarımın seni bu kadar ilgilendirdiğini bilmiyordu-" Son kelimesi James'in büyüsüyle yarım kalmış kendini sağa atmıştı. Büyünün onun dediklerine ve birden yanından gitmesine şaşıran ablasına isabet edişini şaşkınlıkla izledi. Bir üçüncü sınıf öğrencisi bir birinci sınıfın büyüsünü durduramıyabilirdi demek ki. Beklemezdi.. Özellikle James partide çıkan tartışmada tartıştığı kişiye sadece bir çeşit - fiyonk muydu öyle bir şey atmışken.
Ablasının büyünün kısa süren etkisinden kurtulunca ne yapacağını bilmiyordu. Büyüyle karşılık verirdi herhalde James'e. Bak o zaman tehlikeli olacak. 3. sınıf olması bildiği büyü sayısını - ve tehlikesini ? - arttırıyordu. Lily ablasının asasını kaldırmasını izlerken içinden bir ses bir şekilde büyü yapmasını engellemesini söylüyordu ama..Nasıl ? Bir kalkan büyüsü vardı 'P' ile başlıyordu hatta. Okuduğu bir kitapta vardı..P..P.. Ama hatırlamıyordu işte. | |
| | | Ivyanne Lynn Black Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 823 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12342 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/12/07
| Konu: Geri: Tartışma Cuma 09 Mayıs 2008, 18:50 | |
| Merakla kardeşinin gözlerinin içine bakıyor, vereceği cevabı bekliyordu. İçinde az da olsa bir umut vardı, Lily'nin kendisinin yanında olması konusunda. Ama onun cevabından sonra umudu tamamen kesilmişti ki kız tamamen yanındaki ufaklıktan yana olmayı tercih ediyordu. *Banane onun adından! Ben seni düşünüyorum* Düşüncelerini dışa yansıtamadan Lily'nin ani bir hareketle kenara atladığını, böğründe ise oldukça kuvvetli bir acının hakim olduğunu hissetti. *Ne-neler oluyor böyle..Arghh* Kafasını kaldırıp baktığında Lorgoff denen çocuğun asasıyla Eva'ya baktığını gördüğü anda neler olduğu beyninde bir şimşek gibi çakmıştı. Küçük çocuk kendisine büyü yapmaya kalkışmıştı ve umduğundan daha başarılı olmuştu ki eliyle sıkı sıkı bastırdığı böğrü hala ağrıyordu. Yağmurun da etkisiyle vücudunda hissettiği etki sinirlerini ele geçirmiş, karşısındaki çocuğu bir sürüngene çevirme fikri tüm bedenine hakim olmuştu. Lily'e cevap vermeden hızlı bir şekilde cüppesinin içinden asasını çıkarttı ve karşısındaki Gryffindor'lu çocuğa doğrulttu.
"Bumbardie"
Asasından çıkan yeşil ışık, turuncu saçlı çocuğu sol omzundan vurmuştu. Geriye doğru sendeleyen çocuk, elini omzuna götürdü. İçindeki siniri az da olsa azalan Eva, gözlerinin önüne gelen saçlarını bir hareketle sırtına attı. Normalde Lily'i canından çok seven Eva, şu anda onu bir kaşık suda boğmak istiyordu. Annesi ile konuşmaya gelmişken, şu başına gelenlere inanamıyordu ki bunun sorumlusunun kız kardeşi olduğundan emnidi nerdeyse. Bu çocuğun yanında olmasaydı belki de işini tamamen halletmişti.
"Bu kadarı sana yetmiştir umarım. Daha beterini istemiyorsan çek git buradan Lorgoff!" Gözlerini Lily'e çevirdi daha sonra. "Ve Lily, arkadaşların beni tabiiki de ilgilendiriyor. Unuttun mu ablanım ben senin? Bu çocukla konuşmanı istemiyorum. Bana karşı gelmeyi kes artık"
Out: Çok kısa oldu idare edin :S
| |
| | | | Tartışma | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |