Kavga

Liz'in canı sıkılıyordu. Yine sıkıcı bir gündü. Birileriyle kavga etse çok mutlu olucaktı. Ama kimse yoktu. Hogwarts'ta gitmediği bir kaç yer vardı ama bu gün hiç bakası yoktu. Yatakhaneden ağır adımlarla koridora gitti.
Koridor umduğu gibi boş değildi. Her an birileri gelip geçiyordu. Konuşan öğrenciler, küs arkadaşlar, bir yere yetişmeye çalışan profesörler..
Liz bir pencerenin önüne geçti. Güneş bronz tenine vuruyordu. Saçları parlıyordu.. Liz "Acaba böyle bir fotoğraf mı çekinsem" diye mırıldandı ve gelen geçeni izlemeye başladı..

"Cìur...cìur...cìur..!La la..." Eleanor bir yandan diline dolanan Fransız büyücünün şarkısını söylüyor,diğer yandan Hogwarts koridorlarında avare avare dolanıyordu.Bugün girmesi gereken ders yoktu.Boştu.Bu yüzden gün boyu koşuşturma yaşamayacaktı ve eğer rat gelirse birkaç Gry'liye laf atabilecekti. "Amour..élexir..amour" Eleanor mırıldanmaya kendine göre muhteşem başkalarınca -cırtlak- sesiyle olağanca koridoru inletebiliyordu.Eleanor pencerenin önünden geçerken gözü cam kenarına çarptı
"Bu Liz.." diye mırıldan Eleanor..Kuzeni Liz'in Hogwarts'a geldiğini yeni görüyor olması ne kadar kopuk aile ilişkilerinin olduğunu gösterir nitelikteydi.Eleanor Liz'in giydiği kırmızılı cübbeyi görünce sünsüce sırıttı..Liz "ezik" bina olan Gryffındor'a seçilmişti.Dumbledore ailesi gene "iyilik meleği,cesurcuk" yetiştirmişti.Zaten bu aileden ne beklenirdi ki!Dumbledore ailesinden yanlızca Eleanor ve annesi Resslich Slytherin'e seçilmişti. "Vay vay Liz..Demek sende o ahmaklardan birisin" diyip tiz kahkasını koyverdi Eleanor...

Liz pencereden kafasını uzattı. Tozlu bir hava olmuştu. Güneş gitmiş yerini hafif bir meltem dalgasına bırakmıştı. Kafasını çekti ve pencereyi kapattı. Gözüne çatıdaki kumlardan kaçmıştı. Liz biraz gözünü ovuşturduktan sonra çıktılar.. Arkasında cırtlak biri birşeyler mırıldanıyordu.
Liz bu cırtlağın kim olabileceğini tahmin edebiliyordu. Sese kulak verdi..
"Cìur...cìur...cìur..!La la..." tabiki de kuzeni Eleanor'un ta kendisiydi. İğrenmiş bir yüz ifadesi takındı. Tam bir laf atıcaktı ki Eleanor konuştu.. "Vay vay Liz.." Liz kötü bir bakış fırlattı. Kaşlarını hafif kaldırdı.. "Sana da merhaba Eleanor!" dedi yapmacık bir gülümsemeyle. Onu takmamaya çalışıyordu ama.. "Demek sende o ahmaklardan birisin" Liz'e ahmak demesi bardağın taşmasına yeterli olmuştu. "Ahh.. Yoo canım o konu da kimse eline su dökemez.." dedi sinirle..

"Sana da merhaba Eleanor!" Eleanor Liz'in suratındaki o yapmacık gülümsemeyi gördü ve tiksinircesine ona baktı.Nasıl olmuştu da Liz o ahmaklardan biri olmuştu.Asi,kendini beğenmiş ve gevrekçe sırıtıp insanı delirten Liz nasıl olmuştu da bir Gryffındor olmuştu.
"Ahh.. Yoo canım o konu da kimse eline su dökemez.." Ao! olamazdı bu.Liz Eleanor'u tanıdığı halde ona nasıl laf ederdi.Eskiden iyi anlaşan iki kuzendiler ama şimdi değişmişlerdi.Özellikle Eleanor'un annesi Resslich'in Dumbledore ailesi tarafından dışlanması Eleanor'un geçmişiyle bağlarını çökertmişti.Şimdi annesi Resslich ve babası Ethan saklanmak zorunda olduğu için Eleanor Dumbledore malikanesinde kalıyordu
"Liz^cim.." Olağanüstü yapmacık bir tavırla Eleanor Liz'in kolunu sıvazladı."Bunu yapma..Gryffindorluların yaptığı hatayı yapma" Emilie sinsice eline liz'den çekti ve cümlesini bitirdi. "Bir Slytherin'e sataşma"

Liz Eleanor'a baktı. Eleanor sanki ondan tiksiniyordu.. En azından öyle bakmıştı. Liz de ona acıyan bakışla karşılık verdi. "Liz'cim.." Eleanor elini Liz'in omzuna koydu ve sözüne devam etti.. "Bunu yapma..Gryffindorluların yaptığı hatayı yapma" Liz bu sözünden sonra tam Eleanor'un elini sertçe iticekti ki Eleanor ondan önce davranıp sinsice elini çekti. "Bir Slytherin'e sataşma" Liz gözlerini kırdı. "Cık cık cık.." Liz başını salladı. Sonra Eleanor'un ona baktığı gibi Liz de Eleanor'a tiksinmiş bir bakış attı. "Bakıyorumda Sende Slytherinliler gibi kendini birşey sanmaya başlamışsın!" Liz tekrar başını salladı.
Nasıl olmuştuda kuzeni böyle olmuştu. Eskiden çok iyi anlaşırlardı. Hemde çok iyi.. Ama yaşları ilerledikçe araları bozulmuştu. Liz kendini beğenmişti. Eleanor çok hazır cevapçıydı. Artık birbirleriyle anlaşamıyorlardı. Aslında Eleanorda kendini beğenmişti ve Liz de hazır cevapçıydı. Ama birbirlerini çekemiyorlardı..

Geri gelseydi o güzel günler...Liz ve Eleanor iyi anlaştığı o muhteşem günler..Lizzie ile birlikte çocuklara sataşır,malikanenin altını üstüne getirir hergün yeni bir macera aramaya çıkarlardı.Ama hayatlarını kaplayacak olan Howarts kalesi onların dostluğunun ilerlemesine izin vermeyecek gibi görünüyordu.Bir Slytherin ile Gryffındor nasıl arkadaş olabilirdi ki?Tamam bunun örnekleri vardı ama daha birakç gün önce Daffodil Ellen dostluğunu eleştiren eleanor Lizzie ile nasıl arkadaş olabilirdi ki ...
"Bakıyorumda Sende Slytherinliler gibi kendini birşey sanmaya başlamışsın!" İşte gerçek Lizzie buydu..Hazırcevap...Birbirine müptela oldukları günler geride kalmıştı fakat.. "Summer Lizzie Dumbledore" dedi Eleanor ciddi olmaya çalışan bir ifadeyle."Şunu kalın kafana sok.Slytherinliler kendini bişey sanmaz.Onlar zaten muhteşem büyücülerdir!" Eleanor buz gibi soğuk mavi gözlerini Liz'e dikti.

Liz Eleanor'un mavi bakışlarına baktı. Liz küçükken Eleanor'u çok kıskanırdı. Aile bireyleri hep onu severdi, çok güzel bir kızdı ayrıca. Büyüdüğünde bu konuda tek değişen şey ondan soğumasıydı. Onu hala kıskanmıyor denemezdi. "Summer Lizzie Dumbledore" Liz sırıttı. "Ne o adımı mı ezberliyorsun!?" dedi gülümseyerek. Bu gülümseme gerçek değildi. Zaten çok soğuktu.. "Şunu kalın kafana sok.Slytherinliler kendini bişey sanmaz.Onlar zaten muhteşem büyücülerdir!" işte bu konuda haklıydı. Belki bütün Sltherinliler değildi ama Eleanor kesinlikle 'muhteşemdi'! Liz Eleanor'u süzdü. "Kendini beğenmişliğin üzerinde." dedi buz gibi bir tavırla.
Liz Slytherinli olmak için neler vermezdi ki. Eleanorla küçükken, yani iyi anlaşırlarken hep okulda ne muzurluklar yapacaklarını düşünürlerdi. Ama hiç biri olmadı. Liz malesef Gryffindora seçilmişti..

Lanet olası seçmen şapka!Neden Liz için en doğru binanın Gryffındor olduğunu düşünmüştü.Onun gibi zeki,sinsi,kurnaz biri nasıl Gryffındor'a seçilmişti.Çok cesur muydu ki Liz..Aslında Eleanor bu sorunun ne ahmakça olduğunu düşündü.Liz kadar cesur birini daha görmemişti.Belki de bu yüzden Liz Gryffındor'a seçilmişti.Çok cesur,korkusuz olduğu için şapka Gryffındor'da olmasını istemiş olabilirdi...
"Ne o adımı mı ezberliyorsun!?" Eleanor Liz'in yüzündeki tebessümün sahte olduğuna adı gibi emindi.Kuzenini tanırdı asla böyle bir sırıtış içten duygularını yansıtıyor olmazdı."Kendini beğenmişliğin üzerinde." Doğruluğu yalanlanamaz bir tümceydi bu.Eleanor her zaman olduğu gibi kendini beğenmiş hallerini yaşatıyordu bedeninde. " Haklısın kuzenim..Bir slytherin olduğum için kendimle gurur duymalıyım" Eleanor neredeyse Slytherin olmak için canını vereceğini bildiği kuzenine gene o soğuk bakışlarını attı.Taşlaşmış kalbinin çözülmeye başladığıni hissediyordu Eleanor..

Liz etrafına bakındı. Rüzgar dinmiş güneş açmıştı. Liz biraz acıkmıştı. Ama bu tartışmayı bırakamazdı. Korkmuş, kaçmış gibi olurdu. Liz grurunu kıramazdı. "Haklısın kuzenim..Bir slytherin olduğum için kendimle gurur duymalıyım" Liz kuzenine hak veriyordu. Off.. Aptal seçmen şapka. Nasıl olurda Gryffindor olmuştu ki!?
Bütün suç annesindeydi. Annesi bir melekti. Ve Liz'dede genetik olarak bir Gryffindor ruhu vardı. Ama Liz her zaman asi babasına özenmişti. Babasıda nasıl olduda annesiyle evlenmişti. Ama annesinin melek olmasının iyi yanlarıda vardı. Liz'in bir dediğini iki etmezdi. Bu yüzden Liz çok şımarıktı.
"Bence bu kadar da Slytherin olduğuna güvenme!" dedi sinir dolu bir sesle..

Genleri babasına çektiği için şanslıydı Eleanor..Bir ölüm yiyen olan babası Ethan oldukça başına buruk ve kurnaz bir büyücüydü.Ama annesi de bir Dumbledore için fazla "kötüydü."Belki de teyzesinin iyi huyunu almıştı Liz..Bu yüzden Gryffındor kapılarını ona açmıştı.
"Bence bu kadar da Slytherin olduğuna güvenme!" Liz'in sesindeki soğukluğu hemen fark etti eleanor.Kuzenini herkesten daha iyi tanırdı.Liz şımarık bir kızdı ve bunu hemen her hareketinden anlmak mümkündü. "Summer.." Eleanor Liz'in bu isimle anılmaktan hoşlanmadığını bildiği için özellikle ilk adıyla hitap etti. "Çeneni kapatman konusunda seni ikinci defa uyarıyorum..Zaten sonun belli:Annen gibi bir barmen olucaksın.Çatlak kazan yollarında çürüteceksin ömrünü.Onun gibi zavallının teki olacaksın" Eleanor Liz'in can damarına basmıştı.

Liz Eleanor'a baktı. Eleanor da Liz'e bakıyordu. Eleanor'ın bakışları çok güzeldi. Hele gözleri.. "Summer.." Liz dişlerini gıcırdattı. Bu ismi büyükannesi komuştu. Nefret ediyordu. 'Yaz'!.. Çok saçma bir anlamı vardı. Küçükken çok dalga geçilmişti bu isim yüzünden. "Çeneni kapatman konusunda seni ikinci defa uyarıyorum..Zaten sonun belli:Annen gibi bir barmen olucaksın.Çatlak kazan yollarında çürüteceksin ömrünü.Onun gibi zavallının teki olacaksın" Liz
şaşırdı. Böyle olağan üstü bir cevap beklemiyordu. Eleanor Liz'in damarına basmıştı. Annesini pek sevmezdi ama işin içinde kendide vardı.. Bozuntuya vermemeye çalıştı. "Ahh canım kuzenim.. En azından senin annen gibi biryerden dışlanmıyorum ve küçük yerlerde ölümü bekleyerek saklanmıyorum.." Liz sinsice gülümsedi. Şımarık bir hal takındı. Eleanor'un bu konuşmadan hiç memnun kalmıyacaktı. "Kimbilir hangi çöplükte saklanıyordur?" dedi.. Ve son sözünü söyledi. "Condamné!*" dedi sırıtarak.

*Mahkum..

Eleanor Liz'in öfkesini kusmaya çalışacağını biliyordu.
"Ahh canım kuzenim.. En azından senin annen gibi biryerden dışlanmıyorum ve küçük yerlerde ölümü bekleyerek saklanmıyorum.." Bunu yapmış olamazdı. Eleanor'un annesine Liz laf atmış olmazdı.Eleanor annesi son derece bağımlıydı.çünkü o tüm ailesini karşısına almış ve bir Dumbledore'den beklenmeyeni olmuştu.Lord'a katılmıştı. "Sakın anneme laf atma seni aşağılık yaratık!" Eleanor o kadar sinirlenmişti ki konuşurken ses tellerinin titrediğini hissediyordu. "Kimbilir hangi çöplükte saklanıyordur?" Yo..Bu kadarı da fazlaydı.Tama liz'i her nolursa olsun Eleanor severdi fakat annesi atılan hiçbir lafın altında kalmazdı."Condamné!". Bu laf bu kelime...Liz Eleanor'u deli etmek için özellikle mi Fransızca konuşuyordu. "Bana bak seni seni..." kelimeler sanki Eleanor'un boğazında düğümleniyordu. "Zavallı yaratık..O çeneni kapat ve annem hakkında konuşma sakın!Sen onun adını ağzına alamayacak kadar aşağılık bir yaratıksın.O .." Eleanor konuştuklarının çevresindekiler tarafından anlanmaması işin hem sesini alçattı hemde Fransızca konuşmaya devam etti. "Noir lort.." gerekli iki kelime Fransız'cadan sonra konuşmasını sürdürdü. "için ailesini bırakabildi.Senin o biricik anneciğin ne yaptı!Bak korkaklığı yüzünden şimdi çatlak kazanda etrafı temizliyor.." Eleanor gevrek gülümsemesini suratına yerleştirmeye çalıştı.

Liz Eleanor'un ne kadar kzıdığını fark etti. İçinde muzip bir sevinç vardı.. "Sakın anneme laf atma seni aşağılık yaratık!" Liz bıyık altından gülümsedi. "Ne oldu yoksa annesinin biriciği çok mu üzüldü!?" dedi sırıtarak.. "Bana bak seni seni..." Eleanor gerçekten sinirlenmişti. Liz kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu. "Bana verecek bir lafın yok değil mi!?" dedi tekrar sırıtarak. "Zavallı yaratık..O çeneni kapat ve annem hakkında konuşma sakın!Sen onun adını ağzına alamayacak kadar aşağılık bir yaratıksın.O .." Liz bozuntuya vermemeye çalıştı. Bir cevap vericekti. Biraz düşündü ama Eleanor ondan hızlı cevap verdi. "..Noir lort.." Lizi gözlerini kocaman açtı. Gülümsemesi kayboldu. Etrafına bakındı. Birileri gelip geçiyordu. Fransızca bilen birinin olmamasını diledi.. "..için ailesini bırakabildi.Senin o biricik anneciğin ne yaptı!Bak korkaklığı yüzünden şimdi çatlak kazanda etrafı temizliyor.." Liz biraz düşündü. Sinirli bir gülümseme fırlattı. "Annen seni umarsamıyor değil mi!? Ayrıca annem benim biriciğim falan değil!" dedi sinirle. Fransızca konuşunca Eleanor sinirleniyordu. Liz fransızca bir kelime düşündü. "Ton mère une évadé!*" dedi sinsice gülümseyerek..

*Senin annen bir kaçak

Eleanor Liz'in annesi laf atarak onu sinirlendiremeyeceğini biliyordu. Çünkü Liz annesini pek sevmezdi.Onun asıl sevdiği kişi babasıydı."Ton mère une évadé!*" Eleanor Liz'i nasıl deli ediceğini bulmuş olduğu için suratındaki gevrek gülümsemesi oluştu.Koridordaki pekçok öğrenci durmuş Eleanor ve Liz'in tartışmasını izliyordu.Eleanor onlara doğru hafifçe tıslayınca meraklı kalabalık oradan dağıldı. "Şunu diyene bir bakın..Unutma ki senin baban da bir Azkaban Kaçağı.." alaycı bakışlarıyla buzmavi gözleriyle eleanor Liz'i süzüyordu. "Unuttun galiba..Sevgili kuzenim.Babanın o lanet Azkaban'dan kurtulmasına kaçak dediğin benim annem yardım ett.Eğer annem olmasa ruh emiciler babana tatlı bir öpücük verecekti" Liz'in suratında gülümseme izleri yavaşça kayboluyordu.Eleanor onun keyifsizlendiği gördükçe katmerli sırıtışlar atıyordu. "Şunu unutma ahmak!Senin baban da kaçak ve Ruh Emiciler onu öpmek için fırsat kolluyor. Pauvre père être à la mort"

Liz gülümsemesini yüzünden çıkardı. Eleanor haddini aşan laflar etmişti. Etraflarında da kalabalık oluşmuştu. Tam Liz onlara çıkışıcaktı ki Eleanor erken davrandı.. "Şunu diyene bir bakın..Unutma ki senin baban da bir Azkaban Kaçağı.." Liz sinirlendi. "Babamı bu konuşmaya katma!" dedi Liz sinirle. Ama Eleanor onu takmadı. "Unuttun galiba..Sevgili kuzenim.Babanın o lanet Azkaban'dan kurtulmasına kaçak dediğin benim annem yardım etti.Eğer annem olmasa ruh emiciler babana tatlı bir öpücük verecekti" Liz gözlerini kıstı. Şimdi Eleanor ne yaptığını zannediyordu? Babasının bu işle ne alakası vardı? "Anneme ağır laflar ettin.. Ama babama birşey demene izin vermiyeceğim! Ya bu iş.." dedi ama Eleanor sözünü kesti.. "Şunu unutma ahmak!Senin baban da kaçak ve Ruh Emiciler onu öpmek için fırsat kolluyor.Pauvre père être à la mort" Ne? Liz'in gözleri ateş saçıyordu. Bu.. Bu ne demekti?. Eleanor büsbütün Liz'in babasının ölümünü bekliyordu. Liz çok sinirlenmişti. Hiç olmadığı kadar.. "Ton locatif, ton lordaussi imprécation!*" dedi sinirle..

*Sende, Senin lordunda Lanetsiniz!"

OuT:Geliyorum ama istemezseniz silebilirim..! Bende bir Dumbldore'm soyadım hala değişmedi malesef..!

Rachel sinirli sinirli bir koridoru geçti.Dışarda muazzam bir hava vardı.Güneş ışınları heryerde onu buluyordu.Bir türlü kaçamamıştı şu lanet ışıklardan.Etrafından mutlu ve gülümseyen birkaç insan geçti.Onlarında yüzüne sinirli sinirli baktı.

-Niye bu kadar sırıtırlar ki? Tamam gülmek güzeldi ama abartılmamak şartıyla..

Birkaç adım daha gittikten sonra yüksek sesle kavga eden 2 kişi gördü.Merakla onların yanına gitti.Kavga eden kişileri görünce beyninden vurulmuşa döndü.Kuzenleri birbirine girmişti.

-Heyy siz ne yapıyorsunuz..! Kuzensiniz..!

Aslında Elanor'u sevmezdi.Fazla karanlık yandaşlısıydı.İlerde ıkı bir ölüm yiyen olacaktı emindi.Lizz o öyle değildi.Aslında iyi biriydi ama ne yapacağı belli olmazdı.Belki aydınlık belki karanlık kestiremiyordu.

"Heyy siz ne yapıyorsunuz..! Kuzensiniz..! Eleanor sesin geldiği yöne kafasını çevirdi.Ses Rachel'e aitti.O da bir Dumbledore'du.Gryffındorlu bir Dumbledore..Kızılımsı saçları ve masmavi gözlerine inen kahkülleri onun oldukça güzel görünmesini sağlıyordu.Eleanor her ne kadar Rachel'i sevmesede ona cevap vermek zorundaydı. "Sen bu işe kaışma Rachel..O" dedi Eleanor Liz'i göstererek "anneme laf edemez..Seni iğrenç böcek" diye bağırdı Eleanor Liz'e...
"Ton locatif, ton lordaussi imprécation!*" O hayır..Liz yapma bunu..Yeni yetme bir ölüm yiyen olan eleanor bu lafın altında kalmazdı. "Ağzından çıkanı kulağın duysun Liz.toi et [i]père être à la mort deux malheureux" Eleanor Liz'in babasına sataşmaya devam edecekti. "evet Liz..Çok yakın..Baban "duyulmaması gerken kelimeleri sessiz devam ettirdi. "Lorda ihanet ederek hayatının hatasını yaptı.En kısa sürede öldürülecek!" dedi tiz bir kahkahayla.

Liz sinirle Rachel'e baktı. Bir Gryffindor ve Dumbledore'ydi ama Liz onu çok cici buluyordu. Belkide fazla konuşmadıklarındandı. Birşey demedi ve Eleanor'a baktı.. "Ağzından çıkanı kulağın duysun Liz.toi et [i]père être à la mort deux malheureux" Birilerinin kavgayı duymasını istemiyordu. "Cette jusque à assez Eleanor!*" dedi Liz tahammüzsüzce. Daha fazla Eleanor'u dinlemedi. Babası hakkında böyle trajetik şeyler duymak istemiyordu. Babası ölürse.. Ne yapardı.. Aslında 2 tane ablası vardı. Yani ailede tek kalmıyordu ama babasını herşeyden çok seviyordu. "Malheureux saleté!**" dedi tıslayarak..

*Bu kadar yeter Eleanor
**Geber pislik

Sen bu işe kaışma Rachel..O" dedi Eleanor Liz'i göstererek "anneme laf edemez..Seni iğrenç böcek" diye bağırdı Eleanor Liz'e...

-Ahh hayır Elenaor tam anlamıyla karışabilirim..Biz biz kuzeniz..!Hatırladınız mı?Eğer birşey olacaksa bunu bilmek en doğal hakkım..!Hem Lizz o benim ikizim..! Eğer birşey olucaksa bunu bilmeliyim..! Lizz ne oldu?

Lizz'e baktı.Onu daha önce bu kadar sinirli gördüğünü hatırlamıyordu.Ne olduğunu bilmiyordu.Eğer Elenaor'un annesiyle ilgiliyse bunun sonu Rachel'ada dokunudu.
Eleanor'a baktı.Uzun koyu sarı saçları ablasınınkini,gözleri ise Rachel'ı andırıyordu.Lizz ise tam anlamıyla onlara zıttı.Siyah ve kısa saçları ve birde siyah gözleri.

-Lizz ne oldu..?

Yavaş yavaş sinirlenmeye başlıyordu.Etrafa toplanan kalabalık pis pis gülüyor.Rachel dahada sinirleniyordu.

-Bak bak Dumbledore ailesi kendi içinde kavgaya tutuştu.

-Yazık..!

-Eleanor iki tane Gryffindor'luyla ne yapıyorsun?

-O lanet olası çenenizi kapatın..! Rachel toplanan kalabalığa var gücüyle bağırmıştı.O da Lizz gibi sinirliydi artık.

Ahh hayır Elenaor tam anlamıyla karışabilirim..Biz biz kuzeniz..!Hatırladınız mı?Eğer birşey olacaksa bunu bilmek en doğal hakkım..!Hem Lizz o benim ikizim..! Eğer birşey olucaksa bunu bilmeliyim..! Rachel’in dediklerini sadece tıslayarak yanıtladı Eleanor.Zaten hep böyleydi küçüklükten beri…Eleanor ne zaman Lizzie ile kavga etse ya Rachel yada Nicole gelir ve olayı çözmeye çalışırlardı.Eleanor belki de kıskanıyordu bu üç “sevgi pıtırcığını”..

"Cette jusque à assez Eleanor " Eleanor Lizzie’ni tüm bu dedikleri karşısında sadece gevrekçe sırıtıyordu.Çünkü Lizzie’nin sinirlendiğini biliyordu.Babası Lizzie’nin belki de en sevdiği noktasıydı.Eleanor aslında Lord’un yaptığı planları Lizzie’e anlatmak istiyordu.Fakat çevresindeki kalabalık onun söyleyeceklerini boğazında düğümlüyordu.Ne de olsa Liz’in babası *sadakatsız* bir ölüm yiyendi.Sadakat duygusu barındırmayan her ölüm yiyen gibi o da er yada geç ortadan kaldırılacaktı...

“Noir Lort” Etrafındakilerin duyamayacağı bir sesle ve Fransızca başladı konuşmaya eleanor..O sırada kalabalığı dağıtan Rachel’e baktı ve ardından konuşmaya devam etti. “Baban hakkında oldukça güzel planlar yapıyor Lizzie..” Eleanor gözlerini sinsice kıstı ve konuşmaya devam etti.”Babanın ölümü yakın Lizzie çok yakın..Ruh emiciler bulursa onu öpecek,eğer bir *noir lort* yandaşçısı onu bulursa doğruca ona yüce insana götürecek” Eleanor Lizzie’nin bakışlarındaki korkuyu görüyordu.Bundan da mutlu oluyordu çünkü çevresinde gördüğü mutlu insanlar onu deli ediyordu.

Liz Rachel'e baktı. Ona 'herşey yolunda' bakışı attı. "Sadece Eleanor bana artistlik taslıyor canım.." dedi gülümseyerek. Sonra Eleanor'a döndü. Liz sinirlendiğinde, gözleri yılanınkine benzerdi. Yine o gözler.. "clourer le bec à qn!*" dedi. Liz ağlamak istiyordu. Aslında hiçbir konuda ağlamazdı ama iş babasıysa cici bir kız bile olabilirdi. "Ton bête lord bitte une truc jamais s'entretuer!**" dedi sinirle. Bu kadarıda yeterdi. Daha fazla konuşmak istemiyordu. Sonuçta Eleanor'un onu ağladığını görmesini istemezdi..

*Kapa çeneni.
** SEnin aptal lordun babamı asla öldüremez

"Ton bête lord bitte une truc jamais s'entretuer" Eleanor başarıya ulaştığını hissediyordu.Lizzie'nin en zayıf noktasını yakalamıştı.Ama Lizzie Lord'una Karanlık Lord'a laf etmişti.İşte bu affedilemez birşeydi.Sonuçta Eleanor yeni yetme bir *karanlık* yandaşçısıydı ve tür sataşmalara parlaması çok doğaldı. "Şunu unutma,isterse herkesi öldürebilir ve emin ol babanı öldürmekten hiç çekinmeyecektir!"

Eleanor'un dedikleri inkar edilemezdi.Sonuçta Lord acımazsızdı ve sevgiden yoksun olarak yetiştiği için önüne çıkan herşeyi yok edebilme kabiliyetine sahipti. "Ah..Zavallı Lizzie..Emin ol baban öldürüldüğünde bu *güzel* haberi sana ben söyleyeceğim" Şimdi Eleanor gevrekçe sırıtmayı bir kenara bırakmış,nefret kusan tavırlar sergilemeye devam ediyordu.

Liz güçlü olmaya çalıştı. Ağlamıyacaktı. Eleanor'a yenilmeyecekti. Ama.. Ama sanki bütün cavaplar tükenmişti. Fransızca konuşmıycaktı artık. İsterse bütün dünya duysun! "Şunu unutma,isterse herkesi öldürebilir ve emin ol babanı öldürmekten hiç çekinmeyecektir!" Liz o sinir bozucu sırıtmasını takındı. "Ah.. Hayır, hayır, hayır! 'Herkesi' değil canım.. O sadece kendini öldürebilir!" dedi Liz sertçe. Bu o kadarda iyi bir laf değildi. Ama bir sorun vardı..
Liz'e ne oluyordu. Neredeyse lord'a tapardı. Ona nasıl 'aptal' diyebilmişti!? Kendinden utanıyordu. Eleonar'a karşı yenik düşicekti. achel'e yardım isteyen gözlerle baktı ama onu fark ettimi anlamadı. "Ah..Zavallı Lizzie..Emin ol baban öldürüldüğünde bu *güzel* haberi sana ben söyleyeceğim" Liz'in yüzündeki sinir gülümseme kayboldu. Yüzü sarardı.. Eleanor onu tam kalbinden vurmuştu.. "Ovv.. Peki annen azkabana geri gittiği zaman sen ne yaparsın 'kuzucuk'?" dedi yapmacık meraklı bir tavırla..

Rachel’in dediklerini sadece tıslayarak yanıtladı Eleanor.

-Ahh yeter Eleanor..! Eğer Lizz'i gerçekten kızdıracak birşey yaptıysam -ki yapmışsın..! Bu olsa olsa babam hakkında olabilir..! Son cümleyi Lizz'in bile zor duyabileceği şekilde söylemişti.

-Onun hakkında birşey diyemezsin sorununu bizlerle hallet..!

İyiden iyiye sinirleniyordu.Babasını görmüyordu.Bu da yetmezmiş gibi Eleanor babasının öldüreleceğini söylüyordu.

Liz Rachel'e baktı. Ona 'herşey yolunda' bakışı attı. "Sadece Eleanor bana artistlik taslıyor canım.." dedi gülümseyerek. Sonra Eleanor'a döndü. Liz sinirlendiğinde, gözleri yılanınkine benzerdi. Yine o gözler.. "clourer le bec à qn!*" dedi.

Ahh yo Rachel en kısa zamanda Fransızca öğrenmelisin..Dedi kendi kendine.Az çok bildiğine göre kapa çeneni demek istemişti.

Ton bête lord bitte une truc jamais s'entretuer!**" dedi sinirle Lizz.

-Hey bir dakika Elenaor..! Fazla oluyorsun..! Babam hakkında böyle konuşma yetkisini sana verdiğimizi hatırlamıorum.Biraz daha konuşursan... Cümlenin devamını getiremedi.Gözlerindeki yaşlar her an akabilirdi.

Şunu unutma,isterse herkesi öldürebilir ve emin ol babanı öldürmekten hiç çekinmeyecektir!

-Eleanor sus..! Tek bunu söyleyebildi.Yaşlar gözlerinden akıyordu artık..!

Ah..Zavallı Lizzie..Emin ol baban öldürüldüğünde bu *güzel* haberi sana ben söyleyeceğim.

-Kimse ölmeyecek canım tamam mı? Yaşları bir kenara bıraktı.Annen hakkında senin bile kanını donduracak şeyler söyleyebilirim.Emin ol bundan çekinmem.

Eğer Rachel ve Lizz'in zayıf nokası buysa Eleanor'unda buydu.Ve üstünlük yakalamışçasına Lizz'e baktı.

Ovv.. Peki annen azkabana geri gittiği zaman sen ne yaparsın 'kuzucuk'?" dedi yapmacık meraklı bir tavırla..Lizz'de bu havayı devam ettiriyordu.Rachel bu sefer yüzüne yapmacık bir ifade takındı.

Liz'in gözleri parladı. Sonunda güç kaynağı gelmişti. 'Rachel!'.. "Ahh yeter Eleanor..! Eğer Lizz'i gerçekten kızdıracak birşey yaptıysam -ki yapmışsın..! Bu olsa olsa babam hakkında olabilir..!" Minnet dolu gözlerle Rachel'e baktı ve gülümsedi. Liz son cümleyi pek anlamadı. "Hey bir dakika Elenaor..! Fazla oluyorsun..! Babam hakkında böyle konuşma yetkisini sana verdiğimizi hatırlamıorum.Biraz daha konuşursan..." Rachel ağlıyacak gibi oldu. Liz araya girdi. "Fena olucak!" dedi sinirle. Hiçte iyi bir laf olmamıştı.. Rachel konuşmasına devam etti ve Liz onu onaylarcasına başını salladı. "Sen.. sen çok değişmişsin Eleanor!" dedi biraz üzüntüyle.