|
| Şafak sökmeden | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Aurore Eulalie Arceneau
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1077 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12207 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 08/03/08
| Konu: Şafak sökmeden Ptsi 05 Mayıs 2008, 18:53 | |
| "Minik şeytan..."
diye homurdandı Brooke henüz güneş doğmadığından karanlık olan koridorda koşarken. O lanet olası kedi yine ne yapmış etmiş kaçmayı başrmıştı. Bu kedinin hiç acıması yok. Daha güneş bile doğmadı. Soluk soluğa zaminde kayarak durdu, az kalsın düşecekti. Ellerini dizlerine koyup soluklanmaya çalıştı. O kediyi öldüreceğim.
Beyaz tüylü bir şey önünden geçti. Kedi! Tam tekrar doğrulup kedinin arkasından koşacaktı ki ani bir kararla durdu. Bu şey benimle oyun oynuyor. Kedi er ya da geç, belki bir kaç gün mamasız dolandıktan sonra geri dönecekti, bunu hep yapıyordu. Kedinin koridorda yankılanan pati seslerini duymazdan gelmeye çalıştı. Her ne kadar çoğunlukla kediden yakınsa da onun arkasından koşmadığı için vicdan azabı duyuyordu. Ne de olsa kedi ona hala unutmaya çalıştığı bir arkadaşının hediyesiydi.
Bunu düşünmemeye çalıştı. Ayrıca kedinin yapmasını istediği şeyi yapmak yani kovalamaca oynamak için saat çok erkendi. Etrafına bakındı. Olamaz, kedi yüzünden buraya kadar koşmuş muydu yani? İnanmazlıkla karanlık koridora son bir bakış daha attı sonra yakındaki pencereye doğru yürüdü. Pencerenin kışın berbat soğuğunu pek fazla engellediği söylenemezdi hani.
Brooke kediyi yakalamak için alelacele üzerine bir şeyler geçirirken ne giydiğini bile hatırlamıyordu. Üstüne baktı, üzerinde kıştan çok yazın giyilebilecek, ince bir eşofman vardı. Bu kadar üşümesine şaşmamalıydı. Sıkkın bir tavırla kollarını kavuşturdu, en azından bu biraz daha az üşümesini sağlıyordu. Ama çok hafif bir farkla. Bir an yatakhaneye geri dönmeyi düşündü, hemen bundan vazgeçti. Ne işe yarayacaktı ki? Dönse bile bir kere uyanmıştı artık, tekrar uyuyamazdı üstelik buradan ta Gryffindor kulesine kadar yürümeyi kaldırabileceğini sanmıyordu.
Arkasından garip bir ses geliyordu Ne bu şimdi? Dirseklerini pencereden çekip koridoru süzdü. Koridor bomboştu. Zaten bu saatte burada kim gezerdi ki? Kedi mi yoksa? Tabii ki de hayır. Bu olamaz. Hangi kedinin patisinin bu kadar ses yaptığı görülmüştü ki? O zaman bir profesör ya da öğrenci olmalıydı. Bu saçma bir düşünceydi aslında bu saattte ondan başka kimse burada gezmezdi, daha şafak bile sökmemişti. Yani öyle olmalıydı. Yine de... Yavaşça ayak seslerine benzeyen saslerin geldiği yöne doğru yürüdü. Yine görünürde kimse yoktu ama sesler daha net duyuluyordu. Bir an konuşup konuşmamakta tereddüt etti. Belki de susmak en iyisiydi. Ama sözcükler ağzından istemsizce dökülmüştü bile.
"Kim var orda?" | |
| | | Severus Rodney Anthony Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 810 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12182 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Şafak sökmeden Ptsi 05 Mayıs 2008, 19:06 | |
| O da ne? Yağmur mu başlıyor ?
Hogwarts'da yeni bir gün daha başlıyordu. Erken bir saatti. Güneş henüz kendini göstermemişti. Tam tersine yağmur yağmaya başlamıştı bile. Yağmur damlaları yavaş yavaş çoğalıyor ve bahçedeki herkesi ıslatmaya başlıyordu. Hemen içeriye girmeli.. Aslında yağmurda yürümek Severus'un en çok sevdiği şeylerdendi. Çok hoşuna giderdi. Ama uygun zaman değildi belkide. Islanmayı hiçde düşünmüyordu..
Koridorlarda dolanıyordu. Üstündeki kıyafetlere baktı. Biraz ıslanmışlar.. Üstündeki kıyafetleri düzeltirken karşısına çıkan Slytherin'li ile boğuşmak da istemiyordu.
"Hey Severus sırılsıklam olmuşsun. İstiyorsan biraz da ben ıslatayım." Karşısındaki kişinin asasını çıkardığını görmüştü. Severus ise elinin asasını götürmemişti bile. Yere doğru bakan kafasını kaldırdı. Karşısındaki çocuğa cevap bile vermeden yanından geçti.
Arkasını dönmeden yürümeye devam etti. Çocuğun yüzündeki ifadeyi merakda ediyordu aslında. Ama umrumda bile değildi. Her zaman sataşmak isteyen bir Slytherinli işte..
Koridorda yürürken karşısında Brooke'yi gördü. Uzun zamandır onunla görüşemiyordu. Ortak salonda dahi onu görememişti. Önce saatine baktı. Daha çok erken.. Brooke henüz Severus'un geldiğini fark etmemişti.
"Kim var orda?" diye dönerken Severus oraya geldi. "Benim Brooke...Severus.." | |
| | | Aurore Eulalie Arceneau
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1077 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12207 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 08/03/08
| Konu: Geri: Şafak sökmeden Cuma 09 Mayıs 2008, 21:14 | |
| "Benim Brooke... Severus..."
Severus? Artık daha net görebildiği karaltının Severus olabileceği aklının ucundan bile geçmemişti. Sabah olmsan bela aramaya çıkmış bir Slytherin'li olması daha olağandı. Ne yapıyor ki burada? Üstelik bu saatte. Şaşkınlıkla dudaklarını ısırdı. Çocuğun cüppesinden yere birkaç yağmur damlası düşüvermişti. Üstelik dışarıda? Brooke az önce dışarıya baktığında yağmur yağmıyordu. Yeni yeni yağmur damlalarından cama çarpmasıyla oluşan "pıt pıt" seslerini farkediyordu. Acaba az önce dışarıya baktığında uyuyor muydu? Nasıl farkedememişti bunu? Hatırladığı kadarıyla dışarıya baktığında gökyüzünün koyu lacivert renginden ve pırıl pırıl parlayan yıldızları dışında hiç bir şey görmemişti. Belki birkaç küçük damla görmüş olabilirdi, şimdi düşünüyordu da. Minik gümüş rengi pırıltılar...
"Severus?"
dedi aniden. Kendisi bile konuştuğuna şaşırmıştı. O an konuşmayı aklından bile geçirmiyordu. Ama en iyisi bozuntuya vermemekti. Sanki konuşmayı daha önceden düşünmüş gibi yaparken içten içe konuştuğunda neyi söylemek istediğini merak ediyordu. Ne demeli şimdi? Yeşilimsi mavi gözlerini çocuğa sabitledi. O an aklından geçen tek şey ne söyleyeceğini düşünmekken bu ona zaman kazandırıyordu. Tamam, en iyisi bu saatte dışarıda ne yaptığını sormalıydı. Zaten çocuğun bu saatte burada gezmesi bile tuhafken dışarıda olması? Aniden iyice meraklandı. Fazla merak iyi değil... Ama ne olacak sorsam? Ama bana ne onun dışarıda olmasından?
"Şey..." dedi aniden daha ne yapacağına bile karar vermeden. O an kararını verdi. Artık başlamıştı ve devamını getirmeliydi. "Bu saatte dışarıda ne yapıyordun?"
Biraz hesap soruyor gibi mi olmuştu? Kulağa öyle geliyordu. Ama olan olmuştu artık, tek yapacabileceği Severus'un buna olan tepkisini beklemekti. Gerçi kendisinin hesap sormak gibi bir niyeti yoktu ama... Sadece merak... Kendisi o küçük şeytan kedi yüzünden buradaydı ama Severus? Peki o? O neden buradaydı? Bir an kedisi aklına geldi. Merlin aşkına, acaba hangi delikteydi şimdi? | |
| | | Severus Rodney Anthony Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 810 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12182 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Şafak sökmeden Cuma 09 Mayıs 2008, 21:34 | |
| Brooke biraz şaşırmış gibi ona bakıyordu. Cama vuran yağmur damlalarıyla yağmur yağdığını Brooke'de fark etmişti. Severus sırılsıklam olmuş kıyafetlerine bakıyordu. Merlin'in sakalı..! Bu kadar kısa zamanda sırılsıklam olmayı nasıl başardım?
Kafasını kaldırıp Brooke'ye baktı. Yüzünde şaşırmış bir ifade vardı. Aslında Severus da şaşırmıştı. O da merak ediyordu aslında Brooke'nin erken saatte burada ne işi olduğunu. Aslıdna bu sorunun cevabını belkide önce kendisi yanıtlamalıydı. Kendisi ne arıyordu bu saatte burada?
"Severus?" diye şaşkın bir şekilde bakmayı devam ettirdi Brooke. Söyleyecek birşeyler bulamadığı belli oluyordu.
"Şey..." Severus ne diyeceğini bekliyordu. Hadi devamını getir.."Bu saatte dışarıda ne yapıyordun?"
Ve beklenen soru gelmişti. İkisinden biri birine soracaktı bu soruyu. Severus aslında yanıtı öne kendine sormalıydı. Bu saatte burda ne arıyorum ? Aslında çok da saçmaydı bu kadar erken bir saatte yatağında olmak yerine koridorda öylece dolanması. Bir cevap verecekti ama ne diyeceğini de bilmiyordu.
Sıkıldım ve çıktım.. Böyle diyemezdi. Gerçeği böyle olsada bu çok saçma olurdu. Ne diyeceğim peki ? Yere doğru eğmiş olduğu kafasını kaldırdı. Artık bir cevap verecekti. Aklına ne gelirse..
"Uyku tutmadı da.." Aslında devam da edecekti. Hadi Severus.. Söyle Ama söylemekte istemiyordu. O da her ne kadar Brooke'nin orda neden bulunduğunu merak ediyordu. Ama sormaktan da çekiniyordu. Bir an merakına yenik düştü.
"Peki sen..?" | |
| | | Aurore Eulalie Arceneau
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1077 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12207 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 08/03/08
| Konu: Geri: Şafak sökmeden Cuma 09 Mayıs 2008, 22:06 | |
| Nerdeydi bu kedi? Gözleriyle her tarafı tarayp, kedinin duyulması güç pati seslerinin duymaya çalışırken Severus konuştu. O konuşmadan önce kısa bir sesszilik olmuştu. Gecenin sessizliği...
"Uyku tutmadı da... Peki sen..?"
Uyku tutmadı mı? Biraz değişik bir gerekçe gibi duruyordu. Biraz... Tuhaf. Ne yapacağını bilmiyordu. Sonunda sessizce başıyla onaylamanın en iyisi olduğuna kanaat getirdi.
Ah, Severus bir de onun neden burada olduğunu sormuştu tabii. Doğal... Ama hala beyninde Severus'la ilgili düşünceler düşünceler uçuşuyordu, soruya vereceği muhtemelen kısa ve net cevabı düşünmekten çok. Severus'u uyku tutmamış olabilirdi, hatta koridorlarda bile dolaşsa olurdu kendisi gibi.
Ama kışın ortasında, gecenin bir yarısı, yağmurda. Dışarıda? Kendini toparlamaya çalıştı. Kendine gel! Neyse ne. Uyku tutmamış işte, daha ne kurcalıyorsun? Sinirle yanındaki duvara yaslandı. Adeta kendi kendiyle savaş veriyordu. Neyse, Severus'tan belki sonra daha mantıklı bir cevap isterdi. Şimdi bir şeyler söylemeliydi ki merak ettiği ortaya çıkmasın.
"Ben mi? Ben şey diye dışarı çıktım. Şey diye..." Bir an duraksadı neler saçmalıyordu böyle? İyice abuk subuk sözler söylüyordu, daha doğru düzgün konuşmaya çalıştıkça. Bu sefer konuşmadan derin bir nefes aldı. "Kedi için. Benim bir tane kedim var ya, bilirsin, sabahın köründe yatakhaneden kaçmış, onu aramaya çıktım. Ve hala da bulmuş değilim."
Omuz silkip etrafına bakınmaya devam etti. Artık pencerenin o kadar da yakınında olmasa da hala üşüyordu. Lanet olası kedi! Bir elime geçirirsem!... Hep onun yüzünden. Ama kediyi suçlamanın manası da yoktu, sonuçta o henüz yavruydu. Asıl kızdığı şey... Neydi acaba? Kendisi bile bilmiyordu. | |
| | | Severus Rodney Anthony Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 810 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12182 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Şafak sökmeden Cuma 09 Mayıs 2008, 22:15 | |
| Brooke etrafına bakıyordu. Sanki bir şey arıyor gibiydi. Bu sırada Severus da onun vereceği cevabı bekliyordu. Aslında bu soruyu sorduğu için kendine kızıyordu. Şu merakımı bir yensem zaten..
"Ben mi? Ben şey diye dışarı çıktım. Şey diye..." Ne diyecekti acaba? Severus dikkatle onu dinlerken Brooke'de biraz düşünüyor gibiydi. Severus'un merakı git gide artıyordu sanki.
"Kedi için. Benim bir tane kedim var ya, bilirsin, sabahın köründe yatakhaneden kaçmış, onu aramaya çıktım. Ve hala da bulmuş değilim."
Kedi mi? Severus, Brooke'nin bir kedisi olduğunu bilmiyordu. Bunu belli etmedi. Sanki bşliyormuş gibi gülümsedi. Ne kadar da saçma şeylerden konuşuyoruz dedi kendi kendine. Bu konuştukları bir an ona çok saçma gelmeye başlamıştı.
Konuyu değiştirmek istiyordu. Yüzünde bir gülümseme oluşturdu. "İstiyorsan sana yardımcı olabilirim."
Out : Çok kısa oldu ama hızlı hızlı yazmaya çalıştım.. | |
| | | Aurore Eulalie Arceneau
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1077 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12207 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 08/03/08
| Konu: Geri: Şafak sökmeden C.tesi 10 Mayıs 2008, 00:24 | |
| Çocuğun yüzünde hafif bir gülümseme vardı sanki... Niye acaba? Kendisi uykudan ölmekte, üşümüş ve sinirliyken. O mutluydu. İyi bir şeydi galiba mutlu olmak. Zorlamaydı belki de? Çocuğun suratına dikkatlice baktı. Belki olabilirdi. Kulağına bir ses çalındı, neydi ki? Severus olmalıydı, etrafta başka kimse görünmediğine göre.
"İstiyorsan sana yardımcı olabilirim."
Yardımcı olmak? O küçük, normalde sevdiği ama her zaman laf ettiği kediyi aramak mı? Bugünlük bu kadar koşuşturmaca yeterliydi herhalde ama... Kedinin beyaz kuyruğunu bile özlemiş gibiydi. Geri dönecekti eninde sonunda, bu kesindi. Oldukça uzakta bir yerde olmalıydı şimdi. O yaratık bayağı hızlıydı, az önce farkettiği gibi. Ben onu sonra bulurum, tek başıma, bir de yanıma Severus'u alıp ona da eziyet etmenin manası yok. Ama kediyi aramazlarsa ne yapacaklardı? Biraz daha sıkıntılı dolu dakikalar mı? Alçak sesle üfledi. Keşke kedisi yatakhaneden hiç kaçmamış olsaydı da, şimdi sıcacık yatağında mışıl mışıl uyuyor olsaydı. Burası hem soğuktu hem de daha güneş bile doğmamışken kendini cümle kurmaya zorlarken iyice saçmalıyor ve rezil oluyordu.
"Gerek yok sanırım. Çünkü şimdi arasak da bulabileceğimizi sanmıyorum. Hem sonradan kendisi gelir."
Esnemesini güçlükle bastırdı. Saat kaçtı acaba? Gerçi bilse ne işine yarayacağını bilmiyordu ya. 'Hadi ben uyumaya gidiyorum' diyip gidemeyeceğine göre. Taşa yaslanıp uyumak istiyordu. Öyle ukusu vardı ki, gözleri kapanıyordu. Bu ani uyku dalgası da ne böyle? Hayır, uyumamalıyım. Uyumamak için duvardaki meşaleye bakıp, gözlerini kırpıştırdı. Bir şeyler yapmalıydı yoksa buracıkta uyuyup kalacaktı. Al işte, sabahın köründe ortalıkta dolanırsan...! İçini çekti. Cidden ne yapacaktı şimdi? Burada kalırsa, söylediği her sözde daha da rezil olmaya devam ederek güneş doğduğunda mutlu mutlu ne kadar rezil olduğunu düşünerek derslere girmekten korkuyordu. Sessizliğini korudu. Merlin aşkına, ne iyi olurdu Severus bir şeyler deyip kendisini bu eziyetten kurtarsa artık? | |
| | | Severus Rodney Anthony Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 810 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12182 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Şafak sökmeden C.tesi 10 Mayıs 2008, 19:19 | |
| Sağ elini ensenine doğru götürmüş Brooke'nin vereceği cevabı bekliyordu. Bu sırada dersler aklına gelmişti bir anda. Acaba dönem sonunda notları nasıl olacaktı? Bunları düşünmeden edemezdi zaten. Hogwarts'a gelmeden önce anne ve babasına yüksek notlar ile dönmeye dair söz vermişti. Sözünü yerine getirmeliydi. Daha sonra bu düşüncelerden kurtulmak istedi. Sabah sabah da dersler nereden aklıma geliyorsa?
"Gerek yok sanırım. Çünkü şimdi arasak da bulabileceğimizi sanmıyorum. Hem sonradan kendisi gelir."
Brooke'nin onun kedisi olduğunu bilmediğini anlamamasına sevinmişti. Etrafına bakıyordu. Belki kediyi bir yerlerde görebilirdi. Brooke'ye de yardım etmek istiyordu aslında. Sabahın bu saatinde zaten yapacak bir şeyde bulamazdı.
Bu kedi konusu beni nedne bu kadar ilgilendirdi anlamadım ? diye düşünürken bir yandan da etrafına bakmaya devam ediyordu. Elini alnına koymuş, ara sıra eğilerek etrafına göz atmaya devam ediyordu. Daha sonra dik durdu. Brooke'ye doğru döndü. Eliyle koridorun sonunu gösterdi.
"O zaman biraz yürümeye ne dersin? Zaten az sonra herkes uyanmaya başlayacaktır." Yüzünde bir gülümseme oluştu. Tekrar Brooke'ye baktı. "Hem Hogwarts'da yalnız kalma fırsatını başka zaman bulabileceğimizi zannetmiyorum."
Out : Bu da kısa oldu ama konuyu değiştirmek için birşeyler bulmaya çalıştım.. | |
| | | Aurore Eulalie Arceneau
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1077 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12207 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 08/03/08
| Konu: Geri: Şafak sökmeden C.tesi 10 Mayıs 2008, 20:10 | |
| "O zaman biraz yürümeye ne dersin? Zaten az sonra herkes uyanmaya başlayacaktır. Hem Hogwarts'da yalnız kalma fırsatını başka zaman bulabileceğimizi zannetmiyorum." Severus elini alnına koymuş, eliyle koridoru gösterip gülümserken onu sessizce izledi. Dış görünüşünün altında, içeride, isyan vardı. Neden dışarı çıktığını anlamıyordu. En baştan kediyi bırakmalıydı, sonradan vazgeçecekse eğer niye en baştan dışarı çıkmamıştı?
Şu an çok uykusu vardı ama bunu belli etmemek ve üstüne üstlük kendini daha da yormak zorundaydı. Severus'a hayır diyemezdi. Hayır demek hoşlanmadığı birkaç şeyden biriydi. Neden bu kadar uykusu olduğunu da anlamıyordu zaten, alt tarafı yarım saat kadar erken kalmıştı normalden.
"Evet. İyi fikir."
Bu da ne şimdi? Merlin'in sakalı! Bugün düşünmeden konuşmakta üstüne yoktu. Az önce yaptığı gibi dudağını ısırdı tekrar. Artık yapabileceği bir şey yoktu, yürümek zorundaydı. Ve uyumak için akşamı beklemek... Lanet olsun! İşin kötüsü ne konuşacağını da bilmiyordu. Böyle devam ederse, yani düşünmeden konuşmaya, Severus'la az sonra başlayacak olan konuşmaları kendisine rezillikten başka bir şey getirmeyecekti.
O kediyi yakalayınca öldürecekti. Artık kararını vermişti. Bulamazsa... Ya bulamazsa? Kendini asla affetmezdi. Bir an her şeyi bırakıp korkuya kapıldı. Kedinin geri dönemesi ihtimalini yok saymıştı, daha yeni yeni böyle bir ihtimal olduğunun farkına varıyordu. Merlin! Artık kedinin arkasından koşmak için çok geçti, bütün bir şatoyu dolanmak zorunda kalırdı bunun için. Severus'a içindeki korku ve uykuyu belli etmeden gülümsemeye çalıştı. Cılız bir çabaydı bu. Pek gerçekçi de değildi hani. | |
| | | Severus Rodney Anthony Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 810 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12182 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Şafak sökmeden C.tesi 10 Mayıs 2008, 20:21 | |
| "Evet. İyi fikir."
Bunu duyunca Brooke'nin yanına doğru birkaç adım daha yaklaştı. Ve koridorun sonuna doğru yürümeye başladılar. Peki şimdi ne konuşacaklardı?
Dersler olmazdı. Ailelerden mi bahsetselerdi? O da iyi bir fikir değildi. İnsanın kafası sabah saatinde daha çok çalışır derlermiş.. Palavra.. Sanki beyni durmuştu. Aklına hiçbirşey gelmesede bozuntuya vermiyordu.
Yaptığı tek şey arada bir yüzünü çevirip Brooke'ye doğru gülümsemekti hepsi bu. Ne diyeceğim şimdi? Belkide biraz birbirlerini tanımalılardı. Severus ondan hoşlanmıştı evet ama daha birbirlerini çok da tanımıyorlardı. Nelerden hoşlandıklarını bile bilmiyorlardı. Belkide bu iyi bir fırsat..
Ağzından çıkacak kelimeleri düşünüyordu hala. Kafasını kaldırdığında koridoru yarıladıklarını da fark etti. Ne kadar çabuk ? Daha sonra Brooke'ye doğru çevirdi yüzünü..
"Belkide biraz birbirimizden bahsetmeliyiz." Bu tarz konuşmaları hiç yapmamıştı. Utangaç yüzüm ortaya çıkacak mı yine..Ufff Daima çekingen ve utangaç biriydi. Ama o cesaretli olduğu için seçilmemişmiydi bu binaya? Kendine gel Severus..
"Ben senden hoşlanıyorum evet ama birbirimizi çok da tanımıyoruz..Öyle değil mi?" | |
| | | Aurore Eulalie Arceneau
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1077 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12207 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 08/03/08
| Konu: Geri: Şafak sökmeden Çarş. 21 Mayıs 2008, 21:42 | |
| İçindeki şüphe bulutu giderek büyüyor, karamsarlığa itiyordu onu. Hala aklında kaçıp gitmiş ve büyük olasılıkla geri dönmeyecek olan kedisi, adeta rüyadaymışçasına, meşalelerin aydınlattığı koridorda yürürken yanından gelen konuşma sesiyle irkilip sendeledi.
Hı? Ne? Başını yana çevirdi. Severus hayli düşünceli bir surat ifadesiyle bir şeyler söylüyordu. Sanki başından beri dikkatle onu dinlemiş gibi başını salladı çocuğa. Oysa ne dediği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu ve çocuğun konuşmalarını anlamak için büyük bir çaba sarf etmesi gerekiyordu. Hele kendisine böylesine kızgın ve uykuluyken... Kısa bir sessizlik... İstemsizce çocuğun ne söylediğini merak etti, önemli bir şey olmalıydı. Bu kadar düşündüğüne göre.
"Ben senden hoşlanıyorum evet ama birbirimizi çok da tanımıyoruz..Öyle değil mi?" Dehşetle dudağını ısırdı. Merlin, daha doğru düzgün cümleler kuramazken nasıl uzun uzadıya sohbet edecekti? O gün kimbilir kaçıncı kez, kendine lanet etti. Cılız bir çabayla dikkatini topladı. Bugünlük yeterdi bu kadar rezillik. "Evet," dedi usulca. "Birbirimizi pek tanımıyoruz gerçekten." Pek değil hiç tanımıyorlar gibilerdi birbirlerini, dürüst olmak gerekirse. Ama içinden geçeni söylemedi.
Loş koridor ufuktan görünmeye başlayan güneşle hafiften aydınlanmaya başlıyordu. Yavaş yavaş koridorun sonuna doğru gelirken ne söylemesi gerektiğini düşündü. Severus hala konuşmadığına göre bir şeyler döylenmesi bekleniyordu kendisinden. Konuşmadan önce uyku mahmuru gözlerini açtı güçlükle. "Sen başla istersen. Kendini anlatmaya demek istiyorum." Başkasını dinlemek konuşmaktan bin kat daha iyiydi şu an. Özellikle de saçmalamaya bu kadar yatkınken. Bir an ne kadar yorgun olduğunu itiraf etmenin eşiğine geldi. Yatakhaneye koşmayı ve bütün gün uyumayı düşlüyordu. Ama hayır, bunu yapamazdı, çok geçti artık bunu yapmak için.
"Iıı." Ağzından çıkan nidaya kendisi bile şaşıp kalmıştı. Bunu söylerken ne demeye çalışıyordu. Hayır, hayır. Bugün kendisinde değildi. Yüzünü olabildiğince ifadesiz tutmaya çalışarak devam etti: "Kısaca en çok sevdiğin şeylerden bahsedebilirsin başlangıç olarak." Son günlerde ayaküstü sıkma yeteneği gelişmiş olmalıydı. Çok değil, kısa süre önce aynı şekilde rezil olduğunu hatırlıyordu. Bu da çok dahice sayılmazdı, en azından berbat da değildi.
Hala yürüyorlardı, Brooke etrafına bakınca koridordan başka bir koridora sapmış olduklarını gördü. Nereye gittiklerini bilmiyordu, Severus nereye giderse oraya gidecekti artık. Sorsa mıydı ki? Yok yok, bugün çok gerekmedikçe ağzını açmasa iyi olurdu. Uykusu azaldıktan sonra belki. Giderek yükselen güneş gözlerini kamaştırıyordu artık, gözünü kısarak Severus'a baktı yan yan. Söyleyeceklerini kaçırmak istemiyordu, bir kere kaçırdıktan sonra toparlaması daha da zor oluyordu çünkü.
En son Brooke Liberty Dumbledore tarafından Perş. 22 Mayıs 2008, 19:47 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Severus Rodney Anthony Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 810 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12182 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Şafak sökmeden Perş. 22 Mayıs 2008, 10:06 | |
| "Evet. Birbirimizi pek tanımıyoruz gerçekten."
Yere doğru eğdiği kafasını kaldırdığında koridordaki karanlığın gitmiş olduğunu fark etti. Güneş yüzünü göstermeye başlamıştı. Az sonra buralar dolmaya başlar.. Tüm öğrenciler uyanmadan Brooke ile biraz sohbet etmek istiyordu. Yada diğer adıyla birbirlerini biraz daha tanımak. Birbirimiz biraz daha tanıyalım demişti ama Brooke'nin tanımak istediği yönü neydi ki? İlk soruyu Brooke'nin sormasını istiyordu ve istediği de olmuştu. Yüzünde hafif bir gülümseme oluşmuştu.
"Sen başla istersen. Kendini anlatmaya demek istiyorum."
Çok güzel.. Peki şimdi ne diyeceğim? Cesur, aslında biraz korkak, dürüst, sıcakkanlı bir kişiyim mi? Bu olmazdı. Daha farklı şeyler söylemeliydi. Bu sayacakları zaten bir Gryffindor öğrencisinde olan özelliklerdi. Peki Brooke'nin kendini anlatmaktan kastı neydi? Ondan bir şeyler daha söylemesini beklerken yine istediği olmuştu. İstediklerim hep olmaya başladı..
"Kısaca en çok sevdiğin şeylerden bahsedebilirsin başlangıç olarak." Güzel bir soruydu. Buna verecek çok cevabı vardı belkide. Hafızasını yokladı biraz. Tam olarak neleri severdi? İşin içine biraz duygusallık katmayı planlamaya başladı. En çok sevdiğim sensin diyebilir miydi? O kadar cesur muydu? Offf.. Merlin'in sakalı! Nerede kaldı benim cesaretim.. Daha önce böyle konuşmaları hiç yapmamıştı. Zaten utangaç bir yapıya sahipti ve bu tecrübesizliğide iyice bu konuşmayı kötü bir hale getirmeye başlıyordu. Daha fazla sessiz kalamazdı. Ağzından çıkan kelimelerin pek farkında değildi. Olmak da istemiyordu..
"Çoğu kişi gibi Quidditch'i çok severim. Hatta binada da takımda yer alıyorum. Galiba sende takımdaydın?" Bir süre duraksadıktan sonra devam etti. "Küçükken evimizin karşısında bir muggle ailesi vardı. Onların çocuklarıyla da çok oyun oynamıştım." Yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Bu kısa sürmüştü. "Büyü yapmayı çok severim. Düello değil.. Öylesine büyüler." Biraz daha düşündü. "Büyücü şakaları malzemelerinin satıldığı bir dükkan vardı Londra'da. Abim doğum günüm için oradan bir şaka almıştı. Evin içinde küçük kıvılcımlar çıkıyordu. O dükkanıda çok severim." Git gide saçmalamaya başlamıştı. Durmu toparlamalıydı. "Birde.. Birde seni çok seviyorum.." Bunları o mu söylüyordu? Bunlara cesareti olmayan o çocuk mu? Kendine inanamasada söylemişti işte.. | |
| | | | Şafak sökmeden | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |