Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 :::İMGE:::

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Fleur Isabéllé Villiers
Obscurus Kitapçısı Sahibesi
Fleur Isabéllé Villiers


Kadın
Ruh hali : :::İMGE::: Cheesyol1
Mesaj Sayısı : 527
Yaş : 33
Galleon : 12630
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/08/07

:::İMGE::: Empty
MesajKonu: :::İMGE:::   :::İMGE::: Icon_minitimePtsi 05 Mayıs 2008, 19:41

Fleur, karargahta alınan karar üzerine Fransa Karargahı'nda çıkan sorunla ilgilenmek üzere acilen Fransa'ya gelmişti. Verdikleri acil kayıplar, son haftalardaki iki tarafın da mücadeleye hız vermesi oldukça yorucu günler geçirmelerine sebep olmuştu. Lamar bile büyü dünyasını reddetmiş olmasına rağmen, Ölüm Yiyenlerin Muggle'lara yönelmeleri üzerine karargaha gelmiş, Vincent ve diğer Yoldaşlık üyeleriyle birlikte çalışmalarına hız vermişti.

*****
Fleur ve Angelina günün ilk ışıklarıyla birlikte Delacour Malikanesi bahçesinde cisimlendiler. Yoldaşlığın üst düzey üyeleriyle bugün burada buluşacaklardı. Etraf sessizdi. Gelmeden önce yolladıkları büyülerle evi çepeçevre kuşatmış, malikane içindeki ev cinleri ve tablolar da dahil tüm haber taşıyabilecek nesneleri uzaklaştırmışlardı.

Oyalanmadan kapıya koşup büyülü sözleri fısıldamaya başladı Fleur. Yaklaşık beş dakika uğraştıktan sonra kapıyı aralayıp içeri adım atabildiler. Delacour Malikanesi tarihi boyunca hiç bu kadar boş olmamış olmalıydı. Kuzenlerinin sesleri, Fleur'un yemyeşil renkli kedisi Jane Grass'in koşuşturması, ev cinlerinin küçük tartışmaları, Delacour Hayaleti Matmazel Fae'nin arada sırada beliren silueti ve tabloların aile bireylerine sataşması olmadan evi benimsemesi oldukça zor olacaktı.

"İçeri geçelim Ang." dedi kısık sesle,arkadaşını salona alarak. "Emm patronusunu almış olmalı. Neredeyse gelir."

Kendini büyük beyaz koltuklardan birine atarak devam etti.

"Ne yazık ki şu an için beklemekten başka çaremiz yok."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




:::İMGE::: Empty
MesajKonu: Geri: :::İMGE:::   :::İMGE::: Icon_minitimePtsi 05 Mayıs 2008, 20:03

O her ne kadar ona tek başına gitmesini teklif etmiş olsa da Fleur, ikisinin beraber gitmesi gerektiğine ikna edebilmişti Angelina'yı. Fransa Karargahı'na yapılan saldırı sonucu Martin'e olanlar herkesi derinden yaralamıştı çünkü. Zaten son günlerde gelişini ayarlamak için fazlaca yorulmuştu. Kimsenin bu gidişten şüphelenmemesi gerekiyordu çünkü. Sabah erkenden Delacour Malikanesi'ne cisimlenmeleri de vakit kaybetmek istememelerindendi. Yoldaşlığın tüm üst düzey yetkilileri burada bir toplantı yapacaklardı bugün.

Angelina, sessizce Fleur'un koruma büyülerini kaldırışını izledi. Arkadaşının talimatı üzerine içeriye girdiler. Bu malikane ilk defa bu kadar boş ve ruhsuz gelmişti Angelina'ya. Genelde buraya geldiğinde neşesi yerinde olur ve evin keşmekeşine bırakırdı kendini. Bir kıpırtı arayan gözlerle, bir eli hala sol cebindeki asasında salona doğru ilerledi. Emmeline'nin bir an evvel gelmesini umuyordu o da. Fleur'un ardından yorgun bedenini beyaz koltuklardan birine bıraktı yavaşça. "Ne yazık ki şu an için beklemekten başka çaremiz yok." Doğruydu. Diğerleri gelene kadar beklemeliydiler. Ancak Angelina susadığını hissediyordu. Asasını çıkararak bir bardak oluşturdu havada. Hemen ardından da Solungaç Suyu doldurdu. Alkol almayı düşünmüyordu. Bugün burada konuşacakları konular oldukça ciddiydi.

- "Beklerken bir şeyler içelim dedim. Sen ne içiyorsun?" Soran gözlerle Fleur'a baktı. O da bitkin görünüyordu. Bir yudum aldı bardağından. Kuruyan boğazına iyi gelmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Fleur Isabéllé Villiers
Obscurus Kitapçısı Sahibesi
Fleur Isabéllé Villiers


Kadın
Ruh hali : :::İMGE::: Cheesyol1
Mesaj Sayısı : 527
Yaş : 33
Galleon : 12630
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 10/08/07

:::İMGE::: Empty
MesajKonu: Geri: :::İMGE:::   :::İMGE::: Icon_minitimePtsi 05 Mayıs 2008, 21:00

"Beklerken bir şeyler içelim dedim. Sen ne içiyorsun?" dedi Angelina, Fleur'a. O da kendini koltuklardan birine bırakmış, büyüyle oluşturduğu Solungaç Suyunu yudumlamaya başlamıştı.

'Hiçbir şey' anlamında kafa salladı Fleur. Canı pek bir şey istemiyordu bugün. Günün bu saatlerini de fazla sevmezdi zaten. Bir de evin boşluğuyla birleşince bir soğukluk hissi yaratmıştı Fleur'da.

Angelina da Fleur da bir süre sessizliğe daldılar. Kimi veya neyi beklediklerini net olarak düşünmeseler de her tıkırtıya kulak kesilip bir haber veya mesaj beklemeye başladılar. Yaklaşık yarım saat sonra önlerindeki masanın üzerindeki çiçeklerden yayılan ışıkla dalgınlıklrından sıyrıldılar. Biri Delacour Malikanesi'ne yaklaşıyor olmalıydı, ışık çiçekten geldiğine göre bir yoldaşlık üyesi olmalıydı bu.

Hemen ayaklanıp gelenin kendilerinden biri olduğunu kesin olarak anladıklarından sonra koruma kalkanını kaldırmaya girişti Fleur. Her şey tamam olduktan sonra, aralanan kapıdan başlarını uzatan Zed ve Tanya ile karşılaştılar. Zed ve Tanya, Fleur'un anne ve babasının çok eski ve sadık arkadaşlarıydı. Hiç çocukları olmamış bu orta yaşlı çift kendilerini tamamiyle Zümrüdüanka Yoldaşlığı'na adamış, özellikle tecrübesiz üyeler için çok değerli birer örnek olmuşlardı.

Koşarak önce Tanya'ya, sonra da Zed'e sarıldı Fleur. Tanya, kısa, küt, simsiyah saçlara sahip, uzun boylu ve kemikli yapılı çok güçlü bir cadıydı. Kendisine kıyasla daha neşeli olan Zed'le mükemmel bir ikili olmuşlardı. Fleur'un anne ve babasının yokluğunda ona her zaman büyük destek vermişlerdi.

"Merlin aşkına kızım, neler oldu Fransa'da?" dedi Tanya aceleyle. Zed de salona geçmiş, Angelina'yla tokalaşıyordu. Tüm olanları konuşmak için birlikte salona geçtiler. Katılabilecek tüm yoldaşlık üyelerini beklemeye ve zaman geçirmeye çalıştılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




:::İMGE::: Empty
MesajKonu: Geri: :::İMGE:::   :::İMGE::: Icon_minitimePtsi 05 Mayıs 2008, 21:30

Fleur'un bir şey içmeyeceğini belirtmesiyle başlayan sessizlik eşliğinde yarım saat geçmişti. Angelina, Solungaç Suyu'nu bitirmiş gözleri boş boş bakmaktan yorulmuştu. Her sese kulak kabartıyor, güneşin her hareketinde göz bebekleri büyüyordu.

Angelina, daha ne kadar bu boşluğa dayanabileceğini düşünmeye başlamıştı ki önlerindeki masanın üzerinde duran, rengarenk, çiçeklerden yayılan ışık ikisini de bu dalgınlıktan kurtarmıştı. Her ne kadar ışığın çiçeklerden gelmesinin bir Yoldaşlık üyesini işaret ettiğini biliyorlarsa da ikisinin de eli asalarına gitmişti bir an. Ayağa fırlayıp kapıya doğru ilerlediler. Gelenin onlardan biri olduğuna emin lduktan sonra Fleur, koruma kalkanını kaldırmaya girişti hemen.

İşlem tamamlanınca Fleur'un araladığı kapıdan iki tanıdık yüz uzattı başını. Tanya ve Zed. Onları görür görmez Angelina'nın yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı. Bu orta yaşlı çift Fleur'un anne ve babasının arkadaşıydı ve Angelina genç yaşta Zümrüdüanka Yoldaşlığının başına getirildiğinde ona çok yardımları dokunmuştu. Tanya endişeli bir şekilde Fleur'a sarılırken Angelina da Zed ile tokalaştı. Olan biteni konuşmak için salona doğru ilerlediler. Angelina biraz evvel oturduğu beyaz koltuğa geçti yine. Tanya ve Zed de hemen karşısındaki çift kişilik koltuklara oturmuşlardı. Fleur, herkese birer bardak Solungaç Suyu ikram etti asasının yardımıyla ancak Tanya'nın içecekle pek işi yok gibiydi. Soran gözlerle bir Fleur'a bir Angelina'ya bakıyordu. Angelina kendi bardağından bir yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı.

- "Bildiğiniz gibi geçen hafta Fransa Kararg-" Masanın üzerindeki çiçeklerin ışıldamasıyla sözünü yarıda kesti. Eli cebine gittiyse de asasını çıkarmadı. Fleur hızlı adımlarla gelenleri karşılamaya giderken Angelina da kalkmıştı koltuğundan. Salona girenleri görünce ciddiyeti anında bozuldu. Gelen Alejandro ile Agustin'di. İkisi de İspanya Karargahı'ndan geliyorlardı. Angelina geçen yaz Wes ile beraber gitmişti yanlarına ve ikisini de çok özlemişti. Biri esmer, biri uzun boylu bu adamlar kendisinden 6-7 yaş büyüklerdi. Angelina sırayla sarıldı onlara da. Daha sonra hepsi yerlerine geçtiler. Angelina yeniden bardağından bir yudum aldı. Bu sefer direk konuya girmeden önce gelecek olanları beklemeye karar verdi.

- "Eh, toplantıya başlamadan önce diğerlerini bekleyelim. Konu bölünmesin." Tanya dışındaki herkes onu başıyla onaylarken Angelina saatine baktı. 11'e geliyordu. Emmeline'nin nerede kaldığını merak etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
:::İMGE:::
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: