|
| Buz | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Buz Cuma 09 Mayıs 2008, 20:26 | |
| Neden daha erken göndermemişti ki mektubu? Merdivenler buz tutmuşken Baykuşhane’ye tırmanmak da harika bir uğraştı gerçekten…
Sarmal merdivenlerin yarısına varmaya çalışan Sarah, bir yandan buz tutmuş merdivenlerde kaymamaya çalışırken bir yandan da bunları düşünüyordu işte. Hava da onun ruh haliyle birlikte mi kötüleşiyordu acaba, kış başından beri böyle soğuk görülmemişti Hogwarts’da. Rutubetli ayazın vurduğu ciğerleri üşürken kuru bir öksürük tutturdu. Hasta olmanın da tam sırasıydı… Birkaç kez kayma tehlikesi atlattıktan sonra kendini baykuşhaneye atabildiğinde derin bir nefes aldı Sarah, çünkü dışarıdaki rüzgar nefes almayı bile güçleştirecek türdendi. Saçlarına birikmiş nemli tanecikleri eliyle şöyle bir silkeleyip pis zeminde ilerledi, elinde de cebinden henüz çıkardığı mektup…
Abisinden son haberler, önceki sabah gelecek postasının hemen ardından ulaşmıştı Sarah’ya. Kahvaltıyı boğazına dizmek için ne muhteşem bir yöntemdi ama. Gazetede babasının yakışıklı, gururlu, her şeye rağmen mağrur yüzünü görünce heyecandan yerinden fırlamıştı Sarah. Ne saflık… Kurtulduğunu ümit etmişti bomboş bir hevesle, Elwina Malfoy’un gerçekten de başardığını. Ama haberin başlığı altında yazanlar soldurmuştu içindeki ışığı bir anda. “Tutuklanan Richard Ainsworth…” diye devam eden kelimeleri okuduğundan beri, zihni de bir türlü aydınlanmayan hava kadar loş, içi de durmak bilmeyen rüzgâr kadar soğuktu artık. Hırçınlaşmıştı, gözle görülür şekilde hem de. Miranda’nın yanında yöresinde dolaşan herkesle vara yoğa hır çıkarması da giderek göze batıyordu. Bir kez ceza almış üç kez puan düşürtmüştü. Bu yüzden Ortak Salon’da da en sevilen insan değildi ve Lucy, Lily ve Keiran da olmasa yıl sonunu nasıl getirirdi bilmiyordu. İçine de kapanıyordu giderek, bu durumun onu bunca etkileyeceğini hiç tahmin etmemişti. Abisine yazdığı mektup da o yıl yolladığı en şen mektup değildi gerçekten. Mektuba başlarken bile içinden gelmemişti “Sevgili,” demek.
“Royce,
Haberini aldım, aynı sabah Gelecek Postası’yla da bildirmişler zaten. Delillerin yetersiz olduğunu söylediğine göre bu işte bir iş var, isim vermediyse durumu tetiklemek amaçlı olabilir. Eninde sonunda tepki gösterenleri mimleyeceklerdir zaten, Bakanlıkta durumlar nasıl merak ediyorum doğrusu.
Seninkinin hemen ardından annemden bir çığırtkan geldi, alır almaz boş bir yere koştum ama boşuna telaşlanmışım. Yalnızca ceza aldığımı duymuş, bu durumda bile kafasını buna taktığına inanamıyorum. Ona söyle odamdaki posterlerden uzak dursun. Zaten Hogwarts’da yakında yadsınamayacak bir şekilde cezaya kalmam mümkün, duruma en olgun tepkiyi verdiğimi söyleyemeyeceğim.
Bu arada hademenin ceza kayıtlarını düzenledim, neredeyse yarısı sana aitti. O Benekli Betpençe’leri nereden buldun? Bence biraz fazla bir ceza almışsın. Ama tezekbombaları çok bayattı, senden daha yaratıcı bir şeyler beklerdim. Bu gidişle tahtını ben alacağım zaten, Biçim Değiştirme profesörü soyadımı her duyduğunda yakasını gevşetiyor. Seni özledim.
Yeni haberleri bekliyorum, iyi olsalar da olmasalar da. Kendine dikkat et ve-bunu aslında senin bana söylemen gerekir ama- beladan uzak dur.
Sarah.”
Mektubun zarfındaki ismi bir kez daha kontrol etti ve bu rüzgarda yola koyulmaya en istekli baykuşu gözüne kestirmeye çalıştı, loş zeminde üşümüş bir halde dururken… |
| | | Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12569 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Buz Cuma 09 Mayıs 2008, 21:04 | |
| *Bu-buvası-ned-neden-bölee soovuuk!*
İç sesinin ahenkli tonu zihninde yankılanırken, titreyen dudakları kıpırdanmakta zorlanıyor gibiydi. Konuşma yetisini kaybetmişçesine bir duygu buz tutmuş bedenini sararken bile ürperti ile sarsılıyor, kaygan basamaklardan çıkmaya yelteniyordu zoraki çabasıyla. Slytherin armalı yeşil atkısını doladığı boynunun sıcaklığı dışında üşüyen vücudu, hareket etmesini zorlaştırırken, sarı saçları da bu havadan etkilenmiş bir edayla parıldamıyordu bugün, olağan zamanlarının aksine. Zarifçe çıktığı merdivenlerin - artık bu durumda ne kadar zariflik gösterebilirse - bitmek bilmeyen bir dönemeçle ilerlemesine savurduğu birkaç küfür, sonunda, Baykuşhanenin kapısını görebilmesiyle bir sevinç nidasına dönüşmüştü. Cüppesine biraz daha sıkı sarılarak içeri girmiş, bir yandan da aniden burun deliklerine dolan o pis kokuyu bastırmak istermişçesine bir el hareketi yapmıştı, istemsizce. İç cebinden yavaşça çıkardığı, buruşmuş parşömen kağıdına son kez göz gezdirmeden önce, az ileride bir baykuşun ayağına parşömen bağlamakla meşgul olan Sarah'ı görmüştü. Kızın çehresinde ki ifadeyi anlayabilmek için mimiklerini süzmeye gerek yoktu çünkü Büyük Salonda kahvaltı yaparken okuduğu Gelecek Postası manşeti, onun ne halde olabileceğinin en iyi göstergesiydi Ell için.
Teyzesi Désiréé'e yazmış olduğu mektubu hafifçe avucunda gezdirirken, dalmış olduğu düşüncelerinden sıyrılayarak yapması gerekene yoğunlaşmıştı. Ailenin en sevilen üyelerinden biri olan teyzesi, Fransa'da yaşıyordu ve uzak olmaları, çoğunluklada malikaneye gelememesi sebebiyle sıklıkla görüşemiyorlardı. Elizabéth ise onu yalnız ve habersiz bırakmak istemeyerek - birde küçük bir istekle - yazmış olduğu mektupta, her şeyden haberdar etmeye çalışıyordu. Babasının Hogwarts'ta işe başlamasını ve bu konu hakkında bildiklerini, okula yeni gelen Dans Hocasını, LS grubunu ve daha birçok şeyi yazmıştı.. Parşömenin sonunu;
*Bana oradan yollamanı istediğim Dans ile ilgili kitapları yazıyorum..* diyerek bitirmiş ve aslında mektup yazma niyetinin en önemli ve gerçek sebebini de "önemsizmişçesine" bir edayla belirterek, kendini ele vermişti.
Zarifçe katladığı parşömeni kahverengi bir baykuşun ayağına bağlamış, hayvanın pencereden süzülüp gökyüzüne karışmasını izleyerek dikkatini hala orada olan Sarah'a vermişti. Hafifçe boğazını temizlerken, ses tonunu da oldukça monoton tutmaya çalışıyordu;
'Selam.. Sarah'tı değil mi?' | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buz Cuma 09 Mayıs 2008, 21:15 | |
| “Selam.. Sarah’ydı değil mi?”
Sarah başını, rüzgardan güç bela duyulan sesin sahibine çevirdi. Elizabeth’di bu. Kendisini kim gibi hissettiğini pek bilmiyordu, ama kıza yine de “Evet.” Diye cevap verdi ve devam etti: “Elizabeth sanırım?”
Sesi boş, yüzü dümdüzdü. Kendisini alelade bir taştan oyulmuş çirkin bir heykel gibi hissediyordu bir haftadır, hali tavrı da bir heykel ne kadar sıcak olursa o kadar sıcaktı. Yine de Elizabeth Slytherin’de sevdiği, daha doğrusu Hogwarts’ın genelinde nefret etmediği kişilerdendi. Bu yüzden yüzündeki mezarlık duvarı gibi ifadeyi silmeye çalıştı. Baykuşhanenin açıklıkları arasında esen tatsız bir rüzgar ikisinin de saçlarını uçuştururken, kısa bir sessizlik oldu ve Sarah devam etti: “Hava berbat değil mi? Nasılsın?”
Bu arada, kara bahtına yanıyormuşçasına hüzünlü görünen bir siyah baykuşu gözüne kestirmişti. Hayvanın yalvaran ötüşüne aldırmadan söylendi: “Kes sesini, alt tarafı Kuzey İngiltere’ye gideceksin. Ya ben ne yapayım?”
Kar mı atıştırmaya başlamıştı ne? “Bir bu eksikti…” diye geçirdi içinden bıkkınlıkla Sarah.. |
| | | Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12569 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Buz Cuma 09 Mayıs 2008, 22:16 | |
| Kızın çehresi kadar duru sesine hitaben karşılık vermişti, yüz hatları keskinleşirken; 'Elizabéth, evet. Daha önce Göl Kıyısında tanışmıştık..' Sarah'ında bildiği bir şeyi ona neden söylemişti bilemiyordu fakat böyle durumlarda - özellikle karşısındakinin morali bozukken - ne diyeceğini şaşırır ve saçmalamaya başlardı Ell, her ne kadar kendine güvenli bir cadı görünümü versede. İki kızda, uçuşan saçlarını düzeltmeye yeltenmişken konuşmaya devam eden Sarah'ın mimiklerini süzüyordu sessizce, bir yandanda. Babasının Karanlık Tarafta olduğunu duyduğu an bedeninde kabaran o içtenlik ve merak dolu duygular, tekrar canlanmaya başlıyordu fakat böyle bir durumda, özellikle Sarah'ın acısı tazeliğini korurken, yersiz bir muhabbet açarak daha da canını sıkmak istemiyordu. Göz bebekleri zümrüt yeşili bir tonda parıldarken, şiddetli esen rüzgarın etkisiyle kuruyan dudaklarını hafifçe ıslatarak konuştu;
'Merlin aşkına! Böyle soğuk bir hava görmedim, evet!'
Gerçekten de, Hogwarts'a geldiğinde beri gördüğü en şiddetli havaydı bu. Koridorlarda yayılan bir söylentiye göreyse merdivenlerin otuz yıl boyunca ilk defa buz tuttuğu düşünülürse, sadece bu dönem değil, uzun bir dönem boyunca böylesine soğuk bir hava olmamıştı Hogwarts'ta. Düşünceleri arasından, tekrar bulunduğu o pis kokulu baykuşhane ortamına dönerken, istemsizde olsa yüzünü buruşturmuştu. Hiç mi temizlemezlerdi ki burayı? Oysa ki tek iş bir asa sallamaktan ibaretti..
Göz bebekleri Sarah'ın beyaz teni ile buluşurken, pencereden sızarak burnuna düşen bir kar taneciğini savurmuştu alelacele. Bu iyiye işaretti aslında.. En azından kar sayesinde hava şiddetini azda olsa kaybedecekti. Sonunda, uzun süren sessizliği bozmaya karar vererek, boğazına takılan düğüm eşliğinde zar zor konuşabildi, kıza doğru;
'Şey.. Canını sıkmak istemem ama en azından baban için üzgün olduğumu belirtmeliyim.' Devam etmeden önce birkaç saniye düşündü.. 'O.. Gerçekten asil bir iş yapıyordu.' Bu cidden de doğruydu Ell'e göre.. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buz C.tesi 10 Mayıs 2008, 01:05 | |
| “Haberleri duydun demek… Gerçi Gelecek Postası’nda çıktı tabi, normal…” Bu işler karışmaya başladığından beri bunu kimseyle açık seçik konuşmamıştı. Karşısındakiler ya durumu duyup cephe almış, yada onu üzmemek adına konuyu savuşturup geçmişti. Ya da belki de söyleyecek bir şey bulamadıklarından.. Ne denirdi ki böyle bir durumda? Babası Ölüm Yiyen olduğundan Azkaban’a konan birine ne denirdi? Kuru bir geçmiş olsun mu? O babanın bir katil oluşu durumu değiştirir miydi?
Sıkıntıyla iç çekti ve rüzgarda savrulmamaya çalışan iri baykuşun ardından dalgın bir bakış atıp sırtını tahta duvara yasladı. Burası buz gibiydi ama içinde okula geri dönmemek için dayanılmaz bir istek vardı. Dudağını kemirirken konuştu: “Ben de üzüldüm evet… Bunu kaldırabileceğimi düşünürdüm, belki de aşırı tepki veriyorum bilmiyorum. Sadece… Kontrolümü kaybetmiş gibiyim, etrafımdaki herkes aklımı kaçırmaya başladığımı düşünüyor, biliyor musun?”
Lafının burasında birden kafasını kaldırıp Elizabeth’e baktı. Kızın gri-yeşil gözlerinde anlam veremediği bir ifade vardı. Acıma mıydı? Hayır değildi… Endişeli gibiydi belki de, ama… Yakın bir dostu için endişelenir gibi değil de, kafadan çatlak birine bakar gibi. Belki de değildi. Dudağını ısırıp başını yanındaki geniş açıklığa çevirdi. Rüzgar yumuşuyor, kar başlıyordu. Siyah yün-kaşe karışımı pardösüsüne sarınıp basamağı andıran çıkıntıya oturdu. En rahat koltuk sayılmazdı ama hiç değilse üstü baykuş pisliğiyle kaplı değildi. “Warewic… O kadın bunu pahalıya ödeyecek. Kızı da… Hiç böyle hissetmemiştim, bunu kimse anlayamaz.”
Elizabeth’e neden böyle kendini döktüğünü bilmiyordu, ama bir yandan kendi kendine konuşur gibi görünse de onun kendisini dinlediğini hissediyordu. Oflayıp başını elleri arasına aldı. Tavsiye alabileceği kimse yok gibiydi. Tekrar başını kaldırdı ve uzun saçlarını yüzünden çekip ona baktı: “Sence… Yani, şöyle diyeyim… Kendini benim yerime koy. Ne tepki verirdin? Çok mu abartıyorum?”
Çaresiz görünmediğini umsa da, böyle hissediyordu. Bomboş bir arazide tek başına dikilir gibi… Gözlerini kızdan çekmedi, kar taneleri irileşiyordu… |
| | | Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12569 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Buz C.tesi 10 Mayıs 2008, 12:50 | |
| Sarah konuşurken, Elizabéth'de sessizce dinliyor, tepki vermeyeye çalışıyordu. Çehresine oturttuğu ifade, Sarah'a acırmışçasına bir ifade değildi aslında, onu anladığını göstermek istiyordu çünkü böylesine tehlikeleri Malfoy'lar çoğu zaman yaşamıştı.. Tabi ki bu kişinin babası olması onu oldukça sarsardı fakat hırsından parıldayan göz bebekleri ile ona doğru konuşan Sarah'ın, oldukça güçlü olduğunu hissediyordu Ell. Kız duvara yakın bir çıkıntıya oturmaya yeltenirken, Ell'de konuşmuştu;
'Ben seni daha da zayıf düşmüş bir halde bekliyordum aslında. Güçlü görünüyorsun..ve yalan söylemiyorum.' dedi kızın bakışına karşılık, vurgulayarak; 'Bilirsin yada en azından duymuş olabilirsin, sivri dilliyimdir ve içimden geçeni söylerim..'
Birkaç saniye boyunca, şiddetini azaltan rüzgar eşliğinde dağılan saçlarına karşı koymamış, sadece Sarah'ın düşünmesi için zaman tanımıştı kıza, sessizce bekleyerek. Bir yandanda, gelecek postasında ki manşeti ve hemen altına yerleştirilmiş gururlu bir adamın çehresi canlanıyordu zihninde. Elizabéth, Richard Ainsworth hakkında birkaç aya kadar bilmediği her şeyi öğrenmiş ama bunlar, onunla ilgili düşüncelerini olumlu yönde etkilemişti. Böylesine Malfoy değerleriyle büyütülmüş bir kızda olması gerekenler gibi..
Düşünceleri arasından, Sarah'ın sorusu sarsmıştı bedenini.. *Ben-ben mi ol-sam?* Bunu hiç düşünmemişti aslında.. Ne tepki verebilirdi bilmiyordu ama Sarah gibi olacağından emindi. İçinde fırtınalar koparken bunu başkasına fark ettirmemek oldukça zor gibiydi. Özenle zihninde kelimeleri seçerken, iki kızın bakışları da yumuşamıştı sanki..
'Sanırım senin gibi olurdum. Dışarıdan güçlü görünebilirdim - bazen gelgitler yaşasamda - fakat içimde, tabiki ne nefretler kabarırdı.. Aslında, düşünüyorumda, şu Warewic denen kadın ve aptal kızı.. Onu haklamaya gittiğinde sana memnuniyetle eşlik edebilirim fakat yalnız yapmak istiyorsan, bunu da anlarım.' dedi monoton bir tonda, belki de Sarah'ı çok şaşırtacak kelimeler dudaklarından artık dökülmüşken.. 11 yaşında iki cadı için bu saçma bir fikir olarak düşünelebilirdi, aslında öyleydi de ama Ell, Sarah'ın bunu hazır olduğunda yapacağını düşünüyordu. İçinde ki nefret ne kadar kabarmış olsa da o, zeki bir kızdı ve şu an yapmak için yanıp tutuştuğu şeyi gerçekten gerçekleştirebilmek, hazır olmayı beklemekten geçiyordu belki de.. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buz C.tesi 10 Mayıs 2008, 16:22 | |
| Elizabeth’in sözlerini dinlerken garip bir rahatlama hissediyordu Sarah. Demek delirmemişti, normal bir tepki veriyordu hatta… Hatta iyi bile dayanıyordu. Kızın Warewic’le ilgili önerisinden sonra ise beklenmedik bir şey yaptı Sarah. Uzun zamandır atmadığı gibi bir kahkaha attı ve Elizabeth’in gözlerine baktı sırıtarak:
“Mükemmel olurdu biliyor musun? Tabi başını belaya sokmak istemezsen anlarım, kendi adıma bütün yıla yetecek kadar ceza aldım. Ama o kızın ortalıkta rahatça dolaşması… Annesiyle görüşmesi… Babam Azkaban’dayken…” Laflarının sonuna yaklaşırken, ilk konuşmaya başladığında gülen gözleri delice bir ışığa bürünmüştü. Kendini cinayet işleyebilecek kadar öfkeli hissediyordu, hiç böyle hissetmemişti. Sanki… Her şeyi yapabilecek gibi…
Soğuk iyice yumuşamış, karlar oyuncu bir edayla sanki noel balosuna hazırlanırlarmış gibi dönerek aşağı iniyorlardı iri taneler halinde. Sarah kafasını kaldırıp tahta kubbeye, kirişler boyu dizilmiş baykuşlara baktı boş boş. Eskiden soğuğa bayılırdı, şimdi sadece Ruh Emicileri anımsatıyordu bu hava ona. Kafasını indirip küt diye duvara yasladı, sanki aklını başına böyle getirecekmiş gibi. Ciddi sonuçlar doğuracak şeyler yapmadan önce kendine gelmeliydi. Peki o Warewic bunu düşünmüş müydü?
Bakışlarını Elizabeth’e çevirdi bir kez daha. Ve büyük bir içtenlikle konuştu, kısık bir sesle: “Teşekkürler… Cidden.” |
| | | Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12569 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Buz Paz 11 Mayıs 2008, 19:46 | |
| Sarah'tan beklediği tepkinin tam tersi ile karşılaşınca, oldukça şaşırmış bir ifadeyle kıza bakıyordu Ell. Aslında, umduğu buydu gerçekten, olmasını dilediği.. Fakat *senin mi haddine* dercesine bir tepkiyle karşılaşacağından korkmuştu söylediklerinden sonra. Ellerini nazikçe saçları arasında gezdirirken, esmer saçlı kızın oturduğu çıkıntının hemen yanına, yere çökerek yerleştirdi bedenini. Sarah'ın ince dudaklarından dökülen kelimeler, Elizabéth'in bedenine öylesine sıcak bir duygu olarak yerleşmişti ki, cevap vermeden önce ıslattığı dudakları minnetle kıpırdıyordu;
'Asıl ben teşekkür ederim ve evet, gerçekten mükemmel olur bu. Ayrıca başımı belaya sokmakta hiç umrumda değil, zevkle eşlik ederim sana..'
Göz bebeklerinde ki parıltı, fark edilmeyecek derece de değildi. Kendilerini bu yaşta bile böylesine kesin bir yola adamış iki kız için, olağan şeylerdi aslında düşündükleri, yaşları bir kenara bırakıldığında fakat daha sonra bunları düşünmelerine de gerek kalmayacaktı. Sarah ne zaman hazır olursa, Elizabéth'de o zaman hazır olurdu, buna emindi. Onu kışkırtmak veya aceleye getirmek gibi bir emeli yoktu ki bunu yapmak, Sarah'ın intihar etmesine sebeple eş değerdi zaten böyle bir durum içerisindeyken.. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buz Paz 11 Mayıs 2008, 22:41 | |
| "Asıl ben teşekkür ederim ve evet, gerçekten mükemmel olur bu. Ayrıca başımı belaya sokmakta hiç umrumda değil, zevkle eşlik ederim sana.."
“Sabrediyorum…” dedi Sarah, “Ama sabrımın sınırı nerede bitiyor, işte bunu bilmiyorum. Hiçbir konuda bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum…”
Bıkkınlıkla gözlerini boşluğa dikti. Bu soğukta neden orada oturup kaldığını bilmediği gibi, Elizabéth’i de meşgul edip etmediğinden emin olamıyordu. Gerçi kızı oturduğu yere yapıştırmamıştı ya, istese gidebilirdi pekala… Konuyu düşündükçe midesinde asitler kaynıyor gibi hissediyordu, bu yüzden başka bir yerden laf açmaya çalışarak kıza döndü:
“Neyse… Ee, bu balo işine ne diyorsun? Dans dersine girecek misin?” |
| | | Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12569 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Buz Paz 11 Mayıs 2008, 23:39 | |
| Elizabéth çöktüğü tahta zemine biraz daha yerleşerek, Sarah'a dikti bakışlarını. Kızın büyük ve başedilmesi güç bir ikilem içinde olduğunu görebiliyordu fakat şu an ne derse desin Sarah'a basit gelecekti söyledikleri.. Çünkü onu kendi yerine koysa dahi tam olarak ne hissettiğini anlayamazdı, aynı olayları yaşamadıkça fakat karşısında ki kızın gerçektende güçlü bir karakter vardı bununla baş etmek için, emindi Elizabéth. İçi içini kemirse bile, doğru kararı verecekti en sonunda elbet, ki az önce, Ell'in düşüncelerinin ardından kızın söylediği kelimeler de bunu gösteriyordu. Cüppesinin yenini çekiştirerek, başını zemine eğdi ve hafif bir hareketle onayladı dediklerini;
'Haklısın ama..' devam etmeden önce duraksayarak başını kaldırdı; 'Doğru karara varacaksındır sonunda, cüppenin üzerinde ki amblem de onu gösteriyor.' dedi başıyla Sarah'ın göğsünü işaret ederek.
Çehresinde oluşan tebessüm, Sarah'ın karakterine olan hayranlığını da gösteriyordu bir nevi. Elizabéth, her ne kadar kendini zeki diye nitelendirebilecek biri olsa da, hiçbir zaman baskın olmamıştı bu yetisi. Onun karanlık tarafı, soğukluğu ve değerleriydi genelde ön plana çıkan. Yanında oturan cadıysa sanki onun aynadaki *ters* görüntüsü gibiydi, aynı özelliklere sahip ama farklı görünümler veren iki cadı gibi.. Saniyeler sonra, uzun süren sessizliği bozan Saran'ın cevabıyla kendine gelmiş ve ister istemez yüzüne yayılan mimikleri eşliğinde konuşmuştu;
'Evet, girmeyi düşünüyorum. Aslında Baloda dans etmek gibi bir niyetim yok fakat oldukça sevmişimdir dansı ve..' Gözlerini devirerek devam etti; 'Biraz da Profesör'ü merak ediyorum diyebilirim. Sen peki? Gireceksin değil mi?' | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buz Ptsi 12 Mayıs 2008, 00:03 | |
| “…Gireceksin, değil mi?”
Girecek miydi ki? Yanıt netti, hayır. Nedense kadını ölesiye merak etmesine rağmen bir türlü yıldızı barışmamıştı- sanki onun da çok umuruymuş gibi. Yine de o zarif, uçar gibi hareket eden sert mizaçlı güzel kadın, bir tek onun sinirine dokunuyor gibiydi. Lafı çevirmenin anlamı yoktu, doğruyu söyledi:
“Hayır, derse girmeyeceğim…” Elizabeth’in soran bakışları üzerine devam etti: “Birkaç sebebi var aslında. İlk olarak kadından hoşlanmadım, nedenini sorma çünkü bilmiyorum. Kıskançlık bile olabilir. Hem zaten…” Lafın yarısında duraklamasının sebebi, aklında eski günlerin canlanmasıydı, bıkkınlıkla devam etti: “Annem bana zorla bir sürü ders aldırmıştı ben daha küçükken, hem de ne dersler. Hoca tam bir canavardı, yedi yaşında bir kıza yapılmayacak ne varsa yapardı bana sırf iki adımı daha düzgün yapayım diye. Bir sürü dans öğrendim ama değil derse girmek, o kadının kullandığı müziklerden birini duyunca bile sinirlerim zıplıyor…”
Bakışları tekrar öfkeyle dolmuştu, eski dans hocasına değil annesine hınçlıydı. Dilini tutamadan devam etti: “Annem… Hepsine göz yumardı, disipline etmek isterdi beni hep. Hala da aynıdır, kendimi bildim bileli nefret ederim ondan. Küçükken korkardım, yanında durmak bile azap gibiydi. Öyle cezalar verirdi ki, sırf aristokrat bir züppe olayım diye, onun gibi…” Derin bir soluk koyverdi, sanki kadını Elizabeth’e şikayet eder gibiydi: “Bir canavardır o. Her bakımdan… Bir süredir evde isyan bayrağını çekmeme de tek sebep, sırf onun dikine gitmek için neler yaptığımı duysan herhalde beni görünce yolunu değiştirirdin Ell. Sana böyle diyebilir miyim?”
Kıza bir saniyeliğine baktı ama cevap beklemeden, rüzgara öfkesini kusar gibi devam etti: “Nefret ederim ondan… Ve onun yapmamı uygun gördüğü her şeyden. Dans da buna dahil. Bunu aşmam gerek, sırf bu yüzden kim bilir nelere cephe alıyorum ama elimde değil. İdeal aile, değil mi?”
Yüzünde buruk bir gülüş vardı, kar hala devam ediyordu. Tavana yakın bir yere tünemiş bir kar baykuşu vahşi bir ötüş koparırken Sarah’nın başına ince bir ağrı girdi…
En son Sarah F. Ainsworth tarafından Salı 13 Mayıs 2008, 13:49 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
| | | Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12569 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Buz Ptsi 12 Mayıs 2008, 00:21 | |
| Sarah'ın net ve kararlı cevabını duyunca sorarcasına kaldırmıştı kaşlarını. Aslında soruyu *Girecek misin* yerine *Gireceksin değil mi* şeklinde yöneltmesinin sebebi de, Sarah'ın bu dersi dört gözle beklediğini düşünmesinden kaynaklanıyordu. Neden böyle bir düşünceye kapılmıştı bilmiyordu fakat kızın duruşunda ki zariflik ve karakteri, Ell'in böyle düşünmesine sebep olmuştu belki de.. Sarah, geçmişi ve annesiyle ilgili birkaç olayı iskanyar bir edayla anlatırken, oda çehresini yönelttiği kızı dinliyordu pür dikkat. Demek böylesine gaddar ve otoriter bir annesi olmuştu.. Bu onun için oldukça zor bir şeydi belki de, bilemiyordu Ell çünkü kendi annesini tanıyamamıştı bile. O kadar çabuk gitmişti ki..
Başını hafifçe sallayarak Sarah'ın kendisi için taktığı kısa adı onayladı; 'Tabii ki, istediğin şekilde söyleyebilirsin. Zaten neredeyse herkes Ell der bana..' Fakat Sarah'ın kendini kaptırmış edası eşliğinde konuşmaya devam etmesi bastırmıştı sesini. Normalde bu gibi şeyleri umursayan, hatta sorun haline getiren birçok insan olurdu ama Ell, tebessümle kızı dinlemeye devam ederek, daha da kulak kesilmişti dediklerine. Çünkü Sarah şu an öylesine bir içini dökme isteği duyuyordu ki.. Aynı şekilde de, hevesle dinliyordu Ell, kızın bu sıcakkanlılığından oldukça hoşlanarak.. Sarah sözünü bitirdiğinde, birkaç saniyeliğine de olsa düşünerek, belki de onun cevap beklemeyerek yönelttiği soruyu yanıtlamıştı;
'Değişir.. Benim annem öldüğü için, senin gibi bir anneye sahip olabilmeyi bile yeğleyebilirim aslında ama bilemiyorum.. Pekte ihtiyaç duymadım bir anneye.' Bir anlık sessizlikten sonra devam etti; 'Babam bana yetiyor..'
Bu sözleri Sarah'ın söylediklerinden utanması için değil de, onu kendine yakın hissettiği için söylemişti. Belki o farklı düşünecekti ama bu konuda konuşmaktan huzursuzluk duymazdı Ell hiçbir zaman, başkalarının yaptığının aksine.. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buz Ptsi 12 Mayıs 2008, 11:38 | |
| “Bana da yetiyor-du…” Son anda yaptığı eklemeyi gerekli görmüştü, şu durumda. Ne zaman çıkardı babası o delikten bilmiyordu, hatta çıkar mıydı ki? Birisi bir şeyler yapmalıydı. Sarah’nın yapabilecekleri bu kadar kısıtlıyken, henüz 11 yaşındayken dışarıda koca bir dünya tepetaklak oluyordu ve onlar bu cam fanustan olan biteni izliyor gibiydiler yalnızca. Ne sesleri dışarıya ulaşıyordu, ne de herhangi bir şeye müdahale edebiliyorlardı. Ciğerlerini yoran bir öksürük daha sarf ettikten sonra atkısını sıkılaştırıp Elizabeth’e baktı. Şanslı mıydı şanssız mıydı bilmiyordu, kendisi hiç annesi olmamasını tercih eder miydi? Hiç düşünmemişti bunu, evet belki edebilirdi. Şöyle bir düşündü de, büyük ihtimalle tercih ederdi evet…
Dudaklarından dışarıya sıkıntılı bir ıslık salarken, kapıya bir oğlan dikilmişti. Merdivenleri kaymadan çıkmak için sarf ettiği çabadan yorgun, baykuşunu çağırırken Sarah ve Elizabeth’i görüp, saklamaya gerek duymadığı bir hayretle onlara baktı. Sarah, sırıtmasını saklamaya çalıştı. Bu soğukta, sanki Thames’in kıyısında bir yaz akşamüstünü geçirir gibi oturuyor olmaları biraz değişikti evet, bir çift ahmak gibi görünüyor olabilirlerdi ama Sarah hala ve hala okula dönmek istemiyordu. Profesör Malfoy, seralarda beklemesine izin verir miydi ki? Hem oralar sıcaktı. Belki de ihtiyaç odasına çıkmalıydı.
Bu fikir aklına gelince tedirginlikle başını salladı ve Elizabeth’e döndü yine: “Dans dersleri nasıl geçer sence? Birebir dersler tamam da, bütün birinci sınıfları bir arada düşünmek kabus gibi sahiden…”
Aynı hareketleri yapmaya çalışan bir bölük çocuk olarak Laurent’a nasıl görüneceklerini bilemiyordu ama kadının çok eğleneceği kesindi. “Bir de balo var, partner falan… Sanki görevmiş gibi, o kadar sinir bozucu ki…” Sıkkınlığı içtendi, eğlence için olan bir olayda insanların bu kadar stres olması çok gereksizdi ama işte… Balo yaklaşırken herkes Heyecan Tableti almış gibi sağa sola koşuşturmaya başlayacaktı, adı gibi emindi Sarah…
En son Sarah F. Ainsworth tarafından Salı 13 Mayıs 2008, 13:48 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
| | | Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12569 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Buz Ptsi 12 Mayıs 2008, 19:16 | |
| Kızın içtenlikle konuşmasına karşılık, çehresine oturttuğu sıcak tebessüm eşliğinde dinliyordu onu.. Aslında, kızı tanımadan önce - yada Ell'in dikkatini çekmediği sıralar - böylesine anlaşabileceklerini düşünmezdi asla. Yani.. Genelde Elizabéth'in olgun tavırlarına karşılık çocukça kalıyordu diğer öğrenciler fakat Sarah'ın karakterinde de onunkine benzer yanlar vardı. Ya da babasının bu olayı onu daha da olgunlaştırmıştı, kim bilir.. Düşünceleri arasından, Sarah'ında çehresini ani bir hareketle kapıya yöneltmesiyle, oda bakışlarını kaydırmıştı girişe doğru. Zar zor yürüyen Hufflepuff armalı çocuk, ikisini görünce şaşırmış bir halde kalakalmış fakat Elizabéth'in göz bebekleriyle karşılaşıncaysa başka yöne çevirmişti bakışlarını.
Saniyeler sonra, hemen üstlerinde ki pencereden süzülerek içeri giren beyaz bir baykuşun tüneklerden birine konmasını izliyordu sessizce. Hava eskisi kadar olmasa da, hala koruyordu soğukluğunu fakat - ara sıra duraksıyor olsalarda - sohbete dalmış bu iki cadıya, pekte işlemiyordu.. Birkaç kar tanesinin hafif esen rüzgar eşliğinde içeri sürüklenerek, saçlarına konması, el yordamıyla savurmasına neden oldu onları. Sarah, sorusunu yöneltirken, Elizabéth'de tekrar yerleşiyordu tahta zemine;
'Karışık ve zor geçeceği kesin.' dedi hafif bir tebessümle; 'Oldukça disiplinli olduğunu duydum Profesör'ün. Buradaki öğrencilerin Fransa'da ki kadar kibar olmadıklarını görünce ne yapacak bilemiyorum.' Küçük bir kahkaha eşliğinde saçlarını savururken, partner konusunda birkaç kelime söylemeden önce buruşturdu çehresini..
'Ah.. O konuyu hiç sorma. Bana partnerlik teklif eden olursa lanet bile yollayabilirim ona, bilemiyorum. Sen ne yapmayı düşünüyorsun bu konuda?' Göz bebekleri parıltıyla ışıldarken, zihninde oluşmaya başlayan kareler yüzünden zor tutuyordu kendini, gülmemek için. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buz Salı 13 Mayıs 2008, 13:43 | |
| “Bilmiyorum…” dedi Sarah dertli dertli. Sıkıntısı bir an önce partner bulmaktan yana değildi gerçi, hatta teklif eden birkaç kişi olmuştu ancak hepsinin zamanlaması da öyle talihsizdi ki alabildikleri en candan cevap dik bir bakış olmuştu. Sinirle burnundan verdiği soluk, karların arasında koyu bir buhar katmanına dönüşüp yok oldu.
“Baloda kendi kendimize dans etmek pek güzel olmaz herhalde. Ama şu durumda sanki hiçbir şey yokmuş gibi, ağzımda burnumda konfetilerle eğlenmeye çalışmak hiç de cazip gelmiyor. Noeli mutfaktan çikolatalı ne varsa aşırıp Ortak Salon’da tıkınarak kutlamak daha heyecan verici bana kalırsa…”
Baloya katılmamayı düşündüğü doğruydu, hem katılsa ne yapacaktı? Etraftakiler şişe şişe kaymak birasıni dökmemeye çalışarak zıplarken, o bir köşede bıkkın bıkkın saati kontrol edip yukarı çıkmak için uygun zaman mı bekleyecekti? Bunun için bir resmi cüppeye ihtiyacı yoktu ona kalırsa. Aynı somurtmayı, çok daha inandırıcı bir şekilde bomboş bir ortak salonda da yapabilirdi. Birden içinde, o gece herkes aşağıda tepinirken yatakhanede kalıp kafa dinlemek için dayanılmaz bir istek belirdi. Harika olurdu cidden de. Sıcak çikolata bulabilir miydi ki? Belki biraz kitap okurdu…
Düşüncesinin son kısmını-yani yatakhanede kalma fikrini Elizabeth’e anlattı ve sordu, yerinde kaykılırken: “Bence çok daha eğlenceli olurdu. Müdür bir de konser vermeleri için birilerini çağıracak diyorlar. Bu halde ne eğlenirim ya… Partner istemiyorsan ne yapacaksın baloda peki?”
En son Sarah F. Ainsworth tarafından Çarş. 14 Mayıs 2008, 19:21 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi |
| | | Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12569 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Buz Çarş. 14 Mayıs 2008, 11:59 | |
| Sarah'ın dediklerine kelimesi kelimesine katılıyordu aslında, fakat tek bildiği şu an bir partner bulma ve Baloya katılma isteğinin olmayışıydı. Ell için, 11 yaş, formalite icabı da olsa partner bulmak için fazlasıyla erkendi. Diğerlerine göre çok daha olgun olduğu halde şimdiden bir başkasına karşı böylesine duygular hissetmek, imkansız görünüyordu gözünde. O daha çok LS ile ve kendine yakın hissettiği diğer kişilerle takılmayı yeğlerdi. Bu sırada, az önce içeri girmiş olan Hufflepuff'lı çocuk, ikiliye son bir bakış attıktan sonra koşar adımlarla çıkmıştı Baykuşhaneden. Ell ve Sarah'ın aklını kaçırmış olabilecekleri düşüncesi içerisindeydi belki de, kim bilir ama ne düşünürse düşünsün, Elizabéth'in umrunda değildi. Normalde de, başkalarının olumsuz düşüncelerini takmazdı pek.
Sarah'ın Ortak Salon fikri şimdi kulağına çok daha cazip geliyordu ama herkes baloda delicesine eğlenirken, tek başına da kalmak istemiyordu Ortak Salonda. Biliyordu, tüm Slytherin kızları balo için yanıp tutuşuyordu ve Ell'in onları Ortak Salonda kalmaya ikna edebilmesi için asasını vermesi gerekirdi herhalde. Yani kısacası, imkansız bir durumdu.. Çoğu zaman yalnızlıktan hoşlanırdı fakat herkesin eğleneceği ve birlikte olacağı bir günde, istisnai bir durum ortaya çıkıyordu Ell için. Konuşmadan önce, bedenini yaymış olduğu zemin üzerinde birazda büzülerek rahatsız bir pozisyon almıştı;
'Evet, bende duydum. Rock Magic adlı bir grubun çalacağından bahsediyorlar.' Saçlarında ki kar tanelerini temizleyerek devam etti; 'Partner istemiyorum çünkü baloya gideceğimi düşünmüyorum. Aslında, babam bütün gece baloda olacağı için - duyduğum söylentilere göre Profesör Charlotte'la gayet iyi anlaşıyorlarmış çünkü - onun kulübesinde *seslerden uzak* dinlenebilirim. Yada Göl Kenarında, bilemiyorum.' Ortak Salon düşüncesi onu oldukça boğuyordu nedense.. 'Hatta mutfaktan ateşviskisi aşırabilirsem çok da iyi olur. Eğer baloya gitmemeye kesin olarak karar verirsen, beklerim..' dedi çehresine yayılan büyük bir tebessüm eşliğinde. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buz Çarş. 14 Mayıs 2008, 19:20 | |
| “Ateş Viskisi ile ilgili nahoş anılarım var, sağol.” dedi Sarah ekşi bir suratla. Abisinin kadeh yerine fincanda içmeyi tercih ettiği sıvının çay olmadığını anlaması biraz gecikmişti bir zamanlar. Olayın üzerinden dört buçuk yıl geçmiş de olsa, hala viski kelimesi midesini kaldırıyordu. Fazlasıyla… “Tabi viski haricindeki kısımlara eşlik edebilirim, eğer baloya katılmazsam.” diye sırıttı sonra da, yine de aklına takılan başka bir konu vardı.
“Ha bu arada… Şu Charlotte Laurent ve baban… Ciddi değilsin, değil mi?”
Soğuktan iyice beyaz görünen yüzünde hayret ve dalgacı ifadelerin karışımı tuhaf bir görüntü oluşmuştu. Yani bir kere, fiziksel olarak ikisinin arasında herhangi bir uyumun söz konusu olduğu pek söylenemezdi. Gözünde, sert bir rüzgarda çıt diye ikiye kırılabilecek kadar ufak tefek ve narin görünen Fransız kadınla upuzun boylu, yapılı profesör gelince, sırıtmasına engel olamadı. Elizabéth’e döndü yine, dudaklarında eğri bir gülüşle:
“Bu seni hiç rahatsız etmiyor mu?” |
| | | Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12569 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Buz Çarş. 14 Mayıs 2008, 23:06 | |
| 'Memnun olurum..' dedi Elizabéth, çehresine yayılan tebessüm eşliğinde, kızın koyu kahverengi saçları arasında bakışlarını gezdirerek. Malfoy'lardan yadigar sarışın teninden memnun olduğu söyleyemezdi aslında - bunu kendine itiraf edemese de. - Çoğu zaman, Elwina gibi koyu renk saçlarının ve çekici bir teninin olmasını dilerdi aynanın karşısına geçtiğinde. Elizabéth için çok daha karanlık ve gizemli geliyordu esmer olmak. Değerlerine uyan bir yol gibiydi sanki..
Sonunda, büktüğü dizlerinin hafifte olsa sızlamasından sonra, kendine gelmişçesine sarstığı bedenini yaymıştı tekrar zemine. Bacaklarını paralel şekilde uzatmış, diz kapaklarında ki sızının geçmesi için serbest bırakmıştı onları. Bir yandan konuşmakta olan Sarah'ı dinliyor, diğer yandansa sarışın elleriyle cüppesinin eteklerini düzeltiyordu zarifçe;
'Pek rahatsız ettiğini söyleyemem.' Kızın aniden kalkan kaşları eşliğinde devam etmişti; 'Açıkçası.. Babam ve annem hakkında benimde bilmediğim birkaç şey var fakat tahmin ediyorum ki, babam anneme hiç aşık olmamıştı, emin değilim. Belki zorla evlenmişlerdi, belki de birbirlerine olan aşkları tükenmişti düşündüğümün aksine.. Fakat annemin yokluğunu asla aramadı babam, işte buna eminim.' Gözlerinde beliren buğulanma, duygulandığından değildi aslında, babasının neden bu şekilde davrandığını bilmediğindendi. Belki haksızlık ediyordu ona, belkiyse babasıydı haksızlık eden, bilemiyordu, hiçbir şeyi bilemediği gibi.. Sonunda, derin bir nefes alarak Profesör hakkında neden kötü düşünmediğini açıkladı;
'İşte.. Babama haksızlık etmek istemiyorum. Sevmeye herkesin, her zaman ihtiyacı vardır Sarah.' Ses tonu, her zamankinin aksine oldukça ahenkli çıkmıştı..
En son Elizabéth Adrianna Malfoy tarafından Perş. 15 Mayıs 2008, 20:50 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Buz Perş. 15 Mayıs 2008, 14:01 | |
| Sarah düşünceli düşünceli başını salladı. Bu fikir aslında oldukça mantıklı, akla yatkın ve inceydi ama o kendisini, en azından o an, bu incelikten fevkalade mahrum hissediyordu. Koyu kahve saçlarını ince beyaz parmakları arasına dolayıp uçlarındaki kırıkları gözden geçirdi. Rüzgar yine sertleşmeye başlıyordu, onun aklından geçen ise saçlarını siyah yapsa iyi görünüp görünmeyeceğiydi. Bir anda kaşınmaya başlayan burnunu, parmaklarının tersiyle hoyratça ovuşturdu ve başını geri attı. Berrak gözlerindeki ışıltı, açık gri bulutlar ardında korkakça aydınlatan güneş gibi soluyordu. Dudaklarını ısırıp bir an düşündü, sonra Elizabeth’e döndü:
“Biliyor musun, işte ben de senin bu yaptığını yapamazdım,” dedi ince yüzünde dalgın bir ifadeyle. Ve devam etti: “Bencillik belki de bilmiyorum… Annem olmasaydı bile babamı birisiyle paylaşabileceğimi sanmıyorum, hoş bana soracağından da değil ya…”
Lafını ince bir alayla bitirdikten sonra öne eğildi ve dizine uzanan siyah deri çizmelerinin bileğine sıçramış çamuru eliyle silkelerken öksürdü. Tam da Noel öncesi hasta olmak, ne kadar iç açıcı bir durumdu. Tüm bunların üstüne, yerden belki de yüz metre yükseklikte, soğuğun insanı kırık cam parçaları gibi kestiği bir tünekte oturmayı tercih etmesi de düşündürücüydü. Kar azalıp ayaz tekrar artarken, bir anda vuran esintiyle gözleri yaşardı ve burnunu çekip kendisine sarıldı. Belki de tecrit süresini kısaltmalıydı, ödev gibi gündelik işler de, arkalarında kalan şatonun kulesinde zevkle onu bekliyordu. Vücudunun geri kalanı gibi buz kesmiş saçlarını yüzünden çekti ve rüzgarda daha fazla ağzına burnuna girmemeleri için , eski sünmüş bir lastikle ensesinde tutturdu. Parmak uçları morarmaya başlamıştı, ne diye eldiven, şapka gibi nimetlerden yararlanmazdı sanki? Sevmiyordu ama gerekliydi.
En azından baykuşhanede pineklemeye karar vereceği zaman yanına bunlardan birini de olsa almayı aklına yazdı. Yerinden doğrulurken, omuzlarını oynatmaya çalıştı ve Ell’e baktı bıkkınca: “Hava kötüleşiyor, neredeyse akşam oldu sayılır. Fırtına çıkarsa sabaha kadar aşağı inemeyiz, yarın da bizim yerimizde birer parça buz dikiti bulurlar. Okula dönelim mi artık?” |
| | | Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12569 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Buz Perş. 15 Mayıs 2008, 21:06 | |
| Boynuna dolamış olduğu Slytherin atkısını elleriyle gevşeterek saçlarının içeride kalan kısımlarını kurtarmıştı, bir yandan da Sarah'ı dinlerken. Duygularını anlıyordu aslında ondan çok daha farklı düşünsede.. Sonuçta belki de bir başkası için olsa, Ell'de bu olaya pek sıcak bakmazdı fakat konu babası olduğunda; oldukça duyarlı biri haline geliyordu. Bir bulanık, muggle yada kofti ile çıkmadığı sürece, kiminle birlikte olduğu önemli değildi onun için. Kızın yumuşak ama otoriter ses tonu zihninde yankılandığı her an, biraz daha yakın hissediyordu onu kendine. Aslında, agresif bir tavrı vardı Sarah'ın, birazda asi fakat böyle bir karakteri olmasıydı belki de kızı kendine yakın hissettiren, kim bilir.. Öyle iyilik meleği insanlardan pekte hoşlandığı söylenemezdi zaten.
Kızın alayla karışık söylediği cümleye karşılık, küçük bir kahkaha eşliğinde savurmuştu saçlarını. Tepelerinde ki pencereden süzen rüzgarın Ell'e oldukça yardımı dokunmuştu, o ayrı.. Dağılan saçlarını zarifçe düzelterek, bedenine işleyen soğuk hava dalgasıyla beraber, Sarah'ın sorduğu soruya cevap verdi;
'Haklısın, şimdiden donacak gibi hissediyorum kendimi. Öylesine çabuk işliyor ki bedenine.. Bırr..' Ellerini birbirine sürterek ayağa kalktı ve Sarah'a yardım etti. Baykuşhaneyi terk edip yavaşça merdivenlerden inerken, buzun hala erimemiş olduğunu görerek yüzünü buruşturmuştu Elizabéth.. | |
| | | Stefania Valérie Bécaud Seherbaz
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 684 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12071 Ekspresso Puanı : 3 Kayıt tarihi : 28/05/08
| Konu: Geri: Buz Ptsi 25 Ağus. 2008, 22:27 | |
| Rp ortamı boşaldığı için Arşiv'e gönderilmiştir. | |
| | | | Buz | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |