Kitap okuma faslı

Bu günü sakin ve huzur içinde geçirdikten sonra, boş dersinde bahçede kitap okumanın güzel olabileceğini düşünerek aşağıya indi.
Elinde, yarım kol büyüklüğünde oymalı bir kitap taşıyordu ''Karanlık Sanatlar Tarihçesi'' İçinde,bu güne kadar bütün kara büyücülerin hayat hikayeleri yer alıyordu.
Göl kenarı fazla kalabalıktı bu gün.Galiba en iyi yer Fısıldayan Ağaç Korosu'ydu.
Göl kenarınıda geçtikten sonra, bahçenin hemen girişindeki ağaçlardan birinin üzerine çöktü.Ağaç epey küçüktü, Avril ile aynı boydaydı.Fakat buna rağmen epey kalındı.Dallarından çıkan yapraklar, bu sıcak günde gelen güneşi engelleyip serin bir gölge oluşturuyordu.Buranın iyi bir yer olduğunu düşünüp gülümsedi.Başını şöyle bir çevirdiğinde, buranın epey skain olduğunu fark etti.Sadece bir kaç grup öğrenci vardı koskoca bahçede.Onlarda fazla ses yapmıyorlardıi oysa göl kenarı öylemiydi !
-''İyiki fazla ses yok.Okuduğumu anlayabileceğim''

Avril başını kitabına çevirdi ve ağır, büyük kapağı yavaşça kaldırdı

Molly uzun zamandır buraya uğramamıştı.En son uğrayışı belkide bir kaç hafta önceydi..Başını gökyüzüne doğru kaldırdı ve ellerini alnına koyarak gözlerini örttü.Hava güneşliydi..Son bir kez küçük cep aynasından kendine baktı ve ardından yürümeye devam etti..Yürürken , oralarda birini gördü.Bu bir kızdı ve Molly'den büyük durduğuda kesindi.Kitap okumaktaydı.İlk önce acaba onu rahatsız etsem kızar mı? iye düşündü sonra yine her zaman ki gibi cesaretliliğini toplayıp yanına yaklaştı,hafif bir ses tonuyla,

"Erm..selam..ben Molly rahatsız etmedim umarım.."

dedi..Sonra o muhteşem yeşil gözlerini ona dikti ve masum bakışlarını sergilemeye koyuldu.

"Erm..selam..ben Molly rahatsız etmedim umarım.."
Avril, derinlemesine daldığı kitaptan, bu sesle ayrıldı.Korkmuştu, kalbi küt küt atıyordu.Derin bir nefes aldı.Tam kızacakken, kızın masum bir kedi gibi bakan gözlerine takıldı gözlerini.Öfkesini içinde tutup:
-''Merhaba Molly.Aslında rahatsız ettin ama önemi yok.''
Mavi gözleri, küçük kızın yeşil gözlerine bakıyordu sevecenlikle.Parmağını okumakta kaldığı sayfanın arasına koyarak kitabı kısmen kapattı.İçi birden dinginleşmişti.Küçük kıza
-''Niçin oturmuyorsun Molly?''

''Merhaba Molly.Aslında rahatsız ettin ama önemi yok.''

dedi kız ona.Molly'nin gülen suratı birden bozuldu.Kız hemen ardından,

"Neden oturmuyorsun Molly?"

diye sordu.Aslında cevabı açık açık ortadaydı..Belkide bu yüzden cevap verme gereği duymamıştı.Ama kızın sonradan Molly'e yumuşadığını fark etti..Belki de ilk sözü ön yargıdan dolayı olmuştur diye düşünerek sorusunu yanıtladı,

"Bilmem..rahatsız ettin dedin ya ondan.."

dedi ve yavaşça yanına oturdu..Bir yandan da gözleriyle kızın kitabını kestiriyordu.En iyisi koyu bir sohbet açmak olacaktı..

"Ne okuyorsun ,ilginç bir şeye benziyor.."

dedi sevimli bakışlarla.

"Ne okuyorsun ,ilginç bir şeye benziyor.."
Anlayışlı anlayışlı gülerek kitabın kapağını doğrulttu kıza doğru.Doğrulturken de:
-''Karanlık sanatlar tarihçesi.Bütün kara büyücülerin isimleri var.Azılıbalta'dan ismi-lazım-değil'e kadar''

İsmi lazım değil'e adını söylemeden hitap ederken bile korkuyordu.Ne ürtkütücü bir şeydi o !!
Sırtını dikleştirip tekrar ağaca yaslarken, kitabın sayfasının ucunu kıvırıp kapatıyordu.Kısılmış gözleri, önlerinden geçen bir çifte takıldı.Öpüşerek geçiyorlardı.Sinirli sinirli baktı onlara doğru.Henüz on beş yaşında bile gözükmüyorlardı.On iki, yok yok onüç...
Avril, kıza bilerek adını söylememişti.Ama kız, inat edip sormayacak gibi görünüyordu.Sırtını biraz daha ağaca yaslayarak:

-''Bu kitap gerçekten ürkütücü '' nasıl olsa tanışmaları için önlerinde zaman vardı
''Çok zorluklarla buldum bu kitabı.Ağabeyim benim için Knocturn yoluna gitmek zorunda kaldı, ama değdi galiba, insan kötüleride tanımalı değil mi''

diye tek kaşını kaldırdı bilmiş bir edayla.Elleri iki yana dğru yerdeydi.Çimleri ve sağ elinin hemen yanındaki küçük goncanın gövdesini hissedebiliyordu.Molly ise ''Gerçekten mi'' dercesine ona bakıyordu

Molly gözlerini kıza dikmişcesine dikkatlice onu dinliyordu.Gerçektende ilginç bi kitaba benziyordu.Ama daha kızla tanışmamışlardı bile.En iyisionun da adını öğrenmek olucaktı.

"Bu arada adını öğrenebilirim değil mi?"

diye sordu kibar bir dille.Belkide kız daha deminden beri onun adını sormasınını bekliyordur diye düşündü..Bir de üzerine macera yaşasalar hiçte fena olmazdı..Molly buydu işte, tam bir macera tutkunu.Macera olmadan yaşayamazdı..Birde Avril hangi taraftan yana diye düşünüp duruyordu .En kısa zamanda öğrenmeliydi.

"Bu arada adını öğrenebilirim değil mi?"
Kız, beklediği soruyu sormuştu işte.Avril gülümseyerek:
-''Ben Avril Pink Delacour.Ravenclaw 3. sınıf öğrencisiyim''
Tam o sırada bir gaklama ve çalıların arasından gelen bir hışırtı duyuldu.İkisi de korkarak birbirlerine baktılar, neydi bu?
Hışırtı ağacın arkasından gelmişti.Avril, oturduğu yerden kalkarak ağacın arkasına doğru baktı.Arada bir gelen ''gaak gaak'' sesleri devam ediyordu.Yere doğru eğildiğide yeşil çalıların arasında bembeyaz bir karartı gördü.Bu dünyalar güzeli bir baykuştu
-''Aaah, inanamıyorum, bu bir baykuş''
Zavallıcığın ayağı kanlar içindeydi..Avril, canını yakmamaya özen göstererek onu avcunun içine aldı.Henüz yavruydu galiba.Baykuş gaklayarak Avril'e doğru şöyle bir baktı ve başını eline koydu.Zavallıcık ağlar gibi bakıyordu.Avril
arkasında kaln Molly'e doğru:
-''Lütfen buraya gel Molly.Cebimde mendil vardı, ama şimdi ellerimi kullanamıyorum.Mendili alıp onun bacağına sarar mısın?''
Onunda sesi ağlamaklı çıkmıştı.Bebek baykuş acı acı gaklamaya devam ediyordu..

''Lütfen buraya gel Molly.Cebimde mendil vardı, ama şimdi ellerimi kullanamıyorum.Mendili alıp onun bacağına sarar mısın?''

Molly hemen koşturarak onun yanına gitti.Ve ellerini onun cebine doğru sokarak mendili aramaya başladı.İyici dibine doğru sktu elini ve mendie yetişti.Hızla mendil poşetini çıkarttı.Her şeyi çabuk yapmaya çalışıyordu.Ama acele işe şeytan karışır derler ya doğruymuş sanırım,Molly hızlıca mendil oşetini açmasıyla bütün mendillerin yere dökülmesi bir oldu..Molly şaşkın bakışlarını fırallatı ama bir süre bakınamazdı durum acildi.Hemen yere eğildi ve mendillerden bir tane eline alarak Avril'e geri döndü,

"Aksilik işte..neyse al canım"

dedi..Nedense bugünlerde bu tür iğrenç hatalar başına geliyordu Molly'nin..

"Aksilik işte..neyse al canım"
Avril, küçük bacağı Molly'e doğru uzattı.Molly acemi ellerle küçük kuşun kanayan bacağına sarmıştı mendili..Bir yandan da ne yapabileceğini düşünüyordu.Çoktan ayağa kalkmıştı.Kuşun yüreği ellerinde pıt pıt atıyordu...Gözlerinin feri sönüyordu git gide, dayanamayacaktı galiba..Avril'in avuçları şimdiden kanla dolmuştu.Avril, tiksinerek avuçlarına baktı.Midesi bulanmaya başlamıştı bile.Bir öğürmeyi güçlükle bastırarak:
-''Galiba ona en iyi yardımı, SYB profesörü yapabilir'' şöyle bir durakladı.Daha onun odasının yerini bile bilmiyordu.Gözleri dolu dolu bir şekilde gaklamaya devam eden hayvan, yarı baygın gibiydi
Molly'e dönmüştü.O da bilmiyorsa eğer..
-''SYB profesörünün ofisini biliyormusun?'' İçinden de:
-''Tanrım, lütfen, lütfen bilsin, ah hayvancık dayan ne olur..''

''SYB profesörünün ofisini biliyormusun?''

Molly'de SYB Profösörünün ofisinin yerşni bilmiyordu..Ama Avril'i de hayal kırıklığına uğratmak istemezdi..Ona yalan mı söylemeliydi acaba?Tabiki hayır o zaman gidelim derse nereye götürecekti ki onu?İyice saçmalamaya başlamıştı Molly.Alçak bir ses tonuyla,

"Şeyy..sanırım bende bilmiyorum Avril."

dedi..Gözlerini ona sabitleyememişti bile..Habire gözlerini başka bir yere kaçırıyordu..Bir yandan da küçük yaralı kuşa bakıyordu.Yazık,ne kadarda can çekişiordu kuşcağız.Ona bir şeyler yapmalıydı..Ve aklına bir fikir geldi..2 yıl önce dedesinin evind ekalırken SYB hakkında bir kitab okumuştu..Ordan kalanlarla yardım edebilirdi..Birz düşündü ve,

"Sanırım ben yardım edebilirim 2 yıl önce dedemde kalırken SYB hakında bir kitap okumuştum.."

dedi ve sözüne biraz duraksadıktan sonra devam etti,

"Buralarda 'samantha' adlı bir bitki otunun bulunması gerekiyor ondan 2 tutam kopartıp kaynattığımızda yavru kuşa pansuman yaparsak iyileşebilir.."

dedi..ve bitkiyi aramaya başladı..

"Şeyy..sanırım bende bilmiyorum Avril."

"Sanırım ben yardım edebilirim 2 yıl önce dedemde kalırken SYB hakında bir kitap okumuştum.."
"Buralarda 'samantha' adlı bi b itki otunun bulunması gerekiyor ondan 2 tutam kopartıp kaynattığımızda yavru kuşa pansuman yaparsak iyileşebilir.."

Avril bir an duraksadı.İlk önce, profesörün ofisinin blinmemesine lanet etti ama şu bitki işini duyunca..Biraz saçma geliyordu Avril'e.Hiç öyle bir ot bilmiyordu şimdiye kadar..Hem kaynatmaları uzun sürmezmiydi? Kuş o kadar dayanabilecekmiydi? Aklına iyileştirici bir büyü gelmesini dileyerek düşünmeye başlamıştı..Episkey? Belki kuşun ayağı kırılmış olabilirdi.Kanamayı durdurmazdı ama hiç olmazsa bir kırık varsa onu onarabilirdi:
-''Lütfen Tanrım, Molly, cebimden asamı veririmisin? Sağ cebimde.Lütfen çabuk!! Aklıma bir şey geldi, daha önce hiç denemedim ama umarım başarabilirim...''

''Lütfen Tanrım, Molly, cebimden asamı veririmisin? Sağ cebimde.Lütfen çabuk!! Aklıma bir şey geldi, daha önce hiç denemedim ama umarım başarabilirim...''

Sanırım Molly'nin söylediği fikir ona güzel gelmemişti ya da o da Molly gibi çok uzun bulmuştu.Gerçi doğru o kuş daha ne kadar dayanabilirdi ki?..Molly hılzı davranmalıydı..Bunun için ellerini hızla Avril'in cebine soktu ve asasını çıkarttı..

"Al bakalım.."

diyerek ona uzattı asayı..İçindende 'oh be sonunda bir aksilik yaşamadım' diye geçiriyordu.Fakat şuan askilikten önemli işleri vardı,burada bir hayat kurtarmaya çalışıyordu..Bu onun için çok önemliydi.

"Al bakalım.."
-''Teşekkürler.Azıcık tiksineceksin ama-
kanlar içindeki baykuşu onun avucuna koymak zorundaydı.Yoksa bu büyüyü rahat rahat yapamazdı.
Az önce yere saçılmış peçetelerden bir tanesini kendine doğru çekti.Asasına kan bulaştırmak istemiyordu.Ellerini temizleyip öyle dokundu asaya.Kuşun üzerine eğildi, epey heycanlıydı, ya başaramazsa?
-''Ah, saçmalama Avril, tabiiki başaracaksın'' diyordu içiden.Asanın ucunu, neredeyse değecek kadar yakınlaştırdı kuşun bacağına..Gözlerini kapattı, *umarım ters tepmez*
-''E-Episkey''
Kuştan, diğerlerinden daha acı bir
-''Gaaak'' sesi çıkmıştı.Avril, büyünün ters teptiğini düşündü, ama bir saniye sonra bu ses rahatlamış gibi alçalarak kesilmişti.Anlaşılan o ses, bacağın birden çok sıcaklaşıp birden çok soğumasından dolayı ani bir refleksle çıkmıştı kuşun ağzından.
Asası hala aynı yerde, gözlerini açtığında, kuşun ona artık baygın gözlerle bakmadığını görüp, çığlık atmamak için kendini zor tuttu.Elindeki kuşa aldırmadan, Molly'e sarılmıştı
-''Başardık, başardık, yaşasın!!'' kollarını tekrar çözdüğünde, Molly de gülümser gibi bakıyordu.Kırık iyileşmişti, ama kanaması hala vardı
-''Tamaaam'' sesinde az önceki sevinçten eser yoktu, düm düz bir sesle konuşuyordu.Baykuşu tekrar eline almıştı.Bacağa sarılı mendil kanlanmaya devam ediyordu.Avril kanayan yere sıkı sıkı bastırırken:
-''Sanırım bu kanama az sonra durur.Ama yarayı iyileştirmek için senin dediğin kaynara ihtiyacımız var galiba.İstersen, sen o bitkiyi aramaya başla, bende kazanımı getireyim?'' diyordu

''Başardık, başardık, yaşasın!!''

''Sanırım bu kanama az sonra durur.Ama yarayı iyileştirmek için senin dediğin kaynara ihtiyacımız var galiba.İstersen, sen o bitkiyi aramaya başla, bende kazanımı getireyim?''

Molly bu sözleri duyduktan sonra sevinçten havaya uçuyordu sanki..Heyecandan ne dediğini bilmezcesine,

"Peki hemen aramaya başlıyorum.."

diyerek dolanmaya başladı..Bir yandan da dikkatlice bitkileri gözlemliyordu.Aslında o ottan nadiren bulunurdu ama Molly'nin içine doğmuştu bir kere bulacakları..İç güdeleri her zaman doğru yanıtı veriridi..Sıra sıra gezinirken , bir bitki gözüne ilişiverdi..İşte bu oydu..Samanthaydı bu bitki..Yeşil sivri yapraklarından tanımıştı..Koşa koşa oraya gitti.Ve 2 tutam koparttı.Ardından oraya dönüp,

"Ben bitkiyi buldum şimdi sende kazanını getir.."

dedi gülümseyerek..

"Ben bitkiyi buldum şimdi sende kazanını getir.."
Avril, gülümseyerek baş salladı.Ve şatoya doğru asasını sallayarak
-''Accio kazanım''
Orta büyüklükte kalaylı bir kazan gözüktü görünürde.Yavaş yavaş uçarak geliyordu.Çalılarının üzerine, hayli sert bir iniş yaptı, neredeyse parçalanacaktı
-''Bunun ölçüsünü hiç tutturamıyorum off''
diyerek eğildi kazanı almak için.Kalktığında, bir yerlerinde çatlak felan varmı diye bakıyordu
-''Başka ne lazım.''
Gözlerinin ucuyla kuşa doğru bakarak

''Bunun ölçüsünü hiç tutturamıyorum off''

Molly ona destek olmak istiyorrdu..Ama bunu nasıl yapabilirdi ki?En iyisi ona daha çok yardım etmek olucaktı..Ona baktı ,Avril gözlerini kuşa dikmiş bakıyordu..Acaba neyi bekliyordu ki..Molly bitkileri hazırlamıştı..Onunda kazanı gelmişti..Geriye bir tek kaynatmak kalıyordu..Bir an önce başlamalılardı ki kuşu kurtarabilesinler..

"Eee ne zaman başlıyoruz canım?"

dedi onu süzerek..

» 8. Kitap!
» Yasak Kitap
» Kitap Komisyonu
» Kitap Komisyonu
» Kitap Komisyonu