Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Sabah Erkenden

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Aurore Eulalie Arceneau

Aurore Eulalie Arceneau


Kadın
Ruh hali : Sabah Erkenden 42446019ix9
Mesaj Sayısı : 1077
Yaş : 30
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12207
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 08/03/08

Sabah Erkenden Empty
MesajKonu: Sabah Erkenden   Sabah Erkenden Icon_minitimePtsi 12 Mayıs 2008, 00:34

Çiğle kaplı çimenlerin üzerinde oturuyordu. Elindeki uzun parşömenin üzerinden etrafa kayıtsız bir bakış attı, saate bakılırsa kahvaltıda olması gereken birkaç kişi etrafta dolanıyordu. Hogwarts’ın sınırları dahilinde olduğu sürece herhangi bir şekilde yalnız kalma şansı yok gibiydi. Kışın keskin soğuğu altın – kırmızı atkısını, cüppesini delip geçiyor, tüylerinin ürpermesine neden oluyordu.

Arkasından bir bağırma sesi geldi. Başını yana doğru hafifçe çevirerek sesin geldiği yere baktı. Birkaç kız ateşli bir tartışmanın eşiğinde görünüyordu. Sessiz bir ortam bulmanın nasıl bu kadar zor hale geldiğini düşündü. Acaba çok mu şey istiyordu? Gözünü tekrar parşömene dikmeden önce sıkkın bir tavırla başını iki yana salladı. Parşömen boştu. Bakmak sanki dolmasını sağlayacakmış gibi gözünü ondan ayırmadı. Bu parşömeni kısa bir sürede doldurmak ve Baykuşhane’ye çıkıp okulun baykuşlarından biriyle göndermek zorundaydı.

Kız, mektubunu çabuk yanıtlamasını rica etmişti son yazısında. Nedense... Çabuk olması gerekmesine rağmen hala mektuba başlamamamıştı. Kendi kendine kızdı. Eğer biraz daha gecikirse kahvaltıdan çıkan öğrenciler geçen günlere nazaran sıcak olan güzel bir pazar sabahının tadını çıkarmak üzere dışarıya çıkacaklardı. Bu da mektup hayallerinin tam anlamıyla suya düşmesi anlamına geliyordu.

Sağ elinde tuttuğu tüy kalemi özenle yanında duran siyah mürekkebe batırdı. Önüne çektiği parşömene yazmaya başlamadan önce bir an duraksadı. Şatodan gelen sesleri duyuyor gibiydi. Elinde olmadan kahvaltının bitip bitmediğini merak etti. Eğer bittiyse elini çabuk tutma zamanı gelmiş olmalıydı. Mektuba klasik bir açılış yaptı. Başladıktan sonra devamı da gelmişti. Bitirdiğinde parşömen kendine has, yana eğik elyazısıyla dolmuştu. Mektubu son bir kez daha okudu.


“Sevgili Jannetta,

Uzun zamandır senden mektup almıyordum. Mektubun baykuşunla birlikte geldiği akşamüstüne dek, açıkçası başına bir şey geldiğinden korkuyordum. Bu arada itiraf etmem geken bir şey var, baykuşun biraz huysuzdu, parmağımdaki yara hala geçmedi. Benden neden çabuk cavap vermemi istediğini bilmiyorum, ama bunu kurcalamayacağım. Bu mektubu sana elimden geldiğince çabuk göndermeye çalışıyorum.

Burada, Hogwarts’ta, her şey tuhaf bir düzen içinde. Bu mektubu yazmak için sessiz bir yer bulmak bile imkansız gibiydi. Hala senin boşluğunu doldurabilecek birine, hatta sana azıcık benzeyen birine bile rastlayamadım. Burada insanlar kötü değil ama senin gibi de değiller.

Beauxbatons’da işler nasıl gidiyor en ufak fikrim yok. Ama umarım iyi vakit geçiriyorsundur. Orada Orman Perilerinin yemeklere eşlik ettiği hakkında bir söylenti duymuştum. Sadece bir söylenti, gerçeklik payı var mı bilmiyorum. Ama artık orada olduğuna göre bu basit sorunun cevabını vererek beni aydınlatabilirsin.

Seni özlüyorum. Hogwarts’tan dışarı çıkamadığımdan seninle hep dolaştığımız sokakları göremesemde sanki her gün önünden geçiyormuşçasına hatırlıyorum. Mektupların bana sanki karşımda duruyormuşsun izlenimi veriyor. Ama yine de yerini doldurmasına imkan yok. Noel’de Londra’ya dönecek misin? Kısa bir süreliğine de olsa? Umarım gelebilirsin.

Etraf kalabalıklaşmaya başladığından, burada bitirmeliyim. Mektubunu çabuk yollamak için de. Kendine iyi bak.

Brooke.”


Elindeki parşömeni kıvırarak rulo haline getirdi. Mürekkebin kapağını dikkatlice kapatıp çantasına koyarken önündeki heybetli, kocaman gövdeli ağaçtan hışırtılar geliyordu. Brooke bunu umursamadı bile. Gölün etrafı şimdiden dolmaya başlamıştı. Ağactan hışırtılar gelmesi gayet normaldi. Kısa bir zaman sürecinde Baykuşhane’ye gitmeyi biraz ertelemeye karar verdi. Ortalık henüz o kadar dolmuş değildi, ayrıca mektubu bir kaç dakika geç gönderse bir şey fark etmezdi. Bacaklarını küçük bir çocuk gibi göle sarkıtarak rüzgarın uğultusunu dinledi. Bedenini gölde bırakmış, ruhu uzaklarda geziyordu sanki...

Rp Out: Gelmeyin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Vittoria Snape

Vittoria Snape


Kadın
Ruh hali : Sabah Erkenden Heyup7
Mesaj Sayısı : 279
Yaş : 31
Galleon : 12294
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 25/01/08

Sabah Erkenden Empty
MesajKonu: Geri: Sabah Erkenden   Sabah Erkenden Icon_minitimeC.tesi 17 Mayıs 2008, 12:47

Göl kenarına giden patika oldukça güzel,sessiz ve irili ufaklı çakıllarla doluydu.Kimse bu yüzden bu patikayı kullanmak istemezdi.Sessizliği buna bağlamak doğru olurdu.İleride ne çok neşeli ne çok sakin bir grup vardı. Bir şeyler hakkında konuşuyor ve uzun boylu bir kız mimikleriyle olayı canlandırmaya çalışıyordu. Vitt gözlerini devirerek başını iki yana salladı. Yönünü kuzeye doğru çevirdi.Bu gün diğer günlere kıyasla daha fazla insan göl kenarına gelmişti. İlerledikçe değişik uğultular yükseliyordu. Büyük meşeyi geçtiğinde kahkahalardan meydana gelen devamlı bir gürültü yükseliyor biraz daha ilerlediğinde iğne yapraklı,geniş ve uzun bir ağacın altında sinsi ve kasvetli başlar sıralanıyordu.Göl kenarındaki bu paradoks Vitti i şaşırtsada istediği gibi sessiz bir alanı bir kaç adım ilerisinde farketti. Elleri cebinde hızlıca ilerliyordu.Rüzgarın etkisi siyah saçlarını hızlı bir şekilde geriye savrulmasını sağlıyordu.Vitt de aynı biçimde üzerindeki gri tonların bezeli olduğu hırkayı iyice kavrayıp sarıyordu.

Adımlarını hızlandırmıştı.Gördüğü yere yaklaştığında orada oturan başka bir kızın olduğunu farketti.Vitt yüzünü göremiyordu.Kız kahverengi ve büyükçe bir çantaya bir şeyler yerleştiriyordu. Umursamazcasına kızın yanına ilerledi. Kız çimenlerden çıkan hışırtıyı farketmiş olacaktı ki arkasına döndü.Sarı saçları ve düzgün fiziği ile kibar görünümlüydü. Ama Vitt tereddütlü bir şekilde yerinde kaldı.Gryffindor? Yanılıyormuydu.Büyük salonda bu kızı gryffindor masasında görmüştü.Ve taktığı atkıda bunun kanıtıydı. Bir kaç adım geri gitti.Kızda şaşırmış olmalıydı. Vitt ifadesizce geldiği yöne baktı. Hayır orayada gitmek istemiyordu.Vitt ifadesi değişmiş bir halde kıza baktı. Bir hamlede geri giderek geldiği yerden eski konumuna geçti. Kız şaşırmış olmalıydı. Tek düze ve tereddüt dolu bir sesle :

''merhaba. Rahatsız olduysan söyle. Ben Vittoria Snape'' dedi aynı şekilde elini uzatarak.Ve merakını göz ardı edemeyerek :

''Ne yapıyorsun burada? '' Çok kaba davrandığı farkederek durumu düzeltmeye çalıştı.'' Yani,yanlız kalmak için güzel bir yer tabi. ''

Hayır gittikçe batıyordu. Başını iki yana sallayıp kendine lanet oluyarak kayıtsızca kızın yanına oturdu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/
Aurore Eulalie Arceneau

Aurore Eulalie Arceneau


Kadın
Ruh hali : Sabah Erkenden 42446019ix9
Mesaj Sayısı : 1077
Yaş : 30
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12207
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 08/03/08

Sabah Erkenden Empty
MesajKonu: Geri: Sabah Erkenden   Sabah Erkenden Icon_minitimeC.tesi 17 Mayıs 2008, 21:33

Hışırtılar... Sesi giderek yükseliyor, yaklaştıkça çiğin bir bot tarafından eziliş sesine daha çok benziyordu. Brooke sesler tam sağında kesildiğinde artık başını kaldırma zamanın geldiğine karar verdi. Gerçekten de burada yalnız kalma şansı yoktu. Hiçbir zaman. Sabahın köründe, gecenin yarısında. Ne zaman yalnız kalmaya çalışsa biri gelip onu buluyordu.

Başını sağa, sesi kesilmeden önce son kez duyduğu yere çevirdi. Bir yandan da yüzüne düşmüş olan saçlarını kenara çekiyordu. Gelen siyah saçlı, masmavi gözleri olan bir kızdı. Kız kendini düz bir sesle tanıtıp elini uzatırken Vittoria isminin neden hafızasında karıncalanma yarattığını düşünüyordu. Vittoria... Kızın uzattığı elini sıkıp yavaşça bırakırken hala düşünceliydi. Kızı büyük salonda, Ravenclaw masasında görmüştü. Bu kesindi; ama farklı bir şey vardı sanki...

Birden nerede duyduğu kafasına dank etti. Geçen gün, Keiran’la gecenin bir yarısı mutfakta sıcak çikolata içerken... Çocuğa neden kendisini gidip diğer başkanlara sormadığını sorduğunda çocuk Vittoria’dan bahsetmişti. Diğer Ravenclaw sınıf başkanından.
“Ne yapıyorsun burada?'' Bütün sınıf başkanları bunu mu yapıyor? Gelip sana hesap mı soruyorlar? Sınıf başkanları açısından hiç şansı yoktu.

Belli etmeden yüzünü buruşturdu. Merlin aşkına, iyi ki bugün uygunsuz bir zamanda burada bulunmuyordu. Burada başka insanlarda vardı. Kafasını kaldırınca şaşkınlıkla etrafta birçok kişinin daha toplanmış olduğunu farketti. Ne ara gelmişti bunlar? Kız devam ediyordu.
''Yani, yanlız kalmak için güzel bir yer tabi.'' Oh, bu sefer normal bir öğrencinin söyleyebileceği bir şey söyledi. Cevap vermeden önce çakır rengi gözleriyle kızın yanına, çimenlerin yeşil renginin çiğ yüzünden belli olmadığı yere oturmasını izledi.

Ne deseydi ki? Bildiği tek şey vardı, o da ne yapıp edip Keiran’ın kendisine iyilik yapıp söylemediği şeyi ağzından kaçırmamaktı. Eğer öyle bir şey yapacak olursa... Tüyleri ürperdi oturduğu yerde, kendisi açısından hiç hoş olmazdı bu. Oğlan için de. Kelimelerini dikkatle seçerek:
“Ben Brooke... Brooke Dumbledore.” dedi. Bunu söylemekte bir şey yoktu tabi. Asıl korkutuğu, herhangi bir şeyi konuşurken ağzından çıkıvermesiydi. “Evet haklısın, yalnız kalmak için iyi bir yer. Başka yerlerde hiç yalnız kalamıyorsun. Burası en azından gürültüden uzak.”

Oturduğu yerde hareket edince üç beş tane, nereden çıktığını anlamadığı çakıltaşı gölün berrak yüzeyine düştü. Çakıltaşları düştükleri yerlerde yuvarlak dalgalar oluşturmuştu. “Yalnızlığı da pek sevdiğim söylenemez aslında. Sadece mektup yazmaya geldim buraya, fazla geç olmadan.” Çok konuşmuştu sanki, gözlerini göle kaydırarak sustu.

Aklına mektup geldi.
Lanet olsun! Yine gecikecek! Ama yapacak bir şey yoktu, kalkıp gidemezdi ya buradan. Karşısındaki kim olursa olsun çekip gitmeyi sevmezdi. İç çekip ayaklarının ucunu gölün yüzeyine sürttü. Kendisi susunca kısa bir sessizlik oldu. Arkada hala konuşmakta olan kızlar ve yeni gelen birçok kişinin sesi dışında tabii. Göz ucuyla kıza baktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
 
Sabah Erkenden
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: