Avril, fark ettirmeden kardeşini takip ediyordu..Babasını ağlarken görünce, içi cızırdadı..Kend küçük arkadaşları gibi ağlıyordu babası..
Kapı eşiğine dayanarak dinlemeye başladı.
"Ablam aşağıda. Annemin yanında. Buraya sırf gerçekleri öğrenmek için geldik. Hogwarts'dan atılma uğruna seni görmeye, haberleri öğrenmeye geldik. Bunları nasıl açıklayacaksın. Okulda yaşadıklarımı bir bilsen. Şimdi bunları geçelim. Her şeyi anlatmaya başla. Anlatmadığın sürece sadece burada kalma sürem uzar"
Babası, önce şöyle bir Avril'e baktı.Fark etmişti.Sonra, oturduğu yerden Johnny'e dönerek:
-''O..o adam anneni öldürmeye çalıştı Johnny.Ryan burada değildi, o yüzden ben yapmak zorunda kaldım.Sadece, bizden uzak dursun diye ufak bir büyü yaptım...Ama basın bunu çarpıttı tabiiki.Ben, yıllar önce yemin etmiştim, bir daha yapmayacaktım-
Gözyaşları hala yüzünden aşağıya iniyordu.Asayı, Johnny'in elinden aldı...Anlaşılan eliyle kıramayacağı kadar güçlüydü bu asa.Avril' ''gel'' gibisinden el salladı...Bir yandan da asayı sallıyordu elinde.Avril, gözleri asaya zapt olmuşcasına sadece ona bakarak yaklaştı.Ne yapması gerektiğini anlamıştı.
Asası her zaman iç ceplerden birinde dururdu.Sol elini cüppesinin sağ cebine götürdü ve uzun asayı çıkarttı.Diğerine doğrultarak :
-''Evanesco !''
Diğer asa, bir buhara dönüşüp yok olmuştu...Avril sanki bir insanı öldürmüş gibi hissediyordu kendini.Bakışlarını yere eğdi...Göz yaşları birer birer damlamaya başlamıştı bile
-''Avril, hayır!!''
Babası anlık bir refleksle kalkıp ona sarılmıştı.Avril babasının çenesine anca denk gelebilirdi.Başını ona yasladı ve ağlamaya devam etti.Nedenini tahmin edemiyordu, ama bu ona hayli ağır ve taşınması zor bir yük gibi gelmişti.Oysa her gün birkaç şeyi yok etmesi gerekirdi.Ama, sanki çok kötü bir şey yapmış gibiydi.Babası onun sarı saçlarını destek verircesine okşuyor, Avril de hıçkırarak ağlamaya devam ediyordu.Şimdi babası, asla büyü gücüne geri dönmeyecekti, bu kesinleşmişti..