Bu gün göl kenarına inmek için ne kadar da müsaitti.Ders yok, ödev yok! Avril kolunun altında kitabıyla, göl kenarındaydı.Her zamanki yerinde, elinde güzel bir kitapla.Ayaklarını altına çekti ve oturdu, kitabın bitmesine az kalmıştı.
En duygusal yerinde, ince ince bir fülüt sesi duymaya başladı.Önce umursamadı, fakat ne kadar güzel, ne kadar da içliydi! Kitabını son sayfada bırakıp, sesin nereden geldiğini anlamaık için bakınmaya başladı.Az sağında, göle karşı bir kız çalıyordu fülütü
Avril, biraz yaklaşınca, bu kızı tanıdığını düşündü.Derslerden ve göz aşinağılığndan biraz da.Kızın adı, hatırladığı kadarı ile Akimoto'ydu.
Avril, kızın arkasına iyice sokulmuştu.Ancak kız onu fark etmemişti.Çalmaya devam ediyordu.Hayli hüzünlü, ağlatan..Avril'e ölen ikizini hatırlatmıştı birden bire.Ağlamamak için dudağını ısırdı.
Kız göle karşı çalmaya devam ediyordu.Avril, ''buradayım'' diyebilmek için kızın sırtına dokundu.