Saklı Gerçekler 1 : Bulunuş

Ruhani çöküş..İşte Eleanor'un yaşadığı tam da buydu.İçine kapanık bir olduğu herkesce bilinen bir gerçekti.Ama şimdi..Ruhu bir kalenin duvarları arasına hapsolmuş ve kurtulmak için çabalıyor gibiydi.Fakat Eleanor bir türlü istediği *mutluluk* seviyesine ulaşamıyordu.Üzgündü..Yalnızca üzgün.

Sevdiklerine ne olmuştu?Annesine ve babasına..Özlemişti onları.Fakat uzun oldukça uzun bir süredir yoktu yanlarında.Gerçek bir dosta ihtiyacı vardı şu sıralar..Taşlaşmış kalbinin içine girebilecek birilerine. Ama Eleanor bunun olamayacağını biliyordu. Kimse hem de hiç kimse ona katlanmazdı, üstelik Eleanor insanların yanına yaklaşmasına bile izin vermiyordu. Saklı gerçeklerin altına bakılırsa gerçekler görünüyordu. Eleanor kimseyle dost olamıyor, yaklaşamıyordu. Bunun asli nedeni kaybetme korkusuydu. Evet... Kaybetme korkusu. Belki de güçlü karakterinin en zayıf yönü buydu. Kaybetmeyi bilmemek. Eleanor arkadaşı olursa, onunla gönülden bir bağ kurursa ve sonra onu kaybederse bu sefer ciddi hasar görürdü. Zaten anne ve babasından kopmuştu artık kaybetmeye tahammül gösteremezdi.

Kütüphane kafa dinlemek için ideal bir yerdi. Sadece küçük fısıldayışların olduğu bir yer. Eleanor kütüphanede sıkılmamak için Karanlık sanatlar'la ilgili birşeyler aramaya başladı. Sevdiği bir konuydu Karanlık Sanatlar ve elindeki tüm kitapları hemen hemen okumuştu. Yeni birşeyler bulmak zevkli olabilirdi hem bu sayede çevresinden soyutlanabilirdi. Sadece sukunet istiyordu Eleanor...

"Şu raflara baksam iyi olacak" diye mırıldandı Eleanor.. Kütüphane görevlisinin kendisini duyması pekde iyi olmazdı. Kütüphanenin en uç noktasındaki raflara doğru ilerledi ve ilk rafa baktı. "Yeni başlayanlar için Karanlık Sanatlar , Lanetleme Yöntemleri , İleri Derece Karanlık Sanatlar..." apansızca kitaplara göz gezdirmeyi sürdürdü Eleanor.. İstediği şeyi henüz bulamamıştı "Acemilere Büyüler , Temel Büyüler , Karanlığın Doğuşu... " tüm bu kitaplar arasında seçim yapamıyordu Eleanor..Kitapların çoğunu zaten okumuştu. O farklı çok farklı şeyler arıyordu. Rafın sonundaki bölmedeki siyah kitaba gözü çarptı Eleanor'un. "Saklı Gerçekler.." kitabın adı bile merak duygularını kabartmaya yetmişti. Eleanor kitabı eline aldı. Kalın sayılabilecek bir kitaptı. Kitabı kolunun altına sıkıştırıp bir masaya doğru ilerledi Eleanor..

Saklı gerçekler.. İlginç bir isimdi. Hayret uyandırıcı. Boş bir masa bulunca Eleanor sandalyeye oturdu ve kitabı açtı. Sayfalar sararmıştı ve sayfanın alt kısımlarında oldukça okunaklı el yazısıyla yazılmış notlar vardı. Sayfaları birer birer çevirmeye başladı Eleanor. İlginç bir kitap olduğu satır aralarında belli olmuştu. Bir hazineden bahsediyordu kitap.. Hogwarts sınırları içindeki efsanevi bir hazineden.. Eleanor on üçüncü sayfayı çevirirken kitabın arasından bir parşömen rulosu düştü.Parşömeni eline alan Eleanor bunu bir harita olduğunu fark etti. Haritayı elinde biraz evrip çevirdi ve haritanın etrafına yazılmış notları gördü. Kitaptaki el yazısının aynısıydı bu "Vay canına.. Muhteşem bir günün başlangıcındayım galiba! " diye mırıldandı. Büyük bir maceranın içine sürükleniyor gibiydi.

Dn: Ellen gelicek! Yazmayın

Tabiri doğru ise sabahın köründe annesinden gelen bir mektupla güne kötü bir başlangıç yapmıştı Ellen. Sıcacık yatağında uyurken başında bir baykuşun çırpınışlarıyla uyandı. Yatakhaneye nasıl girdiğini anlayamadığı baykuş incecik bacağında bir mektup barındırıyordu. Baykuşun yumuşacık tüylerine dokunarak ona ufak bir sevgi gösterisi bağış etti getirdiği mektuba karşılık. İçinde ne yazdığını bilmediğinden mutluydu. Annesi onu unutmamıştı. Elinde duran ve kalınlığı yaklaşık bir milimetre olan mektubu büyük bir hevesle açtı. İlk anda karşılaştığı manzara onun sinirlerini bozmaya yetmişti bile. Mektup annesinin en kötü el yazısıyla yazılmıştı. Aldığı kötü moralle mektubu okumaya devam etti.

Sevgili Ellen

Sana bu notu aceleyle yazıyoruz. Ancak babanla birlikte acilen İtalya'ya gitmemiz gerekiyor. Bu yüzden bir ay boyunca bize mektup yollama... Eğer bir terslik olursa sana haber veririz...

Annen Julia

Mektup sadece bu kadar mıydı düşüncesiyle tekrar tekrar okudu. Ancak sonra kararını verdi. Bu mektup bile değildi, ufacık bir nottu. Annesi kızının nasıl olduğunu bile sormamıştı. Üstelik onlara mektup yazmasın diye uyarıda bulunmuştu.

Biraz önce yumuşacık tüylerini sevdiği baykuşa baktı. Anlaşılan Ellen mektubu okumaya başlar başlamaz oradan yok olmuştu.

Elinde bir az önce okuyup büyük hayal kırıklığı yaşadığı mektupla bir süre oturdu. Aklına gelen düşüncelerin ardı arkası kesilmiyordu. Yavaş yavaş yatağından kalkıp dün özenle hazırlamış olduğu cüppesini giydi. Yatağının başucunda bulunan yeşil kravatı büyük bir özenle boynuna geçirip düzeltti. Bir Slytherin öğrencisi olmanın ailesi tarafından çok kısa bir süre kutlandığı gerçeği aklına geldi. Şimdi ise normal bir öğrenci gibi davranılıyordu ona.
Bu düşüncelerle yavaş yavaş yatakhane merdivenlerinden aşağı indi. Etraf saatin erken olması nedeniyle sessizdi.

Şöminenin karşısındaki koltuğa oturup alev alev yanan ateşe baktı. Şu an içide böyle alev alev yanıyordu Ellen'ın. Bir aile sevgisinden muhtaçtı o an... Cüppesinin cebinden annesinin ufak notunu çıkardı. Yüzünde küçümseme ve alaycı bir gülüş olsada hüzünlü gözleriyle mektuba son bir kez bakıp şömineye fırlattı. Alevlerin içinde yavaş yavaş küle dönüşen mektuba bakarken gözlerinden iri yaş taneleri inmeye başladı.

Elinin tersiyle sildi gözyaşlarını. oradan uzaklaşmak amacıyla çıktı ortak salondan. Nereye gitmeliyim düşüncesi vardı kafasında. Şu düşünme olayı onun için fazlalaşmıştı. Her dakika düşünmek gereksiz bir şeydi ona göre, ama kendine engel olamıyordu.

Kütüphaneye gitmeye karar verdi. Orası her zaman sessizdi ve insanın kendini dinlemesi için birebirdi.

Koridorlardan geçerken hiç bir şey düşünmemeya çalıştı. Sadece sakinleşmek amacıyla derin nefes alıp durdu. Bir süre sonra bekledi yere gelmişti. Kütüphaneye... Kapıyı yavaşça geçti. İçerisinin boş olduğuna kanaat getireceği sırada Eleanor'u gördü. önünde bulunan kocaman kitabı gözlerini açabildiği kadar açmış gibi okuyordu. Yavaş yavaş yanına gitti, belki konuşmak iyi gelecekti.

"Eleanor bu saatte burda ne işin var?"

derken kızın karşısında duran sandalyeye çekip oturdu.

Şaşkınlık mısraları dudaklarından istemsizce çıkıyordu Eleanor'un.. Sayfaları her çevirişinde gözleri olağanca açılıyor ve tek bir kelime atlamadan yazılanları okuyordu .Diğer yandan da haritanın gizemini çözmeye çalışıyordu. Eleanor epeyli bir süre kafasını kitaptan kaldırmadı. Bir an nefes almak için başını kaldırdığında az önceki öğrenci akının gitmiş olduğunu fark etti. İleride gördüğü bir siluet dışında hiçbir yaşam kıpırtısı yok gibiydi. İşte yaşam böyle olmalıydı. Issız ve sakin.. Hogwarts'ta bile gereksiz onlarca insan vardı...

Yüzünde keyifli bir tebessüm ile sayfaları tarıyordu Eleanor... Sıkıcı yatakhaneden uzaklaşmış olması onun için oldukça iyi olmuştu. Yatakhanede boş boş oturmayıp, burada bir maceraya atılıyor olması onun için oldukça iyiydi. Zaten Ls'nin son zamanlarda durgun olması canını iyice sıkmışken , böyle bir kitabı bulması onun için oldukça büyük bir şanstı.

"...Hogwarts mutfaklarına dikkat edin.İpuçları olmadan anahtar bulunmaz..." Buda nesiydi? Bilmecelerden zaten nefret ederdi eleanor. Şimdi gerçekleri bulmak isterse bu sorulara yanıt bulmalıydı. Eğer bir Ravenclaw olsaydı, soruyu hemen halledebilirdi belki de.. " İpuçları.. Mutfak.. Düşün Eleanor düşün" kendine dakikalarca emirler yağdırdı Eleanor.. Mutfakta bir ipucu olduğu belliydi fakat bunu nasıl öğrenebilirdi. Ev cinleri mi? Sonuçta zavallı oldukları kadar itaatkar yaratıklardı. Ama bu kadar büyük bir gizem için, ev cinlerinin kullanılması acayip değil miydi? Eğer herkesce bilinmemesi gerekiyorsa ev cinlerine söylemek doğru olamazdı. Eleanor uzun süre kafa patlatmasına rağmen birşey çıkaramayacağını düşününce satırları okumaya devam etti. " Diğer öğüt ise..." Diğer mi? Daha ilkini çözüme kavuşturamazken diğeri de nerden çıkmıştı. eleanor'un aklına harita geldi belki orada bir ayrıntı minik bir ifade bulunabilirdi. Sararmış haritayı yavaşça masanın üstüne açtı Eleanor. Hogwarts haritası olduğunu hemen anlaşılıyordu Eleanor mutfak yazısını gördü ardından altındaki küçük notu " Saklı gizemi bulmak için, girişteki heykele dikkat edin! " İşte bu! Demek ipucu saklayan ev cinleri değil, girişteki büyük heykeldi. En azından ilk ipucu çözmüş olmanın verdiği memnuniyetle Eleanor tekrar kitaba gömüldü.

Kütüphanenin tavana kadar uzanan pencereleri açık olduğu için esen ufak bir yel bile insanı ürpertmeye yetiyordu. Hogwarts semasının üstünde süzülen kümülüs bulutları ve kuzeybatıdan koparcasına gelen rüzgar etrafta hafif uğuldamalara neden oluyordu. Ama tüm bunlar doğanın cilvesiydi. Bu uğuldamalar insanın kulağına , doğanın fısıldayışları gibi geliyordu. Şüphesiz insanın ruhunu tamamen arındırıp huzurla dolduruyordu.

"Eleanor bu saatte burda ne işin var?" ses sessiz ortamda Eleanor'un kulağına ulaşınca minik bir ciyaklama sesi oluştu. Tüm dikkatini kitaba yoğunlaştıran Eleanor Ellen'in sesini duyunca istemsiz bir ses koyverdi. Yüzünden anlaşıldığı kadarıyla Ellen'ın canı sıkkındı, omuzlarına inen sarı saçları ve düşünceler içinde kaybolan biri vardı sanki Eleanor'un karşısında....

" Ellen! Seni gördüğüme sevindim.." dedi Eleanor içten bir sesle... Konuşurken gözlerini kitaptan ayırmıyordu bile " Baksana çok ilginç birşeyler buldum burada... Kütüphane gibi sıkıcı bir yerde bunu bulacağıma inanmazdım " Eleanor durmadan konuşuyordu nerdeyse nefes almıyordu. Ellen ise şaşkın bir yüz ifadesiyle onu izliyordu. "Ah pardon unuttum .." Eleanor siyah kaplı *Saklı Gerçekleri* Ellen'e uzatı. " Şuna bir baksana çok ilginç değil mi? Bir de haritası var .. Hogwarts'ın saklı gerçekleriymiş , öle yazıyor "

Eleanor Ellen'ın ne düşündüğünü merak etti. Kitabı almış evirip çeviriyordu. Acaba neler olacaktı? Saklı gerçekler nelerdi? Tüm ipuçları nasıl bulunacaktı? Eleanor merakla ellen ne diyeceğini beklemeye başladı.

" Ellen! Seni gördüğüme sevindim.."
Sesi oldukça içten geliyordu.
" Baksana çok ilginç birşeyler buldum burada... Kütüphane gibi sıkıcı bir yerde bunu bulacağıma inanmazdım "
Bir şey bulmuş olmalıydı ama ne bulmuştu diye yüzüne şaşkın şaşkın bakıyordu Ellen.
"Ah pardon unuttum Şuna bir baksana çok ilginç değil mi? Bir de haritası var. Hogwarts'ın saklı gerçekleriymiş , öle yazıyor "
diyerek masada bulunan ve çok eski olan bir kitabı uzattı. Tozdan neredeyse kapaığı okunmayacak derecede kapanmıştı. Eliyle kitabın kapaığını yavaşça sildi. Ve Altın sarısı harflerle yazılmış olan kelimeleri okumaya başladı. " Saklı gerçekler"

Ellen kitabın siyah kapaını yavaşça açtı ilk karşılaştığı sayfa boştu. İkinci sayfa ise yazılar sarımsı kağıda siyah mürekkeple ve özenle yazılmıştı. Sanki bunu yazan kişi hat sanatına mensupmuş gibi özenle yazmıştı. Diğer sayfalardada durum aynıydı.

" Bu kitabı nasıl buldun? Ve neyin saklı gerçeğinden bahsediyor?"

dedi fısıldayarak. Merak her yanını sarmıştı. Biraz önce yaşadığı olaylar aklından uçup gitmiş gibiydi. Eleanor'un vereciği cevap gerçekten önemliydi onun için. Gözü masada açık olarak duran parşomene kaydı. Bir haritayı andırıyordu. Yine siyah mürekkeple ve bu seferde bir ressamın titizliğiyle çizilmiş gibiydi harita.

"Bu da nesi? Merlin'in sakalı sen burda neler buldun? Bu bir harita"

Haritayı elinde almış çeviriyordu. Hogwarts haritası olduğu oldukça açıktı. Koridorlar ve sınıflar, gerçek boylarıyla inanılmayacak derecede orantılıydı. İçinde heyecan duygusu belirdi. Kafasını haritadan kaldırıp Eleanor'un gözlerine baktı.

" Sanırım bir hazine bulmak üzereyiz"

Bir hazine bulmak Ellen için önemli değil gibi gözüküyordu aslında onun için önemli olan burada yaşacağı maceraydı.

Sıkıcı Hogwarts günlerine sünger çekliyordu. Sonunda yepyeni bir macera hayalperest Eleanor ve Ellen'ı bulmuştu. Ls'nin aktif olmamasından şikayet edip durmakta iken şimdi Eleanor, sürükleyici günlerin birbirini kovalayacağını - en azından - umut ediyordu. Yoksa -ona - zindan olan Hogwarts'da bulunmaktan tamamen nefret eder bir hale gelecekti.

İyi ki Eleanor buraya gelmişti. Kütüphanede böyle bir olayın kendini içine alacağını hayal bile edemezdi. Hogwarts koridorlarına denilince akla Ravenclawlı'lar ve kalın kitaplardan başka birşey gelmezdi oysa ki... Ama şimdi bulunan bu kitap, Hogwarts'ın pekçok ilginç yönü olduğuna kanıt gibiydi. İhtişamlı ve büyük olmakla kalmamıştı Hogwarts.. Eleanor'un kulaklarında birden babasının sesi yankılandı " Hogwarts gizemli bir yerdir canım.."

Eleanor Ellen'ın bir süre kitabı incelediğini görünce onu süzmekle yetindi.Ne diyeceğini oldukça merak ediyordu. "Bu kitabı nasıl buldun?Ve neyin saklı gerçeğinden bahsediyor?" Ellen'ın merak duygularının kabardığı her halinden belliydi. Tıpkı kitabı ilk gördüğünde Eleanor'un verdiği tepkileri veriyordu. Göz bebekleri büyümüş pür dikkat kitabı inceliyordu. "Aslında tam olarak bilemiyorum Ellen.. İlginç ve bir o kadar karmaşık kitap. İçinde bilmeceler falan var. Mutfakta büyük gizemlerin olduğundan falan bahsediyor. Dikkatini çekti mi bilmiyorum ama el yazısıyla yazılmış sayfaları ! " Soluksuz konuşmuştu Eleanor pekçok zaman yaptığı gibi. Gevezesin hemde çok geveze diye iç geçirdi birden. Ellen ona kısacık bir soru sormuşken o neredeyse tüm hayatını anlatmıştı.

"Bu da nesi?Merlin'in sakalı sen burda neler buldun? Bu bir harita " Ellen'ın tiz sesi bir kez daha kulaklarında yankılandı. eleanor o kadar konuşmasına rağmen haritadan bahsetmemişti. Ellen görünce doğal olarak merakla *ciyaklamıştı* Ellen bir yandan cevap bekliyor diğer yandan haritayı karıştırıyordu. "Ov.. Unuttum !" dedi Eleanor gözlerini devirerek. "Bu harita.. Hogwarts haritası anladığım kadarıyla.. Kitabın arasında buldum. İpuçlarının bir kısmı da burada yer alıyor.. Galiba " Emin olamama duygusu.. Ne kötü birşeydi bu. İnsan pervasızca eli kolu bağlı kalıyordu bu duyguyu tattıkça...

Kütüphanede kimsenin olmaması ikisinin de şanslı olduğuna kanıt gibiydi. Aslında saat biraz erkendi ama normalde pekçok Ravenclawlı daha bu saatlerde damlardı kütüphaneye.. Açık pencerenin önündeki perde, esen rüzgarla uçuşuyordu. Ellen merakla haritayı karıştırırken Eleanor susmayı yeğlemiş gibiydi. Şimdi ortalıkta çıkan tek ses rüzgarın o tatlı hışırtısı ve haritadan çıkan hışırtılardı.

"Sanırım bir hazine bulmak üzereyiz" Ellen suratına keyifli bir tebessüm yerleştirmişti. Ama bilmediği birşey vardı. Bu iş hiçte kolay olmayacaktı. Bilmecelerin cevaplarını bulmak oldukça zor olacaktı. Üstelik her bilmece bir ipucunu belirtiyordu. Asıl hazineye ulaşmak belki günlerini alacaktı. "Sanırım bir sorunumuz var Ellen.." suratında yarı hayal kırıklığı yarı heyecanla lafa atıldı Eleanor. "Bilmeceleri çözmek zorundayız ve okuduklarıma göre ilk ipucu mutfakta" Ellen'in bırakmış olduğu kitabı eline aldı ve mutfakla ilgili kısmı açıp Ellen'ın duyacağı sesle okumaya başladı. "Hogwarts mutfaklarına dikkat edin.. İpuçları olmadan anahtar bulunmaz " sıkıntıyla kitabı kapattı ve bir *düşünme* seansı yaptı. Ardından konuşmaya devam etti. "Elindeki haritada ise.. " Eleanor Ellen'ın elindeki haritada mutfak kısmını gösterdi "... bu noktada bulunan mutfak heykeli ipucu barındırıyormuş" Gene varsayımlar.. Neden hep böyle olurdu ki zevkli şeyleri elde etmek için, bir takım sorunları çözmek hiçte keyifli bir şey değildi.

"Hogwarts mutfaklarına dikkat edin.. İpuçları olmadan anahtar bulunmaz "

Mutfaklara gitmeyi düşünmüyordu Ellen. En son gittiğinde bir Ravenclaw ve Hufflepuff vardı yanında. biraz önce Eleanor'un bıraktığı haritayı eline aldı. Mutfağın hemen hemen her karesine bakıyordu dikkatlice. Ancak heykelin bulunduğu yeri gördüğünü hatırlamıyordu.

Diğer bilmecelerin daha tehlikeli yerlerde olduklarını düşündü. Mutfak bir öğrenci için yasak olduğu kadar tehlikeliydi aslında. Bir evcinini kızdırdığın zaman olacaklardan kimse sorumlu olamazdı. Hogwarts'ta mutfaktan daha tehlikeli bir çok yer olduğunu herkes biliyordu.

"Mutfak...Hmm... Sanırım oraya girebiliriz. Ancak benim girmemem daha, iyi ev cinleriyle aramın iyi olduğu pek söylenemez. "

Eleanor'un ona uzatıp daha sonra geri aldığı kitaba uzandı. Biraz önce ona uzattığı okudğu yerdeki satırları tekrar okudu. 'Hogwarts mutfaklarına dikkat edin.. İpuçları olmadan anahtar bulunmaz' Anahtar nasıl bir anahtardı düşüncesi Ellen'ın aklına yerleşti. Normal kapı açan bir anahtar mıydı yoksa daha farklı bir şey miydi?

"Bu anahtarla ilgili bilgi ne acaba?"

Eleanor'un yüzüne baktı. o ise umutsuzca başını iki yana sallamakla yetindi. Ellen cevabını almıştı. Hiç bilmedikleri bir olaya başlarken yanlarında hiç bir bilgi yoktu.

"Eğer bu haritayı çözecek ve hazineye ulaşacaksak ilk önce bilmeceleri yaparız bizde...Mutfak bilmecesini çözmeden diğerlerine başlamayacağız"

Kendini bir hazine olduğuna inandırmıştı Ellen. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu sevinçten.Kitabı tekrar Eleanor'a uzattı.
" Okumaya devam et bir şey buluruz umarım..."

Üyelerin sitede aktif olmamaları nedeniyle başlık kilitlenmiştir.