Kütüphanede yeni bir gün

Güzel bir yürüyüşten sonra ortak salona çıktı. Yatağına doğru yaklaşınca dolabına astığı notu farketti. Kütüphanede bir araştırma yapması gerekiyordu. Çantasını yanına alarak odadan çıkarak merdivenlerden aşağı indi. Kütüphaneye doğru hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı. Içeriye girdiğinde şaşkın yüz ifadesi farkediliyordu. Etraf sakindi, sessizdi. Kimse neden kütüphanede konuşmaz ki ? Saçma olan bu düşünceyle boş bir yere oturdu. Daha sonra ayağı kalkarak raflardan kitap seçmeye başladı. Az sonra aradığı kitabı üst raflardan birinde bularak masasına doğru geçti. Faydalı bitkilerden oluşan bir ansiklopedi gibi kalın bir kitap. Araştırması uzun sürecek gibiydi Fran'nın.

Sayfaları çevirdikçe yeni bir bitki, faydası, olumlu-olumsuz-yan etkileri... Hepsi vardı. Kütüphanenin büyük oluşu Fran için dikkat çekici birşeydi. Ama büyük yerlerden haz almamıştır şimdiye kadar. Yanında getirdiği saman kağıtlarına, kitapta bulduğu bitkilerin faydalarını yazmaya başladı. Bitkilerin faydaları çoktu, tüm hastalıklar ve ciltlerde etkisi çoktu. Bitkibilim dersine ön hazırlık olacağı gibi öğrenilmiş çok konu olabilirdi.

Hafif serinliğin olması ve sakin olması Fran'ı mayıştırmıştı resmen. Güzel bir yerdi burası, ilk gelişi sayılmasa da bu kadar etkilenebilirdi. Yazarken sayfaların eski olması dikkatini çekti Fran'nın. Kitabın eski zamanlarda yazıldığı belliydi. Çiçeklerin çoğunun soyu şimdiye yoktu; bu karşın ona benzer çiçeklerden yapılan tarifleri yazıyordu.

Rpout: Anlaşmalı bir rp'dir dalmayınız xD

Daffodil çıktığı Muggle Araştırmaları Dersinden sonra kütüphaneye geldi. Pek fazla gelmişliği yoktu buraya aslında ama yinede bir kaç kere gelmişti. Bu sefer de amacı Tılsım ödevi için araştırma yapabilmekti. Büyü araştırması. Gerçekten zordu ve elindeki kitaplardan çok kütüphanenin kitaplarına ihtiyacı vardı. Bu belliydi başından beri. Sessizce kütüphaneye geldi. Etraf o kadar sessizdi ki. Bu yüzden dikkatlice yürüyor olabildiğince ses çıkarmamaya özen gösteriyordu. Birilerinin onun yüzünden rahatsız olmasını istemezdi. Etrafına bakınıyordu , her yer pek de dolu sayılmazdı. Masalar etrafa yer yer konmuşlardı. Tarihi oldukları her yerden anlaşılıyordu. Güzel görünüyorlardı, altlarındaki değişik desenlerdeki tahtadan oymaları onlara eski ama değerini koruyabilen bir hava vermişti. Uçsuz bucaksız gibi görünen raflar düzenliydi. Her yerde farklı ve değişik kitaplar vardı. İnsan nereye bakacağını nereden bulacağını şaşırır gibiydi. Daffodil bu sırada içinden aradığı o birkaç kitabı bulabilmeyi umuyordu sadece. Etrafına bakındı,Slytherin , Hufflepuff, Ravenclaw bir Gryffindor'lu bulabilmeyi umuyordu. İleriye doğru baktı. Tek başına oturan bir kız gördü,biraz daha yaklaştığında cübbesinden Gryffindor'lu olduğu anlaşılıyordu. Yavaşça yanına gitti.Kıza doğru gülümseyerek ;

'' Merhaba ,sakıncası yoksa oturabilir miyim..? ''

dedi. Kızı daha önce birkaç kere Gryffindor Ortak Salonunda ve yatakhanede gördüğünü hatırlıyordu. Bir yandan da aradığı kitapları en kısa zamanda bulabilmeyi umuyordu.

Kitaplara yoğunlaşmaya başladı Silvia. Önemli bir nedeni yokken araştırma yapması bilgi kazanmak içinde çok iyiydi. Yavaşça çevirdiği sayfalardan ayrı ayrı bitkiler çıkıyordu. Az sonra arkasından hafifçe seslenilen rahatsız bir ses Silvia'ı ürküttü. Yavaşça arkasını döndü: Bu Gryffindor binasında ara sıra konuştuğu kızdı. Adını unutmuştu ya da telafvuz edemediği isimlerden biriydi bununki de.

"Merhaba ,sakıncası yoksa oturabilir miyim..?"

Sesi sessizliği anımsatıyordu Silvia için. Kitabını kapatarak kıza döndü. Kızıla çalan saçları, Silvia'nın dikkatini çekmişti. Ağzından birkaç kelime çıktı Silvia'nın : " Tabiki de oturabilirsin (!) " Sesi, kütüphane olduğu için derinden geliyor gibiydi. Kız kafasını sallayarak yanına doğru, sandalyeyi çekerek oturdu. Kıza arada bakıyor, onu süzüyordu.

" Bu arada, ben Silvia, Silvia Francessa Lottenburg. Arada sırada karşılaşıyorduk. "

O'na, hafif masum tebessümle cevap verdi. Pek bir konuşkan gözükmüyordu. Silvia'da zaten çok konuşan kızları-erkekleri sevmezdi.

Daffodil bir yandan etrafına bakınırken bir yandan da kızdan gelecek cevabı bekliyordu.

'' Tabiki de oturabilirsin..''

Daffodil hafifçe gülümseyerek kafasıyla onayladıktan sonra sessizce oturdu. Bir yandan da yapması gereken tılsım ödevini düşünüyordu. Bu sırada kız kendini tanıtmaya başlamıştı bile.

" Bu arada, ben Silvia, Silvia Francessa Lottenburg. Arada sırada karşılaşıyorduk. "

Daffodil adını kesinlikle duymuştu. Aynı binada olmalarına veriyordu bu durumu. Kıza hafifçe tebessüm ederek;

'' Tanıştığıma memnun oldum Silvia. Evet arada karşılaşıyorduk. Ben de Daffodil , Daffodil Sophié Delacour..Şey bu arada 1. sınıfsın değil mi?''

dedi. 1. Sınıf olduğunu tahmin ediyordu ama tam olarak da biliyor denemezdi.

Bitkibilim ödevini hazırlamakta olan Hector, yeterli bilgi bulamadığına inanıyordu. Aslında ödevi tam 4 parşomen olmuştu ama, gene de yetmiyordu Hector'a.

Yavaşça ayağa kalktı. Ortak salondaki kitaplıklara baktı. Hiç farklı bir şey yoktu. Çoğunu daha kestirme olarak yazmıştı zaten. " Hayır, " dedi " sanırım en iyisi kütüphane... ".

Tüm eşyalarını aldı. Ortak salondan çıktı. Merdivenlerden indi, kütüphane koridoruna geldi. Her zamanki gibi Ravenclaw'larla doluydu. Hector, yavaşça içeri girdi. Kitaplıklara bakındı. Gördüğü kitapları alıp incekliyor, sadece Bitki kitapları değil, her tür ilginç kitabı alıyordu.

Kitaplıklar arasında dolaşırken bir masada oturmakta olan iki kızı farketti. İkisi de Gryffindor'du. Hector, hemen yanlarına yaklaştı. Birisi sevgilisi Silvia, diğeri de yılın başında tanıştığı Daff'ti. " Selam " diyerek yaklaştı. " Nasılsın Daff? " dedi gülümseyerek sonra Silvia'yı öptü " demek tanıştın Daff'le. Biz de yılın başında tanıştık fakat pek konuşmaya vaktimiz olmadı. Biliyor musun Daff, biz çıkıyoruz! " dedi.

" Nasılsın Daff? "

Daff arkasından gelen sesle irkildi. Arkasını dönmesiyle beraber gördüğü kişi Hector'du. Daffodil Hector ile dönemin başında Gryffindor Ortak Salonu'nda tanışmışlardı. Konuşmaları kısa olsa bile Daffodil onu tanıyor sayılırdı. Hector'a gülümseyerek;

'' İyiyim Hector,ya sen nasılsın..? ''

dedi. Bu sırada bir yandan da Silvia 'ya bakıyordu. Hector'un geldiğini görünce yüzünde hafiften bir tebessüm olmuştu. Bu sırada Daffodil'in soracağı şeyin cevabını tam da Hector söylemişti.

''Biliyor musun Daff, biz çıkıyoruz! "

Daffodil buna memnun olmuştu. Binasındakilerin sıkı ilişkiler içinde olmaları hoş bir durumdu kesiniyle. Tabii bilmiyordu ama tam da soracağı sırada Hector söylemişti zaten. Hafifçe gülümseyerek;

'' Ah ! Bilmiyordum,ama çok çok sevindim..İşte böyle aynı binadansınız hemde.Bu çok iyi gerçekten..''

dedi. Gerçekten de buna memnun olmuştu.

Daffodil, gülümseyerek Hector'a döndü.
" İyiyim Hector, ya sen nasılsın? " diye sordu.
" Ben de iyiyim Daff. Güzel günler... " dedi gülümseyerek. Sonra Daffodil'e Silvia'yla çıktıklarını söylediğinde Daffodil '' Ah ! Bilmiyordum,ama çok çok sevindim..İşte böyle aynı binadansınız hemde.Bu çok iyi gerçekten..'' dedi. Anlaşılan gerçekten sevinmişti. Hector onu tanırdı anlaşılan Gryffindor'un birbiri içinde ilişkiler yaşaması binayı kuvvetlendiriyordu bu da çok hoş bir şeydi.
" Peki senin sevgilin var mı? " dedi Hector. " Merak ettim de " dedi.

" Peki senin sevgilin var mı? "

Daffodil Hector'un sorduğu soru karşısında biraz olsun şaşırmıştı ama merak ettiğini biliyordu. Daffodil bu konularla pek uğraşmazdı nedense. Hector'a dönerek;

'' Yok aslında çok da ilgilenmiyorum bu konularla açıkçası..''

dedi hafifçe gülümseyerek. Gerçekten de bu konularla ilgilenmezdi.

Hector, bir an için Daffodil'in kızacağını düşünerek mahcup oldu. Olsa söylerdi, neden sormuştu ki sanki? Göya sohbet ediyordu.

Ancak Daffodil pek kızmış gibi görünmüyordu. " '' Yok aslında çok da ilgilenmiyorum bu konularla açıkçası..'' dedi. Hector'un bir an gözleri parladı. O halde Noel'e de gitmiyordu.
" Yılbaşı Balosu'nda yoksun yani. " dedi. Daffodil'in gelmeyeceğini söylemesini istiyordu. Çünkü Hector da gitmek istemiyordu. Bunu henüz Silvia'ya söylemeişti. Onun vereceği tepkinin ne olacağını bilmiyordu. Sonuçta Daffodil ve Hector'undurumları çok farklıydı. Daff'in partneri yoktu ve olasını istemiyordu. Ama Hector'un bir partneri vardı.

" Yılbaşı Balosu'nda yoksun yani. "

Daffodil Noel Balosunda olmama durumunu hiç düşünmemişti. Mutlaka gidecekti,hepsi toplanıp anlaşmışlardı,hem bunun için bir sevgilinin olması gerekmez diye de düşünüyordu,gelecek çoğu kişinin sevgilisi yoktu. Daffodil noel balosuna mutlaka gidecekti hatta tüm hazırlıklara yardım ediyordu Büyük Salonun noel balosuna hazırlanması için. Hector'a dönerek;

'' Yok,tabiki de varım,biz diğerleriyle konuştuk hepimiz mutlaka katılacağız. Bence siz de gelmelisiniz.Hem gelmeyip de ne yapacaksınız..''

dedi Daffodil .Herkesin tüm binasındakiler katılacak diye biliyordu ama belli ki Hector ve Silvia katılmayı pek düşünmüyorlardı. Ama Silvia katılmak isteyebilirdi belki. Hem buna tüm okul katılmayacak mıydı? Dönemin en iyi balolarından biriydi bu.

Hector resmen düş kırıklığına uğramıştı. Daffodil, baloya geleceğini bildirmişti çünkü. '' Yok,tabiki de varım,biz diğerleriyle konuştuk hepimiz mutlaka katılacağız. Bence siz de gelmelisiniz.Hem gelmeyip de ne yapacaksınız..'' dedi.
Hector bekldiği cevabın bu olmadığını sesine hiç aksettirmemişti. " Hııı, demek öyle. " dedi mutlu ve sıcak sesiyle. " Biz daha hiç konuşmadık bu mevzuyu. Yani gidip gitmeyeceğiz belli değil. Silvia istiyor mu, bilemiyorum. " dedi " ben ona bağlıyım. " Gülümseyerek Silvia'ya.
Sonra tekrar Daff'e döndü. " Aslında itiraf etmeliyim ki hiç canım istemiyor gitmeyi. Hiç sevmem böyle şeyleri ben. Aslında severim yani sadece bu Yılbaşında... Aman, geleceğiz büyük ihtimalle. Dediğin gibi gelmeyip de ne yapacağız ki... " dedi.

Sayfaları yavaşça çeviriyordu Silvia. Kütüphanenin sıcaklığı biraz düşmüş gibiydi. Dikkatini az sonra Daffodil bozmuştu : " Tanıştığıma memnun oldum Silvia. Evet arada karşılaşıyorduk. Ben de Daffodil , Daffodil Sophié Delacour..Şey bu arada 1. sınıfsın değil mi? " diye sordu, Silvia hiç düşünmeden yanıtladı: " Evet birinci sınıftayım " dedi hazırcevapla. Kitaptan sıkılan Silvia, sayfaları çevirmeyip bir yerde durdu. Hanımeli bitkisiydi... Bunu yazmaya başladı. Yanındaki Daffodil'de yanında getirdiği kitaba göz atıyordu. Çiçeklerle ilgilenmek çok güzeldi Silvia için. Çok geçmeden içeriye Tom girdi. Pek bir düşünceli görünüyordu. Ve sonra Silvia'ların olduğu masaya doğru neşeli bir tavırla yürümeye başladı.

Ilk Daff'a selam verdi Tom ; " Nasılsın Daff? " dedi, ardından Silvia'ya bir öpücük kondurarak devam etti, " demek tanıştın Daff'le. Biz de yılın başında tanıştık fakat pek konuşmaya vaktimiz olmadı. Biliyor musun Daff, biz çıkıyoruz! " dedi Tom aniden, Silvia bir hayli şaşırmıştı Tom'un pat diye söylemesine. Daff hemen konuşmaya başladı, mutlu olmuştu Silvia için . '' Ah ! Bilmiyordum, ama çok çok sevindim.. İşte böyle aynı binadansınız hemde. Bu çok iyi gerçekten..''

" Ya, öyle... Yani büyük şans " dedi Silvia tekrar kalın kitabını açıp, yazı yazmaya başlarken. Daha sonra konu Noel balosuna geldi. " Aslında, " dedi ve sesini biraz açaltarak devam etti, " yani ben katılmayı düşünmüyorum Noel balosuna, yatakhanede oturmak tercihim " dedi yazılarına devam ederken. Bu yaptığı yanlış mıydı ya da en doğrusu muydu henüz bir fikri yoktu: Sadece oturup kafa dinlemenin daha doğru olacağını düşünüyordu. Daha sonra konuyu değiştirircesine konuşmaya başladı. " Tom, " dedi ve yazmayı bırakarak ona doğru döndü, " nasılsın ? " dedi sadece.

Silvia, Hector geldiğibden beri pek konuşmamıştı. Daffodil, onların ilişkisini Gryffindor için güzel bir şey olarak nitelendirmiş, Francessa ise " Ya, öyle... Yani büyük şans " dedi. Hector buna sesiz kaldı. Francessa'nın deyiş biçimini hiç beğenmemişti.
Söz Yılbaşı Balosu'na gelince ise " yani ben katılmayı düşünmüyorum Noel balosuna, yatakhanede oturmak tercihim " dedi. Hemen sonra da " Tom, " dedi kitabı bırakarak. " Nasılsın? " . Tom, Francessa'yı çok iyi tanırdı. " Konuyu değiştirme lütfen Cessa. " dedi Hector. " Yani istersen bunu beraber konuşup karara varalım ha, ne dersin? " dedi biraz da öfkeyle. " Sonuçta biz yalnız değiliz, kendi başımıza karar vermek birbirimize saygısızlık olmaz mı? "

" Konuyu değiştirme lütfen Cessa. " dedi Tom, sanki Silvia'ya aLınmış bir hâli vardı. Acaba daha deminki sözler mi onu kırmıştı ? Tom hemen devam etti konuşmasına : " Yani istersen bunu beraber konuşup karara varalım ha, ne dersin ? Sonuçta biz yalnız değiliz, kendi başımıza karar vermek birbirimize saygısızlık olmaz mı? " Silvia anlamıştı onu biraz incittiğini. Onu kırmak Silvia için kötü bir duygu olmuştu. Silvia hiç beklemeden lafa atladı. " Haklısın Tom, " dedi ve ayağa kalkarak koluna girdi. O, kızmış olsa da Silvia gülmeyi becerebiliyordu.

" Noel balosuna yatakhanede geçirmek biraz aptalca, hem sen de istiyorsun beraber gidebiliriz. Ya da gölde yürürüz farketmez. " dedi ve yanağına bir öpücük kondurdu. Daff'a ve Tom'a bakarak konuşmaya başladı. " Benim birkaç işim var daha sonra ortak salonda görüşürüz " dedi ve kitabını kucaklayarak, biraz utansa da, Tom'un dudağına öpücük kondurarak oradan ayrıldı.

» Yeni biri...