|
| Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) | |
|
+16Froggy Johnny Amoux Malfoy Daphne Zoe Launy Célia Ellen F. Reeser Lily L. Black Zinovia Audrey Tyra Scott Peeves Den Danger Constantia Inés Kalliope Hayley Mireille Vance Charlie von Diederich David Kevin Johnson Severus Rodney Anthony Samara Y. Laura D'Owen Mustiman Tan'mar Ivyanne Lynn Black 20 posters | |
Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 24 Mayıs 2008, 15:33 | |
| *************************
Okulda duyurulan balo için 25 Aralık günü öğlen yemeğinden sonra Büyük Salon'un kapıları görevli öğrenciler haricinde herkese kapatılır. Çeşitli binaların SB'ları birlikte salon kapısı önünde Müdire tarafından koordinasyon sorumlusu olarak görevlendirilen Hufflepuff Sınıf Başkanı olan Vanessa Evangeline Black'i beklemektedirler. Onların yanında da içerdeki çalışmalara katılmak için hazır bekleyen bir grup farklı binalardan kızlı erkek grup vardır.
************************** |
| | | Ivyanne Lynn Black Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 823 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12342 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/12/07
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 24 Mayıs 2008, 19:10 | |
| “Biraz sessiz olabilir miyiz?”
Çıkarabildiği en yüksek ses tonunu çıkarmış, salon birden sessizliğe gömülmüştü. İçeri girdiği andan beri herkes ne yapacaklarına dair ufak ufak tartışıyordu. Dışarıdaki sınıf başkanları da arkasından gelmiş, şimdi herkes etrafına toplanmıştı meraklı gözlerle. Bu kadar işin kendi sorumluluğu altında olması rahatsızlık verirken bir de her kafadan bir ses çıkması başının ağrıması için fazlasıyla yeterliydi. Derin bir nefes alarak elindeki listeye son bir defa daha göz attı. Yapılacak çok şey bir o kadar da az vakit vardı.
“Öncelikle elinizden geldiği kadar hızlı olmalısınız. Bu işin çabucak bitmesi gerekiyor. Kapıda zaten sınıf başkanları durup, içeriye kimseyi almayacaklar.”
Dışarıda sınıf başkanları bekleyeceklerdi ama dans için görevlilerden Keiran ve Vanessa görevli olduklarından dışarıya başka birini alması lazımdı. Gözleriyle etrafına baktıktan sonra bu iş için Mustiman’la ismini tam olarak bilmediği yeşil saçlı çocuğu uygun buldu. Bakışlarını yan yana duran ikilinin üzerinde sabitleyip:
“Mustiman sen ve yanındaki kapıda Keiran ile Vanessa yerine bekleyeceksiniz. Onlar dans için hazırlanacak gösteride olacaklar”
Öncelikle dekorun hallolması gerekiyor. Ortadaki büyük masaların kaldırılıp yerlerine daha küçük oturulacak masalar konulmalı, yemek için ayrı bir yer yapılmalıydı. Dans edilecek bir alan ve en önemlisi ses sistemini hallolması gerekliydi. Bir de dekor işi vardı tabii. Sıkıntıyla kafasını iki yana salladıktan sonra masaların kaldırılması için etrafına bakındı. Yeni masalar yapmak gerekiyordu, bunun için büyük sınıflara ihtiyaçları vardı büyüleri tam olarak bilen. Nicole,Avril ve Gilda* vardı şu anda içlerinde.
“Öncelikle ortadaki bina masalarını kaldırıp yerlerine küçük masalar koyacağız oturmak için. Bir de daha büyük bir masa olacak, yemekler için. Gilda*ve Avril siz ikiniz bu masaları kaldırıp yerlerine oturabileceğimiz masalar koyun. Bir de yemekler için büyükçe bir masa. Unutmayın salonun ortası açık kalacak dans için”
Girişte kolilerin içinde dekorasyon için gerekli süsler vardı. Bunların yerleştirilmesi gerekiyordu ki erkek öğrenciler bu iş için idealdi. Salonda bulunan erkekler genelde Gryffindor’dandı. Gözlerini onlara dikerek kolileri işaret etti.
“Anthony, Danger, Lorgoff ve Monaghan siz dördünüz şuradaki kolileri taşıyın ve içlerinde süsleri yerleştirmeye başlayın, masalar ortaya çıktıktan sonra tabii. Onların içinde mumlar, tütsüler, biblolar falan var. Dikkatli olun hiç birisine zarar gelmesin”
Yemekler çıkmıştı bir an için aklından. Mutfakla birinin irtibata geçip, ev cinlerini ayarlaması gerekiyordu. Yemeksiz bir balo düşünemiyordu. Bunun için de uygun kişiler bulması lazımdı. Az önce dışarıya gitmeleri için görevlendirdiği Mustiman’a bakarak konuşmaya başladı.
“Siz kapıda beklemeye başlamadan önce şu listeyi mutfağa götürün. Balodan önce yapılması gereken yemekler yazıyor burada. Bir de ev cinlerinden bir kaçını buraya yollayın. ” Dedi elindeki listelerden birini yeşil saçlı çocuğun eline tutuşturarak. Baloya grup olarak Acayip Kız Kardeşler gelecekti, ayrıca dans hocasının hazırladığı bir grup gösteri yapacaktı. Bunun için küçük bir sahneye ihtiyaç vardı. Salonun sol üst köşesi şu anlık boş gözüküyordu. Oranın dekorasyonuyla ilgilenecek birkaç kişiye lazımdı. Geriye kalanlar altı – yedi kişi kalmıştı. Onların bir kısmını sahne için, bir kısmını da kolilerdeki süslerin yerleştirmesi için görevlendirecekti.
“Nicole sen sahne işiyle ilgilen. Yanına da Pearl ve Luisa’yı al, Acayip Kız Kardeşler ve dans grubu için yeterli alan olmalı. Ses sistemini de sana bırakıyorum. Tamam mı?”
Geriye sadece dekorasyon kalmıştı ayarlanması gereken. Avril ve Gilda masaları düzeltirken, Gryffindor erkekleri de kolileri taşıyacaktı. Ama süslemeler için yeterli olmazdı. Etrafındakiler arasında boşta kalan birkaç kişi daha kalmıştı. Bakışlarını Lily üzerinde sabitledi.
“Lily, Lucienda, Ellen, Elanour ve ah Daffodil siz süslemelere yardım edeceksiniz. Her şey anlaşıldıysa herkes işine başlasın. Acele edin biraz. Sınıf başkanları kapıda bekleyecekler ve kimseyi sokmayacaklar, unutmadan söyleyeyim.”
Elinin tersiyle alnında biriken terleri sildikten sonra salonda gezinmeye başladı. Sınıf başkanları kapıya doğru yönelirken, Avril ve Gilda’da asalarıyla masaları teker teker yok etmeye başlamışlardı. Her şey yolunda gidiyordu şu an için. Elindeki listeye bir daha göz atarken, aklına bir an için küçük bir ayrıntı geldi. *Peeves* Şu anda burada bir hazırlık olduğunu duyduğu an gelip her şeyi mahvedebilirdi. Onu durduracak birilerine ihtiyacı vardı. Koca okulda dinlediği bir kişi. *Kanlı Baron* Birinin Slytherin hayaletini acilen buraya çağırması gerekiyordu. Gözleriyle içeriyi tararken, birinin üzerinde durdu. Hayaleti çağırmak için oldukça ideal biriydi. Fazlasıyla cesaret budalası biri. *Lorgoff* Hızla onun bulunduğu yere doğru gidip, sertçe omzuna dokundu. Kafasını çeviren turuncu saçlı çocuğa bakarak, itaatkâr bir tavırla konuşmaya başladı.
“Kanlı Baron’u bulmak gerekiyor. Bu iş senindir Lorgoff. Cesaretini burada kullanabilirsin herhalde. Ona durumu anlat ve Peeves’i buradan uzak tutmasını söyle. Anlayabildin mi?”
* Gilda NPC karakterdir.
En son Vanessa Evangeline Black tarafından Paz 25 Mayıs 2008, 19:43 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Mustiman Tan'mar Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 22 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12192 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 16/03/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 24 Mayıs 2008, 19:52 | |
| Mustiman aynada kendine bakarak saçlarıyla oynadı eliyle. Bütün gününü, Vanessa’nın başına açtığı bir işle harcayacaktı. Büyük ihtimalle tüm gün yorucu işlerle uğraşması gerekecekti ama Mustiman’in buna hiç de niyeti yoktu. Ne yapacağını bilmese de bir şeyler bulacağından emindi. Aynanın karşısında üstünü düzeltti yavaşça ardından gülümseyerek baktı kendine. Hazırdı. İki adım atarak biraz önce koyduğu, yatağının başındaki asasını aldı ve cüppesinin içine koydu onu. Bir şey unutup unutmadığını düşündü ama aklına hiçbir şey gelmedi. Artık unuttuysa da yapacak bir şey yoktu. Artık çıkmalıydı. Ağır adımlarla yatakhaneden çıktı. Ortak salon tamamıyla sessizlik içinde boğulmuştu. Öyle ki, ağır adımlarla orayı geçerken, ayak sesleri tüm salonu kaplıyordu. Ortak salondan çıkmadan önce son bir kez arkasına dönerek oraya doğru bağırdı. “Hey!” Sesin bütün ortak salonda yayılışını dinledi gülümseyerek. Ses artık duyulmaz olunca dışarı çıktı.
Ortak salon pek de uzak değildi zaten. Adımlarını hızlandırarak o yolu da geçti. Biraz önceki sessizliğin aksine artık sesler artmaya başlamıştı. Belli ki görevli öğrenciler çok az değildi. En az bir on beş kişi olacaklardı. Mustiman’in kafasında hala ne yapması gerekeceği vardı. Gülümsüyordu bir yandan da. Büyük salonun kapısı da görünüyordu. Önünde de sınıf başkanı olduğunu bildiği birkaç kişi vardı. Diğerleri de büyük ihtimalle sınıf başkanlarıydılar. Acaba onun içeri girmesine engel olur muydular? Durdururlarsa ne söyleyecekti ki? Eh, bunu burada düşünmenin anlamı yoktu. Düşüncelerinden kurtularak onlara doğru yürüdü. Ardından hafifçe gülümsedi. Onlardan da aynı karşılığı almıştı. Onu durdurmayacakları belli olmuştu artık, Mustiman de direk büyük salonun içine yürüdü.
Belki de ilk kez burada bu kadar az kişi vardı. Ağır adımlarla ilerledi ve ortadaki masalardan kapıya en yakın olanına oturarak beklemeye başladı. İçeriye girenlerle yavaş yavaş artıyordu sayıları ve Mustiman’in tahmin ettiğinden biraz fazla olacaklardı herhalde. O beklerken salon biraz daha doldu. En sonunda diğerlerinin hareketlendiğini görerek ayağa kalktı. Tam o anda içeri giren Vanessa’yı gördü. Kapının önünde o ve sınıf başkanları dizilirken Mustiman de Vanessa’nın tam önüne geçti. Yanında da Joshua vardı. Adını yatakhaneden bilse de pek tanımadığı bir çocuktu aslında. Vanessa konuşmaya başlarken, Mustiman de dikkatlice dinlemeye başladı.
“Biraz sessiz olabilir miyiz?”
Mustiman, geldiğinden beri çıkan seslerin Vanessa geldiğinde kesildiğini sanmıştı ama şimdi biraz önce etrafta ne kadar ses olduğunu anlayabiliyordu. Vanessa’nın sesleriyle çıt çıkmaz hale gelmişti koca ortak salon. Biraz öncekine göre oluşan bu farkın nedenini anlayamasa da dinlemeye devam etti.
“Öncelikle elinizden geldiği kadar hızlı olmalısınız. Bu işin çabucak bitmesi gerekiyor. Kapıda zaten sınıf başkanları durup, içeriye kimseyi almayacaklar. Mustiman sen ve yanındaki kapıda Keiran ile Vanessa yerine bekleyeceksiniz. Onlar dans için hazırlanacak gösteride olacaklar”
Mustiman yavaşça gülümsedi. İş yapmayacaktı işte. Bu konuda çok kafa yormuştu ama tek yapacağı kapıda beklemek olacaktı heralde. Acaba orada yorulur muydu ki? Uğraşacak birilerinin gelmemesini umuyordu Mustiman. Zaten birileri gelse bile yanında sınıf başkanları varken pek bir sorun olmazdı heralde. Bu arada Joshua’ya bakarak da sırıttı. Onunla konuşabilmek için bir fırsat doğmuştu sonuçta. Mustiman kafasını ona döndüğünde, Vanessa tekrar konuşmaya başlıyordu.
“Öncelikle ortadaki bina masalarını kaldırıp yerlerine küçük masalar koyacağız oturmak için. Bir de daha büyük bir masa olacak, yemekler için. Gilda ve Avril siz ikiniz bu masaları kaldırıp yerlerine oturabileceğimiz masalar koyun. Bir de yemekler için büyükçe bir masa. Unutmayın salonun ortası açık kalacak dans için”
Vanessa, şu ana kadar Mustiman’in düşündüğünün aksine, her şeyi planlamış gibi görünüyordu. Eh, böyle gidecek olursa, bütün işler hızla biterdi. Belki de bütün bu işler bir iki saati bulmadan tamamlanırdı. Zaten kapıda bekleyip bir iş yapmayacaklardı görünüşe göre ve bir iki saat ayakta bekleyip bu konuda çalışanlar arasına girmek Mustiman’i sevindirmişti bir anda. Bu işler hızla biterse, Mustiman, Vanessa’ya teşekkür etmesi gerekeceğini düşünüyordu.
“Anthony, Danger, Lorgoff ve Monaghan siz dördünüz şuradaki kolileri taşıyın ve içlerinde süsleri yerleştirmeye başlayın, masalar ortaya çıktıktan sonra tabii. Onların içinde mumlar, tütsüler, biblolar falan var. Dikkatli olun hiç birisine zarar gelmesin”
Masaların son halini balodan önce görmek istiyordu Mustiman. Bir an üstünde süslerle masaların son halini düşündü. Güzel şeyler çıkacak gibiydi. Bir an Mustiman Vanessa’nın hızla düşünüp bakışlarını ona yönelttiğini fark etti. Ne olmuştu ki? Bir şey unutmuş gibi bir hal takınmıştı. Ses tonu da bunu destekliyordu.
“Siz kapıda beklemeye başlamadan önce şu listeyi mutfağa götürün. Balodan önce yapılması gereken yemekler yazıyor burada. Bir de ev cinlerinden birkaçını buraya yollayın.”
Mustiman, Joshua listeyi alırken Vanessa’ya sert bir bakış fırlattı. Ne güzel orada durmak varken… Mustiman başını sallamakla yetindi. En azından boş durmaktan kurtulacaklardı. Neyse ki yalnızca mutfağa gitmeleri gerekecekti hem de. Joshua’un elindeki listeye göz attı. Birçok güzel yemek adı vardı. Adını hiç duymadığı birkaç yemek hakkında düşünürken Vanessa’yı dinlemeye devam etti.
“Nicole sen sahne işiyle ilgilen. Yanına da Pearl ve Luisa’yı al, Acayip Kız Kardeşler ve dans grubu için yeterli alan olmalı. Ses sistemini de sana bırakıyorum. Tamam mı? Lily, Lucienda ve Elanour siz süslemelere yardım edeceksiniz. Her şey anlaşıldıysa herkes işine başlasın. Acele edin biraz. Sınıf başkanları kapıda bekleyecekler ve kimseyi sokmayacaklar, unutmadan söyleyeyim.”
Artık dağılma zamanı gelmişti. Sınıf başkanları arkalarını dönerken ve Mustiman’in yanındakiler görev yerlerine geçerken Mustiman Vanessa’ya yavaşça gülümsedi. Bu işi başarıyla yapmıştı şu ana kadar. Ağır adımlarla sınıf başkanlarının arasından kapının önüne kadar gitti ve yanında Joshua’u görünce ona gülümseyerek önden onun geçmesi için izin verdi. Onun arkasından dışarı çıktı ağır adımlarla.
| |
| | | Samara Y. Laura D'Owen
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1151 Yaş : 28 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12300 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 22/01/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 24 Mayıs 2008, 20:23 | |
| “Biraz sessiz olabilir miyiz?”
Vanessa'nın sesiyle çınladı büyük salon, bant yapışmış gibi düğümlendi herkesin ağzı. En ufak bir gürültü çıkmıyordu adeta, şimdi sadece kendilerine verilecek görevi bekliyordu sıraya dizilmişcesine. Sesler tamamen kesilince Vanessa derin bir nefes aldı ve elindeki listeyi konrtol etti.
“Öncelikle elinizden geldiği kadar hızlı olmalısınız. Bu işin çabucak bitmesi gerekiyor. Kapıda zaten sınıf başkanları durup, içeriye kimseyi almayacaklar.”
Salonda bir oflama sesi duyuldu, yavaş olmamak için direniş vardı. Nicole kapıya şöyle bir bakındı, herkesin aklındaki soru işareti dans gösterisinde görevli olan Keiran ve Vanessa'nın yerine kimin bakacağıydı. Vanessa bakışlarını hemen adının Mustiman olduğunu bildiği çocuğa ve yanındaki bir diğer çocuğa çevirdi.
“Mustiman sen ve yanındaki kapıda Keiran ile Vanessa yerine bekleyeceksiniz. Onlar dans için hazırlanacak gösteride olacaklar”
dedi Vanessa. Mustiman ve yanındaki başını sallamakla yetindi sadece. Nicole bu sırada etrafı göz gezdiriyor ve de sahneye hayranlıkla bakınıyordu. Avril'a gülümsedikten sonra yine Vanessa'nın tiz sesiyle titredi.
“Öncelikle ortadaki bina masalarını kaldırıp yerlerine küçük masalar koyacağız oturmak için. Bir de daha büyük bir masa olacak, yemekler için. Gilda ve Avril siz ikiniz bu masaları kaldırıp yerlerine oturabileceğimiz masalar koyun. Bir de yemekler için büyükçe bir masa. Unutmayın salonun ortası açık kalacak dans için”
Avril ve adının Gilda olduğunu yeni öğrendiği kız başını olumluca salladıktan sonra salonun ortasındaki bina masalarını asalarının bir kaç kıvrak hareketiyle kaldırmaya başladılar. Nicole bakışlarını Avirl'ın üstünden alarak tekrar Vanessa'ya bakındı. Hem elindeki listeleri kontrol ediyor hem de bakışlarıyla vereceği görevi tam yerine getirebilecek öğrenciler arıyordu.
“Anthony, Danger, Lorgoff ve Monaghan siz dördünüz şuradaki kolileri taşıyın ve içlerinde süsleri yerleştirmeye başlayın, masalar ortaya çıktıktan sonra tabii. Onların içinde mumlar, tütsüler, biblolar falan var. Dikkatli olun hiç birisine zarar gelmesin”
Vanessa'nın bu sözünden sonra Severus, eskiden beri tanışıklığı olan Den, Lydia ve Lorgoff soyadıyla turuncu saçlı çocuk kolileri yavaş yavaş taşımaya başladılar. Nicole etrafındakileri Vanessa'nın söyleşileriyle daha rahat tanıyabiliyordu. Şimdi geriye pek bir şey kalmadığını düşünsede Vanessa'ya göre sanki öyle değildi, sıkılmış bir hali vardı.
“Siz kapıda beklemeye başlamadan önce şu listeyi mutfağa götürün. Balodan önce yapılması gereken yemekler yazıyor burada. Bir de ev cinlerinden bir kaçını buraya yollayın. ”dedi Mustiman'a bakarak. Mustiman bıkkınca başını salladı yalnızca ama yine de Vanessa'ya attığı sert bakışlar Vanessa tarafından sezilmesede orada bulunanları bir kaç tanesi kötü bakışlara tanık olmuştu. O sırada Vanessa yeşil saçlı bir çocuğun eline listeyi tutuşturdu. Sonra geri kalanları kontrol etti, Nicole'e bakıp...
“Nicole sen sahne işiyle ilgilen. Yanına da Pearl ve Luisa’yı al, Acayip Kız Kardeşler ve dans grubu için yeterli alan olmalı. Ses sistemini de sana bırakıyorum. Tamam mı?”
Nicole başını salladıktan sonra hemen Pearl ve Luisa'yı eliyle çağırdı. Sahneye doğru koşarak öncelikle sahne için gerekli olan süsleri çıkarttı ve elinden hızla bırakarak ses sistemine koştu. Kızların meraklı bakışlarına karşılık vermek için de
"Ben ses sistemiyle igileneyim. Siz de sahne için gerekenleri yapmaya çalışın, lütfen "dedi ve kolonları kolilerin içerisinden çıkarttıktan sonra asasının kıvrak bir hareketiyle kolonları yerleştirdi. Şimdi sadece ses denemeleri yapmaktı ve de kolonların çalışıp çalışmadığını kontrol etmekti.
"Hufssllepuslls... Slssytssyerin... Grrsyfsssndor... Ravsensslaw" Konuşuyordu mikrofondan fakat sesi cızırtılı çıkıyordu, bu yüzden de lanetler yağdırmaya başladı.
"Hadii çalış! Çalışsana, lanet olsun!"dedi mırıldanarak. Bir yandan da kolonlara pat pat vuruyordu. Çalışmasını beklerken git gide bozulmasından korkuyordu hem de. Eline tekrar mikrofonu aldı ve bu sefer tüm siniriyle
"Merlinin sakalı!"dedi. O sırada salondaki herkesin hafif bir gülümsemeyle Nicole'e bakması Nicole'ün sahne korkusunu dışarıya çıkarmıştı sanki. Utangaç bir şekilde kızaran yanaklarını eliyle örttükten sonra bakışkarın üzerinden alınmasıyla tekrar içinin başına döndü. Ses sistemi de hazır olduğuna göre biraz daha sahneyle ilgilenebilirdi. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 24 Mayıs 2008, 20:54 | |
| Ruby duvara yaslanmış, başlamasını bekliyordu. Görevli öğrenciler kendi aralarında konuşuyordu, ancak kendisinin pek sohbeti olmadığı için pek kimseyle öylece duruyordu. Elini midesine götürdü, acıkmıştı. Öğle yemeğinde pek birşey yiyememişti, her zamanki gibi yemeğe geç indiği için geç kalmış ve doğru dürüst atıştıramadan Büyük Salon'dan kovulmuştu. Önce herkesi salondan çıkarmış sonrada görevlileri geri almışlardı. Bu nasıl bir mantıktı böyle, ne olurdu diğerleri giderken köşede yemek yese? En çokta yiyemediği pudingde aklı kalmıştı. Baloda onlarcasıyla karşılaşmak istiyordu, yani pudiinglerle..
Bir kez daha anladı ki insan açken saçmalama oranı çok daha fazlaydı. Neyse ki Vanessa gelmiş ve onu kendi kendine işkence etmekten kurtarmıştı. ,Ruby hayretlerle ve takdirle izledi kızı. Elindeki küçük notlara kaçamak bakışlar atıp bir lider havasında konuşuyordu. Herşeyi düşünmüş, görev dağılımı bile yapmıştı. Geriye sadece uygalamak kalıyordu. Öncelikle bazı işlerin kendininkinden daha kolay olduğunu düşündü ama bir kere gönüllü olmuştu, mızmızlık yapmamalıydı.
Nicole'un işaretiyle birlikte sahneye yöneldi, Pearl de arkasındaydı. Nicole ses sistemine sarılmıştı bile, acelesi neydi anlamıyordu. Daha doğrusu bu acele neydi? Nerden baksan baloya daha 2 saat vardı ama koşuşuturmaca diz boyuydu. İyi de o ne yapacaktı? Kız ona Acaip Kız Kardeşler için sahnede yer açmasını söylemişti. İyi de ne yapabilirdi ki? Ruby'nin şaşkın bakışlarına cevap vermek istedi Nicole ama pek yararlı olmadı.
"Ben ses sistemiyle igileneyim. Siz de sahne için gerekenleri yapmaya çalışın, lütfen. "
Gereken derken? Anlaşılan kendi başına kalmıştı, kafasını çalıştırmalıydı. Mesela sahnede çok fazla gereksiz eşya vardı. Asılmamış süsler, sandalyeler, yerlerde çöpler.. En azından bunları ortadan kaldırmalıydı. Süsleri köşeye koydu, birileri gelip asardı ne de olsa.. Sandalyeleri kucakladığı gibi sahneden indirdi. Kafasını kaldırıp baktığında herkesin çalıştığını gördü. Salonun içinde ordan oraya koşturan küçük kalabalığa arkasını dönerek asasını çıkardı. '' Aklapakla..! '' Ne yazık ki bu büyüde fazla iyi değildi. Bu Ruby'nin suçu da değildi, henüz birinci sınıftı. Eğer istediği herşeyi yapabilseydi, Hogwarts'a gelmezdi. Ya da gelirdi, arada bir eğlence oluyordu böyle. Omuz silkip yere bakındı. Birkaç tane çöp, boş poşet vs. kalmıştı, onları da eğilip eliyle toplamaya başladı. |
| | | Severus Rodney Anthony Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 810 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12182 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 24 Mayıs 2008, 21:29 | |
| "Hadi gel artık.. Hazırlık yapacağız unuttun mu?" Camdan dışarıyı izlerken dalıp gitmişti. Arkadaşı James'in biraz da sert bir uyarısıyla Noel Balosu hazırlıklarına az bir zaman kaldığını fark etti. Birde daha balo öncesi yapılacak hazırlıklarda, balo görevlisi olan Vanessa'ya yardım edeceklerdi. Hızlı bir şekilde ortak salonu terk etti. Ortak salon kapısının önünde aklına yine unuttuğu bir şey 'dank' etti. "Gryffindor cüppesi ile gidecek değilim herhalde?" Üstündeki kıyafeti değiştirmeyi bile unutmuştu. Son zamanlarda ne kadar da unutkan olmuştu. Gerçi arkadaşları tarafından her zaman nitelendirilen hâllendinden biriydi bu. Unutkan ve şaşkın.. Bu terimlerden nefret etmeye başlamıştı. Unutkanlığın olmamasını sağlayacak Aritmansi dersinede girmemişti.
Kapının önünde öylecek dikiliyordu. Bugün ne kadar da yavaş hareket ediyordu. Gitmesi gerekn bir balo olduğunu hatırladı ve parolayı söyleyerek tekrar ortak salona girdi. Doğruca merdivenlerden çıktı ve erkekler yatakhanesine ulaştı. Yatağının altına koymuş olduğu bavulu çıkarmak için eğildi ve bavulu kendine doğru çekti. Daha sonra bavulu açtı ve üstteki kıyafetleri tek tek çıkardı. "Nerede şu meşhur kıyafet?" En altta çıkan kahverengi renkli resmi balo cüppesini çıkardı. Ona ulaşabilmek için bir süre kıyafet daha çıkarmıştı. Onları katlayarak tekrar yerine koydu. Bavulu yeniden eğilerek yatağın altına koydu.
Üstündeki kıyafetleri çıkararak, resmi balo cüppesini giydi. Kahverengi olan bu cüppenin bazı yerlerinde beyaz çizgilerde vardı. Pek sevmediği renklerin bir araya geldiği bu cüppeyi, ailesinden gelen tek cüppe olduğu için giymek zorundaydı. Ne yazık ki başka cüppesi yoktu ve bu yüzden buna mecbur kalmıştı. "Bir dakika.. Bugün sadece hazırlık yapacağız.. Offf.. Kafam çok karıştı" Cüppeyi giydiği gibi tekrar çıkardı. Bu akşam balo olmayacaktı ki. Sadece hazırlıklıkları yapacaklardı ve bu yüzden cüppesini tekrar çıkardı ve bavuluna koydu. Saatini tekrar kontrol etti. Yüzünde tedirgin bir ifade oluştu. Hazırlıklara başlama işine geç kalacaktı. Aynada kendine son bir kez daha baktıktan sonra hızlı bir şekilde ortak salondan çıktı ve merdivenlerden inerek Büyük Salon'a ulaştı.
İçerisi kalabalıktı. Belli ki bu hazırlıklara yardım etmek isteyen bir çok kişi vardı. Zaten sınıf başkanlarının, profesörler tarafından verilen görevleri buydu. O ise arkadaşlarını yalnız bırakmamak ve ufak bir katkıda bulunmak için gelmişti buraya. İnsanı rahatsız edecek bir gürültü vardı salonda. Vanessa buna bir son vermeyi düşünürcesine, biraz da ses tonunu yükselterek salondakilere seslendi. “Biraz sessiz olabilir miyiz?” Salondaki gürültü bir anda yerini büyük bir sessizliğe bürümüştü. Herkes birbiriyle bir anda fısıltıyla konuşmaya başlamıştı. Acaba neler yapılacaktı? Salon da henüz en ufak bir değişiklik yapılmamıştı ve balonun başlamasına da az bir zaman kalmıştı. Vanessa elindeki listeye baktı ve herkese yapacağı görevleri söylemeye başladı.
“Öncelikle elinizden geldiği kadar hızlı olmalısınız. Bu işin çabucak bitmesi gerekiyor. Kapıda zaten sınıf başkanları durup, içeriye kimseyi almayacaklar.”
Kafasını çevirip arka tarafa yani kapıya doğru baktığında sınıf başkanlarının kapıda beklediklerini gördü. Arkasına baktığında David ona doğru gülümsedi ve el salladı. Yapılacak çok iş var gibi gözüküyordu ve bu yüzden işleri çok daha zor olacaktı. Ve şimdi Vanessa görev dağılımını yapıyordu. Elindeki listeye tekrar bir göz atmıştı. Etraftaki herkes merakla kendilerine düşecek görevi bekliyordu.
“Mustiman sen ve yanındaki kapıda Keiran ile Vanessa yerine bekleyeceksiniz. Onlar dans için hazırlanacak gösteride olacaklar. Öncelikle ortadaki bina masalarını kaldırıp yerlerine küçük masalar koyacağız oturmak için. Bir de daha büyük bir masa olacak, yemekler için. Gilda ve Avril siz ikiniz bu masaları kaldırıp yerlerine oturabileceğimiz masalar koyun. Bir de yemekler için büyükçe bir masa. Unutmayın salonun ortası açık kalacak dans için."
Vanessa'nın bunları söylediği herkes hızlı hareketlerle görevlerini yapmaya başladılar. Avril ortadaki masaları kaldırıyordu ve kenarlara taşıyordu. Dans edilebilmesi için ortadaki alanın boş olması gerekiyordu. Dans lafını duyunca biranda korku kaplamıştı içini. Bugünkü parneti Brooke ile dans edebilecek miydi? Her ne kadar onun hakkında dansa karşı bir yeteneği olduğu düşünülsede o bundan emin değildi. Kendini yetenekli bulmuyordu ve dansı çok da sevdiği söylenemezdi. Yinede Brooke ile güzel bir akşam geçirebilmek için buna katlanacaktı. Bir an dalıp gittiğini anladı. Bu durgunluğu Vanessa'nın tekrar konuşmasıyla bozuldu.
“Anthony, Danger, Lorgoff ve Monaghan siz dördünüz şuradaki kolileri taşıyın ve içlerinde süsleri yerleştirmeye başlayın, masalar ortaya çıktıktan sonra tabii. Onların içinde mumlar, tütsüler, biblolar falan var. Dikkatli olun hiç birisine zarar gelmesin”
Kendi ismini mi duyuyordu? Evet yanılmıyordu.. Charlie'i önden gidiyordu. Kolilerin hepsi büyük gözüküyordu. Biraz ağırlardı ve taşıması biraz güç olacaktı. Ama bu ona verilen bir görevdi ve layıkıyla yerine getirmeliydi. En önde yerde duran koliyi aldı. "Hafifmiş be.." Koliyi salonda süs yapılacak yerlere getirdi. Charlie' nin bulunduğu noktanın biraz uzağın. İçini açtığında bir kaç süsün, daha çok bibloların olduğunu anladı. Süsleri duvarlara asıyordu. Bibloların bir kısmını ileride duran büyük masalara koyuyordu. Diğer kısmını ise Avril'in getirdiği küçük masalara bırakıyordu tek tek. Bu sırada Charlie'de aynı işlemleri yapıyordu..Etrafı süslerken arada bir kafasını diğer yönlere doğru çevirip etrafındakilerin neler yaptığına bakıyordu..
En son Severus Anthony tarafından Cuma 13 Haz. 2008, 00:46 tarihinde değiştirildi, toplamda 10 kere değiştirildi | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Paz 25 Mayıs 2008, 08:24 | |
| Büyük salonun girişinden bir yerlerden kopan ve haddinden fazla yüksek olan bir ses ile yüzünü buruşturarak Charlie ile konuşmasına son vermişti. Hufflepuff sınıf başkanı ve Lily’nin ablası olan kız, var gücüyle bağırmıştı ki yüzünün kızarıklığından bu epey belli oluyordu. Bu kızın aklından bir zoru olduğu düşüncesine, kendince biraz daha katılmıştı. Ne diye noel hazırlığının bütün sorumluluğunu bu üşütüğe vermişlerdi ki? Hazırlıklar sürerken öylece dikilip kendilerine bağırsın diye mi? Aslında kalın kalın giyinilmesine rağmen affetmeyen soğuğun işlemediği yegâne yerlerden olan ortak salonlarının geniş odasında, şömine başına oturmak yerine buraya gelme tercihini yapan kendisiydi. Koordinasyonun sorumluluğunun o kıza ait olduğunu bilse gelir miydi? Bu konuda açık şüpheleri vardı. Sinirle homurdarken kendisine ‘Eva’ denildiğini duyduğu kıza, çatık kaşlarının altından sert bir bakış attıktan sonra bakışlarını etrafa çevirdi.
Gryffindor’lular olarak henüz geldiklerinden James, kendi adına ortamı pek inceleyememişti. Kendisinin yaptığı gibi önemli bir sorumluluğu üstlenen bir kalabalık, aralarındaki küçük çaplı konuşmalar eşliğinde, emir vericilerini bekliyorcasına dikilmişlerdi. Her binadan sınıf başkanları ve bunun yanında özenle seçilmiş olan birkaç öğrenci vardı. Büyük salona gelmeden önce, sınıf başkanları David tarafından bu konuda yeteri kadar bilgilendirilmişti. Anladığı kadarıyla herkes bir işin ucundan kavrayacaktı. Bu düşüncesi aklında belirdiği anda kafası büyük salonu daha bir dikkatli taramaya başladı. İlk bakışta genel görüntü her zamanki gibiydi. Ancak kıyıya köşeye kondurulmuş birkaç parça malzeme salonun inceliğini değiştiriyordu. Gözleri çeşitli niteliklere sahip hazırlık malzemelerinde bir an gezindiyse de, Eva’nın tekrar sinir bozucu sesiyle lafa karışmasıyla dikkatini emredicilerine verdi.
Hızlı olmaları gerektiğini söylüyordu. Söylediği bir bakıma doğruydu. Baloya ciddi anlamda kısıtlı bir vakit kalmıştı. Ama hata yönetimdeydi değil mi? Neden bu hazırlığı son dakikaya bırakıyorlardı? Burası büyük salon, hazırlıklar daha önce başlamış olsa nerede tıkınacaksın? Ortak salonda ekmek arası mı? Kendisininki de düşünceydi yani. Tam anlamıyla kuru bir düşünce. Bu düşüncesinden kendi kendine sergilediği tuhaf bir sırıtışın akabinde kurtulurken, aklının bir köşesinde yeni bir düşünce doğuyordu. Çabucak bitmesi gerekiyormuş-muş! Bir işin ucundan tutuversene öyleyse! Öyle elini beline dayayıpta, emir vericilik yapmak değildi asıl iş. Bir şeylerinden ucundan tuttuğunu görse rahatlayacaktı yani. Ama kendisi de abartmıyor değildi. İçinde bu kıza karşı bir sevgisizlik kendini göstermişti bir kere. Dışarıdan bakıldığında kızın tek yaptığı bu partiyi düzenlemekti. Elbet bir işe el attığını görebilirdi. Derin bir nefes ile kendi kendisine gafil avlanmanın verdiği huzursuzluğu fiziksel olarak dile getirdikten sonra bakışlarını tekrardan Eva’ya çevirdi. Şaka bir tarafa, yaptığı işi ciddiye alması gerekiyordu. Bu, Hufflepuff sınıf başkanının tavırlarından, konuşma tarzından ve burada bulunan ‘sorumlulardan’ açıkça seziliyordu. Ama… Ciddi olmak. Aman ne güzel… İyi tarafından bakacak olursam, bir ilki gerçekleştirmek üzere hazırlanıyorum. diye düşünürken emredicilerinin konuşmasına kulak vermeye çalıştı.
Kapıda sınıf başkanlarının duracağını söylüyordu. Her binadan seçilmiş ikişer başkan, bir nevi güvenlik görevlisi rütbesine bürünecekti. Bu düşüncesi üzerine kendi kendine bir tebessüm ediverdi. Lily’nin ablası layığını bulmuştu ha? Bu güzeldi. En azından o anki ruh haline bakıldığında minik bir parça da olsa moralini yükseltmeye yaramıştı. Tebessümünü bir kenara bırakmadan önce Eva’ya genelde hainlerin takındığı ve pek sevmediği bir bakış fırlattı. Sonrasında suratı normal havasına bürünürken, kafasıyla birlikte bakışları büyük salonun giriş kapısına çevrildi. Birkaç sınıf başkanı, şimdiden kapıda dikilmiş, dışarıyı kollamak yerine şimdilik Eva’nın konuşmalarını dinliyorlardı. Her birine teker teker baktıktan sonra yüzünü tekrar Hufflepuff’ın sınıf başkanına çevirdi. Kızın ağzından tuhaf bir isim beraberinde görev dağılımını içeren sözcükler fırlamaya başlamıştı. İşte başlıyoruz..
İlk görev dağılımını yapmıştı bile. Bu dağılım, James’e saçma gelse de nihayet bir şeylere koyulmak güzeldi. Sonuçta daha az öncesinde başkanların kapıda olacağını söylemişti. Şimdi bundan caymakta niyeydi? Hoş, bu önceden belirlenmiş bir şey olmalıydı. Muhtemelen sevgili emredicilerinin unutkanlığı tutmuştu. Kendini tutamadan, kıza bir şeyler söylemek adına bir adım öne çıkmış, ağzını açmıştı ki Eva’nın kafasını, sağa ve sola birkaç kez salladığını fark etti. Neden olduğunu bilmediği bir şekilde ağzına hâkim olmayı başarmıştı. O an ne olduysa kelimeler boğazına tıkanmıştı. Eva, büyük salon içerisinde bulunan diğerleri gibi bir sorumluluk almıştı. Görev başındayken bir kavga çıkartmak James’e göre olmazdı değil mi? Daha çok edepsizlik grubuna girerdi. Bu tür bir girişimde – en azından şimdilik – bulunmamalıydı. Dilini tutamayan…
Derken bir kez daha Eva araya girmiş ve görev dağılımına devam etmek üzere, kendisine her daim sinir bozucu gelen ses tonu ile konuşmaya başlamıştı. Sıkılmaya başlamış bir halde masumane bakışlarını Gryffindor’lu arkadaşlarına çevirdi. Hepsi sorumlulukları altında bulundukları kızı dikkatle dinliyordu. Bunu gördüğünde ağzının kenarıyla, aldırmazlık anlamını taşıyan bir üfürme sergiledi. Anlaşılan, ne olursa olsun ciddi olamıyordu. Değil mi? Evet, öyle olmalıydı. Biraz olsun ciddiyet, içinde bulunduğu vaziyeti değiştirmesini sağlayabilirdi. Buna özen göstereceği konusunda kendi kendine küçük bir söz verdi ve salonda ses tonu en yüksek çıkan kişiyi dinlemeye devam etti. Bina masalarının kaldırılmasından söz ediliyordu. Elbette böylesi daha iyi olurdu. Sonuçta, kalabalığın rahatlıkla dans edebilmesi için gerekli olan bir durumdu. Özel olarak, ayrı ayrı oturulacak olan masaların olması da işe yarardı. Hadi bakalım! diye içinden bir yerlerden söylenirken, bir anlığına duraksadığını fark ettiği Eva’ya baktı. Gözlerini ona dikmişti ki, büyük salonda geçirdikleri zaman içerisinde yaptıkları küçük toplantı süresince ikinci kez göz göze gelmişlerdi. Kız, yarı nefret kokan bakışlarını, James’ten iade olarak alırken bir şeyi işaret ediyordu. Ya da kendisi böyle anlamıştı. Doğru olup olmadığını anlamak adına kafasını sol tarafında bulunan duvar kenarına çevirdi. Balonun hazırlanacağı malzemelerin kondurulduğu köşeyi gösteriyordu. James, yüzünü bir kez daha buruştururken Lily’nin ablası, bir kez daha konuşmasına başlamıştı bile.
Gryffindor’lu erkeklerin isimleri sayılmaya başlanmıştı. Az önce gözlerinin takıldığı kolileri taşıma ve gerektiği şekilde yerleştirme görevi kendilerine verilmişti. Kutuların ebadına bakılacak olursa, dışarıdan öyle kolay kolay taşınacaklar gibi görünmüyordu. Aman ne gururlandırıcı bir iş! En azından işleri için masaları düzenleyecek olan grubu beklemeleri gerekiyordu. Bu iyi haberdi işte. Kendi kendine bir parçada olsa avunurken Eva, Gryffindor grubunun görevleriyle ilgili bir ekleme yapmaktan çekinmemişti. Kızın söylediklerine sıkıntı ve aldırmazlık ifadeleriyle karşılık verirken Black, işine ara vermeden görev dağılımına devam etmişti. Konuşmanın devamını dinlemeli miydi? Zaten yeterince sıkılmıştı. Bu noktadan sonra, lafın dönüp dolaşıp kendisine döneceğini de sanmıyordu. Hufflepuff’lı ‘ablaları’ konuşmaya devam ederken, James arkasını bir yuvarlak oluştururcasına dizilivermiş gruba döndü ve görevine doğru ağır adımlarla yürüdü. Kutuların yanına vardığında kapağı açık olan bir kaçından içeriye baktı ve tuhaf bir ‘hıh’ sesi çıkardı. Ivır, zıvır işte.. Şimdiden görevinden sıkılmaya başlamıştı. Ama baştan savmak yerine çabucak bitirip bir köşeye sızmak daha iyiydi. Bu organizasyona adını yazdırmıştı bir kere..
Bu düşüncelerle her biri saman rengine bürünmüş, üzerine çirkin bir el yazısıyla bir şeyler çiziktirilmiş olan karton kutulara bir kez daha baktı ve uzuvlarına en yakın olanına uzandı. Önce kutuyu kendine doğru çekiverdi. Başlangıç için pek ağır sayılmazdı. Evet, değil! Ama işin özü, az sonra kendini gösterecekti. Ani bir hareketle yere çömelerek kutunun alt tarafının iki yanından da kavradı. Bu kutuyu kaldırmalıydı. Birkaç saniye içerisinde anlamsızca ağzından portan bir inlemeyle beraber kutuyu kaldırmaya yönelik ilk girişiminde bulunmuştu. Ancak karton yığını, kendisinin kaldırdığı gibi yerine oturmuştu. Bunları birinci sınıflar taşıyacak arkadaşım! Ceset mi koydunuz ne yaptınız! Biçare, kendisinin yanına doğru yüzünde bir tebessümle gelen Charlie’ye baktı. Çatık kaşlarının altındaki gözleri, öfkelenmeye başlamanın ilk işaretini veriyordu.
”Sırıtacağına gel de tut şunun bir ucundan!” dedikten sonra Charlie’nin güleç suratının başka bir hal aldığını görmesi, kendisini memnun etmişti. Gryffindor’lu arkadaşı, az sonra kendisinin karşısında, karton kutunun diğer bir yanında yerini almış, kendisi gibi çömelmişti bile. ”Pekala! Hazır mıyız?” diye terlemeye başlayan suratı ile Charlie’ye soran gözlerle bakmıştı ki, cevabın gelmesi pek uzun sürmemişti. Bunun üzerine kısa bir sayı sayma sürecinin ardından kutuyu kaldırmaya yönelik ikinci girişimde bulunuyorlardı. Kutu, iki öğrencinin kuvvetinin birleşmesi ile rahatça yerinden kalkmıştı. Neden muggle işi yerine büyücülük yöntemini denemiyorlardı ki? Evet, kendinle sorunun mu var? Ama bu büyüyü bu ebattaki kutulara yapabilecek miydi? İşte bundan, ciddi anlamda bir şüphe duymuştu. Tam, Charlie’ye bunu denemeleri gerektiğini söyleyecekti ki, hala susmamış olan Eva’nın sesi, kulağına ulaştı. Acayip Kız Kardeşler! Bu harikaydı! Acayip Kız Kardeşler ve Hogwarts mı? Mükemmel! Elinde olmadan bir sevinç nidası koyverdi ve bir an için kutuyu taşıdıklarını unutup, sağ elini kutunun altından çekerek bir zafer yumruğu patlattı. Ancak elindeki kutunun sağa doğru kaydığını hissettiği anda boşta kalan eli, kutunun altındaki yerini almıştı bile. İçini bir heyecan sarmıştı. Ama bu heyecan bir kutuyu düşürmek gibi bir olguya neden olmamalıydı değil mi? Biraz sakinlik ile işi çabucak bitirebilseydi daha güzel olacaktı. Sırıtan suratı, tuhaf bakışlarla kendisine bakan diğerlerinde öylesine bir gezinti yaptı. Diğerleri umrunda değildi. Ancak Charlie’nin homurdandığını duyar gibiydi. Mahçup bir gülümsemeyle çocuğa dönmeden önce Eva ile bir kez daha göz göze gelmenin verdiği huzursuzluğu yaşamıştı. Yine ne istiyordu? Somurtan suratı Charlie’nin üzerinde durmuştu.
”Hey Charlie! Biraz duralım mı ne dersin? Hadi şunu yere koyalım bir.” dedi ve cevap olarak anlayamadığı mırıltılar beraberinde kutu, ikili tarafından yavaşça yere bırakıldı. Gryffindor’lu arkadaşına arkasını dönüp, Eva’nın yanına gidiyordu ki, buna gerek kalmadan kendisinin oracıkta bitivermiş, hatta kaba bir hareketle omzunu dürtüvermişti. Yüzüne bir hoşnutsuzluk ifadesi yerleştirerek ‘yine ne var?’ dercesine bir bakış sergiledi. Bu sefer ne istiyor olabilirdi? Cevabını, pek gecikmeden almıştı. Kanlı Baron’u bulma işi, kendisine bırakılıyordu. Bu görevin ne için olduğunu anlamıştı. Baş belası Peeves’ın hazırlıklardan uzak kalması, herkes için daha iyiydi. İğrenç yaratığın, şu haldeki büyük salona girdiği anda neler olacağı, herkesçe tahmin edilebilirdi sonuçta. Kız, sözlerini bitirdiğinde James, bıkkınlık dolu bir surat ifadesi takındı.
”Aptal değilim!” diye kıza cevabı verirken, Eva’nın arkasını dönüp gitmesiyle kutu taşıma görevinden alındığına bir hayli sevinmiş halde, kendiside büyük salonun giriş kapısına doğru ilerledi. Biraz daha ‘tatlı’ bir görev kendisini bekliyordu. Ama Kanlı Baron.. Onu nerde bulacaktı ki? Büyük Salon’dan dışarıya adım atarken düşüncelerine dalmış halini almıştı. Nerede olabilirdi bu hayalet? Ve beyninin derinliklerinde bir ampul ışığı yanıvermişti. Elbette! Slytherin hayaleti başka nerede olurdu? Muhtemelen zindan koridorlarında dolanıyordu. Hayaletin yanına vardığında ne yapacağını düşünmeden, giriş salonunun sol yanında olan ve zindanlara yol alan karanlık merdivenleri adımladı. Bu işi layıkıyla yerine getirmeliydi. Sonuçta, işin önemli kısmı Peeves’dı. İçini yavaş yavaş kaplayan heyecan duygusuna aldırmamaya çalışarak karanlık merdivenleri birer ikişer inmeye başladı. Kendi adına tehlikeli sayılan bir bölgeye doğru ilerliyordu. Ancak bunu yapması gerekiyordu.
”Yapmam gerekiyor!” diye, hırslanmış bir şekilde kendi kendine destek olurken merdivenleri inmeyi bitirmişti. Gözleri, karanlık zindan koridorunu dikkatle taramaya başlamıştı bile. Şu Baron bir an önce ortaya çıksa da ikna çalışmalarına başlasaydı… |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Paz 25 Mayıs 2008, 11:36 | |
| Her daim soğuk havasını unuttuğu zindanlar, Slytherin salonuna giden neşeli öğrencilerin seslerini yankıyarak süzülen gümüş siluete kadar taşıyordu. Baron'un eğlendiği bir iş değildi onları dinlemek, kibirli kızların erkek dedikoduları yaptığı odalarda dolaşmazdı. Zaten dinlemek istese bile, Baron ortaya çıkınca hepsi susuyordu.
Boşlukta süzülen yapılı saçlarını savurarak karanlığında kaybolmaya çalıştığı zindanların gölgelerinden çıktı ve koridorlar boyunca ilerlemeye başladı. Belki bahçeye çıkabilir, Peeves'ın öğrencilerin sinirlerini bozmasını izleyebilirdi. Hayalet tam bir şaka gibiydi...
"Hey, baroon!!"
Slytherin ortak salonunun önünden süzülerek geçerken ona ısrarla selam vermeye çalışan çocuğu gene görmezden geldi. Ne derdi olduğunu anlamıyordu; bu çocuk bu sene gelmişti ve geldiği ilk günden beri kendisine bir takıntısı vardı. Bu durum artık onukızdırmaya başlasa da sükunetini korumaya kararlıydı. Çocuğun el sallayan beyaz eli içinden geçerken onun ürpermesine sebep olmak dışında tepki göstermemişti, tabi buna tepki denirse... Yolunu kesiyordu ve Baron, istediği yoldan gitmek konusunda kararlıydı.
Çocuğun hissettiği ürpertiyle beraber çıkardığı garip "Burrrrrrrr" sesi git gide uzaklaşırken gördüğü şey ile duraksadı. Karşısındaki çocuk görmeye alışık olduğu bir biçimde gümüş ve yeşiller ile geğil, altın ve kırmızılarla bezeliydi. En az cüppesindeki kızıllar kadar parlak saçları ve kararlılıkla çatılmış kaşlarıyla tam bir Gryffindora benziyordu.
Yani zindanlarda görmeye pek rastlamadığı kişiler.
Yüzündeki donuk ifadeyi bozmadan yoluna devam etti. Çocuk bir birinci sınıf öğrencisi kadar küçüktü, yolunu kaybetmiş olma olasılığı yüksekti. Muhtemelen iksir sınıfını arıyordu. Onu Slytherin öğrencilerine bırakmayı tercih etti ve yukarı-aşağı süzülmeyi bırakara ilerlemeye devam etti.
En son Kanlı Baron tarafından Paz 25 Mayıs 2008, 12:46 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Paz 25 Mayıs 2008, 12:24 | |
| Dersler dışında uğramaya alışık olmadığı zindan koridorunda, merdivenlerin az ilerisinde dikilerek etrafı süzüyordu. Koridorun karanlığına pek uyacak bir varlığa bakınmak ne tuhaf bir duyguydu. Öyle ki, havasız kalmış koridorun iki yanındaki kara duvarlara belirli aralıklarla yerleştirilmiş meşaleler bile bu yolu aydınlatmakta yetersiz kalıyordu. Burası, Hogwarts'ın diğer bölümlerine pek benziyor sayılmazdı. Ruhu, alışık olmadığı bir tedirginlik ve huzursuzlukla dolarken yapması gereken işine devam ediyordu. Nerdesin bee!
Tam da bu düşüncesinin üzerine, on metre kadar ötede, bir parlaklık sezmişti. Slytherin ortak salonunun yoluna giden koridor olduğunu bildiği köşeden birşey 'süzülmüştü.' Gözlerini kısarak emin olmaya çalıştı. Evet, bu o olmalıydı. Grimsi tonda şeffaf bedeni, ritimsiz bir titremeyle yerden bir metre kadar yükseklikte dikilmiş, öylece duruyordu. Nihayet onu bulmuştu. Bunun verdiği rahatlıkla derin bir solukla ciğerlerini oksijenle doldurmaya çabaladı. Ancak burnunda hissedebildiği tek şeyin hiçlik olduğunu anladığında bu işe bir son verdi.
Hayalete doğru bir adım atarak bir tepki bekledi. Hayaletten gelen tepki, pek beklediğine yakışmasa da, onunla irtibatı sağlamak adına güzel bir adımdı. Baron, süzülerek kendisinin bulunduğu noktaya doğru yol alıyordu. Ne sessiz birşeysin sen! Bulunduğu durum, can sıkıcı olmaya başlamıştı. Okul öncesinde yaşadığı evin bodrum katında gevezeliklerine alışık olduğu aptal hayaletlerden ve Hogwarts'da varlığını sürdüren diğer hayaletlerden oldukça farklı bir yapısı olduğu, şimdiden sezilen bir görüydü. Bu duruma daha fazla sabır gösteremeyerek boğazını temizledi. Fazla sessizlik ve hareketsizlik kendisine uygun olmayan iki kavramdı. Kendisine doğru süzülen hayalete, aynı şekilde kararlı adımlarla yaklaştı.
"Hey sen! Baron! Önemli bir konu hakkında konuşmamız gerek! Hogwarts müdiresinin emri altında düzenlenen birşey hakkında!" diye yarı bağırarak hayaletle irtibat kurma çabasının ilk girişimini gösterdi. Sesi, havasız ve ıssız koridorda yankılanırken kendisinin aldırdığı Baron'dan gelecek ikinci bir tepkiydi. Başlangıç için iyi bir konuşma yaptığını düşünüyordu. Devreye Mcgonnagal'ı sokmak yeni aklına gelmişti. Belki böyle söylerse kendisini, bir öğrenci olduğundan ötürü önemsememekten çok, organizasyonun büyüklüğünü sezebilmesini sağlardı. Belki de bu tür bir çalışmadan haberdardı. Bunu tam bilemiyordu. İçini kaplayan huzursuzluk, hayalet sessizleştikçe daha bir artıyordu ki kendi adına oldukça sinir bozucu bir durumdaydı. Öğrencilerin karşısında böyle dikilmek için mi hayalet oldun sen! diye iç geçirirken derinden iç çekişlerinin sıklığının arttığının farkında bile olmadan, hayaletin ağzı sayılan şeffaf bölgeden koridora yayılacak sesi bekliyordu... |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Paz 25 Mayıs 2008, 12:45 | |
| Baron koridor boyunca ilerlemeye devam ettiğinde kaybolan birinci sınıf Gryffindor çocuğunu çoktan unutmuş, onun kendisine dikilen hevesli gözlerini fark etmemişti bile. Çocuğun vücudundan yayılan tedirginlik hissi Baron ona yaklaştıkça sanki daha da artıyor, çocuğun sıkılganlığı neredeyse "gözle" görülecek hale geliyordu. Lakin birden duvarlarda yankılanan çocuğun sesi onu öylesine şaşırtmıştı ki, olduğu yerde durarak ona baktı. Dediği şeyi dinlemediği için ilk anda anlayamamıştı; ama zindan koridorların taş duvarlarında ısrarla yankılanan çocuğun sesi, inatla Kanlı Baron'dan bir cevap bekliyor gibiydi.
"Hey sen! Baron! Önemli bir konu hakkında konuşmamız gerek! Hogwarts müdiresinin emri altında düzenlenen birşey hakkında!"
Okul müdüresi... Kadının bu çocuklara kesinlikle iyi bir eğitim vermediği düşüncesi Baron'un aklından hızla geçerken bir canlı olsa, tek kaşını kaldırarak delip geçen bakışlarıyla çocuğa bakmayı çok isterdi. Hitap şekli hiç hoşuna gitmemişti, gümüşî yüzündeki hafif mimiklerin bir an öfkeyle oynamasına neden olmuştu genç Gryffindor'un sesi. Kesinlikle saygısızdı, bunu Slytherin çocuklarından görse umrunda olmazdı ama...
Beklenti içindeki çocuğa beyaz gözlerini dikerek kaşlarını çattı ve kollarını kavuşturdu. Dik duran bedeni birkaç santim yukarı-aşağı oynasa da başı yukarda, umursamaz bir tavırla çocuğu süzüyordu. Konuşma şeklini ve tavırlarını değiştirmediği sürece onunla muhatap olmayı düşünmüyordu, ölü de olsa hâlâ bir barondu ve ölüler de en az canlılar kadar saygı hakediyorlardı.
Bakışlarını çocuktan yeniden ayırdı ve sanki o orada hiçbir zaman var olmamışçasına süzülerek, yoluna devam etti. Konuşmaya bile değmeyecek biriydi. Eğer ondan bir şey isteyeceklerse-ki çocuğun söylediğine göre öyleydi-McGonagall kendine çok daha iyi bir elçi seçmeliydi. |
| | | David Kevin Johnson Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 412 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12290 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/01/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Paz 25 Mayıs 2008, 13:26 | |
| Güneşin bulutların arasında kaybolup gittiği bir öğlenden sonra bşlayan dans çalışmaları, başta Hufflepuff'lı Vanessa olmak üzere görevli herkesi, bu esintli havada bile bunaltmıştı. noel balosu yaklaştıkça artan çalışmalar, beraberinde bir o kadar stresi ve ağır çalışmalarıda getirmişti. İşte yine bir öğleden sonra, işte yine bir balo çalışması, işte yine David görevli... İşteler, işteler... Hayat sanki kendini tekrarlıyor, bu yoğun tempoya bir türlü ayak uyduramıyor gibiydi, ya da David'e öyle geliyordu. Hogwarts'ın ışıksız ve bir o kadarda soğuk koridorlarında yürürken aklından geçenler bunlardan ibaretti sadece. Hızlı adımlarla soğuk koridorları terk edip Büyük Salon'a vardığın içerisi henüz balo için hazır değildi; ancak Vanessa çok çaba sarf ediyordu. Herkese emirler yağdırıyor, işini olağan bir şekilde yapmaya çalışıyordu ki başarısız olduğu söylenemezdi. Çok meşgul olsa gerek ki David'in gelidği bir kaç dakika sonra fark etmişti, sadece selam verip işine geri dönmüştü. Herkese emirler yağdırırken David bir köşeye geçip beklemeinin en iyi olacağını düşünüyordu, öyle de yaptı. Pek uzun sürmeyen yalnızlıktan sonra Hayley iksirin etkisinden biraz kurtulmuş gibiydi, geçen günlerki gibi çok yılışık davranmıyordu, aynı eski günlerdeki gibiydi. Bu David'i sevindiriyor, artık iksirin etkisinin geçmesini bile istiyordu; çünkü yaptığı yanlışlığı ancak iksirin etkisinin geçmesiyle telafi edebilirdi. Kafasında düşüncelerle çok meşgul olsa gerek ki Hayley'in veridği selamı duymamış, duymayı bırak Hayley'in omzunu ikinci kez dürtmesiyle düşünceler aleminden geçiş yapabilmişti. Hayley'in şaşkın bakışlarını aldırmayarak hiç birşey olmamış gibi devam etti David.
"Nasılsın aşkım? Umarım güzel bir gün olur ve artık şu Noel Gecesi gelse çok iyi olacak, hazırlıklardan sıkıldım artık!"
dedi, aslında dediklerindeki tekl bir doğruluk payı bile yoktu. Bunu sadece Hayley'in, deminki dalgınlığını unutturmak için yapmıştı, zaten de hazırlıklara katılmaktan gayet mutluydu, bu sayede boş durup her şeyi düşünmeye fırsatı oluyordu. Planında başarılı olsa gerek ki Hayley de David'in sözlerine katıldığını belirterek yanından ayrıldı. Hızlıca çalışan balo görevlilerini izliyordu. Dört binanın masaları ortada yoktu, bunların yerini yuvarlak masalar almıştı. Kırmızı örtülü yuvarlak masalar, sandalyeleri kadar şık görünüyordu. Sandalyeleri beyaz örtüyle kaplı gayet hoş duruyor, kırmızılı kurdale ise şıklığını temsil ediyor gibiydi. Profesörler masasının önüne konmuş dans pisti ise bir o kadar güzeldi. Müzik sistemi daha koymamış olsa gerekti ki müzik denemeleri başlamamıştı. Vanessa David ve diğer tüm sınıf başkanlarını toplayı -Keiran ve kendisi hariç- kapıda beklemelerini söylemişti. İçeriye kimseyi almamakla görevliydiler. Bu basit bir görevdi David'e göre, boyunu ve vücudunu ters bir durumda kullanabileceiği gibi, hiç acımadan herkesi kapı dışaraı edebilirdi. Bu işi sevmişti, özellikle Slytherin'lilerle ters düşmek ve onları kapı dışarı etmek için sabırsızlanıyordu. Vanessa'nın veridiği emirlere göre Büyük Salon'dan çıkıp kapıda beklemeye koyuldu. | |
| | | Samara Y. Laura D'Owen
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1151 Yaş : 28 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12300 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 22/01/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Paz 25 Mayıs 2008, 15:24 | |
| Nicole, hallolan ses sisteminin de ardından sahne için hazırlıkları yapmaya başlamıştı. Asasını sahneyi temizlemek adına tam kaldırmıştı ki yanındaki, adının Luisa olduğunu öğrendiği kız çok işe yaramasa da " Aklapakla" demişti.
Kıkırdadı, sonra da kızın yerde, büyüden sonra temizlenmeyen çöpleri toplamaya yardım etti. Elini her yerdeki çöplere uzatışında kızın oflamalarına da hayretle bakınıyordu eğildiği yerden.
"Takma ya da kendini geliştirmeye bak mı demeliyim… Daha 1.sınıfsın. Zamanla bu büyüyü daha da iyi yapacağına eminim, Lusia... Sen de emin ol! " dedi kıza gülümseyerek. Doğruldu, sahneye benzetebilmek için şu koca salonu. Tozlanmış omzunu silkeledi, sonra da cübbesinin tozunu büyük bir hiddetle attı üzerinden. Yine de gelişme vardı, koca salonun sahnesinde. Boş bir alan, parıldıyordu adeta. Tam Acayip Kız Kardeşler' e göre bir alan olmalıydı tabi... Ve de dans gösterisine. Süslemeler için getirilen kolilerden bir kaç tanesi de sahnenin önüne bırakıldı.
"Luisa, sahneyi süslememe yardım etmek ister misin? " Luisa başını salladıktan sonra yanına koştu Nicole'ün. Beraber yanlarındaki kolileri yavaş yavaş açmaya başladılar. Koliler teker teker açılmıştı, Pearl ise sahnede bulunan bir kaç gereksiz eşyayı da kaldırdıktan sonra Nicole ve Luisa' nın yanına gelip süsleme işine yardım etmeye başladı. Süsleri dışarıya çıkarttıktan sonra sıra sahneyi olabildiğince süslemeye gelmişti.
"Hazır mısınız kızlar, geriye doğru sayıyorum... Üççç... İkii... Bir... Başla!" der demez Luisa kıkırdaya kıkırdaya süslemeye başladı hızla ve Pearl'da karamsarca bekledi bir süre. Nicole arada bir süsleme işini bırakıyor ve kızlara hayretler içerisinde bakıyordu. Tahmininden de hızlı çıkmışlardı, ama gülerek hala da "Durmak yok! "diyordu ikisine ve kendiside durmuyordu tabii. Süslemelerin özenle ve de hızla yapılması hoşuna gidiyordu, süslemeye devam etti.
Büyük salonun farklı bir hal almasıyla gözleri her sabah burada yaptığı kahvaltıyı arıyordu, değişmişti gerçekten. Salonun tam ortasındaki masalar gözlerinden kaybolmuştu, bina masaları; Hufflepuff, Slytherin, Ravenclaw ve Gryffindor… Bu büyük bina masalarının yerini küçük masalar almıştı, sadece davetlilerin oturabileceği şık ve parıldayan masalar. Ve büyük salonun parıltılı ve süslü hali, her ne kadar baloya daha çok varken…
Büyük salon hazırdır fakat, görevliler için aynı şey söylenemezdi. Günlük kıyafetleriyle baloya katılacak değillerdi zaten, Nicole bunu yapmazdı. İşleri biter bitmez salonun büyük kapısından çıkacağını bildire bir bakış attı Vanessa’ya. Sustu sadece, kaç göz işaretlerini anlayacağını tahmin etti. Lusia’ya ve Pearl’e baktı.
“ Kızlar, işimiz bittiğinde, daha doğrusu baloya böyle katılmayacağız değil mi…?”
En son Nicole Ashley Dumbledore tarafından Paz 25 Mayıs 2008, 17:14 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Charlie von Diederich Seherbaz Karargahı & UBBP Genel Başkanı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2101 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12549 Ekspresso Puanı : 49 Kayıt tarihi : 05/05/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Paz 25 Mayıs 2008, 15:33 | |
| Herkesin sinirini bozmuş ve eğlencenin içine etmiş olan korkunç bir ses geliyordu. Hufflepufflı kız sanki bir lidermiş gibi etrafına emirler yağdırıyordu. Bu hoşnutsuzlukla beraber avaz avaz bağırması da cabasıydı. Ne gerek vardı bu kadar acelenin, telaşın... Son derece mantıksız ve akılsız bir davranıştı. O anda Charlie kızın yanına gidip bu lafları söyleme gereği duydu fakat kendi ismini de duymuştu sanki. Aniden kocaman olmuş gözleri şaşkın şaşkın arkadaşlarını süzüyordu. Bir kıza bir arkadaşlarına bakıyordu. James'e dönüp : ''O kız bizim ismimizi mi söyledi?'' diye sordu bunun gerçek olmaması dileğiyle. Böyle bir kızın emirleriyle çalışmak hiç hoş olmazdı. James'in kafasını evet şeklinde sallamasıyla Charlie'nin bütün hayalleri suya düştü. Akabinde kızı çok sinirli ve pis bir şekilde süzmeye başladı. Kızın dikkatini çekmiş olmalıydı ki o da kendisine öyle bakıyordu. Gözlerini iyice kısarak kaşlarını çatmaya başlayan Charlie hafiften rezil olacağını hissederek ayağa kalkarak hiç istemediği işi yapmaya yürüdü isteksizce.
Aslında çok severdi süslemeyi fakat böyle sinir bir kızın liderliği altında iş yapmak amelelik gibi geliyordu Charlie'ye. ''Burada özgürlük olmalı, bağımlılık değil!'' Bunu düşünüyordu fakat haksız olduğunu da çok iyi biliyordu. Sadece bir anlık sinirle çok mantıksızca düşünceler istila etmişti beyninin dört bir yanını. Bu istilacıların nedeni ve lideri de kesinlikle şu bağırmalardan duyulduğu kadarıyla Eva adındaki Hufflepuff'lı kızdı. Elinden geldiğince kafasındaki sinirleri yatıştırmak istercesine büyük bir çaba sarfederek öndeki kutulardan birisini sırtladı. Fakat hafif olduğunu anlayınca bırakıp, kucağına aldı. Tabii ki hafif olacaktı. O kızın dediği kadarıyla içinde süsler vardı. ''Birkaç süs ne kadar ağır olabilirdi ki zaten?'' Daha sonra James'in kendisine biraz duralım demesi üzerine bekledi Charlie. İçinden James'e ve Severus'a şükrediyordu. İşin tek eğlenceli tarafı arkadaşlarıyla ortak bir iş yapmalarıydı zaten. Yoksa bu kıza katlanılmazdı. Tam Charlie yeniden kucağına alacaktı ki kutyu James'in yanlarından uçtuğunu farketti şok bir ifadeyle. Sinir kız James'e yeni bir emir vermiş bunun üzerine James de gitmişti. Charlie'nin yatışan sinirleri yeniden gerildi fakat Severus'un tesellisiyle biraz dindiler. Üzgünlüğün ve sinirin hat safhada olduğu bir kafayla yeniden taşımaya başladı kutuları.
Sonunda tüm kutular bitmişti. Şimdi sıra içindeki rengarenk, güzelim süsleri açıp etrafa dolamaya gelmişti. Ardından geniş, diğerlerine oranla daha ağır bir kutuyu büyük bir itinayla açtı. İçindeki süsler göz kamaştırıyordu. Rengarenk püsküllü süslerden tut parıltılı küçük top şeklindekilere kadar her türlü süs vardı. İçlerinden birkaçını alarak duvarlara asmaya başladı. Çoğu masa hazır görünüyordu zaten. Beklemeye de hiç gelemezdi. Birkaç tane daha almalayım diye düşünürken elinde sert birşeylerin battığını gördü. Bunlar biblolar ve tütsülerdi. Çoğunun ucu çok sivriydi bu yüzden elinin kanamadığına dua etti Charlie. ''Ah kahrolası!'' Evet, beklenmedik sonuç gelmiş, ucu sivri olan -daha doğrusu burnu sivri olan- bir biblo Charlie'nin elini biraz kesmişti. Her ne kadar acısa da bunu umursamadı Charlie. ''Az sonra geçecektir nasılsa...'' Süsleri asmaya devam ediyordu ta ki bir kan damlası güzelim süsün üzerine düşünceye kadar. ''Nerven! Nieder mit!! Teufel!! ...!'' Charlie ağzından çıkanlara inanamadı. Şaşkın şaşkın kalakaldı bir süre. Fakat salonda bir tek Charlie'nin Almanca bilmesi onu mutlu etti. Ya Joshua? Onu aradı gözleri. O biliyordu çünkü. Fakat onun da kendisinden çok uzakta olduğunu anlayınca derin bir nefes verdi.
Kanayan elini diğer eliyle bastırdı Charlie. Kimseye de belli etmiyordu. O anda gözüne çarpan kalın, su dolu bir bardağı kanamış kadar olan eline alarak, yaralı elinin üstüne döktü. Biraz dinmişti fakat şükür ki yara derin ve büyük değildi. Küçük bir sıyrık olduğu için önemsenmeyecek bir şeydi. Etrafına baktı. Kimse farketmemişti kanadığını. Daha sonra da bibloya baktı onun zarar görmemiş olmasını dileyerek. Evet, ona da zarar gelmemişti. ''Bu iyi.'' Aniden gelmiş bir telaş ve aceleyle süslemeye devam etti Charlie. | |
| | | Hayley Mireille Vance Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 219 Yaş : 29 Kan statüsü : Melez Galleon : 12285 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/01/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Paz 25 Mayıs 2008, 18:16 | |
| Hay Noel balosu için öğlen yemeğinden hemen sonra büyük salona gidecekti çünkü bir sınıf başkanı idi ve görevlilerden biri idi.Ortak salonda çıktıktan sonra David'in zaten gittiğini öğrenmişti Daff'tan ona sinirlenmel için kendini zorlasa yapamadı çünkü onu çok seviyordu ve sinirlecek hali yoktu.Bir işi çıkmıştır o yüzden gitmiştir dedi kendi kendine ve öğlen güneşi vurmuş ve kalabalık olan koridorlarda yürümeye devam etti.Onun gibi bir kaç sınıf başkanı ve görevli öğrencilerde büyük salona yöneliyordu.Hay onlara katıldı ama bir süre sonra adımları yavaşlamıştı sanki.Çünkü endekiler ondn önce varmıştı salona.Hay sinirini bir kenara atıp David'i düşündü şuan onu en sevindiren şey David'le dans etmek olacaktı.David dans derslerinde hiçte iyi değildi sürekli Hay'ın ayağına basıp duruyordu Hayise gayet iyiydi ama orada ne olur hiç bilmiyordu.Salona bir koridor kalmıştı ama Hay ses işitmiyordu acaba başlamışlar mıydı?Eğer geç kalırsa Vanessa ona çok kızar bunu biliyordu.
Hay baloya daha saatler olmasına rağmen görevlilerden ve sınıf başkanlarından biri olduğu için orda olması gerektiği biliyordu içerie girer girmezde hemen Vanessa'nın yanına doğru gitti konuşmaya henüz başlamamış gibiydi çünkü diğer öğrenciler konuşuyordu Hay'ın gözleri her zaman ki gibi David'i arıyordu.David salonun bir köşesinde tek başına durmuş bekliyodu Hay bir an tatlı bir heyecana kapıldı sonra David'in yanına gitti ona arkadan yaklaşmış olacaktı ki David ilk dürtmesini anlayamamıştı Hay ikinci defa bu sefer sesinide katarak devam etti "David!!" David ona döndü Hay hemen onu yanğından öptü ve gülümsedi David ise bir açıklama yapmıştı Hay'a "Nasılsın aşkım? Umarım güzel bir gün olur ve artık şu Noel Gecesi gelse çok iyi olacak, hazırlıklardan sıkıldım artık!"Hay gülümsemekle yetindi sadece çünkü Vanesssa başlamıştı konuşmaya.Hay istemeye istemey David'in yanından ayrıldı.Vanessa teker teker bütün herkese görevlerini dağıtmıştı Hay da bunlardan biriydi gidip bütün sınıf başkanları gibi kapıda bekleyecek ve içereye izinsiz girerleri yakalayacaktı.Kendi hakkında olan bölümü dinledikten sonra kapıya yönelmeye başladı ama gitmeden önce salona bir göz atmadan edemedi.
Büyük salon olduğundan çok farklı gözüktü Hay'ın gözüne artık dört büyük masa yoktu onun yerine yuvarlak yuvarlak masalar vardı.Profesör masalarının orda ise büyük bir pist vardı büyük ihtimal çıkacak olan Acayip Kız Kardeşler için.Hay'ın en merak ettiği ise yapılacak olan dans göstersi olacaktı.Dans hocasının seçtiği Hogwarts öğrencileri yapacaktı bu gösteriyi onun içinde büyük salonun ortası tamamen boştu.İlerleken gözü koli taşıyanlara yani Severus,Den ve Charlie'e.Hepside pek mutlu gözükmüyordu.Aralarında ise gözü Charlie'ye takılmıştı.Charlie elinin üzerine bir bardak suyu döküyordu Hay yolunu değiştirip onun yanına gitti.Gidince daha iyi anladı olayı Charlie'nin eline süslerden biri bakmış olmalıydı ki kanamıştı Hay " Acıyor mu?"dedi eline bakarak Charlie'i dinledi Hay bir süre sonra tatmin olmuştu ama bir şey demeden de edemedi"İşin bittikten sonra Laçan Özü sür biraz,iyi gelir" dedi ve gülümseyerek gerisin geriye kapıya yöneldi.Artık gayet zinde idi ve içeriye gizli gizli girmeyi deneyen birleri olsun diye dua ediyordu...
| |
| | | Constantia Inés Kalliope Kalliopé de Fuska Sahibesi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1363 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan ~ Galleon : 12448 Ekspresso Puanı : 13 Kayıt tarihi : 23/01/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Paz 25 Mayıs 2008, 19:37 | |
| Daffodil yardım etmek amacıyla Büyük Salona gidecekti. Bundan memnundu çünkü burada geçireceği ikinci noel eğlenceli olacağa benziyordu. Okul gitgide kalabalıklaştığı için bu dönemki noelde kalabalık geçecekti önceki dönemden. Bu iyiye işaretti. Gryffindor Ortak Salonu'na doğru geldi. Etrafına bakındığında kimsecikler yoktu. Hayley, David,Severus,Charlie,James. Hepsinin önceden yardım etmek amacıyla Büyük Salon'a gideceklerini biliyordu. Mutlaka kendinin de yardım etmesi gerekirdi diye düşünmüştü ,bu yüzden gidecekti. Yavaşça koridorlarda ilerliyordu. Geç kalmış olma ihtimali yoktu ama yinede hızlı olmaya dikkat ediyordu. Bu sırada arkasından gelen sese dikkat etmekte biraz gecikmiş sayılırdı. '' Ne arıyorsun sen burada ? , hadi artık buradan hemen gitsen iyi olacak Gryffindor'lu.'' Bunu kimin söylediğine bakmak için arkasını döndüğünde Daffodil bu kızın Slytherin 'den Estellé olduğunu gördü. Kıza dönerek '' Ah ! Seni ahmak bana bunları nasıl söyleyebiliyorsun. Buraya önce terk etmesi gereken sensin ..'' dedi eliyle ileriyi işaret ederek. Kimseye bunları söylemekten hoşlanmamasına rağmen şimdi bunları söylemeye gerek duymuştu. Bir tek ses de çıkmıyordu ileriden. Acaba başlayıp bitirebilme ihtimalleri var mıydı ki.? Ya da daha kimsenin gelmeme ihtimali. Aslında Sınıf Başkanları geleceklerdi yardım için ama diğerlerinin de geldiğini duyunca Daffodil de gelmişti.
İçeriye görkemli kapıdan girdiğinde herkes yerini almış yardım için hazırdı. Bir yandan da Vanessa kontrolü eline almış konuşuyordu. Herkes de pür dikkat onu dinliyorlardı. Daffodil buna pek anlam verememişti. Başka konuşan olmayacak mıydı acaba.? Etrafına bakınmaya başladı,heryer mükemmel görünüyordu. Şimdiden bazı şeyler tamamlanmış geriye birkaç hazırlık kalmıştı. Buna herkes memnun görünüyordu. Vanessa herkesin görevlerini teker teker söylüyordu. Daffodil' e süsleri yerleştirme ve belirli yerlere asma görevi gelmişti. İyi olduğunu düşündü zaten başka da birşey düşünmemişti.İçinden '' Gayet iyi,evet süslemeye başlayayım..'' dedi. İleride Vanessa'nın kendisine gösterdiği süsleri alarak belirli yerlere asmaya ve yerleştirme başladı. Bir yandan da etrafı gözlüyordu. Her yer öylesine değişmişti ki. Hufflepuff , Ravenclaw, Gryffindor ve Slytherin masalarının yerine küçük küçük belirli yerlere yerleştirilmiş yuvarlak masalar gelmişti. Bu orayı değişik ama bir o kadar da güzel göstermişti. Bu sırada ilerideki birkaç öğrenci de tam ortada bulunan Noel Ağacını süslemeye çalışıyorlardı. Gerçekten büyüktü,süslemesi zor olacağa benziyordu. Süsler gerçekten sivri uçlulardı,hepsi olmasada çoğu. Birisi Charlie'nin elini biraz olsun kesmişti. Bu kötüydü. Daffodil eline aldığı süslere bakarak sivri olmayan taraflarına doğru yerleştirmeye çalışıyordu. Daffodil'in dikkatini tam ortada boş bırakılan büyük alan çekmişti. Yanları biraz olsun ortamdan ayrılsın diye tümsekler yapılmıştı. Belli ki dans pistiydi. Dans Hocası belirleyip,çalıştırdığı dans öğrencilerini çıkaracaktı. Daffodil dans gösterisini sabırsızlıkla bekliyordu. Değişik olacağa benziyordu. Bu sırada Daffodil farkına varmadan elindeki süslerden birini yere düşürmüştü. Yuvarlak değişik bir süstü bu . Süs düşmesiyle beraber bir anda dağılmış, her yere saçılmıştı. '' Tanrım,daha fazla dikkat,her yere saçıldı..'' . Daha fazla dikkat etmesi gerektiği belliydi ama bir kere düşürmüştü işte. Hemen yerden dağılan parçaları toplamaya başladı. Bir kaç dakika sonra tüm toplama işini bitirmişti. Parçları alıp ilerideki boş kutunun içine yavaşça koydu. Tekrar eski yerine döndü ve süsleri asmaya devam etmeye başladı Daffodil. | |
| | | Den Danger Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 16 Yaş : 34 Kan statüsü : Yarımkan Galleon : 12080 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 11/05/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Paz 25 Mayıs 2008, 20:10 | |
| Yemekten sonra burada kalma fikrini kendi seçmişti ama şimdi düşünüyordu da bu pek iyi bir fikir değildi galiba. Sabırsızca beklerken, Hufflepuff’ın sınıf başkanı oldukça sert bir ifadeyle konuşmaya başlamıştı. Herkese ciddi bir şekilde emir veriyordu ki sonunda kendisi de bundan nasip almıştı. Kolileri taşıyıp, içindeki süsleri asacaklardı. Aman ne güzel, bu kocaman kutular taşı taşı bitmezdi. Masalar yerleştirildikten sonra kolilerin içini açmaya başladı kendisi ile beraber birkaç kişi daha aynı görevde idi o yüzden 4–5 kişi beraber kutuları açıyor bulduklarımızı düzenle yerleştiriyorlardı Den kutuyu açıp içindeki tütsüleri çıkarttı. Masaya aralıklarla yerleştirdikten sonra kutuya tekrar gitti ve diğer kutudan bibloları alarak masalara dizmeye başladı güzel biblolar vardı kırılırsa kendisine ceza verilebilecek biblolar.
Bibloları yerleştirirken elinde bir biblo ile etrafa bakarak dönüyordu, Rainy ortalarda yoktu. O sırada dönerken elindeki bibloyu biraz önce masaya koyduğu bibloya çarpmıştı, masanın üzerindeki biblo sarsıntının etkisi ile masada yuvarlanıyordu. O sırada Den hiçbir şey düşünemediğini hissetti. Sanki zaman durmuştu da masadan yuvarlanıp aşağı düşmeye başlaması Den'i kendisine getirmeye yetmişti. Ani ve hızlı bir çeviklikle boş elini biblonun altına yetiştirebilmişti iyi ki tutabilmişti. Etrafına bir bakındı kimsenin görememiş olmasını diliyordu. Ardından aynı yerine düzgünce koyduktan sonra diğer elindeki bibloyu da az ileriye koydu.
Gidip farklı bir kutudan mumları aldı ve masalara dizmeye başladı. Salon şimdi çok daha iyi olmuştu. Kocaman masaların yerini onlardan çok daha hoş gözüken küçük masalar almıştı. Üstlerine eklenen süslerle daha farklı bir atmosfer veriyordu. Her ne kadar yaparken zorlansa da iyi bir iş çıkartmıştı galiba. | |
| | | Peeves Hayalet
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 15 Yaş : 34 Galleon : 12058 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 23/05/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Paz 25 Mayıs 2008, 22:09 | |
| Müdire olacak o kadın kendisini engelleyeceğini sanıyorsa aldanmak fiilini anlaşılan hala öğrenememişti. Bu sefer hem de... onu hortlak değil hayaletlerle aynı kefeye koyduğundan beri... Peeves'in deli gözlerinde kızıl ateşler oynuyordu sanki. Karşısına hababam o "Kansız"ı çıkarıp durmaları ayrı bir salaklıktı. O Arşidük kılıklıdan nefret ediyordu. *Damarı olsa... İçinde kan olsa... Belki nefretinden donardı. Ama yoktu, demek ki donamazdı. Hihihohooo! Acaba çocuklara dondursa o dük bozuntusunun kılı kımıldar mıydı? Kılsız! Kıl yumağı! Peruk kafa!*
"Bu siiinnniirrrr bozuuucuu! Bozuk! Bozucu! Ehheeehhe.."
Pis pis gülerken kendi kendine, saklandığı avizenin içinde durmuş olan biteni izliyordu. Anlaşılan onu salona sokmamak için bu bebeleri kapıya dikmişlerdi. Ama bu plan sanki çok kofti idi. *Koftiden çok köfte idi. Köfteden çok kofti idi. Kofti. Köfte. Kofti. Köfte. Konfetiiiiiiiii!* Kendi kendine gene kıkırdamaya başlamıştı. Canlarına okumalıydı bunların. Sırf zevkine.
*Hihihoooho... Acaba ne yapmalıydı?* Düşünüp duruyordu. Partiyi nasıl ve ne şekilde berbat edebilirdi ki, zevkinden olmayan tüyleri dikilsindi. *Hayır, dikilmesin eğilsindi. Aaaaaa! Tüyüm çıksın hadi nolurrrrrrrr! Puuuhahahaahaaa!* Peeves o Karadul kılıklı soyada sahip porsuk kovuğunun baş vızırtısı olan kızın bu kadar salak olup olmadığını düşündü. *Yani bir iki tane sınıfın öküzü onu mu durduracaktı? Ah, ne günlere kalmıştı. Bebeklere bakıcılık yapacak başkasını bulsunlar.*
"Ay ne hoşşşşşşşş! Beni çok seviyorlarrrrrrrrr! Hihhehhehe!"
Önce gidip minik eziklerini mi ziyaret etseydi. Ama onlar onu hiç sevmezdi ki. Kendisini her gördüklerinde hemen kendilerini "pufff Kandili" haline getiriyor, yok oluyorlardı. Sinir bozucu sivri sineklere benziyorlardı onlar. "Daha hala kan emmesini bilmiyorlar. Ben olsam neler öğretirdim o sineklere... Hatta beni burada Profesör yapsalar bu çocuklar zehir olur zehir............. zee-hirrrrr... aaaaa zehirrrrrrrr..."
Peeves mırıldanırken bulduğu fikrin verdiği zevkle aşağıda kendisini görmeden, koridorlara bakan çocuğa, sanki her gün okula yollayan annesi gibi el salladı. *İksir deposu sayım memuru geliyorrr!* Sonra da ortadan kayboldu, az sonra belireceği yerde olmak için. | |
| | | Mustiman Tan'mar Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 22 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12192 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 16/03/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Ptsi 26 Mayıs 2008, 00:39 | |
| “Danke!”
Hangi dildi bu? Mustiman Joshua’nın kapıdan çıkarken söylediği söze takılmak istemiyordu ama kendine engel de olamıyordu. Aklına çeşit çeşit diller gelmekteydi. Ancak bildiği iki dil vardı yalnızca ve bunun Danca olmadığından emindi. Önünde giden çocuğu söyle bir süzdü Mustiman. Boyu ona göre kısaydı. Ancak bu uzaklıktan ne kadar kısa olduğunu kestirmek zor oluyordu. Zaten boyu düşünmesine engel olan bir şey vardı. Çocuğun saçları yeşildi. Çimen gibi yemyeşil saçlar… Arkasından yürürken kendine engel olamadan gülüyordu içinden ve buna bir son vermeliydi. Ancak iyi bir çocuğa benziyordu. Şu güne kadar bir kötülüğünü görmemişti. Ayrıca ona karşı hep güler yüzlüydü. O da, Mustiman’in ağır adımlarını kullanıyordu üstelik. Bir tek tam olarak ne olduğunu bilmediği bir hayvanı vardı. Onun gibi yeşildi üstelik! Mustiman daha önce görmediği bu hayvanın bir fare soyundan olup olmadığını merak etse de bir türlü soramamıştı. Zaten şu güne kadar selamdan öteye geçmemişti konuşmaları ki onun söylediği birçok sözcüğü anlayamıyordu Mustiman. Onun önden gitmesi pek mantıklı görünmedi Mustiman’e. Ne de olsa birçok kez mutfağa gitmiş olan kendisiydi ve çocuk da pek yolu biliyor gibi gözükmüyordu. Tam emin olmak için biraz daha düşündü çocuğun önüne geçip geçmemekte. Eh, çocuk yolu biliyorduysa da Mustiman’in önden gitmesinin bir zararı olmayacaktı ve en sonunda kararını bu yönde verdi Mustiman. Adımlarını biraz hızlandırmakla yetindi. Zaten bu onu hemen yakalayıp önüne geçmesine yetmişti. Yanındayken Çocuğun listeye baktığını gördü. Eh belki de düşündüğünü yapabilirdi. Önüne geçmesine izin vermişti Joshua. Mustiman de onun önüne geçip, onun takip etmesini sağladı. Bir süre yürümeleri gerekti. Aslında adımlarını doğru atsalar belki de çok daha kısa süre yürümeyle gelirlerdi mutfağın kapısına. Mustiman yemeklerin kokusunu içine çekerken Joshua’nın mutfakla ilgili bir şeyler dediğini duydu. Başını ona döndüğünde gerçekten de en az Mustiman kadar yemeklere düşkün biri olduğu anlaşılıyordu. Yeşil saçlı çocuk mutfağa girip yanına gelirken Mustiman de onlara doğru gelen evcinlerini gördü. Gerçekten de şimdiye kadar hiç bu kadar çoğunu bir arada görmemişti. Joshua’nın konuşmaya başladığını duyarak başını ona çevirdi.
“Fraulein Black… Bunu verdi. Siz yapacakmış.” Elinde olmadan gülümsedi evcinlerinden biri yüzüne yapışmak üzere olan kağıdı çocuğun elinden alırken. Hemen listeyi incelemeye başlamışlardı. Çocuk yarımyamalak konuşuyordu. Ama bu onu hiç de itici kılmıyordu. Hem bunun kimseye bir zararı da yoktu. Mustiman hızla düşünmeye başladı. Artık söylemeli miydi. Bunun kimseye bir zararı olmayacaktı sonuçta. Hem insanlar güzel bir şeyler yiyecekti. Son bir kez daha düşündükten sonra Joshua’nın yeşil saçlarının altına doğru, kulağının olması gereken yere eğilerek; saçların da etkisiyle evcinlerinin duyamayacağını umduğu bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
“Şey. Diyorum ki bu listeye bazı eklemeler mi yapsak. Yani senin de eklemek istediğin bir şey varsa… Mesela orada Vienna ekmeği yok. Vanessa’nın eklemeyi unuttuğunu söylersek, istediğimiz yemekleri söyleyebiliriz. Kimsenin listede ne olmadığını hatırlayacağını sanmıyorum.”
Başını çocuktan uzaklaştırırken aşağıda listeye bakmakta olan evcinlerinin duymadığından emin olmak istercesine gözlerini onlara dikti. Göründüğü kadarıyla kimse duymamıştı. Kafasını çocuğa döndü ardından. Acaba Joshua ne yanıt verecekti. Eh artık bu işi birlikte yapmaya geldiklerine göre çocuğu tanımak için fırsatı olacaktı. Çocuk nereliydi ki? Hatırlamıyordu Mustiman. Soyadını bile bilmiyordu. Çocuğun Mustiman’in dediklerini anlamış olmasını umuyordu sadece. | |
| | | Zinovia Audrey Tyra Scott Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 267 Yaş : 64 Galleon : 12160 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 01/04/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Ptsi 26 Mayıs 2008, 17:59 | |
| Noel Balosu gelmiş çatmıştı. Eleanor balo hazırlıkları için yardımcı arandığında ilk olarak, binasına asılan duyuru panosunda görmüştü. Zevkli olabileceğini düşündüğü her işte o da yer almalıydı. Ve parti hazırlılıklarının zevkli olacağı görüşü onu adını yazdırmaya itmişti.
Eleanor yine uykusuzlukla uğraşıyordu. Yatağına yattığında gözlerini kapıyor, ama bir türlü uyuyamıyor. Zihnini arındıramadığı düşünceler nedeniyle rahat olamıyordu. Yatakhanede yatağında sırt üstü yatıp bir süre tavanı izledi .. Zaten o an yapabileceği başka bir işte yok gibiydi. Zihnini çeşitli hayellerle doldurmaya ve onları izlemlemeye başladı.
Eleanor oldukça tuhaf bir* varlıktı*. Herşey için peşin düşüncesi vardı. Hiçbir şeye de kuvvetle inanmazdı. Bu yüzden birşeyin karşısında gerilemez, hiçbir yöne doğru da gitmezdi. Birçok olayı kesin olarak görür, pekçok şeyide eğlenceli hale getirebilirdi. Yalnız,hiçbir şey onu tam olarak tatmin etmezdi. Zaten tam olarak bir tatmin istediği de pel belli değildi. Zekası keskindi ama bir o kadar da ilgisiz. Kuşkuları hiçbir zaman unutulacak kadar önemsemez,hiçbir zaman da hüzünlü halini alacak kadar büyümezdi. Nihilist bir tavrı vardı birazda. Cesur ve zeki ama bir o kadar kindar ve sinsiydi.
Kimi vakit onunda gözlerinin önünde renk renk ışıkların alevlendiği oluyordu ama, bunlar sönünce Eleanor dinleniyor,söndüklerine acımıyordu. Hayalgücünün sınırsız ve belki de uçsuz bucaksız olduğunu biliyor bu yüzden de sık sık hayal kuruyordu... Yalnız,hayalllere daldığı zaman bile vücundadaki damarlarda kan gene eskisi gibi insanı büyüleyecen bir biçimde ve yavaşlıkla akıyordu.
Bazen güzel kokularla yıkandıktan sonra ,banyo odasından vücudu sıcacık, duyguları yumuşamış olarak çıkar, hayatın boşluğunu,kendi acılarını, zorlukları, kötülükleri, düşünerek hayallere dalardı. O zaman ruhu birdenbire cesaretle dolar, içinde yüksek bir amaca yönelmek istekleri uyanırdı ; ama ,yarı açık kalmış pencereden bir rüzgar esti mi hemen büzülür, kendini şikayet etmeye başlardı. Neredeyse öfkelenirdi. O sırada bir tek şeye ihtiyaç duyardı.Bu rüzgar çabucak gitsin..
Eleanor sabah Ellen'ın sesiyle uyandı. " Seçilmişiz Eleanor! Seçilmişiz!" Eleanor yarı uykulu yarı afallamış bir tavırla sevinç naraları atan Ellen'ı bir süre izledi. Neye seçilmişlerdi? Ne olmuştu ? eleanor birden panoya yazdırdığı ismini hatırladı. Suratına -pek çok zaman yaptığı gibi- büyük bir sırıtış kondurdu. " Bugün çok zevkli geçecek desene Ellen.." diye mırıldandı. Ardından hızla giyinip, Büyük Salona ilerlemeye başladılar.
Hogwarts Büyük Salon'u.. Olağanüstü bir yerdi gerçekten. Dikkatli bakınca büyük ahşap giriş kapısında oldukça narin şekilde işlenmiş oymalar belli oluyordu. Her bir oyun dikkatle özenilerek yapılmıştı. Bu her halinden belliydi.
Büyük Salon'da görevli öğrenciler vardı. Hemen her binadan.. Eleanor etrafa göz gezdirip tanıdık birilerini aramaya başladı. Önce etrafındakilere emir yağdıran Hufflepuff sınıf başkanı Vanessa 'ı gördü. Ardından hemen hemen her yerde dikkatini çeken sinir bozucu *Alman Çocuk* Charlie.. Charlie'nin az ilersinde Göl Kenarında karşılaştığı Daffodil.. Eleanor ileride kapının çarprazında ise kuzeni Nicole ‘ u gördü. O da görevli seçilmişti ve oldukça meraklı bir tavırla etrafı izliyordu.
"...Ellen, Eleanor ve ah Daffodil siz süslemelere yardım edeceksiniz" Hufflepuff sınıf başkanı emir yağdırma işlemini Eleanor'a getirmişti. Eleanor biraz sinir biraz da istek dolu bir tavırla kendisine verilen görevi yerine getirmek için yöneldi. Birinden emir olması pek olağan birşey değildi ama söz konusu olay Noel Balosu ise bir istisna yapılabilinirdi.
Süslemelere yardım etmek.. Zevkli olabilirdi ama Daffodil ile birlikte yapacaksa bu pek hoş olmazdı. eleanor Daffodil'den olağanca uzak bir yere geçip süsleme işlemlerine başlamaya karar verdi. "Hım.. Neler yapabiliriz acaba?" diye mırıldandı. Dizayn etmek, yeni birşeyler oluşturmak zevk isteyen bir meseleydi. Eleanor asasını sallayıp ahşap kapının önünde birkaç *renkli* süs oluşturdu. Kuyruklu bir yıldıza benzeyen uçları kıvrılmış ve renkleri oldukça *sade* barındıran bir süs.. Eleanor bir yandan süsleme yaparken diğer yandan da çevresinde koşuşturanları izliyordu... *İyi ki adımı yazdırmışım* diye iç geçirdi Eleanor. eğer şimdi balo hazırlığı yapmıyor olsaydı, Ortak Salonda yada kütüphanede pineklemekten başka birşey yapmayacaktı. Belki de biriken ödevlerini yapardı. ama bunların hiçbiri bu koşuşturma kadar zevkli ve heyecan verici olamazdı. Eleanor bu yaşadıklarını Persiana'ya bir mektupla anlatmayı aklının bir kenarına yazdı ve süsleme işlemlerine devam etti. | |
| | | Lily L. Black Sihirli Oyunlar ve Sporlar Dairesi Başkanı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2960 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12324 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 07/02/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Ptsi 26 Mayıs 2008, 22:40 | |
| Ablasının sesinin her zamankinden bos olana büyük salonda yankılanması herkes gibi konuşan Lily`nin de susup ona bakmasına neden olmuştu. Başlıyoruz.. Büyük ihtimalle uzun ve sıkıcı bir görevlendirmeden sonra başlayacaklardı. `Balo ne çabuk yaklaştı ya..` Daha gecen gun dans dersi başlamamış mıydı? Gecen hafta baloyu öğrenmişti hatta sanki. Belki çoğunluk gibi giysi secimi ve balo için partner bulmakla uğraşmadığı için fark etmemişti gecen sureyi. Pehh.. Daha baloya hazırlık için gelmeden önce kıkırdama gurubuyla karsılaşmıştı. Yemeğe geç kaldığından koştururken çarptığı bir tanesi için -tamam kızı koridorun diğer ucuna uçurmuştu - iki ifrit benzeri çocuk gelmişti. Dans partnerleridir umarım.. İfritler ve cadalozlar.. İzlemeye değer bir şey olurdu en azından.. Gerçi Acayip kız kardeşlerin geleceğine dair bir söylenti vardı ama Lily mümkün olduğunu sanmıyordu. Fazla.. olumsuz bir günündeydi.
Ablasının baslarında olmasından pek hoşlanmamıştı ama herhalde en büyük sınıf başkanı oydu. Yada.. Belli ki bir nedeni vardı onun seçilmesinin. Ama konuşkan gününde gözüküyordu. Görevleri anlatmaya başlamıştı ki rahat bir saat sürerdi simdi bu…
Hız.. Tabi efendim iki dakikada bitiririz. Ne yapacaklardı ki o kadar uzun. Ev cinleri niye yoktu ayrıca.. Mustiman diye bir çocuk Vannessa – ne kim ? – ve Keiran` ın yerine kapıda bekleyecekti. Keiran nerdeydi sahiden? Ablası masaların yerleşimi için emretmeye başlamıştı bile. Sonra da Severus, - Danger ?? O kimdi – James ve Charlie ?? nin görevleri verilmişti. Sıra bana geliyor.. Yeşil saclı bir sınıf arkadaşının eline bir liste tutuşturup göndermişti. Profesore ? Bir baksa öğrenciye? Ama ablası bir sure daha acayip kız kardeşlerle ilgili görevler verdi. Onlar.. Geliyor.. Hogwarts`a ?? İlginç.. Müzikten çok anlamasa da salondaki hareketlenmeden belliydi. Zevkli olur. Herhalde bir bu zevkli olur ya..
Ablası bakışlarını üzerine diktiğinde yutkundu. Ürkütücüydü bakışları. Nedense.. Süslemelere yardim edecekti. Neyse Lucy` de var.. Süslemeler? Süsler?? Kafası karışmış bir şekilde Lucy`nin yanına gitti. Süslemelerden anlamam ben.. Uğraşmam da pek.. Of.. Sıkkın bir şekilde Lucy` ye doğru yürürken baloyu düşünüyordu. Dert edecek bir şeyi yoktu bir resmi cüppesi vardı ve onu giyecekti. İnsanların bir baloyu bu kadar dert etmesini anlayamıyordu. Yılın olayı gibi.. Yanına geldiğinde de son derece ilgisiz bir tavırla sormuştu. -oysa öyle değilim - ` Evet.. Ne yapıyoruz dersin? ` | |
| | | Mustiman Tan'mar Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 22 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12192 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 16/03/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Salı 27 Mayıs 2008, 00:13 | |
| Çocuk bir süre öylece durdu. Ardından konuşmaya başladığında, Mustiman onu duymak için biraz eğildi ona doğru.
“Sen biliyor Danish ekmeği? Ben de sever onu… Meine Mutter onu çok yapar.” Mustiman bir süre boş boş baktı. Anladığı kadarında kafasında toparlamaya çalıştı. Vienna ekmeğini biliyordu çocuk. Bu kadarını anlamıştı. Ve bir şeyi onu çok yapmaktaydı. Ama ney? Düşüncesini saçlarından dolayı yüzünü göremediği Joshua’nın bir anda elini listeye atmasıyla kesti. Demek kararını vermişti. Liste eline tutuşturulurken Joshua’nın yeniden konuşmaya başladığını duydu; ancak bu sefer muhatabı Mustiman değil, evcinleriydi. “Bu listede eksik yazdık… Eklenecekleri de koyalım… Sonra size kızar…” Çocuk bir anda takılmış gibi bir ifadeye bürünmüştü. Evcinleri ona öylece bakıyorlardı. Eh, bu pozisyon bu şekilde devam edemezdi. Aklına gelen ilk şeyi söyledi.
“Şey, kalem… Yazmak için…” Cüppesinin içinde bütün yıl boyunca kullandığı kalemi vardı aslında her zamanki gibi. Ama bu durumu kurtarması gerekiyordu. Zaten kimse bunun üzerinde durmuyordu. Cüppesinden çıkardığı kalemle hemen listeye eklemeler yapmaya başladı. Ne ekleyebilirdi? Tabi ki de Vienna ekmeği. Ve yanına da… Som balığı. Başka bir şey gelmiyordu şu anda aklına. Zaten Vienna ekmeği ona yeterdi. Eh, acaba Joshua ne isterdi. Ona sormak için yavaşça yanına yaklaşırken bir anda konuşmaya başladı. Barnie? Onun ne olduğunu anlamak için Joshua’nın konuştuğu evcinine doğru baktı. Elinde o enteresan hayvan vardı. Belli ki Joshua ona çok değer veriyordu. O yeşil saçlı kafa evcinine doğru inerken gelen ses üzerine yerinde hoplayarak bir adım geri attı.
“Froggy onu sevdi. Çok komik hayvanınız var küçük efendi. Siz ne isterse ekler… Küçük beyler ne istiyor?”
İşte bu! Nasıl olduğunu anlamasa da artık sorumluluk bile almadan istediklerini ekleyebilirlerdi. Bu Froggy’yi sevmişti Mustiman. Herhalde bundan sonra sık sık gelecekti buraya. Belki yanında Joshua’yı da getirirdi. O da buraları çok sevmiş gibiydi. Bir anda aklına ekleyecek birkaç yemek ismi daha geldi. Evcinlerinin bu isimleri bilmesini umuyordu Mustiman. Onları eklemeye başladığında, Joshua’nın da konuşmaya başladığını duyarak yalnızca iki yemek yazdıktan sonra onun dediği yemekleri yazmaya başladı. Erikli pasta. Mustiman, önünde Joshua varken, bunun hakkında düşününce gülümsemeden edemedi. Adelaide köftesi. Batonsale. Fitatlı bir şey daha. Yazması okumasına göre daha kolaydı. Aslında nasıl yazıldığını pek bilmese de okuyuşunu yazmasının yeterli olacağını düşünüyordu. Ama bunları kendi okuyamıyordu. Eğer evcinleri bu yemekleri biliyorduysa elbette okuyacaklardı. Joshua devam ediyordu bu arada. İki tane daha yemek ismi yazdıktan sonra listeyi biraz uzakta tutarak öksürdü kısık bir sesle. Herhalde bu kadar yemek yeterdi. O anda Joshua Vienna ekmeğini eklemişti. Ve peynir… Peynir yazarken onun ne kastettiğinden pek emin değildi Mustiman. Peynir mi yemek istiyordu, yoksa bunun farklı bir anlamı mı vardı. Ancak bunun hakkında daha fazla düşünmenin bir anlamı yoktu. Ardından iki tane daha yemek ismi ekledi listeye. Liste artık eksiksiz bir ziyafete dönüşmüştü kesinlikle. Eh bu kadar yeterdi de artardı bile. Liste neredeyse iki katı kadar artmıştı. İki adım atarak Joshua’nın yanına geldi Mustiman. Ardından listeyi ona da bir kez gösterdi. Çok kısa bir an göstermişti aslında. İstediği yalnızca uzunluğunu göstermekti ne de olsa. Gülümseyerek listeyi evcinine uzattı. İşleri bitmişti artık burada. Liste elinden gidince elini çekerek onlara baktı.
“Bu listedekiler.” Derin bir nefes aldı nedenini bilmeden ve devam etti. “Bir de büyük salon balo için hazırlanıyor. Yardım etmek isteyenler oraya gidebilir.”
Sonunda işlerini bitirmişlerdi. Kapıya doğru iki adım atarak önden Joshua’nın geçmesi için kenara çekildi.. Onu beklerken evcinlerine zorunlu bir şekilde sırıtmaya başladı. Bu şekilde sırıtmayı kendi de istemiyordu ama onların bakışlarının altında bunu yapmamak mümkün değildi pek. Nasıl görünüyordu acaba. Bir an önce Joshua’nın gelip de onu bu durumdan kurtarmasını istiyordu. Aslında mutfaktan, bu kokulardan uzaklaşmak istemiyordu ama yine de orada Joshua’yı beklemeye devam etti.
| |
| | | Célia Ellen F. Reeser
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 600 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12273 Ekspresso Puanı : 5 Kayıt tarihi : 05/04/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Salı 27 Mayıs 2008, 15:36 | |
| Bugün çok zevkli geçecek desene Ellen..
Ellen ufak bir baş sallamasıyla yetindi. Eleanor'un tatlı sevincini kırma niyetinde değildi. Yavaş yavaş kalkıp giyinmesini izlerken dışarıda yağan kara bakmayı unutmadı. Lapa lapa, bembeyaz yağıyordu kar.
Ortak salondan çıkıp büyük salona doğru ilerlediler. Koridorlardaki insanların hepsinde tatlı bir noel sevinci vardı. Büyük salona girdiklerinde gürültüden birbirlerini duyamayacakları durumdaydılar.
"Böyle bir kalabalıktan böyle bir gürültünün çıkmasına şaşırmamak gerekir"
Sesi daha Eleanor'un kulağına gitmeden diğer seslerin içinde kayboldu. Bu sıarada içeri giren sınıf başkanları etrafa bakıp gözleriyle görev dağılımı yapmış olacaklarki ufak fısıldaşmalardan sonra baş sallamaya başladılar.
“Biraz sessiz olabilir miyiz?”
Eva'nın yükselen sesi ile sınırı biraz fazla aşmış olan gürültü birden bıçak gibi kesildi. Etrfaı son bir kez kontrol ediyor, unuttukları biri var mı diye bakıyor gibiydi Eva...
Kısa bir sessizliğin ardından görevleri dağıtmaya başladı. Kolileri taşıma, Kanlı Baron'u çağırma gibi görevler...
“Lily, Lucienda, Ellen, Elanour ve ah Daffodil siz süslemelere yardım edeceksiniz. Her şey anlaşıldıysa herkes işine başlasın. Acele edin biraz. Sınıf başkanları kapıda bekleyecekler ve kimseyi sokmayacaklar, unutmadan söyleyeyim.”
Süsleme... Aslında belki onlar için en zevkli görevdi. Renkli süsler bir anda önlerinde durdu. Ellen eline geçen yeşil kelebek şeklinde süse baktı. Ona göre bebekçi bir şekli vardı ama renginden dolayı ilk astığı süs olmuştu.
Süsü takarken boyunu aşan iplere uzanmak için parmaklarının ucuna yükselmesi gerekiyordu. Vücüdünü taşıyamayan parmakları kısa sürede Ellen'ın topuklarının yerle birleşmesine neden oldu. Ufak bir sendeleme yaşadı biranda...
Bu sırada hemen yakınında bulunan Eleanor'un oradan uzaklaşmakta olduğunu gördü. Nedeni için uzun uzun düşünmeye gerek yoktu. Çünkü hemen yanlarında Daff kırmızı bir kelebeği süs olarak asıyordu.
" Selam Daff..."
Ufak bir gülümseme yerleştirmişti yüzüne... Süslemeler için beraber çalışabilirdiler. Ancak bu olamayacaktı. Zaten selamı bile bir fısıldama ile vermişti.
| |
| | | Ivyanne Lynn Black Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 823 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12342 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/12/07
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Salı 27 Mayıs 2008, 19:31 | |
| “Göster o zaman aptal olmadığını” sözleri çıktı ağzından Lorgoff’ın yanından ayrılırken. Kolilerden kurtulmuş olduğuna seviniyor gibiydi, ama zamanında gelemezse başına geleceklerden pek haberi yoktu anlaşılan. Her ne kadar görevi buna verse de yapabileceğinden pek emin değildi ki salondan ayrılalı bayağı zaman geçmesine rağmen henüz turuncu kafalı birisi içeri gelmemişti. İşte aksilikler başlıyordu, eğer zamanında gelemezse olacakları düşünmek bile istemiyordu. Peeves’in içeriye girip yaptıkları her şeyi mahvetmesi olağan bir şeydi. Yüzüne yayılan gerginlik, içerideki gürültüyle birleşmiş daha şimdiden başı kazan gibi olmuştu. Bu kadar zor bir görev neden kendisine verilmişti ki sanki?
Mustiman ve yanındaki yeşil saçlı çocuk salondan çıkarken derin bir iç geçirdi. Bu iş sandığından da zor oluyordu. Elindeki listeye ikide bir göz atıyor, etrafını izliyordu. En ufak bir eksiklik olmamalıydı bugün. Okuldaki ilk ve son organizasyonuydu bu sonuçta. Herkes halinden memnun –ya da değil- işine koyulmuştu. En azından bir şeyleri yaptırma konusunda sorun çıkarmamışlardı.
Gilda ile Avril yemek masalarını tamamen kaldırmış, yerlerine daha küçük boyda masalar koymaya başlamışlardı. Bu iş onlar için pek de zor gözükmüyordu anlaşılan ki hallerinden oldukça memnun gözüküyorlardı. Salonun sağ ve sol yanını kaplayan küçük masalar, tüm okulun oturabilmesi için yeterliydi ve yemekler için de koydukları masa da salonun bir kenarında oldukça hoş gözüküyordu. Gilda’yı pek sevmemesine rağmen her defasında işine yarıyordu bu kız. Avril ise her ne kadar nefretlik listesinde olsa da şu anda işine yaramıyor değildi. Şu hazırlık bitene kadar nefretini bir kenara koymalıydı anlaşılan.
Gilda’ya onaylarcasına bir bakış atarken aceleyle kolilerin olduğu bölüme yürümeye başladı. Çoğu boşaltılmıştı ve içindeki süsler yerleştirilmeye başlanmıştı. Bu iş umduğundan da çabuk bitebilirdi. Monaghan ve Anthony işlerinde pek(!) hevesli gözükmeseler de süsleri kolilerden çıkarmış, yerleştirmeye başlamışlardı. En azından bir şeyleri kırıp dökmemeyi başarabiliyorlardı ki Danger denen Gryffindor’lu çocuk nerdeyse bibloyu tuzla buz yapıyordu. Zaten sinirleri yay gibi gerilmişti, bir de böyle –ufakta olsa- yapılan hatalar çileden çıkarıyordu. Sinirlerine hâkim olmaya çalışarak çocuğun yanına yaklaştı. Hemen arkasındaki boş kolileri göstererek:
“Danger biblolarla uğraşmayı bırak da şu kolileri kaldır ortadan. Biblolarla uğraşmak sana göre değil anlaşılan”
Çocuğun sinirli bakışları eşliğinde oradan uzaklaşırken tırmalayıcı bir sesle irkildi. Ses sisteminin yapılmış olması güzeldi tabii ama bunu daha hafif bir sesle yapabilirdi Nicole. Bakışlarını ona doğru çevirdiğinde, üç kızın sahneyi süsleme işine başladığını gördü. Kahverengi saçlı olanı –isminin sadece Luisa kısmını hatırlıyordu- oradaki fazlalıkları ortadan kaldırmaya çalışıyordu, ama pek de işe yaradığı söylenemezdi. Müdahale için yanlarına yaklaşırken buna gerek de kalmamıştı. Üç Hufflepuff’lı süsleme işine başlamıştı çoktan ve bunu bitirdiklerinde göz göze gelmişti Eva ile Nicole. Kız artık işini bitirmiş anlaşılan ve daha fazla burada durmak istemiyordu. Ama herkes aynı anda ayrılacaktı buradan. Ona bakarak olmaz anlamında kafasını salladı ve içeride gezinmeye devam etti.
Süsler hemen hemen tamamen yerleştirilmişti, ama çöpler hala ortadaydı. Hele ki Daffodil’in yere savurduklarıyla beraber ortam pek düzensiz gözüküyordu. Kıza uyaran bir bakış atarken, o da söylenerek yerdekileri toplamaya başlamıştı. Bir an neden asasını kullanmadığı sorusu aklından geçerken kardeşinin Lucienda’ya söylediği lafla yüzünde bir gülümseme oluştu. Lily daha ne yapacağını düşünme aşamasındaydı. E tabi bu da bir ilerlemeydi.
“İşe şu kolilerin içindekileri masalara yerleştirerek başlayabilirsin Lily. Ya da boş kolileri ortadan kaldırarak. Yapılacak iş çok, sen kalkmış ne yapacağız diyorsun”
Onun vereceği cevabı duymadan adımlarını hızlandırıp, salonun diğer ucuna doğru yürümeye başladı. Her şey hazır gibiydi. Sahne tamamlanmış, masalar yerleştirilmiş, süslerin birçoğu yerine konmuştu. Geriye bir tek temizlik aşaması kalmıştı ve bir de yemekler. Mustiman hala ortalarda gözükmüyordu, aklından mutfağa onları göndermekle hata mı yaptığı sorusu geçiyordu. Onun yemeklere karşı olan hassasiyetini fark etmişti bir konuşmasında. Mutfaktan çıkabileceği konusunda endişeleri vardı. Buna aldırmamaya çalışarak, asasını hemen önündeki kâğıt yığınına doğrultu. “Aklapakla” Salonun kalan kısmının temizliğine gelecek ev cinlerine bırakacaktı. Tabii Mustiman ve yeşil saçlı çocuk teşrif edebilirlerse.
Lorgoff’ın artık gelmesi gerekiyordu, daha doğrusu Kanlı Baron’un. Bu kadar şey yapıldıktan sonra Peeves’in her şeyi mahvetmesine dayanamazdı. Açılan kapının eşliğinde gözlerini çevirdi bir umutla. Ama içeriye turuncu saçlı çocuğun yerine Ravenclaw sınıf başkanı O'Dwayne, elinde bir gramofonla girmişti. Evet, bir de onların dans provaları vardı. Ama işin o kısmı onu pek ilgilendirmiyordu.
“Etrafınla ilgilenmek yerine kendi işine bak Eleanor” diye küçük bir uyarı yaptı etrafı izleyen Slytherin’li kıza. | |
| | | Daphne Zoe Launy Son Dakika Editörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1162 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12457 Ekspresso Puanı : 7 Kayıt tarihi : 21/12/07
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Salı 27 Mayıs 2008, 21:29 | |
| Avril, balonun ne kadar çabuk geldiğini anlamamıştı bile, ama balo süslemeleri için yardımcı olmaya çağrılmıştı.Hem de Vanessa tarafından...Avril, çok şaşırsa da, kabul etmemezlik etmemişti.Ve, en sonunda, büyük Salon'daydılar artık.
“Biraz sessiz olabilir miyiz?”
Ses, Avril'in önünde duran Vanessa'ya aitti.Avril, ona biraz hüzünle karışık bakarken, bu balonun bir barışma vesilesi olup olmayacağını düşünüyordu.Belkide gerçekten, gençliğin verdiği sersemlikle iki yüzlü bir şeytan gibi davranmıştı -''Hiç olmazsa dürüsttüm'' Diye geçirdi içinden.Bu konuda, vicdanı rahattı.En azından, arkadaşının yüzüne gülüp arkasından iş çeviren işbirlikçi arkadan vuran bir kız olmaktan kurtulmuştu...Vanessa devam etti:
“Öncelikle elinizden geldiği kadar hızlı olmalısınız. Bu işin çabucak bitmesi gerekiyor. Kapıda zaten sınıf başkanları durup, içeriye kimseyi almayacaklar.”
“Mustiman sen ve yanındaki kapıda Keiran ile Vanessa yerine bekleyeceksiniz. Onlar dans için hazırlanacak gösteride olacaklar” “Öncelikle ortadaki bina masalarını kaldırıp yerlerine küçük masalar koyacağız oturmak için. Bir de daha büyük bir masa olacak, yemekler için. Gilda ve Avril siz ikiniz bu masaları kaldırıp yerlerine oturabileceğimiz masalar koyun. Bir de yemekler için büyükçe bir masa. Unutmayın salonun ortası açık kalacak dans için”
Avril, yanındaki Gilda'ya baktı.Kendisiyle yaşıt olabilirdi.Güzel gözleri vardı.Avril ona bakıp gülümsedi ve: -''Hadi başlayalım'' Gilda Hufflepuff ve Slytherin masalarına yönelirken, Avril Ravenclaw ve Griffindor masalarına yönelmişti.Ama Vanessa'nın sesini net olarak duyabiliyordu, bir yandan asasını çıkartıp Ravenclaw masasını kaldırken...
“Anthony, Danger, Lorgoff ve Monaghan siz dördünüz şuradaki kolileri taşıyın ve içlerinde süsleri yerleştirmeye başlayın, masalar ortaya çıktıktan sonra tabii. Onların içinde mumlar, tütsüler, biblolar falan var. Dikkatli olun hiç birisine zarar gelmesin”
“Siz kapıda beklemeye başlamadan önce şu listeyi mutfağa götürün. Balodan önce yapılması gereken yemekler yazıyor burada. Bir de ev cinlerinden bir kaçını buraya yollayın. ” “Nicole sen sahne işiyle ilgilen. Yanına da Pearl ve Luisa’yı al, Acayip Kız Kardeşler ve dans grubu için yeterli alan olmalı. Ses sistemini de sana bırakıyorum. Tamam mı?”
“Lily, Lucienda, Ellen, Elanour ve ah Daffodil siz süslemelere yardım edeceksiniz. Her şey anlaşıldıysa herkes işine başlasın. Acele edin biraz. Sınıf başkanları kapıda bekleyecekler ve kimseyi sokmayacaklar, unutmadan söyleyeyim.”
“Kanlı Baron’u bulmak gerekiyor. Bu iş senindir Lorgoff. Cesaretini burada kullanabilirsin herhalde. Ona durumu anlat ve Peeves’i buradan uzak tutmasını söyle. Anlayabildin mi?”
Kız, Avril'in düşündüğünün aksine, planlamaları gayet iyi yapmıştı.Avril, göz ucuyla onu izlerken Gilda'nın arkasına geçtiğinin farkında bile değildi -''Ah'' Sırt sırta değince, istemeden olsa da irkilmiş ve ağzından bu küçük çığlığın çıkmasına engel olamamıştı.Gilda, utangaç bir tavırla -''Seni korkuttuysam özür.Sadece masaları kaldırdığımı söyleyecektim'' Avril, kıza bir anlık kızgınlık duysa da, masum ses tonu ile yumuşamış gibiydi: -''Ah, peki.Masaları yaratmaya başlayalım.En kenarlara ve şuraya da- Eliyle sağ duvarı gösterdi -''Bir yemek masası gibi bir şey olacak.Ortada büyükçe bir boşluk olmaslı.Tamam mı?'' -''Tamam.Ben o büyük masayı yaratmaya başlayayım bari'' Kız, bir ceylan misali sekerek duvara seğirtti.Avril, arkasından şaşkın şaşkın bakaerken, onun biraz garip bir kız olduğunu düşünüyordu.Ama, bir yandan da diğer masaları yaratmak için asasını harekete geçirmişti bile. | |
| | | Johnny Amoux Malfoy Tılsım Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1643 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12199 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 12/03/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Çarş. 28 Mayıs 2008, 14:47 | |
| Noel Balosu yaklaştıkça içini minik bir kıpırtı ve heyecan dolduruyordu. Gün geçtikçe her zaman içindeki o duygu büyüyordu. Ateşin korlarla bezenip, beslenmesi gibi, her gün içindeki heyecan korku... büyüyordu. Bunların büyümesi ile birlikte Noel Balosu'da yaklaşıyordu. Zaten sebebi de onun yaklaşmasıydı. Kalbi bazen yerinden çıkacakmış gibi oluyordu. Ya dans edemezsem? Nasıl dans edeceğim? Ya rezil olursam? Bu ve bu benzeri sorular bir farenin ölü bir bedeni kemirdiği gibi canlı beynini kemiriyordu. Kafasında büyük büyük soru işaretleri ile dolaşıyordu. Bunlarla birlikte etrafa dalgın dalgın bakıyordu. Hiçbir şeyden haberi yokmuş gibiydi.
Yatakhanede bir sağına bir soluna dönüp duruyordu. Sürekli aynı ritmi tekrarlıyordu. Pencereden, tülün arasından zar zor sızan ayın ışığı ortamı aydınlatmaya yetmiyordu. Mavi ve bronz renklerle bezenmiş yatağında kabuslar görüp duruyordu. Diğer yataklarda Keiran, Allan ve Eragon öylece yatıyordu. Sabah olmak üzere gibiydi. Yatakta biraz daha kızvrınırsa herhalde artık sıkıntıdan patlayacaktı. Bunu engellemek için mavi rengin hakim olduğu yorganını, arkadaşlarının rahatsız olmaması amacıyla yavaş yavaş açarak üzerinden kaldırdı ve yere attı. Tahta ve uzun sandığından aynı şekilde mavi rengin çok olduğu cüppesini aldı ve üzerine hemen giydi. Ardından amvi yorganını yerden alarak kabataslak bir şekilde yatağının üzerine örttü. Horozların ötmediği ve ayıların kış uykusundan uynamadığı bir zamandı. Yani ortalık epey bir sessizdi. Ortak salonda her zaman oraya hakim olan gürültü çıkmıyordu. Mavi örtülerle bezenmiş koltuklarda, in cin top oynuyordu. Hava daha karanlıktı. Ama yelkovan ve akrepin uyumu ile birlikte tüm saatler 05.00'ı gösteriyordu. Hava az sonra aydınlanırdı. Aydınlanması ile birlikte tüm öğrenciler de uyanırdı.
Zamanını ortak salonda geçirecekti. Mavi renkli koltuğa oturarak tek başına büyücü satrancı oynamaya başladı. Tek başına oynamak sıkıcıydı. Ancak aşağı inerse yaşlı Apollon ona kızabilirdi. Daha önce ondan kaçmış olması onun için daha ağır bir cezayı da beraberinde getirebilirdi. "Zaman su gibi akıp geçiyor." demişler. Ancak şu an geçmek bilmiyordu. Belki yukarıda mışıl mışıl uyuyabilse zaman onun için su gibi geçecekti. Ancak daha saatler 05.30 idi. Güneş tüm güzelliği, çekiciliği ve sıcaklığı ile o güzel ve şahane yüzünü göstermeye başlamıştı. Yüzünü göstermesi ile birlikte ise taş merdivenlerden aşağı inen bir çift ayak gördü. Ancak John onu görmezden gelerek ondan önce tahta kapıyı açarak kuleden aşağıya doğru inmeye başladı. Saatler nihayet 08.00'ı göstermişti. Zman bu sefer gerçekten su gibi akıp geçmişti. O zaman zarfında tek yaptığı şey öylece durup, zamanın ona karşı olan oyunun izlemekti. Aslında ondan sonra yaptığı şeylerde farklı değildi. Kolundaki eski püskü saate bakarak zamanıı geçiriyordu. Baktıkça, saatin içindeki iki siyah ibre yok oluveriyordu adeta. Toz olup çıkıyordu ve farklı bir saat ve dakika ile bütünleşmiş olarak o tozlardan tekrar meydana geliyordu. Bu meydana gelme ile birlikte zaman biraz daha ileriye akmış oluyordu.
Saatler öğleni bulduğunda ise sabah kahvaltısını unutup, kaçırmış olmanın telaşı ile birlikte öğle yemeğine inmeye karar verdi. Oturduğu üçüncü kat koridorlarından kalkarak yok olan merdivenlere ilerledi. Belirsiz bir zaman diliminin ardından merdivenler tekrar ortaya çıkınca, yok olmasını ve geri oluşmasını beklemek istemezmişçesine koşar adımlarla ilerledi. Merdivenler yaramazlık yapmayıp, o inene kadar yerlerinde annesinden dayak yemiş şımarık bir çocuk gibi öylece duruyorlardı. Büyük Salon'a biraz olsun yaklaşmıştı. Ancak kapıda sınıf başkanları bekliyordu. Bu nedenle onlara çaktırmamaya çalışarak bahçeye çıkma numarası yaptı. Ardından bahçe duvarının arkasına gizlenip arada bir etrafına ve başkanlara bakıyordu. Büyük Salon'dan öyle kızgın bir ses çıktı ki bağırmasıyla birlikte yer gök inledi. “Öncelikle elinizden geldiği kadar hızlı olmalısınız. Bu işin çabucak bitmesi gerekiyor. Kapıda zaten sınıf başkanları durup, içeriye kimseyi almayacaklar.Mustiman sen ve yanındaki kapıda Keiran ile Vanessa yerine bekleyeceksiniz. Onlar dans için hazırlanacak gösteride olacaklar. Öncelikle ortadaki bina masalarını kaldırıp yerlerine küçük masalar koyacağız oturmak için. Bir de daha büyük bir masa olacak, yemekler için. Gilda ve Avril siz ikiniz bu masaları kaldırıp yerlerine oturabileceğimiz masalar koyun. Bir de yemekler için büyükçe bir masa. Unutmayın salonun ortası açık kalacak dans için...” Ses çok yüksek olduğundan John'un olduğu yere kadar gitmişti.
Bu sesi bir yerden tanıyor olmalıydı. Beyninin içinde arşivdeki dosyalar gibi saklı kalan kişilerin seslerini kafasında canlandırmaya çalıştı. Vanessa... Evet Vanessa olmalıydı. Peki ne yapıyorlardı? Bu lafların ardından içeride ayak seslerinden başka bir şey duyulmadı. Sınıf başkanlarına ağır ağır yürümeye başladı. Bir şeyden haberi yokmuş gibi davranıyordu. " Eğer iri cüssenizi biraz daha sağa kaydırırsanız içeriye gireceğim, yoksa nasıl girebilirim? " Başkanlar kızgın bakışlarla John'a bakmayı sürdürüyorlardı. Onlar bir şey diyemeden konuşmaya başladı. " Eee... Sabaha kadar böyle birbirimize mi bakacağız? Yoksa içeriye mi gireyim. Bence içeriye girmem lazım. " O anda elinde bir şapka çeviriyormuş gibi yaparak devam etti. " Sıktınız ha! Vallaha... Müsaade edin de geçelim. Sizin yüzünüzden burada bekleyecek halde değilim. Sizin ormanda gördüğünüz alçı heykellere benzemiyorum herhalde. " Hafif sert çıkmış olsa bile bu onun her zamanki konuşmasıydı.
Rpg Out: Çok özür dilerim diğer arkadaşların yaptığı rpg'yi okuyamadım ancak şu üstte mavi yazılı yeri okuyabildim. Eğer yanlışım varsa bana pm atın.(Zamanım yoktu birazdan çıkacağım)Bunu yazmamı bana Vanessa söyledi...
Mesaj editlenmiştir(Vanessa Black'in isteği üzerine)
En son Johnny Amoux D'anton tarafından Salı 17 Haz. 2008, 17:50 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | | Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |