|
| Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) | |
|
+16Froggy Johnny Amoux Malfoy Daphne Zoe Launy Célia Ellen F. Reeser Lily L. Black Zinovia Audrey Tyra Scott Peeves Den Danger Constantia Inés Kalliope Hayley Mireille Vance Charlie von Diederich David Kevin Johnson Severus Rodney Anthony Samara Y. Laura D'Owen Mustiman Tan'mar Ivyanne Lynn Black 20 posters | |
Yazar | Mesaj |
---|
Froggy Ev Cini
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 54 Yaş : 29 Kan statüsü : Yaratık? Galleon : 12070 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Çarş. 28 Mayıs 2008, 23:15 | |
| Telaşlı bir gündü. Noel balosuna geri sayım başlamışken deli gibi çalışıyorlardı mutfakta. Ayrica satonun piril piril olmasi gerekiyordu. Onlar icin calismak zor olmasa da yoruluyordu Froggy. Ozellikle surekli islerine karisan lanet olasi Peeves`de tuz biber ekiyordu duruma. Daha cok genc veya sakar olanlarda iyice ayak bagi olurken Hogwarts`in gunluk uc ogun yemegi bile zor geliyordu. Gece saatlerini bir koridoru temizlemekle geciren Froggy` se yemek icin hazirlanmaya baslayan arkadaslarina katilmis kazanın icinde kaynayan corbaya konan son seyleri ekliyordu. `Tamaaam.. Simdi ne var ? ` Ellerini üzerindeki giysiye silip digerlerinin yanina giderken Pack` e bakarak sordugu soru meyve tabagi portresinin savrulup acilmasiyla iceri giren iki cocuk yuzunden cevapsiz kalmisti. Bir suredir mutfakta oldugunu fark ettigi garip bir yaratigi eline alip y onlari cevreleyen arkadaslarini itekleyerek One gecerken cevreden homurdanmalar yukseliyordu ama aldirmadi. Ne istediklerini merak etmisti.
"Fraulein Black... Bunu verdi. Siz yapacakmış."
Fraulein ?? Hangi dili konusuyordu bu cocuk ? Lsiteye bakti. Eyvah.. Zor olacakti sanki bunlar biraz. Arkadaslari tartismaya baslamisti bile. Off.. “Danke.. Bernie’yi buldu sen. Çook…teşekkür eder ben.” Bernie mi ? Bu yaratigin bir adi mi vardi ? Saskinlikla cocuga bakan Froggy gulumsedi. Ilginc inssanlardi sanki gelenler. Biraz degisik konusuyordu bu. Digeri hiç konuşmuyordu neredeyse. “Froggy onu sevdi. Çok komik hayvanınız var, küçük efendi. Siz ne isterse ekler… Siz küçük beyler ne istiyor?” Uzun bir listeyi sayarken Froggy elindeki garip yaratığa bakiyordu. Ne bu ?
En sonunda liste bitmisti. Gidilecek.. Buyuk Salona.. Ogrenciler.. Onun gibi bir iki kisiyle daha ayni anda atladi öneriye. Ama mutfaktan cikip buyuk salona giderken kendini garip hissediyordu. Genelde gündüzleri mutfakta olduklarından insanlar garip garip bakıyordu onlara. En sonunda büyük salona geldiklerinde Onlari getiren iki cocuk kapida kaldi ve iceri girdiler. Ne yapacaklarini bilmeyen Froggy şaşkın şaşkın çevresine bakarken yükselen bir müzik sesiyle irkilmişti.. Ne.. Ne oluyor ? Uzun boylu bir cocuk muzik baslatip hazir olun demsti birilerine ? Neye Hazir ? ? Ciddi gorunuslu bir kadin gelmisti hemen arkasindan. Yanindan gecip ogrencilerin yanina gitmisti.. Ne yapiyor bunlar ? Kadin yuksek sesle uuyarilar yapiyordu.. Hazir olmak.. Dans ?? | |
| | | Severus Rodney Anthony Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 810 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12182 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Perş. 29 Mayıs 2008, 16:32 | |
| Görünürde belkide çok kolay gözüken ama yapması hem sıkıcı, hem de zor bir işti ordan oraya koli taşımak. Hem içindekilere bir şey olmasından korkarak dikkatlice ve kendini sıkarak çalışmak hemde Severus'a göre aksiyonsuz bir işti. Son zamanlarda biraz daha heyecan arıyordu her işte. Bu iş ise oldukça sıkıcıydı. Kolileri taşıdığı yetmiyormuş gibi birde nedense Hufflepuff'lu kızın söylediklerine uyup etrafıda süslüyorlardı. Etrafta o kadar kişi var. Süslemeyide başkası yapsa olmaz mı? Büyül salonun sağ tarafında duran şöminenin etrafını bile süslüyordu. Süsleme işi biraz da yaratıcılık istiyordu aslında.. Dekorasyona karşı bir yetenek.. Kendisine verilen görevi yaparken ne kadar da saçma şeyler düşüyordu. Sıkılmıştı artık ve heyecanlı birşeyler istiyordu. Birkaç tane daha koli kalmıştı ve onlarıda taşıyacaklardı daha. Git gel yoruldum artık be.. Görevleri veren Vanessa'ya sinirli sinirli baksada suç ondan değildi aslında. Bu da ona verilen bir görevdi ve o da görevini yapmaya çalışıyordu. Fakat Severus'un şu anki hali anlayışlı olmayı benimseyecek bir durum değildi. Ayakları ağrımıştı artık ve içinden hata yapan herkese, boş boş oturan herkese söyleniyordu. Onlara doğru tuhaf ve sinirli bir bakış atmadan da durmuyordu.
Son 7-8 koli kalmıştı. Koskoca salonun bir ucundan öbür ucuna dek taşıdıkları epey yormuştu onu. Şanslıydı ki bir kaç arkadaşı da yanındaydı ve onlarda taşıyordu kolileri.. En azından yardımcı olan birileri vardı ve bu da işin iyi bir tarafıydı. Kalan koliler gözünde bir dağ gibi büyüyordu. En uçtaki koliyi aldı ve masalar düzenlenemden öcne profesörlerin masasının olduğu yere geldi. "Buradan salon böyle gözüküyormuş demek ki.." Koliyi yere bırakmak üzereyken 'pat' diye bir ses duyuldu. Kolinin ağzı açıktı ve biblolardan biri Severus adım attıkça hareket etmiş ve sonunda düşmüştü. "Olamaz.." Etraftakilerin tuhaf bakışları çevrilmişti üstüne, tıpkı Vanessa'nın sinirli bakışları gibi. Bir şey söylemeli miyim? diye düşünsede yere eğildi ve kırık parçaları toplamaya başladı. "Hey bir dakika.. Bunun için bir büyü vardı. R..Revaro gibi bir şey. Heh.. Reparo!" Bu büyüyü hatırladığı iyi olmuştu çünkü bu büyü, kırılan eşyaların parçalarını birleştirerek tekrar eski haline getiriyordu. Cebinen asasını çıkardı ve asasını bir tarafta topladığı biblonın parçalarına yöneltti. "Reparo" diye bağırır bağırmaz parçalar toplanmış biblo eski haline kavuşmuştu. "Ohh..Şanslıyım."
Bibloyu tekrar eğilerek koliye koydu. Etrafına baktığında Charlie'nin elini tuttuğunu ve Hayley'in de ona birşeyler söylediğini gördü. Bir şey mi olmuştu Charlie'ye? En yakın arkadaşlarından ve sevdiği kişilerdendi Charlie. Koşar adımlarla hemen yanına gitti. "Bir şey mi oldu?" Charlie elindeki ufak yarayı gösterdi. Pek derin değildi. Severus ufak bir sıyrık olmasına sevinircesine gülümsedi. "En kısa zamanda geçer..Umarım" Daha sonra tekrar yere bıraktığı kolinin yanına gitti. İçindekileri tek tek dışarıya çıkardı. Hepsini bir yokluyor, ufak bir çatkak olup olmadığı bile kontrol ediyordu. Kafasını sol tarafa doğru çevirip salona baktı. İyice kalabalıklaşmıştı ortalık. Umursamadı ve tekrar önündeki koliye baktı. Kolideki tüm süsleri, bibloları, eşyaları çıkarmıştı. Boş koliye saoö ağayıyla vurdu ve koli ileriye savruldu. Daha sonra Severus çıkardığı süsleri etrafına yerleştirmeye başladı..
En son Severus Anthony tarafından Cuma 13 Haz. 2008, 00:45 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Peeves Hayalet
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 15 Yaş : 34 Galleon : 12058 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 23/05/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Cuma 30 Mayıs 2008, 02:44 | |
| Peeves zindandaki bir koridorda, bir o yana bir bu yana, sağ sol yukarı aşağı dalgalanarak havada dans ediyor, bir yanda da şarkısını mırıldanıyordu. “I can't hear you. Are you all dead? Puahahaha! I can't hear you where is your heart beat? Put it up to three hundred, clear. Ahh, you're still alive. I'm still with you. Give me five milligrams adrenaline. Give me some more, give me more, more. Impheatus disgusting... Ohhh yeahhh!”
Son çığlığı ile koridordaki meşaleleri değiştiren ufak bir evcini onu fark edip hemen ortadan kayboldu. Peeves onu takamayacak kadar neşeyle hopluyor, havada taklalar atarak ilerliyordu. “Puhahahahaaaa! Ohh, are you all dead? Herhalde öyleyim. Puhahahah! Evet, nerde bu kapı? Bakalım. Hah, evet. Oooooo oooo oooooo ooooooooohhhh yeahhhhhhh!” Kapının önüne geldiğinde durup etrafa şöyle bir bakındı. *Koridor boş, kimse yok. Kansız bugün yok galiba.* “Hâlbuki… Aman neyse ne? Gelin babacığınıza bakemmm….” Kapıdan yerine yanındaki duvardan süzülmeyi tercihe etti. Kapıdaki lanetlerle şimdi uğraşamazdı. İçeri süzülüp raflarla dolu odacığa baktı. Kapıya dönüp baktı. *Tuhaf! Tuhaf! Tuhaf! Benim tuhaf! Puhahahaha!*
Raflardaki şişelerde kavanozlardaki minikten kocaman damacana boyutuna kadar olan her şişenin üstündeki etiketi okumakla uğraşıyordu. *Batak ayak.* “Puha koca ayak olsalar mı? İşime gelemez. Hımmm…”*Betteljuice.*“Hayır! Böceklerle dolu Hogwarts! Öğğkk!… işim olmaz.”*Sonsuz uyku.*“Ne bu ya! Uyuyan güzeller mi dolsun şato… Masal bu ya.. Keramet. Puhahahaaaa!” Gezinirken bir yandan söyleniyordu. Bu kadar iksir içinde ona göre bir şey mutlaka olmalıydı ama eğlenmesini sağlayacak bir şey olmalıydı.
“Ohhh yeaaahhh!... Ehihihiii! Hahaahahahaa.” Gördüğü şey aslında ona çok güzel bir fikir vermişti. Minicik bir şişenin gücü aslında gece hakkındaki planları öyle bir güzellik katıyor gibi ışıldıyordu ki Peeves ona dudaklarını büzüp sevgi dolu bakış fırlattı. Elleriyle okşadığı minik şişeyi yanağına sürdü. “Mükemmelizzzz!” Müdire madem onu hortlak kabul etmiyordu, biraz gerçek herkese neler yapacaktı izlemek istiyordu. Minicik şişeyi kaptı yumruğunun içine hapsetti. Zevkten havada kollarını çevirip dans ediyor, taklalar atıyor, mırıl mırıl söyleniyordu. “Give me five milligrams adrelaine. Ohhhh ooooooo.. Aaaaaaaaaa yeahhhhh!” Duvardan süzülerek karşısına çıkan gri renkte sisten oluşmuş gibi duran kafaya baktı. “Ne haber arkidişşşş.. Hiiihihhihoo, sen burada neee yaappıııyooonnn?”
Duvardaki kafanın yanından hızla süzülüp koridora çıktı. Yanındaki tombul cüsseli hayalette ona bakıp takip ediyordu, bir yandan da Peeves’ın etrafında dolanıp ona sorular sormaya çalışıyordu. Peeves ise iki elini yumruk yapmış havada hareket ettirerek, taklalar atarak süzülüp, gene o garip dansına başladı. “Are you all dead? I can't hear you where is your heart beat? Balo var ya Keşiş! Senin de amma ruhun ölmüş. Puhhahaaa! I'm still with you. Give me five milligrams adrenaline. Give me some more, give me more, more. Impheatus disgusting... Ohhh yeahhh! Haydi, sende dans et! Bu gece eğlence varrrrrrrrrrrrrr!!” Bir yandan da keşişi de peşinden sürükleyerek mutfağa doğru gidiyordu. Kuzucuklarını onu beklerdi… “Yaşasın Noelllllllll!” | |
| | | Neredeyse Kafasız Nick Hayalet
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 12 Yaş : 75 Galleon : 12069 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Cuma 30 Mayıs 2008, 09:18 | |
| Nick yine favori yeri olan uzun ve geniş koridorlarda başka bir yere geçme planları kuruyordu. Noel hazırlıkları vardı, Büyük Salon'a gidip çocuklara yardım etmeliydi. Hem çok da eğlenceliydi. Tabii artık yılların vermiş olduğu bıkkınlık ve tecrübeyle o kadar çocuk ruhu kalmamıştı ya. Önüne ve arkasına sırayla baktı. Kimsecikler gözükmüyordu fakat bir esinti hissedebiliyordu. Yoksa bir hayalet mi çıkacaktı yoluna? ''Peeves? Sen misin?'' Ses gelmedi. Fakat Nick bunu umursamayarak daha önemli işlerinin olduğunu düşündü. Sıkıcı günlerinden kurtulacaktı bugün. Hem böyle koridorlarda yalnız başına gezmektense gidip Büyük Salon'da çocuklara yardım etmek çok daha iyi bir fikirdi. Gerçi bir süs ya da eşya tutamıyordu saydam olduğu için. ''Şu Peeves'e özeniyorum bazen.'' O her şeyi eliyle tutabiliyordu. Nick bunları düşündükçe hüzünlenir gibi oldu. Yine insan olduğu günler aklına gelmişti. Kör baltalar, yarım inçlik deri... Kafasından bunları uzaklaştırmaya çalışarak Büyük Salon'a doğru ilerledi.
Salona vardığında halinden pek mutlu olduğu söylenemezdi. Hufflepuff'lı bir kız tüm çocuklara emir veriyordu ve Nick etrafına baktığında kimsenin yaptığı işten hoşnut olmadığını gördü. Severus? O da bıkmıştı artık. Sinirden ve sıkıntıdan önüne gelene söyleniyordu. Ne dediği anlaşılmıyordu ama kesin yaptığı iş ile ilgili bir şeyler söylüyordu. Ardından Charlie'ye baktı. Telaşlandı. Küçük sarışın çocuk elini tutuyordu. En sevdiği öğrencilerinden olan Hayley ise ona bir şeyler söylemekteydi. Olduğu yerde put gibi durmaktan vazgeçip Charlie'nin yanına hızlıca uçtu. Gördüğü bir yaraydı. Fazla derin değildi ama böyleyken iş yapması yanlıştı : ''Charlie ne oldu sana? Lütfen söyle bana.'' dedi yardımsever bir şekilde. Gryffindor'lu bir öğrenciye bir şeyler olunca içinde derinlerden bağlar kopuyordu sanki. Ardından Charlie'nin anlattıklarını kulak kabartarak dinledi. ''Küçük sıyırık bile olsa mikrop kapabilir Charlie. Şimdi göstereceğim yerdeki sıvıyı alacak ve yarana süreceksin. Buraya olası tehlikelere karşı mutlaka bir yere koymuşlardır. Yani Laçan Özü'nü. Çünkü her an birisi bir yerini kesebilir.'' Charlie'nin de Hayley'in Laçan Özü'nden bahsettiğini duyunca gülümsedi Nick tatlı bir şekilde ardından ona sarı sıvıyı gösterdi. Charlie oraya gidip küçük kapağını açtı şişenin ve sarı sıvıyı yarasına sürdü. Nick ona çok yardım etmek isterdi ama saydam olduğu için hiçbir şey tutamıyor ya da süremiyordu. Sadece içinden geçebiliyordu. Zaten Charlie kendi başına da yapabilirdi. İşaret yoluyla göstermişti hem de Nick. Charlie Nick'e tamam anlamında işaret verince Nick gülümseyerek yoluna devam etti.
Severus'un yanına gitti. Koli taşıyor, bıraktıktan sonra içindeki güzel süsleri nazikçe alıp şömineye isteksizce asıyordu. Bu nazikçe alışlar her defasında daha da katılaşıyordu. Haklıydı, sıkılmıştı artık. ''Severus nasılsın ? Sıkılmışa benziyorsun. Yardım etmek isterdim fakat ben biliyorsun ki saydam bir varlığım.'' dedi ve gülümsedi. Onu da gülümsetmek için kafasını çekti ve boşluğu ortaya çıktı. Severus da hafif bir kahkaha atmıştı şimdi. Çocuklarda tebessüm bırakmak gerçekten güzeldi. Severus ile beraber gidiyordu. O koliye ilerliyordu Nick de öyle. O şömineye ilerliyordu Nick de öyle. Fakat bu süreklilik Nick'in Peeves'i görmesiyle son buldu. O şakacı ve haylaz hayalet yine mi buradaydı? Kahkahalar atıp çocukları bezdirdiği çok belliydi. Şişman Keşiş ile beraber mutfağa doğru gidiyorlardı galiba. Hiç peşinden gitmeye kalkmayan Nick bakışlarını yeniden Severus'a yönlendirdi. Herhalde Nick ile konuşabilirdi. ''Yeter artık Severus. Şu süslemeyi bırak da biraz konuşalım istersen. Yani ihtiyacın varsa tabii.'' | |
| | | Ivyanne Lynn Black Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 823 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12342 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/12/07
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 01:22 | |
| Salonun sıcaklığı normal olmasına rağmen, telaştan ter basmıştı her yanını. Artık bu işin bitmesini isteyip acele ediyordu ama bir yandan da mükemmel olması için elinden geleni yapıyordu. Evet, kesinlikle mükemmel olmalıydı her şey. Yerdeki çöpler dışında salon oldukça parti havasındaydı. Masalar ve süslemeler fazlasıyla güzel olmuştu. Hele ki biri büyük, diğeri küçük çam ağaçları tam da noel havası katıyordu işin içine. Gözlerini Lucienda’nın üzerine sabitlemiş, yaptığı tılsımı izlerken gerçekten başarılı olduğunu fark etti bu konuda. Ortama kar yağıyormuş gibi bir hava vermesi, atmosferi tamamen farklılaştırmıştı.
Kızın yaptığı son süslemeyi de izlerken, duyduğu sesle istemsizce başını çevirdi. Dans hocası çoktan gösteri yapacak grupla gelmiş, müziği başlatmıştı. Hatta çiftler vals için bir araya gelmiş, danslarına başlamışlardı. Slytherin’den Marlow’la eş olan Vanessa’ya gülümseyerek küçük bir göz kırpmasından sonra, bakışlarını tekrar salona çevirdi. Çoğu kişi işini bırakmış, yapılan provayı izliyordu. Sırası mıydı şimdi? Akşam baloda her şeyi izleyeceklerdi zaten. Belki de içeridekileri artık dağıtmalıydı, diğerlerinin daha rahat prova yapmaları için.
Hazırlık neredeyse bitmiş olmasına rağmen içeriye ne Peeves ne Kanlı Baron ne de Lorgoff gelmişti. Her şeyin bu kadar rahat ilerlemesine şaşıyordu içten içe. O hortlağın bir şeyleri mahvetmesi gerekmiyor muydu? Ama hala yoktu görünürlerde. Kafasından geçen bir diğer ihtimalde Peeves'in şu anda şatonun başka bir bölümünde bir işler karıştırmasıydı. Lorgoff'ta gelmediğine göre başka birini göndermeliydi onu bulması için.
Bakışlarını salon içerisinde gezdirmeye başlayıp, uygun birini gözünü kestirmeye çalışıyordu. Öğrencilerden birisi olamazdı. Bir hayalet. *Evet, Sir Nicholas buradaydı demek* Adımlarını sıklaştırarak, Gryffindor hayaletinin yanına ilerledi. Anthony ile olan sohbetini küçük bir öksürükle bölerek konuşmaya başladı.
“Sir Nicholas, Peeves’in nerede olduğunu öğrenmek istiyorum. Onu bulup, buraya gelmemesi için oyalamanız lazım. Yani yapar mısınız?”
Bu sinirle bile bu kadar kibar konuştuğuna inanamıyordu ama hayaleti kızdırmaya hiç niyeti yoktu. Neredeyse Kafasız Nick, yanından süzülerek salondan ayrılırken gözü kapıdan çıkan Lucienda’ya çarptı. Kızın yaptığı süslemelerden sonra bir şey diyecek hali kalmamıştı ki zaten milleti dağıtmayı düşünüyordu. Gözleriyle onun çıkmasını izlerken, kapının önünde duran minik ev cinlerini fark etti. Anlaşılan Mustiman’la diğer çocuk mutfaktan gelmişlerdi, eh iyi haberdi bu. Kapının yanına gidip, ev cinlerine emirler yağdırmaya başladı. Zaten bunun için gelmişlerdi buraya.
“Sonunda geldiniz. Salonu temizleyeceksiniz. Yerdeki boş kolileri, etrafa dağılmış çöpleri ve artan süsleri yok edeceksiniz. Anladıysanız, başlayabilirsiniz.”
Ev cinleri itaatkâr bir tavırla işlerini yapmaya başlarken, dışarıdan gelen gürültülerle merakına yenilip, kapıyı açtı. Karşısında manzara gerçekten çileden çıkarıcıydı. Avril’in kardeşi gelmiş, içeriye girmek istediğini belirten konuşmalar yapıyordu. Mustiman, yeşil saçlı çocuk ve Pryne karınlarını doyuruyor, Vance ile Johnson ise muhabbet ediyorlardı. *Aman ne güzel* Mustiman’a delip geçici bir bakış fırlattıktan sonra, kafasını Ravenclaw’lu çocuğa çevirdi ve sert bir sesle:
“Hem görevli olmadığın halde içeriye girmeye çalışıyorsun, hem de neden içeri alınmadığını soruyorsun Delacour. Bir açıklaman yoksa ortak salonuna git de akşam ki balo için hazırlık yap. Burada daha fazla zamanımızı alma. Bilmem anlatabildim mi?”
Hışımla arkasını dönüp, tekrar salona girdiğinde ev cinlerinin ne kadar çabuk hareket ettiklerini fark etti. Temizlik işi tamamen bitmişti ve ortalıkta tek bir çöp bile yoktu. Eh bu konuda da rahatlamıştı en azından. Salonda yapılacak bir iş kalmamıştı artık. Masaların ortasına geçip, çıkarabildiği en yüksek ses tonuyla herkesi etrafına çağırdı.
“Yaptıklarınız için teşekkür ediyorum. İyi iş çıkarttınız. Şimdi hazırlık için dağılabilirsiniz. Bu kadarı yeterliydi.” Gözlerini kenarda merakla bekleyen ev cinlerine çevirip sözlerine devam etti. “Size de teşekkür ediyorum. Oldukça hızlıydınız. Gidebilirsiniz.”
Salonun boşalmasını sandalyenin tekine oturup izlerken, içeriye giren Bayan McGonagall ve Hogwarts’ın yüksek müfettişi Bayan Dumbledore’u görmesiyle tekrar ayağa fırladı. Müdire ile son zamanlarda çok fazla karşılaşıyordu ve bu durumdan çok da memnun olduğu söylenemezdi. Her görüşmelerinde üstüne bir yük biniyordu. Yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirirlerken, iki bayan salonu inceliyorlardı. Yüzlerindeki ciddiyet pek hoşuna gitmese de beklemekten başka şansı yoktu. En sonunda McGonagall Eva’nın yanına gelip, elindeki bir kâğıdı onun avcuna sıkıştırdı.
“Bunu duyuru panosuna asınız, Miss Black. Yule Balosu ile ilgili küçük bir duyuru.”
Kafasını belli belirsiz sallayıp, girişe gitti tekrardan. Bir yandan da elindeki kâğıdı okumaya çalışıyordu. “Büyük salonda olacak olan Yule balosunda, ayrıca Gece yarısından sonra gecenin Kralı ve Kraliçesi seçilecektir…” diye devam ediyordu yazı. Bazıları için güzel bir haberdi, Eva ilgilenmiyordu pek. Dışarı çıktığında gözleri direk Mustiman’a çarpmıştı. Hemen onun yanına gidip, kağıdı eline tutuşturdu.
“Bu kağıdı duyuru panosuna as, Mustiman.” Dedi oldukça net ve kısa bir ifadeyle. Tekrar içeriye girdiğinde, McGonagall dans provasını izliyor, Dumbledore ise çam ağaçlarına bakıyordu. Yüzlerindeki ifadeden ne düşündükleri pek belli olmuyordu ki bu da çileden çıkarmaya yetiyordu Eva'yı. Bir an önce ayrılmak istiyordu bu salondan. Gerçekten yorulmuştu ve balodan önce biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı.
En son Vanessa Evangeline Black tarafından C.tesi 31 Mayıs 2008, 20:27 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Elizabéth Adrianna Malfoy Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1443 Yaş : 36 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12569 Ekspresso Puanı : 41 Kayıt tarihi : 15/02/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 01:29 | |
| Koridor boyunca neredeyse koşar adımlarla ilerlemişlerdi, kalabalıkla birlikte. Profesör Laurent, çoğu zaman olduğundan çok daha fazla sinirli ve otoriter görünüyordu. Topuklu, rugan ayakkabılarını yere sertçe vurarak ilerliyor, bir yandan da etrafa emirler yağdırıyordu. Onun bu halini bile büyük bir içtenlikle seyreden Elizabéth, çehresine yerleştirmiş olduğu nadir tebessümü eşliğinde girmişti Büyük Salona. İstemsizce, göz bebekleri dans eşi olan Keiran'a kayarken, çoğu zaman ki rahatlığının aksine gergin olduğunu fark etmişti. Eh, bu pekte iyiye işaret değildi tabiki.. Her ne kadar gerçekten dans konusunda yetenekli olsa da, heyecanlanan her insan gibi çuvallayabilirdi. Tabi Elizabéth'de..
Bayan Laurent'in talimatı üzerine platform'a geçerken, cüppesinin içinden giymiş olduğu zarif, siyah elbisesi çekiyordu dikkati. Ne giyeceği hakkında bir fikri olmadığı için böyle bir seçimde bulunmuştu fakat kendinin aksine her zaman ki normal kıyafetleri ile orada bulunan öğrencilere bakınca, yanlış, belki de fazlasıyla abartılı bir seçim yaptığını düşünüyordu. *Her neyse..* dedi kendi kendine, önünde reverans yapan Keiran'a şaşkınla bakarak. Herkes gibi Ell'i oda soğuk buluyordu, hareketlerinden belliydi bu. Eh, haksızda sayılmazdı aslında. Sol kaşını hafifçe kaldırarak onun yüzüne bakarken, kendi çehresinin pek bir ifadesiz olduğu söylenebilirdi fakat Keiran gülüyordu. Biraz geçte olsa, o da küçük bir tebessümle karşılık vererek pozisyonunu aldı. Birbirlerini pek tanımasalar da - hatta iki kelime konuştukları yoktu - dans bakımından oldukça uyumlulardı. Belki de diğer kızlara oranla biraz daha uzun boylu olduğu için eşleştirilmişti onunla fakat Profesör'ün zihninde çok daha farklı şeylerin yattığına emindi..
Keiran'ın elini zarifçe kavrarken, bedenini rahat ama esnek bırakmıştı. Hareketlerine eklediği estetik, her zaman için dansla bütünleşmesine sebep oluyor, bulunduğu ortamdan soyutluyordu onu. Bu sayede çevik ama çekici bir duruşu oluyordu çünkü.. Adımlarla başlarken, eşinin yeteneğine şükrediyordu aslında içinden. İşini kolaylaştırıyor, hatta pek bir uğraş içerisine girmesine gerek kalmıyordu Elizabéth'in. Başka bir kız olsa, kendini Keiran'ın kollarına bırakabilirdi belki de.. Fakat her zaman ki - çoğu Gryffindor'un dediği kazma - ama kendinin adlandırdığı soğuk duruşu ile taviz vermeyen gururlu bir havası vardı. Partnerinin de öyleydi aslında.. Soğuk olmasada, insanı çeken bir havası vardı hatta karizması. Üst sınıflardan bir Ravenclaw, Profesör'ün bu ikiliyi eşleştirmelerinden sonra Ell'e anlamsızca bakışlar atmaya başlamış, buda onun düşüncelerinin hakiki olduğunu kanıtlamıştı. Besbelli Elizabéth'i kıskanan kız, saçma fakat kendince haklı denebilecek bir nedenden dolayı Ell'i kendine düşman seçmişti ama seçtiği kişi yanlıştı işte; Elizabéth'le uğraşmak pek bir zordu çünkü.
Başını dik tutarak, her hareketinde salınmasına izin verdiği saçlarıyla dönüşleri yapıyorlar, ara sıra yapılan uyarılar doğrultusunda küçük hatalarını düzeltiyorlardı. Şimdiye kadar dansta bir hata yapmamış olsalarda, bazı duruşları gerçekleştiremedikleri doğruydu..
"Başını fazla dik tutuyorsun Elizabéth!"
Hafifçe düzelttiği başını Keiran'a dönerek, gülümsemişti. Fazlasıyla soğuk olan birine göre olağan dışı bir hareketti fakat hata yaptığında hep böyle karşılardı Ell.. Sade bir gülüş.. Figürleri hızlanırken, artık tamamen konsantre olmuş bu çift kendilerini ritmin akışına bırakmış, dans ediyorlardı. Uyumlu bir şekilde ve kontrollü yaptıkları adımlar, dönüşler, figürler.. Ara sıra partnerini kontrol ederek eski heyecanına kıyasla azalan ama tamamen kaybolmayan adrenalinini azaltmak adına küçük uyarılarda ve desteklerde bulunuyordu. Düşündüğünün aksine, oldukça başarılı geçiyordu dansları. Keiran olmasa bile, önemli bir yerde şaşıracağından korkan Ell, şimdilik rahatlamış mimikleriyle süzülüyordu pistte.
Ellerinde hissettiği Keiran'ın terleyen avucu ve kasılan çehresini görünce ona doğru eğilerek yapacağını söylemişti. Başaracağından şüphesi yoktu ama Ell'in de destek vermesi gerekiyordu partnerine.. Özellikle az önce gördüğü üst sınıf bir Slytherin'le Keiran'ın bakışmalarından sonra.
Sonunda, son dönüşe geçtiklerinde, bedenini rahatça bırakarak savrulmasına izin verdi. Bu, daha zarif ve doğal bir görüntü oluşturuyordu. Profesör'ün onları onaylayan sesini duyduğunda ise biraz daha özgüvenle hazırlanıyordu bitişe; Elizabéth'i belinden yakalayarak onu yere doğru eğen Kei, - saçlarını toplamadığı halde gerçekten iyi iş başarmıştı - salonda ki kalabalıktan büyük bir alkış almayı da ihmal etmemişti. Yüz hatları gevşeyerek partnerine bakan Ell, kısık bir tonda konuştu, tekrar doğrulurken;
'Tebrikler. Çok iyiydin..'
En son Elizabéth Adrianna Malfoy tarafından C.tesi 31 Mayıs 2008, 20:05 tarihinde değiştirildi, toplamda 7 kere değiştirildi | |
| | | Samara Y. Laura D'Owen
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1151 Yaş : 28 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12300 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 22/01/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 08:23 | |
| Etrafta anlam veremediği ama gözlerini de arasıra olay yerine doğrulttuğu bir çeşit oyun oluyordu sahnenin diğer ucunda. Birbirleriyle sohbet edenler ya da işlerini bırakıp bir kenara çekilenler olmuştu elbet, tabii bunun sonucunda da Vanessa'nın sesi kulağını tırmalıyordu Samara'nın. Bir de hayalet tabii... Slytherin hayaletini getiremeyen turuncu saçlı Gryffindor'a tepkisi büyük oldu Vanessa'nın. Hayaletler inatçıdır, biliyordu ama bir de Gryffindor'lu cesur fakat Slytherin ile arası iyi olmayan birilerini yolluyordu. Bu hiç iyi olmamıştı, ama yine de Nick'in gelmesiyle sinirler azaldı. Samara ve diğerleri işlerini bitirdiklerini anlayıp bir köşeye çömeldiler.
“Yaptıklarınız için teşekkür ediyorum. İyi iş çıkarttınız. Şimdi hazırlık için dağılabilirsiniz. Bu kadarı yeterliydi.”
Bu iyi haberdi, şimdi geriye kalan tek şey Noel Balosu'a hazırlanmaktı. Samara heyecanla ayağa kalktı, adımlarını olabildiğince hızlı atıyordu ama bir yandan da geride kalmış Luisa'ya ve de Pearl'e bakıyordu. Suratını somurtup gözlerini dikti tavana. Neden bekliyorlardı ki?
"Kızlar... Kızlar yatakhanesine gitmiyormuyuz? Balonun başlamasına çok az kaldı" dedi kıkırdayarak. Pearl'ün soğuk ve de umursamaz tavrına aldırmadan onun ve Luisa'nın ellerini sıkıca kavrayarak çekmeye başladı Samara. Salonu boşaltanları ve kapıda biriken görevlilerin sevinç çığlıklarını duydukça daha bir heyecan kaplıyordu benliğini. Büyük Salonun kapısında çıkabilmişlerdi sonunda, merdivenleri hızla ve atlayarak çıkıyordu Samara. Pearl ve Luisa'nın ellerini bırakır bırakmaz tekrar durgunlaşmışlardı. Hufflepuff kızlar yatakhanesine girer girmez yatakhanenin boş olduğunu görünce hemen içeriye daldı Samara. Odasına girer girmez dolabındaki elbiseleri kurcalamaya başladı.
"Acaba ne giysem?"
Okunmayı zorlaştırdığı için iki punto büyütülmüştür. Size 11'den küçük yazı tipi kullanmayınız lütfen! - A.C.M. | |
| | | Daphne Zoe Launy Son Dakika Editörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1162 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12457 Ekspresso Puanı : 7 Kayıt tarihi : 21/12/07
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 10:25 | |
| Yoktan masa var etmek pek de zor değildi, ama yavaş yavaş bileği yorulmaya başlamıştı.Gilda ise büyük masayı tamamlamış diğerlerine geçmişti.Belirli bir sayı belirtmemişti Eva, ama bu kadar yeterli görünüyordu.Neredeyse bütün salon güzel, yuvarlak masalarla donanmıştı.
Ortadaki büyük açıklık, rahat rahat dönerek dans etmeyi mümkün ediyordu.Gilda, o büyük boşluğa geçmiş, Avril'ın anladığı kadarıyla görünüşü kontrol ediyordu.Bakalım, ortadan nasıl görünüyordu?
Kenarların tümü kocaman masalarla doluydu.Sağ tarafta ise büyükçe bir masa göze çarpıyordu.Gilda'ya işler bitti, haydi beraber bahçeye çıkalımmı diyecekti ki, iki yaşlı ev cini, büyük bir sürükleme sesiyle yanlarında bittiler.Sürtünme sesi geliyordu, çünkü ortalarında ağır olduğu için sadece sürükleyebildikleri irice bir koli vardı.Avril, üstten görünen beyazlıkları görür görmez kaşlarını çattı, yine iş çıkmıştı başlarına -''Bunlarda ne?''
Diyen Gilda, büyük bir merakla kolinin yerı kapalı kapağını kaldırdı.İçindeki örtüleri görünce, işi anlamış gibi bir ''Yaaa'' nidası çıktı. Ev cinlerinden uzun boylu olanı atladı: -''Bunlar örtüler.Mrs. McGonagall ve Mrs Dumbledore'nin emriyle geldiler.Efendiler bunları masaların üzerlerine örtmeli'' Avril oflayarak başını tavana dikti.Bir saniye öyle kaldı önce, sonra başını onu hızlı hızlı dürtmekte olan Gilda'ya yöneltti.Gilda, utanır gibi bir tavırla, parmağıyla koliyi göstererek:
-''Haydi başlayalım.Bak, bu büük dantelli örtü büyük masa için herhalde.Ben bunu sermeye gidiyorum'' Sıkıntıyla asasını koliye doğrultup birer birer örtüleri sermekten başka çaresi yoktu.Çabuk ellerle, Gilda ve Avril, yirmi dakika sona bütün masaları kar beyazı dantelli güzel örtülerle örtmüşlerdi.Şimdi görüntüdeki eksik bir ayrıntı tamamlanmıştı, çok daha güzel görünüyordu. Arkasından gelen bir sesle irkildi.Ses, Eva'ya aitti: “Yaptıklarınız için teşekkür ediyorum. İyi iş çıkarttınız. Şimdi hazırlık için dağılabilirsiniz. Bu kadarı yeterliydi.” Gözlerini kenarda merakla bekleyen ev cinlerine çevirip sözlerine devam etti. “Size de teşekkür ediyorum. Oldukça hızlıydınız. Gidebilirsiniz.”
Sonunda ve tam zamanında...Avril, Ravenclaw ortak salonuna gidip Tatyana ve Lily ile birlikte saçlarını yapmak istiyordu.Gilda'ya elleriyle kısa bir veda hareketi salladı, Gilda gülümseyerek karşılık verdi.Avril, birilerine yakalanıp tekrar görevlendirilmemek için uçarcasına merdivenlere yöneldi... | |
| | | Mustiman Tan'mar Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 22 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12192 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 16/03/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 11:28 | |
| Kendisine doğru uzatılan tepsiye baktı Mustiman. İçinde birbirinden güzel pastalar vardı. Yeşil kafalı çocuk düşündüğünden de iyi çıkmıştı. Mustiman gülümseyerek karşılık verdi çocuğun pastaları öven sözlerine. Ardından elini uzatarak bir tanesini aldı onlardan. Eh, güzele benziyordu. Çocuk da kafasını sallıyordu sanki pastaların güzelliğini onaylarcasına. Mustiman şaşkınlık içinde yürümeye devam ederken elindeki pastayı yedi. Zaten yemesi çok kısa zamanını almıştı. Pasta ağzına tüm tatlarını verirken Mustiman elini duvara koydu bir an. Gerçekten çok güzeldi. Birkaç adım daha yürüdü. Ardından Joshua’nın sesini duyarak dikkatini pastalardan ona çevirdi dikkatini.
“Sen çok iyi görünüyor… Keşke ben de öyle olsa. Sen Viking misin?” Mustiman gülümseyip yavaşça kafa sallayarak yanıt verdi çocuğa. Bir tane daha pasta almak için alarak aldı birini. Ardından çocuğun birkaç pastayı kenara ittiğini gördü. Elindeki pastayı yavaş yavaş bitirmeye başladı. Yol bu şekilde geçmeyecekti belli ki. Bir şeyler hakkında konuşmalıydılar. Mustiman biraz düşündükten sonra konuşmaya başladı. Ne hakkında konuşması gerektiğini kendisi bilmiyordu ama konuşma hızla akıp geçti. Mustiman gerekli gereksiz birçok soru sormuştu. Ancak sorduğu soruların kendi de farkında değildi pek. Sanki karşısındaki çocuğun onun soru sormasını beklediğini hissediyordu Mustiman. Belki de saçma bir histi ama Mustiman buna karşı koyamıyordu ve durmadan soru sormaktaydı. Eh, artık son koridordaydılar. Bundan sonra ortak salon gözükecekti. Bu arada çocuk onun son sorusunu cevaplamaktaydı. Cevapları toparladı Mustiman kendi aklında. Joshua Karl Manheim. Yarı alman yarı İskoç. Yemek yemeyi seviyor ve hareketi sevmiyor. Mustiman gülümseyerek ortak salonun olduğu yere doğru döndü. Onlara doğru bakan sınıf başkanının şu anda ne tür bir manzarayla karşı karşıya olduğunu merak ediyordu aynı zamanda. Biri yeşil biri sarı… Pek de kıskanılacak bir tablo değil gibiydi zaten. Yürümeye devam ederek kapıya kadar gitti. İçeri girmeye hiç niyeti yoktu ki yeterince çalışmıştı zaten. Bir an etrafına baktı. Joshua’yı göremedi o anda. Etrafında bir tur atarken yanındaki sınıf başkanının ona kapının kapanmasıyla ilgili bir şeyler söylediğini duydu. Hemen kapıya döndüğünde Joshua’nın orada durduğunu gördü. Yavaşça Joshua’ya kapının kapatılması istediğini iletti. Ancak o pek de oralı olmamış gibiydi. Onun aklı içerdeki birindeydi büyük ihtimalle. Mustiman de iki adım atarak onun yanına gitti. Tam o anda Vanessa’nın ona doğru attığı bakışla birlikte gözlerini kaçırdı. Neden bu şekilde bakmıştı ki o. Bakışlarını Joshua'nın baktığı yere çevirdi. Bir kız gelmekteydi üstlerine doğru. Bu güne kadar pek görmemişti aslında Mustiman bu kızı. Kızı tanıyıp tanımadığından emin olmasa da, saçların pek de unutulur bir yanı yoktu. Turuncu saçlar…yla Joshua’nın yanına kadar geldi. İkisinin saçları yan yanayken çok komik bir durum ortaya çıkıyordu. Joshua elindeki tepsiyi o kıza verip; kız dışarı, onların yanına çıkarken; Mustiman sırtında hissettiği elin ve hala üstünde hissettiği Vanessa’nın gözlerinin de etkisiyle birlikte kapıyı kapadı. Joshua ona öylece bakarken Mustiman de ona baktı. Yavaşça Vanessa diye mırıldandı ona neden kapıyı kapaması gerektiğini anlatmak istercesine. Joshua kıza döndü ardından. Belli ki kıza Mustiman'i tanıtıyordu. Kıza doğru bakarak hafifçe gülümsedi. Kendini de bu saç cümbüşü tablosuna kattı ardından. Kapının önünde, pasta tepsisinin başında meşgul olan sarı, yeşil ve turuncu kafalı üç çocuk. Gülümsedi Ardından Joshua’nın sesini duyarak kafasını ona çevirdi.
“Pearl bak bu da Mustiman var ya mutfağa girişi biliyor. O olmazsa ben pasta getiremez…”
Mustiman kıza bir gülümseme attıktan sonra elindeki pastayı bitirmeye koyuldu. Şimdi ne yapacaklardı. Pearl demişti Joshua. Tam o anda açılan kapıyla başını döndü. Vanessa ona doğru bir kağıt uzatıyordu. Bu neydi şimdi? Yeni bir liste mi? Yine mutfağa gidecek olma ihtimalleri Mustiman’in iştahını kabartmıştı. Listeyi eline aldı yavaşça. Onu okumaya başlayamadan Vanessa konuşmaya başladı.
“Bu kağıdı duyuru panosuna as, Mustiman.” Eh, demek ki bu bir liste değildi. Kağıdı panoya asması gerekiyordu. Onu okudu hızlıca ve ardından Joshua’yla Pearl’e de gösterdi. Belki oradan da yine mutfağa giderdi. Gülümseyerek konuşmaya başladı.
“O zaman, benim şimdi gitmem lazım. Bir iki dakikaya dönerim.”
Normal adımlarla yürümeye başladı Mustiman. Evet duyuru panosuna gitmeliydi. Zaten pek de uzak değildi. Adımlarını biraz hızlandırarak panoya bir dakikada ulaştı. Ardından onu panoya astı. İşte olmuştu. Şimdi ne yapacaktı? Tabi, mutfak… Adımlarını tekrar ağır çekime almışçasına yürümeye başladı. Acaba Vienna ekmekleri olmuş muydu ki? Bir iki dakika daha yürüdü. Ardından gözlerini değil burnunu izlemeye başladı. Kokuları mis gibi geliyordu artık yemeklerin. Mutfağın kapısından içeri girdi yavaşça. Derin bir nefes aldı ve yanına gelen ev cinine sordu.
“Acaba, Vienna ekmekleri oldu mu?”
O küçük şeyin kafa sallamasının üzerine iki elini uzattı. Ne istediği çok açıktı. Ev cini gülümseyerek koşturdu mutfağa doğru. Ardından elinde iki tane Vienna ekmeğiyle döndü. Mustiman teşekkür ederek arkasını döndü. Sağ elindeki ekmeği kokladı uzun bir nefes ile birlikte. Ardından ondan bir ısırık aldı. Bu ekmek ona yeterdi. Diğerini de Joshua’yla Pearl’e verecekti. Sağ elindeki ekmekten arada sırada bir ısırık alarak, koridorları geçti ve büyük salonun kapınsa kadar ulaştı. Joshua’yla Pearl’ün yanına gitti. Çok uzun süre kalmamıştı ancak gecikmesinin nedenini de elindeki ekmekle açıkladı Mustiman. Yanlarına kadar geldiğinde sol elindeki ekmeği Joshua’nınkine tutuşturdu ve konuşmaya başladı.
“Mutfaktan aldım. Sanırım yeni olmuşlar. Eminim yemek istersiniz.” Sırıtışını ikisine de tek tek bakarak yaydı. Panoya kral ve kraliçeyle ilgili olan şeyleri de asmıştı. Artık baloyu beklemekten başka yapacak bir şeyleri yok gibiydi.
| |
| | | David Kevin Johnson Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 412 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12290 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/01/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 14:18 | |
| Salon, hızlıca hazırlanıp akşamki noele yetiştirilmeye çalışılıyordu. David ise sadece kapıda görevliydi ve birazdan işinin başına geçmesi gerekiyordu. Oturduğu yerden meraklı öğrencilerin -özellikle birinci sınıfların- Büyük Salon'un ihtişamlı kapısından boyun uzattıklarını gördükçe görevini yapmadığı için beynine bir darbe daha yiyordu. Tüm sınıf başkanlarının gelmesini bekliyordu, anlaşılan böyle olmayacaktı. Eva zaten burada görevliydi, Kei gibi. Başka sınıf başkanı da yoktu, David ve Hay haricinde. Üzerine düşen vazifeyi yerine getirmek için yerinden kalkacakken, içeriye dans hocası girdi. Sinirli gözlerle etrafı süzerken, Vanessa'nın korkulu bakışlarını buradan bile görebiliyordu David. Neyseki dans hocası bir an önce işine geçmişti ve Eva'ya laf söylememişti ki işinde iyi olduğu tüm ayrıntılarıyla gözler önüne serilmişti. Yaşının getirdiği olgunluk ve sözlerinin dinlenmesiyle, Büyük Salon'u eski görkemli yapısına daha büyük bir ihtişam katmayı sağlamıştı. Dans hocası bir köşede dansçılarını çalıştırıken, David yapması gereken görevini aklının ipleriyle salmıştı. Bir anda uutmuştu görevini ve dans edenleri izliyordu, gece kendisinin de güzel dans edebilmesi için belki de birkaç püf nokta öğrenmeye çalışırken, Eva önüne gelip tepeden ona yakıcı bir bakış attı. Sinirli olduğu her halinden belliydi. David ayağa kalkıp: "Tamam Eva, gidiyorum." dedi alçak sesle söylenerek. Bu sırada Büyük Salon'un kapıları sonuna kadar açıldı, işte Hogwarts Müfettişi ve Hogwarts Müdüresi... Eva'nın gözlerinin fal taşı gibi açılıp yüzünün kızarması büyük bir zevkle izleyen David, yavaş ve bir o kadarda zarif adımlarla onlara doğru yürüyen müdürenin ve müfettişin yaklaşmasıyla Eva'nın eski sinirli halinden eser kalmamasını görünce zafer kazanarak Büyük Salon'un kapısına doğru yürüdü. Müdürenin ve müfettişin Eva'ya ne dediğiyle ilgilenmiyordu, düşündüğü tek şey Eva'nın emirler yağdırırlen boyunun bükülmesiydi, gerçekten komik bir mazaraydı. Alayla gülümseyerek Hayley'in yanına gitti. "Hadi Hayley! Gelmiyor musun?" diye seslendi ve Büyük Salon'un kapısını araladı. Bir çocuk yığını -kısa boylu- kapının açılmasıyla yere düşmüşlerdi. David bir an gülmemek için kendini zor tutsa da, suratına ciddi bir ifade vererek konuşmaya başladı:
"Siz birinci sınıflar! Burada olmanızın, hatta ve hatta Büyük Salon'u gözetlemenin cezası ne biliyor musunuz?"
diye sordu, yüzüne hafif bir korku dolu ifade vermeye çalışarak. Bu sırada Hayley'de Büyük Salon'un akpısından çıkıp yanına geldi. David umursamayarak devam etti:
"Cezası Apollon tarafından zemin kattaki zindanlara hapsedilmek!!!"
dedi, son kelimesini biraz yüksek sesle ve biraz da vurgulayarak söylemişti. Belli ki çok korkan çocouklar koşarak oradan ayrıldılar ve David arkalarından büyük bir kahkaha attı. Daha demin canı epey sıkkındı; ama bu birler onu eğlendirmişlerdi. Başını Hayley'e çevirdi, Hayley kollarını bağdaştırmış, sağ ayağını yere vurarak ona bakıyordu, sol kaşı havadaydı.
"Sadece eğlendim Hayley, yapma ama komikti!"
dedi, ardından Hayley'de gülmeye başladı. Anlaşılan o da David ile eğlenmeyi düşünüyordu; ama başaramamıştı. Bu sırada önlerinden Hufflepuff'lı ikinci sınıf erkek öğrencisi ve David'in bir yerden tanıdığı Mustiman, elinde bir kağıtla duyuru panosuna doğru yürüyordu. David hızlı adımlar ona yetişmeye çalıştı, onunla aynı anda duyuru panosuna ulaştı ve astığı duyuruyu okudu. "Gecenin kralı ve kraliçesi mi?" dedi hafif bir ses tonuyla. Arkasını dönüp görev yerine geçerken: "Benim olmam imkansız, daha dans etmeyi doğru düzgün bile bilmiyorum." diye geçirdi içinden ve asık bir suratla Büyük Salon'un kapısında beklemeye devam etti. | |
| | | Célia Ellen F. Reeser
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 600 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12273 Ekspresso Puanı : 5 Kayıt tarihi : 05/04/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 15:02 | |
| "Gilda dikkat etsene"
Ellen'ın sesi dolu salonda herkesin sesini bastırmıştı. Bir çok kişi dönüp neden bağırdığını anlamaya çalışıyor gibiydi. Ellen biraz önce sandalyeden düşmek üzere olan Gilda'yı zor yakalamıştı. Yükseklik korkusu olan Grace bir sandalye yüksekliğinde bile fenalaşıyordu.
Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atan Gilda'yı sakinleştirmeye çalıştı süsleme işini bırakıp. Bir süre sonra kendine gelen Gilda diğer işleri yapmak üzere yanından ayrıldı. Ellen ise biraz önce aksattığı süsleme işine devam etti. Kolinin içindeki süsleri alıp başka yerlere asmaktı görevi. Pek zor görev gibi görünmesede can sıkıcıydı.
Gümüş renkte olan bir süsü eline alıp asmaya davranacaktı ki süste yansımasını gördü. Sarı saçları darmadağındı, uykudan yeni kalkmış gibi. Vücudundaki yorgunluk büsbütün gözlerine odaklanmıştı. Baygın baygın bakıyordu gözleri...
Süsü bir daha bakmak istemezcesine hışımla astı yerine. Kolide bulunan bütün süsler bitmişti. Diğer kişilerinde görevlerinin yavaş yavaş bitiğini görünce zamanlamasının iyi olduğunu anladı.
Gözü bir an kapıda Johnny'le konuşan eva'ya kaydı. onu azarlıyor gibiydi. İçine hafif bir sıcak hava dalgası yayıldı. Johnny'le tanışıklarında pek iyi anlaştıkları söylenemezdi. Eva yavaş yavaş salonun ortasına gelmişti, öğrenciler Eva'nın çevresinde çember oluşturmuştular.
“Yaptıklarınız için teşekkür ediyorum. İyi iş çıkarttınız. Şimdi hazırlık için dağılabilirsiniz. Bu kadarı yeterliydi.”
Eva'nın ağzından dökülen bu sözler bu görevin sona erdiğinin habercisiydi. İlk işi ortak salona gidip yumuşacık olan koltuklardan birine atmak olacaktı Ellen'ın. Ancak bu sefer aklaına başka bir sorun geldi. Giyeceği elbiseye karar verememişti henüz. Yatakhanede yanındagetirdiği bir kaç elbise arasında seçim yapması gerekiyordu. Bazıları bir dolap dolusu elbise içinden seçim yapamazken, Ellen iki ya da üç elbise arasında seçim yapacaktı.
Aklındaki düşüncelerin ona eşlik etmesiyle birlikte kapıya doğru yöneldi. Bir iki adım atmıştı ki okul müdürü ve yüksek müfettişi salona giriş yaptı. İkiside heyecanlı gibi duruyordu.
Yorgunluk bu sefer dizlerine vurmuştu Ellen'ın kendisini taşıyamacak kadar çalışmıştılar bu gün. Son kuvvetiyle kapıdan çıkıp ortak salona yöneldi.
| |
| | | Johnny Amoux Malfoy Tılsım Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1643 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12199 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 12/03/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 16:51 | |
| Büyük bir sertlikle iki başkanı izlemeye koyulmuştu. Sap gibi dikilmişti ikisi de... Johnny'nin onlara söyleyeceği bir şey yoktu. İçeride ne oluyordu? Tamda noel akşamı... Gizli bir şeyler mi? Yoksa... Aklına binbir türlü şey getirdi. Ancak hiçbirinin olacağına ihtimal vermeksizin etrafına bakındı. Kapının aralığından içeriyi gözlemek epey bir zordu. Uzun bir zaman diliminin ardından yükses sesle gelen adımlar duydu. Dans hocası Profesör Charlotte sert ve hızlı adımlarla büyük salonun meşe kapısını açarak içeriye girmişti. O anda John'un kafasında binbir türlü soru işareti oluştu ve tahminler yürütmeye başladı. Hazırlık olmalı... Evet hazırlık!
Heyecanlı bakışlarla içeriyi gözetliyordu. Profesör Charlotte gelir gelmez vals çiftleri dansına başlamıştı. Hatta içeride Keiran, Lily vardı. Onları gözüne kestirmişke Keiran ani bir hareket ile birlikte beraberinde slytherinli bir kız ile eşleşerek dans etmeye başladı. Danslar hızlanmaya başlamıştı. Herkes kendine bir çift bulmuştu. O anda birden Profesör McGonagall ve yanında yürüyen Profesör Sophié tüm nezaketlliklerini ve zarifliklerini takınmış bir halde ellerinde bir kağıt ile birlikte Eva'ya doğru yürüyordu. Profesör McGonagall'ın ağzından sırayla dökülen ve kapıdan duyulmayan cümleler ile birlikte Eva elindeki kağıdı yakınında bulunan Hufflepuff'lı bir çocuğa uzattı.
HufflePuff'lı çocuk adımlarını hızlandırarak belli ki panoya doğru yöneliyordu. Elindeki kağıdı panoya asması ile birlikte Profesör McGonagall ve Sophié kapıdan çıktılar. David ise anlaşılan birinci sınıfları azarlamaya geliyordu. Gözlerinden fışkıran bir tutam alev ile birlikte kapıyı açtı. Kapıda biriken herkes birden sendelemeye, bazıları ise düşmeye başladı. O anda David bir kahkaha patlattı. Herkes tarafından duyulan bu katı kahkahanın ardından David herkesi azarlamaya başladı. "Siz birinci sınıflar! Burada olmanızın, hatta ve hatta Büyük Salon'u gözetlemenin cezası ne biliyor musunuz?" "Cezası Apollon tarafından zemin kattaki zindanlara hapsedilmek!!!" Sesine bir korku ve sertlik varmıştı. Aynı anda yanına Hayley ve onun ardından Eva gelmişti.
“Hem görevli olmadığın halde içeriye girmeye çalışıyorsun, hem de neden içeri alınmadığını soruyorsun Delacour. Bir açıklaman yoksa ortak salonuna git de akşam ki balo için hazırlık yap. Burada daha fazla zamanımızı alma. Bilmem anlatabildim mi?” Yüzünün tüm hatlarına yayılan gerginlik, korku ve tereddüt ile birlikte Johnny'nin cevabını dinlemeden meşe kapıyı açarak büyük salondan içeriye doğru girdi. Johnny adımlarını hızlandırarak duyuru panosuna doğru ilerlemeye başladı. Büyük salonda olacak olan Yule balosunda, ayrıca Gece yarısından sonra gecenin Kralı ve Kraliçesi seçilecektir…” Tüm gözüne yayılan bir gerginlik ve tereddütün getirdiği bir çığlık ile beraber bayılacakmış gibi oldu. Nasıl yani? Baloyu biliyoruz da... Kral? Kraliçe? Merlin'in pantalonu!!
İyi dans etmek onun için her şeydi. Tabiiki de Darch'ında. Darchelle ile beraber gidecekti baloya. Ancak hiç prova yapmamışlardı. Zaten Johnny seçilemeyeciğini biliyordu. Bu nedenle değişen merdivenlerin yolunu tuttu adımlarını en yavaş biçiminde atmaya devam ederek. Yürürken bir yandan geceyi düşünüyor, diğer yandan ise gözleri Darch'ı arıyordu. Neredeydi bu kız? Tamda ihtiyaç duyulduğu anda yokoluveriyordu ortalıktan. Ortak salona vardığında taş merdivenlerden ağır adımlarla yatakhaneye çıkarak hazırlıklarını yapmaya başladı.
En son Johnny Amoux D'anton tarafından Salı 17 Haz. 2008, 17:51 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Severus Rodney Anthony Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 810 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12182 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 17:16 | |
| Hazırlıkların bitmesine az kalmıştı ve içinden de derin bir oh çekiyordu. Uzun zamandır bu kadar yorulmamıştı. David neden görevlendirmişti ki onu? Koskoca Gryffindor'da Severus'dan başka bu işi yapacak birisi kalmamış mıydı? Zaten kendisine emir verilmesinden hoşlanmazdı. Birde şu görevli kız Vanessa. Salonun ortasında elindeki listeye bakıp öylece emirler yağdırıyordu dört bir tarafa. "Ohh.. Ordan bende yaparım işleri tabi.." En son getirdiği kolinin içindeki süsleride çıkarmıştı ve etrafa yerleştirmişti. Yerleştirdiği süslere tekrar bir göz attı. Gözüne kötü olarak ilişen herşeyin yerini değiştiriyordu. Biraz zorla yaptığı bu işte, yaptığı hiçbir şey gözüne güzel gözükmüyordu. "Bu biblo buraya olmamış mı? Şu süsü sağ tarafa mı koysam? Uffff.." Bir evin dekorasyonunu üstlenmek kesinlikle ona göre bir değildi, bundan emin olmuştu artık. Son düzenlemelerinide yaptıktan sonra tekrar şöminenin yanında duran kolilerin yanına gitti. Charlie ve Den'de hızlı çalışmışlardı ki az önce 8 tane gördüğü kolilerden geriye 3 tane kalmıştı. "Vay canına.. Benden hızlı çıktılar iyi mi?"
Yan yana duran 3 koliden sol tarafta duran koliyi aldı. Bu sırada Neredeyse Kafasız Nick'de gelmişti yanına. Çok sevinsede belli etmemişti çünkü canı hala çok sıkılıyordu. ''Severus nasılsın ? Sıkılmışa benziyorsun. Yardım etmek isterdim fakat ben biliyorsun ki saydam bir varlığım.'' Nick'in yüzünde bir anda gülücükler oluşmuştu. Kafasını çekmişti ve oradaki boşluğu ortaya çıkarmıştı. Severus ise buna küçük bir ses tonuyla kahkaha atarak karşılık verdi. Nick'in en sevdiği işlerdendi Gryffindor'lulara bu hareketi yapmak belli ki.. "Evet Nick. Gerçekten sıkıldım. Yanımda durarak da yardımcı oluyorsun zaten." Saydam dostu Nick'e gülümseyerek söylemişti bunları. Can sıkıntısı azalmıştı biraz. En azından yaptığı işi yüzünde bir gülümseme ile yapıyordu ve bu da somurta somurta yapmaktan çok daha iyiydi.
''Yeter artık Severus. Şu süslemeyi bırak da biraz konuşalım istersen. Yani ihtiyacın varsa tabii.'' Bu fikir oldukça hoşuna gitmişti. Kolilere doğru baktı. Az kalmıştı. Herhalde kalanları Charlie ve Den halleder diye düşündü ve Nick'e doğru kafasını salladı. "Gerçekten çok sıkılmıştım Nick. Konuşmak iyi gelebilir." Sıkılmıştı, evet. Birileriyle konuşmak istiyordu, evet. Ama ne konuşacaktı ki Nick ile? Gryffindor dönemi kaçıncı bitirecek konusunu tartışacak halleri yoktu. Bu sırada yine o Hufflepuff'lu kız Vanessa gelmiş, henüz doğru düzgün boşlayamadıkları sohbetlerini bölerek Nick'e bir görev vermişti. Nick istemeye istemeye verilen görevi yerine getirmeye, Peeves'i bir yerlerde bulmaya gitmişti. Bunun üzerine Severus elinde kalan süsleride yerleştirdi ve kafasını çevirip salonun kağısına doğru baktı. Gelen bir kişi vardı. Hogwarts'da çok az gördükleri, buranın müdüresi olduğu dışında hiçbir bilgiye sahip olmadıkları Profesör McGonagall gelmişti. Hufflepuff'lu kıza bir kağıt bırakarak gitmişti. Vanessa, Profesör McGonagall gelmeden önce herkese teşekkür ederek dağılabileceklerini söylemişti ama bu kez de Severus o kağıtta ne yazdığı merak ettiği için oradan çıkmıyordu. Büyük Salon'dan çıktı ve elinde kağıtla ilerleyen çocuğu takip etti. O da panoya asmıştı kağıdı. Panoya asılan kağıtta Noel Balosu'nun sonunda Kral ve Kraliçe'nin seçileceği yazıyordu. "Ben seçilemeyeceğime göre problem yok.." Daha sonra panoda yazanları umursamadan ortak salona çıktı. Kendini koltuğa bıraktı çünkü biraz dinlenmek istiyordu.. | |
| | | Marveille Croweix Perfect Li(f)e Yazarı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2182 Yaş : 29 Kan statüsü : safkan yani nolcak ki başka. Galleon : 12730 Ekspresso Puanı : 22 Kayıt tarihi : 11/11/07
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 18:08 | |
| Profesör Laurent'in arkasından diğerleriyle birlikte yürürken elinde olmayarak gergin ve sıkıntılı duruyordu. Zaten kendine olan güveni oldukça az olan biri için gösteri hazırlamak oldukça zordu. Hele bunca kişinin önünde.. Her ne kadar provalar sayesinde kendini daha da geliştirmiş, eski esnekliğine kavuşmuş olursa olsun hala içindeki kuşkudan kurtulamamıştı. Herşeyi mahvetme korkusu. Yıllardır içinden atamadığı tek korku. Oldukça sinirli olan bir profesörün yanında da hata yapmak en son isteyeceği şey olurdu. Kendine gel Marv..
Profesörün kendisiyle eşleştirmiş olduğu oğlana baktı oldukça soğuk bir ifadeyle. Çoğu provada birlikte çalışmış olmalarına rağmen balodan sonra onu asla görmeyeceğine, görmek istemediğine emindi. Zira önceki çalışmalarda iki defa ayağına basmış, bir defasında da dönerken tam tersine çevirmişti bedenini ve tüm dansı mahvetmişti. Neyse ki bu provada kendine oldukça güveniyor gibi görünüyordu. Çalışmış olduğunu umarak başladılar son provaya. Adımlar, dönüş, önemli noktalar, görünmez daireyi unutma, kendini fazla bırakma, esnek ol, başın yukarda ama eşininin iki metre olduğunu düşünme, zarif ol, hata yapma... Kafasının içinde dönen bu terimler ona ifade etmesi gerekenleri sağlamıyordu. Bir türlü gerektiği gibi kendini verememişti dansa. Nedenini bilmediği bir şey yüzünden ilk dersteki gibi kaskatı duruyordu. Bu sefer sahiden de kendine gel Marv!
Kendi kendini ikna etme çabaları olumlu sonuç vermiş gibiydi. Bir süre üzerindeki yeşil tonlarındaki cübbeden ve ortamın aydınlığından dolayı mavi renginden tamamen uzaklamış gri ile yeşil arasında bir tona bürünmüş gözlerini kapattı ve dansa tüm ihtişamıyla devam etti. Bu sefer Alan adındaki eşi de ona uyum sağlamıştı. Zarif adımlarını oğlana göre atarken elini tutuyordu. Gözleri ayaklarına değildi, profesörün bundan hiç hoşlanmayacağını biliyordu. Bu sebeple başını yukarıda tutuyordu. Tüm dersler boyunca Fransız profesörün verdiği talimatları uyguluyordu. Başarıya çok yakınken hata yapmayı hiç istemiyordu ve hayır, yapmayacaktı da.
Tüm gözler onun ve dans eden diğerlerinin üzerindeyken hiç aldırmamış, kendini beş yaşında ilk kez kız kardeşi ile birlikte gösteriye çıkacağı zamanki gibi hayal etmişti. Nasıl da kusursuz tamamlamışlardı. Tabii izleyenlerin büyük ihtimalle fark edemeyeceği ufak hatalardan birini yapmıştı o zamanlar. Ama yine de ne eğitmenleri ne de onları izleyen herhangi biri bunu görememişti. Merlin'e şükürler olsun ki görmemişlerdi.. Adras'ın etkisi büyüktü tabi. Tahminen Adras'ın sadece nadir ve önemli kişilere sergilediği sıcacık, güven dolu gülümsemesinin etkisi olmuştu. Ama şimdi zaten kısa olan dansı hatasız tamamlarken o gülümsemenin hayalini zihninde canlandırması bile yetmişti.
Sol taraftaki ayağını tıpkı diğer provalarda profesörün gösterdiği gibi zarafetle çekip dönerken ve oğlanın belinden tutup çekmesine izin verip eğilirken dansı bitirmiş olmanın verdiği huzurla eşine gülümse sayılmasa da hafif bir tebessüm ile karşılık verdi. Asıl etkilemek istediği elbette ki eşi değildi. Büyük sınıflardan Slytherin'li oğlan içeriye girdiğinden beri dikkatini üzerinde toplamayı başarmıştı. Çoğu kez bu tür ilgileri gereksiz bulmuş olsa da oğlanın davranışları Catty'i bile etkilemişti. Yine de bu ilginin dışarıdan fark edilme ihtimaline karşı bakışlarını hızla eşine çevirdi ve pek de gerçekçi sayılmayacak bir ses tonuyla 'Tebrikler, oldukça iyiydin.' diye mırıldandı. | |
| | | Şişman Keşiş Hayalet
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 39 Yaş : 70 Kan statüsü : Gri Galleon : 12075 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 22:27 | |
| Keşiş karnını tutarak etrafına bakındı. Günler hızla geçip gitmişti ve işte balo zamanı gelmişti. Yakında başlayacak bir balo için koridorlar çok sessizdi. Hazırlıkların olduğunu duymuştu ancak herkes orada olmamalıydı. Neredeydi bunca insan. Koridorlar uzadıkça uzuyordu bu şekilde boşlarken. Keşiş için çekilmez oluyordu bu şekilde boş koridorlar. Sonu görünmeyen koridorlar… Onun için bile düşünülmemesi gereken bir durumdu.
Peki baloda ne yapılacaktı? Kendisinin yapması gereken bir şey söylenmemişti. Orada birçok kişi olacaktı kesinlikle. Kendinden asırlar sonra bu okula gelmiş ama hala aynı neşeye sahip birçok çocuk. Şu an şatodaki herkesin yaşadığı günleri yaşıyorlardı. Pek bir şey değişmemişti o günden bu güne aslında. Tam o anda duvarın içinden çıkan kafayla olduğu yere çivilendi. Kimdi bu? Peeves? Önünden hızla süzülmeye başlamıştı. Keşiş de hızla o sinsi sinsi ilerlemekte olan Peeves’in arkasından gitti. Ne işi vardı o odada? Ne yapmayı planlıyordu?
“Hey Peeves. Bekle. Dur diyorum.”
Nereye gidiyordu ki bu? Bir amacı olduğu belliydi ama… Keşiş kendini bunu öğrenmek zorunda gibi hissediyordu. Ancak bunu nasıl yapacaktı? Hızla onun dibinde süzülmeye başladı. Elinde bir şey mi tutuyordu? Bundan emin olamıyordu Keşiş. Elini ona doğru uzatarak konuştu bağırarak.
“Peeves! Hey, elinde bir şey mi var? O da ne öyle?”
Peeves hiç de oralı olmuyordu. O neydi acaba. Acaba bu şey yüzünden tüm gün kötüye gidecekse eğer? Keşiş bunu kesinlikle öğrenmeliydi. Hala Peeves’in kötü bir amacı olmadığına inanmak istiyordu. Artık nereye gideceğini beklemek zorundaydı. Bir şeylerin peşindeydi belli ki. Hem de böyle bir zamanda… Yapabileceği şeylerin sınırı yoktu belki de. Ancak Keşişin yapabileceği bir şey görünmüyordu. Belki de kötü bir şey yapmayacaktı… Arkasından süzülerek onunla birlikte bir iki koridor daha aştı. Onun dediği şeylerden gerçekten bir şeyler yapmayı planladığı belliydi. Peeves bir yere sapınca o da arkasından gitti. Mutfakta mıydılar? Artık ona bir şeyler söylemeliydi. Bu iş böyle olmayacaktı.
“Peeves! O odadan ne aldın? Ne yapmayı planlıyorsun?”
| |
| | | Peeves Hayalet
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 15 Yaş : 34 Galleon : 12058 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 23/05/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 23:39 | |
| “Parti adamım partiiiiii! Impheatus disgusting! Ehheheheee! Hadi keşiş bağırıp durma millette bir şey oluyor sanacak. Puhahahahahha! I can't hear youuuuuuuuuuuuu!” Peeves, peşinde kendisini takip etmek için uğraşan tombul hayaleti takmış olarak mutfağın kapısı olan yere geldi. Birden durup Keşiş’e doğru işaret parmağıyla “shhhiiiiiiuhhh!” dedikten sonra birden görünmez olarak mutfağa daldı. Tabii girer girmez kısa vaktiyle şeytan gibi parıldayan gözlerle etrafı süzdü. *Evet, yemekler, punçlar… Güzel.* Elindeki şişenin tıpasını açarak masaların üzerine dizilmiş üstleri açık olan yemeklerin ve içeceklerin üstünden geçiyordu.
Tam bu esnada mutfağa duvardan dalan şişman hayalet bağırarak seslendi. “Peeevveeesssss! Neredesin? Hayır, ne yapacaksan dur hemen!” Hayaletin bağırtısıyla şaşkın halde ona bakan evcinleri önce ne olduğunu anlayamamıştı. Ama içlerinden en yaşlısı hemen ulumaya başladı. “Peeves burada! Hemen onu bulun… Yemeklerrrrrrrr! Kapatın üstlerini çabuk.”
*Geç kaldılar. Yemekler tamam şef! Roger roger!* Şişman Keşiş ise onu ikna etmek için uğraşıyordu bağırarak. Eğer hemen ortaya çıkmazsa Baron’un geleceğini söylediğinde Peeves’ın incecik dudakları umursamaz bir büküşle kıvrıldı. *Hah, tabii başka kimseyi çağıramazlar zaten onlar. Kıçı kırık bir düke kalmışlar.* Şişedeki damlalar hızla azalıyordu. En son kalanları ise gördüğü kocaman punçla dolu kâselerin olduğu büyük bir masanın üstünde durdu. Şişenin içinde kalanları kocaman kâselere bölüştürdü. *İşlem tamam, Peeves yuvaya geri dönüyor.*
Elindeki şişeyi hemen yakındaki ocağın alevlerine attı. Şimdi eline bir şey lazımdı. Zaten duvar dibinde gördüğü şey sayesinde hemen kocaman sırıttı. Şatoda belki de ortada olmayı sevmiyorlardı bu kemirgenler ama Peeves onları seviyordu. İnsanları korkutuyorlardı. *Aynı ben!* Hâlâ görünmüyordu. Havada süzülerek hayvanı eline aldığı gibi hızla yemek masalarından uzaklaşıp birden bire tepedeki şamdanın orada belirdi. “Puhahhahahahahaha! Saklambaç oynamama da izin vermiyorsun. Elimde ne var diyip durdun. Al bakalım ne varmış.” Elindeki fareyi evcinleri ile keşişe doğru fırlattı. Evcinleri birden bire sinirlenerek kendisine bir şeyler fırlatmaya veya kendi büyüleri ile harekete geçirdikleri bıçakların üstüne geldiğini görünce de hemen tavandan yukarı kaçtı.
Çıktığı katın hemen içinden mutfağın girişine doğru tepeden süzüldü. Alttaki katta istediği kadar fırtına kopsundu. Ancak Şişman Keşiş inatla peşinde idi. Bir anda yerden kafasını çıkarmış ona seslendi, onu yakalamıştı. Üstüne üstlük bir de yanında o salak vardı. *Beceriksiz Nick. Kafasını nasıl olmuşta koparamamış bu şapşiş!* “Eeee… Sıktınız ama! Ne oldu bir fare fırlattık diye… Hem bugün Noel….” Bir yandan da gözlerini masum masum kırpıştırdı. Keşiş ona bakıp gözlerini devirirken, Nick ise sıkıntıyla olmayan nefesini koyuvermişti. “Küsler barışır bugünde, sevenler birbirine sarılır…” Bir yandan kollarıyla kendini sarmış havaya öpücükler yolluyordu. İkilinin halini görünce de alt dudağını sarkıtmıştı bu seferde. “Hadi gelin biz de kendi partimi verelim haaaa? Ne dersinizzzz? Kimse bizi takmıyor üstelik… İlgilenmiyorlar, çağırmıyorlar bizi.” Karşısındaki iki kişi Peeves’ın dediklerine dikkatle bir süre bakıp sonra birbirlerine baktılar. Evet, onlarla ilgili bir şey hiç yapılmıyordu ki okulda… Peeves onların can alıcı noktasına basmıştı. “Bizde ölüler gecesi yapalım ha ne dersiniz?.. Zindanlar zaten boş olacak.” Ve…. *Yem yutuldu* Peeves kocaman bir gülüş koyuverdi o anda.
DN:“Roger Roger” 2. Dünya Savaşı’ndan önce kullanılmaya başlanmış ve o tarihten sonra pilotlar arasında bir anda popülerlik kazanmıştır. O yüzden tarih açısından bu kelimenin Peeves tarafından kullanımında hata yoktur.
| |
| | | Lily L. Black Sihirli Oyunlar ve Sporlar Dairesi Başkanı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2960 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12324 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 07/02/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 31 Mayıs 2008, 23:47 | |
| Ablasının nazik (!) sözlerine aldırmayan Lily Lucy`in süslerin yanına gidisini izlemiş onu biraz uzaktan takip etmişti. Yavaş yavaş.. Ama Lucy hızlı başlamıştı. Ciddi ifadesine bakan hayatinin en önemli sınavına girdiğini düşünürdü herhalde. Onun bu halini görünce kıkırdamaya başlayan Lily hala dolanıp emir vermekle meşgul ablasını görene kadar devam etti. O kadar komik de değildi ama..
Yine de Lucy`nin hakkini yememek gerekiyordu oldukça iyi yerleştiriyordu süsleri. Sadece ablası görüp laf etmesin diye asasını çıkaran Lily`se onu izliyordu yanlizca. Bir sure için.. Sonra o da yardim etmeye başlamıştı elinden geldiği kadar. Çok kotu değildi ama.. Büyüde Lucy daha becerikliydi anlaşılan. Salonun tepesinden ağaçlara gelince kaybolan karlar yaratmak veya ökse otlarını yerleştirmek Lily`ye göre bir is değildi. Kıkırdama gurubundan kizlar olsa burada ise yarardı su ökse otları. O ifritlerle.
Lucy en sonunda memnun bir şekilde ona dönmüştü. "Biriyle geliyor musun baloya Lily." Meraklı. Bir de itiraz ediyordu gazeteci fikrime. Uğraşmak istemiyordu kestirme bir cevap aradı. "Tabiki Lucy, gelmiyor muyum? Sizle geliyorum ya.. " "Hayır ben demek istedim ki, neyse boşver.." İlginç.. Pes etti.. Lucy kimle gelecekti acaba ? Yada biriyle gelecek miydi ? Bilmiyordu ama çok ilgilenmiyordu da çünkü o düşünürken Lucy`ye Gri Leydi ( ne isi vardı onun burada ) bir şeyler söylemiş ve o da gitmişti. Lanet olsun. Hemen ardından gelen 4 devasa ağaca bakan Lily simdi isim bitti diye duşundu. Dört köseye koymuşlardı ağaçları. Lucy`nin nereye ve neden gittiğini de unutan Lily`nin derdi ablasından fırça yemeden su ağaçları bitirip kızlar yatakhanesine gidebilmekti. Lanet olsun..
Ilk agactan basladi.. Simdi.. Dort agac , dort bina.. Suslere goz atti. Altin rengi , kirmizi, gumus,yesil,siyah,bronz,mavi,sari ve bir de pembe. Pembe susleri elemisti ama gerisini binalara gore susleyecekti. Hufflepuff`tan basladi. Siyah – sari susleri asasiyla agaca yerlestirmek bu sefer daha klay ve daha hizliydi. 5 dakikada isini bitirmis tam karsisina Slytherin`in renkleriyle süslemeye başlamıştı. O da bitince altın rengi - kırmızı süslere geçti. En zor o olmuştu cunku susleri birbirine karıştırmayı becermisti arada. Ravenclaw`un tanidik renklerinden olsa gerek en kolayi olmustu. Tum agaclar bittigindeyse son bir agacin geldigini duymustu. Saka yapiyor olmalilar. Tam mudurenin sandalyesinin arkasina konan agaca dogru yururken pesinden suslerin bulunduğu kutuyu surukluyordu. Ağır.. En sonunda ağacın yanına vardığındaysa buyuk ağacı tum Hogwarts renkleriyle susledi. Değişik oldu.. Kutunun dibinde kucucuk bi kutu vardi. En fazla bir yastik boyutunda.. Eh buyuk salonda kucuk kaliyordu. Lily kutuyu atinca incecik kagida benzer bir sey gordu Hogwarts logosu. Ama su gibi bir his veriyor ve dokununca elinden kayiyordu resmen. Babasından bildiği görünmezlik pelerini gibiydi. Daha sert ve gorunur.. Asasini tedirgince ona dogrulttu. Yapabilirse yildiz yada Noel baba yerine agacin tepesine koyacakti.
Yapmıştı. Logo agacin cevresinde donup duruyordu. Kutunun dibinde birkaç tane daha vardı. Onları da süslediği ağaçların tepelerine koydu. Logolara carpan isik yuzunden devasa golgeleri buyuk salona dusuyor degisik bir gorunum veriyordu. Isinin bittigini dusunen Lily ablasina gorunmemeye calisarak kapiya dogru yurudu.. Tek istedigi balonun baslamasina yarim saat filan kalana kadar uyumakti. Yorgundu. O yuzden ancak kapidan cikip Ravenclaw kulesine dogru hizla yururken giyecegi resmi cuppeyi bile bilmedigini hatirladi. Annesi o gelmeden Fransa`dan yollamisti bir cuppe ama hic giymediginden bilmiyordu. Mavili tonlarda olduğunu hatırlar gibiydi sadece.. | |
| | | Charlie von Diederich Seherbaz Karargahı & UBBP Genel Başkanı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2101 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12549 Ekspresso Puanı : 49 Kayıt tarihi : 05/05/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Ptsi 02 Haz. 2008, 00:14 | |
| Nick'in kendisine gösterdiği o sarı renkteki Laçan Özü ne kadar da iyi gelmişti yarasına. Her ne kadar o kadar derin ve büyük olmasa da tüm acısı dinmişti. ''Çok sağol Nick!'' dedi saydam dostuna. O gerçekten çok iyi bir hayaletti. Hatta en iyi... ''İyi demişken bu süslemeler de çok iyi olmuş gerçekten.'' Hepsi dört dörtlük olmuştu. Son üç koliyi de Charlie, Severus ve Den birlikte paylaşarak taşımışlardı ve böylece çok çabuk bitmişti. Charlie'nin canının çıkması bir yana, yarısı bir yana olumlu yönleri de vardı bunların. Charlie'nin yarasına derman olan Laçan Özü'nün acılarını dindirmesi, bu bıkkınlık ve sıkkınlıkta bile kendilerini yalnız bırakmayan saydam hayalet dostları Nick'in burada olması, son birkaç dakikadır Eva adlı kızın emir vermeyi bırakması... Bunları düşündükten sonra kendini tutamayan Charlie küçük bir kahkaha patlattı. Kütüphanede Madam Pince'den korktukları yetmiyormuş gibi bir de burada Eva'dan korkacaklardı. ''Hıh. Bu kızdan mı korkacağım. Benim gibi bir Gryffindor'luya yakışır mı bu?'' Yine düşüncelere dalan Charlie kahkahasını ısrar ve büyük bir inatla devam ettirdi. Boğazından yanaklarına kadar domates gibi olan sarışın çocuk Charlie Severus'un yanına gitti.
''Hepsi bir yana tüm koliler bitti ha? Süslemeler de cabası tabii. Bir an hiç bitmeyecek sanmıştım.'' En son korkuyla söylediği cümleyle kendisine hak veren arkadaşlarını görünce birdenbire mutlu oldu Charlie. Kendisi haklı olunca çok sevinirdi zaten. Dostlarına sıra sıra baktı. Hepsi bu hazırlıkların bittiği için Tanrı'ya şükrediyor, boğulmadan sıkıntı havuzundan çıktıkları için yüzlerindeki tebessümler daha da güzel oluyordu. Ayrıca kötü olan birkaç şey daha vardı fakat bunlardan en belli olanı da Charlie'nin büyük, ihtişamlı sandığı, bir an önce gelmesini heyecanla beklediği hazırlıklar büyük bir hayal kırıklığı olmuştu. Hammallık yapıp, orayı burayı süslemekten mi ibaretti sadece? Olan olmuştu, geçen geçmişte kalmıştı. Daha az önce biten hazırlıklar herkesi yormuştu. Ha evet bir de yorgunluk vardı tabii. Her şey yetmiyormuş gibi bir de bu!
Çok mu şikayet ediyordu acaba? Çok mu iskanyardı Charlie? Ellerini sarı saçlarına götüren Charlie neden bu kadar saygısızca davranıyordu bu güzelim (!) hazırlıklara. Aa Charlie bak ne kadar güzel sana emir veren birileri var. Aa Charlie bak ne kadar güzel seni çok şapşal bulan birileri var. Sinirleri neden bu kadar kalkmıştı bu Alman çocuğun? Seni gidi pis Alman! Hepsi gibi sen de iğrençsin! Sarışın çocuk Charlie! Çok karşılaşmıştı böyleleriyle. Ama alışıktı. Küçük bir çocuk bile olsa alışıktı işte...
Sıkıntı havuzundan çok düşünce havuzunda boğulmaktan korkmayan Charlie ani bir sesle irkilmişti. ''Hey Charlie! N'oldu sana dostum? İki saattir bir yerlere daldığının farkında mısın sen?!'' Kendisine bağıran çocuğu bir yerlerden tanıyordu. Ah tabii ki cüppesinin renginden ve ortak salondan. O da Gryffindorlu bir öğrenciydi tanıması çok normaldi. ''Peki.'' Bu kısa cümle ya da sözcükle kapıya doğru yol alan Charlie yeniden Büyük Salon'a baktı. Noel için çok güzel gözüküyordu. Bu hazırlıklar çok iyi geçmişti aslında. Charlie abartmıştı. ''Evet sen abarttın Charlie.'' Bunu bir fısıltı şeklinde söyleyen Charlie arkadaşlarına baktı. Onlar da ayaklanmıştı. Gözünün önüne düşmüş olan sarı perçemini bir hamleyle arkaya atan Charlie onun yeniden gözünün üstüne düşmüş olmasına aldırmadı bile. Hazırlıklar bitmişti. Hüzünüyle, sevinciyle, neşesiyle... Artık Noel vardı. Önemli olan oydu. Bunları düşünürken çoktan salondan çıkıp ortak salona doğru ilerleyen Charlie Noel'de giyeceğini düşünmüyordu bile. | |
| | | Hayley Mireille Vance Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 219 Yaş : 29 Kan statüsü : Melez Galleon : 12285 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/01/08
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) Çarş. 04 Haz. 2008, 01:34 | |
| Hayley kısa sürede bu kadar işi halletiklerine inanamıyordu.Büyük salon olduğunda çok farklı olarak bir balo salonu oluvermişti ama çokta güzel olmuştu Hay öğrencilerin çok şaşıracağına emindi.İşlerinin bittiğine de çok seviniyordu çünkü gidip hazırlanmaya başlaya bilirdi şimdi.Ama gitmeden önce salonu incemak istiyordu biraz Vanessa'ya görünmeden biraz ilerledi ve dans çalışanların bulunduğu büyük salonun tamda ortasında olan boş piste geldi.İçine girmedi çünkü orda biri onu görübilirdi Hay uzaktan baktığında bile heyecanlanıyordu.Akşam orda David'le dans edeceğini bilmek ona heyecandan başka hiç bir şey vermiyordu.Ama korkuyordu da çünkü David dansta hiçte iyi değildi.Derslere ilk başladığı günden bugüne fazla bir değişiklik göstermemişti ve her defasında Hay'ın ayağına basıyordu Hay onu her zaman uyarsa yine aynı şey oluyordu baloda da böyle olmaması için dua ediyordu doğrusu.Kafasını diğer tarafa çevirince karşısına konser verecek olan Acayip Kız Kardeşlerin çıkacağı alan çıkıyordu.Hay orada ki hazırlıkların tam olduğunu hemen anlamıştı çünkü orayla ilgilenenler aşağıya salona iniyordu.Hay bu kadar yeteceğini düşünüp tekrar kapıya yöneldi.
Ordaya giderken Eva'nın onlara baktığını gördü bir an sonra ise dikkatini içeriye giren ve uzun zamandır görmediği profesör McGonagall ve müffettiş Dumbledore çekti.Hay hemen geçtikleri yolun üzerinde dik bir şekilde bekledi ve geçtiklerinden sonra yoluna devam etti kapının oraya vardığında yanda ki sandalyeye oturdu ve bir süre bekldikten sonra David ona katılmıştı"Hadi Hayley! Gelmiyor musun?" Hayley David'e baktı ve ayağa kalktı ama David kapıda ki küçük çocuklara takmıştı bir kere. Kapıyı açtığında ise küçük 1. sınıflar yerlere yapışmıştı resmen.Hay adım adım gitti ve David'in yanına vardı ama David onu pek umursamış görünmüyordu "Siz birinci sınıflar! Burada olmanızın, hatta ve hatta Büyük Salon'u gözetlemenin cezası ne biliyor musunuz?" biraz fazla korkutuyordu küçük birinci sınıfları David Hayley müdahale etmek istiyordu tam konuşmaya atlayacaktı ki David onun sesini bastıracak şekilde bir kez daha bağırdı "Cezası Apollon tarafından zemin kattaki zindanlara hapsedilmek!!!" Hayley artık yapacağı bir şey olmadığına karar vermişti.Yapacağı tek şey David'e kızmak olacaktı.Zaten David arkasını döndüğünde Hay pozifyonunu almıştı kaşları çatık bir şekilde David'e baktı ama David "Sadece eğlendim Hayley, yapma ama komikti!" Hayley kendine engel olamayıp küçük bir kahkaha attı.
Sonra ikisi birlikte dışarı çıkarken birinci sınıf bir Hufflepufflı çocuk panoya birşeyler asmıştı.Hayley gidip asılmış olan duyuruya baktı o anda içinde ki sesi bastıramdan küçük bir bağırış çıkardı "Kral ve Kraliçe" ama olma ihtimali pekte yüksek değildi çünkü daha bir çok öğrenci vardı.AMa olmakta isterdi doğrusu ondan biraz ilerde yürüyen David'e yetişti.Onun koluna girdi.İçinde ki ses ona "Neden olmasın?" demişti Hay gidip giyinmek istiyordu bir an önce David'i ardında bırakkıp hızlı adımlarla bbüyük salonun çok uzaklarına Gryffindor Ortak Salonua yol almaya başladı...
| |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) C.tesi 21 Haz. 2008, 17:31 | |
| Koridorun nemli havasından ve karşısında duran Slytherin hayaletinden iyice sıkılmaya başlamıştı. On dakikadır orada olmasına rağmen hayaleti bir türlü ikna edemiyordu. Ne söylerse söylesin Baron’un lanet suratı soğuk görüntüsünü korumaya devam ediyordu. Neden böyle yapıyordu? Bu kadar inat olacak ne vardı anlamıyordu. Salonu hazırlamakta görevli olanları düşünmeye başladı. Onların merak edeceği şey kendisi değil kahrolası barondu. Ne baron ama… Belki de Peeves büyük salona çoktan teşrif etmişti. Umrunda değildi. Sinirinden ve çabalarının sonuçsuzluğundan yeterince öfkelenmiş ve terlemiş, balo gününün kötü geçeceğine bir işaret olan berbat ruh haline bürünmeye başlamıştı. Kendisini ne kadar umursuyorlardı ki?
Güzel geçecek gibi görünen sakin bir gün, bir kez daha arkada kalmış, farklı bir akşam vakti yaklaşıyordu kendisi adına. Bir yandan düşünceleriyle boğuşurken, diğer yandan karşısında duran ürkütücü hayaleti ikna etmeye çalışıyordu. Ne söylese boş olduğunu bile bile. *Kahrolası gözsüz, ruhsuz ve dilsiz şey!*
“Yapma ama! İhtiyacımız var diyorum! Peeves’ın ortalığını kırıp dökmesini..-” ancak sonunda olan olmuş, kendine göre belki de asil hayalet arkasını döndüğü gibi havada süzüle süzüle karanlığa karışmıştı. Ne yaparsa yapsın işe yaramamıştı işte. Kendine hakim olamayarak sağ yumruğunu kaldırdığı gibi yan tarafındaki kirli duvara geçirmiş, öfkesini dışarıya kusmak için çılgınca haykırmaya başlamıştı. Ancak eli duvar ile temas ettiği an bu haykırma, bir acı çığlığına dönüşmüş, birkaç saniye içinde kesilivermişti.
“Lanet! Lanet olası hayalet!” diye son bir kez bağırdı ve yüzündeki teri büyük ihtimalle incimiş olan, sağ yumruğunun ucundan sarkan cüppesinin kenarı ile şöyle bir siliverdi. Ardından ağrıyan elini tempolu bir hızla sallamaya başlayarak aynı şekilde belirli bir hıza sahip olan bitkin adımlarla zindan koridorlarını boylamaya başladı. Başaramamak… Berbat bir duyguydu. Bir dahasında bu inatçı hayaletle tek kelime bile konuşmak istediğinden emin değildi. Peki ya hazırlıklar? Kendisinin yokluğunda öğrencilerin düzenlemekte olduğu hazırlıklar ne alemdeydi acaba?
Merak içinde adımlarını hızlandırmış, zindanları terk etmişti ki iki dakika kadar bir süre sonra büyük salonun görkemli kapısından içeriye girmişti. Girdiği gibi de duraksamış, hatta deyimi yerindeyse çakılmıştı. *Vaaoouuv!* İçerdeki görüntü az öncesinden epey farklı ve estetikti. Yuvarlak ve küçük masalar yerleştirilmiş, bunun sayesinde düzenli bir görünüm ortaya çıkmıştı. Eva’nın bahsettiği sahne kendini gösteriyordu. Etraftaki süslemeler ise apayrı bir güzellik katıyordu.
“Bu… Bu çok güzel!” diye etkilendiğini ve varlığını belirtecek cinsten yarım yamalak konuşmasıyla kafaların kendisine dönmesini sağlamıştı. Kendisine dönen kafalara aldırmadan Charlie ve Severus’un yanına doğru yürümeye başlamıştı ki salonda yankılanan ayak seslerinin kendisine doğru yaklaştığını fark etti. Eva… Ver yansın başlıyordu işte. Belki de haklıydı. Ama susacak değildi. Susmadı da. Birkaç dakika kadar süren bağrışmalar sonucunda ortalık dinmiş, hazırlıklarını bitirenler salonun kapısının yamacında toplanmıştı ki James, içinde patlak veren öfkeyi kusmak istediği Eva’ya hala çılgın bakışlar atarak kollarını tutan Charlie ve Severus’un sakinleştirme çabalarıyla apar topar salondan çıkarılıyordu. Ne de olsa hazırlıklar bitmişti. Eh, kötü bir akşam olduğu kesindi. Bakalım baloda neler olacaktı… |
| | | | Noel Balosu'na Hazırlık(5. Sezon) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |