Büyücülükte son gelişmeler üzerine bir inceleme

Hızlı hızlı, kütüphaneye doğru yol alıyordu.Elinde tavşan tüyünden eldivenler, üzerinde kışlık cüppesi ve Ravenclaw atkısı vardı.Hızlı adımlarla yürürken, elindeki çantayı sağ elinden sol eline geçirdi.Küçük burnu soğuktan mosmor olmuş, akıyordu.Avril zaman zaman burnunu içine çekiyordu, yanında bir mendil yoktu çünkü.

Bahçedeydi.Dışarı çıkmak için ısrar eden Creft'in gönlünü bir süre hoş tuttuktan sonra onu başından savmış, uzun zamandır okumak istediği büyücülükte son gelişmeler üzerine bir inceleme' ye göz gezdirmek için anca şimdi vakit bulabilmişti sonunda.
Dışarının soğuğundan sonra içerinin sıcağı tatlı bir köpek dili gibi yalıyordu yüzünü.Yavaş yavaş buzlarının çözülmeye başladığını hissediyordu koridorda dolanırken.

Kapıyı açarken ses çıkartmamaya özen gösterdi.Elleri kapının üzerinde, neredeyse boş olan salona bir göz gezdirdi.Elinde toz bezi, rafların tozunu almakta olan Madam pince, ona ters bir bakış fırlattı, sanki düşmanıymışcasına.Yinede Avril, bunu pek takmadı ve ayak sesi çıkartmamaya özen göstererek soluğunu onun yanında aldı.Biliyordu, Madam Pince en ufak bir gürültüye bile kızardı.
-''Büyücülükte son gelişmeler üzerine bir inceleme adlı kitabı arıyorum''
diyerek ne istediğini belirtti.Sesinin olabildiğine alçak bir tonda çıkmasına özen göstermişti, nitekim başarmıştı da, çünkü onu duyabilen sadece Madam Pince idi.Kadın, hiç konuşmadan elini bir üst rafa uzattı ve kalın görünen uzunca bir kitabı çıkartıp Avril'e verdi
-''Teşekkürler madam'' diye fısıldadı.Boşta olan elini uzatıp kitabı sıkı sıkıya kavradı.Şurası, burada en sevdiği köşeydi işte.Rahatça oturdu, *ohh ammada yorulmuşum be*, çantasını önündeki kahverengi masanın üzerine kaydırmıştı.Ellerindeki sızı sanki ona çantanın ağırlığını belirtmek ister gibi canını yakıyordu.Ancak bunu pek de taktığı yoktu, kitabı masaya dayayarak ilk sayfasını açtı ve okudu, okudu...

Aradan ne kadar vakit geçmişti bilmiyordu, ayağına vurulan küçük ve can yakmayıcı bir tekmeyle başını kaldırdığında, Samara'nın orada olduğunu ve ona gülümsediğini fark ederek kendine geldi.Kız, çoktan Avril'in yanındaki sandalyeyi kendine doğru çekmiş ve ona karşı oturmuştu bile
-''Selam''
Avril, sesinin yine kısık çıkmasına özen göstermişti.

Yürüyordu kütüphanede, balo için giyeceği kıyafeti üzerinde olmasını isterdi şimdi. Omzunu silkeledi, cübbesinin yanlarını çekiştire çekiştire uzaktan o sandığı Avirl'ın yanına koştu. Kitap okuduğunu görünce, hemen kitaplıktan bir kitap kaptı. Avril'ın yanına geldiğinde yanındaki sandakyeyi kibarca çekti ve oturdu.

''Selam'' dedi Avril. Samara gülümsedi bir kaç saniye, konuşacakken boğazı düğümleniyordu. En son ne zaman görüşmüşlerdi? Belki günler, haftalar olmuştu. Samara ölüm yiyen olduğundan beri görüşmemeleri bir hayli mantıklıydı. Ama Avril'ın her ne kadar kısıkta olsa selam diyişi umutlandırdı Samara'yı.

"Selam Avril, ne okuyorsun? Ders için felan mı?" Bunu dedi sadece, konuşacak hiç bir şeyleri yok muydu bu iki dostun? Ufak bir kız muhabbeti, erkekler... aşk olabilirdi belki de. Offf... hepside sıkıcı ve banel konulardı işte, başka... Balo, Noel Balosu...

"Err... Ba-balo... Baloya kiminle gideceksin, A- Avril?"

"Selam Avril, ne okuyorsun? Ders için felan mı?"

''Ah'' dedi içinden Avril.Konuşucak başka konu mu yoktu sanki? Tam yanıt vermek için ağzını açıyordu ki, Samara'dan gelen yeni bir konu karşısında irkilmişti:
"Err... Ba-balo... Baloya kiminle gideceksin, A- Avril?"
Avril, bir an ağzı açık kalakaldı.Hiç düşünmemişti bu konuyu.Evet, baloya kiminle gidecekti, yoksa geçen seferki gibi yalnız mı takılacaktı? Cevap vermeden bir süre sustu
-''Ööö, şey ben, şey...Ya Billius* diye bir çocuk var aslında
''

Hava sıcak sayılmazdı, ama Avril terlemeye başlamıştı bile.Bu sorunun yanıtının, kendisine bu kadar ağır geleceğini tahmin bile etmezdi.
Kütüphane görevlisi anlaşılan fazla ses yaptıklarını düşünmüş olmalıydı ki, ters ters onlara bakıyordu.Bir azar ya da ceza yemeden başka bir yere gitmek iyi bir fikir gibiydi.
-''Haydi çıkalım buradan''
Bir yandan da ayağa kalkmıştı.Elindeki kitabı, sağına soluna bakındıktan sonra, gördüğü ilk rafa rast gele yerleştirdi.

Out:Bilius Npc karakterdir.

''Ööö, şey ben, şey...Ya Billius* diye bir çocuk var aslında''

Sadece bunu demekle yetindi Avril. Alnından akan bir kaç damla teri eliyle hızla attı ve sıkılmışcasına etrafına bakındı. Samara'da hayretle Avril'ın ağzından şu Billius hakkında başka şeyler duyabilmek için zorluyordu Avril'ı. Anlaşılan ki sıkılmıştı Avril, bu konuyu atlatmak için dört döndü ve sonunda Samara'yı susturmayı başardı.

''Haydi çıkalım buradan'' dedi, arkalarındaki kütüphane görevlisini gözüyle işaret ederek. Samara suratını arkaya çevirir çevirmez görevlinin kötü bakışlarıyla karşı karşıya gelince sandalyesini hızla çekti ve yerinden kalktı. Avril'ın kulağına eğilip

"Haklısın, çabuk gidelim... Balo için hazırlanma zamanı geldi sanırım" dedi ve Avril'ın koluna girip beraberce kütüphanenin kapısından çıktılar. Samara kapıdan çıktıktan hemen sonra masada unuttukları kitaplara dikti gözlerini. O sırada görevlinin kitaplarını lanetler yağdırarak topladığını görünce de heyecanla bağırdı.

"Eyvahh! Hadi çabuk..."

Tarihi eskimiş bir başlık olduğu için kilitlenmiştir.