Onu öptüğünde herşeyin düzeleceğini hissetti, birlikteyken daha güçlüydü. Kabuk bağlamış tüm yaraları, onunla iyileşecekti. Hata yapıyor olsa bile geri ona dönerek, şansını bir kere daha denemek istiyordu. Son bir kere, bundan sonrası yeniden biterse olmazdı. İlişkiyi bir ayrılıp, bir barışarak laçkalaştırmıştı aslında. Ama kendine kızamadı, sevmek suç değildi ne de olsa.. Hem bu ayrılık iyi olmuştu, tükenmekte olan aşkı sönmeden yeniden alevlenmişti. Onu özlemek, onu kıskanmak ve hatta onu görmemek iyi gelmişti. Değerini anlamıştı yokluğunda ve öğrenmişti onsuz hayatın nasıl zor olduğunu. Eragon'un öpücüğüne karşılık vermesi onun da aynı hisleri yaşadığını gösteriyordu. Sy'a bir ömür gibi gelen uzun bir aradan sonra dudaklarında onu hissetmek inanılmazdı. Ama tüm bunların sırası değildi, gitmeliydiler. Sonra özlem giderirdi, Eragon artık kaçmıyordu ya?
Onun yardımıyla ayağa kalktığında başı hala dönüyordu ama iyiydi. Önemli birşey değildi, biraz uzanırsa geçerdi. Eğer tekrar bayılırsa belki bir şifacıya giderdi, o kadar. Uzatmanın anlamı yoktu, şu anda önemli olan Eragon'un koluydu. Asasını parmağıyla Eragon'a gösterdi, aslında o gördüm gibilerinden göstermişti. Ama Eragon şovalyelik yapıp hemen getirmişti asasını, birazcık inleyerek. Diğer koluna girerek destek olmaya çalıştı, bir yandan da yolda yeniden bayılmamayı umuyordu. Yürümeye başladılar, bir yandan da sorusunu cevapladı.
'' Bilmiyorum.. Şu ormandan çıkalım düşünürüz. ''