Zindanlar.. Öğrencilik yıllarında buraya çok gelmişti, BitkiBilim'e başladığından beri ise ayağını kesmişti. Daha çok sera yüzü görür olmuştu ama şiketçi de değildi. İlk profesölrük yılı fena gitmemişti, bir sürü olay yaşamış ve deneyim kazanmıştı. Bir yıl daha bitiyordu, Sy bir sene daha Hogwarts'da kalmaya karar vermişti. Bakanlık için erken olduğunu düşünüyordu, genç yaşından dolayı tecrübesiz görülmek istemezdi. Kendini geliştirmek daha iyi olurdu. Tüm bunlar aklından geçerken okulda bir sessizlik vardı. Dersler bitmişti, kimi si bahçede dolaşıyor, kimi si de bavulunu tuopluyordu. Birazdan öğrenciler expresse binip uzun bir yaz tatiline çıkacaktı. O ise bir hafta daha kalacaktı, yapması gerekenler vardı. Mesela seradaki işlerini bitirmeliydi, yeni gelen profesör ne derdi bilmiyordu çünkü. Evet, BitkiBİli^'den ayrılıyordu. İksir dersi için uygun görüldüğünü yeni öğrenmişti, mutluydu ama birazda buruktu. İçinden bir ses serayı ve pek sevgili bitkilerini özleyeceğini söylüyordu. Daha da merak ettiği yeni profesör kimdi? Bu seneki açıkları kapatmak için baya uğraşılıyordu.
Ölmüşlerdi.. Gözlerini kapattığında hep ölü bedenleri gözünün önüne gleiyordu. Angie nasıl Reno'yu öldürebilmişti? Hala bunu Rox'a söyleyememişti, belki de en iyisi söylememekti. Elw'in ölümüne düşündüğünden daha az üzülmültü, onun gidişiyle omzuna binen bu ağır yükler için onu suçluyordu. Karanlık Lord'un yokluğunda artık herşey ona kalmıştı. Lordunu özlüyordu, gitgide ona benzemekten korkmuyordu. Değişiyordu içten içe, artık daha renksiz biriydi ama asla silik değildi. Dumbledore buralarda olmadığına göre en azından Hogwarts'da ne işler döndüğünü öğrenmek istiyordu. Ama her seferinde Derwent ayağına dolanıyordu. Sinirle tısladı, kafası çok karışıktı. İnce kolunu kaldırarak saatine baktı, burada oyalanmaktan daha önemli ileri vardı ve zaman geçiyordu. Andre'e cafeden çıkmış olmalıydı, onunla konuşmalıydı. Pelerini arkasında dalgalanarak hızlı adımlarla zindanlardan çıktı.