Göl kenarına ilk ziyaret...

Melania, ablasının ona defalarca güzel bir yer olduğundan bahsettiği Göl Kenarına ilk defa geliyordu. Gerçekten güzel bir yere benziyordu burası. Melania etraftaki ağaçların birinin altına oturdu ve etrafı seyretmeye başladı. Derslerin henüz başlamamış olması ne güzeldi. Sabahın erken saatleri olmasına karşın etrafta şimdiden insanlar vardı. Melania, sabırsızlıkla ablasına Slytherin olduğunu müjdelemek için kalem kağıt çıkardı ve yazmaya koyuldu.

Henüz kahvaltı bile yapmamış olmasına rağmen kendini aç hissetmiyordu. buradan sonra baykuşhaneye uğraması gerekecekti, bu nedenle bugünlük kahvaltıyı gözden çıkarsa iyi olurdu. Yazdığı mektup bittiğinde onu özenle katlayarak zarfına koydu. Zarfı cüppesinin içine yerleştirdikten sonra asasını çıkarıp düşünceli bir şekilde elinde çevirmeye başladı.

Durmadan artık bu haberi, Slytherinli olduğunu ailesine de söylemesi gerektiği aklına geliyor ve sinirlerini bozuyordu. Ama bu günü böyle düşüncelerin asla mahvedemeyeceğine karar vererek hepsini kafasından attı. …

Line artık Hogwarts'daydı.Bunun için çok mutluydu.Okulu keşfetmek amacıyla küçük bir geziye çıkmıştı.Eşsiz bir manzarası olan göl kenarına gelmişti.Ağaçların birinin altına oturdu.Eline bir taş alıp göle attı.Bunu yapmayı çok seviyordu.Etrafını süzerken ileride cüppesinden Slytherin'li olduğu belli olan siyah saçlı bir kız gördü.Hiç arkadaşı yoktu okulda.Arkadaş edinmek umuduyla kıza doğru ilerledi.Sabahın erken saatleriydi ve Line kahvaltı yapmadan gelmişti göl kenarına.Bu yüzden karnı biraz acıkmıştı.''Teyzem beni merak ediyor mudur acaba?''diye düşündü.Acaba annesi ve babası ne derdi?

Biraz yürüdükten sonra kızın yanına gelmişti.Gülümseyen bir tavırla:
''Meraba.Umarım rahatsız etmedim.Ben Jacqueline Lizzie Darkness ya sen?''dedi.Biraz yorulduğu için o da kızın yanına oturmuştu.Kızdan cevap bekliyordu..

Melania, ağacın serin gölegesinde tek başına otururken yanına gelip

''Meraba.Umarım rahatsız etmedim.Ben Jacqueline Lizzie Darkness ya sen?'' diyen kıza baktı. uzun kahverengi saçları ve rengini tam anlayamadığı mavi-yeşil arası gözleri vardı. Melania, onu daha önce hiç görmemişti. Seçimlerde görmüş olmalıydı aslında, ama dikkat etmemişti anlaşılan.

Kız Melania'nın yanına oturmuş ve neşeli gözlerle ona bakıyordu şimdi.

"Selam, Jacqualine. Ben de Melania Lizzie Livera." dedi. "Ama herkes başka bi şekilde kısaltıyor ismimi, Mel diyen var, Mela diyen var, Liz diyen var... İstediğini söyleyebilirsin." dedi göz kırparak. Bir yandan da elinde çevirip durduğu asasını cüppesinin cebine koymaya çalışıyordu.

" Uyanın artık kızlar. "

Tam da rüyanın en güzel bölümünde yapılacak iş miydi şimdi bu? Henüz kimin bu sözü söylediğini bile bilmiyordu. Sadece öylesine duymuştu. Kapalı olan göz kapaklarını yavaşca araladı ve etrafı süzdü. Herkes sırayla kalkmış , toplanmaya çalışıyordu. Molly ' de bunun üzerine zor da olsa yataktan kalktı . Gözleri bir kapanıp bir açılıyordu. Henüz ayılamamıştı. Gerine gerine esnedikten sonra yatağından yavaşca kalktı ve yüzünü yıkadı. Simsiyah saçlarını aynanın karşısına geçip tek tek taradıktan sonra ilk işi Gyrffindor cübbesini giymek olmuştu.

Her şeyi hazır olduktan sonra ortak salona inen merdivnlerden , yavaş adımlarla indi. Bir kaç kişi koltuklarda oturmuş sohbet ediyorlardı. Molly onları pek tanımadığından dolayı yanlarına hiç uğramadan ortak salondan çıkıp , koridorlara doğru yöneldi.
Hızlı adımlarla yürüyordu. Yüzünde ise ; kaşları çatılmış, sinirli bir ifade vardı. Bir günede sinirli uyanmasa olmayacaktı sanki. Gryffindor' a nasıl seçildiğini bile anlamıyordu. Rahatlamak için göl kenarına inmeyi tercih etti. O sırada koridorlarda yürürken omzu birine çarptı.

" Yavaş be.! "

diyerek çocuğu itti ve dik dik baktı. Ardından ona hiç pas bile vermeden yoluna devam etti. Sonunda göl kenarına varmıştı. İyice derinliklerine indiğinde , önceden hiç görmediği 2 tane kızın oturduğunu fark etti. Hemen yanlarına yaklaştı ve önüne gelen saçını yavaşca kulağının arkasına sıkıştırarak konuştu,

" Selam ben Molly , rahatsız etmedim umarım. "

Melania, Jacqueline'den cevap beklerken yanlarına uzun siyah saçlı bir kız gelmişti. Melania onu daha önce görmüştü. Ama 1. sınıf olmadığını biliyordu sadece. Melania

" Selam ben Molly , rahatsız etmedim umarım. "diyen kızı süzerek

"Selam Molly, ben de Melania" dedi. " İkinci sınıfsın sanırım öyle değil mi?" diye devam ederken aklı hala ablasına yazdığı mektup ve ailesine yazacağı mektuptaydı. Bu düşünceleri takrar kafasından uzaklaştırdı ve Molly'nin cevabını bekledi.

Kızdan cevap gelmişti."Selam, Jacqueline. Ben de Melania Lizzie Livera.Ama herkes başka bi şekilde kısaltıyor ismimi, Mel diyen var, Mela diyen var, Liz diyen var... İstediğini söyleyebilirsin."demişti kız.Bunları söylerken Line'e çok samimi davranmıştı.

''Memnun oldum Mel.Line ya da Liz diye bilirsin bana da.Slytherin'desin sanırım.Binandan memnun musun?dedi.Mel iyi bir kıza benziyordu.Sevmişti onu..O sırada yanlarına bir kız gelmişti.Simsiyah saçları,yemyeşil gözleri vardı." Selam ben Molly , rahatsız etmedim umarım. "
diyordu kız.Demekki kızın adı Molly idi.Line kızı incelerken Gryffindor öğrencisi olduğunu farketti.Onlardan biraz büyük görünüyordu aslında.''Bende Jacqueline Lizzie, memnun oldum. ''dedi.

' 'Memnun oldum Mel.Line ya da Liz diye bilirsin bana da.Slytherin'desin sanırım.Binandan memnun musun?" demişti Line. Melania kızın bu sorusu karşısında bir an durakladı, sonra gözlerinde o her zamanki muzip parıltılarla

"Gerçekten çok memnunum. Eğer başka bir binaya seçilseydim herhalde Hogwarts'!a asla alışamazdım." dedi. Gerçekten, nasıl alışabilirdi ki? Kendini tamamen Slytherin'e ait hissediyordu. Eğer başka bir binaya seçilseydi başka yere ait olmanın ağırlığı kaplardı heralde içini, bunun iyi hissettireceğini sanmıyordu.

Melania, yeni tanıştığı bu iki kızı incelerken gözü Molly'nin Griffindor cüppesine takıldı ve

"Demek sen Gryffindor'dansın, peki sen Line?" dedi

Line'in sorduğu soruya Mel cevap vermişti.Bir an için duraklamıştı,ama kendinden çok emin konuşmuştu.

"Gerçekten çok memnunum. Eğer başka bir binaya seçilseydim herhalde Hogwarts'!a asla alışamazdım.''Line sadece gülümsemişti.Ardından Mel'den ona bir soru gelmişti.
"Demek sen Gryffindor'dansın, peki sen Line?"demişti Mel.Line hiç tereddüt etmeden

''Bende Gryffindor.Aslında safkanım ama takıntım yok''dedi.Mel'in tepkisini merakla bekliyordu.Kötü bir tepki vermesinden korkuyordu çünkü onu çok sevmişti ve bu yüzden onu yeni tanısa bile kaybetmek istemiyordu..

" Selam Molly, ben de Melania "
" İkinci sınıfsın sanırım öyle değil mi? "
'' Bende Jacqueline Lizzie, memnun oldum. ''

Molly karşısında oturan kızların konuştukları ve söylediklerini dinliyordu. Ayakta kalmıştı. İkisi oturuyor bir o ayaktaydı. Garip kaçmaması için Molly' de yavaşca yanlarına oturdu. Melania ona bir soru somruştu ve hala cevabını alamamıştı. Molly sesizce durdu ve yüzünde neşeli bir gülümseme belirttikten sonra cevap verdi.

" Evet ikinci sınıf oldum. "

Aslında şuan Gyrffindor cübbesi giymek yerine , Slytherin cübbesini giymeyi gerçekten çok isterdi. Ayrıca şu son dönemlerde canıda çok sıkkındı. Bir kaç gün sonra derslerde başlardı zaten. Birde onlara yetiş. Molly' nin hayatı yine her zaman ki gibi aynı..! Kızları süzdüğünde; yaşca Molly' den küçük olduklarını fark etmememiş değildi. Ve ayrıca kendinden bir yaş küçük olmaları arkadaş olmalarına engel olmazdı. Onlara elinden geldiğince sıcak davranmaya çalışıyordu ki , Hogwarts' a çabuk alışabilsinler..

" Imm.. seçildiğiniz binalardan memnun musunuz? "

Amacı sohbet etmekti. Bir de onlarla yeni filizlenmiş olan arkadaşlığını daha da geliştirmek.. İkiside yakından bakıldığında çok iyi kızlar olarak gözüküyorlardı. Kişise özelliklerininde en az fiziksel özellikleri kadar iyi olduğunu umuyordu. Molly' nin de Hogwarts' ta pek fazla arkadaşı yoktu. Hem zaten öyle bir sürü arkadaşı olmasınıda istemiyordu. Bir kaç tane güvenebileceği kişnin yanında olması ona yeterdi.

Melania, yeni birileriyle tanışmış olmanın rahatlığıylave son kez ailesiyle ilgili herşeyi kafasından atabildi.

''Bende Gryffindor.Aslında safkanım ama takıntım yok." diyen Line'e gece gibi koyu mavi gözleriyle baktı ve onun gözlerinde sanki biraz tedirgin bir bakış yakaladı. Bu konuda şimdilik konuşmaya gerek görmüyordu. Sadece "Hmm, öyle mi." diyerek geçiştirdi bu konuyu. Büyülü kan her şekilde değerliydi tabi, buna önem verilmesi gerekirdi. Ancak, bir insanın ailesinin büyülü kana sahip olup olmaması onun elinde değildi sonuçta. Bu Melania için karışık bir konuydu. Bu sırada

" Imm.. seçildiğiniz binalardan memnun musunuz? " diye soran Molly, Melania'ya bu konuyu atlamak için iyi bir fırsat olmuştu.

"Evet, biz de az önce bu konudan konuşuyorduk zaten. Biz memnunuz. Peki ya sen?" diye sordu ve kurnaz bir ifadeyle Molly'yi süzdü. Sanki bu konuda yolunda gitmeyen bir şeyler var gibiydi. ...

" Evet, biz de az önce bu konudan konuşuyorduk zaten. Biz memnunuz. Peki ya sen? "

Slytherin' e seçilen bir insanın binasından memnun olmaması beklenemezdi tabikide. Yani bu yüzden Molly hiçte şaşırmamıştı. Ayrıca onun adına da mutlu olmuştu. Bugün sıkıntılı olmasına rağmen karşısındakilere iyi davranıyordu. Genelde , her zaman çevresindekileri terslemekten zevk alırdı fakat artık eskisi kadar kötü biri olmak istemiyordu. Yalnızlık iğrenç bir şeydi.

En azından artık aklından sevdiği kişiyi çıkarabilmeyi başarmıştı. Böylelikle kendini daha iyi hissediyordu. Hem belkde çevresindekilere iyi davranmasının sebebide onu unutması olabilirdi. İyikide unutmuştu. Zaten onu bu saatten sonra sevmesi imkansızdan da öte gibiydi. Resmen Molly' e haber vermeden çekip gitmişti. Yine kafasında onca düşünce ile boğuşurken Melenia' nın sorusuna cevap vermeyi bile unutmuştu.

" Evet , yani Gryffindor' u seviyorum ama ben pek diğer Gryffindor' lulara benzemiyorum.. Onlardan farklıyım yani. "

Molly her zamn farklı olmak istiyordu. Hiç bir zaman biriyle aynı olmaya dayanamazdı. Bu yüzden de çevresi tarafından çok tutulurdu. Kendi modasını yaratması, kendine özgü özellikler ve bir Grffindor ' lu olarak -kötü tarafta - olması gerçekten de çok dikkat çekiciydi.

Melania'ya göre

" Evet , yani Gryffindor' u seviyorum ama ben pek diğer Gryffindor' lulara benzemiyorum.. Onlardan farklıyım yani. " diyen Molly, bu farklılıktan çok memnun görünüyordu. Melania gülümsedi ve daha rahat etmek için oturuşunu değiştirdi. Bu sırada cüppesinin cebinden ablasına yazdığı mektup düşmüştü. Melania onu hemen eline aldı ve arkadaşlarına dönerek

"Az daha unutuyordum, benim baykuşhaneye gitmem gerekiyor." dedi elindeki mektubu göstererek. " Hmm, benimle gelmek ister misiniz?" diye devam ederken çoktan ayağa kalkmıştı bile. ...

" Az daha unutuyordum, benim baykuşhaneye gitmem gerekiyor. "
" Hmm, benimle gelmek ister misiniz? "

Molly buraya hava almak için çıkmıştı. Ama yanlız da kalmak istemiyordu. Melenia ile çok iyi anlaşmışlardı. Melenia onlardan cevap bile beklemeden çoktan ayağa kalkmıştı. Bu da Molly kadar sabırsız birine benziyordu. Aslında şuan hiç kalkamaya niyeti yoktu. Ağacın altına yaslanıp derin bir uykuya dalmak varken.. Bir sürü işle uğraş dur.. Hiçte Molly' e göre bir şey değildi. Ama daha yeni tanıştığı bir arkadaşını bu şekilde kıramayacağından dolayı yavaşca yerinden kalktı ve üstünü silkti.
Yüzündeki asık suratı bir anda muzip bir gülümsemeye bürünmüştü. Kesinlikle böyle daha tatlı ve güzel görünüyordu.

" Peki ben gelirim. "

diyerek ona gülümsedi. İçinden ' sen bu kadar iyi olabilir miydin be Molly ' diye geçirmişti. Gerçekten de buna inanamıyordu. Sanki yeni kötü Molly gitmiş , yerine eski okula ilk gelen şeker surat Molly gelmişti. Ama bunların hiçbiri Molly ' nin eski haline dönmesine bir ip ucu değildi. Çünkü artık Molly - iyi kalpli meleklerden- değildi ve öyle olmayacaktı da..Jaqueline ' ye döndü ve onun elinden tutarak kaldırdı.

" Hadi sende gel. "

Şimd ikisi giderse ayıp olurdu. Jaqueline' yi burada yanlız başına bırakmak Molly' e yakışmayacağı için ona sormadan edememişti.

Jacqueline dalmıştı.Molly ve Mel konuşuyorlardı.Bir anda ''Hıı..Ne!?Anlamadım! ''demişti kendine.Biraz sonra kendine geldi.Mel baykuşhaneye gidecekti.Molly o sırada sessizliği bozarak

" Hadi sende gel. "demişti.

Jacqueline de''Tamam geliyorum.Zaten benimde teyzeme mektup yazmam lazımdı.Bu arada özür dilerim dalmışım. ''dedi ve ayağa kalktı..

" Peki ben gelirim. " demişti Molly ve hemen ardından da "Hadi, sen de gel." diyerek Line'i de kaldırmıştı. Line, sanki biraz dalgın görünüyordu.

"Tamam geliyorum.Zaten benimde teyzeme mektup yazmam lazımdı.Bu arada özür dilerim dalmışım. '' diyerek o da kalktı.

Melania, yeni arkadaşlarının da onla gelecek olmasına sevinmişti.

"Pekala, hadi gidelim!" dedi ve onlarla birlikte yürümeye başladı. Ablasının mektubu aldığında nasıl sevineceğini düşündükçe içi içine sığmıyordu. Elindeki zarfı sımsıkı tutuyor onu bir baykuşa vermek için sabırsızlanıyordu. Evet, Slytherin'di, ve karar vermişti, bugün bunu ailesinin diğer üyeleri de öğrenecekti...

Birlikte şatoya doğru yürümeye devam ettiler ve gözden kayboldular.

» Ani Ziyaret
» Ziyaret