| Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi | |
|
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Paz 06 Tem. 2008, 22:56 | |
| Avril, Anon'un ellerini nazikçe tutup omuzlarından aşağıya bırakıverdi. Anon boşluğa düşen ellerini durdurmayı başarıp, rüzgarla savrulan saçlarını düzeltti. Kızın gülümsemesine parlayan beyaz dişeriyle karşılık verdi. ''Tüm ilgin için, teşekkürler. Sen çok iyi bir insansın'' Anon'un bu laf üzeirne gülümsemesi biraz daha arttı. Pazularını şişirmesine neden olan klasik utanma hareketini yaptı sarı saçlarını düzeltirken. Avril "Wingardium Leviosa " dedi ve ilaç kutusunu eline aldı. Anon , dikkatli gözlerler Avril'i izliyordu. Avril, Anon'a geri döndü Anon'da ayağa kalkınca az kalsın Avril dönerken Anon'a çarpıyordu. Anon Avril'in dengesini toplamasına yardımcı olmak için kutuyu yanlarından tutmak için ileri atıldı. Elleri, Avril'in ellerinin üzerine kapandı. Anon'u birden ellerinden başlayıp gövdesine ve oradan da beynine hareket eden bir sıcak elektrik dalgası kapladı. Beyni uyuşmuştu sanki. Yeniden dişlerini göstererek gülümsedi ve koyu yeşil gözleriyle Avril'in açık mavi gözlerinin derinliklerine ufak bir bakış attı. Avril bu etkileşimden kurtulmak için belli belrisiz bir başını sallayınca Anon'da aynısını tekrarladı. ''Normalde bu ilaç işleri böyle yürümez. İlaçlar bitince, ilaçlardan sorumlu şifacı- ki o da ben oluyorum- bir dilekçe yollar. Bakanlıktan gelen bir kaç adam hastaneye kutuları bırakırlar... Sanırım görev değişimi nedeniyle olmadı bu sefer. Eğer ilaçlar zamanında gelirse, bendende kurtulursun.'' Anon "Keşke o görevlilerin hepsine birşey olsa!" diye geçirdi içinden ama soluk ve susamış dudaklarından "Yok canım ne kurtulması? Ben bu gidişle sana hep uğrayacağım gibi" dedi ve sonra dediklerinin yanlış anlaşılmması için panikle "Yani bakanlığa başladığımdan beri başıma gelmeyen kalmadı. Bu yüzden St. Mungo'ya talihsiz bir şekilde düşebilirim ama inşallah o kadar talihsiz olmam da sen benim Şifacım olursun" dedi tatlı bir şekilde gülerek. Avril'in gitmesi için önünden çekildi. Avril kapıya doğru ilerlemeye başladı. Anon bir anda beynine hakim olamadı ve "Şey istersen bu saatte hastaneye tek başına gitme seni bırakayım!" sonra saçmaladığını farketti sonuçta buharlaşacaktı! Anon'a ihtiyacı yoktu ki! Anon " Yani 3 mektubum var daha okumam gereken ama bir an önce çıkmak istiyorum bu ofisten bir bahane oldu diye demiştim ama saçmaladım işte!... Aman boşver! Çok geç oldu sabahtan beri ara vermeden çalıştım biraz yorulmuşum... Cümle kuramıyorum, Mantıklı konuşamıyorum" dedi. Sonra kendini azarladı içinden "Anon kendine gel!" diye Avril'e "Kendine çok iyi bak Umarım görüşürüz!" dedi. | |
|
| |
Daphne Zoe Launy Son Dakika Editörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1162 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12457 Ekspresso Puanı : 7 Kayıt tarihi : 21/12/07
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Ptsi 07 Tem. 2008, 17:53 | |
| - ''Eğer çok istiyorsan'' dedi ve bir saniye durakladı. Ardından devam etti ''Yani, bu senin ofisten kurtulmak için aradığın bir bahaneyse, tabiikide benimle gelebilirsin... Engelleyecek değilim ya'' Madem isterdi, neden gelmesindi ki? Avril de mutluluk duyardı bundan. Pencereden hala kuvvetli, ama ferahlatıcı bir meltem, ikisininde saçlarını havalndırtıyor, göz alıcı parıltılar saçmalarını sağlıyordu... Meltemin yüzüne hafif dokunuşları onda anlatılmaz duygular uyandırıyordu... Tüyleri diken diken oluyordu... Tekrar karşısındaki Anon'a gülümsedi, cevap için bekliyordu.... | |
|
| |
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Ptsi 07 Tem. 2008, 18:53 | |
| ''Eğer çok istiyorsan.'' dedi Avril ve bir saniye durakladı.''Yani, bu senin ofisten kurtulmak için aradığın bir bahaneyse, tabiikide benimle gelebilirsin... Engelleyecek değilim ya'' Anon bu cevap üzerine şaşırmıştı. İçinin koyu derinliklerinden beklediği daha doğrusu arzuladığı cevap bu yönde olsa da kibarca reddedileceğini düşünüyordu. Oysa kızlar tarafından daha önce reddedilmemiş olsa da! "Şey tamam hemen çıkabiliriz bana bir saniye izin ver lütfen!" Anon telaşla masasına gitti. Hafif meltem bir kaç açık mektup kapaklarını titretiyordu. Anon yazdığı mektupları çekmecesine atıp "Colloportus" dedi. Sonra asa tutmayan eliyle yazmadığı 3 mektubu alıp çantasına attı. Sonra son kez "Aklapakla" diyerek masasının üzerindeki dağınıklığı toparladı. Sonra meltemin içine dolmasına neden olan pencereyi kapattı. Sonra başı önüne utangaç bir şekilde eğmiş, kendisini bekleyen Avril'in yanına doğru yürüdü sanki bir mıknatısa çekilen demir parçası gibi. Anon, Avril'in yanına gelince Avril kafasını hafifçe kaldırdı. Anon, sol eliyle Avril'in suratını kapatan sarı perçemlerini yana itip açık mavi gözlerini ortaya çıkardı. "Artık gidebiliriz" dedi tatlı bir şekilde. Beraber gece karanlığında Bakanlığın içinde yürümeye başladılar. Sonra Anon kendini aptal gibi hissetti. "Ah unuttum!" dedi. Avril anlamamış gibi baktı. "Lütfen beni affet!" Avril'in gözlerini bir an için belli belirsiz bir üzüntü ve hayalkırıklığı kapladı. Avril kibarca "Bir işin mi vardı?" dedi hüzünlü bir tonda. Anon gülerek "Yooo sadece Çok büyük bir ayılık yaptım sana karşı!" Avril hiç bir şey anlamamış gibiydi. Anon şaşkın kızın yine ellerinden tutup kutyu devraldı. "Tamam artık gidebiliriz! Senin gibi genç bir bayanın bunu tek başına taşımasına izin veremezdim." Kutu oldukça ağırdı. Bu ağırlık Anon'un kol kaslarının sertleşip çelik gibi olmasına neden olmuştu. Anon "Oldukça güçlüymüşsün! ...Bu ağır kutuyu gıkın bile çıkmadan taşıdın koca bir koridor boyunca" dedi gülerek. Avril'de istemeden güldü. Atriyum'da heryer neredeyse zifiri karanlıktı sadece ortadaki havuzun aydınlatması ortama saf bir altın sarısı ışık yayıyordu. Anon devam etti "Bu senden korkmam gerektiğini mi gösterir?" Atriyum'dan ziyaretçi girişine doğru ilerlerken. | |
|
| |
Daphne Zoe Launy Son Dakika Editörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1162 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12457 Ekspresso Puanı : 7 Kayıt tarihi : 21/12/07
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Ptsi 07 Tem. 2008, 19:17 | |
| "Bu senden korkmam gerektiğini mi gösterir?" ''Ah hayır. Ben genellikle fiziksel gücüm yerine büyü gücümü kullanmayı yeğlerim.'' Gülüyordu... Atriyuma doğru ilerliyorlardı. Avril, ilk defa bakanlıkta bu kadar geç bir saatte yürüyordu. Şimdiki Sihir bakanının kocaman posterindeki yüzü görebilmesini sağlayan tek ışık kocaman havuzun yaydığı sarımsı ışıktı. Çıkışa az biraz yol kalmıştı. Avril bu süre içinde, onu ilk tanıdığı günden beri aklında dönüp duran soruyu sordu: ''Kaç yaşındasın sen?'' Aynı anda, fazladan bir ışığın zararı olmadığını düşünerek, sol elinde hazır bekleyen asayı sallayarak önlerini görmelerine yetecek bir ışık çıkarttı. | |
|
| |
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Ptsi 07 Tem. 2008, 19:37 | |
| ''Kaç yaşındasın sen?'' Anon bu soruyu bekliyordu. Sonuçta Avril çok genç gösteriyordu. 20'den büyük olamazdı. Anon yaşını gösterse bile bu mevkide olması onun yaşlı biri olması gerektiğine dair bir önyargıya düşürüyordu insanları. Avril ilerlerken önlerini görmesini sağlamak için asasını kaldırdı. Asansöre gelince Anon yana kaydı. Avril'le içeri girip yukarı doğru hareket etmeye başladılar. Anon "23.." dedi "Biliyorum Çok şaşırtıcı" diye ekledi. Asansöre görevindeki kırmızı klübe durunca Avril, Anon geçsin diye kapıyı açtı boş sokağa çıktılar. Serin rüzgar, ikisininde cüppelerini, göğe çekilmiş bayrak misali dalgalandırıyordu. Anon "Şimdi ne yapıyoruz? Yani nereye gidiyoruz? " dedi. Kızın cevabını beklerken şişmiş pazularını kaldırarak centilmen bir şekilde Avril'in koluna girmesi için tuttu ve ona gülümsedi. | |
|
| |
Daphne Zoe Launy Son Dakika Editörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1162 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12457 Ekspresso Puanı : 7 Kayıt tarihi : 21/12/07
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Ptsi 07 Tem. 2008, 19:53 | |
| "Şimdi ne yapıyoruz? Yani nereye gidiyoruz?" Anon, aynı eski filmlerde olduğu gibi kollarını kaldırmıştı, sanki Avril'in koluna girmesini istermiş gibisinden... Avril, bu isteğini ikiletmedi... Bir yandan da soruya yanıt veriyordu. ''Cisimleniyoruz. Hastaneye.'' gülümsüyordu... Bu adamın 23 yaşında olması, ona imkansız gibi geliyordu. Bu mevkide bir insan, ona göre daha yaşlı olmalıydı. Demekki o, çok daha fazla çalışmıştı... İçeride pencereden gelen orta şiddetteki meltem, burada onun soğuktan titremesine yol açıyordu. Öyle ya, sonbahar gelmişti, ama Avril'in üzerinde incecik bir şifacı kıyafetinden başka hiç bir şey yoktu...
Issız bir köşeye doğru yürümeye devam ediyorlardı, onları cisimlenirken gören Muggle'lar olmasın diye. Avril, o sormadan belki merak ediyordur diye eklemek istedi ''Ben henüz 18 bile olmadım... Sen benim ağabeyimden bir yaş küçüksün...'' Bunu söylerken, boğazına o tanıdık düğüm gelip yerleşmişti işte... Ne zaman ölen sevdiklerinden bahsetse böyle olurdu. Çünkü, ağlamamak için kendini sıkardı... ''Tamam'' dedi etrafa şöyle bir göz gezdirerek. ''Burası bence iyi'' Anon, kuşkusuz cisimlenme ehliyetine sahipti, ama gideceği yeri bilmiyordu. Bu yüzden Avril'in onu yanısıra-cisimlenme ile götürmesi daha mantıklı olurdu... ''Tamam, kendini bana bırak. '' dedi. İki eliyle birden adamın kolunu daha sıkı kavramıştı. Gözlerini sıkı sıkı yumdu. Bir saniye sonra, ikisinin az önce durdukları yerde yeller esiyordu. Onlar, nefes almalarını büyük ölçüde engelleyen hayali kauçuk çemberin içindeydiler....
######################### | |
|
| |
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi C.tesi 26 Tem. 2008, 14:04 | |
| Boyası neredeyse dökülmek üzere olan nemden ve kirden dolayı krem rengine dönmüş tavandan yansıyan sabah ışıkları odayı ısıtmaya başlamıştı. Anon bir saatten fazladır yorgana uzanmış dün gece bu yatakta Avril’le yaşadığı birkaç unutulmaz saati düşünüyordu. İngiltere’de yeni görevine başladığından beri 1 hafta bile geçmemişti ama kendisini St. Mungo hastanesinin en güzel ve en seksi şifacısıyla yatakta bulmuştu kendini. Saat 10’u geçmiş olmalıydı. Sabah çıkmadan önce Avril’e verdiği sözü hatırladı. Bakanlığa gitmesi gerekti! Çünkü Avril, kendisine St. Mungo’dan mektup atacaktı ve bütün gün boyunca da dört gözle cevap bekliyor olacaktı! Anon hiç işe gitmek istemiyordu ama boş boş da Çatlak Kazan’da ki odasında duramazdı. Sonuçta artık üst makam bir görevliydi. Avril’in yüzünü ve pembe dudaklarıyla yaydığı gülümsemeyi aklına getirip kendini motive etti. Yataktan bunun verdiği enerjiyle fırladı.
Belini saran banyo havlusunu çözüp yere düşmesine izin verdi. Çıplak bir şekilde genişletme büyüsü yapılmış sandığına eğildi. İçinden muggle kıyafetleri – geniş sayılabilecek bir kot ve tişört- çıkardı ve üzerine geçirdi. Normalde Bakanlığa böyle gitmemeliydi ama şu aralar Bakanlığı’da pek takmıyordu. İşte 15-16 yaşındaki toy, ergen Anon geri gelmişti. Burnu havada kuralları asmayan, yüksek kalitelerinden dolayı herkesin ona ihtiyacı olduğunu sanan Anon! İşte bu genç ergenin içinde yarattığı umursamazlık ve küstahlık duygusuyla Bakanlık’taki makamına muggle kıyafetleriyle üstüne üstlük birde mesai saatinden 3 saat sonra gidebiliyordu. Asasını yerden alıp kotunun cebine soktu. Aynanın karşısına geçip ıslakken şekil vermediği saçlarına biraz şekil verdi. “Dün gece o şifacıyı iyi becerdin dostum! Bende seni akıllı, uslu bir velet sanmıştım!” Anon bu sözlerin patavatsız ayandan geldiğini anlamıştı. İçindeki genç birden alevlendi ve karşı saldırıya geçti. Sanki karşısında gerçek bir insan varmış gibi tehditler savurmaya başladı. “Bana bak seni aptal cisim! Sevgilim hakkında böyle şeyler diyemezsin Eğer bir kez daha ağzını açarsan parçalarını Londra çöplüğünde bir araya getirmeye çalışırsın! Sakın bir daha haddini bilmeden konuşma! “ Sonra hızla dönüp odasının kapısını çaparak çıktı.
Merdivenlerden hızlıca indi. Barmen Tom her zamanki gibi bardak temizliyordu. Anon bu sinir halinde bile düşünmeden edemedi. ”Nasıl oluyorda bu adam hiç uyumadan bütün gün çalışıyor?” Sonra tezgaha gitti. Tom’a birkaç sickle bıraktı. “Sağol Tom” dedi ve hızla kapıya çıktı. Bugün Londra metrosuyla Muggle oalrak gitmeyi planlamıştı ama sonra şimdi gerizekalı Muggle işleriyle uğraşmamaya karar verip direk Bakanlığın ziyaretçi girişine cisimlendi. Çevresinde ne olduğuna bakmadan kulübeye girdi ve tuşları tuşlamaya başladı. Kulübe yere doğru batarken rahat bir nefes almayı başarmıştı.
Kulübenin kapısı açılınca geniş adımlarla Atriyum’u arşınladı. Kimseyle konuşmak istemiyordu. Ama kendisine doğru gelen kendinden daha yaşlı bir adamı görünce durakladı. Adam kendisinden büyük olduğu halde Anon’la mevkisinden dolayı son derece kibar konuşuyordu. Adamın selamına aldırış etmeksizin “Lütfen bana Anon de , Frederick” dedi. Anon bu rahat konuşmayı duyunca şaşırdı ama bozuntuya vermeksizin devam etti. “Sen nasıl istersen Anon, Odandaki birkaç sicil kaydını teslim etmeleri için birkaç memura verdim ama bir tanesini unutmuşum. Şu en üsttekini alabilir misin?” Anon kafa sallayıp aldı. “Nereye gidecekti bu? Biliyor musun?” Adam biraz düşündü ”Sanırım Johall diye bir halıcıya, Godric’s Hollow’da.” O sırada yanlarından geçen çaylak bir memura “Jonathan” diye seslendi. Zaten patlak gözleri yüzünden şaşkın bir surata sahip olan çilli çocuk afallamış bir halde yön değiştirip kendilerinin yanına geldi. "Günaydın Mr Icevita ve Mr Bowel” dedi. Anon günaydın anlamında kafa sallarken Mr. Bowel lafa girdi. “Jonathan Mr. Icevita’nın elinde Godric’s Hollow’a gidecek bir takım belgeler var. Onları sen götürür müsün?" “Tabi Efen-“ “Hayır gerek yok Sen işine dön. Ben hallederim” dedi Anon gülümseyerek. Mr. Bowel şaşkın şaşkın bakarken; çocuk “Cidden yapabilirim!” dedi. Anlaşılan çalışkanlığını göstermek istiyordu. Anon çocuğa şefkatle gülümsedi oysa sadece aralarında 5 yaş falan olmalıydı. “Tamam. Ben hallederim… Zaten Godric’s Hollow’da da kişisel bir işim vardı. Gitmişken onu da hallederim” dedi. Oysa ki tek amacı Avril’e sürpriz yapmaktı. Mr. Bowel “Tamam o zaman…Sağol Jonathan Gidebilirsin!” dedi. Çocuk “İyi Günler” dileyip uzaklaştı. Anon , Mr Bowel’le de vedalaştıktan sonra arkasına dönüp uzaklaştı. Odasına vardığında direk Avril’in yazısına ait bir şey var mı diye etrafa bakındı. Elinde tuttuğu dosyayı masaya bıraktı. Masanın üzerinde birkaç mektup onu bekliyordu. Tahmin ettiği gibi biri Avril’den gelmişti. Anon, Avril’in mektubunu yırtarcasına açtı.
“ Aşkım; St. Mungo’ya gelir gelmez. İlk iş öğrendim ve burada bulduğum ilaç kargosu baykuşlardan birini sana gönderiyorum. Tabi bundan kimsenin haberi yok. Neyse saat beş gibi Mrs. McFlaggen’ın yanına gideceğim. Sende umarım Bakanlık’tasındır ve erken çıkabilirsin. Seni 7 gibi köy meydanında beklerim. Bana haber ver. Mektubunu dört gözle bekliyorum. Biricik sevgilimi öpüyorum. Aşkın olduğunu düşünen Avril“
Anon hemen mektubu katlayıp çekmeceye koydu ve kilitledi. Sonra masanın üzerinde duran bir parça parşömeni alıp yazmaya başladı.
“Avril, Aşkım diyemedim kusura bakma çünkü aşkım kelimesi senin kalbimdeki yerini anlatamaz bunun için bir kelimede yok sanırım dünyada. Neyse ben gelemeyeceğim. Japonya’dan gelecek olan malların teslimatında bizzat bulunmak zorundayım. O da saat 6 da gelecekmiş. Yetişirsem gelmeye çalışırım. Olmazsa burada bir şeyler yaparız. Seni Seviyorum Aşkın “
Anon yazdığı mektuba baktı. ”Tamam oldu bu iş” dedi kendi kendine haince sırıtarak. Hemen başka bir kağıt aldı ve odasına bir baykuş yollamaları için bir kağıda not yazdı. Sonra onu sihirleyip gönderdi. O sırada işlerini halletmek için diğer mektuplara baktı. İtalya’dan gelen bir mektup vardı. Hemen okuyup İtalyanca cevabını yazdı. Mektubu katlayıp zarfa koyarken Odasına kehribar rengi bir baykuş giriş yaptı. Hemen sandalyesinden kalktı ve Avril’e yazdığı mektubu baykuşun bacağına bağladı. Baykuş hemen ok gibi fırlayarak geldiği camdan geri çıktı. Anon oturup bu sefer İrlanda’dan gelen diğer mektupla uğraşmaya başladı.
Edit: Paragraflar arasında 1 satırdan fazla boşluk bırakmayın. - A.C.D. | |
|
| |
Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Ptsi 04 Ağus. 2008, 12:52 | |
| Dennise'in o gün bakanlıkta bir kaç işi vardı.Kuzeni Bella unutturucu karargahındaydı.Geçen ay yapılan bir kaç eğlenceden sonra Unutturucuların devreye girmesinigerektirecek bir kaç olay yaşanmıştı.Dennise de bu işin içinde olduğu için bakanlığa gidip bu konuda ifade vermesi gerekiyordu...Ölüm yiyenlerin sıradan eğlencelerinden biriydi bu ve Bellatrix üstünü kısa zamanda örtmeyi başarmış, Dennise'İ ve birkaç kişiyi daha kurtarmıştı.Bu iş hallolduktan sonra Dennise elindeki dosyaya bakt.Uluslararası Sihirsel Ticaret Kurulundan gelen zarfı gördü.Asansöre binip o kata yöneldi.Önüne uzun bir koridor çıktı ve yürümeye başladı.Bir yandan da üstündeki altın rengi büstiyeri düzeltiyordu.Bakanlığa geldiğinde resmi Gringotts kıyafetini giymek zorundaydı.Bunlar da Lacivert sert bir şapka, bayanlar için altın rengi karnına kadar uzanan ve kollarını dirseklerine kadar kapatan üçgen bir büstiyer ve büstiyerin içindeki kırmızı-kahverengi cüppesinin kısa eteğinden oluşuyordu.Büstiyerin sol tarafındaki Gringotts yazısı vardı... Gideceği yere en sonunda gelmiştii.Kapıdaki ismi tuhaf bulup okuduktan sonra kapıyı tıklatıp içeri girdi. South Anon Icevita daha önce pek de sık rastlanmayan bir isimdi.[b]İçeri girip kapıyı kapattı ve karşısındaki masada oturan sarışın adama baktı ve yaklaşarak elini uzattı: "Mr. Icevita ben Gringottstan geliyorum.İsmim Dennise Black." Büyücünün elini sıktıktan sonra masanın yanındaki koltuğa adamın karşısına oturdu.Acelesi olduğundan hemen konuya girmesi gerekiyordu.
En son Marietta Dennise Black tarafından Cuma 08 Ağus. 2008, 13:08 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Ptsi 04 Ağus. 2008, 16:29 | |
| “Bir dakika, bir dakika… Tamam” dedi Anon kendini kapısı kapanmakta olan asansöre attığında. Kolunun manşetini düzeltti, parlayan yeşil gözlerini daha da belirginleştiren siyaha yakın koyu yeşil bir resmi cüppe giymişti. Cüppenin düğmeleri meşe yaprağı şeklinde ve bronzdan yapılmıştı. Koştururken boynunu yakan açık yeşil ve çapraz şekilde çizgi çizgi dizilmiş zümrütlerle süslü kravatını biraz gevşetti. Üzerine çeki düzen verince asansördeki diğer meslektaşlarının nihayet farkına varmıştı. “Günaydın Matt , Günaydın Bella!” dedi içten ve enerjik bir biçimde. Asansörde sadece üçü olduğu için gayet rahattılar. Bu yüzden Matt yumruğunu öne doğru uzattı. Anon, Matt’in gençlik günlerinden kalan selamlaşma şekline çekinmeden sıkı bir yumrukla karşılık verdi. Bellatrix bu gençlik heveslerinden kurtulamamış iki insana bakıp gözlerini devirdi. Anon “Yapma hadi! Bella biz bizeyiz” dedi gülerek. Matt’te başını sallayarak Anon’a destek verdi. Bella “Ben onu bunu bilmem… “ dedi ciddiyetle ve ekledi ” Neyse bugün kuzenimiz Marietta ziyaretine gelecekti sanırım Gringotts’taki kasa çoğaltımı olayı yüzünden. Uğradığında söyle benim odama da bir uğrasın.” Anon “Tamam” dedi düşünceli bir şekilde. İki gündür Bakanlık’la, Gringotts arasında ciddi bir sürtüşme vardı. Cincüceler sırf büyücülere gıcıklık olsun diye kasa çoğaltımına karşı geliyordu. Muggle’ları sevmeyen bir grup büyücüde buna engel oluyordu. Ama sonuçta bu kasalar açılmak zorundaydı. Er geç bu gerçekleşecekti. Bu yüzden Anon uğraşmadan bu işi halletmek istiyordu. Katına geldiğini fark edince hemen başını kaldırıp arkasını döndü. “Görüşürüz Black Kardeşler” dedi hafif alaylı şekilde.
İki kardeşi de çok seviyordu. Ama bu kadar farklı kardeşler olamazdı Anon’a göre. Tek ortak noktaları mezun oldukları binaydı. Her ne kadar olsalar da bu iki kardeşe imreniyordu. Anon koskoca malikanede tek çocuk olarak doğmuştu ve tek başına yaşamıştı. Şu an ailesi Rusya’da olduğundan dolayı onlarla da pek görüşemiyor. Bu eksikliği iyice hissediyordu. Ailesi diyebileceği bir tek şu an malikanedeki hayvan, yaratık ve bitkilerin bakımından sorumlu Gordeon ailesiydi. Tabi elbette birde Avril vardı. Boş koridorda dalgın dalgın yürüdü. Yakın zamanlarda bakanlığın boş kadroları doldurulacak ve bu katta da boş oda kalmayacaktı. Anon isminin yazılı olduğu tahta kapıyı açıp içeri girdi. Odası günün gürültüsü ve telaşlı koşturmadan yani fırtına öncesi sessizliğini yaşıyordu. Kapıyı yavaşça kapattı ve meşeden yapılma masasına yürüdü. Elindeki çantayı masanın üzerine bıraktı. Limonlu ve üç şekerli çayı masasına gelmiş. Kristal küredeki gibi döne döne şekiller oluşturan buharını, havaya çayın sakinleştirici kokusuyla beraber yayıyordu. Anon bir yudum aldı. Çay hala oldukça sıcaktı ki dudakları biraz haşlandı. Ama tadından memnundu. Sonra gözüne günlerdir sulamadığı yeşillikler aklına geldi. Tembel bir memur gibi mesai saatinden önce başlamamak için vakit öldürüyordu. Asasını çıkardı masanın üzerindeki iki Bombai ağacını “Aquamenti” diyerek suladı. Sonra odadaki diğer çiçeklere aynı işlemi uyguladı. Tam son çiçeği sularken artık alıştığı metalik sesi duydu. Duvarındaki kapsamlı dünya haritasında bir hareketlenme vardı. Anon asasını indirip haritaya yaklaştı. Haritada Romanya'dan, İngiltere’ye doğru bir süpürge harekete geçmişti. Anon asasıyla süpürgeye dokundu. Nereden geldiği belli olmayan bir ses “5.000 adet son model Tükürenbilye takımı İngiltere’ye doğru yola çıktı. Alım Noktası: Chichester/İngiltere, İlgili Yetkili: Lacramıoara Teodosıe” Anon saatine baktı. Saat henüz yediydi. Ama Bükreş’te şu an Saat on olmalıydı. Oraya göre iki saatlik bir rötar söz konusuydu. Anon nedenini merak etti ama bunu öğrenmek için bir çaba harcamadı. Yetkili bunu haber vermeliydi. Romanya'nın Kurul Başkanı kıvırcık, kumral ve kabarık saçlara sahip alımlı bir bayandı. Beyaz dişlerini, gülümseyerek sergiliyordu. Anon kafasını kaldırdı ve herhangi bir haber var mı diye masasına doğru geniş adımlarla yürüdü. Sandalyesine oturdu. Masanın sağ köşesinde duran zarf yığınını eline aldı. Adresleri kontrol etmek için arkalarını çevirip yığına tersten başladı. Mektupları kontrol ederken çeşitli dillerle yazılmış adresleri hızlı hızlı okuyordu. “İtalya, A.B.D, Rusya, Kanada, Çin, Singapur, Venezüella, Mısır” mektupları masaya bıraktı. Yoktu işte! Ajandasını önüne çekti. Bugünkü randevularına, görüşmelerine ve yapılacak işlere göz geçirdi. Gözüne ilk çarpan “Gringotts’dan gelecek bir yetkiliyle görüşme: 10:00” yazısı oldu ama Romanya'yla ilgili bir şey yoktu. Anon kafasını kaldırıp koltuğa yasladı. Mesainin başlamasına daha dakikalar vardı ama pes edip çayından bir yudum aldı ve ilk zarfı yırtıp açtı.
2.5 saat sonra: “Spett. Società Marelli Via Carso, 141 20100 MILANO ”
yazdı son zarfın üzerine ve gerindi. Eğer şanslıysa birkaç gün sonra İtalya’ya iş için gidebileceğini düşündü Anon. Hatta mümkünse yanında Avril’i da götürür ve harika bir iş gezisi yaşayabilirdi. Venedik’i, Roma’yı, Pisa’yı ve Milano’yu tek tek düşündü. İtalya’yı çok seviyordu. Yemeklerini de çok seviyordu. Tam bu sıkıcı günde işlerdne uzaklaşmış ve hoş hayallere dlamıştı ki. Kapının çalınıp içeri yaşına göre oldukça hoş sayılan bir bayan girdi. Üzerine altın rengi bir büstiyer giymişti. Anon bu ünirformayı Gringotts’ta görmüştü. Birden kafasına dank etti.“ Tabii ya Marietta, Gringotts“ dedi hafızasına lanet okuyarak. Kadın elini öne doğru uzatıp tanışma merasimi için adını söyledi. Anon ayağa kalkmıştı ama birden donakaldı. Kadın ismine Dennise Black demişti. Büyük olasılıkla doğru insandı. Çünkü Kuzeni Bella’ya çok benziyordu. Anon düşüncelerden sıyrılıp “Memnun oldum Miss. Black“ dedi kibarca. “Lütfen şöyle oturun.“ Diye ekledi masanın önündeki koltuğu göstererek. Kadın gülümseyerek gösterilen yere geçti. “Ben South Anon Icevita Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Başkanı.“ Sonra utangaç bir şekilde “İsminizi Marrietta sanıyordum. Kuzeniniz Bellatrix Black öyle demişti. Dennise’i mi kullanıyorsunuz?“ dedi. “Bir şey daha size ne ikram edebilirim?“ Kadının cevap vermesini beklerken boşluğa “Volus“ diye seslendi. Demirden yapılmış gibi duran iki lacivert-gri karışımı gözlü ve sarkık kulaklı bir evcini odada belirdi.
En son South Anon Icevita tarafından Ptsi 11 Ağus. 2008, 16:11 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Salı 05 Ağus. 2008, 12:00 | |
| "İsminizi Marrietta sanıyordum. Kuzeniniz Bellatrix Black öyle demişti. Dennise’i mi kullanıyorsunuz?" Dennise acayip birşey söylemiş gibi adama baktı.Sonra gözlerini devirerek cevap verdi: "Evet. İsmim Marietta Dennise Black. Ama Dennise'i kullanıyorum. Bellatrix de öyle çağırır beni ama size herhalde resmi bir görüşmemiz olduğu için böyle dedi."
“Bir şey daha size ne ikram edebilirim?“ Dennise'in bir şey demesine izin vermeden boşluğa seslendi: "Volus!" Demirden yapılmış gibi duran iki lacivert-gri karışımı gözlü ve sarkık kulaklı bir evcini odada belirdi...Dennise adama baktı.Ne kadar da kibardı.Adını gördüğü zamanda anlamıştı.İngiliz olmadığı belliydi.Nazikçe gülümseyerek: "Teşekkür ederim. Zencefilli çay alabilirim." Mr. Icevite de istediği şeyi söyleyip cini yollayınca Dennise konuya girdi.Kucağındaki dosya yığınından bir parşomeni çıkartıp uzattı: "Buraya geliş nedenimi biliyorsunuz.Bu,Gringotts düzenlemeleri hakkında çıkacak olan yeni yasayla ilgili bir itiraz dilekçesi.Geçen ay ve önceki aydan beri daireniz tarafından gönderilen yasa tasarılarının haksızlığını gerekçeleriyle kanıtlayan bir belge bu." Hafifçe burnunu çekerek geriye yaslandı ve biraz önce cinin getirdiği çayından bir yudum aldı. Devam etti: "Bankamızdan ilişikte istenilen miktar kadar kasa açılmasını talep ediyorsunuz.Böyle bir şey mümkün değil.Çünkü Gringotts bildiğiniz üzere Londranın derinliklerine kadar uzanan bir bankadır ve ağzına kadar doludur.Son açılan kasalardan sonra Uluslararası Gizlilik Nizamnamesinin belirttiği sınırlara gelmiş bulunuyoruz.Yani demek istediğim talep ettiğiniz kasaları açmamız şimdilik pek mümkün değil!" Tekrar geriye yaslanıp çayından bir yudum daha aldı.Aptal muggle doğumlular için zaman kaybediyordu.Ama bu bankada onların kasalarının ağırlıkta olmazsından daha önemsizdi elbette.Fincanın yanında duran peçeteyle ağzının kenarını hafifçe silip rujunun akmasını engelledi ve daha sonra Mr Icevite'i dinlemeye koyuldu. | |
|
| |
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Perş. 07 Ağus. 2008, 12:12 | |
| “Dennise” diye düşündü Anon. Bu isim karşısında altın büstiyerli formasıyla yaşına göre oldukça genç duran kadını süzerek. Bu isim kesinlikle Marrietta’dan daha çok yakışıyordu kendisine şüphesiz. Ama bu fikrini dile getirmemeyi tercih etti. Metalik gözlü evcini Volus, Anon’a melum melum bakıyordu. Anon evcinine gülümsedi korkacak bir şey olduğunu göstermemek için. Çünkü bu evcinin geçmişi oldukça acı doluydu. Önceki efendilerinin ona yaptığı eziyet ve hor görülmesiyle bir paranoya yaşayan yaratık Anon’un ilgisini oldukça çekmişti. Babasından ve çok sevdiği aile dostu Mathilda’dan öğrendikleriyle ev cininin psikolojik durumunu düzeltmek istiyordu. Sonuçta o da bir canlıydı ve Anon’un gördüğü en saygılı ve sevecen evciniydi. Zaten bu yüzden de yetkililere ricada bulunup, asistanın olmayışı gerekçesiyle onu kendi yetkisi altına almıştı. Bakanlıkta şu an ki yardımcısı Volus’tu. Anon yeşil gözlerini cinin soluk ve sarkık kulaklarından Dennise’in yüzüne doğru kaydırdı. Dennise’de, Anon’un onu beklediğini görünce isteğini kibarca dile getirdi. Anon siparişi Volus’a tekrarladı ve kendininkini ekledi “Bana da her zamanki gibi üç şekerli ve limonlu çay.” Cin anladığını gösterircesine başını deli gibi salladı. Cinin yaşadıklarının bir etkisi de yabancı korkusu olmuştu. Cin yabancı birinin yanında kesinlikle tek bir kelime edemiyordu. Anon yine içten bir şekilde gülümsedi ve cinin buharlaşmasını hayal meyal gördükten sonra konuşmaya başlayan Dennise’i dikkatle dinlemeye başladı. "Buraya geliş nedenimi biliyorsunuz. Bu, Gringotts düzenlemeleri hakkında çıkacak olan yeni yasayla ilgili bir itiraz dilekçesi. Geçen ay ve önceki aydan beri daireniz tarafından gönderilen yasa tasarılarının haksızlığını gerekçeleriyle kanıtlayan bir belge bu."
Anon belgeyi uzanıp Dennise’in elinden aldı. Anon’un pek farklı tahmin etmediği şekilde sıralanan itiraz ve gerekçelerine şöyle bir göz attı. Bu itirazlar arasında umduğunun dışında başkaları var mı diye hızlı hızlı sayfaları çevirdi. Bu sırada kulakları da Gringotts’un genç, bayan memurundaydı. Bu sırada bir sesle konuşma durdu. Volus gelmişti. Çayları hızlı hızlı servis ettikten sonra Başını tamam anlamında aşağı yukarı salladı. Anon’un hafif baş işaretiyle yeniden yokluğa karıştı. Dennise’in bardağından bir yudum almasını izledi ve sonra yine dinlemeye devam etti. "Bankamızdan ilişikte istenilen miktar kadar kasa açılmasını talep ediyorsunuz. Böyle bir şey mümkün değil. Çünkü Gringotts bildiğiniz üzere Londra’nın derinliklerine kadar uzanan bir bankadır ve ağzına kadar doludur.Son açılan kasalardan sonra Uluslararası Gizlilik Nizamnamesinin belirttiği sınırlara gelmiş bulunuyoruz. Yani demek istediğim talep ettiğiniz kasaları açmamız şimdilik pek mümkün değil!" Anon, metni çoktan bitirmişti ama düşünmek için hala metin üzerinde gözlerini sağa, sola çeviriyordu. Elini çenesini götürüp çenesiyle oynarken beyni yeni çözümler üretmeye çalışıyordu.
Birçok büyücü Muggle’ların büyücü dünyasına daha da karışmasını istemiyordu. Çünkü karıştığı sürece iki dünya arasındaki yozlaşma daha da büyüyecekti. Muggle’lardan öldüresiye nefret eden bir grubun da varlığı bu olayı pek destekler nitelikte değildi! Ama sonuçta Anon’un fikri pek önemsenmiyordu. Sadece kendisine denilenleri yapıyordu. Şimdi kendinden istenen de beğense de beğenmese de bu kasaları açtırtmaktı. Karşısındaki tekinsiz bir güzelliğe sahip olan bayanın da bu olay ardındaki gerçek fikrini bilmiyordu. Ama bir Black soyadını taşıyor olması onun da bu olaya pek parlak baktığını düşündürtmüyordu Anon’a. Anon’un hızlı fırtınalar içerisinde ilk çözümünü ortaya koymak için ayağa kalktı ve yan duvara dayanmış kitaplığa gitti. Oradan Gringotts’la ilgili turuncu renkli bir dosya çıkardı sonra da yerine geri döndü. Hiçbir şey söylemeden dosyanın yapraklarını tek tek çevirdi. Sonra ilk olasılığı görüp başını kaldırdı. Dosyadan kağıdı çıkardı. Konuşmaya hafifçe başladı. “Evet Gringotts’un artık Londra sınırlarının aştığı durumunun farkındayız. Ama yeni kasalara ihtiyacımız olduğu gerçeğini de gözardı edemeyiz. Gringotts’un başka ilçelere de şube açması mümkün değil mi sizce? Sonuçta yüzyıllardan beri varolan bir banka ve bütün büyücü dünyasının sizin bankanızda hesabı var. Cincücelerin servetlerinin de hiç küçümsenemeyeceğini de biliyoruz! Neden ikinci bir şube daha olmasın ki? Elimdeki sınır bilgilerine göre zaten Southend-on-Sea ilçesinin içine küçük çapta bir giriş yaşanmış bile oraya bir şube açılırsa nereden baksak 5000’lik bir kasa alanı elde edebiliriz. Tabi bu öneri Reading ve Luton içinde geçerli ama onların masrafı biraz daha sorun yaratabilir. Ama getirecekleri kazanç Southend-on-Sea’den 3 kat hatta daha bile fazla olacak.Ayrıca yeni bir büronun açılması da nizamnameye uyacaktır. Çünkü oraya atanacka kişiler de deneyimli cincüceer ve büyücüler olacak ve bu çalışmanın gerçekleşmesinde de rol alacaklar. Sizin gibi yetenekli bir memurda bunun farkındadır biliyorum. Bu olasılığı neden gözardı ediyoruz?” sonra bilgilerin yazılı olduğu kağıt ile Gringotts’un sınırlarının belirtildiği haritayı Dennise’e uzattı. Cebindne çıkarttığı asasıyla da yerleri gösterdi ve fikrini duymak için gözlerini ona doğru kaldırdı. | |
|
| |
Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Cuma 08 Ağus. 2008, 13:00 | |
| “Evet Gringotts’un artık Londra sınırlarının aştığı durumunun farkındayız. Ama yeni kasalara ihtiyacımız olduğu gerçeğini de gözardı edemeyiz. Gringotts’un başka ilçelere de şube açması mümkün değil mi sizce? Sonuçta yüzyıllardan beri varolan bir banka ve bütün büyücü dünyasının sizin bankanızda hesabı var. Cincücelerin servetlerinin de hiç küçümsenemeyeceğini de biliyoruz! Neden ikinci bir şube daha olmasın ki? Elimdeki sınır bilgilerine göre zaten Southend-on-Sea ilçesinin içine küçük çapta bir giriş yaşanmış bile oraya bir şube açılırsa nereden baksak 5000’lik bir kasa alanı elde edebiliriz. Tabi bu öneri Reading ve Luton içinde geçerli ama onların masrafı biraz daha sorun yaratabilir. Ama getirecekleri kazanç Southend-on-Sea’den 3 kat hatta daha bile fazla olacak.Ayrıca yeni bir büronun açılması da nizamnameye uyacaktır. Çünkü oraya atanacka kişiler de deneyimli cincüceer ve büyücüler olacak ve bu çalışmanın gerçekleşmesinde de rol alacaklar. Sizin gibi yetenekli bir memurda bunun farkındadır biliyorum. Bu olasılığı neden gözardı ediyoruz?”
Dennise Anon'u dinlerken bir yandan da kendisi bile farkına varmadan onu izliyordu.Alex'e ne kadar da benziyordu.Eğer Alex İsviçreye dönmemiş olsaydı.Bu adamın görüntüsüne bürünerek saklanabilirdi.Tıpkı onun gibi sarışındı ve orman yeşili gözleri vardı.Kollarının ve Dennise'in görebildiği kadarıyla vücudunun yapısı da aynıydı.Bakışlarındaki sıcaklık Alex'in soğuk gözlerinden tek farkıydı...Dennise hafifçe burnunu çekerek kendine geldi.Gözlerini indirdi.Anon'un dediklerine bi r kez daha konsantre oldu.Çayından hafif bir yudum aldıktan sonra Anon'un son sözleri üzerine kaşlarını çatarak çayını indirdi ve sehpaya bıraktı...Bu da ne demek oluyordu.Aptal mugglelar için Gringotts özel şube mi açacaktı.Derin bir nefes alarak konuştu: "Ayrı bir şube mi? kayıtları iyi incelediyseniz başvuruların çoğunluğu muggle kökenliler için.Onlara ayrı bir şube açmak, büyücü toplumu için geleneksel olmaz.Çünkü Gringotts muggle kökenlilere alet olamaz.Muggle doğumluların Gringotts'a giriş izninin ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Diğer büyücülerle kaynaşıp muggle kimliklerini unutsunlar diye.Şimdi siz kalkmış onlara ayrı bir şube açalım diyorsunuz..Bu özerklik gibi bir şey olur." Lafını yarıda kesip etrafına göz attı.Orta genişlikte bir odaydı ama yinede sıcaktı.Şapkasını çıkarıp masanın üstüne yavaşça bıraktı.Ama pek yeterli olmamış gibiydi.Anon'a masumca bir bakış bakarak: "Affedersiniz, büstiyer çok sıcak tutuyor da bilirsiniz resmiyetin bir parçasıdır.Çıkarsam sizin için bir sakıncası olur mu?" Bu salak büstiyerden çok sıkılmıştı.Karşısındaki bir bakanlık görevlisi olmasına rağmen bunu göze alarak büstiyerini arkadan çözdü ve çıkardı.İçindeki,omuzlarından bağlanmış,kahverengi_kırmızı cüppesi açığa çıkmıştı.Şimdi rahatlamıştı.Yanaklarının sıcaktan al al olduğunu hissetti.Çayından bir yudum daha aldıktan sonra devam etti: "Ayrıca bu konuda kendi başıma karar veremem. Mr.Black lanet kırıcı göreviyle Mısıra gitti.Ona da danışmam gerek.Ayrıca Southend-on-Sea'ye bir şube açılacaksa bu yine bakanlık'ın alacağı bir karardır ama sanırım bu sizin rütbenizin de üstünde.Southend-on-sea demişken oraya yapılan yatırım özel amaçlı kullanılan kasalar içindir.Bildiğiniz gibi Gringotts'un bir çok kasası Sihir bakanlığının özel kasalarına aittir.Hatta özel bir katta özel korumalara dahildir.İşte bu proje Sihir bakanlığı kasalarını oraya aktarmak içindir.Amacı da boşalan kasalarda daha fazla büyücü ve cadıya hizmet etmektir.Önerdiğiniz teklif için teşekkürler ama bakanlık kapaılı teklifler yerine çözümler üretmeli bence." Derin bir nefes aldıktan sonra adamın sıcak gözlerine baktı.Onu dinliyordu.Yutkundu ve bir daha konuştu: "Aslında ben bu konuda kısa bir araştırma yaptım.Talep edilen miktarda kasamız şuan mevcut değil ama kasa başvurusu yapan kişiler için aile kasalarının içinde ortak küçük bir kasa temin edilebilir..." Sonra bir an düşünüp ekledi."Tabi,şimdilik.Sihir bakanlığı kasaları Southend-on-Sea'ye taşınınca yeterince kasa açılacaktır." Gözlerini öne eğip çayını bitirdi.Fazla mı konuştu acaba?ama böyle konularda kendine engel olamıyordu.Bazen çenesi çok düşebiliyordu am bankasını da savunmak zorundaydı...Oda hala çok sıcaktı ve Dennise'in yanakları yine kızarmıştı.Eteği iyiki kısaydı ve açık ayakkabı giymişti.Yoksa çok daha terleyebilirdi.Bu cavaplara karşı onun söyleyeceklerini merak edip başını kaldırdı. | |
|
| |
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Cuma 08 Ağus. 2008, 19:04 | |
| Anon konuşmasını bitirdiğinde bir soluk almak için yeşil çayından nazikçe bir yudum aldı. Yudumunu alırken düşüncelere dalmış Dennise’i süzdü. Söylediklerini anlamasına yardımcı olacakmış gibi o da zencefilli çayından bir yudum aldı. Kız çayında verdiği sıcaklıkla çok bunalmış olmalıydı. Kaşlarını çatmıştı. Ama konuşmaya başlayınca sorunun sıcaklık olduğunu anladı Anon. "Ayrı bir şube mi? kayıtları iyi incelediyseniz başvuruların çoğunluğu muggle kökenliler için. Onlara ayrı bir şube açmak,büyücü toplumu için geleneksel olmaz. Çünkü Gringotts muggle kökenlilere alet olamaz. Muggle doğumluların Gringotts'a giriş izninin ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Diğer büyücülerle kaynaşıp muggle kimliklerini unutsunlar diye. Şimdi siz kalkmış onlara ayrı bir şube açalım diyorsunuz...Bu özerklik gibi bir şey olur." Anon derin bir iç çekti. İşte bundan korkuyordu. Dennise’in de içinde taşıdığı Black kanının özelliğine bürünmüştü. Muggle’lardan nefret eden ve asla onlarla uzlaşmayı düşünmeyen. Bu noktada Anon’un ürettiği çoğu çözüme ve öneriye büyük olasılıkla kabullenmeyecekti ve bir karşı tez üretecekti. Anon sakin bir şekilde odaklanmaya ve uzlaşmacı olduğunu göstermeye çalışmayı planlıyordu.
O sırada Dennise masaya bir şey koydu. Anon bakışalrını yeniden Dennise’e kaldırınca onun şapkası olduğunu farketti. Sonra nazik bir şekilde gülümseyip "Affedersiniz,büstiyer çok sıcak tutuyor da bilirsiniz resmiyetin bir parçasıdır.Çıkarsam sizin için bir sakıncası olur mu?" Anon bunu beklemiyordu bir an ne diyeceğini bilemedi. Elbette sakıncası yoktu ama birden alakasız birşeye geçince konsantresi tamamen dağılmış. “Tabii ki de!” diyemeden Dennise altın büstiyerinin iplerini çözmeye başlamıştı. Anon bunun üzerine bir şey söylemek yerine anlayışlı bir şekilde gülümsedi. Kadın büstiyerini çıkarıp kenara koyduktan sonra konuşmasına kaldığı yerden devam etti. "Ayrıca bu konuda kendi başıma karar veremem. Mr.Black lanet kırıcı göreviyle Mısıra gitti. Ona da Ayrıca Southend-on-Sea'ye bir şube açılacaksa bu yine bakanlık'ın alacağı bir karardır ama sanırım bu sizin rütbenizin de üstünde. Southend-on-sea demişken oraya yapılan yatırım özel amaçlı kullanılan kasalar içindir.Bildiğiniz gibi Gringotts'un bir çok kasası Sihir bakanlığının özel kasalarına aittir. Hatta özel bir katta özel korumalara dahildir. İşte bu proje Sihir bakanlığı kasalarını oraya aktarmak içindir. Amacı da boşalan kasalarda daha fazla büyücü ve cadıya hizmet etmektir. Önerdiğiniz teklif için teşekkürler ama bakanlık kapalı teklifler yerine çözümler üretmeli bence." Anon, Dennise’i dinliyordu. Anlaşılan çabuk sinirlenen biriydi. ” Uzlaşamayacağız galiba” diye geçirdi aklından. Ümidini kaybetmeye başlamıştı ama Dennise’i rahatlatmak için ve onun güvenini kaznamak için pozitif sinyaller göndermeye çalışıyordu. Çünkü mutlaka bir uzlaşmaya varmalıydılar. "Aslında ben bu konuda kısa bir araştırma yaptım. Talep edilen miktarda kasamız şuan mevcut değil ama kasa başvurusu yapan kişiler için aile kasalarının içinde ortak küçük bir kasa temin edilebilir..." Anon birden Dennise’in ne dediğini anlayamadı. Ciddi miydi? Çünkü uzlaşmaya varmak için Anon buna benzer bir teklif götürecekti. O sırada Dennise bir şey söylemek için ağzını yeniden açtı. Anon anlaşılan bir şart gelecekti şimdi. Zaten asla kusursuz bir anlaşma olmazdı ya! ”Tabi,şimdilik. Sihir bakanlığı kasaları Southend-on-Sea'ye taşınınca yeterince kasa açılacaktır." Bu daha da iyiydi. Bu kadarını da beklemiyordu. Anon dosyayı hemen eline aldı bir pürüz var mı diye kontrol etmeye başladı. Aslında tam bir sorun var denemezdi ama bakanlığın beklediğinin altındaydı aile kasaları. Bakanlığın kasaları taşınana kadar geçici bir çözüme daha ihtiyaçları vardı. Anon burun kıvırdı. Kafasında üdşünceler hızlı bir tempoda dans ediyorlardı sanki. Sıcağı o da hissetmeye başlamıştı. Zaten Dennise’e kıyasla iyi bile dayanmıştı üzerindeki resmi cüppeyle. Pelerinini çoktan çıkarmıştı ama sıcak dayanılmaz bir şekildeydi.
Anon yapamıyordu konsantre olamıyordu. Sonra birden kafasına dank etti. Elindeki dosyayı masaya bıraktı. Neden daha önce aklına gelmemişti ki? Cevabı aslında basitti çünkü cevap kendisiydi. İşe odaklanınca yaratıcı zekasını sadece konu üzerine odaklıyordu. Aslında bu bir bakıma iyi bir bakıma da kötüydü. İyiydi çünkü böylece tek bir şeye odaklanınca konsantrasyonunu uzun süre koruyabiliyordu ve o işte performansı maksimum seviyede oluyordu. Kötü yanı ise aşırı odaklandığı zaman diğer işlerini unutuyor ve onları düzenlemesi çok daha uzun sürüyordu. İşte bu yüzden de eline aldığı asasını önce pencereye doğrultup dışarıdan gelen sıcağı ve gürültüyü minimuma indirdi. Sonra yerine geçmek yerine duvarda garip bir fresk gibi duran ağzı genişçe oyulmuş, altından venedik maskesinin yanına gitti ve asasını yaratığın ağzına tutarak “Glacius” dedi. O sırada yaratığın gözleri buzdan toplara dönüştü ve tavan kenarlardan başlayarak bir göl gibi donmaya başladı. Buz tavanda kristaller gibi parlarken buzun buharları aşağıya doğru inişe başladı. Anon bunun nedeninin soğuyan havanın alçalması sonucu oluşan sirkülasyondan olduğunu bir muggle kitabı sonucu öğrenmişti. Bir Sihir Bakanlığı’na da muggle’ların ürettiği teknik alet, hırdavat yerine bir büyücünün muggle bilimlerini temel alarak yarattığı buluşları kullanmak daha bir tatmin ediciydi. “Böyle daha iyi oldu sanırım...” dedi sakince gülümseyerek Dennise’e sonra yeniden Dennise’in karşısına geçip oturdu. Sonunda ikiside hallerinden memnun rahat bir nefes aldı. Bu sırada Anon çayının bittiğini farketti. Dennise’inkin de çoktan bitmişti. “Volus” dedi yine. Ev cini aynı şekilde odanın ortasında belirdi. Anlaşılan o da sıcaktan bunalmıştı ki odaya gelince vücudunu saran soğuk hava dalgasına memnun bir şekilde gülümsedi. Anon hafif bir tebessüm etti. Cinin oda da kalmasını isterdi ama şu an önemli bir konu üzeirnde çalışıyordu. “Volus! Misafirimizin ve benim çaylarımızı tazeler misin?” dedi. Volus bir parmak hareketi yerine boşları gidip eliyle aldı. Anon bunun odada daha fazla kalmak için yaptığını biliyordu ama bir şey demedi. Zaten yeterince yoğun çalışıyordu. Volus’un tekrar ortadan kaybolmasıyla dosyayı eline bir kez daha aldı. “İşte tamam!” dedi kendi kendine. Serinlik işe yaramıştı. “Dennise...” birden ona adıyla hitap ettiğini farketti. Sorun var mı diye Dennise’e bir bakış attı ama anlaşılan yoktu. Bunun üzerine Anon devam etti.”... Önerdiğin fikir oldukça güzel ama fakat Bakanlığın isteidğini tam karşılamıyor ne yazık ki! Bir önerim daha olacak! Gringotts’un kurallarına aykırı sanırım ama sahiplerinden haber alınamayan kasaların ve içindeki servetin oldukça az yer tuttuğu kasalarda mevcut Gringotts’ta. Bunlarında küçültülüp kullanılmasının bir sakıncası var mı? Daha fazla yer kazanırız ve tahminlerime ve hesaplamalarıma göre en azından Hogwarts’a yeni alınacak olan muggle çocuklarının ailelerine kadar oldukça zaman kazanırız.” Bir an duraksadıktan sonra sıcak ve güven veren bir ses tonuyla “Düşüncelerini duymak isterim!” ekledi. | |
|
| |
Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Cuma 08 Ağus. 2008, 20:12 | |
| Anon içerisinin sıcaklığını yeni fark etmiş olmalıydı ki kendisi de rahatsız olmaya başlamıştı.Önce camdan gelen ışığı ve gürültüyü kesmiş sonrada duvardaki maskenin ağzından buzlar çıkarmıştı.Tavan olduğu gibi buz gölüne dönmüştü.Dennise bunu heyecan iiçinde izlerken yeniden oturan Anon'a teşekkür eder gibi gülümsedi.Şimdi etraf daha serindi.Hatta kollarında farkında olmadan bir soğukluk hissetmişti bile.Dennise buz gölünü incelerken Volus yeniden gelmiş ve onlara birer çay daha getirmişti.Dennise hafif kaşları çatılmış gülümsedi.Ne kadar nazik birisiydi?Böyle birisiyle hiç karşılaşmamıştı. "Teşekkür ederim." Dennise çayını karıştırırken Anon da dosyayı inceliyor,Dennise'İn önerdiği fikir üzerine düşnüyordu.Çayını karıştırmış kaşığı çıkarıp yana koymuştu ki adını duyup reflek olarak başını kaldırdı. "Dennise." Bir anlık kısa bir şaşkınlıktan sonra bunun normal olabileceğini düşündü.Yaşıtı görünüyordu ve bir uzlaşmaya varmışlardı.Ayrıca bu genç adam Dennise de güzel bir sıcaklık uyandırmıştı.Yoksa başkasının ona Dennise demesine ters cevap verebilirdi. "Efendim."
Önerdiğin fikir oldukça güzel ama fakat Bakanlığın isteidğini tam karşılamıyor ne yazık ki! Bir önerim daha olacak! Gringotts’un kurallarına aykırı sanırım ama sahiplerinden haber alınamayan kasaların ve içindeki servetin oldukça az yer tuttuğu kasalarda mevcut Gringotts’ta. Bunlarında küçültülüp kullanılmasının bir sakıncası var mı? Daha fazla yer kazanırız ve tahminlerime ve hesaplamalarıma göre en azından Hogwarts’a yeni alınacak olan muggle çocuklarının ailelerine kadar oldukça zaman kazanırız.” Bir duraksadı sonra sıcak ve güven veren bir ses tonuyla “Düşüncelerini duymak isterim!” ekledi. Dennise bir an düşündü.Anon bunu söyledikten sonra yeni çayından hafif bir yudum aldı.Arkasında sıkı sıkı topladığı saçlarını düzeltti.Tüm bunları yaparken düşünmek için biraz zaman kazanmıştı. "Evet.Aslında kurallara aykırı.Özellikle safkan aileleri ikna edemeyiz.Aslında bakanlık bununla ilgili bir kararname çıkarsa ikna etmemize gerek kalmaz.Uzun yıllardır açılmayan kasalar kendiliğinden bir miktar küçülebilir.Ve bu bizimde işimize gelebilir.Bunu Gringotts bakanlığa önerebilir ve bakanlıkta yasayı çıkarabilir.Ama söz konusu olan kasalar ne yazıkki 15ten fazla değil."
Geriye yaslanıp çayından bir yudum daha aldı.Güzel işlemeli porselen ficanı tekrar yerine bırakıp peçeteyi aldı.Nazikçe,hafif kırmızı rujlu dudaklarını sildi.Yeniden kollarının üşüdüğünü fark edip hafifçe onları ovuşturdu.Sonra yeniden Anon'a dönerek: "Ama sizi temin ederim ki bu zor olur.Bakın ben bir Gringotts çalışanıyım.Soyadım Black ama tarafsız düşünmek zorundayım.Şuan olabileceği kadar tarafsızım ama size toplumun tepkisini söyleyebilirim.Safkan aileler şiddetle karşı çıkacaklar.Bunu bastırmanın kolay olacağını sanmıyorum.Böyle bir şey ancak el altından olursa başarılabilir.Bunun içinde önce Gringotts'u ikna etmelisiniz.Zaten söz konusu kasalar 15ten fazla değil demiştim.Bu yüzden Hogwarts çocuklarının biraz beklemesi lazım." Çayından bir yudum daha aldı ve bacak bacak üstüne attı.Elindeki çay fincanını havada tutarak kucağındaki dosyayı biraz inceledi. Sonra Anon'a yeniden baktı: "Aile kasalarının içinde ufak bir kasa projesini hayata geçirirsek açıkta çok az kişi kalıyor.Bu 15 kasada küçültülebilirse işinizi görebilir.Ama dediğim gibi ikna etmek zor.Benim fikrimi sorarsanız bu yöntemle halledilebilir.Bende muggleları sevdiğimisöyleyemem ama eğer onlarada hizmet ediyorsam objektif olmalıyız.Hogwarts çocuklarının hesapları muggle bankalarında birkaç sene daha kalabilir."
Biraz durduktan sonra yeniden konuştu. "Bu nedenle subjektif düşünemiyoruz tabi ama Gringotts'u ikna etmeniz çok zor." Çayından bir yudum daha alıp halıdaki desenleri incelerken belli belirsiz mırıldandı: "İçerde tanıdığınızın olması lazım." Sonra Anon'a dönüp: "Siz neden bu kadar üstünde duruyorsunuz bu konunun?Sizce de biraz beklemelerin bir sakınca var mı?" Ela gözlerinin masum bakışlarını adama çevirdi. | |
|
| |
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi C.tesi 09 Ağus. 2008, 14:53 | |
| Anon düşüncelerini dinlemek için Dennise’e döndüğü sırada Volus tekrar belirmiş ve az önce götürdüğü bardakları dolu bir şekilde geri getirmişti. Masanın yanından koşmaya benzer bir hareketle kulaklarını sallaya sallaya geçti. Dennise’in zencefilli çayının rahatlatıcı kokusu Anon’un burnuna doldu. Derin bir nefes aldığı sırada Volus kendi çayınıda bırakmıştı. Anon gitmesini beklerken Volus bir parmak şıklatmasıyla masanın üzerine tarçınlı, kakaolu, üzümlü, sade ve zencefilli çöreklerle dolu gümüş bir tepsi yerleştirdi. Anon memnuniyetle gülümseyip teşekkür ettikten sonra cin bir reverans yapıp kayboldu. Anon tepsiyi nazikçe kaldırıp Dennise’e uzattı. Dennise bu seçenekler karşısında şaşırdı ve sonra kibarlığını bozmamak için utangaçça bir tane seçip arkasına yaslandı. Çayını da dudaklarına götürdü. Sonrada toplu saçlarını arkaya atıp söz yeniden girdi. "Evet. Aslında kurallara aykırı. Özellikle safkan aileleri ikna edemeyiz. Aslında bakanlık bununla ilgili bir kararname çıkarsa ikna etmemize gerek kalmaz. Uzun yıllardır açılmayan kasalar kendiliğinden bir miktar küçülebilir. Ve bu bizimde işimize gelebilir. Bunu Gringotts bakanlığa önerebilir ve bakanlıkta yasayı çıkarabilir. Ama söz konusu olan kasalar ne yazık ki 15ten fazla değil."
Anon dalgın bir şekilde eline sade bir çörek aldı ve kupaya daldırdı. “Evet büyük olasılıkla bakanlık müsteşarının da yardımıyla bir kararname hazırlanabilirdi.” Sonra çöreği ağzına götürüp diliyle ortadan ikiye böldü yumuşamış parçayı hemen yutarken sert parçayı çay kupasının bulunduğu tabağın içine yerleştirdi. “Ama” dedi bir ses içinden “15 kasalık bir yer için bu kadar protokol, anlaşma ve evrağa değer miydi?” Sonuçta çok zor durumlar ve bunaltıcı anlar yaşanacaktı. Özellikle de cincüceler alışagelmiş sistemlerine büyücüleri dahil etmek istemeyebilirdi. Dennise düşüncelerine tercüman olmuş gibi söze girdi. "Ama sizi temin ederim ki bu zor olur. Bakın ben bir Gringotts çalışanıyım. Soyadım Black ama tarafsız düşünmek zorundayım. Şuan olabileceği kadar tarafsızım ama size toplumun tepkisini söyleyebilirim. Safkan aileler şiddetle karşı çıkacaklar. Bunu bastırmanın kolay olacağını sanmıyorum. Böyle bir şey ancak el altından olursa başarılabilir. Bunun içinde önce Gringotts'u ikna etmelisiniz. Zaten söz konusu kasalar 15ten fazla değil demiştim. Bu yüzden Hogwarts çocuklarının biraz beklemesi lazım." Aslında genç kadın oldukça haklıydı.Gringotts’taki cincücelerin dışında kasalarını paylaşmak istemeyen safkan aileler de çıkacaktı. Bu durum Anon’u daha da karamsarlığa itti. Az önce böldüğü parçayı da tek bir hareketle ağzına attı. Lokmasını yavaş yavaş çiğnedi. "Aile kasalarının içinde ufak bir kasa projesini hayata geçirirsek açıkta çok az kişi kalıyor. Bu 15 kasada küçültülebilirse işinizi görebilir. Ama dediğim gibi ikna etmek zor. Benim fikrimi sorarsanız bu yöntemle halledilebilir. Bende muggleları sevdiğimi söyleyemem ama eğer onlara da hizmet ediyorsam objektif olmalıyız. Hogwarts çocuklarının hesapları muggle bankalarında birkaç sene daha kalabilir."
Hogwarts çocuklarıyla ilgisi yoktu zaten büyücü dünyasında hesap açtırabilecek çok zengin muggle aileler de yoktu ki! Ama sonuçta bunlarda zamanla yığılacaktı ve er geç bir büyüme söz konusu olacaktı. Diğer ülkelerdeki büyücülerde Gringotts’u tercih etmeye başlamıştı. Dünyanın en önemli üç bankası arasındaydı çünkü. "Bu nedenle subjektif düşünemiyoruz tabi ama Gringotts'u ikna etmeniz çok zor…İçerde tanıdığınızın olması lazım." İşte bunda çok haklıydı. Aklına direkt eski dostlarından Marcus gelmişti. Marcus’la odlukça samimiydiler ve kendisi Gringotts’ta lanet kırıcıydı. Hatta en iyilerindendi. Mutlaka cincüceleri etkilerdi. En güzel yanı da Dennise’in kardeşiydi.
"Siz neden bu kadar üstünde duruyorsunuz bu konunun? Sizce de biraz beklemelerin bir sakınca var mı?" Anon kakaolu bir çörek tam ağzına atmıştı ki bu soruya karşılık vereyim derken boğazına kaçtı. Deli gibi öksürmesine rağmen eliyle tamam anlamında bir işaret yaptı. Çayından bir yudum aldı ve yeniden rengine kavuştu. “Özür dilerim… Bu konunun üstünde durmalıyım çünkü İngiltere gibi gelişmiş bir ülkede tek bir banka var. O da Londra’da artık biraz genişlemeli ve çoğalmalıyız. Aslında bu Gringotts’un işi ama bir çok ülke zaten Gringotts’un kalitesini bilmekte ve İsviçre’den sonra burayı tercih ediyor. Büyük bir yığılmanda önce ipleri elimiz almalı ve genişlemeyi sağlamalıyız. Kendi vatandaşlarımıza bile yeterince kasa açamazken diğer ülkelerdeki yatırımcıları ne yapacağız? Sonuçta bir çok ülkeden İngiltere’ye yatırım yapılıyor.Ve söz konusu olan meblağlar hiç de azımsanacak bir oran değil. Bu yüzden bankacılığımızı da yeterince geliştirmeliyiz. Uluslararası Ticaret Standartları Kurulu Başkanı olarak bu görev bana düşüyor ve hem ülkem hem de kendi kariyerim açısından bu görevi layığıyla yerine getirmek istiyorum. Beklemeler elbette olacak. Sonuçta bir gece de mucize yaratamayız ama elimizden geldiğince beklemelerin önüne geçebiliriz. Okul döneminde bu talepler daha da artacağı ve yığılacağı için bir an önce çalışmalara başlamalıyız.” Sonra bir nefes almak için ara verdi çayından bir yudum aldı. Bir çörek daha aldıktan sonra tepsiyi gösterdi. “Lütfen Çekinme Dennise, İstediğin kadar alabileceğini biliyorsun!” dedi gülümseyerek. Bir yudum daha aldıktan sonra Dennise’in gözlerine baktı. Zekice parlayan kahverengi gözlerinde kendi yansımasını görüyordu. “Dennise, biliyorsun ki bu yolda yardımına ihtiyacım çok olacak. Benden bu yardım elini esirgemezsin değil mi?” diye sordu sempatik olan bir ciddiyetle. Sonrada aklındaki fikirleri dile getirmeye başladı tek tek.
“Ayrıca Marcus’un eski dostu olduğumu biliyorsun. Bu konuda bana yardımcı olacağını düşünüyorum. Sence de öyle değil mi? Bu işte bize yardımcı olamaz mı? Ama sanırım şu an Mısır’da ne zaman geleceği konusunda bir fikrin var mı?” | |
|
| |
Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi C.tesi 09 Ağus. 2008, 17:35 | |
| Dennise geriye doğru yaslanmış Anon'u dinliyordu.Oda ferahlamıştı ve şimdi daha rahattı.Ayrıca kendisine sunulan çörekleri lezzetine de hayran kalmıştı.Anon ne kadar zeki bir adamdı ki bunu hemen fark etmiş ve Dennise'e hiç çekinmeden istediği kadr alabileceğini söylemişti.Böylece Dennise 2. kakaolu çöreğini yerken bir yandan Anon'u dinliyor bir yandan da ona karşılık veriyordu...Bir ara Anon'un yediği kurabiye boğazına kaçınca şiddetle öksürmüş Dennise "Ne oldu,iyi misin" gibi sözcükler ağzında gevelerken kendine gelmişti.Bunun üzerine bir süre sessizlik olunca Dennise Anon'un söyledikleri üzerine düşünüp, çayından bir yudum daha aldıktan sonra cevap verdi:
"Şimdi! Bu bahsettiğiniz konu tamamen farklı.Yabancı büyücülerin kasası Gringottsta henüz fazla bir yer tutmuyor.Ayrıca bu bizim için dış sermaye demek ve onların kasasında kesinlikle bir değişiklik yapamayız.Ama şunu sizinle paylaşmakta sakınca duymuyorum:Henüz çok yeni bir proje olmasına rağmen Gringotts dış ülkeler için ayrı bir yer açmayı tasarlıyor.Sanırım bankanın güney doğusunda çalışmalar sürüyor.Aslında bunula ilgili 2.bir şube açılması düşünüldü ama yabancı büyücüler Gringotts'un merkez şubesini daha güvenli sayıyor.Bu yüzden yaklaşık 500 kasalık boş bir alan üzerinde çalışıyor."
Çayından bir yudum aldıktan sonra Anon'un soracağı ssoruyu önceden tahmin edip: "Ama ne yazık ki bu 500 kasa başka bir işlev için kullanılamaz.Çünkü bu anlaşmanın altında bizzat Sihir bakanının imzası var.Bu yatırım tamamen yabancı sermaye için.O yüzden dış ülkedeki büyücüleri hiç merak etmeyin siz.Bizim şuan üzerine tartıştığımız konu az önce bahsettiğimiz yöntemlerle çözülebilir.Sizi temin ederim Sihir bakanlığı kasaları Gringotts'tan çıkınca oldukça yer açılacaktır."
İnanılmaz lezzetli kakaolu çöreğinden bir ısırık daha aldıktan hemen sonra çayını dudaklarına götürdü sonrada fincanı kucağına kadar indirdi.Bu arada Anon Dennise'in tahmin ettiği gibi ondan bu konuda yardım istiyordu.Ayrıca sadece onu değil Dennise'in kuzeni Marcus'u da bu işin içine katmak niyetindeydi. "Marcus önemli bir görev için Mısıra gitti.Kendisinden bir süredir hiç haber alamadım.Hatta büyükannem bile telaşlanmaya başladı.O yüzden ne zaman döneceğini hiç bilmiyorum." Biraz nefes aldı ve halıdaki desenleri bir kez daha inceledikten sonra Anon'a tekrar baktı: "Bakın kuzenimde bende bir Black'iz.bunu çok iyi biliyorsunuz.Söz konusu durum mugglelarla ilgili.Bu konuda benden ve kuzenimden destek istiyorsunuz.Marcusla aranızdaki samimiyeti biliyorum ama kendisi mugglelar için asla çalışmaz.Hatta ben şuan üzerinde anlaştığımız durumu bile ona nasıl açıklayacağımı bilemiyorum..."
Biraz daha düşünüp kucağına indirdiği çayını dudaklarına götürdü.Tekrar Anon'un yeşil gözlerine baktı.Bu adam gerçekten güzel bakışlara sahipti. Bunu kendi kendine itiraf etmeliydi. "Peki benim size yardım edebileceğimi düşünüyor musunuz?muggllelar konusunda Marcus'tan biraz daha farklı düşünüyor olabilirim.Evet daha iyimser düşünüyorum...Çünkü ben sadece işimi en iyi şekilde yapmaya bakarım.Biraz önce dediğim gibi kasaların küçültülmesi ve bakanlık kasalarının Southend-on-sea'ye taşınması konusunda yardımcı olabilirim." Kafasını öne eğip biraz daha düşündükten sonra yeniden Anon'a baktı. Çayından biryudum daha aldı. "Bu konuyu biraz düşünmem gerek ve Marcus'a nasıl ulaşırım bilmiyorum ama onunda fikrini almalıyım... Ama muggle kökenliler için bundan başka özel bir yardım beklemeyin. Çünkü onlardan hoşlanmıyorum. Sadece işleri biraz daha hızlandırabilirim ve kasalar olabildğince çabuk elinize geçer."
Gözlerini tekrar indirdi. Ona daha fazla yardım edebilir miydi?..Hayır Dennise bunu yapamazdı. Alex için yasa dışı bir çok şey yapmıştı. Hatta ölümyiyenler içinde bir çok yasa dışı şey yapmıştı ama mugglelar için asla yapamazdı.O bir Black'ti ve böyle yetiştirilmişti. Muggle kökenlilerle hiçbir alakası olmamıştı şimdiye kadar... Yeniden Anon'a baktı. Zaten elinden geleni yapmıştı. Yeterince alçak gönüllü olmuştu kokuşmuş mugglelar için. Marcus bunu duysa kendisiyle nasıl dalga geçerdi düşünümek bile istemiyordu. Anon'un cevabını merak edip yeniden gözlerini ona çevirdi. | |
|
| |
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi C.tesi 09 Ağus. 2008, 19:34 | |
| "Şimdi! Bu bahsettiğiniz konu tamamen farklı. Yabancı büyücülerin kasası Gringottsta henüz fazla bir yer tutmuyor. Ayrıca bu bizim için dış sermaye demek ve onların kasasında kesinlikle bir değişiklik yapamayız. Ama şunu sizinle paylaşmakta sakınca duymuyorum;Henüz çok yeni bir proje olmasına rağmen Gringotts dış ülkeler için ayrı bir yer açmayı tasarlıyor. Sanırım bankanın güney doğusunda çalışmalar sürüyor. Aslında bunula ilgili 2.bir şube açılması düşünüldü ama yabancı büyücüler Gringotts'un merkez şubesini daha güvenli sayıyor. Bu yüzden yaklaşık 500 kasalık boş bir alan üzerinde çalışıyor."dedi Dennise ve çayından bir yudum almak için durdu. Anon tam ağzını açmıştı ki usta bir zihnefendar gibi aklından geçen soruya yanıt vermeye başladı. "Ama ne yazık ki bu 500 kasa başka bir işlev için kullanılamaz. Çünkü bu anlaşmanın altında bizzat Sihir bakanının imzası var. Bu yatırım tamamen yabancı sermaye için. O yüzden dış ülkedeki büyücüleri hiç merak etmeyin siz. Bizim şuan üzerine tartıştığımız konu az önce bahsettiğimiz yöntemlerle çözülebilir. Sizi temin ederim Sihir bakanlığı kasaları Gringotts'tan çıkınca oldukça yer açılacaktır." Eğer bir süre olsun kasaların birazını kullansalar zaman kazanılabilinirdi ama bakanlıktaki hiçbir büyücü de İngiltere’ye gelecek sermayelerin, Hogwarts’a giden muggle çocuklarından daha önemsiz olduğunu söyleyemezdi. Bu yüzen bu teklifin yapılması bile saçma oluyordu. Özellikle bu teklifin Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartlar Kurulu’ndan gelmesi daha da inanılmaz olurdu. O yüzden Anon bu fikri hiç beyninde barındırmadan sildi.
Dennise bir çörek daha aldıktan sonra kendisi de bir zencefilli çörek aldı. Anon pek zencefil sevmemesine rağmen bu çörekler oldukça lezzetliydi. Ağzına atar atmaz yumuşacık parçalara ayrılıp, dağılıyordu. Böylece bu lezzet bütün ağzını kaplıyordu. Anon tavandaki buz gölünün yaptığı serinlik sonucu soğumaya başlayan ama hala sıcak sayılabilecek çayından bir yudum aldı ve ağzına dağılmış olan zencefilli çörek kalıntılarını yemek borusuna doğru ilerlemesini sağladı. Dennise tekrar konuşmaya başlayınca yeşil gözlerini ona dikerek dinlemeye başladı. "Marcus önemli bir görev için Mısıra gitti. Kendisinden bir süredir hiç haber alamadım. Hatta büyükannem bile telaşlanmaya başladı. O yüzden ne zaman döneceğini hiç bilmiyorum... Bakın kuzenimde bende bir Black'iz. bunu çok iyi biliyorsunuz. Söz konusu durum mugglelarla ilgili. Bu konuda benden ve kuzenimden destek istiyorsunuz. Marcusla aranızdaki samimiyeti biliyorum ama kendisi mugglelar için asla çalışmaz. Hatta ben şuan üzerinde anlaştığımız durumu bile ona nasıl açıklayacağımı bilemiyorum..." Anon çenesini sıvazladı arkasına yaslanarak Marcus’u tanıdığı kadarıyla her zaman maceracı ve biraz sorumsuz olmuştu. Kendi istekleri peşinde ve hedefleri doğrultusunda ilerlerken herşeyi unutur sadece ona odaklanırdı. Büyük olasılıkla şu an çok önemli bir keşif üzerindeydi ve ailesi dahil herşeyi unutmuş. Sadece görevini tamamlamaya çalışıyordu. Anon derin bir soluk verdi. Ailesini yıllardır görmemişti ve küçüklüğünde de olduğu gibi halen bunun eksikliğini hissediyordu. Onlarda işleri uğruna hayattaki tek oğullarını bırakmışlar ve Rusya’ya gitmişlerdi. Aslında Anon bunu bir bakımdan iyi olduğunu düşünüyordu. Eğer ailesiyle dipdibe büyüseydi. Şu an belki onlara bağımlı olurdu ve asla kariyeri için gerekli olan dil eğitimini tamamlamaya; dünya turuna; çıkamazdı. Zaten bu gezi sırasında da onlarla vakit geçirdiği zamanlar olmuştu. Sonrada Rusya’daki gizli araştırmalar için seçilmişler ve her iki dünyadan da kopuk bir şekilde yaşamaya başlamışlardı. Anon sarı saçlarının dağılamsına neden oalcak bir şekilde kafasını salladı ve flashbeck durumundan çıktı. “Dennise, Marcus kesinlikle iyidir. Sadece kendini işe kaptırmıştır. Bu kadar uzun süre habersiz kalmanız tedirginlik veriyor ama her zaman böyle değil miydi? Kısa bir süre içinde haber alırsınız hatta bende Mısır’daki bir kaç arkadaşımdan rica edebilirim durumu nasıl bize bildirmeleri için!” dedi çok sıcakkanlı bir içtenlikle. Sonra ekledi. “Muggle’lar konusunda onun da oldukça katı olduğunu biliyorum. Hatta okuldayken benim muggle bilimleriyle ilgili kitap okumama da takmıştı uzun bir süre. Ama uzun süredir göremediği dostu için bir kerelik bir şey yapabilir diye düşünüyorum. Tabii olmazsa da asla ona darılmam sonuçta bu yetiştirilme tarzıyla alakalı...” son cümleyi kırıcı olmaması için samimi bir şekilde söylemişti. Yoksa asla Black yada başka bir ailenin çocuklarını nasıl yetiştireceği ona düşmezdi. Hatta bir çok aile çocuklarını kendi ailesinin onu yetiştirdiğinden daha iyi yetiştirdiğine emindi. Dennise anlayışlı bir şekilde gülümsedi ve konuşmasına aynı şekilde devam etti. "Peki benim size yardım edebileceğimi düşünüyor musunuz? Mugglelar konusunda Marcus'tan biraz daha farklı düşünüyor olabilirim. Evet daha iyimser düşünüyorum... Çünkü ben sadece işimi en iyi şekilde yapmaya bakarım. Biraz önce dediğim gibi kasaların küçültülmesi ve bakanlık kasalarının Southend-on-sea'ye taşınması konusunda yardımcı olabilirim." Kafasını öne eğip biraz daha düşündükten sonra yeniden Anon'a baktı. Çayından bir yudum daha aldı. "Bu konuyu biraz düşünmem gerek ve Marcus'a nasıl ulaşırım bilmiyorum ama onunda fikrini almalıyım... Ama muggle kökenliler için bundan başka özel bir yardım beklemeyin. Çünkü onlardan hoşlanmıyorum. Sadece işleri biraz daha hızlandırabilirim ve kasalar olabildğince çabuk elinize geçer." Anon hemen hızla söze girdi. “Az önce dediğim gibi kesinlikle Marcus’la ilgili bir haber almaya uğraşacağım ve sana öğrenir öğrenmez bir baykuş yollayacağım. Hatta mümkünse Marcus’a yollattıracağım ama dediğim gibi bizim işkolik Marcus’un gözü şu an kendi burnunu bile görmüyordur. Yardım konusuna gelince senin tarafsız bakış açının bana yardımcı olacağına inanmamı sağlıyor. Kasalar konusundaki teklifine de bende yardımcı olacağım. Hemen ilk iş Bakanlık Müsteşarı’na gidip bir kaç yasal düzenleme ile kasaları taşınmasını hızlandırtacağım aynı zamanda şu aile kasası olayını da bir açıklığa kavuşturmaya çalışacağım. Herşey için yine çok teşekkür ederim Dennise!” | |
|
| |
Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi C.tesi 09 Ağus. 2008, 19:55 | |
| “Az önce dediğim gibi kesinlikle Marcus’la ilgili bir haber almaya uğraşacağım ve sana öğrenir öğrenmez bir baykuş yollayacağım. Hatta mümkünse Marcus’a yollattıracağım ama dediğim gibi bizim işkolik Marcus’un gözü şu an kendi burnunu bile görmüyordur. Yardım konusuna gelince senin tarafsız bakış açının bana yardımcı olacağına inanmamı sağlıyor. Kasalar konusundaki teklifine de bende yardımcı olacağım. Hemen ilk iş Bakanlık Müsteşarı’na gidip bir kaç yasal düzenleme ile kasaları taşınmasını hızlandırtacağım aynı zamanda şu aile kasası olayını da bir açıklığa kavuşturmaya çalışacağım. Her şey için yine çok teşekkür ederim Dennise!”
Anon'u dinleyen Dennise yavaşça kafa salladı. Ama yine de içine sinmeyen birş eyler vardı sanki. Son konuşmalar içine oturmuş gibiydi. Özellikle Marcus konusunda. Birden onu ne kadar çok özlediğinin farkına vardı. Lanet olası çocuk gözü işinden başka kimseyi görmüyordu. Dennise emindi ki Sy'nin bile hiçbir şeyden haberi yoktu. Ama burda oluşan durum farklıydı. Anon'un Marcus'u bulacağına inanıyordu ama yinede ona Dennise ulaşsa fena olmazdı. Çünkü Anon ve Marcus'un arasındaki dialog Dennise'in anlatacaklarından farklıydı...
Çayını bitirmişti. Çöreği de bitmişti .Galiba konuşulacaklar da bitmişti. Dennise halının desenleri incelemeye devam ediyordu. Bu yapacakları kolay olmayacaktı. Cincücelere herzamanki geleneği bozan bir teklif öne sürecekti ve tepkilerinin ne olacağını hiç bilmiyordu.Bu konuda henüz çok acemiydi.Yavaşça homurdandı... Marcusa ulaşsa bile ne zaman geleceği belli değildi. O halde Dennise'e kim destek olacaktı. Hele mugglelar söz konusu olunca! Bunu kesilinkle bir kez daha düşünmeliydi. Anon'a baktı.
"Zor olacak. Kasaların küçültülmesi zor olacak.Marcus size bu konuda fazla yardımcı olamaz. Mısır'daki iş uzun süreli. Geri gelmesi zaman alır. Ben size bu konuda yardımcı olacağımı söyledim ama bankada yeterli desteği nasıl sağlayacağımı bilmiyorum. Bunun için zamana ihtiyacımız olacak, ayrıca cincücelerin güvenini de kazanmalıyız ve ben bu konu üstüne biraz daha düşünmeliyim."
Sehpanın üstünde duran çay fincanına baktı. İçindeki zencefiller kurumuştu. Dudağını kıvırdı. Güçlükle nefes alıyor gibiydi sanki. Birden sehpanın üstündeki şapkası ve büstiyeri gözüne çarptı. Şapkasını yavaşça alıp tekrar taktı. Sonra Anon'a döndü. Mugglelar için neden bu kadar uğraşıyor bir türlü anlayamıyordu. "Konuşacak başka bir konumuz kaldı mı?" Kendine engel olamayarak tatlı tatlı gülümsedi ve devam etti: "...Veya beni sıkıntıya düşürecek başka bir isteğiniz var mı?" Aynı gülümseme yüzünden silinmeden ona bakıyordu. Bu görüşme bittikten sonra kesinlikle karanlık sofraya gitmeliydi. Gitmeli ve biraz içmeliydi. Ancak o şekilde sakinleşebilirdi. Sessiz sessiz derin derin nefes alıyordu. Sanki boğuluyor gibiydi. | |
|
| |
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi C.tesi 09 Ağus. 2008, 21:08 | |
| "Zor olacak. Kasaların küçültülmesi zor olacak. Marcus size bu konuda fazla yardımcı olamaz. Mısırdaki iş uzun süreli. Geri gelmesi zaman alır.Ben size bu konuda yardımcı olacağımı söyledim ama bankada yeterli desteği nasıl sağlayacağımı bilmiyorum. Bunun için zamana ihtiyacımız olacak,ayrıca cincücelerin güvenini de kazanmalıyız ve ben bu konu üstüne biraz daha düşünmeliyim." Anon karamsar bir anlayışlılıkla kafasını aşağı yukarı doğru salladı. O da dalgın duruyordu. Anon’un gördüğü kadarıyla bitmiş çayına bakıyordu. Sonra büstiyerine ve şapkasına uzandı. Şapkasını yeniden takınca Anon toplantının bitmiş oalbileceği fikrine kapıldı. Zaten bir süre sonra da Dennise’in "Konuşacak başka bir konumuz kaldı mı?” dedi ve Anon’un da gülümsemesine neden olacak bir tatlılıkla "...Veya beni sıkıntıya düşürecek başka bir isteğiniz var mı?" diye ekledi. Anon kadran niyetine içinde toplu iğne başı kadar olan snitchin gösterdiği spor kol saatine baktı. Sonra yeşil bakışlarını genç ve dinamik banka memuruna dikti. Karizmatik bir şekilde gözünün önüne düşen sarı saçlarını kenara itti.
“Yok sanırım... Ama en kısa zamanda yine görüşeceğiz gibi. Ben Marcus’u ulaşmak için Mısır’daki bir kaç arkadaşıma baykuş yollayacağım. Ayrıca şu kararnameleri halletmek için Bakanlık Müsteşarının yanına gideceğim. Sonra sana haber veririm ama zaten kararnameler çıkınca, siz büyük olasılıkla öğrenmiş olursunuz. Neyse bu kadar işle daha da sıkılmayalım.” Sonra aniden durdu. Ciddi bir şekilde konuşmaya başladı. “Sanırım bir isteğim daha olacak!” Şaşkınlıkla bakan Dennise’in halini gören Anon gülmemek için kendini zor tuttu ama yinede gülümsemesine engel olamadan “Artık bana Anon de; Dennise!” dedi. Sonra o da yerinden kalktı ve “Volus” dedi. Yine ani bir şekilde odanın ortasında beliren evcini hevesli ve itaatkar bir şekilde efendisine baktı. Anon evcinine dönüp gülümseyerek “Volus çörekler ve servis için çok teşekkürler. Ben kendi adıma çok memnun kaldım. Şimdi bunları toparlarsan çok sevinirim!” Evcini yelken gibi sallanan kulaklarına aldırmadan başını aşağı yukarı salladı ve Anon’un az önce kalktığı masasına doğru yürüdü. Anon, Dennise’e eline uzatıp “Herşey için çok teşekkürler yaptığın ve yapacağın herşey için!” dedi minnettar bir şekilde. Sıcak ve güçlü eliyle kızın nazik ve üşümüş elini tuttu. “Neyse öğle yemeği vakti çoktan geçti. Bence Bankaya dönmeden önce bir şeyler atıştır. Bende öyle yapmayı planlıyorum”dedi ve kıza gülümseyip elini bıraktı. Sonra bir adım çekilerek Dennise’in bardağını almaya gelen Volus’a yol açtı. | |
|
| |
Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi C.tesi 09 Ağus. 2008, 22:20 | |
| Dennise şimdi ayağa kalkmış ve elinde büstiyerini tutuyordu. Yüzünde kendisinin bile bilmediği bir gülümsemeyle Anon'a bakıyordu. "Sanırım bir isteğim daha olacak!" Dennise hafifçe ciddileşerek yüzünü yana çevirdi. "Artık bana Anon de; Dennise!” Dennise'in yanakları hafifçe kızarırken beceriksizce yeniden gülümsedi: "Şey, peki!" Dennise bunları söylerken evc ini gelmiş ve ortalığı topluyordu. Dennise'in gözleri ev cinine teşekkür eden Anon'a kaydı. Ne kadar da cömert bir efendiydi. Ev ciniyle arkadaşı gibi konuşuyordu. Hiç böyle birini görmemişti. Ev cinin görevi zaten onlara hizmet etmekti. Tuhaf bir bakışla ev cinine bakıp teşekkür eder gibi kafa salladı.
Anon, Dennise’e eline uzatıp “Her şey için çok teşekkürler yaptığın ve yapacağın her şey için!” dedi minnettar bir şekilde. Dennise de elini uzattı ve sıktı.Ne kadarda sıcak eli vardı. Galiba Dennise'in eli fazla soğuktu. Ellerini ısıtması gerekiyordu. Bu sıcaklıkla her zaman idare edemezdi.
"Neyse öğle yemeği vakti çoktan geçti. Bence bankaya dönmeden önce bir şeyler atıştır. Bende öyle yapmayı planlıyorum." Dennise hiç sanmıyordu. Yemek yiyecek hali yoktu. Yine beceriksizce gülümseyip başını iki yana salladı. "Yoo hayır. İşe döneceğimi sanmıyorum. Bu dosyaları bıraktıktan sonra bir şey içmek için bir yerlere gidebilirim. Cinler bir günlüğüne bensiz idare edebilirler. Bende bu arada onları nasıl ikna edeceğim onları düşünürüm..." Gözlerini önce yere eğdi. Sonra sıkıntıyla etrafa baktı. Bu büstiyeri de bankada bıraksa çok iyi olurdu. Lanet olası şey onu rezil ediyordu. Ayağa kalkınca köşedeki küçük aynayı fark etmişti. Şöyle bir göz atınca makyajının akmadığını ve saçlarının şapkasının altında derli toplu durduğunu gördü. Yavaşça geriye bir adım attı.
"Gidip sakinleşmeliyim. Bu da ancak sert bir votkayla mümkün sanırım. Aslında fazla içmem ama böyle durumlarda çok işe yarar." Yeniden gülümsedi. Bugün ne kadar çok gülümsemişti. Normaldeki asık yüzlü halinin bugün biraz dışına çıkmıştı. Bir an aklına bir şey geldi. Gelmek ister mi diye sormamıştı ama zaten o öğle yemeği yiyecekti. Zaten gelmek istese pekala kendisi de söyleyebilirdi. Dennise'in çağırmasına ihtiyaç duymayacak kadar sıcakkanlı ve sempatikti. Ayrıca bu saatte içmeye giden ancak Dennise gibi bir deli olabilirdi. Kim bilir ne düşünüyordu hakkında! Black'lerin alkolik kızı... Bir an bunları söylediğine çok pişman oldu. Bir bakanlık görevlisiyle yaptığı resmi görüşmenin ardından içmeye gideceğini söylüyordu. Ne kadar aptalcaydı. Yavaş yavaş uzamalısın Dennise!
Kapıya kadar gidip: "Eh o halde görüşmek üzere diyelim.Mr- ee şey Anon!" | |
|
| |
South Anon Icevita Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 724 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 18/06/08
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Paz 10 Ağus. 2008, 13:33 | |
| Dennise, Anon’un tavsiyesine tatlı bir şekilde gülümseyip kafasını sallayarak karşılık verdi. "Yoo hayır.İşe döneceğimi sanmıyorum. Bu dosyaları bıraktıktan sonra birşey içmek için bir yerlere gidebilirim. Cinler bir günlüğüne bensiz idare edebilirler. Bende bu arada onları nasıl ikna edeceğim onları düşünürüm..." Anon tamam anlamında kafası yavaşça aşağı yukarı doğru salladı. Aslında o da işten bir an önce kurtulmak istiyordu. Ama mümkün mü bilmiyordu? Şu an bir işi kalmamıştı ama ne zaman ne olacağı belli olmazdı. Ayrıca daireye yeni alınan çalışanları da görmeliydi. O bunları düşünürken Dennise yine konuşmaya başlamıştı. " Gidip sakinleşmeliyim. Bu da ancak sert bir votkayla mümkün sanırım. Aslında fazla içmem ama böyle durumlarda çok işe yarar." Anon bunu duyunca şaşırdı ama belli etmedi. Resmi bir görevde olan bir kadından bunu duymayı beklemiyordu. Ama bunu söylemesi onun ne kadar dobra olduğunun göstergesiydi ve Anon’da her zaman bu tür insanları kendine daha yakın hissetmişti. Aslında kendiside birkaç duble votka içse fena olmazdı ama Bakanlığa döneceği için sorun olabilirdi.
Dennise kısa adımlarla ağır ağır ahşap kapıya ilerlemeye başlamıştı. Tam kapının önüne geldiğinde dönüp “Eh o halde görüşmek üzere diyelim.Mr- ee şey Anon!" Anon gülümsedi “Elbette daha görüşeceğiz. Kendine iyi bak Dennise!” Kadın tam arkasına dönmüştükü Anon içindeki delidolu adama dayanamayıp “Sana içki içerken eşlik etmemi ister misin?” diye sordu. Sonra telaşla ekledi. “Yani elbette tek başına da takılmak isteyebilirsin. Cüretimi affet!” dedi sıkılgan bir gülümsemeyle. Ama anlaşılan Dennise’de bu soruyu bekliyormuş ki Anon’a sevecenlikle gülümsedi.
Anon gülümseyerek asasını masasına doğrultup “Aklapakla” diye buyurdu. Eşyalar düzenlenince freske gidip gölü yok edecekti ama sonra bu sıcakta odanın serin kalmasının daha iyi olacağına karar verdi ve Dennise’e dönüp “Tamam çıkabiliriz” dedi gülümseyerek.
Hava sıcak olacağı için gömleğinin kollarını dirseğine kadar kıvırdı. Böylece kovalayıcılık yüzündne gelişen kol kasları ortaya çıkmış oldu aynı Hogwarts’ta yaptığı gibi. Tam odadan çıkıyorlardı ki az önce Dennise’in makyajını kontrol ettiği aynada bir adamın suratı belirdi.“Mr. Icevita” dedi resmi bir nezaketle. İkili hemen arkasına döndü. Anon hemen aynanın karşısına hızla ilerledi. ”Evet Sizi dinliyorum.”
Adam sevincini makamından dolayı saklamaya çalışsa da seziliyordu. “Sizi bulduğum için çok şanslıyım. Öğle yemeğine çıkmışsınızdır diye korktum!” Anon gülümseyerek “O zaman tam zamanında yetiştiniz. Şimdi çıkıyordum. Bir sorun mu var?” Adam üzücü bir sesle “Şey... Kusura bakmayın ama bugün yemeğe çıkamayacaksınız! Birazdan toplantı salonunda önemli bir son dakika toplantısı var!” dedi. Anon başına geleni kabullenmiş bir şekilde “Tamam! Oraya geliyorum hemen!” Adama teşekkür etitkten sonra yine aynada kendi hüzünlü yansımasını gördü. Ne kadar da sevinmişti! “Neyse akşam içerim” dedi kendi kendine. Sonra Dennise aklına geldi. Mahçup bir edayla gelip “Az önce konuşulanları duydun sanırım!... Başka bir gün yapacağız şu votka işini!” Yeşil gözlerini yeniden Dennise’in gözlerine dikti ve dramatik bir şekilde “Görüşmek üzere!”dedi. | |
|
| |
Marietta Dennise Black
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 260 Yaş : 36 Kan statüsü : safkan Galleon : 12345 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 29/12/07
| Konu: Geri: Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi Paz 10 Ağus. 2008, 14:08 | |
| "Sana içki içerken eşlik etmemi ister misin?” diye sordu. Sonra telaşla ekledi. “Yani elbette tek başına da takılmak isteyebilirsin. Cüretimi affet!” dedi sıkılgan bir gülümsemeyle.Dennise kafasını çevirip ona baktı.Artık bu adamın Zihinbend bildiğine inanmaya başlamıştı.Ama bu kötü demekti.Çünkü Dennise düşündüğü herşeyi başkasının bilmesinden hoşlanmazdı...saçmalama Dennise!sadece güzel bir teklif bu!..İçtenlikle gülümseyerek bunu kabul etti.Anon da buna mutlu olmuş gibi hemen arkasını dönüp masasını toparlardı ve tam ikiside çıkmaya hazırlanırken Dennise'in az önce baktığı aynada bulanık bir şekil belirdi.Dennise tam duyamamıştı ama şu kısmını yakalamıştı:"....önemli bir son dakika toplantısı var!"
Dennise sinirle gözlerini devirdi. Neyse ki Anon bunu görmemişti. Böyle toplantıların olması çok doğaldı.Neden bu kadar sinirleniyordu ki... Anlaşılan yalnız gidiyordu. Anon yanına gelip: "Az önce konuşulanları duydun sanırım!... Başka bir gün yapacağız şu votka işini!” Yeşil gözlerini yeniden Dennise’in gözlerine dikti ve dramatik bir şekilde “Görüşmek üzere!” dedi. Dennise anlayışla bir şekilde kafa salladı. "Zaten önceden planlamamıştık. Böyle bir sorun çıkması muhtemeldi. Neyse, evet dediğin gibi bunu bir başka akşama bırakacağız anlaşılan. İş her şeyden önce gelir!"
Bir an düşünüp bu son söylediğinden nefret etti. Neden bugün bu kadar gereksiz konuşuyordu... Artık burdan çıksa iyi olurdu. Bir veela votkası onu kendine getirecekti. Anon'a tekrar gülümseyerek karşılık verdi. "Görüşmek üzere!" kapıyı kapatıp çıktı. Hızlı adımlarla asansöre yürüdü. Yüzünün aldığı hali kimsenin görmemesi için başı önde yürüyordu. Bakanlıktan buharlaştığında kendini daha iyi hissediyordu. | |
|
| |
| Uluslararası Sihirsel Ticaret Standartları Kurulu Ofisi | |
|