|
| Tüm sınıflar için ortak ders | |
|
+20Odessa Meredith Poulter Charlie von Diederich Aurore Eulalie Arceneau Severus Rodney Anthony Penelopé Lilith Caliente Anna Luaná del Muñeco David Kevin Johnson Karolina Siri Bergliot Célia Ellen F. Reeser Delora Lucien Nobés Eurydice Black Vilerus Chas Le'Borge Karyn Mia Silethe Stefan Josh Valery Adolf Maynard Griswald Ian King Stone Stefania Valérie Bécaud Samara Y. Laura D'Owen Elfida Maria Fawkens Amortentia Cécile Derwent 24 posters | |
Yazar | Mesaj |
---|
Amortentia Cécile Derwent Emekli Cadı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1343 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 13572 Ekspresso Puanı : 24 Kayıt tarihi : 26/08/06
| Konu: Tüm sınıflar için ortak ders Paz 29 Haz. 2008, 15:02 | |
| ARİTMANSİ DERSLİĞİ* Hala başvurmadıysanız ve derse girmek istiyorsanız, benimle pm aracılığıyla irtibata geçiniz. Başvuru başlığını kilitliyorum.Başvuruları onaylanmamış öğrencilerin derse girmeleri yasaktır. Onaylananlar da dersteki katılım ve performanslarına göre diğer derse girmeye hak kazanacaklardır.Aritmansi sınıfını; duvarlarında matematiksel işlemlerle dolu kağıtlar olan, iç karartıcı bir sınıf olarak betimleyebilirsiniz. İşlemlerin çoğu tahtada yapılacak. Rp'lerinizin kurallı olmasına dikkat edin. Derse girecekler:- Spoiler:
5. Sınıflar Karyn Mia Silethe - H Stefan Josh Valery - R Karolina Siri Bergliot - S Odessa Meredith Poulter - R Vendetta Lora Dégoût - H Elizabeth Clara Murtle - S Lyusrs Outrots Pistons - R Lilian Zoe Sullivan - S Stefania Valérie Bécaud - R Paula Lilith Do'urden - H Penelopé Lorrié Caliente - S Alessa Roxané Bernadea - G Nicole Marissa Magdalene - S Elfida Maria Fawkens - H Ian King Stone - R Vilerus Chas Le'Borge - S
6. Sınıflar Brooke Liberty Scott - G Johnny Amoux D'anton - R Charlie Boone Monaghan - G Maglor Silimaurë - H Lisa Gaunt - R Severus Anthony - G Célia Ellen F. Reeser - S Ethelinde R. del Valdez - G Luisa Ruby Sanz - H James Simon Lorgoff - G Alessia A. Dixyqué - S
7. Sınıflar David Kevin Johnson - G Isabell Mireille Vance - G Samara Yoko Scott - H
En son Amortentia Cécile Derwent tarafından Paz 20 Tem. 2008, 11:45 tarihinde değiştirildi, toplamda 12 kere değiştirildi | |
| | | Amortentia Cécile Derwent Emekli Cadı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1343 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 13572 Ekspresso Puanı : 24 Kayıt tarihi : 26/08/06
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Paz 29 Haz. 2008, 15:02 | |
| Ev cini Froggy odasının kapısını tıkladığında; Amortentia penceresinin önündeki yüksek, sade koltuğa oturmuş, yağmurun şato duvarlarına vurarak çıkardığı sesleri dinliyordu. Dumbledore’dan haber alamamasının verdiği üzüntü yetmiyormuş gibi, bir de geçen gece onların tarafında olduğu bilinen genç müfettiş Haley Scott ile tartışmıştı. Herkes Dumbledore’un nereye ve niçin gittiğini öğrenmek istiyordu ve bunu açıklamak sanki Amortentia’nın yükümlülüğündeymiş gibi davranıyordu. Bütün bunlar hep Bakanlığın başının altından kalkıyordu tabii… Kapının tıklanmasıyla kendine geldi. Girin komutuyla ev cini içeri girdi ve abartılı bir reveransla ‘biricik’ Profesör Derwent’ının ne istediğini sordu. "Froggy... Baykuşhaneyi temizlerken hiç bakanlık görevlisine rastladın mı? Son haftalarda okulda olamadım pek, biliyorsun." Ev cini ellerini ovuşturarak gözlerini sımsıkı kapattı, tüm bu hareketlerin düşünmesine katkı sağlayacağını düşünüyor olmalıydı. Amortentia kendini sakin olmaya zorladı. ”Hayır efendim, hayır. Froggy okul dışından birine rastlamadı hiç.” Amortentia cevabı aldıktan sonra üstelemenin gereksiz olduğunun bilincindeydi; ne de olsa kendi emrinde çalışan bir cinin ona ihanet etmesi gibi bir şey söz konusu bile olamazdı. Derin bir nefes aldı ve mektupların baykuşhaneden başka yerlerde de ele geçirilmiş olabileceğini hatırlattı kendine. Yine de, her şeyi bilmek istiyordu. Okul sınırları içerisinde olmuş bitmiş her şeyi.
Yağmur kesilmişti. Şatoda adeta bir ölüm sessizliği vardı. Amortentia; birdenbire eski günlere ne kadar büyük bir özlem duyduğunun farkına vardı. Sınavlardan başka şeyi kafasına takmadığı, arkadaşlarıyla doyasıya eğlendiği ve mutluluğunun sonsuza kadar bitmeyeceğini düşündüğü günleri. Oysa ki şimdi, sadece kendisinin değil, başkalarının üzüntüleriyle de ilgileniyor, yetmezmiş gibi en ufak sorun çıktığında bütün yüzler kendisine çevriliyordu. Sinirle dünyanın düzeninin çok yanlış olduğu düşündü. Hep bu noktaya geliyordu zaten, ne zaman yalnız kalsa; bütün bu sorunlara kökten çözüm üretilmesi gerektiği düşüncesi geliyor, oturuyordu hafızasının ön sıralarına. Ama bu sefer bu aptal düşünceyi kafasından attı. Birkaç saat sonra yılın ilk dersine girecekti. Ellerini belinin arkasında kavuşturdu ve düşünceli olduğunu belirten keskin gözlerini yağmur damlalarının garip şekiller oluşturduğu cama dikti. Hazırlanması gerekiyordu. Derin bir nefes alarak kendini sakinleştirebilmeyi umdu; ve gardrobundan tertemiz, zümrüt yeşili cüppesini çıkardı. Aynaya baktığında gördüğü aksinden hiç de memnun kalmadı; birkaç ay önceki sapasağlam, dinç kadının yerinde soluk benizli, gözlerinin altı halka halka morarmış bir ihtiyar duruyordu şimdi. Uykusuz olduğu her halinden belliydi. Kaşlarını çatmış, alnının iyice kırışmasına sebep olmuştu. Sıkıldı buna. Dış görünüşünün karakterini yansıttığını düşünürdü her zaman. Yavaşça cüppesini üzerine geçirdi. Saçlarını da ensesinde sıkıca topladıktan sonra; "Aritmetik Bilgiler" adlı kitabını alarak koltuğuna oturdu. Günlerdir kafasına taktıklarını düşünmeden geçirmek istiyordu kalan vaktini. Okumaya başladı: "Sayılar insanların aynasıdır. On bir ana rakamın her birinin sembolize ettikleri farklıdır..." Ders saati geldiğinde; kitap neredeyse yarılanmıştı bile. Amortentia asasını cüppe cebine soktu ve gerekli birkaç kitabı eline alıp odasından çıktı. Aritmansi dersliği çok uzak değildi, beş dakika sonra birkaç kişinin ön sıraları doldurduğu sınıfa varmıştı bile. Kitaplarını masaya bıraktıktan sonra ilk işi tahtayı doldurmak oldu:
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
Phi; ilk sınıflara öğretilen bir konuydu aslında; ama büyük öğrencilerinin de ufak bir tekrara ihtiyacı olduğunu düşünüyordu Amortentia. Ortak ders işlemesindeki amaç buydu. Sakin bir şekilde kürsüye çıktı ve ahşap sandalyesine oturarak öğrencilerinin gelmesini beklemeye koyuldu, sınıf tamamen dolana kadar ders işlemeye niyeti yoktu.
En son Amortentia Cécile Derwent tarafından Paz 20 Tem. 2008, 11:45 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Elfida Maria Fawkens Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 19 Yaş : 31 Galleon : 11988 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/06/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Paz 29 Haz. 2008, 15:20 | |
| Sessiz bir yer belki sakin değil; ama sessiz bir yer. Evet Maria'nın tam da ihtiyacı olan şey buydu. Okul atmosferini sindirebilmek için sık sık yalnız kalmaya ihtiyaç duyduğunu fark etti. Burası yeni ve alışılması zor bir yerdi onun için. Ama alışmak insanın doğasında vardı.Her canlı bulunduğu ortama adaptasyon ile uyum sağlıyordu ve Maria da bunun bilincindeydi. “Tabii ki rüzgarlı iklimde yaşayan insanlar gibi elmacık kemiklerim büyümeyecek; ama belki bu kadar değişik bir insan topluluğunun içinde gözlem yapmaktan göz kapaklarım genişleyebilir!” diye geçirdi içinden. Kendi kendine konuşurken saçmalamakta üstüne yoktu; ama bu onu rahatsız etmiyordu. Bir başkasını da ilgilendirmediği için sorun yoktu.
Şu an boş boş kendi dünyasına dalma vakti değildi. Kolunun altındaki Aritmansi kitabını biraz daha sıkı kavradı ve koridorları daha hızlı adımlarla arşınlamaya başladı. Bu yılın ilk Aritmansi dersine girecekti; aslında hayatının ilk Aritmansi dersiydi bu. Aritmansi hakkında ders kitabının giriş kısmında yazan bilgilerden başka bir şey bilmiyordu.11 Ana Rakam la yapılmış ilginç bir girişle Aritmansi Maria'nın ilgisini çekmeyi başarmış bir konuydu.
Aritmansi nin işleneceği dersliğin bulunduğu koridora geldiğinde gayr-i ihtiyari olarak yavaşladığını fark etti. Heyecanlanmıştı. Avuçları terlemişti. Heyecanlandığında hep böyle oluyordu. Ağır ağır yürürken derin nefesler alarak rahatlamaya çalıştı. Derslik kapısının önünde üstünü başını düzelterek içeri girdi.
Profesör Derwent kürsüsünde oturuyordu. Çok otoriter bir havası var diye düşündü Maria. Onu ilk gördüğü gün aklına gelen cümleyi tekrarladı: "Saygı duyulması gereken biri. Ama zorunluluktan değil!" diye ekledi bu sefer. Profesöre selam verip ortalarda bir yere geçip oturdu.
| |
| | | Samara Y. Laura D'Owen
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1151 Yaş : 28 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12300 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 22/01/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Paz 29 Haz. 2008, 16:05 | |
| Samara odasını kaplayan loş ışıklara aldırış etmemek için benliğiyle yarıştığı anda direnmesi güç bir acı sezdi başında. Ani acının yarattığı tüm etkenleri sergilerken bedeni, Samara başının ağrısını dindirme yollarını bile unutmuş gibiydi. Eline aldığı bezi kafasına geçirip bağlarken bile aklının yerinde olup olmadığını kontrol ediyordu sanki. Gözleri karardı, elindeki çürük bez parçasıyla sıktığı başı adeta kalbinin atışlarını bile inletebilecek güçteydi. "Lanet olsun, lanet... Bu acı da neyin nesi! " Lanetler yağdırarak çıktığı kızlar yatakhanesinden ilk dönen koridora saptı, nereye gittiğini ya da nereye gitmesi gerektiği hakkında en ufak bir fikri bile yokken kaybolması an meselesiydi. Koridorun sonunda kadar koştu, büyük bir kapı... İçeriye girip girmemesi konusunda tenezzül bile etmeden dalıverdi. Aydınlığın giremediği bu büyük kapılı küçük odanın verdiği ani korkudan olacaktı ki başının ağrısını bile unutmuştu. " K... kimse yo... yok mu? " Ağzından sadece bunlar çıkabilmişti, korkudan tir tir titreyen ellerine baktı, kasılıp birbirlerini öldürecekmişçesine haykırıyorlardı sanki. Küçük odanın içinde kaybolmuştu, inlemeler... Birileri vardı, iniltilerin geldiği ve içeriye ufak bir ışık demeti yayan duvar sandığı yere doğru adımlar attı. Her bir adımda kendisini kandıran birileri olduğunu ve birazdan şaka yaptıklarını açıklamaları gerektiği düşüncesi beyninden süzülüp gidiyor ve sonunda da kayboluyordu. Odasına ve de sıcak yatağına duyduğu özlem attığı her adımla azıyor ve duvar sandığı şeyin kımıldamasıyla içindeki korku dışarıya sızmakta zorlanıyordu. "Ora... orada biri mi var?" Korkudan ne söylediğini bilememişti ki hala ona yaklaşmaya devam eden o şeyin ayak seslerini duymakta zorlanıyordu. Kapının ardından hızla kapanmasıyla odaya sızan ışığın azlığı Samara'nın delirmesine bile yol açabilirdi. "Aaaa.... Lanet olsun, bırak beni. İmdat!! " Göz göze geldiler, cin olduğunu gördüğü şey elindeki kibritle Samara'nın yüzünün yanı sıra kendi yüzünü aydınlatıp sırıtarak Samara'ya bakıyordu. Samara'nın ani çığlığı yanan kibriti söndürürken cini de bir o kadar korkutmuştu. Samara, yaşadığı şoku atlatmaya fırsat kalmadan koşa koşa küçük odanın içinden atıverdi kendisini. Hızını kesmeden kızlar yatakhanesine koştu, korkuyordu. Hızla atan kalbi ve inip kalkan göğsü de korkutuyordu onu. Düşünmeye zamanı yoktu, saatinin sesini taa kızlar yatakhanesinin kapısından duydu, içeriye attığı sessiz adımlarla odasına ulaşınca saati kapatıp dolabındaki cübbesini alıp, giyindi. “ Bu da neydi böyle, lanet olsun…!” Samara öyle bir bağırmıştı ki odasının hemen yanındaki odada yatan uykucu kız bile odasının yanında bitivermişti. Meraklı bakışlarla yanına sokulup “ Neyin var senin?” dedi. Samara gözlerini devirerek “Err… Derse geç kalıyorum, sonra konuşuruz olur mu?” dedi ve kızın yanıtını beklemeden Hogwarts’a koştu. Geldiği an da koridorları hızla aşarak Aritmansi sınıfının önüne durdu. “Tık… tık…” Kapıyı tıklattığı vakit içeriden gelen sesin yankılarını duyabildi sadece, kapıyı yavaşça açıp içeriye girdi. Profesör Derwent tahmin ettiği gibi kitabını açmış sessiz mırıldanmalarla okuyordu ve sınıfta sadece armasından sarı Hufflepuff olan birinci sınıf bir kız oturuyordu. “Günaydın profesör Derwent” dedikten sonra kızın yanına gelip “Oturabilir miyim?” dedi ve kızın olumlu bakışlarını gördüğü anda hemen yanına yerleşti. Gözü sınıfı süzmeye devam ederken yanındaki kıza bir kaç masum gülücük yollamadan edemiyordu ki kendisini iyi bir abla olarak görmesini isterdi. Tahtaya yazılmış bir kaç satır yazıya dikkat çekince gözü isteyip istememesine bağlı olmayan bir nedenle kaydı ve Samara mırıldandı:
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
En son Samara Y. Laura D'Owen tarafından Ptsi 14 Tem. 2008, 11:44 tarihinde değiştirildi, toplamda 5 kere değiştirildi | |
| | | Elfida Maria Fawkens Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 19 Yaş : 31 Galleon : 11988 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/06/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Paz 29 Haz. 2008, 17:07 | |
| Sınıfa ilk gelenin kendisi olduğu ilk anda gözüne çarpmamıştı. Erken gelip gelmediğini kontrol etmek üzere saatine baktı.”Aslında o kadar da erken değil.”diye düşündü.Kafası saatinde kalmıştı sanki saate bakmadan düşünemiyordu.Gereksiz derecede keskin bir hamleyle kafasını saatinden kaldırdı ve sınıfı incelemeye başladı.Derslik gerçekten kasvetli görünüyordu.İnsanın içini karartan bir atmosferdeydi. Duvarların rengi ve üzerlerindeki duvarların rengine tamamen zıt, değişik yerlere asılmış Aritmansi dersiyle ilgili afiş benzeri büyük mukavvalar…Maria nın “Ufak çaplı bir kütüphane.”diye düşünmesini sağlayan bir sürü kitap. Maria kitapların tozunun yeni alınmış olduğunu fark etti; çünkü bunca kitabın tozlanmadan durmayacağını biliyordu ve raflardaki kitapların üzerinde tek bir toz zerresi bile bulunmaması buranın sağlam bir temizlikten geçmiş olduğunun göstergesiydi. Önünde duran koca tahtada büyük harflerle yazılmış
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
tanıtımı gördü.Maria profesöre baktı.Profesör kafası önde kitap okuyordu.Birden Profesörle gözgöze gelebileceği aklına geldi ve telaşlandı.Hemen profesöre bakmaktan vaz geçti. O sırada kapının tıklamasını duydu.Ne tepki vereceğini merak ettiği için tekrar profesöre baktı, kapı açıldı ve bir Hufflepuff öğrencisi içeri girdi.Profesöre selam verip doğruca Maria nın oturduğu sıraya yöneldi.Ve oturmak için izin istedi.Tam Maria Boş daha bir sürü yerin olduğunu söyleyecekken kız Maria nın cevabını beklemeden sıraya oturuverdi. Maria sinirlenmişti; ama aslında umrunda değildi.”Her neyse” diye düşündü ders için heyecanlanmaya devam ederek.
| |
| | | Stefania Valérie Bécaud Seherbaz
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 684 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12071 Ekspresso Puanı : 3 Kayıt tarihi : 28/05/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Paz 29 Haz. 2008, 17:28 | |
| “Yeter artık, kes şunu”
Yine bir kâbusun içinde buldu, kendisini. Yatakta debelenmesi, kâbusundaki haykırışları son bulmamıştı daha. Annesine yazdığı hiçbir mektuba cevap alamamıştı. Abisinden de, annesinin ne durumda olduğunu bildiren bir mektup almayı umut ediyordu. Annesine yazdığı mektuplarda hep kâbuslarından bahsetmişti, onun için ne kadar çok endişelendiğinden de. Babasından ise hiç haber yoktu, nerede, ne yaptığını bilmiyordu. Annesine yapmış olduklarından sonra kimse ona ceza vermeyecek miydi? Elini, kolunu sallaya sallaya dolaşacak mıydı dışarıda? Ama cezasını verecek olan bir küçük kız vardı, başkasına ise gerek yoktu. Öldürecekti babasını, hiç acımadan. Annesine yaptıklarından sonra bu onun için büyük bir iyilik olurdu aslında. En büyük arzusu misali bellemişti bunu. Er geç de ulaşacaktı bu amacına.
Bir maskeli insan daha! Ne zaman kurtulacaktı bunlardan? Her gece, başını yastığa koyar koymaz rüyalarına musallat olan bu lanetlerden ne zaman kurtulup rahat bir nefes alacaktı? Bu kâbusunda ise küçük kızın üzerine üzerine geliyordular. Tam altı tane! Küçük kızın gücü yeter miydi onlara? Yetmezdi. Peki ya niye uğraşıyorlardı böyle, amaçları neydi? Acıyla besleniyorlardı, bu doğru; ama küçük kızın çekeceği daha ne kadar acı kalmıştı? Boğazındaki düğüm olmadan rahat bir nefes ne zaman alacaktı? Annesinin iyileşmiş halini ne zaman görecekti? En önemlisi de dışı sağlık bir bedenden çok içi çürümüş bedenden kurtulmasını istiyordu. Annesine olan hayranlığı sönmüş olsa da, onu eskisinden de çok seviyordu.
Bir tokat attılar önce küçük kıza, sonra da kendileri kadar lanet sözler çarptılar suratına. Haksız yere yuttuğu bu sözler, içini bir asit gibi yakıyordu. Gözyaşları durmuyordu böyle bir durumda. Akan her damla içinde yanan koru söndürecek yerde daha fazla alevlendiriyordu. Tüm hücrelerine nüfus etmiş olan acı ve nefret geçen her saniye hücrelerini etkisiz halde bırakıyordu. Kendisini yönlendiren iki şey vardı o anda: Acı ve nefret… Haykırsa bile sesi çıkmıyordu maskeli insanlar karşısında. Onlar acıyla besleniyordu ve onlara kendisini yem etmemeliydi. Tiz sesiyle kendisine hiç yakışmayan kahkahalar attı. Maskeli insanlar şaşkınlıktan tokat atmayı bırakmışlardı. Tokat yemekten acı çekmiyorsa, başka bir yöntem bulmalıydılar. Öyle oldu da.
Annesini getirdiler karşısına, üzerindeki beyaz elbise kirlenmiş, paramparça olmuştu aynı kendisi gibi. Ama önemli olan ruhundaki temizlik değil miydi ki? Annesi öyle saf ve temiz bir kalbe sahipti ki… İki tane maskeli insan yapıştı annesinin o güzel sarı saçlarına. Yoldular tek bir tel bile kalmayana dek. Her telde içine düşen kor, hiç olmadığı kadar yakıyordu içini. Gözleri akan yaşlarla kıpkırmızı olmuştu ve şişmişti. Annesini tekrar öldürüyorlardı gözlerinin önünde, hiç acımadan. Ne zaman acımışlardı ki zaten? Kötüydü onlar, acıyla beslenen lanet yaratıklar. Babası da bunlardan biriydi.
Duyulmayan bir çığlık ile gözlerini açtı gerçek dünyaya. Alnından akan terler yastığı epey ıslatmıştı, adeta yastığı bir musluğun altına tutmuş gibi. Bir daha uyumamaya karar vererek yatağından kalktı. Üzerindeki terden ıslanmış geceliğini bir hışımla üzerinden attı ve cüppesini giydi. Saçlarını tararken aynaya bakmamaya gayret etti; çünkü aynaya her bakışında iki yanında maskeli insanlar beliriyordu. Saçlarını doğal haline bıraktı, saçları kıvırcıkken kendisi daha şirin gözüküyordu ve böyle görünmeye ihtiyacı vardı. En azından dostlarına sorunları olduğunu belli etmemek için. Dış görünüşü ile ilgili tüm işleri bitirdikten sonra parşömenlerini, tüy kalemlerini ve mürekkebini kucağına aldıktan sonra küçük bedenini yatakhaneden dışarıya attı.
Gün daha ağarmamıştı, en iyisi biraz ders çalışmak ve yürüyüşe çıkmaktı. İlk olarak kütüphaneye giderek Aritmansi dersi hakkında birkaç bilgi toplamalıydı. Daha sonra ciğerlerine temiz hava doldurmalıydı. Hızlı adımlarla, kucağındaki ders eşyalarını yere düşürmemeye gayret ederek kütüphanenin yolunu tuttu. Kütüphaneye geldiğinde tüm sessizliği ile içeriye girdi. Tozlu raflar arasına girdiğinde bulduğu ilk Aritmansi kitabı ile büyük masaya yerleşti. Uzun bir çalışmanın ardından yorulduğunu fark etti. Sol elindeki tüy kalemini, sağ elindeki kitabı masanın üzerine bıraktı. Oturduğu yerde esnedikten sonra kitabı aldığı yere yerleştirdi ve ders eşyalarını tekrar kucağına alarak okul arazisine çıktı.
Her adımıyla yüzüne çarpan rüzgâr, kendisine gelmesine yardımcı oldu. Çimlerin üzerine oturma ihtiyacı duyar duymaz çöktü yere. Kucağındaki ders eşyalarını hemen yanın bıraktıktan sonra yeni doğmakta olan güneşe gülümsedi. Gözlerini kapattı, kollarını açtı. Esen rüzgâr ve vücuduna nüfus eden güneş ışınları ile yeniden doğmuş gibi hissettiriyordu kendisini. Uzun bir süre o şekilde kaldı, daha sonra aklına ders saati gelince aniden yerinden fırladı. Kahretsin! Geç kalmış olabilirdi.
Kucağında düşmeye meyilli ders eşyaları ile Aritmansi dersliğinin yolunu tuttu. Son hızıyla koşuyordu. Karşısına aniden çıkan bir öğrenciye çarpması çok kötü oldu. Öğrenciden binlerce kez özür dilerken, içinden de lanet okuyordu. Yere düşen parşömenlerini toplarken öğrenci oradan sıvışmıştı bile. Parşömenleri toplama işi bittikten hemen sonra Aritmansi dersliğine giden yola devam etti. Dersliğin kapısına geldiğinde cüppesine ve saçına çeki düzen verdi. Profesör Derwent’in gözünde iyi bir yer edinmek en büyük amaçlarından biriydi. Derin bir nefes aldıktan sonra dersliğin kapısını araladı ve dersin henüz başlamadığını ve içeride sadece iki öğrencinin olduğunu fark etti. Profesör Derwent’e hiç olmadığı kadar zarif bir şekilde selam verdi. “Günaydın Profesör Derwent.” Gülümseyerek en ön sıralardan birine oturdu. Daha sonra tahtadaki yazı dikkatini çekti. Yazıyı okuduktan sonra kütüphanede Aritmansi hakkında not aldığı parşömenleri çıkardı ve okumaya başladı. | |
| | | Ian King Stone Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 7 Yaş : 29 Galleon : 11998 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 21/06/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Paz 29 Haz. 2008, 18:23 | |
| Ian ortalarda fazla görülmüyordu.Aslında görülmekte istemiyordu.Buraya geledceği için gelmişti,arkadaş bulmak veya eğlenmek için değil.Burası bir okuldu ve ders işlenirdi.Elbette eğleneceklerdi fakat bunun bir zamanı vardı.Bu daha ilk senesiydi.Bu sene kendini zorlayacaktı,seneye biraz daha kendine acıyacak ve rahat bırakacaktı,son sene ise eşek gibi çalışacaktı.Kafasında daha bir meslek yoktu fakat kolay birşey olacağını düşünmüyordu.Hayat zordu ve hayatı kendisi ellerinde tutuyordu.Bir kere kaçırdımı geri dönüşü belkide hiç olmayacaktı.
"Lanet olası saat!"
dedi alçak sesle.Sesinde telaş vardı.Derslere geç kalmak istemiyordu.O aptal parti yüzünden olmuştu hepsi.Geç yatmıştı ve saatin sesini duymamıştı.Belkide saat çalmamıştı karar veremiyordu.Ama hala yatakta olduğunu hissedebiliyordu.Kendine kızarak yataktan hızla kalktı ve okul üniformasını giymeye başladı.Bir yandan pantolonu giymeye çalışırken,diğer yandan masasının üstünde bulunan,ufak bir kağıda çiziktirilmiş ders programına yetişlmeye çalışıyordu.Ulaştığında hızla kağıdın içişnde yazanlara baktı."Olamaz,ilk ders bina sorumlusunun.Kesinlikle geç kalmamalıyım!" diye geçirdi içinden. Kordirlarda koşturuyordu şimdi.Sınıfa geç kalmak büyük bir korkuydu onun işçin.İçinden dua ediyordu geç kalmamak için.Sonunda sınıfın kapısına geldiğine kulağını kapıya yaklaştırdı ve sessiz bir şekilde dinlemeye başladı.İçeriden ses gelmiyordu.Demek ki ders başlamamıştı.Kapıyı yavaşça açtı ve kafasını aynı yavaşlıkla içeri soktu.Profesör kürsüde oturuyordu ve sınıfta birkaç kişi vardı.Başıyla profesör'e selam verdi ve geçip en ön sıralardan birine oturdu.
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
Yazısı şimdi dikkatını çekmişti.Ufak bir gülümsemeyle sırıttı ve boynunu arkasında bulunan sandalyeye yasladı.Sırf boynunu yaslamak için iyice ieçri girmişti sandalyenin.Yani neredeyse ayakları sıranın altından fırlayacaktı.Bu hali daha bir komiğine gitti ve ufak bir kıkırdamadan sonra birazcıkta olsa dinlenme umuduyla gözlerini kapattı. | |
| | | Adolf Maynard Griswald Ravenclaw 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 755 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12124 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 17/05/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Paz 29 Haz. 2008, 21:43 | |
| Uzun güne küfrederek başlamıştı.İlk dersi birazdan başlayacaktı ve her zamanki gibi geç kalmayı başarmasına ramak kalmıştı.Aceleyle toparlandı ve daha ilk dersin verdiği o anlaşılamaz heyecanı tadamadan yola koyuldu.Yol uzadıkça uzuyor gibiydi sanki.Onunda kafasında dersle ilgili birşeyler dönüp duruyordu.Henüz aklında pek bir bilgi sahibi olmadığı aritmansi nedense ona büyülü bir sözcükten başka anlam ifade etmiyordu.Ki aslında bu büyülü bir sözcük falan da değildi.Aritmansi dersliği artık çok yakınındaydı ve o geç kalmadığını,dersliğe yeni giren öğrencileri görünce anladı.En azından ilk günden azar işitmek hiç iyi olmazdı ve o bundan yırtmıştı.
Dersliğin nahoş bir havası vardı.Tavanında bir takım sayı dizileri,altın yaldızlı şekiller olarak düzenli bir biçimde etraflarında dönüyorlardı.Belki de bu nahoş havanın nedeni olan,eski fakat gösterişli mimari ve koyu rank duvarlar birbiriyle oldukça uyumluydu.Bakışlarını dersliği incelemeyi bitirdiği an boğazında birşey düğümlenmişti adeta.Profesör Derwent orada oturmuş sakince bekliyordu.Acaba kendisini mi bekliyordu.Bir an için etrafına bakındı.Fazla kastığını anlamıştı.Sınıf zaten tam olarak dolmamıştı.Ders için gerekli olan malzemeleri,kendi binasına ayrılmış olan taraftan boş bir sıra seçip üstüne bıraktı ve ardından sırasına oturdu.Az önce profesöre baktığında farkedemediği bir şeyi farketti.Tahtadaki yazıları.
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
Profesörün Ravenclaw sorumlusu olduğunu şu an öğrenmiş bulunmaktaydı.Acaba bir ayrım yapar mıydı?Demek ki yapmayacak biriydi ki bu görev ona verilmişti.Aklından bu saçma düşünceleri yok etti ve "Altın Oran" ne olabilir gibi bir soruyla karşı karşıya bıraktı kendini.Zaten birazdan öğrenmeyecek miydi?"Ama ya profesör öğrencilere sorarsa?Tamam o zaman ben bir kitaba bakayım."İçindeki sesle konuşması bitmiş,gözleri Aritmansi kitabında altın oranın ne demek olduğuna dair bir bilgi arıyordu.
| |
| | | Stefan Josh Valery Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 667 Yaş : 34 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12019 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 10/06/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Paz 29 Haz. 2008, 22:49 | |
| ‘’-Uyanmayacağım..’’
Baş ucunda çalan saate baktığında onu parçalamak gelmişti içinden.Aptal şey.Eline aldı ve karşı duvara fırlattı.Bakmadı bile ona.İster parça parça olsun ister parçalanmasın onu ilgilendirmiyordu.Sinirlerini bozmayı becermişti sabah sabah.Olamaz aritmansi dersi..Hemen yattığı yerden kalktı ve etrafına bakındı.Üzerindekileki çıkarttı ve okul cüppesini giydi.Başkanlık rozetini düzeltti ve yatağını topladıktan sonra dersin araç ve gereçlerini hazırlamaya başladı.Gerçekten yorucu bir ders olacaktı.Belki de gün demeliydi.Bu gün başka dersi kaldıracak zamanı yoktu.Ama aritmansi dersliğine iyi bir şekilde girecekti.
Nede olsa ilk izlenim iyi olduğu zamanlar hep öyle devam eder giderdi.Bu yüzden ilk izlenimlerinin iyi olmasını istiyordu ki bunun için uğraşıyordu.Etrafında ki herkes hazırlanıyordu bu dersin ortak olacağını duymuştu.Ama o kadar kişi dersliğe sığabilir miydi acaba..?? Tabi aritmansiyi almak isteyenler biraz daha zeki insanlar olacağından oradakilerle iyi anlaşabilirdi.Öyle tahmin ediyordu.İyi anlaşamazsa da zaten önemli değildi.Uygulamalı bir ders olmadığı için asa götürmek istemiyordu ama her ihtimale karşı yanında götürmeliydi her yere.Bunu asla unutmamalıydı.
Zaten öyle düşünüyordu ama bir anlık tereddüde kapılmıştı.Tabii hemen geçmişti.Neyse şimdi dersliğe gelmişti.İçeride birkaç kişi vardı.Önlerde boş bir yer aramıştı ama yoktu.Tanıdık bir yüz ararken Stefania’ı gördü yanına doğru ilerlerken profesörün yanından geçti ve tatlı bir gülümsemeyle konuştu. “Günaydın Profesör Derwent.” Hemen kızın yanına oturdu.Belki buna kızabilirdi.Ama aldırmıyordu.Hem otursa ne olurdu.Derslerde beraber otururlardı çalışkan birine benziyordu hiç olmazsa öyle biriyle otururdu.Etrafına baktığında Samara vardı.Geçen geceden sonra kafası karışıktı ama o yinede selam vermeyi ihmal etmemişti.Gülümseyerek ona baktı ve başıyla merhaba anlamına gelen bir sallama yaptı.
Hufflepuffı bir kızın yanında oturuyordu oda bu arada Stefania’yı unutmuştu.Hemen ona döndü ve onu süzdü.Her zaman ki gibi şıktı.Ve güzel görünüyordu.Ne kadar cüppesi üzerinde olsa da.Söze nereden başlayacağını bilmiyordu bu yüzden rasgele bir şeyler atmıştı ortaya konuşmak için. ‘’-Erm umarım sorun olmaz oturmam da yani kalkabilirim..’’ dedi eğer sorun olacaksa kalkabilirdi.Belki birini bekliyordu.Kimsenin planını bozmak istemezdi.Kızın kıvırcık gibi saçları gerçi kıvırcıktı ama her zaman olduğu gibi yine çok güzel görünüyordu.O kız baktığında gerçekten güzel şeyler hissediyordu.Bu arada Samaraya bakmamaya başlamıştı.
Bakışlarını ondan kaçırmak istemiyordu ama yinede pek hoş karşılanmaz diye geçirdi içinden. Yapma oğlum sanki çıkıyorsunuz. İşte aptalca bir düşünce daha tabii ki de çıkmıyorlardı.Ve kimsenin buna garip bakmasında bir neden yoktu.Gayet normal bir şeydi arkadaşına selam vermesi.Yılın ilk dersi aritmansi olduğu için pek sevimli olduğunu söylenemezdi duvarlarda ki matematiksel işlemli kağıtlar , her yer sayılarla doluydu.Sayıları pek sevmezdi ama zekayla doğrudan alakalı olduğu için seviyordu ve buna da profesörün sıcak yüzü yardım ediyordu.Çoğu kişi profesörün yüzünün sert duruşlu olduğunu savunuyordu.
Ama o sert duruşun altında çok sıcak bir profesör yatıyordu.Ve bu profesörü sadece görmek isteyenler görüyordu.Bunlardan biri de Stefan’dı.Etrafını daha dikkatli izliyordu.Bir yandan da kızın cevabını bekliyordu.Ama belki konuşmak istemeyebilirdi.Belki profesör derse geçebilirdi.Gerçekten zor bir dönem geçirecekti.Alışmak açısından da öyle olacaktı dersler bakımından da ona göre 1. sınıf biraz zordu çünkü ilk o zaman öğrenmeye başlıyorlardı her şeyi 2. sınıftan sonrası geliyordu zaten.Bir de son sınıf zor gibiydi ama çok kolay sınıflardan biri de o son seneleri olduğu için boşluyordu herkes dersleri.Okulu erken bırakanlar bile oluyordu.
Ama diğer yönden bakılırsa en zor sınıftı çünkü ortalamaları alınacaktı sınavların ve bir mesleğe gireceklerdi.Bu yüzden dikkatli olmaları ve sıkı çalışmaları gerekiyordu.İkinci düşüncesi daha uygun gibiydi sanki.En çok karanlık sanatlara karşı savunma dersini merak ediyordu.Herkes orada öğreneceksin asıl büyüleri diyordu.Bu yüzden gerçekten çok heyecanlıydı.O dersin olduğu günü bekliyordu.Ama diğer dersleri de seviyordu her dersi almıştı zaten.Girecekti de ve binasına da puan kazandıracaktı.Ödevlerini eksiksiz yapacaktı.Örnek bir bina başkanı olacaktı ve diğer seneye de görevini sürdürebilsin.Herkesin onu örnek almasını istiyordu.
Ailesi de hep bunu isterdi.Annesiyle babasına sınıf başkanı olduğunu söylediğinde gerçekten çok sevinmişlerdi.Ve tebrik etmişlerdi tabii ki de.Faresinden bahsetmişti onlara.Bu arada faresi yoktu.Ah kafesinde duruyordu.Endişelenmemeliydi.Sadece derse konsantre olacaktı ve dersten başka bir şey düşünmeyecekti.Ancak bu şekilde derslerinde başarılı olabilirdi.Profesörün Ravenclaw bina sorumlusu olduğunu biliyordu.Zaten profesörü çoğu yerde görmüştü müdüre olduğu için tahtada ki yazılarda bunu doğruluyordu zaten..
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
Bunlarda neydi hiçbir bilgisi yoktu.Ama kütüphanede okuduğu kitapların bir kaçını yanında getirmişti.Hemen kitapları açtı.e bunların olduğu yeri buldu kızında kitaplarla uğraştığını fark etmişti.Ama ona bakmadan kitaplara bakıyordu deli gibi.Bu derste çok iyi bir performans göstermeliydi ki profesörün gözüne girebilsin.Boş parşömen kağıdına notlar alıyor bir yandan da kitaptan birkaç yer okuyordu.Ders hakkında biraz da olsun bilgi edinmişti ama bunlar yetmezdi.Biraz daha okumakta fayda vardı.Tekrar kitaplara gömüşmüştü.Kimse onu durduramaz gibi görünüyordu.Bir yandan hala arada gözü kayıyordu.Onunla konuşmak istiyordu.Belki de kendini ona yakın görüyordu.Kızda öyle hissediyordu muydu acaba..?? Öyle bir şey hissetmesi için aralarında bir şeyin olması gerekmiyordu.Aralarında bir şey olmadan da bunu hissedebilirlerdi. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Ptsi 30 Haz. 2008, 00:07 | |
| Paula bir önceki gece erken yattığına sevindi ; çünkü uyandığında gözlerini yavaş yavaş açarken bütün vücudunda hissettiği tazelik onu daha şimdiden güne hazırlamıştı. Kollarını yattığı yerde yukarı iki yana açıp gerindi. Tekrar vücudunun iki yanına koydu ve tavana doğru bakarken bugünün onun için ne kadar değişik bir gün olacağını düşündü. Üzerindeki örtüyü sağa doğru açtı ve yatakta oturdu. Saatine bir göz attı. Her zamanki gibi şartlandığı saatte uyanmıştı. Bu, ona küçükken babasının öğrettiği bir yöntemdi. Güzel bir sabahtı. Mevsim sonbahar olmasına rağmen havanın rengi iç açıcıydı.Paula böyle günlerde babasıyla balığa giderdi eskiden. Oturduğu yerden odaya bir göz gezdirdi ve ardından çevik bir hareketle yerinden kalktı. Az evvel üzerinden attığı örtüyü düzeltti ve kıyafetlerini dolabından çıkarıp yatağının üzerinde koydu.Cübbesini de hepsinden biraz daha uzağa bir yere düzgün bir şekilde bıraktı.Kıyafetlerini ayarladıktan sonra kendine biraz çeki düzen verip saçını da topladıktan sonra yavaş yavaş giyindi.Gecikmemek için biraz erken çıkmalıydı.
Bütün hazırlıkları tamam olduktan sonra Aritmansi kitabını da yanına aldı ve ilk dersine girmek için tempolu adımlarla yatakhaneden çıktı. Dersliğe kadar yapacağı kısa yolculukta dersin konularını,sınıfında kimlerle olacağını, dersin profesörünü ve nasıl biri olduğunu düşünmeye başladı.Okulun uzun koridorlarından geçerek yavaş yavaş dersliğe yaklaştı. Yaklaştıkça yataktan kalkarken hissettiği huzur ve merakın gitgide heyecana dönüştüğünü hissetti. Yaklaştığı kadarıyla gördüğü içerde birkaç kişinin oturduğuydu.Paula derslikten içeri ilk adımını attığında şölenden önce onları tek sıra olmaları konusunda uyaran profesörü gördü. Kürsüde bütün ciddiyetiyle duruyordu. Paula suratındaki ciddi ifadeyle saygısını belli etmeye çalışarak profesöre başıyla selam verdi ve içeri girdi. Kolunda kitabıyla kendisine oturacak bir yer arıyordu ki Hufflepuff binası için ayrılmış sıralarda Maglor'u gördü. '' Belki gidip yanına oturmasam daha iyi.'' diye düşündü Paula. Sonuçta derse gireceklerdi ve Maglor da Paula gibi derse konsantre olmak isteyecekti. Paula bu her ne kadar kendi düşüncesi de olsa vereceği tepkiyi bilmediğinden onun bir sıra önüne oturmadan önce aritmansi kitabına bakmakta olan Maglor'a fısıltıyla ''Selam.'' deyip gülümsedi.
Maglor' a selam verdikten sonra birkaç saniyeliğine başını tahtaya çevirdi. Tahtada profesörün adı ve dersin konusu yazıyordu: "Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran" İçeri girdiğinde duvarların rakamlarla dolu kağıtlarla kaplı olduğunu farketmiş olan Paula tahtada yazan '' Phi Sayısı '' ve '' Altın Oran ''ın neler olabileceğini geçirdi aklından. Kitabı kurcalaması gerektiğine karar verdi. Derse hazırlıklı olmak anlamak için önemliydi ne de olsa. Birkaç saniyeliğine baktığı tahtadan kafasını tekrar Maglor'a çevirdi. İlk dersinde onun da burda olması Paula'yı çok rahatlatmıştı. |
| | | Karyn Mia Silethe Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 175 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12072 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 15/05/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Ptsi 30 Haz. 2008, 10:38 | |
| Yatakhane anormal bir şekilde sessizliğini koruyor, sadece fısıldanmalar geliyordu içeriden. Pencereden içeri dolan güneş ışınları insanın gözünü kamaştırıyor, yeni bir güne merhaba diyordu. Yatağının ucundaki beyaz baykuş aptal aptal sesler çıkarırken, aç olduğunu belli ediyordu. Yatakların bazıları boş, bazılarında ise Hufflepuff öğrencileri hala uykularının tadını çıkarıyorlardı. Hogwarts’ın ilk gününde her şey normal bir seyir halindeydi.
Buz mavisi gözlerini yavaşça aralayıp, içeride gezdirdiğinde henüz çok da geç kalmadığını fark etti. Birkaç kişi dışında herkes yerindeydi. Birlikte uyudukları ilk geceden, en azından isimlerini öğrenebilmişti yeni arkadaşlarının. Kim bilir, belki de düşündüğü kadar sıkıcı geçmeyecekti bu okul. Yavaşça doğruldu yatağından, sonra da çabuk bir el hareketliğiyle sarı-siyah formasını üstüne geçirdi. Binasının özelliklerini henüz çözemese de sevmişti bu renkleri. Saçlarını, her zaman yaptığı gibi rahat olmak için topladıktan sonra yapacak başka bir şeyi olmadığını anlayıp, yatakhaneden dışarıya attı kendini.
Büyük salona giden yollarda ilerlerken, bu okulda sadece yatakhaneyle büyük salon arasındaki yolu bildiğini fark etti. Dersliğe gitmek bayağı bir zor olacaktı onun için. Kocaman okulda kaybolmaması çok zordu. Önündeki zengin sofradan, kahvaltısını yaparken günün ilk derslerini belirten bir program ellerine verilmişti. Listede gözlerini çabucak geçirdiğinde, ilk dersin ‘Aritmansi’ olduğunu fark etti. Küçük bir sorun vardı ki Mia bu dersin ne olduğunu bile bilmiyordu daha. Bir büyücü ailesinden gelmesine rağmen kendini muggle dünyasından gelmiş gibi hissediyordu. Burası hakkında hiçbir fikri yoktu, her zamanki gibi. Danimarka’da olmayı isterdi şimdi..
Dersliğin yolunu bilmediği için, ondan daha büyük sınıfları takip ederek dersliğe doğru yola koyuldu. Bu sayede kaybolmayı önlemişti, burada kaybolmak hiç de iç açıcı değildi. Sınıftan adımını attığında buranın da iç açıcı olmadığını fark etti. İnsanı boğan bir havası vardı, duvarlardaki saçma sapan işlemler olan kâğıtlar da neyin nesiydi? Bu dersin bu işlemlerle alakası olmamasını diledi içinden. Duvarlara bakmamaya çalışarak, gözlerini yarı dolu sınıf içerisinde gezdirdiğinde tanıdığı pek fazla kişinin olmadığını gördü. Anlaşılan kocaman bir ders saati boyunca tek oturacaktı. Kendine uygun bir yer seçtikten sonra, kalın aritmansi kitabının ilk sayfasını açıp bakmaya başladı. Tahtadaki konunun ne olduğu onun için bilinmezlikten öteye geçmiyordu. Gözlerini kitabın üstünde gezdirirken, hiçbir şey anlamamış olarak kitabı tekrar kapattı. Tek umudu Profesör Derwent’ın dersi eğlenceli hale getirmesiydi. Ama kadının yüz ifadesinden bunun çok zor olduğunu kabul etmeliydi.. | |
| | | Vilerus Chas Le'Borge Slytherin 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 106 Yaş : 30 Kan statüsü : Melez
(Bunu kimseye söyleyemiyor ve bundan utanç duyuyor.) Galleon : 12000 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 25/06/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Ptsi 30 Haz. 2008, 11:08 | |
| Vilerus her sabah olduğu gibi yine erkenden uyanmış, yatağına oturmuş Aritmansi kitabını karıştırıyordu. Çünkü o günün ilk dersi Aritmansi'ydi. Aritmansi pek de eğlenceli bir ders değildi doğrusu. Muggle dersiydi zaten! Zeka ve mantıksal gelişim sağlıyordu-en azından büyük sınıflardakiler öyle olduğunu söylüyorlardı. Vilerus'un da bu dersi almasındaki tek amacı buydu zaten. Zekasını geliştirmek... Kitabı hızla yatağın üzerine attı. Ne sıkıcı şey! Aslında sadece binasına puan kazandırabilmek için ilk konuları görmek istemişti ama bunun iyi bir fikir olmadığını anlaması bir iki sayfa okuması yeterliydi. Sonuçta o bir Ravenclaw değildi ki, okudukça zevk alsın! Kolunu kaldırıp saatine baktı. Derse az kalmıştı, artık gitse fena olmazdı. Sandalyenin korkuluğuna asılmış cüppesini aldı. İtinayla giydi. Kitabını, parşömenlerini ve kalemiyle mürekkebini alarak hücresinden çıktı. Ortak salonu da kesintisiz ileryerek terketti. Aritmansi Dersliğini ilk kez görecekti. Nasıl bir yer olduğunu merak ediyordu. Üstelik bu öğretmeni de ilk kez görecekti ve öğretmenlerin gözüne girmek istiyordu. Bu yüzden hızlı hızlı ilerledi. Çok geçmeden de dersliğe varmıştı. Aritmansi dersliği, dersin kitabı kadar sıkıcı görünüyordu. Duvarlar üzerinde abuk subuk işlemler ve işaretler dolu kağıtlarla kaplanmıştı(!) neredeyse. Loştu ayrıca ve gerçekten insanının içini karartan bir hali vardı. Zindanlar hiç değilse ürpertici yani insanın kanını hızlandırıyor, burası ne acayip! diye düşünmeden edemedi Vil ve kimsenin oturmadığı sıra sütununa oturdu. Çünkü Chas sınıfa ilk gelen Slytherin'di ve arkadaşlarına yer bulmak da ona düşüyordu. Geçti, en öne oturdu. Tahtaya baktı: "Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran" Zaten böyle bir dersi de ancak Ravenclaw verebilir, diye geçirdi Chas ve masada oturmakta olan profesöre baktı. Sonra gözlerini etrafta gezdirmeye başladı. Pi tanıdıktı ama Altın Oran denilen şey...? Vilerus gözlerini sıralarda gezdirirken büyük sınıfların da olduğunu fark etmişti. Anlaşılan bu ders ortak olacaktı. "İlginç" dedi kendi kendine ve sırada eliyle tempo tutarak dersi beklemeye başladı. | |
| | | Eurydice Black Slytherin Bina Sorumlusu, İksir Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2206 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12424 Ekspresso Puanı : 89 Kayıt tarihi : 05/06/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Ptsi 30 Haz. 2008, 11:39 | |
| Elizabeth sabah şimşekle uyanmanın huzuruyla yerinde iyice doğrulmuştu. Gerinerek kaslarını yerine oturttu ve ayağa kalktı. Bugün daha zinde ve dinamikti. Bir koşu banyoya gitti. Odaya seri adımlarla geri döndü. Gardolabın kapağını açtı ve içindeki siyah cüppe üzerinde gri-yeşil olan Slytherin armasına baktı. Hızlı bir şekilde giyindi ve saçlarını özenle topladı.
Yavaş yavaş aşağıya inmeye başladı. Sabah saat erken olmasına karşın Slytherin birer ikişer uyanmaya başlamıştı. Bir süre Ortak Oda'da bekledikten sonra Büyük Salon'a indi. Sabahki huzuru bir anda sönüvermişti sanki. Ne yağmur yağıyor nede şimşek çakıyordu. Slytherin masasına ilerledi ve masaya oturdu. Kahvaltısını bitirmişti artık ilk dersine hazırdı nitekim az bir süre sonra ilk dersi belirten zil çalmıştı. Koşturarak Aritmansi sınıfına gitti. Prof. oturmuş öğrencileri bekliyordu. Hemen sırasına ilişti ve kitaplarını açmaya başladı.
Kısa bir süre sonra tahtada yazılar belirmeye başladı.
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
Tüy kalemini mürekkebe daldırıp profesörün ismini kitabına not etti. Olur ya bir gün unutmasın diye... Elizabeth'in Phi sayısı/Altın Oran'ı duymuşluğu vardı ama tam olarak ne oldukları hakkında bir fikri yoktu. Gelmeden önce Aritmansi kitabına şöyle bir göz atmıştı ama pek anladığı söylenemezdi. Bu dersi yanlızca zekasını geliştirmek için alıyordu. Diğer öğrencilerinde böyle düşündüğünden şüphesi yoktu. Ama anlatılanlara bakılırsa Aritmansi'yi sevecekti. Yavaş yavaş dolan sınıfa bir göz attı. Orta sıralar dolmaya başlamıştı fakat arka sıralar hala boştu.... | |
| | | Delora Lucien Nobés
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 129 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11993 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 23/06/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Ptsi 30 Haz. 2008, 13:41 | |
| Koşuyordu ama uzaklaşmak istediği şeye daha da yaklaşıyor gibiydi : dipsiz, simsiyah bir kuyu.. Lilian gördüğü kabusun etkisiyle terlemiş ve rahatsız bir şekilde yatağında döndü ve hafifçe inledi. Kabus tanıdıktı aslında ama hemen hemen her seferinde aynı etkiyi yapıyordu. Kabusun kaynağı 5 yaşındayken düştüğü, tabii ki dibi olan ama saatlerce kaldığı bir kuyudan geliyordu. Standart kabusunu ne zaman huzursuz uyansa görürdü ama bu defa farklıydı. Onca yıl geçmiş olmasına rağmen duyduğu dehşet fazlasıyla gerçekçiydi. Her zaman olduğu gibi kuyuya düşerken gözlerini açtı ve derin bir nefes aldı. Nerede olduğunu anlamak için pencereden dışarıya bir bakış atması yetmişti. Bir çarşaf gibi dalgalan gölün üzerine doğan güneş, her çeşit kabusu silebilecek kapasitede bir manzaraydı. Kalp atışları normale ulaştıktan sonra kalkması gerektiğini biliyordu. Saat erkendi ama geceki uykusu kesinlikle dinlendirici değildi ve tekrar uyursa, ki çok kolay uykuya dalardı, muhtemelen aritmansi dersini kaçırırdı. Bunu düşünerek kalktı. Kendi kendine homurdanarak duşa girdi ve ılık suyun yüzüne akmasına izin verdi..
Duştan çıktıktan sonra çabucak giyindi ve henüz nemli olan saçlarını taradı. Kendi hallerine kurumaya bıraktı ve aritmansi kitabini alarak ortak salona indi. Ortak salonda rahat bir koltuğa kıvrıldı ve kitabı incelemeye başladı. Derse hiç bir şey bilmeden girmek istemiyordu, rezil olmak en büyük korkularından biriydi. Bu düşünceler aklından geçerken gözleri yavaşça kapandı..
Uzaktan gelen sesler Lily'nin gözlerini açmasını sağladı ve birden uyuyakalmış olduğunu fark etti. Telaşla zıpladı ama karnı aç olduğundan bir an gözleri karardı. Yere düşmeden yürüyebileceğine karar verince saate göz attı ve geç kalmak istemiyorsa hemen çıkması gerektiğini fark etti. Koridorlarda hızla ilerlerken kahvaltıyı atlamaya karar verdi, zaten uykusuzluğun getirdiği ve kesinlikle iştah açmayan bir miğde bulantısı vardı. Kahvaltı yapmayarak pek bir şey kaçırmış olmayacaktı. O kararını henüz vermişken vücudunun istemsiz bir bölümünün yönetimiyle nerdeyse Aritmansi sınıfının kapısına gelmişti bile. İçeri girdi ve fazla göz önünde olmadan dersi rahatça takip edebileceği bir yere oturdu. Eşyalarını çıkarıp rahatladıktan sonra sınıfı inceledi. İçerisi boğucuydu ve duvarlarda işlemlerle kaplı kağıtlar kaplıydı. Oldukça klostrofobik bir ortam..
Lilian sınıf dolarken bakışlarını tahtaya yöneltti. Tahtada ;
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
yazıyordu. Lilian Profesöre de baktı ve göz göze gelmeden bakışlarını kaçırdı. Genelde insanlardan kaçan biri değildi ama Profesör Derwent'ın insanın içine işleyen bakışları vardı. O bu gibi düşüncelerle oyalanırken sınıfın hemen hemen dolduğunu fark etti Lily, ve dersin ne zaman başlayacağını sorar gibi Profesöre baktı. | |
| | | Célia Ellen F. Reeser
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 600 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12273 Ekspresso Puanı : 5 Kayıt tarihi : 05/04/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Ptsi 30 Haz. 2008, 15:16 | |
| Sonuna yetiştiği kahvaltıdan sadece bir tost yiyerek ayrılabilmişti. İçtiği balkabağı suyu onu kendine getirsene karnındaki açlığını bastırmamıştı. Ders çizelgesine baktığında ilk dersi olan Aritmansi sınıfına doğru yöneldi. Koridorlarda dolaşırken geçen sene almadığı ancak artık almak zorunda olduğu ders için önyargılar besmeleye başladı. Sayılarla uğraşacaktılar biraz sonra. ama sayıların onlara ne katkısı olacaktı ki. Tabi bir dükkan sahibi olmadığın sürece. Ancak Ellen'ın hiç öyle bir niyeti yoktu. Ufacık bir dükkana tıkılıp gelen herkesi güleryüzle karşılayamazdı. Sinir olduğu büyücüleri havaya uçurma gibi bir şansı olmadığı sürece bu meslek onun aklında yatan bir şey değildi.
Önce yavaş yavaş attığı adımlarını şimdi hızlandırmaya başlamıştı. Derse yetişmesi gerekiyordu. oridor yolları ise nedense uzadıkça uzuyordu, bitmek bilmiyordu. En sonunda kapısı aralık duran sınıfa göz attı. İçeride Aritmansı profesörü duruyordu. Sessizce kapıdan içeri girip orta sıralardan boş bir yere oturdu. Ortak ders olduğu için bütün sınıflar buradaydı ve diğer derslerden daha kalabalık olacak gibi gözüküyordu. Oturduğu yerde ilk iş olarak parşomen ve tüy kalemini çıkardı.Tahtaya ufak bir göz attıktan sonra yaızlan yazıyı gözlerini kısıp okudu.
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
Pi sayısı karıştığı bir kaç kitapta görmüş ancak anlamını bilmiyordu. Anlaşılan yararlı bir ders olacaktı. Sırtını sıraya yaslayıp diğer öğrencilerin sınıfa teşrif etmelerini ve şu dersin bir an önce başlayıp bitmesini diledi içtenlikle. Çünkü gireceği bir çok abuk subuk ders olduğu gibi asıl önemi olan derslerde vardı. Bir iksir ve karablık sanatlara karşı savunma dersini beklediği gibi beklemiyordu diğer dersleri. | |
| | | Karolina Siri Bergliot
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 44 Yaş : 34 Galleon : 12020 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 10/06/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Ptsi 30 Haz. 2008, 18:05 | |
| Geçen her gün kendisinden biraz daha uzaklaştığını farkettiğinde aritmansi dersine yetişmek için bomboş koridorda hızlı adımlarla yürüyordu. Çevrede kimse olmamasına bakılırsa çoktan geç kalmıştı ve bu ilk izlenim için hiç de iyi olmayacaktı. Taş zeminde topuklu ayakkabılarının çıkardığı ses yüzünden olacak duvardaki bir kaç portre hiddetle Karol'a bakıyor ve huysuzca mırıldanıyordu. Bir portreye nasıl davranması gerektiğinden emin olamayan Karol, aldırış etmeden yoluna devam etti. Koridorun sonuna geldiğini farkettiğinde sinirlerinin gerilmesine hakim olamadı. Yanlış koridordaydı ve geç kalmamaya dair tüm umudu tükenmişti. Ne yapacağını bilemeden bir süre öylece durduktan sonra toparlanıp en azından birilerini görmek umuduyla geldiği yönde yürümeye başladı. Sıkı sıkı kavradığı kitapları terleyen avucundan kayıp büyük bir ses çıkararak yere çarptı ki bu portrelerin hiç de hoşuna gitmemişti. Küçük bir inlemeyle yere eğilip saçılmış kitapları topladıktan sonra arkasından gelen ses ile öyle bir sıçradı ki az daha kitapları yeniden toplamak zorunda kalacaktı.
"Sabah sabah bu kadar gürültü yapmasaydın sana aritmansi dersliğine nasıl gideceğini söylerdim.Hem özür dileme nezaketini bile göstermedin!"
Karol, arkasına dönüp baktığında konuşanın demin huysuz huysuz mırıldanan portrelerden biri olduğunu farketti. Özür dilemek -hele de bir portreden- Karol'a saçma geliyordu doğrusu. "Ben-Ben kayboldum. Bu Hogwarts'da ilk yılım da..." dedi takınabileceği en masum ifadeyle. Çünkü portrenin yardımına ihtiyacı vardı ve oynayacağı masum kız rolünün onu özür dilemekten kurtaracağını umuyordu. "Biliyorum, bayan Bergliot! En az anne baban kadar küstahsın! Slytherin cüppesi ha! Hiç şaşırmadım!.. Sizin gibileri başka hangi bina kabul eder ki zaten! Neden anne babanın yolundan gideceğine biraz abini örnek almıyorsun? Ah.. André!.. Seninki gibi bir aileden öyle bir çocuğun çıkması gerçekten mucize, gerçekten!" dedi portre o tiz sesiyle. Karol, böyle bir yanıt beklemiyordu ve ailesi hakkında işittikleri hiç de hoşuna gitmemişti.
"Bana küstah diyorsunuz fakat ailem hakkında küstahca konuşan sizsiniz! Özür dileyecek olsaydım dahi bunca laftan sonra sizden özür dilemezdim! Hiçbir şey size ailem hakkında böyle konuşma hakkını vermez!" dedi, bir yandan da öfkesini kontrol edebilmek için dişlerini sıkıyordu. Sinirden yanakları pespembe olmuştu. Aslında, burada durup portreye ağzının payını vermeyi çok isterdi lakin yetişmesi gereken bir ders vardı. Hızlı adımlarla koridordan çıkmıştı ki arkasından yine o tiz sesi işitti:
"Sağdan ikinci koridor, 4. kapı!" Karol, portrenin dediğine güvenip güvenmemekten emin olamıyordu fakat başka çaresi de yok gibi görünüyordu. Portrenin tarif ettiği yere giderken bir yandan çevresine bakınıyordu sorabileceği birini görebilmek için, fakat nafile! Koridorlar boştu. 4. kapının önünde öylece durdu. Geç kalmış olacak, kapı kapalıydı. Yavaşça kapıyı tıklatarak içeriye girdi. Gördüğü ilk şey kürsüde oturan profesörün soğuk bakışları oldu. Kısık bir tonda "Günaydın, profesör." dedikten sonra bakışlarını sınıfta gezdirdi. Henüz tam dolu değildi. Geç kalmamanın verdiği rahatlıkla boş bulduğu bir yere oturup parşomenini çıkardıktan sonra gözü tahtadaki yazıya ilişti:
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran" Parşomenine mor mürekkeple Phi SAyısı/Altın Oran adlı bir başlık attıktan sonra oturup diğerlerinin gelmesini beklemeye koyuldu. | |
| | | David Kevin Johnson Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 412 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12290 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 19/01/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Ptsi 30 Haz. 2008, 19:27 | |
| Karanlık ve güneşin bazen kaybolarak yerini yağmura bıraktığı bir hava hâkimdi Hogwarts'a. Güneşin bulutların arasından sıyrılarak zayıf ve etkisiz ışınlarının açık penreceden girmesiyle uyandı David. Gözüne gelen beyza güneş ışığı her ne kadar cılız ve etkisiz olsa da David'in uyanmasına neden olmuş, hatta gözlerini ilk açtığından etrafı kırmızı görmesine bile sebebiyet vermişti. Üzerindeki pikeyi atarak yatağında oturur pozisyona geçti, iki eliyle birlikte gözlerini ovuşturuyordu. Ardından açtığı gözleri şimdi daha iyi görüyordu, hafif bulanıklığa rağmen. Yavaş adımlarla banyonun yolunu tuttu. Banyoya geldiğinde aynada kendisine baktı. "Yeni kalkmama rağmen hiç fena görünmüyorum." dedi fısıltıyla ve suratına alaylı bir gülümseme koyverdi. Kendisinden bir hâyli aşağıda olan musluğa doğru eğildi, musluğu açtı ve yüzünü yıkadı. Boyu uzun olduğu için kısa zaman eğik durmasıyla birlikte beline anında ufak bir acı saplanmıştı. Doğrularak acının geçmesini sağladı ve hemen ardından dişlerini fırçaladı. Evet, bu yaptığı saçmaydı. Biraz sonra kahvaltı yapacaklardı ancak ondan sonra diş fırçalama vakti kalacak mıydı? Malesef ki hayır. Diğer binalar gibi şanslı değillerdi, binlarının salonları Hogwarts'ın kulelerinden en yüksek olanındaydı, dolayısıyla... Dişlerini de fırçaladıktan sonra yatakhaneye girdi, homurtulara bakılırsa birileri uyanmıştı. Düşüncelerinde yanılmadığını Severus'un sorusuyla anlamıştı. "Saat kaç David?" Saat kaç mı? Gerçekten de saat kaç? David, hava kapalı olduğu için saate bakmayı düşünememiş ve direk işlerini bitirmeye koyulmuştu. Sol kolundaki saate bakarak Severus'a cevap verdi: "Sekizi yirmi beş geçiyor Severus." Gülümsemeyle söylediği bu cümlesinin ardından Severus'un zıplayarak yatağından kalkıp sûratle banyoya koşmasına bir anlam verememişti. Gryffindor Aslanı'nın kalp hizasında olan cüppesini giydi, asasını cebine arka cebine koydu ve Severus'un derdini öğrenmek için onun banyodan gelmesini beklemeye koyuldu. Kısa süre sonra yatakhaneye dönen Severus'un hâline gülmemek imkansızdı. Bir eliyle pantolonunu çekiyor, diğer eliyle de cüppesini giymeye çalışıyordu. "Geç kalacağım, geç kalacağım!" diye söylenmesi de hâline komiklik katıyordu. Anlaşılan bir derse geç kalacaktı ki David'in sorularını bile cevap vermiyordu. "Eheh, benim öyle bir problemim yok!" diye geçirdi içinden ve cüppesinin cebindeki ders programına baktı. İlk dersleri Aritmansi'ydi ve sabahın erken saatinde değildi. Ama bu ders ortaktı ve hâlâ bir saati aşkın bir zaman vardı. Sonunda hazırlanmış Severus'a kaşlarını çatarak baktı David ve: "Abi daha var ya! Ders onda!" demişti. Ders programını kontrol eden Severus'un rahatladığı her hâlinden belli oluyordu. Gülümsedi ve Severus'la birlikte Büyük Salon'un yolunu tuttu.
Büyük Salon'a vardıklarından kısa bir süre sonra grupları da -James, John, Charlie, Hay, Daff, Brooke, Severus ve David- yanlarına gelebilmişti. Beraber yaptıkları kahvaltının lezzetine ve sohbetine doyum olmuyor, hâliyle kimse erken kalkıp dersliğe gitmiyordu. Anlaşılan son gidenlerden olacaklardı. Kahvaltılarını yaparken Büyük Salon'un camlarından gelen ve içeriye bir karanlık hüzmesinin çökmesiyle yağmur 'Ben geldim!' demişti. Çiseleyip daha sonra yerini etkisiz ve hiç de sıcak olmayan güneşe bırakan yağmur, arada bir gelip hâl hatır soruyordu. Enfes bir kahvaltının ardından dersliğe birlikte giren arkadaş topluluğu tüm sınıfın dikkatini üstlerine çekmeyi sağlamıştı. İkişerli sıralara oturan arkadaş topluluğu dersin başlamasını beklemeye koyulmuştu. Tahtadaki yazıyı sonradan fark eden David, hızla okudu yazıyı.
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
Phi sayısını görmüşlerdi, anlaışlan bu ders üst sınıflar için tekrar niteliğinde olcakken birinci sınıflara yeni bilgiler öğretecekti. Sorunlan sorularla belki puan bile kazanabilirlerdi. Heyecan ve kurnazlıkla beklemekten başka bir çare yoktu. | |
| | | Anna Luaná del Muñeco Yazar
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 347 Yaş : 40 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12114 Ekspresso Puanı : 18 Kayıt tarihi : 19/05/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Salı 01 Tem. 2008, 13:02 | |
| Gün yeni başlamakta ve Rose yeni uyanmaktaydı. Gözleri hafif aralı ve " daha fazla uyumak istiyorum! " diye bağırırcasına bir tavrı vardı. Rose yatağında sağına doğru döndüğünde kendisini yerde buluvermişti. Gözlerini ovalayarak, üstünde yığılmış çarşafı kenarıya atarak ayağa kalktı. Yeni bir gün ne güzel! Ders programının asılı olduğu tabloda bugünkü ders için Aritmansi gözküyordu. Yatakhane her zamank gibi boştu. Herkes ya gitmiş, ya dakahvaltıdaydı. Yere düşen çarşafı alarak yatağının üstüne koydu. Dolabına doğru yönelerek, içindeki aynasını aldı. Saçları darmadağın bir hâldeydi. Ve yatağının yanında duran kafesteki kuşuna bakarak, " Günaydın Rosa, " diyerek aynadan saçlarını inceliyordu. Hemen aynayı dolabına koyup kapağı kapattıktan sonra aceleyle terlikleri ile tuvalete koştu. Saçlarını ordaki aynadan yapabilirdi. Yüzünü gereğinden fazla yıkadıktan sonra saçlarını aynanın karşısında yaparak oradan ayrıldı. Yatakhaneye geldiğinde dolabından birkaç elbise ve, Gryffindor armalı cüppesini çıkartarak yatağına bıraktı.
Üstündeki yeşil pijamalardan kutulup, dolabından çıkarttığı elbi ve cüppeyi giydi üstüne. Hemen ardından, karnı guruldanırcasına sızlayınca Rose büyük salona inmeye başladı. Henüz, birkaç öncesinde bu büyük salonda eşsiz yemeklerin olduğu, ayrıca lezzetli tatlılar ve bir o kadarda dans ve müzik olmuş herkes eğlenmişti. Yeni öğrenciler aralarına katılmıştı; şimdi ise sadece bir kahvaltı vardı. Herkesin yeni kalktığı vakitlerde büyük salona iki-üç kişiyle çekilmiyordu. Kapının ağzından saçlarını kaşıyarak içeriye Rose, etrafındakilerin tanıdık olup olmadığı anlamak istiyordu. Gryffindor masasına oturarak kahvaltıda neyin olduğuna baktı. Her zamanki şeyler: Kahvaltı menüsü! Peynir vardı ve en sevdiği şeydi Rose'un. Ayrıca kahvaltı yapmayıda sevmezdi, alışık değildi. Sadece peynirden yiyerek yanında getirdi çanta ve içinde bulunan Aritmansi kitabı, ders sonrası okuyacağı, trende okuyamadığı, romanı vardı. Birkaç tane de tüy kalem... Büyük slaondan çıkarak, karşşısındaki uzun ve yorucu merdivenlerin basamaklarına basarak yukarıya doğru çıkmaya başladı.
Henüz erkendi galiba, saati olmadığı için bilemyordu. Yukarıya çıktıkça geçen yıl aklına aklına geliyordu. Herşey ne güzeldi... Yukarıya doğru çıktıkça aritmansi sınıfını gördü. Birkaç öğrenci içeriye girmişti. Rose'da onların arkalarından içeriye daldı. Içeriye girdiğinde profesör henüz yoktu. Geç kalmaktan korkuyordu. Dha demin içeriye giren öğrenciler ön sıraları kapmıştı. Rose, orta sıradan üçüncüsüne oturarak gerekli olacak malzemeleri çıkarttı: Asa, tüy kalem, birkaç tane de boş parşömen... Az sonra içeriye, kolunun altında kalın bir kitap bulunan, sert ve ciddi bakışlar atan, cüppesinin yürürken savrulduğu, müdüre ve aritmansi profesörü Amortentia sınıfa girdi. ELindekileri masasına bırakır bırkmaz tahtaya birkaç şey yazdı;
" Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran "
Gayet açıktı. "Phi Sayısı"nı kitaplardan biliyordu. Ama hiç okumamıştı. Sadece kitabı çevirirken başlıklara bakardı. Güzel bir konuya benziyordu. Zaten ilginç olan herşeyi Rose severdi; bayılırdı daha doğrusu. Rose sarı saçlarını toplayarak omzuna doğru attı. Büyük kahverengi gözlerini Profesör Derwent'ın duruşuna dikti. Onun davranışlarını ve kişiliğini çok seviyordu. Bu dersi de bir o kadar seviyordu...
| |
| | | Penelopé Lilith Caliente
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 73 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 11978 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 01/07/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Perş. 03 Tem. 2008, 20:54 | |
| Dört direkli yatağından uyandığında yatakhanedeki birçok kişi uyuyordu. Hogwarts’a geleli daha birkaç gün olmasına rağmen bu sahneye alışmıştı. Gün daha yeni doğarken içeriye hücum eden güneş ışınları bu sabah yoktu. Onun yerine soğuk bir rüzgâr yatakhanenin içini doldurmuştu. Şato sessiz ve oldukça sakindi. Yatakhanelerindeki yeşil perdeler ara sıra havalanıyordu. İçerideki tek ses rüzgârın boğuk sesiydi. Son günlerde o da sessizdi. Belki de bütün bunlar ona fazla ağır gelmişti. O zaten kaldırabileceği kadar yükü almıştı. Daha fazla taşıyamazdı. Ama Hogwarts onu rahatlatmıştı. Şu sıralar o kadar da kötü değildi günler. Belki de o kötü yapıyordu hayatını.Pen ayağa kalkop cübbesini giyindi yemek yemeliydi...
Kahvaltısının başındaydı ki bir kaç profesör ayağa kalkmıştı. Herhalde gidip derse hazırlık yapacaklar diye düşünüyordu Pen. Çoğu zaman profesörler kalktığında o da kalkardı. Ama şimdi açtı. Gece saçma sapan rüyalar esir almıştı onu. Gece 3 gibi uyanıp bir daha uyuyamamış onun yerine haayaller kurup bir kaç konu tekrarı yapmıştı. Herkes uyurken konu tekrarı yapmak ona biraz saçma gelmişti ama yapacak başka bir şeyi yoktu. Elindeki kızarmış ekmeğin son lokmasını ağzına atıp balkabağı suyunu bitirdi.Büyük Salon'da hararetli bir sessizlik hüküm sürüyordu. Ama iyiye işaret değildi bu sessizlik kötüye işaret. Pen etrafa bakınıyordu sessizce ayağa kalkıp yeşil çantasına koluna takmıştı. Arıtk şaşkın bakışları kaybolmuş onun yerine küçük bir gülümseme yerleşmişti yüzüne.Pen her zamanki gibi değişen merdivenlerden soluk soluğa çıkıp Aritmansi Sınıfına vardığında derse yetiştiğini farketti.
Masaların ortasındaki boş yere yürüdü. Spor ayakkabılarını yere sertçe bastıkça, derslikte küçük bir ses çınlıyordu. Ses... ses çıkarmak istemiyordu oysa o! Görülmek, bilinmek... Fark etti zaten kimsenin umrunda değildi. Bu onu tatmin etmişti... Camın önündeki küçük, iki kişilik masaya oturdu. Sınıfın içinde geziniyordu gözleri... İnsanın içini açan hoş bir dekoru vardı kafenin... Dirseğini masaya dayadı. Herkesin derdi, sıkıntısı başkaydı. Kimseyi anlayamıyordu. Herşey saçma geliyordu ona bazı zamanlar. "Herşeyi mantığa dayandırmak mümkün değilmiş demek..." diye mırıldandı. Herşeyi çözebilmişti fakat insan içinden çıkılması imkânsız bir labirentti... Kendini bu düşünceden sıyırdı. Bencil olmak gerekliydi ara sıra, kararında...
Az sonra tahtaya baktığında beyaz ve güneş ışınları sayesinde parlayan bir kaç kelimeyi okumuştu:
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran "
Pen sessizce bekledi Phi sayısını duymuş ama pek çalışmamıştı. Profesör sorarsa diye düşündü bir an sonra düşünceden sıyrıldı. Anlatmadan soracağını sanmıyordu. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Cuma 04 Tem. 2008, 21:04 | |
| Büyük salonda karnını tıka basa doldurduktan sonra el çantası ve öğrenci forması ile turuncu saçları dışında klasik bir öğrenci tipine bürünmüş olan James’in ruhuna bir tedirginlik hakim olmaya başlamıştı. Yılın ilk aritmansi dersine girmek üzere, dersliğin bulunduğu kata doğru yollanırken, beyni ikinci bir turuncu kafa tarafından kemiriliyordu.*Ne akla hizmet? Koca yıl aritmansinin adını bile işitmemiş olmana rağmen neden alıyorsun bu dersi sanki?* Bir yandan içindeki sese hak veriyordu. İlk senesinde adını bile duymadığı bir dersi almasına dakikalar kalmıştı. Belki de ilk aritmansi dersi, nefret ettiği durumlardan biri olan ‘başarısızlık’ ile noktalanacaktı. Kendisi ve binası adına büyük bir risk alıyor sayılırdı. Gözlemlerine ve duyduklarına göre okulun en sert profesörlerinden olan Bayan Derwent’in olmadık zamanda, olmadık bir konumda sorduğu sorulardan biriyle karşı karşıya kaldığında ne yapacaktı? Çatık kaşlara meydan okuyarak dikilecek miydi? Sağdan soldan bir şeyler duyma umuduyla aptalca kafasını mı sallayacaktı? Aritmansi profesörünün bu görevi henüz sahiplendiğini sanıyordu. Eh, kadın ilk yılında kendisinin aritmansi görüp görmediğini nereden bilecekti öyleyse?
Teselli etmek yerine, ruhunu daha da karanlığa sürükleyen gereksiz sorular eşliğinde sarmal merdivenleri tırmanırken içindeki sese karşı bir savunma, aklının bir köşesinde alt yazı olarak yayınlanıyordu. Kendisine yuvası olan Hogwarts’a gelmeden önce yollanan mektupta sınıf başkanı seçildiğini okuduğu anda çok sevdiği binası adına bir şeyler yapma çabası içerisinde olacağına söz vermemiş miydi? Eh, yeni dönem başladığından beri Gryffindor adına yapabileceği her şeyi ortaya koyduğunu düşünüyordu. Bir başkan olarak bir takım sorumluluklar edinmesi gerektiğini düşündüğünden önüne gelen dersi almıştı. Ayrıca puan kazandırmaktan çok kendisini eğlendirecek olan uçuş için Quidditch takımına katılmıştı. Bunca derse bunun için mi katılmıştı? Sırası geldiğinde bir şeyler öğrenmekten korkmak için mi? Korkunun Tanrı tarafından insanlara bahşedilen bir insan ayıbı olduğunu savunmaz mıydı? *Hadi ama James…*
Pek iyi sayılamayacak bir halde dersliğin bulunduğu koridora vardığını yükselen mırıltıların marifeti sayesinde fark edebilmişti ki genelde yaptığı gibi boşta duran sol elini kravatına götürdüğü gibi beceriksiz parmaklarla biraz ovuşturduktan sonra indirip, dışarıdan fark edilemeyecek kadar sessiz bir şekilde boğazını temizlemeye çalışmasının ardından bir an duraksayıp etraftakilere bakındı ve karanlık sayılabilecek koridorda attığı son birkaç adımdan sonra açık kapısından dışarıya grimsi bir gölge sızdıran derslikten içeriye daldı.
Çoğu ders için geçerli olan bir durum burada da baş gösteriyordu. Her zamanki gibi bir dakika kadar geç kalmış, bu süre içerisinde derse girmesi gereken öğrencilerin bir kısmı ön saflarda yerini almış, dersin profesörü masasındaki rahatsız sandalyede dikilmiş durumdaydı. Bir süreliğine kendisine dikilen bakışları aynen iade etmeye çalıştıktan sonra gözleri Gryffindor’ların toplandığı bölgeye kaymış, aynı anda adımları, kendisini o bölgeye doğru sürüklemeye başlamıştı. Yatakhanelerindeki gruptan yalnızca iki kişi gözüne çarpmıştı. David ve Charlie, arka arkaya sıralarda yerlerini almıştı.*Hey! Bir dakika!* David mi? Anlaşılan yine bir ortak ders işleyeceklerdi. Her ne kadar bu konu kendisi için bir şey ifade etmiyor, hatta aptalca geliyor olsa da boyun eğmek zorunda olduğunu bildiğinden bu konuda fazla düşünmeden David’e gülümseyerek verdiği selamının ardından Charlie’nin yanına oturdu. Derin bir nefes alarak koyu kahverengi, eskimiş el çantasını sırasının altına yerleştirdi ve minik bir gerinme koyverdikten sonra sarı kafalı çocuğun kulağına doğru eğilerek söyleme gereği duyduğu bir şeyi fısıltılar halinde dudaklarından döküverdi.
’’Lanet aritmansi…’’ dedikten sonra birazcık rahatlamış bir halde yerinde dikeldi. Bakışlarını Bayan Derwent’in bulunduğu bölgeye yollamıştı ki dikkatini çeken, kadının yaşlı ve dalgın simasından çok arkasında bulunan yazı tahtası olmuştu. Geçen seneden alışık olduğu ‘profesör ve konu tanıtma’ safhası için oldukça pratik, ağız yormayan bir yöntemle karşı karşıya olduğunu fark edince elinde olmadan gülümsedi. Anlaşılan o ki; kadın epey düzenli ve sistemli çalışıyordu. Böyle bir derste ne kadar eğlenebilecekti bakalım… |
| | | Severus Rodney Anthony Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 810 Yaş : 31 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12182 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 13/03/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Cuma 04 Tem. 2008, 22:09 | |
| Güneş ışıklarının yatakhaneyi aydınlatmasıyla beraber, gözlerini açtı. Yüzüne doğru gelen güneşten oldukça rahatsız olmuştu ki zaten hızlı bir hareketle yatağından kalkıp, banyoya gitti. Elini ve yüzünü yıkayıp, havlu ile kuruladıktan sonra tekrar yatakhaneye döndü. Eğlenceli bir sabah olmasını istiyordu ve bu yüzden olsa gerek aklına muzipçe fikirler geliyordu. Yataklarında sakince uyuyan arkadaşlarının o tatlı uykusunu bölmek herhalde onları oldukça kızdırırdı. Fakat kendiside oldukça eğlenirdi bu durumda. İlk olarak bu planını Charlie' de uygulamak ve daha sonra onuda bu oyununa alet etmek aklına geldi. Charlie'nin uyuduğu yatağa doğru yaklaştı. Kendi yatağının yanındaki komidinin üstünden tüy kalemini eline aldı ve Charlie'nin yanına ulaştı. Tüy kalemin tüylerini, Charlie'nin burnuna doğru götürdükçe huylanıyordu sanki. Daha sonra bir anda onun üzerindeki pikeyi kaldırdı ve Charlie'de kızgın bir şekilde uykusundan uyandı. Ona sessiz olmasını söyledikten sonra eliyle David’i gösterdi. Charlie, onun ne düşündüğünü hemen anlamış bir şekilde eline bir tüy kalemi alıvermişti. Oynadığı bu oyuna birisini alet etmenin sevinciyle David’ in yanına geçti ve aynı şekilde tüyleri onunda burnuna doğru götürdü. O da gıdıklanıyordu ve bir anda Charlie onun üstünden pikeyi çekiverdi. Aynı şekilde David’ de sinirlenerek yatağından kalkmıştı. Ama onun çıkardığı ses ile tüm yatakhane uyanmış, diğerleri için kurduğu plan suya düşmüştü.
Herkesin öfleyerek uyanmasına aldırmayarak, üstünü giydi hızlıca. Üstünü giymesiyle birlikte, yatakhaneden çıkışı bir oldu. Merdivenlerden indikten sonra Brooke ve Hayley ile karşı karşıya geldi. Biri kırmızı koltukta oturuyor, diğeri ise sağ taraftaki koltukta oturuyordu. “Günaydın.” Kısık bir ses tonuyla seslendikten sonra söylediği kelimenin aynısı ile ikisinden de cevap aldı. Daha sonra doğruca ortak salonun çıkış kapısına gitti ve oradan ayrıldı. Karşısında duran merdivene tam adımını atacakken, merdiven bulunduğu bölgeden bir anda haraket ederek sağ tarafa doğru döndü. Yaklaşık iki dakika onun tekrar o yöne doğru dönmesini bekledikten sonra sonunda merdiven karşı tarafına gelmişti. Koşarak merdivenlerden indi. Bu merdivenleri sevememişti bir türlü. Hareket etmeleri başta oldukça hoşuna gitmiş olsa da, burada okudukça yavaş yavaş onların hareket etmesinden nefret etmeye başlamıştı. Büyük Salon’dan içeriye girdi ve Gryffindor masasındaki yerine geçti. Sağ eli ile çatalı kavradı ve önündeki yiyeceklerden küçük parçalar alarak kahvaltısını yapmaya başladı. Bu sırada salonda yavaş yavaş doluyor, tüm Hogwarts öğrencileri ‘güne merhaba’ diyordu. Bugün içinde ayrı bir heyecan vardı zaten. Bu heyecanı bastırmak için her yolu deniyordu. Öyle ki sabah arkadaşlarına, kendisine yapılmasını istemeyeceği bir şeyi yapmıştı. Her zaman bu konularda şu mantık ile hareket etmişti: “Kendine yapılmasını istemediğini, başkasına da yapmayacaksın.” Bu lafı hep doğru bulmuştu fakat bu sabah buna uymamıştı.
Gözünü yemeklerden ayırmadığından olsa gerek, arkadaşlarının gelip kahvaltılarına başladıklarını bile fark etmemişti. E nede olsa aç olduğu zaman gözü o yiyeceklerden başka hiçbir şeyi görmezdi. Son olarak ağzına attığı bir lokmadan sonra çatalını tabağın yanına bıraktı ve kollarını hafifçe açarak güzelce esnedi. Daha sonra oturduğu yerden karnını tıka basa doyurmuş bir şekilde kalktı ve devâsa(!) salondan çıktı. O hiç sevmediği merdivenleri hızlı hızlı tırmandıktan sonra üstündeki kıyafette bir eksik olduğunu gördü. "Ne kadar da unutkanım." Kravatını takmamıştı. "Bir insan cüppesini giyer de kravatını unutur mu? Aferin sana Severus." Kendine kıza kıza ve merdivenlere lanet okuya okuya çıktı yedinci kata. Daha sonra ortak salondan içeriye girdi. Doğruca yatakhaneye çıktı. David oradaydı. Acelesi olduğu için ona birşey söylemeden yastığının altına baktı. Genelde kravatını orada unuturdu. Hâliyle artık kravatını ararken balktığı ilk yer de orası oluyordu. Fakat bu kez orada yoktu. Komidin ile yatağın arasındaki ufak boşluğa düşmüş olabileceği aklına geldi ve elini o araya güçle soktu. Bir yukarı, bir aşağı arasada bulamamıştı. "Geç kalacağım. Geç kalacağım." Son olarak artık bakabileceği tek yer yatağın altıydı. Eğilerek oraya baktı. Güneşin etrafı bu kadar aydınlattığı bir anda, bir yatağın altı nasıl bu kadar karanlık olabilirdi. Zar zor gördüğü kravatını bir hamleyle çekerek çıkardı oradan. "Saat kaç David?" Kravatını boynuna geçirirken David'e de saatin kaç olduğunu sordu. Geç mi kalmıştı acaba? Olamaz.. Geç mi kalıyordu? Dersin kaçta olduğunu dahi unutmuştu. Acele ile kitabını, parşömen kağıtlarını ve tüy kalemini almaya çalışırken David'in söylediği cümle onu oldukça rahatlatmıştı. Ders saat ondaydı. Derin bir oh çekti içinden. Resmen, geç kalma korkusu yüzünden terlemişti.
Yatağına uzanıp, kitap okumuştu zamanı geçirmek için. Saatine baktı; 10' a geliyordu. Artık ders başlamak üzereydi. Oldukça maceralı(!) bir başlangıç yapmıştı güne. Bu kadar yüksek tempoya pekde alışık değildi açıkcası.. Komidinin üzerinde duran ders malzemelerini - bir parça parşömen, tüy kalemi, ders kitabı - sağ eli ile kavradıktan sonra yatakhaneden çıktı. Ortak salonda boştu. Herhalde diğerleri sınıfa ulaşmıştı. Yavaş adımlarla hareket ederken ortak salondan çıkıp, merdivenlerden inmeye başlamıştı. Sonunda dersliğin önüne gelmişti. Kapıtı tıklattıktan sonra yavaşça açtı ve içeriye girdi. Elinde kitap ve diğer ders malzemeleri ile şaşkın şaşkın baka kalmıştı. David ne arıyordu? Yine mi ortak ders işleniyordu? Ortak derslerin pek hoşuna gittiği söylenemezdi. Ona kalırsa bu dersler, işkence(!)den başka bir şeye benzemiyordu. Üçüncü sınıf konularını birinci sınıfların görmesi, üçüncü sınıfların ikinci sınıf konularını görmesi gibi durumlar oldukça saçma oluyordu. Gözü arkadaşlarını ararken Charlie, David ve James'in sıralarda arka arkaya oturduğunu gördü. Hemen James'in arkasındaki sıraya geçerek elindekileri sıranın üstüne bıraktı. Geçen sene görmediği, Aritmansi'nin A'sını bile bilmediği bir derste bakalım neler yapacaktı.. | |
| | | Aurore Eulalie Arceneau
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 1077 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12207 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 08/03/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders Cuma 04 Tem. 2008, 23:59 | |
| Brooke loş yatakhanene, yattığı yerde kıvranarak ve terler içinde uyandı. Yatakhane oldukça sessizdi, garip, ne olduğunu anlayamadığı bir ses dışında. Soluk soluğa, gözlerini yataklarda gezdirdi, hepsi hiç yatılmamışçasına topluydu, etrafta kimse de yoktu. Yalnız olduğu için Merlin’e dua ederek, kendini tekrar yatağa attı.”Sadece bir rüya, sadece aptalca bir kâbus…” diye usulca mırıldandı kendini rahatlatmaya çalışarak, gül rengi dudakları titriyordu. Deniz rengi gözlerini yumdu, her şey bir an için karanlığa gömülmüştü. ” Merlin aşkına! Bu sadece bir rüyaydı, abartma artık Brooke!” Gözlerini yummasının her şeyi unutturacağı gibi bir hisse kapılmıştı, aptalca bir hisse. Ama işe yaramamıştı elbette. Birden içinde kıvılcımlanıp gittikçe büyüyen öfke, kendisine karşı hissettiği öfke, alevlenerek hışımla gözlerini açmasına neden oldu. Çünkü unutamamıştı, unutamıyordu. Birden kafasına dank etti bunun pek de kendisinin elinde olmadığı, saçmalıyordu iyice.
Durdu, uzun uzun nefes alarak etrafına baktı ve garip sesin kaynağını bulmaya çalıştı. Akciğerlerine çektiği oksijen beynini açıyordu sanki; görüşü netleşti, yaptığı şeyin saçmalığı kendisine batmaya başlarken rüya yavaş yavaş kaybolmaya başladı zihninden. Bu kez kâbusu hatırlamaya çalıştığında tek hatırladığı ölüm yiyenler ve annesi oldu. Bu bile tüylerini ürpertmişti, temmuzun ortasında görmesine rağmen hala aklından çıkmayan rüya gibi olmalıydı bu da. Annesi ve o… Ve o aptal arkadaşları, hatta aptaldan da öte; ölüm yiyenler. Plan yapıyorlardı, birini öldürme planı. Bazen keşke o mektubu hiç okumasaydım diye geçiriyordu içinden, keşke. Ama bu kâbuslar oldukları şeyden öteye geçemiyorlardı, hiçbirinin gerçekle en ufak alakasının olduğunu sanmıyordu Brooke. Ama paranoyaklaşıyordu günden güne, unutmalıydı artık bu acı gerçeği; rüyayı unuttuğu gibi.
Garip sesin kesilmesiyle düşüncelerinin arasına bir kuş gibi süzüldü bir başka gerçek; Aritmansi dersi! Sarı saçları kabarmış bir şekilde ayağa dikilirken başı döndü, düşecek gibi oldu. “Geç kalacağım, geç kalacağım, daha ilk günden!” Bağırarak sandığına doğru yalpalarken bir yandan saatine bakmaya çalışıyordu gözleriyle. Saati fark ettiğinde giysilerini üzerine geçirmişti bile. Ama saate bakılırsa erken bile sayılabilirdi. ‘Eh, en azından geç kalmadım’ diye düşündü suratı asık bir şekilde. Homurdanarak altın rengi saçlarını taradı, cüppesini düzeltti. Yatakhaneden dışarı çıkarken verdiği bir karar, yüzündeki ifadenin değişmesine neden oldu. Artık annesini düşünmeyecekti, düşünmemeliydi; zira onu düşünmek kendisine sadece acı bahşediyordu, sadece acı. Unutmalıydı bir şekilde. Onu umursamamalıydı, onun kendisini zerre kadar umursamadığı gibi.
Eli sarı saçlarındaki buklelerde gidip gelirken ortak salona çıktığını gördü. Sağda bir koltuğa çökmüş olan Isabell’e katılırken olabildiğince canlı bir sesle “Günaydın.” diye mırıldandı. Sonunda iyi olduğuna inandığı bir karara varmış olması, hemen unutmasını sağlayamamıştı, unutamayacağı kadar derindi çünkü bu yara. Zamanla bunun üstesinden gelebilirdi, tek başına dahi olsa. Bir sesle dünyaya geri döndüğünde karşısında Severus duruyordu. Ona da Isabell’e dediğini tekrarlayıp gözlerini kapattı. Aritmansi’ydi ders, rüya bu dersten ne kadar korktuğunu unutmasına yardımcı olmuştu. Oldukça çalışkan öğrenciler yaptırırdı kayıt bu derse, kendisinin bu derste ne aradığını bilmiyordu bu yüzden. Belki kayıt yaptırırken kendinde değildi, kendinde olsaydı hayatta yaptırmazdı, biliyordu bunu, en azından bildiğini sanıyordu. Kaşlarını yukarı kaldırdı, muhtemelen durum böyleydi. Bütün sene girecekti bu yüzde derslere. Merlin’in sakalı! Yeniden homurdanmaya başlamıştı, bunu da abarttığını neden sonra fark etti, o zaman yüzüne zorlama bir gülümseme oturttu. Bunun ne faydası vardı?
Tam o sırada ortak salonun boşaldığını gördü, herkes neredeydi? Saatine baktı, kahvaltı yapmak istiyorsa çabuk davranmalıydı. Hızlı adımlarla ortak salondan çıktı, birkaç hileli merdiveni atlattı –bir tek ona mı denk geliyordu bu merdivenler?- ve büyük salona girdi. Pencerelerin üzerindeki yağmur damlaları ona yatakhanedeki garip sesi anımsattı. Kendini zorladığı zaman o sesin yağmur sesi olabileceğini düşündü, başka bir şey olamazdı zira. Kendini oraya oturmuş olan arkadaşlarının arasına attı, gerçekten de en son kendisi gelmişti kahvaltıya. Yulaf lapasını isteksiz bir biçimde yedikten sonra ayağa kalktı, dersliğe gitmeyecekti henüz. Koridorlarda biraz turlayacaktı nedensizce. Belki biraz gürültüden uzaklaşabilmek içindi. Kızıl-altın rengi cüppesi o yürüdükçe havalanarak gezdi bir süre, ne yaptığını bilmiyordu, ne içindi sabah sabah bu aptalca yürüyüş? Saat kaç olmuştu acaba?
Saate bir göz attığında gözleri yuvalarından uğradı, geç kalıyordu. Bu kez gerçekten geç kalıyordu. Koşarak dersliğe girdiğinde, sabah uyandığındaki gibi nefes nefeseydi. Sınıf dolmuştu neredeyse. Belki de tamamen dolmuştu, emin olamıyordu Brooke. Sınıfta olabildiğince dikkat çekmeyeceği bir sıra bulma umuduyla gözlerini gezdirdi, bu sıfata uygun, boş bulabildiği tek sıraya oturdu ve tahtaya yazılmış olanları inceledi. Phi sayısı ve altın oran mı? Onlar da neydi öyle? Sabahın pek de hoş geçmeyeceğine karar vererek, sanki çok önemlilermiş gibi ellerini incelemeye başladı. | |
| | | Charlie von Diederich Seherbaz Karargahı & UBBP Genel Başkanı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2101 Yaş : 29 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12549 Ekspresso Puanı : 49 Kayıt tarihi : 05/05/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders C.tesi 05 Tem. 2008, 00:14 | |
| Pamuk kadar yumuşak ve hafif bir tüyün kendisini uyandırmasına bağırarak uyanmak hiç iyi bir başlangıç olmamıştı. Kendisine bu haylaz şakayı yapan Severus'a söylenirken onun kendisine sus gibi muzur hareketler yapmasına boyun eğmek zorunda kaldı. Sabah sabah nelerin peşindeydi? Uykunun verdiği beyin sarhoşluğundan olsa gerek dostunun ne yapmak istediğini zar zor anlayan Charlie biraz eğlenmeyi umarak David'in üstündeki pikeyi hızla açarak kikirdemeye başladı. Fakat David'in kalın ve herkesi uyandıran sesi zihninde yankı yapmış, sabah sabah onu bir gulyabani gibi görmesine neden olmuştu. Hafif tırsak gözlerle David'e bakarken kaşlarını kaldırarak şaşkın bir ifade takındı. Aslında o da haklıydı böyle uyandırılmak çok kaba ve kötüydü fakat yine de dostça ve küçük bir şakaydı. Birden herkesin uyanmasını hayalkırıklığıyla izlerken daha başlamadan biten muzur oyunu suya düşmüştü. Aklından düşünceler süratle geçerken hızla verilen büyük ve sıkıntılı ayrıca biraz da sinirli nefesler birbirine karışmıştı. Elinden geldiğince suçlu görünmemeye çalışarak üstünü giyindi. Bir yandan da ortalığa kaçamak bakışlar atıp neler olup olmadığını gözden geçiriyordu.
Dakikalar geçiyor, Aritmansi dersi yaklaşıyordu fakat Charlie'nin karnı da zil çalıyordu. Aklına bir anda gelen nefis yiyeceklerle daha da çıldırırken Büyük Salon'a tek başına inmenin zevksiz ve bencilce olacağını düşündü. Ama her zaman da cümbür cemaat inmiyorlardı ya o da ayrı bir mesele olarak kazınmıştı beynine. Kırmızı, altın sarısı kravatını sağ elinin işaret ve baş parmağı arasında boğazına kadar çekerken David'in birlikte kahvaltı davetiyle havalara uçacak kadar sevindi. Elini daha da hızlandırırken çoktan giyinmiş olduğunun farkına bile varmamıştı. Hoş, bugünlerde kafası çok dağınık olduğu için hiçbir şeyin farkında değildi ama bu da onlara eklenen yeni bir olay olmuştu işte. Mavi gözleri ışıldayıp parlarken biraz eskimiş çantasına doğru ilerledi. Birden endişeye ve paniğe kapılmış bir şekilde gerekli ders kitaplarını hızla çantasına tıkıştırdıktan sonra ortalığa göz gezdirdi. Tatlı bir gülümseme yüzünde yer edinirken hızla yatakhaneden çıkmakta olan öğrenci sürüsünü görünce Charlie de elini çabuk tutup arkalarına takıldı.
Üstünden sineği atan bir at gibi silkelenerek uykusunu dağıtırken Büyük Salon'a varmışlardı. Ortak bir şekilde Gryffindor Masası'na varan dostlarına gülümserken sabah kahvaltısının özellikle Aritmansi dersi öncesi çok iyi geleceğini düşünüyordu. Kafası sayısal işlere basmayan biriydi ve bu yüzden böyle derslerde hep başarısız oluyordu. Hoş, annesiyle babası özellikle bu derste çok başarılı olmuştu ama demekki Charlie'de bir bozuluk çıkmıştı. Gülümseyerek düşüncelerini desteklerken önündeki yiyecekleri yemeye koyuldu. En sevdiği sele zeytinin tam da önünde olmasını tesadüf olarak kabul ederek yerken yavaş yavaş karnını doyuruyordu. Herkes halinden çok memnun gözüküyordu, kimisi gülümsüyor kimisi fazla yediği için ağzını balona çevirmişti. Zihninin kuvvetlenmesine yardım edebilecek kahvaltı yemeği olan yumurtasını da yedikten sonra zarifçe beyaz peçeteyle ağzını sildi. Çoğu kişi kahvaltısını bitirmiş olmalıydı ki masada bir hareketlenme başlamıştı. Charlie de toparlanmaya çalışırken yere düşmüş çantasını tekrar sırtına taktı.
''Gerçekten güzel bir kahvaltı oldu.'' Aritmansi dersliğine yürürken yanındaki dostu David'e içtenlikle söylediği bir sözdü bu. Attığı adımların kendisine dersi hatırlatmasıyla benliğini sınava girecekmiş gibi hissetti. Bu tür derslerden hep korkardı çünkü her zaman başarısızlığı yüzünden ezildiği bir dersti Aritmansi. Adımlarını iyice yavaşlatmak istese de zamanın kendine verdiği hızla dersliğe çabuk varırken profesöre başıyla nazikçe selam verdi. Akabinde David'le beraber arka sıraya ilerledi. Onun oturmasından sonra Charlie de otururken o sırada gözüne batan tahtadaki yazı dikkatini çekmişti. Phi sayısı? Oran? Sıranın altına doğru çekilirken panik olmamaya gayret gösterdi Charlie. ''Eyvahlar olsun.'' Evet, bu ders ortakdı ve konudan geçen sene hiçbir şey öğrenememiş olmasıyla birlikte hatırlamıyordu da. Profesöre kendini acındırma gibi bir saçmalığı da düşünmediğinden yerin dibine girmek istedi. Tecrübesi yüz hatlarından anlaşılan Aritmansi Profesörü Bayan Derwent'a baktıktan sonra yanına gelen James'e selam verdi korkuyla. Bu samimi dostundan korktuğu için değildi ama dersten kaynaklanan bir refleks sayılabilirdi. ''Sakin...'' Kendini avutmaya çalışırken aklından güven verici cümleleri dizdi peş peşe. Bunun bir işe yaramadığını görünce dehşet verici bir korkuyla profesöre bakmaya başladı. Belki de saçma bir şekilde tepki veriyordu ama Charlie yüzünden puan kırılması hiç de hoşuna gitmezdi. Hoş, bu biraz da akıbete bağlıydı. | |
| | | Odessa Meredith Poulter Cadı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 331 Yaş : 32 Kan statüsü : Melez Galleon : 11975 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 05/07/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders C.tesi 05 Tem. 2008, 15:41 | |
| "Hey! Meredith, uyan dedim sana!"
Meredith sıkıntıyla yatağında ters döndü. Uyanma vakti ne kadar da çabuk gelmişti böyle? Güneş ışıkları perdeleri çekilmiş camlardan sızıyor; yüzünü aydınlatıyordu. Gözlerini açıp yatakhanede kaç kişi kaldıklarını görmek istedi; ama parlak ışığın gözlerinin içine girmesiyle tekrar yorganın altına sığınması bir oldu. Sabah sabah aritmansiye girmeyi kim isterdi ki? Sayılardan ve onlarla uğraşmaktan nefret ederdi, üstelik profesörün okulun en sert hocalarından olduğu çalınmıştı kulağına. Anlaşılan gün yoğun ve zor geçecekti. Yastığın altında biraz daha kestirdikten sonra kalkmaya mecbur olduğunu hatırlayıp esneyerek kalktı yatağından. Yatakhanede kimse yoktu artık, herkes kahvaltısını yapmaya Büyük Salon'a inmişti besbelli. Üzerine okul cüppesini geçirdi, yerdeki sırt çantasını omzuna geçirdi ve komodinin üzerindeki mavi - gümüş kravatını eline alıp, dört ayaklı yataklarla dolu yatakhaneden çıktı.
Büyük Salon tıklım tıklım doluydu, işin kötüsü herkes kahvaltısını bitirmek üzereydi. Meredith saçlarını arkasına attı ve Ravenclaw masasını yöneldi. Boş bir yere oturdu ve bir yandan ekmeğine reçel sürerken, bir yandan da öğretmenler masasının en ortasında oturmuş olan Profesör Derwent'ı incelemeye başladı. Yüz hatlarının keskinliğinden ve bakışlarından da ne kadar sert olduğu anlaşılan, kendi binasının sorumlusu profesör ile; az sonra Aritmansi dersinde de karşılacaklardı. Öğrencilerin çoğu salondan ayrılmış, profesörler de yavaş yavaş kalkmaya başlamışlardı. Aceleyle reçelli ekmeğin son parçalarını da ağzına tıktı ve kravatını boynuna dolayıp koşar adımlarla aritmansi dersliğine yöneldi. * Lanet olasıca derslik nerede? * Koridorlarda koşmaya ve gördüğü bütün kapıları kontrol emeye başladı. Heykeller ona yardımcı olmak yerine lafa tutup geç kalmasına sebep oluyorlardı. Bir küfür savurdu ve arkadan gelen sert ve alaycı bir sesle irkildi:
"Sınıfımı arıyorsanız burası Miss. Poulter." Yavaşça dönerek onunla konuşanın kim olduğuna baktı: Profesör Derwent. Şaşkınlıktan ağzı beş karış açık kalmıştı, bu kadın; onun sınıfın önünden geçtiği görmüş olmalıydı ama, yüzlerce öğrencisi varken, onun adını nereden biliyordu ki? Az önce ettiği küfrü duymamış olmasını umut ederek konuştu: "Sağolun Profesör, evet, sınıfınızı arıyordum." Sonra da hiçbir şey söylemeden dersliğe girdi, neredeyse bütün sıralar dolmuştu zaten. En ön sıralarda; aynı yatakhaneyi paylaştığı ve kendisine yakın hissettiği Stefania'yı görünce gülümseyerek yanına oturdu. "Günaydın! Az daha geç kalıyordum..." Stefania içine gömüldüğü notlardan başını kaldırdı ve Meredith'e gülümsedi. Omuzlarına uzanan düz saçları ve beyaz teniyle, gerçekten çok sevimliydi. Meredith derin bir soluk alarak Stefania'nın önündeki notları aldı. "Gerçekten çok karışık görünüyorlar..." İlgisini kaybederek notları tekrar sıranın üzerine koydu ve gözleri tahtada yazılanlara kaydı:
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
Demek Phi sayısını işleyeceklerdi! * İşte bu harika! * İçindeki ses uyanmış, gevezeliğe başlamıştı yine. Meredith'in sabahki karamsarlığı gitmiş, yerine umut dolu bir yüz gelmişti. Phi sayısı; yetimhanedeki kütüphaneden aldığı bir kitapta uzun uzun anlatılmıştı; yılın ilk dersinde bu konuyu işleyecek olmaları ne kadar da güzel bir tesadüftü! Parıldayan gözleriyle sınıftakileri inceledi: kendisinden büyük bir sürü öğrenci vardı. Demek ilk ders ortak işlenecekti. Daha ilk dersten olay çıkarmamayı dileyerek, sessizce profesörün derse başlamasını beklemeye koyuldu.
En son Odessa Meredith Poulter tarafından C.tesi 05 Tem. 2008, 17:15 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Hayley Mireille Vance Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 219 Yaş : 29 Kan statüsü : Melez Galleon : 12285 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 26/01/08
| Konu: Geri: Tüm sınıflar için ortak ders C.tesi 05 Tem. 2008, 15:46 | |
| Isabell bir anda doğrultu yatağından ve komidinin üstünde duran saate baktı daha erkendi dersin başlamasına bir saat kadar vardı ama giyinmek kahvaltı sohbet uzun sürebilirdi yatağından kalktı ve diğer yataklara baktı boştular ondan başka kimse yoktu yatakhanede.Belkide çoktan inmişlerdi yemeğe.Hemen dolabını açtı ve içinden etek ve gömle aldı hemsini giyindikten sonra bir kaç şey kalmıştı kıravat ve cüppe.İlk önce kıravıtını taktı hiç sevmezdi kıravat takmayı aslında zorunluluk vardı.Sonrada cüppesini aramaya koyuldu ama bulamıyordu kim bilir nereye atmıştı geldiğinde.Dolabın en arkasına bile aktı ama ordada yoktu aklına bir şey geldi o bir büyücü diki neden böyle uğraşıyordu?Yatağına gitti ve yastığının altından asasını alıp kısaca mırıldandı "Accio Cüppe" bir tıkırdama duydu ve iki saniye sonra cüppe kafasını üstünde duruyordu aldı hemen giydi ve aynanın karşısına geçti.Aynada kendine bakarken içinden neler geçiyordu neler?Büyücü olmak iyi bir büyücü olmak için elinden gelen herşeyi yapmıştı ve artık sonuna gelmişti bu sene mezun oluyordu.Hem mutluydu hem üzgün burdan ayrılmak çok zor olacaktı çünkü.Saçlarını topladı ve hemen aşağıya ortak salona indi.
Herşey düşündüğü gibiydi ortak salon boştu herkes inmişti kahvaltıya.Isabell henüz yanmaya başlamış olan ateşe baktı bir kaç dakika sonra çıktı sıcak ortak salondan henüz dinmiş olan yağrun bırktığı sessizliği olan koridorlara.Koridorlar sessizdi.Sadece uzaklardan gelen bir konuşlar vardı ki bunlar Büyük Salondan geliyordu.Isabell büyük taş duvarlrın üzerinde duran yüzlerce tablonun konuşmalarını duyabiliyordu.Onlara aldırmadan yoluna devam etti.Pencere tarafında durdu çünkü dışarıyı seyretmek istiyordu ve yaptı.Dışarıya baktı ilerleken ne kadar uzun süre burda olduğunu bilmeden baktı ta ki arkasından biri ona çarpana kadar "Hey yavaş olsana biraz!!" çocuk yavaşladı ve durdu sonrada Isabell'e baktı Isabell tanımıştı onu bu *Knox'du.Ondan hep nefret etmişti Isabell çünkü bir Slytherinliydi ama onun yaından çokta sersemdi.Sürekli küçükleri korkutur onlarla eğlenirdi "Sen miydin küçük Vance?" dedi alayla " Beyenemedin mi Knox?" dedi sertçe "Doğruyu söyleyeyim bende eğlenecek birini arıyordum?" dedi sinsi br gülümsemeye yayarak yüzüne "Eğlenmek ha Knox?Kaliba tarz değiştir çünkü ben senin sadece savunmasızlarla eğlendiğini bilirdim." dedi yine sert bir sesle ama çocuk büyük kahkaha attı ve ağzından tükürükler saçarak konuştu "Hayır Vance ben tarz değiştirmedim hala savunmasızlarla eğleniyorum" dedi bu söz Isabell'i kızdırmıştı hemde çok "Demek savunmasızlarla eğleniyorsun Knox" dedi aynı anda ikiside asasını çekti ama hiç bir şey yapamadılar çünkü koridorun köşesinden gelen bir profesör görmüşlerdi ikiside aynı anda asalerını ceplerine soktu Knox gitmeden önce Isabell'e bir şey demeden edemedi "Seninle sonra görüşecez Vance ...Yenilmeye hazırlan" dedi Isabell bir şey demedi sadece sertçe baktı ve alayla gülmsedi...Sonrada Knox'un tam ters yönünde köşeyi dönüp büyük salondan içeriye girdi.
İçerisi her zaman ki gibi tıklım tıklımdı herkes bir yere oturmuş sohbet ediyor bir yandanda yemek yiyordu Isbaell kırmızı sarı masa byounca yürüdü ve bütün arkadaşlarını olduğu yere gitti sadece biri yoktu David.Ama o oturduktan 5 dakika sonra oda geldi hep birlikte sohbet ederek kahvaltı yaptılar.Sonrda hep birlikte Artimansi sınıfa gittiler.İçeriye girince hep birlikte herkes onlara bakmıştı Isabell profesöre döndü ve selam verdi.Diğer arkadaarı gibi oda ikili bir sıraya oturdu yanınnada David geldi sonra gözüne tahta çarpmıştı;
"Amortentia Cécile Derwent Ravenclaw Bina Sorumlusu - Aritmansi Profesörü Ortak ders - Phi Sayısı/Altın Oran"
yazıyordu.Phi'i daha önce işlemişlerdi ama diğer konular gibi buda hiç ilgisini çekmemişti Isabell'in.Çantasından kitap,parşömen ve kalem çıkartıp masanın üzerine koydu sonra sınıfa baktı her yerde sayılar vardı bu durum Isbaell'in hiç alışık olmadığı bir durumdu...
*Tom Knox NPC karakteridir.
En son Hayley Mireille Vance tarafından Ptsi 07 Tem. 2008, 20:45 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | | Tüm sınıflar için ortak ders | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |