|
| V. Sınıflar İçin [ I. Ders ] | |
|
+4Vilerus Chas Le'Borge Stefan Josh Valery Eurydice Black Theodore Benjamin Clayton 8 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Theodore Benjamin Clayton
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 17 Yaş : 32 Galleon : 11996 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 21/06/08
| Konu: V. Sınıflar İçin [ I. Ders ] Salı 01 Tem. 2008, 00:14 | |
| Britanya halkı ile birlikte Hogwarts’da, yaz aylarının tadını çıkaran büyücülerle doluydu. Gerek öğrencisi, gerek öğretmeni derslerden bile keyif çıkartma çabalarındaydı. Güneşin neşeyle heybetli şatonun üzerine vurduğu bir öğlen vakti, büyük salondaki ziyafetten sonra çoğunluğun birinci sınıfları kapsadığı bir kalabalık, araziye akın etmişti. Öğleden sonra yapılacak olan uçuş dersi için koşuşturan çocuklar, güler yüzleri ile giderek sahaya yaklaşırken, birazda Hogwarts’a yeni gelen profesörlerini merak eder gibi bir halleri vardı.
En azından sahanın ‘profesör tribünü’ kısmında, yerden metrelerce yüksekteki kısımdan, boynuna asılı olan dürbünü ile öğrencilerini izleyen Theodore öyle düşünüyordu. Sahaya giriş kısmına astığı, normal boyutların dışında olan bir saman parşömen ile öğrencilerin yapmaları gerekenler asılıydı. Geçerken bu kural tablosuna dikkat edeceklerini ümit ediyordu. Dürbününden gözlemlediği kadarıyla öyle de olmuştu. Başı çeken, arkasından getirdiği diğer küçükler gibi heyecanı yüzünden okunan, kumral saçları başına yapışmış gibi duran bir çocuk, arkasındaki öğrenci topluluğuna dur işareti yapmış ve tabloyu göstermişti. Bir dakika kadar süren ‘okuma’ bölümünden sonra, aralarında tribünlerden bile rahatlıkla duyulabilecek bir mırıltının başladığı öğrenciler, birer birer sahadan içeriye giriş yapmış, girdikleri gibi –yerini biliyormuşçasına- süpürge dolabına ilerlemişlerdi.
Her şey yolunda gidiyor sayılırdı. Planladığı olgular harfiyen gerçekleşiyordu. Öğrenciler, birkaç dakika içerisinde süpürge dolabındaki eski süpürgeler yığınından süpürgelerini almış, sahanın ortasına geçmiş ve öylece dikilmeye başlamışlardı. Theodore, tüm bu olanlara bir süre seyirci kaldıktan sonra, dersi ve öğrencilerini bekletmemek adına harekete geçmeye koyulmuştu. Tribündeki oturma taburelerinin üzerine özenle konulmuş gibi duran, sapı güneşin ışığında erdemle parlayan, kızılımsı rengin hâkim olduğu ateşokunu bir hamlede sol eline geçirdi ve son bir kez boynunda asılı olan orta boy dürbüne sarılarak öğrencilerine baktı. Siyah ve neredeyse dizlerini geçkin bir uzunlukta olan pelerininin içinden bir yerlerden, asasını çektiği gibi dürbüne doğrulttu. Saniye sonra dürbün ortalıktan kaybolmuştu. Uçarken kendisine rahatsızlık vermesini istemezdi değil mi? Gülümseyerek asasını eski yerine koydu ve ateşokunu sıkıca kavrayıp, tribünün ön kısmında, düşme tehlikesini engellemek için yapılmış, yarım metre boyundaki tahta parçasının üzerine çıktı. Ardından yirmi üç yaşında, aklı başında bir adamdan beklenmeyecek bir şey yapmıştı.
Kendini metrelerce yükseklikten aşağı bırakmıştı. Hoş, kendisini orta yaşlı bir adamın aksine; genç, dinamik ve hınzır bir büyücü olarak görüyordu. Tarzı da buna göre şekillenmişti. Sırıtarak havada aşağıya doğru süzülürken bu düşüncelerini aklının derinliklerine gönderdi. Biraz daha hareket etmeden kalırsa yere inmeye fırsatı olmayacaktı. Elinde sıkıca kavradığı süpürgesini büyük bir heyecanla iki bacağının arasına aldı. Sonrasında iki eliyle birden süpürgenin baş kısmını kavradı. Yere ‘inmesine’ az kalmıştı ki tüm öğrencilerin kendisini fark ettiğinin, hatta gözlerini kendisinden ayıramadıklarını hissetmişti. Eh, o kadar olacaktı değil mi? Kavradığı sapı tuttuğu gibi kendisinin göğüs hizasına hızla çekti. Az sonra bir muggle helikopterinin yaptığı gibi etrafta küçük çaplı bir toz kümesi oluşturacak şekilde pikesini tamamlamış ve yere yumuşak bir iniş gerçekleştirmişti. Bir an sonra süpürgesini omzuna almış bir halde öğrencilerine dönük duran Theodore, gözlerinin önüne düşen siyah saçlarını bir hamlede düzeltip, elinden geldiği kadar sessiz bir şekilde boğazını temizledikten sonra birinci sınıflardan oluşan kalabalığa doğru yürümeye başladı. Yürürken düşünüyordu da, belki de öğrencileri kendisini, derse bu şekilde başladı diye manyak bir profesör olarak görüyordu. Üşütük, tahtası eksik, çılgın, haylaz. Aklında kendisine uydurduğu diğer lakaplardı. *Aman, sende!* Öğrencilerin yüzlerindeki ifadeleri seçebilecek kadar yakınlaştığında duruşunu bozmadan konuşmasına başladı.
”N’aber haylazlar? Koskoca bir yılı benimle geçireceksiniz. Bu bir yıl içerisinde uçmak ve Quidditch sporu hakkında sizlere temel birkaç şeyi öğretmeyi planlıyorum. Ben Theodore Clayton.” dedi ve aniden duraksadı. Gözleri, öğrencilerinin üzerinde şöyle bir gezindi. Ne hissettiklerini merak ediyordu. Dersi ve kendisi hakkındaki düşüncelerini. Ancak bunu pek beceremeyeceğinin bilincindeydi. Dersin akışına engel olmadan devam etmek istedi. ”-Diğer derslerde de sıkça duyduğunuz birkaç kelime; Bana Bay Clayton veya Profesör diye hitap etmenizi istiyorum. Yakalanmayacağı konusunda kendine güvenenler, kuralları ihlal edebilirler. Ne de olsa uçmak bir eğlencedir. Sizlere burada hayat hikâyemi anlatmakla vakit kaybetmek yerine derse geçmeyi tercih ediyorum. Süpürgelerinizi aldığınızı görüyorum. Onları iki bacağınızın arasına, toprağın üzerine bırakın. Sonrasında ayakta, rahat edeceğiniz bir pozisyon alıp yazı yazdığınız elinizi süpürgenize doğru uzatın. Onu kavramayın. Yalnızca kavramayı isteyin. O hınzır aracın avuçlarınızda belirmesini arzulayın. Herkesin bunu yapmasını istiyorum. Beceremeyen, çekinmeden beni yanına çağırabilir…” Diye lafını keserken, bir yandan da omzuna bindirdiği süpürgesini bir o yana, bir bu yana çevirip duruyordu. Öğrencilerinin bir şeyler başarıp başaramayacağını merak ediyordu. Kendisinin de ilk seferinde başaramadığını iyi hatırlıyordu…
En son Theodore Benjamin Clayton tarafından C.tesi 26 Tem. 2008, 23:34 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Eurydice Black Slytherin Bina Sorumlusu, İksir Profesörü
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 2206 Yaş : 30 Kan statüsü : Safkan. Galleon : 12422 Ekspresso Puanı : 89 Kayıt tarihi : 05/06/08
| Konu: Geri: V. Sınıflar İçin [ I. Ders ] Salı 01 Tem. 2008, 14:23 | |
| Elizabeth sabahın erken saatinde kalkmasına istinaden kendini çok diri hissediyordu. Hafifçe yerinde gerindikten sonra hızla ayağa kaltı. Bugün ilk uçuş dersi vardı. Elizabeth kendini süpürgenin üzerinde hayal ediyordu fakat bunu başaracağına pek emin değildi. Banyoya bir koşu patlattı.Cüppesini başından geçirdi ve saçlarını sıkı sıkı topladı. Kahvaltıya indiğinde büyük salonun henüz dolmadığını fark etti. Kahvaltısını öyle hızlı yiyordu ki zamanın hemen geçmesini diler gibiydi.
Yorucu bir sabah programının ardından öğle yemeği için masasına oturduğunda içindeki huzur tartışılacak gibi değildi. Az sonra uçuş dersi başlayacaktı ve Elizabeth'in içi içine sığmıyordu. Hızla yemeğini yedikten sonra bahçeye koşturdu. Büyük sınıflardan bir çocuk onları sahaya kadar götürecekti. Kitle kitle bahçeye akın ediyordu öğrenciler. Artık gitmeye hazır oldukları anlaşıldı ve yürümeye başladılar. Elizabeth niye erkeklerden de çok heyecanlandığını kavrayamaz haldeydi. Birden yürüyüş durdu, sesler kesildi, başı çeken çocuk durmalarını ve girişe asılmış parşömendeki kuralları okumalarını söyledi. Gruptan öyle bir ses gelmişti ki.. Duymayan yoktur diye düşündü içinden...
Sahaya adım attıklarında herkes süpürge dolabına koşuşturuyordu. Elizabeth değil süpürgesini almak süpürge dolabının yerini dahi bilmiyordu. Herkesin gitti yöne ilerledi.Biraz sonra havada bir adam delirmişçesine süzülmeye başladı. Elizabeth onu alıştırma yapan bir son sınıf öğrencisi sanmıştı. Kendisini aşağıya salmıştı adeta...Bir an sonra yere ayakları bastı. Elizabeth gelenin bir öğrenci değil de Uçuş Profesörü olduğu izlenimine kapılmıştı. Öyle ya kim böyle delice hareketler yapabilirdi ki...Bir an sonra genç adam omzuna attığı süpürgeyle öğrencilerin önlerine doğru yürüdü. Siyah saçlarını eliyle geri attı ve konuşmaya başladı;
”N’aber haylazlar? Koskoca bir yılı benimle geçireceksiniz. Bu bir yıl içerisinde uçmak ve Quidditch sporu hakkında sizlere temel birkaç şeyi öğretmeyi planlıyorum. Ben Theodore Clayton.” Elizabeth düşündüğünün gerçekleştiğini görünce hafifçe sırıttı. Profesörün gözlerinin onların üzerinde gezdiğini farkedince durduğu yerde hafifçe dikleşti.Sonra topladığı saçlarını şöyle bir sıvazladı ve profesörü dinlemeye devam etti.”-Diğer derslerde de sıkça duyduğunuz birkaç kelime; Bana Bay Clayton veya Profesör diye hitap etmenizi istiyorum. Yakalanmayacağı konusunda kendine güvenenler, kuralları ihlal edebilirler. Ne de olsa uçmak bir eğlencedir.."
Elizabeth bu söylenenlerden onun çok kafa bir profesör olduğunu farketti. Daha sonra ona söyleneni yapmak için süpürgesine odaklandı. Süpürgeyi iki bacağının arasında toprağa bıraktı. Kendini rahat hissedebileceği bir pozisyon alıp sol elini süpürgeye doğru uzattı. Onu kavramak istiyordu. Hem de çok istiyordu ama bir türlü olmuyordu. Birkaç denemeden sonra sabrı tükenen Elizabeth elini havaya kaldırarak"Yardım edermisiniz Profesör? Bir türlü olmuyor..." dedi. Fakat beceremediği için üzgün bir hali vardı. Profesör ona doğru yönelmişti ki Elizabeth'in yüzü hafifçe aydınlanıverdi.
En son Elizabeth Clara Murtle tarafından Ptsi 11 Ağus. 2008, 22:24 tarihinde değiştirildi, toplamda 5 kere değiştirildi | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: V. Sınıflar İçin [ I. Ders ] Çarş. 02 Tem. 2008, 03:00 | |
| Paula o günkü son dersine girecekti ve bunun için çok heyecanlıydı. İlk defa Quidditch sahasına girecekti. O heyecanlı maçların yapıldığı bu büyük saha ona ilham verecek ve hırsını arttıracaktı. En son dersi bahçede işlemişlerdi bu yüzden Paula çok uzun bir yol yürümeyecekti. Sağına soluna bakınarak uçuş dersine önem vermesi gerektiğini düşünmeye başladı. Quidditch onun için büyük bir fırsattı. Bu sayede hem okulda pek çok kişi onu tanıyacaktı hem de Paula uçarken çok özgür hissettiğinden burası ona göre eşi bulunamaz bir yerdi. İki tutkusu birbiriyle birleşiyordu. Hem gökyüzüne daha yakın oluyor hem de uçuyordu. Paula sırtında çantasıyla sahaya doğru ilerlerken onun gibi birkaç birinci sınıf gördü. Onlar da sahaya gidiyor olmalıydılar. Peşlerine takıldı ve sonunda hep birlikte sahaya vardılar.
Sahaya adım atmadan önce biri girişteki parşömeni gösterdi. Paula uzaktan okuyabildiği kadarıyla bunun bir kurallar listesi olduğunu anlamıştı. Profesörün üslubuna bakılırsa dersler sanıldığından daha da eğlenceli olacaktı. Sahaya girdikten sonra zaten yerini bildiği süpürge dolabına doğru yöneldi. Paula uçmak için sabırsızlanırlen bu eski süpürgeler onun hevesini kırdı. Fakat daha sonra birinci sınıftaki haylaz öğrenciler için fazla bile iyi olduğunu düşündü. Kendi Ateşokunu buraya getirebilseydi keşke. Maçlar başlasın diye sabırsızlanan Paula eline aldığı eski ama sağlam süpürgeyi sıkıca kavradı ve etrafına bakınmaya başladı. Gözüne uzaktan ufak bir silüet çarptı ve gözüne çarpan bu görüntü aynı anda ağzının hayretle açılmasına yol açtı. Bu büyük olasılıkla profesör olmalıydı; çünkü bu kadar yüksekten atlayabilmesi için uçuş konusunda uzman olmak gerekliydi. Bütün ustalığını sergileyen profesör gitgide yaklaştı ve yumuşak bir iniş yaptı sahanın çim zeminine. Paula içinden '' İşte ben de aynen böyle uçmak istiyorum. '' dedi. Profesör yere indiğinde bozulan saçlarını düzeltirken bir yandan da öğrencilere doğru yürüyordu. Paula profesör yaklaştıkça daha da heyecanlanmaya başladı. İyice yaklaştığında ise profesörün görüntüsü ve konuşma tarzı Paula'yı ve büyük olasılıkla diğer öğrencileri de baya rahatlatmıştı:
”N’aber haylazlar? Koskoca bir yılı benimle geçireceksiniz. Bu bir yıl içerisinde uçmak ve Quidditch sporu hakkında sizlere temel birkaç şeyi öğretmeyi planlıyorum. Ben Theodore Clayton.”
Bu sözlerinin ardından Paula yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi.'' Demek haylazlar ha? '' diye geçirdi içinden. Profesör konuşmasının geri kalan kısmında ise kendisine güvenenin kuralları ihlal etmekten çekinmemesini söylüyordu. Paula takımda olduğu için kendine güveniyordu evet ama bu yüzden de aptal durumuna düşeceği bire hata yapmak istemezdi. Birden kendini öyle saçma bir gösteri yaparken rezil olmuş halde hayal etti ve hemen yüzü buruştu. Bir profesyonel gibi uçmadığı sürece saçma güç gösterilerinde bulunmayacaktı ama; belki günün birinde profesör kendi yetiştirdiği bir öğrenciyle gurur duymak isteyebilirdi. Az evvel buruşan yüzü yine sırıtmaya başlamıştı. Paula bu planı da zihninde daha sonralara erteledi ve dinlemeye devam etti:
'' Sizlere burada hayat hikâyemi anlatmakla vakit kaybetmek yerine derse geçmeyi tercih ediyorum...'' diye derse başlayan profesör süpürgenin nasıl kaldırılacağını göstermekle derse başlamıştı bile. Paula takım seçmelerinden sonra bunu Ateşokuyla defalarca çalıştığından hemen süpürgesine bakıp konsantre oldu. Sakinleşmekte biraz zorlandı fakat derin nefesler alarak sakinleştikten sonra:
''Yukarı!'' dedi ve süpürgesi seri bir hareketle Paula'nın avcuna oturuverdi. Heyecanından dolayı süpürgesi biraz sert çarpmıştı eline fakat rezil olmamak için belli etmedi. Az daha çuvallayacakken ucuz kurtarmış olmanın etkisiyle yanakları hafifçe kızardı ve bunu ondan başka yapabilen var mı diye kafasını kaldırıp etrafına bakındı. |
| | | Stefan Josh Valery Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 667 Yaş : 34 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12017 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 10/06/08
| Konu: Geri: V. Sınıflar İçin [ I. Ders ] Çarş. 02 Tem. 2008, 14:04 | |
| Büyük salondaki yemekten sonra biraz göle gitmek istemişti ama uçuş dersinin olduğunu öğrendiğinde hemen sahaya doğru yürümeye başladı. Bir yandan öğle olduğu için sıcakla uğraşıyordu. Bir yandan da uçuş dersinde başarılı mı onu bilmek istiyordu. Asası cebindeydi. Pek lazım olmayacaktı zaten. Sahaya çıktığında etrafında birkaç kişinin olduğunu fark etti. Profesörü göremiyordu. Bu sıcakta nereye gitmişti o.? Bir an için herkesin havaya baktığını fark etti. Profesörün yüksekten düştüğünü yada kendini attığını fark etti. Olamaz ölebilirdi. Bir kaç saniye içinde süpürgesine atlamıştı bile.
Bu adam kafayı mı yemiş. Kafasını iki yana salladı ve sert sert profesöre baktı. Tabii bu biraz da korktuğundan olmuştu. Profesörü düşünüyordu biraz. Çok düşünüyorsun evet. Bir kıkırdama olmuştu içinde. Profesör yere yumuşak bir iniş yapmıştı. Tabii herkes bu olay olmadan süpürgelerini almıştı. Profesör konuşmak için hazırlanıyormuş gibi bir hali vardı. Haylaz mı bence kendine bakmalısın. Dedi biraz sinirli bir şekilde kaşlarını çatmıştı. Profesörün konuşmaya devam etmesi onun dikkatini üzerine çekmişti. Profesörün sözü bittiğinde ise etrafına bakınmaya başlamıştı.
Birkaç tanıdık yüz daha vardı. Ama şuanda kendini yalnız hissediyordu. Öyle kalmayı tercih ederdi. Şuanda kimseyle konuşmaya niyeti yoktu. Bir an için ne yapacağını şaşırmıştı. Profesörün söylediklerini hatırlamaya çalışıyordu bir yandan da süpürgenin soluna geçiyordu. Birkaç bir şey hatırlamıştı. Elini süpürgenin üzerine götürmüştü. Onu avucunun içine almış gibi düşünüyordu. Sert sapına yapışmış gibi hissetti ona dokunuyordu eski süpürgenin sapını eline istiyordu. Hadi aptal şey gel artık. İçinden küfür ediyordu. Hala eline gelmemişti. Gözleri kapalı onu arzu ediyordu.
Bu böyle olmayacaktı. Profesörü yanına çağırsa mıydı acaba? Yoksa yapabilir miydi. Bir kaç kere daha deneyecekti. Ama bu sefer yapacağından emindi. Yapmalıydı. Nasıl olsa takımda oda vardı.Gözlerini son kez kapattı. Elini açtı ve süpürgenin kalın , sert ve tahta kısmını eline aldığını hissetti. Onu istiyordu bütün gücüyle onu kendine çekmişti. Ve işte sonunda eline gelmişti. Aman Tanrım bu çok güzel. Gerçekten çok iyi hissetmişti. Acaba profesörü yanına çağırsa mıydı.? Evet çağırsın en iyisi ona biraz daha iyisini gösterirdi. Ama şimdi yapamayanların yanına gidiyordu.
Bu yüzden belki zaman kalırsa çağırırdı. Şimdi tek yaptığı biraz önce arzuladığı süpürgenin sapını elinde tutuyordu. Eli terlemişti ama profesörün komutunu bekliyordu öylece. Aralamıştı eliyle süpürgenin arasını böylece hava girmişti ve o terin üzerine serin bir su serpilmiş gibi hissetmişti. Profesörün herkese koşup yardım etmesi hoşuna gitmişti. İyi birine benziyordu. Ama pek güzel bir şey değildi. Ölüm yiyen miydi acaba..? Yine sapıtıyordu. Ne olursa olsun o sadece derslerini düşünecekti. Başka bir şey düşünmeyecekti. En azından öyle yapmaya çalışacaktı. Çünkü böyle olduğu zaman hem saçmalamıyordu hem de derslerinde üstün başarı getiriyordu. | |
| | | Vilerus Chas Le'Borge Slytherin 6. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 106 Yaş : 30 Kan statüsü : Melez
(Bunu kimseye söyleyemiyor ve bundan utanç duyuyor.) Galleon : 11998 Ekspresso Puanı : 1 Kayıt tarihi : 25/06/08
| Konu: Geri: V. Sınıflar İçin [ I. Ders ] Çarş. 02 Tem. 2008, 16:46 | |
| Güzel bir kahvaltı ve güzel bir sabah... O günü niteleyen anlamlı sözlerdi belki. Hem o sabahki dersler pek ağır olmamakla birlikte, eğlenceli de geçmişti. Aslında diğer derslerden pek farklı olduğu söylenemezdi ama artık yavaş yavaş alışıyordu belki de bu hayata. "Yunanistan'dan çok daha iyidir!" diyerek kızıyordu arkadaşlarına, onları dersliklere sürükler ve ya uyandırmaya çabalarken, "Benim oradaki hayatıma bir baksanız, burayı öpüp alnınıza koyarsınız!" . Aslında Vilerus'un kendisi de çoğu defa derslere söyleniyordu ama gene de Hogwarts'ı çok sevmişti. Mis gibi yemekler, yumuşacık yataklar, iyi arkadaşlar,... daha ne olsun! Öğle yemeğini oldukça yavaş ve keyifli geçirmişti. Gelecek Lord'un yaptığı baskınlardan birini Dumbledore'un yavaşlığından ötürü refllesklerinin yavaşlamasına bağlamıştı. Bu haber Vilerus bunu okurken masasında ıslıklar hatta alkışlar bile duymuştu ve Dumbledore'un sert bakışları bile yetmemiş, kadehlere vurulan kaşıklar ancak etki göstermişti. Bu durum da elbet Vilerus'u muhteşem derecede keyiflendirmişti ve hala bunu hatırladıkça sinsi sırıtması yüzünde dsha da yerleşiyordu. Büyük Salon'dan hızla çıktı. Uçuş dersine geç kalmak istemiyordu. Uçuş profesörü yeniydi, daha ilk gününden onun kötü duygularını kazanmak istemiyordu. Koşarak Giriş Salonu'ndan dışarı attı kendisini. Şatodan hayli uzakta olan Saha'ya koşarak ulaştı. Sahanın girişinde bir parşömen asılmıştı-Vilerus ona uzaktan bir baktı ve başlığı gördü, Kurallar. "Haahh" diye güldü, "kurallar Slytherin olmayanlar içindir!". Koşarak Süpürge Dolabı'na gitti. Güzel bir süpürge seçti. Artık koşmuyor, sakin sakin yürüyordu. Öğretmen Kulesi'nin altından geçerken yukarıdan bir ses geldiğini duymuştu-başını yukarı kaldırdı ve-"Bu daa neeeeee!?" yukarıdan bir adam üstüne düşüyordu. Böyle şeyler de hep onu bulurdu zaten. Düşecek başka yer bulamamış mıydı yani?! Koşarak öğrencilrin arasına karıştı ve bir kez daha hayretler yaşadı. O düşen adam altına bir süpürge çekmiş, yere "konmuştu"! Genç, siyah saçlı, atletikti bir adamdı bu. Süpürgesi omzunda geliyordu ve Vilerus adama saldırmamak için zor tutuyordu kendisini. Nasıl korkuttun beni, Bulanık! diye düşünmeden edemedi. "N’aber haylazlar? Koskoca bir yılı benimle geçireceksiniz. Bu bir yıl içerisinde uçmak ve Quidditch sporu hakkında sizlere temel birkaç şeyi öğretmeyi planlıyorum. Ben Theodore Clayton.” demişti adam içten bir sesle, Vil ona hala öfkeli gözlerle bakarken. Profesör daha sonra, hayat hikayesini anlatmaktansa direk derse geçmek istediğini söylemişti. Vilerus profesörün anlattığı gibi süpürgeyi yanına gelişi güzel attı. Elini süpürge hizasına getirdi ve hala yatışmamış öfkesini süpürgeden çıkarırcasına "Yukarrrıı!" diye bağırdı. Öylesine bağırmıştı ki herkes bir an dönüp bakmıştı bile. Zavallı süpürge de oldukça itaatkar şekilde zıpladı ve efendisinin eline tok bir "Şaapp" sesiyle çarptı. Vilerus ilk denemesinde başarılı olmanın verdiği zevk ile elinden gelen zonklamayı karışık yaşar halde profesörün ikinci komutunu beklemeye başladı. | |
| | | Genevieve Tessa Malfoy Slytherin 5. Sınıf Öğrencisi
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 487 Yaş : 33 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12062 Ekspresso Puanı : 15 Kayıt tarihi : 14/06/08
| Konu: Geri: V. Sınıflar İçin [ I. Ders ] Cuma 04 Tem. 2008, 11:31 | |
| Sabahın ilk ışıklarından itibaren bitmek bilmeyen bir temponun arasında buluverdi kendisini. Dersler ve tükenmek bilmeyen koridorlar arasında koşuşturmacalar. Günün son dersi olan Quidditch e sıra gelmişti şimdi. Gününü sürekli hareket halinde geçirmesi her ne kadar vücuduna ağırlık yapıyor olsa da, ruhunun bir köşelerinde bu derse ayıracak bir takım enerjisi olduğunu biliyordu. Büyü yapmak kadar uçmaya da merakı sonsuzdu. Göklerde havalanmak, ruhunu rüzgarla bütünleştirmek inanılmaz bir haz veriyordu büyük ihtimalle. Bunu yaşayabilecek olmasının verdiği sevinç ile ilerliyordu sahaya doğru. Yüzünde ise her zamankinden farklı bir tebessüm belirmişti. Daha masumaneydi bu tebessüm.
Sahaya ilerler iken dikkatini yoğunlaştırdığı tek şey bu konu olmuştu zaten. Uçabilmenin vereceği haz. Bunu öğrenebilmenin verdiği ateşle, ufukta beliren saha şimdi kalp atışlarını daha da hızlandırmıştı. Uçmak ile hür olmak kavramlarını bütünleştirmişti zihninde. Uçarken havayı delip geçmek ve özgür olmak. Evet istediği buydu. Özgürlüğün tadını çıkarmak. Kısacık hayatı boyunca hep ailesinin emirleri ve istekleri doğrultusunda hareket etmiş bedeni, bir tek yolla özgür kalabilirdi; uçarak. En azından içinden bir ses böyle olduğunu düşünmekteydi. Yavaş adımlarını artık daha sık atmaktaydı. Bir topluluğun biriktiğini farketti saha da. Lakin öğrencilerden başka kimse yok gibi görünüyordu. Hayret verici bir durum sezinlemişti. Topluluğa git gide yaklaşırken, bütün bakışların havada çarpıştığı dikkatini çekti ve bakışlarını hafiften yukarıya kaydırdı. ''Merlinin Sakalı aşkına. Herkes nereye bakıyor'' diyerek mırıldandı. Parlak güneş bulutların arasından bir kız edasıyla gülümserken, gözlerine dolan ışık huzmeleri gözlerini yakmaya başlasa da merakı ağır basıyordu buna. Dikkatini havaya verip gözleriyle sanki birşeyler ararcasına baktıktan sonra, uzaklarda beliren bir kıpırdanma dikkatini çekti. Ağzı yavaşça aşağıya doğru düşerken, meraklı bakışlarını takınmış ve bir yorum da bulunmuştu. Bu uçan bir kişiydi ve büyük ihtimalle de dersin profesörüydü.
Rüzgarı delip geçen adam kendilerine inanılmaz bir hızla ilerlemekteydi. Yaklaştıkça daha da belirginleşen siması, ilerleyen yaşına rağmen hoş bir kişi olduğu kanısını uyandırmıştı Eve'de. Yavaşça yere inmeyi başarabilen profesör, ilk derste uçuş yeteneğini sergilemişti tüm öğrencilerine. Muzip bir kişi olsa dahi dersini severek ve doğru bir şekilde öğreteceği kesin gibiydi. Adamın gülen gözleri her ne kadar sinir bozucu olsa da, şuan bunu umursayacak halde değildi. Adamın sahip olduğu üstün uçuş yeteneği sayesinde hayallerini gerçekleştirebileceği umuduna kapılmıştı. Yüzünde beliren tebessüm yerini hafiften yüz hatlarına yayılmış bir sırıtışa bırakmıştı şimdi. Adamın sergilediği show çocuk tarafının kaybolmadığının büyük bir göstergesi gibiydi. Diğer profesörlerin yanında daha samimi olduğu da açıktı.
''Naber haylazlar? Koskoca bir yılı benimle geçireceksiniz. Bu bir yıl içerisinde uçmak ve Quidditch sporu hakkında sizlere temel birkaç şeyi öğretmeyi planlıyorum. Ben Theodore Clayton''
Kendini tanıtma faslının kısa süreceğini ummaktan başka elinden bir şey gelmiyordu şimdi. İlk dersi tanışma gibi zırvalıklarla geçirenlerden pek hoşlanmazdı aslında. Sonuçta onu tanımaya değil bilgilerini tanımalarına ihtiyaçları vardı. Tebessüm eden yüzü şuanda bu durumun da etkisiyle asılmış gibiydi. Sıkıntıların başlayacağını hissetse de adam konuşmaya başlamış ve bir sürü kelimeyi ardı ardına sıralamıştı. Geçen konuşmalara bakılırsa ilk derse başlıyorlardı.
Profesörün dediği gibi süpürgesini özenle toprağa yerleştirdi. Bacaklarını hafiften ayırıp, rahat edebileceği bir konumu ayarladıktan sonra sağ elini süpürgenin ön tarafına doğru uzattı. Bu görüntü her ne kadar gülünç bir halde olursa olsun hele ki bir çok kişinin bu vaziyette durması bunu daha da gülünç hale getirse de, bunu yapmaları ve en önemlisi öğrenmeleri gerekiyordu. Derin bir nefes almanın ardından ciğerlerine dolan temiz havayı kısa bir süre içinde barındırıp tekrar dışarı vererek, zihnini birçok düşünceden arındırmayı planlamıştı. Lakin işlerin pek yolunda gittiği söylenemezdi. Düşüncelerden sıyrılmak zannettiği kadar kolay bir iş değildi. Tam aksine bir çok düşünce sarmıştı zihnini. Derin bir nefes almaya çalıştı ki bunun işe yarayacağını umarak. Yapmayı büyük bir şevkle istediği bu olağan durumu yerine getiremiyordu bir türlü. Süpürge avuçlarının arasına gelmiyordu. Peki ya neden? Yeteri kadar isteksiz miydi? Yoksa beceriksiz miydi? Sinirleri yavaşça açılmaya başlamıştı. Hele de bir kaç öğrencinin bunu başarabilmesi, iyiden sinirine dokunmuştu. Bencilliğin sınırını yine zorlamaktaydı sanki. Bazılarının buna yetenekli olup, kendisinin ise küçük bir süpürgeyi bile avuçlarında kavrayamaması, büyük bir dehşet uyandırıyordu içinde. Bunu başarması ve yeteneğini sergilemesi gerektiğini düşünüyordu. Lakin başaramamanın verdiği üzüntü bu siniri daha da körüklüyordu. Gözleri sinirden kırmızıya bezenmişti şimdi. Donuk mavi gözleri, grinin de ötesinde değişik bir renk tonunda gibiydi. Başarmalıydı evet başarmak. Şuan herkese göstermek istediği tek şey yeteneğiydi. Fakat yeteneği olduğunu bile bilmezken bunu nasıl başarabilecekti. Bir çok sonuçsuz denemenin ardından derin bir iç çekişten sonra, birşeyler mırıldanıp, terleyen avuçlarını süpürge doğrultusunda paralel tutup, tüm benliğini kasıp kavuran sinirleri ile yalvarırcasına süpürgenin avuçlarına gelmesini istedi. Sinirden büyüyen göz bebekleri, avucunda bir şey hissetmesiyle birlikte daha da dolgunlaşmıştı sanki.''Sanırım başardım.'' diyerek sessizce söylendi kendi kendisine. Yavaşça bakışlarını ellerine çevirdiğinde ise o muhteşem manzara ile karşılaşmıştı. Avuçlarına sımsıkı yapışan süpürge, öyle bir his uyandırmıştı ki, anlatılamaz bu duygu az önce ki duygularını parçalayıp yerine sevinç dolu bir his doldurmuştu ruhuna. Başarmanın verdiği hazla profesörü beklemeye koyuldu. Başaramayan bir çok öğrencinin yardımına koşan adam, tebessümünden hiçbir şey kaybetmemiş ve büyük bir sabırla öğrencilerine yardıma koşuyordu. İşte o büyük arzusunu, zorlukları delip geçerek yerine getirebilmişti. Uçabilmenin ilk basamağını belki de şuan da yerine getirmişti. Profesöre bunu göstermeyi büyük bir arzuyla beklese de öncelik başaramayanlarda gibiydi. Beklemekten birşey çıkmazdı. Bunu göstermek uğruna nefret ettiği bekleme durumunu şuan da yerine getirebilecek haldeydi. | |
| | | Karyn Mia Silethe Muggle
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 175 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12070 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 15/05/08
| Konu: Geri: V. Sınıflar İçin [ I. Ders ] Cuma 04 Tem. 2008, 22:53 | |
| Önündeki pudingten son bir kaşık aldığında bir an için kafasını kaldırdı ve Hufflepuff masasında kendisine garip gözlerle bakan çocuğu gördüğünde yemek yerken kimseye dikkat etmediğini fark etti. Bu huyuna bir son vermeliydi galiba; herkes tarafından obur biri olarak tanınmak istemiyordu. Gerçi minik bedenine bakanların bu konuda yanılacağına emindi ama yinede kızaran surat ifadesiyle tabağı biraz öteye itti. Çocuğa aptal bir gülümseme attı önce, devamında ise ayağının ucuna koyduğu koyu turuncu çantasını sırtına alıp kırışmış eteğini bir hamlede düzelttikten sonra az önce gelen kumral çocuğun ve diğerlerinin eşliğinde büyük salondan ağır adımlarla çıktı.
Çocuğu diğerleriyle birlikte takip ederken, güne ne kadar kötü başladığını düşünüyordu; gece gördüğü kabus ve Tılsım dersi.. Berbat bir başlangıcın ardından bu dersin ve profesörünün nasıl olacağını merak ediyordu açıkçası. Süpürge eşiğinde uçmak kulağa çok hoş geliyordu; ancak bu heyecanı profesörün söndürmesinden korkuyordu. Tılsım dersi de kulağına hoş geliyordu ama Black'i gördüğünde tüm düşünceleri değişmiş, yerini ön yargıya bırakmıştı. O kadından elektrik alamadığı kesindi..
Buruşuk bir suratla, Hogwarts'ın dev kapısından geçip sıcak bir havanın hakim olduğu bahçeye adımını attı. Gözlerini kamaştıran güneş, sonbaharda değil de hala yazda olduklarını düşündürüyordu insana. Hava uçmak için gerçekten idealdi. Önündeki kalabalığın birden bire durmasıyla, ister istemez yavaşlamıştı önündeki kıza çarpmamak için. Sahaya girmeden niye durmuşlardı ki şimdi? Herkesin dikkatle gözlerini çevirdiği yere çevirdi başını. Ard arda sıralanmış maddelere şöyle bir göz gezdirdikten sonra, tekrar -diğerleriyle birlikte- içeriye girdi. Kurallar diğer profesörlerin istedikleri şeylerdi. Omzunu silkerek sahanın ortasına ilerlemek yerine, süpürge dolabına doğru ilerlemeye başlamışlardı. Mantıken süpürgesiz uçamazlardı zaten. Bu saçma düşünceleri beyninin derinliklerine itip, dolabın içinden diğerlerine benzeyen bir süpürge aldı ve elinde sallaya sallaya sahanın ortasına attı adımlarını.
Bir sabırsızlık duygusu sarmıştı Mia'nın bedenini. Gözleri sahanın giriş kısmına takılı kalmış, içeriye profesörün girmesini bekliyordu. Nasıl birini göreceği konusunda bir fikri yoktu ama gerçekten eğlenceli birini istiyordu artık. Şu okulda en sevdiği şeylerden birinin körelmesini istemiyordu. *Uçmak* Bir anda herkesin bakışlarının havaya çevrilmesiyle, ister istemez buz mavisi gözlerini gökyüzüne dikti. Tribünün ordan kendilerine doğru gelen bir şey vardı. Daha doğrusu bir insan. Yaklaştıkça bu kişinin kumral ve genç biri olduğunu fark ettiğinde dudağının kenarında hafif bir gülümseme oluşmuştu. Artistik bir hareketle, yerdeki tozları kaldırarak duran genç adam Mia'ya fazlasıyla deli -uygun gördüğü en iyi tabir- gelmişti. Derse böyle havadan giriş yapan pek fazla profesör tanımamıştı şimdiye kadar. Bunun güzel mi yoksa ders için kötü bir şey mi olduğu hakkında kafasında soru işaretleri oluşurken profesör olduğunu düşündüğü adam süpürgesini omzuna atmış, konuşmaya başlamıştı.
O kendini tanıtırken, Mia'da garip bakışlarla adamı süzüyordu. Bu ders için genç bir profesörleri olması iyi olmuştu ve Bay Clanton'ın konuşmasına başlama tarzına bakılırsa oldukça eğlenceli birine benziyordu. Kuralları ihlal etme konusu da hoşuna gitmişti. Gecenin bir vakti, bir delilik yapıp süpürge dolabından süpürge alıp, uçmayı denemek güzel bir fikirdi. *Tabi yakalanmazsam.*
Profesörün lafı uzatmamasına sevinerek, elindeki süpürgeyi yere bıraktı. Sol elini süpürgenin üstüne uzatırken, içindeki bir hissin bu süpürgenin avuçlarına gelmeyeceğini söylüyordu. Her konuda olduğu gibi -hele ki bu sabahtan sonra- uçmak konusunda da kendine güvenemiyordu. Yüzüne hakim olmuş korku dolu bir ifadeyle, süpürgeyi avuçlarında hissetmeye çalışıyordu. Elbette bu hoş olurdu; tabi becerebilirse. Ama bir türlü süpürgenin havalandığını göremiyordu, eline gelmemekte ısrarlıydı anlaşılan. Bay Clayton beni çağırabilirsiniz demişti ama bunu yapabileceğinden şüpheliydi. Yine saçma bir gurur bedenini sarmıştı; aslında doğal bir şeydi bunu yapamamak. İnat etmişti, kendi havalandıracaktı bu aptal süpürgeyi. Aradan geçen bir kaç dakikadan sonra, etrafındaki bazı öğrencilerin süpürgeyi tuttuğunu gördüğünde içinde inanılmaz bir hırs oluşmuştu. Süpürgenin havalandığını hayal ederken, birden terlemiş avuçlarında bir şey hissetti. Evet, olmuştu uzun bir çabadan sonra. Süpürgeyi kaldırabilmişti. *Bu kadar zor muydu bu?* Daha süpürgeyi kaldırmakta zorlandığına göre, uçmak da ne kadar başarılı olabilirdi; hiç bir fikri yoktu. | |
| | | Elina Lora Dark
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 405 Yaş : 32 Kan statüsü : Melez Galleon : 11954 Ekspresso Puanı : 0 Kayıt tarihi : 11/07/08
| Konu: Geri: V. Sınıflar İçin [ I. Ders ] Perş. 17 Tem. 2008, 17:34 | |
| Elina sabah uyanamamış , iki kere kaybolmuş ve tüm derslere geç kalmıştı.Öğle yemeğine indiğinde yemek yiyecek hali bile yoktu.Her derste yüzünü dışarıdaki güneşe çeviriyor ve göl kenarında sıcacık güneş altına uzanışını hayal ediyordu.Ama hayallerini gerçekleştirecek vakti yoktu.Öğle yemeğinde kafasını masaya koydu çok yorulmuştu.Birkaç parça birşey yemeğe çalıştı.Ama lokmalar boğazından geçmiyordu.
Şimdide uçuş dersi vardı ve bu sakarlıkla kesinlikle süpürgenin üzerinden düşeceğini düşünüyordu.Elina bir yandan dersin yapılacağı sahaya doğru yürüyor bir yandanda '' lütfen herkez kendini tanıtsın.Lütfen herkez kendini tanıtsın '' diyordu.Sahaya çıktığında karşısına bir çocuk çıktı '' çekil be '' dedi çocuğa ama çocuk elindeki parşömeni okumasını söyledi.Profesörün kurallarıydı bunlar ve Elina'nın ilk aklına gelen sözcük '' kesin süpürgeden düşücem '' oldu.Kuralları okuduktan sonra süpürge dolabından bir süpürge aldı ve diğer öğrencilerin yanına sıraya geçti.
Elina çevresine bakındı profesör ortalıklarda yoktu '' lütfen işi çıkmış olsun. veya süpürgeden düşmüşte olabilir '' diye düşündü tam bu sırada yukarıda tribünün üzerine çıkmış bir çocuk gördü çocuk elinde süpürge atladı yere çakılmaya ramak kala süpürgesini aldı ve bir anda durdu.Elina kendine hakim olamadı ve çocuğunduymasını istercesine '' züppe '' dedi.
Ama çocuk onlara biraz yaklaşarak konuşmaya başladı.”N’aber haylazlar? Koskoca bir yılı benimle geçireceksiniz. Bu bir yıl içerisinde uçmak ve Quidditch sporu hakkında sizlere temel birkaç şeyi öğretmeyi planlıyorum. Ben Theodore Clayton.” dedi.Elina kıpkırmzı olmuştu.'' lütfen bu çocuk profesör olmasın lütfen '' diye düşünüyordu ama çok geçti çocuk konuşmaya devam etti ”-Diğer derslerde de sıkça duyduğunuz birkaç kelime; Bana Bay Clayton veya Profesör diye hitap etmenizi istiyorum. Yakalanmayacağı konusunda kendine güvenenler, kuralları ihlal edebilirler. Ne de olsa uçmak bir eğlencedir. Sizlere burada hayat hikâyemi anlatmakla vakit kaybetmek yerine derse geçmeyi tercih ediyorum. Süpürgelerinizi aldığınızı görüyorum. Onları iki bacağınızın arasına, toprağın üzerine bırakın. Sonrasında ayakta, rahat edeceğiniz bir pozisyon alıp yazı yazdığınız elinizi süpürgenize doğru uzatın. Onu kavramayın. Yalnızca kavramayı isteyin. O hınzır aracın avuçlarınızda belirmesini arzulayın. Herkesin bunu yapmasını istiyorum. Beceremeyen, çekinmeden beni yanına çağırabilir…”dedi.
Elina profesörün yüzüne bakmıyordu tek yaptığı kendine kızmaktı.İçinden '' aptal koskoca adamı nasıl öğrenci zannediyorsun sen ya '' diyordu.Bu sırada aklına gelen ve en mantıklı şey uçmayı öğrenerek profesörün gözüne girmekti profesörün anlattığını yapmaya çalıştı.Ama konsantre olamıyordu şu anda o kadar çok şey arzuluyordu ki '' göl kenarında yatmak, zamanı geri sarıp dilini tutmak '' .Denedi denedi en sonunda sesli konuşmaya başladı.Sağ eli süpürgenin üstünde '' gel buraya '' diyordu.Bir kaç kere '' gel buraya '' dedi ama sanırsa bu süpürge insanlıktan anlamıyordu süpürgeye tekrar emir verircesine '' yukarı '' dedi.Yine olmamıştı bu süpürge kesin bozuktu veya Elina ' yı kâle almıyordu.Elina profesörü çağıracaktı ama utanıyordu.Daha sonra biraz kekeleyerek '' pprofesör ba -ba-na yardım edebilirmisiniz '' dedi.Biryandan da '' lütfen söylediğim sözü duymamış olsun '' diye dua ediyordu. | |
| | | Nicole Marissa Magdalene Fontjoncouse Otel Ortağı
Ruh hali : Mesaj Sayısı : 4533 Yaş : 32 Kan statüsü : Safkan Galleon : 12677 Ekspresso Puanı : 75 Kayıt tarihi : 02/07/08
| Konu: Geri: V. Sınıflar İçin [ I. Ders ] Ptsi 11 Ağus. 2008, 22:15 | |
| Yeni bir sabaha uyanmak, güneşi bütün güzelliğiyle perdeden içeri almak için perdeleri çekip camı açmak, Nicole sabah kalktığında yaptığı ilk iş bu olmuştu. Güneşin güzelliğiyle beraber kendine de güzellik katmak istemişti. Belki de odasında ki o loş görünüşü aydınlığa çevirmekti tek amacı, hayatına yeni bir güne uyanmak kadar önemli bir şey yoktu. Son bir haftadır doğru düzgün uyuyamadığı içinde böyle bir güne uyanmak onu çok rahatlattı, ama bunun uzun sürmeyeceğini biliyordu. Çünkü hala çözmek isteyip de ulaşamadığı bir kaç konu vardı. Bu konuları ilk bir kenara şimdilik bıraktıktan sonra mutluluğuna mutluluk katmak için bir melodi tutturarak şarkı söylemeye başladı. Bir yandan da hazırlanan Nicole yatakhanede ki arkadaşlarının neden bu kadar mutlu olduğunu sormak istercesine bakıyorlar. Ama son zamanlarda yaşadığı sorunlar ve yarattığı ortamdan dolayı korkup sormaya çekiniyorlardı. Nicole üzerine kendi elleriyle aldığı kotunu ve üstüne de havanın çok sıcak olduğundan dolayı beyaz askılı bir tişört giymişti. Aslında çok mutlu olmaması gerekirdi, çünkü mektupla ilgili hiç bir şey öğrenememişti. Çocuğun kendisini görse bile kaçtığını düşünüyordu. Ortak derslerde görme ihtimali vardı, ama belli ki bir sorunu olduğundan onlara da giremiyordu. Kıyafetlerini giyindikten sonra üzerine cübbesini giydi ve ardından lazım olur diye cübbesinin cebine bir toka aldı. Belki dışarda olan bir derstir, bunalırsam toplarım diye düşündü. Ders programına baktığında yanılmadığını anlayıp tokasını koyduğu cebinden çıkardı. Saçının kolay şekil aldığı dağınık topuz şeklini verdi. Kahvaltı salonuna doğru giderken, Hogwarts koridorlarında o tanıdık yüzü aradı ama gene de yoktu. En sonunda kahvaltı sonunda buna bir son vermesini artık zırvaladığını düşündü. Slyterinliler ait olan yere oturduğunda bile gözü Hufflepuffların yerine kayıyordu. Ama görünürlerde gözükmeyince önüne dönüyordu. Bir şeyler atıştırmaya çalıştı, ama belli ki heyecandan yemek yiyemeyecekti. Çantasıyla beraber Uçuş sahasının olduğu boş alana gitti. Orda bir banka oturup zamanının gelmesini bekledi, belli ki bu saatte herkes yemek yiyordu. Yavaş yavaş herkes toplanmaya başlıyordu. Nicole Profesör giriş konuşmasını duyduğunda "Bizi ne sanıyor bu iyi birine benziyor eğlenceli olmaya çalışıyor heralde" diye içinden geçirirken Profesör kendini tanıtmaya başlayan bir konuşma yapıyordu. Kısa süreliğine nefes alıyor, ardından heyecanlı ve ümitli bir şekilde konuşmasını sürdüyordu. Nicole bir yandan alışmıştı Profesör'e ama diğer yandan çok neşeli bulduğu için ısınamıyordu. Profesör dersi anlatmaya başladığında Nicole bankın oraya koyduğu süpürgeyi aldı ve eski yerine geçti. Profesör herkesi daha yakından tanımak için sanki seçemediği veya göremediği biri varsa daha yakınına gidiyordu. Sopayı aynı Profesör dediği gibi koyup, yazı yazdığı eliyle yavaşça çekmeye çalıştı. İlk gelmese de ikinci denemesinde süpürge elindeydi. Uçsa acaba bir şey derler mi diye düşündü ama en sonunda bir kaza olmasını istemediği için bunu denemeyi öğrendikten sonra bırakacaktı. Çünkü daha önce hiç süpürgeyle uçmayı denememişti. Belki bu da sonradan keşefettiğim başka bir yetenek olur, ailede bu konuyla ilgili anne baba olmasa bazı yakın akrabaları vardı. Hem babası sakatalandığı için takımı bırakmıştı. Bunu Nicole söylmese de o tavan arasında ki fotoğraflarda görmüştü. Başardığı için kendiyle gurur duyuyordu. Profesör'e saygılı ve bir o kadar da haylaz biçimde "Başardım Profesör bir sonraki adım binip uçmak mı?" dedi. Ardından gelen kahkalara katıla katıla gülüyordu. Ama içindeki sesi bu derslik susturmuş olacağının farkında bile değildi. | |
| | | | V. Sınıflar İçin [ I. Ders ] | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |