Maria yoğun geçen bir günün ardından kafasını dinlemek üzere kütüphaneye gitmeye karar verdi. Tam olarak ne yapacağını henüz bilmiyordu; ama sessizliğe ihtiyacı olduğundan emindi. Kafasını toplaması gerekiyordu. İlginç bir gün geçirmişti ve gün içinde yaşadığı olayların kafasında bir analizini yapmak istiyordu. Hem hangi mesleği seçeceğini de düşünürdü. Böyle düşüneceği şeyleri bile planlamaya başladığı için kendini tuhaf hissediyordu. Bu okul onu birkaç günde değiştirmişti.
Koridorlarda sallana sallana yürüyordu. Bu okulda gerçekten mutluydu; ama bir sürü sorumluluğu olmuştu buraya geldi geleli. Bir rehbere ihtiyacı vardı. Annesine mektup yazsa onu ne derece anlayabilirdi bilmiyordu. Emin olamadığı konularda hiçbir faaliyet göstermemek onun en belirgin özelliklerinden biriydi. Okul henüz açılmıştı Maria hep “Daha birkaç gün oldu doğru düzgün arkadaşımın olmaması normal.”diye düşünüp kendini avutmaya çalışıyordu; ama için için böyle olmadığını kendi de biliyordu.
Kütüphaneye geldiğini ve hatta kapısından geçip gittiğini fark etmemişti. Kendi aptallığına gülüp koridorda geri döndü. İçeri girer girmez üzerine bir ağırlık çöktü ve biraz önceki gülümsemesi tamamen silindi. Şimdi ciddi bir hava içindeydi. Boş olan bir köşeye geçip oturdu ve kağıt kalem çıkardı. Onun düşünme yöntemi buydu. Düşündüğü şeyleri çizerdi. Çizmekten ziyade karalardı.
Hayatında yanlış gittiğini düşündüğü şeylerin listesini çıkardı ve bunları düzetmek için ne yapabileceği hakkında fikir yürüttü. Aklına gelen cümlelerin en önemli kelimelerini seçip karalıyordu. Bir ara “Umarım şizofren gibi görünmüyorumdur.”diye geçirdi içinden