Serena L. Blake Waldrof

İsim:Serena L. Blake Waldrof
Cinsiyet:Bayan
Sihirsel Soy:Safkan
Asa:--
Fiziksel Betimleme:

Serena uzun omuzlarına dökülen düz sapsarı saçlara sahiptir.Gözleri mavi-yeşil karışımı bir tondadır.Vücudu ince ve uzundur.Buna uygunda bir yüze sahiptir.Yüzü bir porselen bebek kadar pürüzsüz ve miniciktir.Yüzünde her zaman masum bir çocukmuşcasına bir ifade vardır.Mavi gözleri etrafını taraken yüzünde her zaman alaycı bir gülümsemesi vardır.

Kişiliği:

Serena görüntüsünün aksine aslında çok sıcakkanlı bir insandır arkadaşlarına karşı.Ama tanımadığı ve ya yeni tanışacağı insanlar için her zaman soğuktur.İnsanlara hemen güvenemez.Hatta bazılarına hiçbir zaman güven duymaz.Güven duymadığı insanlar genelde hemen düşmanı listesine yazılırlar.Onlara bir daha asla ama asla güvenemez.Ama bazen bir çıkarı olduğunda o insana karşı sanki arkadaşıymış gibi davranır.İstediğini elde ettikten sonra ise bazen selam verir bazense kesinlikle onları görmezden gelir.Bütün bunlara karşın Serena arkadaşlarını sever.Dostu olanlara her zaman güvenir.Kim ne derse desin de bu güveninden vazgeçmez.Dostlarına her şeyini anlatır.Ne olursa olsun.Arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi sever.Onlarla eğlenir güler.Bazen onlarla ağlar.Ama ne olursa olsun onların yanından ayrılmaz.Eğlenmeyi sevdiği kadar öğrenmeyi de sever.Sürekli bir araştırma içerisindedir.Brisinin söylediği birşeyi eğer bilmiyorsa onu öğrenene kadar kütüphaneden çıkmaz.Öğrendiğinde de bunu herkese gösterir.Zekidir.Daha doğrusu birçok şey bilir.Ve bunu kesinlikle herkese gösterir.Yani kısaca çok bilmişlik taslar.

Ailesi Ve Yaşamı:

Ailesi Norveç'in ileri gelen saygı duyulan bir ailesidir.Safkandırlar ve her üyesi ölüm yiyendir.Tabiki arada istisnalarda çıkmıştır fakat bu kişiler aileden çıkarılmıştır.Bu kişilere bir örnekte teyzesi Lilith'tir.Serena ve Lilith çok iyi anlaşırlar.Lilith'in zeki oluşu iksir ve karanlık sanatlarda iyi oluşu Serena'yı her zaman çok etkilemiştir.Her zaman onun gibi olmak istemiştir.Tek şeyi dışında:İyiliği.Serena bu konuda tamamen annesi ve babası gibidir.Tutucu ve karanlık.Teyzesini her ne kadar çok sevse de aileden atılışına çok sevinmiştir.Çünkü o bir lekedir.
Serena ailesinin tek çocuğudur ve şımartılmıştır.Elinde herşey vardır.Ama o her zaman daha fazlasını istemiştir.Ailesi karanlık tarafta olduğu için Norveç'te hapse atılmıştır o 7 yaşındayken.Serena'ya bakmayı kimse istememiş ve Serena'da o yaşta evde yalnız kalamamıştır ve sonuç olarakta teyzesine gönderilmiştir.Serena her ne kadar ilk başlarda ordan sıkılmış evine gitmek istemişse de teyzesinin ona o kadar iyi davranması Serena'nın hoşuna gitmiştir.Serena her ne kadar karanlık tarafa hizmet vermek istediğini söylese de teyzesinde kaldığı zamnalarda teyzesinin ona anlatıkları ilgisini çekmiş ve birden iyi tarafa karşı bir hoşgörü geliştirmiştir.Serena teyzesinde kaldığı zaman aralığında da önce birçok kişiden ve özellikle teyzesinden ders almıştır.

Basit Rp Örneği:

İşte korktuğu olmuştu.Kimse onu istemiyordu hem de hiç kimse.Onlara göre o bir zavallı ve boşuna masraftı.İlk önce evinde kalmak istemişti.Evi şuan onun her şeyiydi.Başka yerde olmak onu üzer ve hastalanmasına sebep olurdu.Biliyordu o bunu.Bunu söylediğinde aldığı tepki ise “Sen küçüksün zavallı şey.Kendine nasıl bakacaksın!” olmuştu.Ama o bakabilirdi kendine.O her şeyi biliyordu.Yaşam için gerekli olan her şeyi.Hem o bir büyücüydü tanrı aşkına!Bir şey olsa bile tek bir sihirle halledebilirdi.Ama onu kimse dinlemiyordu.Bunları söylediğinde gülüp geçiyor “Ah zavallı küçük şey” diyip yanağını sıkıp ordan uzaklaşıyordu.

Ona bakacak tek kişi teyzesiydi ve oda bunu seve seve kabul etmişti.Ama o iyiydi.Hemde fazlasıyla iyi...Onun yanında olamazdı.Onun yanındakiler gibi de onun gibiydiler:Fazlasıyla ”iyi”.Kim bilir orda ne hale gelirdi.kesin hastalanırdı.Onun bu küçük narin vücudu o kadar pisliğe dayanamazdı.

O kadar şeye rağmen şimdi teyzesinin evinin önündeydi işte.Biri eli teyzesinin elinde önündeki şirin muggle tarzı eve bakıyordu.Zaten burası da bir muggle şehriydi.Önündeki ev bir sürü ağaç ve çiçeğin arasında ve pespembeydi.Bahçesinde bir çok çiçek ve ağaç vardı.Ağaçların bazıları meyve ağacıydı.Hatta bazıları meyve bile vermişti.Mesela evin tam yanındaki...Üzerinde kıpkırmızı olmuş elmaları vardı.Ve kesinlikle çok iştah açıcıydılar.Serena’nın gözleri elma ağacından yanındaki pembe eve takıldı.Küçüktü.Yani kendi evine göre fazla küçüktü.Ama etrafındaki evlere göre büyüktü.Bu pespembe ev iki katlıydı.Camından evin içindeki perdeleri görebiliyordu.Üst kattaki perdeler mavi alttakiler ise beyazdı.Buradan bakınca kesinlikle bir muggle eviydi.Lilith bir süre sonra Serena’nın elini sıktı.Serena bu ani hareket ile ilk önce yerinden zıpladı daha sonra yavaşça ona doğru döndü.Tam döndüğünde ise teyzesi Lilith önünde diz çöküp onunla göz hizasına geldi.iki masmavi göz çarpıştığında sessizliği bozan teyzesi oldu.

”Serena’cım...Hayatım bunu yapabilirsin biliyorsun.Sen güçlü ve olgun bir kızsın.Her şeyi başarabilirsin.Aynen bunu yaptığın gibi...”

Lilith en sonunda gülümseyip ona göz kırpmıştı.Serena ise zoraki bir gülümseme ve hafif bir kafa sallayışla aslında bunu istemediğini ama yapmak zorunda olduğunu belirtti sanki.Ki öyleydi aslında.Yapmak zorundaydı.Başka bir şansı yoktu ki!Teyzesi ona bakmak zorunda oda teyzesiyle yaşamak zorundaydı.

Bir süre sonra biraz önce karşıdan baktığı meyve ağaçları ve çiçeklerin arasından eve doğru yürüyordu eli teyzesinin elinde.Beyaz kapıya varmışlardı.Artık dönüşü yoktu.Şu andan itibaren bundan emindi.Lilith hafifçe kapıya vurmuştu.Serena ise ümitsizce içerden nasıl bir felaketin çıkacağını tahmin etmeye çalışıyordu.O anda kapı açıldı ve içeriden onun ve teyzesinin aksine esmer ama yeşil gözleri olan bir adam çıktı.Bu o hiç tanışamadığı eniştesi olmalıydı.”En azından yakışıklı birini bulmuş.” Diye düşündü içinden ki bu doğruydu.Kesinlikle bir safkan kadar yakışıklıydı.İlk önce teyzesine baktı sora ona kafa sallayıp Serena’ya döndü.İlk önce onu baştan aşağı süzüp sonra gözleri bakarak gülümsedi.

”Hey...Merhaba.Sen Serena olmalısın.Bende Jensen.Teyzen Lilth’in kocası yani.Hadi içeri gel.İçeridekiler seni bekliyor hadi.”

Sözü biter bitmez resmen onu çekerek evin içine soktu.Serena korkuyordu.Tam anlamıyla ilk defa bir şeyden bu kadar korkuyordu.Arkasını dönüp teyzesine baktı.Şu an için güvenebileceği tek kişi oydu.Büyük ihtimalle de uzun bir süre için öyle olacaktı.Salon olarak tahmin ettiği aynı evin dışı gibi pembe beyaz ve mavilerden oluşan odaya girdiğinde kendine güveni yerine geldi.Başını sanki hiçbir şeyden korkmuyormuşçasına dik bir hale getirdi.Etraftakiler ona gülümseyip hoş geldin demeye başladıklarında bunun kesinlikle bir felaket olduğunu düşünüyordu.

3. Sınıf Ravenclaw

- Büyücü Konseyi -

Halledildi. Kilit.