Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimeÇarş. 09 Tem. 2008, 01:45

Derinden işleyen o soğuk, rahatsız edici, matemli hava... Parmak uçlarına basarak ilerlediği nemli çimde kendine ait olmayan ayak izleri bırakıyordu sanki. Yıpranmışlık duygusu tüm bedenine hakim olmaya başlarken karşı koyarcasına direniyor, hissedebildiği her an, ritmini belli ettiren kalbinde ki o yoğun duyguya ulaşmaya çalışıyordu. Sarsılan ruhuydu aslında ve onunla birlikte kurumuş dallar gibi cılız, hafif esen rüzgarda bile kırılan beklentileri.. Göğsüne dayadığı ve sıkıcasına birbirine kenetlemiş olduğu avuçları öylesine acıyordu ki, bağırmamak için direnen bir insan bedeni ile kalakalmış halde yığılabilirdi oraya. Bu kadar mı önemliydi gerçekten Ell için onlar? Böylesine değerleri varken, kaybetmek korkusunun kabardığı bedeni miydi peki zayıf ve narin olan? Kim bilir.. Bilmek isteyip, bilmemek arasında kalmış bir durumdan ibaretti belki de yaşadıkları. Bu kadar basit gelebiliyordu anlığına da olsa düşününce fakat olmuyordu işte. Hiçbir şey ona eskisi gibi hissettiremeyecekti, biliyordu. Adımları birbirini izlemeye başlamıştı tekrar, zihnindeki düşünceleri eşliğinde. Birbiri ardına dudaklarından dökülmeyi bekleyen kelimeler böylesine hücum ederken, sakin olmak, olabilmek en zoruydu aslında. Sonunda, solmuş çehresini çevirmiş olduğu göle dalan göz bebekleri onu kendine getirirken, grinin en koyu tonlarından birine bürünmüşlerdi, çoğu zaman olduğu gibi. Mutsuzdu çünkü ve sinirliydi.

'Ann.. JD..' diyebildi sessizce, rüzgara doğru. Belki de esen meltemin götürmesini bekliyordu bu isimleri uzaklara, hemde olabildiğine. Ani bir hareketle olduğu yere çökerken, bakışları hala göle sabit duruyordu. Kolları yeşil işlemeli cüppesinin kıvrılmış yakası çenesine değerken, ürperen bedeni eşliğinde kıpırdandı huzursuzca. Özgür bırakmış olduğu sarı saçları dalgalanıyor, Ell'in öfkesini dışa vuruyordu sanki. Hiddetle ve beklenmedik bir hareketle yanına çökmüş olduğu ağacın köklerine savurduğu yumruğu, dikkatleri üzerine çekmesine neden olmuştu. Kendinden biraz ileride fısıldaşan Hufflepuff topluluğuna sinirle bakarak haykırdı, sanki öfkesini bu şekilde dindirmeye çabalıyordu;

'İşinize bakın siz! Ne anlarsınız ki!'

Omzuna hamle eden narin parmakları eşliğinde, yalnız kaldıramayacağını düşünmüştü bunları. Tırnakları neredeyse derisine işleyene dek bastırdığı LS dövmesi yanarken, bir an önce gelmelerini diliyordu. Gelmelerini ve onu bu durumdan kurtarmalarını..


En son Elizabéth Adrianna Malfoy tarafından Çarş. 11 Şub. 2009, 00:58 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Marveille Croweix
Perfect Li(f)e Yazarı
Marveille Croweix


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Heyup7
Mesaj Sayısı : 2182
Yaş : 29
Kan statüsü : safkan yani nolcak ki başka.
Galleon : 12730
Ekspresso Puanı : 22
Kayıt tarihi : 11/11/07

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimeCuma 25 Tem. 2008, 20:32

“Ales, Ell!”

Omzuda hissettiği acı ve sızlama göz ardı edilemeyecek duruma geldiğinde ve aynaya bakıp dövmesinin her zamankinden daha farklı bir tona bürünüp kabardığını gördüğünde geç de olsa gerçeğin farkına varmış, lanet olası hayatında değer verdiği iki kişinin adını haykırarak Slytherin Ortak Salonundan ayrılmış, zindan merdivenleri ikişer, üçer çıkarak aydınlığa ulaşmıştı. Nerede olduklarına dair herhangi bir fikri yokken bütün okulu araması gerekecek olsa bile vazgeçmeyeceğini biliyordu. Zindanlarda olmalarına imkan yoktu ki en az üç kez kontrol etmişti. Etrafında gruplar halinde fısıldayanları zerre kadar umursamadan orada olmayacaklarını içten içe tahmin etse de kütüphaneye ilerledi ve tüm rafların arasını bazen iki üç kitaba çarpıp düşürerek aradı. İkisine de rastlamayınca aklına gelen bir diğer ihtimal üzerine yoğunlaştı ve şatonun duvarlarından ayrılıp bahçeye, orada da göl kenarına ulaştı. Keskin bakışları teker teker herkesin yüzlerini incelerken ikisinden birine rastlamayı umuyordu ki kısa sürede Ell’i bir ağacın altında gördü. Onun yanına yürüyecek adım atacak halinin kalmadığını düşünüyor olmasına rağmen kendisinden beklenmeyecek kadar hızlı bir şekilde ulaştığında tehlikede görünmediğini fark etti. Yine de yüzündeki ifadeden dövmenin onu neden uyardığını anlayabiliyordu. Ellerini dizlerinin üzerine dayayıp düzenli bir şekilde nefes almaya çalışırken esen hafif rüzgarın beraberinde havaya karışmaya çalışan saçlarını yüzünden çekti. Ne olduğuna dair en ufak bir fikri olmamasına rağmen hala aklında Ales vardı. Ell güvendeymiş gibi görünüyordu ama kız kardeşi hakkında en ufak bir fikri yoktu. Etrafa biraz daha bakınıp onu bulamayacağını fark ettiğinde sarışın kızın yanına çöktü.


“İyi misin Ell? Dövme yanmaya başladı ve ben-''

Aslında Göl Kenarına koşarak giriş yapmasından ve nefes nefese kalmasından kolaylıkla anlayabilirdi Ell aptal dövmenin haber verdiğini ve Marv'ın deliye döndüğünü. Dizlerini karnına çekip kollarını birbirine kavuştururken son zamanlarda LS olarak birbirlerine olması gerekenden daha az vakit ayırdığının farkına vardı. En kısa zamanda eski kulübelerinde bir toplantı düzenlemeliydiler. Ann ve sevgili kardeşinin erkek arkadaşının eski sevgilisi JD aralarında değildi. Pek çok üye de beraberinde ortadan kaybolmuştu. Şimdi Ales, Ell ve kendisinin önderliğinde yeniden şaha kalkan LS’ye yeni üyeler eklenmiş, eski popülerliğini kazanmıştı. Ancak şimdi görüyordu ki bu bile Ell'i mutlu edemiyordu. Bembeyaz yüzüne anlayış dolu bir ifade ekleyip zindanlardan ayrılmadan önce siyah olan ve muhtemelen sadece korktuğu için renk değiştirip gri rengine bürünen gözlerinin önüne düşen bir bukle saçı geriye atıp sorgulayan bakışlarını Ell'de sabitledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hogwartsekspresi.editboard.com/lejantlar-biolar-f164/marv
Issoria Lathonia
Ira
Issoria Lathonia


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Evilgrin0007qd8
Mesaj Sayısı : 702
Yaş : 29
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12315
Ekspresso Puanı : 2
Kayıt tarihi : 25/02/08

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimeSalı 19 Ağus. 2008, 23:15

Her zaman sessiz, her zaman durgun. Güzel bir gün başlangıcının ardından sanki soğuk bir rüzgar çarpmış gibi etrafta dolanıyordu Amaranth. İkizi de olmasa belki asla fark edilmezdi. Aslında sönük bir kişiliği yoktu. İstediği zaman parlayabildiği gibi kendini unutturabiliyordu da. Dikkatleri üzerine çekmemek için son zamanlarda sessizliğini korumaya devam ediyordu. Bakışlarındaki ışık da sönmüştü, hiçbir zaman parlamayacak bir güneşi andırıyordu ama hala büyüleyici bir güzelliği vardı. Kendini övmekten nefret etse de yüz hatlarını ve gözlerini çok beğeniyordu. İkizinin belirgin kıvrımları onu oldukça hoş gösterse de Amaranth'da güzel bir kızdı. Slytherin ortak salonundan çıkıp zindanlarda ilerlerken nerede dinlenebileceğini düşünüyordu. Lethe'ye haber vermeden çıkmasının bir sebebi vardı ama kendine bile açıklamaktan çekiniyordu. Babası gittiğinden beri genç cadılar kendilerini yalnız hissetmişlerdi. Gerçeği öğrendiklerinde belki de hayatları boyunca aldıkları en büyük darbe olmuştu bu. Hogwarts onlar için bir kaçış yoluydu, rahatlayabilecekleri tek yer. Karanlık koridorlarda yürümeye devam eden Amaranth omzundaki dövmede hafif bir yanma hissetmese daha fazla da yürüyebilirdi ama arkadaşlarından birinin yardıma muhtaç olmasa dövmenin yanmayacağını biliyordu. Merdivenlere yönelirken ne olduğunu merak etmişti. Kaşları hafifçe çatılırken zindanlardan uzaklaşmıştı bile. Ortak salonda göremediği kızları okul arazisinde bulmayı umarken aklına ilk göl kenarı gelmişti. Başka nerede olabilirlerdi ki zaten?

Hava değişikliğinden sonra sıcaklara alışmış olan Amaranth iliklerine işleyen soğuk havayı hissetmemeye çalışıyordu. Okul stresinden daha ötede arkadaşları arasında yaşadıkları vardı. Görmezden gelinmeyecek olaylar Ell'i ve diğerlerini sarsmıştı. O zamanlar LS'de olmayan Amaranth ve Lethe olaylara sonradan karışmanın yabancılığıyla pek ısınamamışlardı ortama. Kızların sıcak havasının arkasında canlarını sıkan bazı şeyler vardı. Bu aralarından ayrılan iki üyeyle ilgiliydi herhalde. Kızların tutumlarından başka anlam çıkaramadığından karışmıyordu ama gerektiğinde yanlarında olduğunu fark etmeleri için kendini gösteriyordu. Onları anlamakta güçlük çekse de bunu hiçbir zaman belli etmemişti, etmeyecekti de. Göl kenarına vardığında dikkatini çeken ilk kişi Elizabeth olmuştu. Acı çekiyor gibi kasılmış yüzünü, omzundaki dövmesine bastırdığı elini görüp dikkatini çekmemesi imkansızdı zaten. Parlak sarı saçlarının altındaki hoş yüzüne yakıştıramamıştı bu ifadeyi. Dış görünüşe önem verme sırasının olmadığını bilse de arkadaşlarını böyle görmekten hoşlanmıyordu. Kendinden önce gelmiş olan Marv'a bakarak yanlarına doğru ilerledi. Mavi gözlerinde gizemli bir pırıltı belirmiş, arkadaşlarını rahatlatmak istercesine gülümsemişti. Ama kendini iyi tanıyan biri bu gülümsemenin sahte olduğunu anlamakta hiç zorlanmazdı. Yine de güven verici ifadesini korumaya çalışarak maskesini sabitlemişti yüzüne. Dudakları hafifçe kıvrılırken Ell'in yanına çömeldi. Yeni üyelerden birinin bilgisiz saflığını takınmaya çalışarak ses tonunu ayarlarken yabancı biriymiş gibi davranmaktan hoşlanmamıştı.

'Bir sorun mu var Ell? '
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimeÇarş. 20 Ağus. 2008, 00:58

Kulaklarını okşayan o huzur verici sesi işittiğinde, bedenine yayılan ani ve sıcak bir dalga eşliğinde kendine gelmişti. Zorlansa da tebessüm etmeyi becerebilmişti yanına çöküveren Marv'e doğru. Hala omzunda ki dövmesinin üzerinde kenetlediği parmaklarını yavaşta olsa çekerken, rüzgarın savurduğu ve özgürce uçuşan kuru yapraklara dalan göz bebekleriyle izliyordu manzarayı. Ona ümit veren ne varsa, teker teker uçup gidiyordu sanki. Komik olansa, gitmeden önce onlarda soluyordu bu yapraklar gibi, adeta.. Elizabéth'in bedeninde barınan ve onun az da olsa mutlu olmasını sağlayan şeyler söküp çıkarılıyor, yeri ise asla doldurulmuyordu. Bir daha da doldurulamayacağını biliyordu zaten.. Sonunda, sırtı kendi bedenine temas eden kıza doğru eğilerek fısıldamıştı. Belki rüzgarın uğultusundan, belki de Ell'in ses tonundandır bilinmez ama ikiside ne dediğine anlam veremez bir edayla birbirlerine bakarken, bedeninde iştahlanmaya başlayan o duyguyu örtbas etmek adına konuşmuştu tekrar;

'JD.. Ann..'

Devam etmeden önce duyduğu hışırtı çehresini sesin geldiği yöne doğru çevirmesine neden olmuştu. Alımlı bedeni ve parıldayan gözleriyle onlara yönelen Amaranth'a tebessüm ederken, göz bebekleriyle de hareketlerini takip ediyordu. Boşta kalan diğer yanına oturan kıza içten içe kabarmaya başlayan minnet duygusu, içinde bulunduğu durumu biraz da olsa hafifletmişti sanki.. Yanında omzuna dayanabilecek, onu dinleyebilecek dostları olduğunu hissetmesi güçlendirmişti belki de bedenini, duygularını, hislerini.. Sessizce başını Marv'ın bedenine yaslarken, kızların da kendinden bir açıklama beklediklerini biliyordu elbette. Ell'de konuşmak istiyordu aslında; anlatmak, içindekileri boşaltmak ve rahatlamak. Şu an ihtiyacı olan en önemli eylemler değil miydi bunlar? Gözlerinden akarak yanağına dökülen birkaç buğulu damla eşliğinde kıpırdattığı soğuk ve kurumuş dudaklarından dökülen kelimeler, hiç olmadığı kadar zorlanıyormuş gibiydi;

'Sorun JD ve Ann.. Onlar gittiğinden beri LS dövmem öylesine rahatsız ediyor ki beni. Siz hiç hissetmediniz mi?' Marv'ın omzundan kaldırdığı başını bir ona bir Amaranth'a çevirerek sorarcasına bakışlarla baktı kızlara. İkizlerin yokluğunu ve başlarının dertte olduğunu hisseden bir tek kendi miydi yoksa bulunduğu durum içerisinde ki ruh hali mi onu böylesine paranoyak birine çeviriyordu? Ölen arkadaşlarını ve kuzenini düşündükçe daha da kötü bir hal almaya başlayan psikolojisiydi belki de böylesine bir düşünceye kapılmasını sağlayan fakat ne olursa olsun dövmesi ona rahatsızlık veriyor, hatta çoğu zaman yaptırdığına pişman olmasını sağlıyordu. Hafifçe burnunu çekerek derin bir nefes aldıktan sonra devam etti; 'Onlara kötü bir şey oldu biliyorum bunu. BİLİYORUM KAHRETSİN!' Cümlesini bitirirken ki çığlığı eşliğinde onlara dönen bakışlara aldırmadan daha da yüksek bir sesle bağırmaya devam etmişti Ell. Resmen ağlıyordu aslında, belki de hayatında ilk defa.. Damlalar halinde çenesine doğru süzülmekte olan göz yaşları bitmek tükenmek bilmezmiş gibi öfkesini dışarı savururken, hıçkırıklarla sarsılıyor ve bedenini dayayabileceği bir nesne arıyordu kendine, kızları görmezden gelerek..


En son Elizabéth Adrianna Malfoy tarafından Çarş. 11 Şub. 2009, 00:59 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Marveille Croweix
Perfect Li(f)e Yazarı
Marveille Croweix


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Heyup7
Mesaj Sayısı : 2182
Yaş : 29
Kan statüsü : safkan yani nolcak ki başka.
Galleon : 12730
Ekspresso Puanı : 22
Kayıt tarihi : 11/11/07

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimeÇarş. 20 Ağus. 2008, 11:13

JD ve Ann… İsimlerini duyması bile elaya çalan yeşil gözlerinin uzakta herhangi bir noktada sabitlenmesine, bulunduğu ortamdan tamamen soyutlanıp düşündükçe daha da acı veren, onu yok eden anılara sürüklenmesine neden olmuştu. Boğuluyordu adeta her nefes alışında, içinde bir yerler acıyordu. Anılar zihninde yavaş yavaş kendilerini belli ederken Marv’ın gözlerinden yanaklarına süzülen sıcak bir damlanın nedeni, JD’i gördüğü ilk günü anımsamış olmasıydı. Hogwarts’a geldiğinde, henüz on bir yaşında pek de masum olmayan küçük bir cadıyken Büyük Salonda karşılamıştı genç cadı onu. Kendisinden bir yıl önce okula başlamış olan ama ikinci sınıfa geçemeyen kardeşi Ales sayesinde tanımıştı onu ve o zaman nerede olurlarsa olsunlar hiçbir zaman ayrılmayacak kadar sıkı dostluklara ilk adımını attığını fark edememişti. Çoğu zaman bunların bir rüya olduğunu, hatta iğrenç bir kabus olduğunu dilerken buluyordu kendini, sonrasındaysa acizliği için küfrediyordu kendine, dünyaya, her şeye ve herkese… Onlar neredeydi bilmiyordu ama her geçen gün daha da kabaran LS dövmesi onu bir türlü rahat bırakmıyor, birkaç saniye dahi olsa onları aklından çıkarmasına, merak ve endişe denen zamanla nefret etmeye başladığı duyguları artık yorulmuş, devam edebileceğinden şüphe ettiği bedeninden uzaklaştırmasına izin vermiyordu. Yine de kendi endişelerini de dile getirip zaten son derece bitkin duran genç cadıyı daha da üzmek, eğer mümkünse daha da karamsar bir hale getirmemek için kurumuş dudaklarını sımsıkı kapattı. Bu durumda nasıl bir söz söylenebilirdi, hangi söz ikizlerin ansız kayboluşunu açıklayabilir, geride kalanların acısını bir nebze olsun dindirebilirdi?

Kollarını teselli edebilmek için omzuna yaslanan kıza dolarken bir yandan da aralarına katılan Amaranth’a bakıyordu. O ve ikizi yeni katılmıştı LS’e ama çoktan ısınmıştı Marv kızlara. Zaten son derece asil olan davranışlarıyla da Slytherin’in dikkat çekici kızlarıydı ikisi, aralarına katılmak için neden bu kadar beklediklerini de merak etmiyor değildi. Konuşmaya başlayan Ell’in endişelerinin aynısını yaşıyor olmasına rağmen her gün aralıksız kabarıp büyük bir acıyla sızlayan dövmesinden bahsetmemeye karar verdi, onu daha da üzmemek için. Hem bu işleri daha da zorlaştırırdı, zaten kızında ihtiyacı olan birkaç teselli edici söz ve ‘onlar güvende’ diyen iki kelime değil miydi? Peki o zaman neydi bu kadar güç kılan her şeyi? İkizlerin sahiden de iyi olup olmadıklarını daha kendisi bilmezken bunu bir başkasına açıklamaya çalışmak yerine gözyaşlarıyla verdiği savaşı kaybeden Ell'e sarıldı. Onun için ne kadar zor olduğunu anlayabiliyordu ki zaten kendisi de aynı duygular içerisindeydi.


''Şşşt, herşey yoluna girecek Ell, söz veriyorum.''

Birdenbire çalıların arasından JD ve Ann fırlayıp gelse kendisinden beklenmeyecek bir şekilde boyunlarına atlardı, biliyordu ama bildiği diğer şey ise bunun asla olmayacağıydı. Yine de umut denen o tuhaf duyguyu hala bedeninde taşıyan Marv onların iyi olduklarını düşünmek, kendini buna inandırmak istiyordu. Ansız gidişlerinin nedenini bilmiyordu, tek bildiği ikizlerin anneleri hakkında bir sorunları olduğuydu, tıpkı Marv gibi. Ama bunun ne olduğu hakkında herhangi bir fikri yoktu, öğrenebileceği kadar süre verilmemişti ona. Çok kısa bir süre sonra geride hiçbir not bırakmadan ikisi de yok olmuştu ortalardan. Yok olmak... Düşüncesi bile ürpermesine ve bunu aklından geçirmemiş olmak için yutkunmasına sebebiyet vermişti. O ikisi iyiydi, başlarına bir şey gelmemişti. Bunu hissedebiliyordu, her saniye onu rahatsız eden dövmenin aksine...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hogwartsekspresi.editboard.com/lejantlar-biolar-f164/marv
Issoria Lathonia
Ira
Issoria Lathonia


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Evilgrin0007qd8
Mesaj Sayısı : 702
Yaş : 29
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12315
Ekspresso Puanı : 2
Kayıt tarihi : 25/02/08

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimePerş. 21 Ağus. 2008, 12:04

Ell'in güçlükle söylediklerini belli belirsiz bir ilgiyle dinlemişti Amaranth. Grubun değişen ruh halini pek doğal bulmasa da arkadaşlarını anlamaya çalışıyordu. JD ve Ann, kızlarla çok uzun zaman geçirmişti. Yakın arkadaş olduklarını bilmek için gruptan biri olmaya gerek yoktu. Üç sene önce de daha sonraki zamanlarda da her zaman birlikteydiler. Gruba katılmakta geciken Amaranth ve Lethe, ikizler kaybolduktan sonra aralarına katılmıştı. Olayları dışarıdan izleyen biri kaybolan ikizlerin yerine başka ikizlerin geçmesiyle ilgili uydurma dedikodular yayabilirdi ama durum olması gerekenden çok farklıydı. Marv'a yaslanan Ell'e bakınca ister istemez böyle düşünüyordu. Grup birbirlerine bağlı olmalarının kanıtıydı. Onlardan biri olmaktan gurur duyuyordu Amaranth. Başı sıkıştığında, yardıma ihtiyacı olduğunda yanında arkadaşlarının olduğunu bilmek güzel bir duyguydu. Birbirlerine her zaman destek olmaları gerektiğine inanarak yapmacık gülümseyişini doğallaştırmayı başarmıştı sonunda. Güven verici tebessümünü silmeden arkadaşına bakarken gözleri birkaç saniyeliğine Marv'a kaymıştı. Kendini tutamayan Elizabeth'in çığlıkla karışık sözlerini duyunca bededini kaplayan o tuhaf duyguyu engelleyememişti. Korku muydu bu, yoksa tedirginlik mi? Arkadaşları için endişelenirken Marv'ın, ağlamaklı olan kıza sarılmasını seyretti. Hıçkırıklarını duydukça kendini iyi hissetmeyen Amaranth sakin olması gerektiğini biliyordu. Gözlerini kırpıştırırken belli etmediği bir hüzün vardı içinde. Eski LS'nin geri gelmesini diliyordu. Hogwarts'ı birbirine katan, eğlencede sınır tanımayan LS... Ell kendine hakim olursa ve olayı unutursa diğerlerinin de düzeleceklerini biliyordu. Ama arkadaşlarının duygularını kontrol edemezdi, kendi istekleri için onların hislerini umursamak bencillik olurdu.

'Neden olaylara biraz da iyi yönünden bakmayı denemiyorsun? Başlarına kötü Bir şey gelmiş olabilir ama iyi olabileceklerini de görmen gerek Ell. '

Sert ve kendinden emin bir ses tonuyla konuşmaya gayret etmişti. Haklı olduğunu biliyordu çünkü JD ve Ann başlarına Bir şey gelmiş olsa çoktan haber verirlerdi. Ayrıca kendi dövmesi aralarında bir sorun yaşanmadıkça yanmıyordu. Belki yeni üye olmasından kaynaklanıyordu ama kızlar gerçekten çoktan haber vermiş olmalıydılar. Birdenbire gitmelerine sebep olacak şey de özel bir neden olabilirdi. Kızlara açıklayamadıkları nedenler... Aile sorunları... Bunu Lethe ve Amaranth'da yaşamıştı, babalarının annelerinden ayrılmasına sebep olan şeyi açıklamaktan hoşlanmasalar da gerçek saklanacak gibi değildi. Ellerine geçen o bilgeden sonra iki kızın da hayatı değişmişti. Her zaman mantıklı davranan Lethe kendini tutsa da Amaranth evden kaçmaya bile kalkışmıştı. Neyse ki bunu annesi bilmiyordu. Hogwarts'ı bir kurtuluş gibi görmesinin nedeni bu kadar açıktı işte. Annesini gördükçe aklına gelen geçmiş, babasının duyguları. Hepsi de sanki canını acıtmak istercesine üstüne geliyordu. Titrediğini fark etmeyerek dalgınlığını gizlemeye çalışırken şimdi kendi sorunlarıyla uğraşma zamanının olmadığını biliyordu. Bakışları gökyüzüne kayarken yağmur yağmasını istediğini fark etti. Bulutlarında ağladığını görünce anlaşıldığını hissederdi Amaranth. İkiziyle kavga ettiği bir günü hatırlıyordu. Adının anlamına bakmak için kütüphaneyi yıktığı günü. Lethe buna sinirlenmiş ve bağırıp çağırmıştı. Ama ikizini önemsemeden aradığı kitabı eline alıp odasına kapanırken ne kadar mutlu olduğunu hissediyordu. Solmayan çiçek Amaranth. Annesi ona bu adı verirken yanılmış olmalıydı. Solmuştu, babası geri gelene kadar da açmayacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimePerş. 21 Ağus. 2008, 19:52

Bedeninde hissettiği sıcacık eller, hıçkırıklarının biraz olsun dinmesini sağlamıştı. Çenesinden cüppesine doğru süzülmekte olan göz yaşlarını umursamadan silerken, yanında oldukları için şükrediyordu Marv ve Amaranth'a. Onlar ile birlikteyken bu haldeyse, yalnızken nasıl olurdu acaba? Yanlarında kendini fazlasıyla aşağılamıştı zaten, biraz daha devam ederse Gryffindor'lu ahmakların eline geçecek önemli bir kozları olacaktı. Kızaran yanaklarını fark ederek içinden fazlasıyla okkalı bir küfür savurdu sinirle. Hala sımsıkı sarıldığı Marv'ı bırakmamıştı elleri. Kızın nefes alıp verişlerini dahi bedeninde hissetmek istiyor, o zamana kadar fazlasıyla bastırmış olduğu duygularına yenik düşüyordu adeta. Onun da dediği gibi, düzelecekti her şey belki de. Zamana bırakması ve unutması gerekti, JD ve Ann'e bir şey olmuş olsa mutlaka duymaz mıydı bunu? Göz yuvarlarından akan son damlacıklar da nemli çimi boylarken, belli belirsiz duyduğu Amaranth'ın sözleri getirmişti onu kendine. Sonunda, Marv'ın bedeninden ayırdığı kollarını narince cüppesinin etekleri üzerine yerleştirerek kurumuş dudaklarını oynattı;

'Haklısın belki de.. O kadar güçsüz kalmışım ki. Her şey üst üste geldi.' Derin bir nefes alarak devam etti; 'Elwina, Sarah, Itami.. ve babam..'

Göz bebekleri yavaşça göle doğru kayarken suskunluğun vermiş olduğu o matemli hava vardı üzerinde. Az önce çok daha kötü bir psikolojideydi ve bu yüzden kendini düşürmüş olduğu durum zihninde canlanınca, fazlasıyla utanmış bir hal almıştı çehresi. Hafif pembeleşen yanakları eşliğinde bakışlarını tekrar kızlara çevirirken, vücudunu saran minnet duygusuyla konuştu;

'Teşekkür ederim kızlar. Yanımda olduğunuz için..'

Dudakları hafif bir zevk ile kıvrılırken, sarı saçlarını şiddetle esen rüzgara doğru savurmuştu. Rahatlamış olmanın verdiği o huzur verici duygu bedenini çepeçevre sarıyor, düşündüklerini yavaş yavaş unutturuyordu ona. JD ve Ann geçici olsa da zihninin alt bir köşesindeydi artık, Ell'in açığa çıkmaya başlayan tutkularının aksine. Bedenini dayanıyor olduğu Marv'den çekerek hemen arkasında bulunan genişçe ağacın devasa köküne dayarken, titrek bir tebessüm kovyermişti çehresine; 'Eh, bir ikizler gider bir ikizler gelir. Sizde onlar gibi olmayın ama ileri de..' Alaycı bir mimik yerleştirdiği yüzü yavaşça buruşmuş fakat saniye sonra değişmişti yüz hatları tekrar; 'Marv, bu arada Ales ve şu JD'in eski sevgilisi hakkında birkaç dedikodu duydum, doğru değil umarım?' Sorarcasına bakışlarla Marv'e kayan göz bebekleri eşliğinde, ritmini arttırıyordu kalp atışları da..


En son Elizabéth Adrianna Malfoy tarafından Çarş. 11 Şub. 2009, 01:01 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Marveille Croweix
Perfect Li(f)e Yazarı
Marveille Croweix


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Heyup7
Mesaj Sayısı : 2182
Yaş : 29
Kan statüsü : safkan yani nolcak ki başka.
Galleon : 12730
Ekspresso Puanı : 22
Kayıt tarihi : 11/11/07

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimePerş. 21 Ağus. 2008, 22:02

Yavaş yavaş kendisine gelmeye başlayan Ell'e güven veren sıcacık bir gülümseme ile bakarken sözlerini 'Marque ve Lucienda' diye devam ettirmek istese de bunun hiçbir yararı olmayacağını bildiğinden bir kez daha susmayı tercih etti. Onların yokluğu koyuyordu herşeyden çok. Biricik kuzeni Marque... Ansız ortadan kayboluşu tüm aile üyeleri gibi Marv'ı da derinden etkilemişti. Üstelik ona ne olduğuna dair herhangi bir fikri dahi yoktu. Birden bire kaybolanların arasına karışmıştı çoktan. Onun dersinin, sürekli otriter tavırlarıyla tüm sınıfın hakimiyetini elinde tuttuğu Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinin yeni profesörü de tüm bunlara eklenince... Katlanabileceğine, onu görmezden gelip notlarını yükseltebileceğine inandırsa da alışmış olduğu cadıyı orada görememek ona göre bir şey değildi. Zaten dersin yıl sonu notunun da Zayıf olması bunun bir kanıtı değil miydi? Bir an için bunu zerre kadar umursamadığını fark etti. Ne o yaşlı bunak, ne de onun aptal dersi ilgilendiriyordu onu. Gelecek yılın okuldaki son senesi olduğunu bilmek her ne kadar içinde bir yerleri acıtsa da profesörden ve onun saçmalıklarından kurtulma fikri teselli ediyordu. Ve Lucy, en çok onu özlüyordu işte. Ne olursa olsun tıpkı LS gibi yanında olan genç kızın oralarda bir yerlerde onu izleyip yaptıklarını takip edip etmediğini merak etmiyor değildi. Bir an göz yaşlarına hakim olamayacağı korkusu bedenini sarmış olsa da bir sonraki an yeniden bakışlarının ona itaat ettiğini fark etti. İçten gülümsemesi hala dudaklarında duruyorken hüznün gölgelediği gözleri bunu inkar edermişçesine bakıyordu. Yeniden konuşmaya başlayan Ell'in renk değiştiren yanakları dikkatinden kaçmamış olsa da değişen ruh hallerinin yanında bunu pek de önemsememesi gerektiğini fark etti.

'Ah, yapma lütfen Ell. Biz LS'iz unuttun mu? Elbette yanında olacağız, zaten aptal dövme bir saniye olsun rahat bırakmıyor.'

Arkasındaki ağaca yaslanan Ell'e yeniden gülümserken Ales'i içeren sözleri yüz hatlarının kasılmasına ve tebessümünün geldiği gibi yok olmasıne sebebiyet vermişti. Çok sevgili kardeşinin ikizlerden biri, JD'nin erkek arkadaşıyla çıkıyor olması pek onayladığı bir durum sayılmazdı ama alışmıştı zamanla. Ama açıkçası o oğlanı her gördüğünde onu oracıkta boğma isteğine engel olmakta zorlanıyordu. JD'nin ansız gidişinden sonra oğlanın ona olan aşkının sadece sözde olduğunu anlamıştı. Oysa bir zamanlar ne kadar da mutlu görünüyorlardı. Bunu bir ihanet olarak algılamıştı Marv, Ales ise ne yapacağını bilmiyor gibiydi ilk söylediğinde. Hala aynı düşünceleri barındırıyor olsa da mümkün olduğunca az konuşmaya çalışıyordu bu konuda zira ne zaman hatırlasa çileden çıkıyor Ales'e sürekli söylenip duruyordu.

'Hayır canım, maalesef doğru. O ikisi dönem başından beri çıkıyorlar.'

Nasıl bu kadar doğal bir şeymiş gibi söylediğini kendisinde bilmiyordu ama birdenbire siyahın en koyu tonlarından birien bürünen gözleri aslında pek de sakin olmadığını söylemeye çalışıyordu. Elini saçlarına götürüp perçemlerini gözlerinin önünden çekerken genç kızın vereceği tepkiden korkuyordu. Kendisi ilk öğrendiğinde büyük bir partinin tam ortasında olmuş olması büyük kayıptı, yeterince gösterememişti tepkisini. Meraklı bakışlarını Ell'de sabitlerken bir yandan da nemli çimlere yasladığı parmaklarıyla ritim tutuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hogwartsekspresi.editboard.com/lejantlar-biolar-f164/marv
Feodora Providentia
Omnia Mutanter Kitapçısı
Feodora Providentia


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] 42446019ix9
Mesaj Sayısı : 121
Yaş : 31
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 11940
Ekspresso Puanı : 5
Kayıt tarihi : 13/08/08

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimeCuma 22 Ağus. 2008, 12:21

Lethe, Ortak Salon'daki içinde tek bir kıvılcım bile çakmayan, grinin en çirkin tonundaki küllerin bir an önce temizlenmesi gerektiğini düşündüğü şöminenin karşısında oturmuş, dalgınca bakıyordu. Bir an için sağ eli, yeşil, onun her zaman gurur kaynağı olan cübbesinin cebine indiğinde, elinin içinde hissettiği küçük kağıt parçası, gri gözlerinin umarsız bir biçimde yaşlarla dolmasına neden olmuştu. Annesinin yazdığı mektup üç gün önce eline geçmişti. Aslında annesi ona sık mektup yazardı ama en az iki haftadır ondan ne bir ses ne de bir soluk çıkmıştı. Lethe ve Amarant ınun için endişelenmeye başlarken, üç gün önce gelen mektup endişelenlerin sayısını bire indirmişti. Tabii mektupta yazılı olanları hesaba katmazsa! İfadesiz yüzünün aksine içinde delicesine bir öfke yanar ve onu da yakarken, mantığının son kırıntılarını kullanıyordu. Annesinin zorlukla okunan yazısı tekrar aklına düştüğünde, hala kağıdı tutan elini biraz daha sıktı. Sanki yok olacakmış gibi. 'Sevgili Lethe. Biliyorum size uzun zamandır yazmadım, affet beni. Bu mektubu sana yollamamın bir nedeni var. Lafı hiç dolandırmadan konuya gireceğim..' Lethe, bu sözcüklerden sonra yazılmış olanları, hatırlamamak için gözlerini sıkı sıkı kapattı. Eğer annesinin verdiği haber gerçek olursa, hayatının ikinci defa mahvolacağını hissedebiliyordu. Ya Amaranth öğrenirse! Annesinin neden Amaranth'a değilde ona yazdığını anlamak çok zor değildi. Çünkü öğrendiği zaman onu tutabilecek kimse yoktu. Lethe hariç! Aslında o bile tutamayabilirdi. Tuttuğu yaşlar, sıkı kirpiklerin nasıl bir aralık bulduysa, süzülerek aşağılara inmaya başlamıştı. Bu olmamalıydı! Vücudu büyük bir hızla gerilirken, engelleyemediği bir hıçkırık boğazından kopmuştu. Lethe, küçük bir çocuk gibi büyük bir hızla tüm vücudunu çevirip, etrafına baktığında, Ortak Salonun tamamen boş olduğunu gördü. Etrafındaki tek şey, yeşil puflar ve binaya özel olan süslemelerdi. Evet, kimseler yoktu. Yaslanabileceği kimse yoktu. Amaranth, bu tür zamanlarda nereye kayboluyordu?! Öfkesi daha da yoğunlaşıp, belirgin bir hal alırken, içindeki ağlama isteği daha da büyüyordu. Birinin yanında olmasını istiyordu. Birine yaslanıp, sonsuza kadar orada kalmak ya da sadece öfkesi dininceye kadar... Ki bu da sonsuzluk ile eş değer bir süreydi. Lethe, üzerinde hafif bir soğukluk hissettiğinde, yeşil cübbesinin ıslanmış olduğunu gördü. Akmakta inat eden gözyaşları, cübbesini ıslatmıştı. Gözyaşları ve Slytherin. Ne kadar uyumluydu! Lethe düşüncesinin saçmalğına gülümserken, az önce son kırıntılarını da harcadığı mantığı büyük bir hızla geri gelmişti. Gri gözlerinden akan yaşları, utanmış bir şekilde silerken, dolgun yanaklarına takılmış olan tuzlu suyu da kuruladı. Ağlamanın zamanı değildi. İlk önce bunu Amaranth'ı bulup, olanları anlatmalıydı. Gerçi bunu nasıl yapacağı da ayrı bir merak konusuydu. Öğrendiği zaman onun kırmızı dudaklarının nasıl çizgi haline geleceğini ve mavi gözlerinde oluşacak çılgın ışığı şimdiden görebiliyordu. Üstelik ondan sakladığı da düşünülürse... Kendi aptallığına lanet okurken, olması gerekenden çok daha yavaş bir şekilde ayağa kalkarken, Amaranth ile konuşması gerekiyordu.

Lethe kısa bir süre sonra, bahçeye çıkarken, çimenlerin canlı yeşil rengi ona mutluluk vermişti. Belki Slytherin olmasından dolayı belki de başka bir nedenden, her zaman bu renk ona mutluluk vermişti. Kırmızı dudakları iki yana doğru kıvrılırken, yavaş adımlara bahçede dolaşırken, belirgin hatlarını ortaya çıkarak cübbesini üzerinden çıkardı. Onun bahçede olduğunu tahmin ediyordu. Hava güzeldi ve İnes bile bütün gününü kütüphanede geçirmezdi. Siyah babatlerinin kallın topuğu çimleri ezerken, omzunda hissettiği acı, gri gözlerini irice açmasına neden oldu. Onun kaçırdığı bir şey mi olmuştu? LS'e girdikleri gün yapılan dövme, ilk kez acıyordu. Hayatında gerçekten önemli olduğunu hissettiği bir gündü. Gerçekten bir yere aitmiş gibi hissetmişti. Bunu İnes'e söylese, saçmaladığını söyleyebilirdi. Bu yüzden ona asla bunu söylememişti. Bu grup ilk kez açıldığında, girmeyi çok istese de, aile içi çalkantılar buna müsade etmemişti. Fakat er ya da geç onlardan biri olacağını hissediyordu. Geç de olsa katılmıştı işte. Fakat onlardan önceki ikizlerin ortadan kaybolması üzmüştü onu. Özellikle Ell'in durumu. Haklı olarak üzülüyordu. Yüzünde tekrar üzüntülü bir ifade dolaşmaya başlarken, biraz ileride gördüğü kişi aynı zamanda büyük bir korkunun da bedeninde dolaşmaya başlamasına neden oldu; İnes. Siyah saçlarını yavaşça geriye attırdığını gördüğünde, büyük bir tereddütle yanına doğru gitmeye başladı. Lethe, kendi saçlarını sıkı sıkıya tutan saç bağını çözdü. İnes'in yanında oturduğu ağacın arkasından seslendi.

- İnes, seninle konuşmam gerekiyor.

Lethe, neden onun ağaca dayanmadığını merak ederek, biraz daha öne çıkarken, gördüğü karşısında yanaklarının ne renk adlığını merak ediyordu. Sapsarı saçları biraz dağılmış ve yeşil gözlerinden az önce kendi durumunda olduğunu anladığı Elizebéth ve onun hemen yanında da Marveille oturuyordu. Lethe, az önce burada sıkı bir destek örgüsünün bulunduğunu tahmin ederken, titreyen sesini umursamadan, konuşmaya başladı.

- Ah, özür dilerim. Burada olduğunuzu görmemiştim.

Lethe, utancının hat safada olduğunu hissederken, on altı yaşınagelmiş ve soğukkanlı olarak tabir edilen bir kız olmasına hala yanaklarının kızarabiliyor olmasını lanet etti. Böyle elinin ayağaının birbirine dolanmasından nefret ettiği kadar hiçbir şeyden nefret etmiyordu. Ah, aslında vardı ama bunu kendisine itiraf etmesi için biraz daha geçmesi gerekiyordu. Zarif bir şekilde, kendini nemli olduğunu fark etmediği çimlerin üzerine bırakırken, gri gözleri devamlı İnes'e bakıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Issoria Lathonia
Ira
Issoria Lathonia


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Evilgrin0007qd8
Mesaj Sayısı : 702
Yaş : 29
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12315
Ekspresso Puanı : 2
Kayıt tarihi : 25/02/08

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimeCuma 22 Ağus. 2008, 13:46

Kımıldamadan kızları süzerken içinden geçenleri okuyamadıkları için kendini şanslı hissediyordu. Uzun zamandır bir araya gelmediklerini hatırlayarak kötü bir nedenden de olsa yan yana olmaları iyiydi. Bakışlarındaki sertliği silmeden Ell'i dinlerken biraz daha sakinleştiğini düşündü. Yakınında olan Marv'ın da desteğiyle ağlamaklı olan havası silinmişti sanki. Gruptan olmayan eski arkadaşlarının da yanlarından olmamasından kaynaklanan sorunlar yaşamaları doğaldı ama kendilerini toparlamaları gerekiyordu. Çimenlere uzanıp daha rahat etmeyi umarak oturuş şeklini değiştirmişti.Ell'in yüz ifadesinin değişip alaycı mimiklerinin ortaya çıktığını görünce Amaranth'da yeniden gülümsemişti. Bir ikizler gider, bir ikizler gelir... Eğlenmek için söylediği bu söz karşısında ağzını açacakken yeni bir soru sorduğunu duyup tepkisini belli etmemeye karar vermişti. Açılan yeni konu ilgilenmediği bir alandaydı. Başını kızlardan başka tarafa çevirip etrafındakileri incelerken ikizinin sesini duyunca hafifçe irkilmişti.

' Ines, seninle konuşmam gerekiyor.'

Lethe'den başkası kendisine Ines demezdi. Merakla doğrulurken ne söyleyeceğini öğrenmek için biraz baskı yapması gerektiğini biliyordu. Yine de ifadesini değiştirmeden ikizine bakarken telaşı gözünden kaçmamıştı. Genellikle bağlı duran saçlarını açmış olan Lethe sanki uzun bir yol yürümüş gibiydi. Kızları görünce verdiği tepkinin normal olmasını beklerken utanmasından da önemli bir şey söyleyeceğini çıkarmıştı Amaranth. Elizabeth ve Marveille'den birşey saklamadıkları için burada konuşabileceklerini düşünüyordu ama ikizi çok önemli bir konu hakkında gizli konuşmak istiyorsa izin alıp gidebilirlerdi.

'Evet Nylénia?'

Mavi gözlerini kızdan ayırmadan oturmasını izlerken hafifçe kızarmış yanaklarını görünce sevimli bir gülümseme takmıştı yüzüne. Gözlerini kırpmadan konuşmasını beklerken ne hakkında konuşacağı birden aklına gelmişti.
* Baba? * Sessizce mırıldanırken Lethe ile sakladıkları en önemli sırrın yeni bir haberle değişeceğini düşünüyordu. Babasının başına birşey mi gelmişti? Daha da kötüsü ölmüş bile olabilirdi. Şaşkınlıkla ayağa fırlarken Lethe'ye doğru ilerleyip omzundan yakalamıştı. 'Söyle, çabuk söyle ne oldu?' Lethe'yi sarsarken hemen söyleyeceğini umut ediyordu. Bazen heyecan yaratmayı seven ikizi kolay kolay ağzını açmazdı. Ama bu sefer babasıyla ilgili birşey olduysa öğrenmek için uzun süre beklemek istemiyordu Amaranth. Gözlerinin dolmasını engelleyemeyerek sarsmaya devam ederken doğru tahmin yaptığını anlamıştı. Gözleri iri iri açılırken kızların kendilerine bakmadıklarını ümit ediyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimeC.tesi 23 Ağus. 2008, 18:07

Solgun bedenine inen bir darbe daha.. Hafifçe kırpttığı nemli kirpiklerinden de anlaşıldığı gibi, ikinci bir krize tahammülü yoktu. Elizabéth için JD ve Ann ne kadar önemliyse, Ales için de öyleydi fakat ikizlerin manasız gidişine kıyasla Ales'in değişen tavırlarına da susacak değildi elbette. Ritminin arttığını hissettiği kalbi delicesine çarpmaya başlıyor olsa da sakince düşünmeye ve cevap vermeye çabalıyordu. Marv'ın yumuşak bakışlarını ve tedirgin olmuş çehresini üzerinde hissettiğinde, kızın ondan herhangi bir tepki beklediğini biliyor fakat konuşmamayı yeğliyordu nedense, anlık bile olsa. Birkaç saniye önce yaşadığı huzuru bozarmışçasına açığa çıkan bu habere karşı ne kadar direnebilirse o kadar lehineydi ama düşüncelerinden sıyrılmasına neden olan tanıdık bir ses eşliğinde uyandırılmış hissetti kendini... Amaranth'ın ikizi Nylénia idi bu sesin sahibi. İkizine önemli bir şey söylemesi gerektiğini açıklarken onları fark ederek mahcup bir ifadeyle özür dilemişti fakat şu an rahatsız edilmekten fazlasıyla memnun olan Ell'in çehresine yer etmiş mimikleri hafifte olsa kasılarak konuştu;

'Önemi yok Nylénia.' Dudaklarını muzurca bükerek Marv'e döndüğünde, söyleyecek çok şeyi olduğunu hatırlayarak değişen yüz hatları eşliğinde kıpırdanmıştı;

'Ales'in bunu yaptığına inanamıyorum. Onun için JD'in yokluğu bu kadar önemsizdi demek ha?' Aslında beklenilenden çok daha az tepki vermişti Ell, bunu fark edebiliyordu fakat her defasında yanında bulunan ve LS'in en sadık üyesi olan Marv'e köpürmesi pek de haklı bulunur bir durum değildi. Öfkesini Ales'e saklamaya karar vererek tekrar kızın omzuna yaslandığında, titreyen vücuduyla biraz daha sokulmuştu ona doğru. Bedeninde belki de 4 yıldır iştahlanmaya başlayan ve sürekli bastırmak istediği duyguları tekrar açığa çıkıyor, kendi kendiyle kavga etmesine sebep oluyordu. Bunu yapamazdı değil mi? Hem Hogwarts'ta böyle bir şeyin olması.. Profesör'lerin bile gözünden düşebilirdi, bilemiyordu fakat o böyleydi işte.. Ne kadar bastırmaya ve kabul etmemeye çalışsa da böyleydi ve kendine hakim olamıyordu. Bugüne kadar sevgilisi olmamasının sebebi de bu değil miydi? *Ah, Ell.. Normal bir insan olamadın bir türlü..* Kendi kendine mırıldandığı bu cümle sanki ona cesaret verirmiş gibi yanında omzuna yaslanmakta olduğu kızdan çekti bedenini. Elini narince onun çenesine dayarken, gözlerini de kızın kurumuş, pembemsi dudaklarına sabitlemişti. Sonunda, belki de yıllardır yapmaya çekindiği ve kendine bile kabul edemediği duygularını ikizlerin bile yanında açığa sererken, kendi dudaklarını onunkilere kenetlemiş olduğu Marv'in yeşilimsi göz bebeklerinde ki şaşkın ifadeye bakıyordu hala açık olan gözleri. İkizler ya da herhangi biri.. Kimsenin ne gördüğünü umursamadan Marv'ın dudaklarına biraz daha iştahla yapışırken, bedeni her zamankinden çok daha sıcaktı..


En son Elizabéth Adrianna Malfoy tarafından Çarş. 11 Şub. 2009, 01:03 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Marveille Croweix
Perfect Li(f)e Yazarı
Marveille Croweix


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Heyup7
Mesaj Sayısı : 2182
Yaş : 29
Kan statüsü : safkan yani nolcak ki başka.
Galleon : 12730
Ekspresso Puanı : 22
Kayıt tarihi : 11/11/07

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimeC.tesi 23 Ağus. 2008, 19:24

Korku dolu bakışları Ales ile Dayrntt adındaki çocuğun ilişkilerine karşı çıkmasını beklediği genç kızın üzerindeyken acaba söylemese miydim, diye ikileme düşmeden duramadı ama sonuçta nereye kadar saklayabilirdi ki? JD'nin bu kadar değersiz olduğu fikri bile ürpertmişti onu, onların yeri asla dolmayacaktı. Bunun aksine çok sevgili, pek bir düşünceli kız kardeşi sanki geçmişte o çocuk JD'nin sevgilisi değilmiş gibi çıkmaya başlamıştı onunla. Yavaş yavaş kontrolünü kaybetmeye başladığının bir göstergesi olan yumruklarını nemli çimlerde sabitledi. Ell'in pek de normal olmayan suskunluğu, verdiği son derece basit tepki, aniden ortaya çıkan, ikiziyle önemli bir şey konuşacağı açıkça belli olan Lénia ve onu korkuyla sarsan Amaranth iki şaşkınlık yaşatırken üçüncü belki de aralarından en büyüğüydü. Omzuna yaslamış olduğu bedenini kendisinden çeken Ell'in bakışlarındaki tuhaf ifade kaşlarını çatmasına sebebiyet vermişti. Çenesinde hissettiği narin parmaklar bir sonraki hamleyi tahmin etmesini sağlasa da hemen ardından genç kızın ılık nefesi, dudaklarında hissettiği sıcaklık göz bebeklerinin iri iri açılmasına, kendisi farkında bile olmadan mavinin en açık tonlarından birine bürünmesine neden olmuştu. İlk öpücüğünü aldığı gün olduğunun tamamen aksine bir duygu kaplamıştı tüm bedenini. Karşısında onu öpenin bir kız, üstelik bunun Ell, en yakınlarından biri olmasının da etkisi büyüktü elbette. Bir an umursamadan öpücüğüne karşılık vermeyi istemiş olsa da bir sonraki an kendisine küfretti. Ne yaptığını farkında olduğunu sanmıyordu, zira ona sanki bir ömür sürmüş gibi gelen saniyelerden sonra hızla itmişti genç kızı kendi bedeninden. Kalp atışları düzensiz bir şekilde hızla ritmini arttırırken ne düşünmesi gerektiğini bile bilmiyordu. Ell? Böyle bir şeyin olmasına imkan bile yoktu ona göre, bunu sadece basit bir rüya olarak adlandırmak istedi ama karşısındaki manzara bunu engellemişti.

'Tanrı aşkına Elizabéth, neyin var senin?'

Sadece kızdığı veya ne yaptığının farkında olmadığı düşünceli zamanlarında Elizabéth derdi ona. Gerçi şu anda onu bile farkında değildi. Hızla etrafa bakarken ikizlerin de orada olduğunu hatırladı, Ell duygularına daha sonra yenik düşemez miydi yani? Daha sonra bu söylediklerine kendisi gülse bile çok bilmiş Hufflepuff veya Gryffindorların ellerine koz vermek, bu durumun tüm okulda yayılmasını engellemek amacıyla etrafa bakındı, olayın şokunu yüzündeki ifadeden belli eden biri var mı diye. Şanslı gününde olmalıydı ki ikizler ve bir kitaba dalmış etrafından tamamen soyutlanmış bir kaç Ravenclaw dışında kimse yoktu. Gözünden kaçırmış olsa bile kimsenin bunu görmemiş olmasını diledi. Hogwarts'ta, Slytherin'de, LS'de böyle bir şeyin olması pek normal sayılmazdı elbette. Profesörler, öğrenciler... Onlar ne düşünürdü bilmiyordu ama kendisi şu anda bütün bunların yaşanmamış olmasını istiyordu. Esen sert rüzgar saçlarını dalgalandırırken perçemlerini yüzünün önünden çekti ve hala şaşkın olduğunun bir kanıtı olan buğulu bakışlarını genç kızda sabitledi..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hogwartsekspresi.editboard.com/lejantlar-biolar-f164/marv
Elizabéth Adrianna Malfoy
Perfect Li(f)e Yazarı
Elizabéth Adrianna Malfoy


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Heyup7
Mesaj Sayısı : 1443
Yaş : 36
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 12569
Ekspresso Puanı : 41
Kayıt tarihi : 15/02/08

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimePtsi 25 Ağus. 2008, 21:23

Dudakları Marv'ın sıcacık tenini tekrar hissettiğinde bedeninde tutkuyla kabarmaya başlayan ve kalp atışlarını hızlandıran o duygu ile boşaltmıştı sanki zihnini. Ne bekliyordu bilmiyordu; karşılık bulmayı mı yoksa öpücüğünün normal karşılanmasını mı ama bildiği tek şey vardı o da her ne olursa olsun, yaptığından pişman olmayacağıydı. Nasıl bir his içerisinde olduğunu anlamayabilirlerdi fakat Elizabéth 3. sınıftan beri hissediyordu bunları Marv'a karşı. Her defasında karşı koymuş, kendine hakim olmaya çalışmıştı fakat belki de artık gerçekten büyümüş olmanın verdiği olgunlukla daha iyi anlıyordu duygularını ve bunların asla değişmeyeceğini. Kollarını hala öpmekte olduğu kızın boynuna dolarken, anlık bir tepki hissi belirmişti zihninde. Ardından gelen, Marv'ın bedenini hızla itmesi ve hiddetle bağırışı ise doğrulamıştı hislerini.. Göz yuvalarında tekrar belirmeye başlayan saydam sıvıları zorla da olsa tutmayı becerebilmiş, ıslanmış dudaklarını kenarları yeşil işlemeli Slytherin cüppesine silerken, az önce yaptıklarından utanıyormuş gibi bir ruh hali almamıştı çehresi. Sonunda, yanaklarından süzülmeye başlayan sessiz göz yaşları eşliğinde parıldayan ve grimsi bir tona dönmüş bakışlarını Marv'da sabitleyerek haykırdı;

'Neyim mi var?!' Hiddetle çektiği nefesi biraz olsun kendine gelmesini sağladığında devam etmişti; 'Beni anlayabileceğini mi sanıyorsun Catty! Hiç sanmıyorum..' Başını olumsuzca sağa sola doğru sallıyor, şaşkınlıktan dona kalmış ve asıl manzarayı az önce kaçırmış Ravenclaw'lara içinde kabarmaya başlayan lanet yollama hissini bastırmaya çalışıyordu. Yerinden hızla kalkarak yumruğunu devasa ağacın gövdesine doğru sertçe indirirken, dökülen parçaları ve kanamaya başlayan elini umursamadan ikizlere döndü, Marv'a bakmamaya özen göstererek;

'Üzgünüm..' diye mırıldandı.

Arkasına bile bakmadan şatoya doğru koşarken, belki de delicesine ağladını çok çok iyi biliyorlardı fakat artık hiçbir şeyi zihninde yer edecek dahi gücü kalmadığını hissediyordu Elizabéth. Hıçkırıkları her geçen saniye eşliğinde biraz daha yükselirken Marv'a karşı içinde büyüyen öfkeyi bastırmamaya özen göstermişti. Ne olursa olsun, en fazla yarım saat içinde bu öfkenin yerini tekrar eski duygularına bırakacağını adı gibi biliyor olsa da şimdilik, özellikle de böyle bir haldeyken kendini hiddetinin gücüne bırakmayı yeğledi. Ne sanıyordu ki? Gerçekten Marv'ın ona karşılık vereceğini mi? Acaba Hogwarts'ta kaç tane kendi gibi kız bulurdu ki? *Belki de hiç..* dedi kendi kendine, yatakhaneye inen merdivenlere doğru yönelirken. Ne demeye ağlıyordu işte, sadece bilmesi için yapmıştı bunu, karşılık beklediği yoktu.. Az önce ki görüntü zihninde yeniden canlanırken çehresinde beliren tebessümü, Marv'ın kendini tüm gücüyle ondan uzaklaştırdığı kısıma gelince sönüvermişti. Başını düşüncelerinden arınmak istermişçesine sallarken, daha fazla bu olay içinde kaybolmak istemiyordu.. Daha fazla yıpranmayı hiç istemiyordu..


En son Elizabéth Adrianna Malfoy tarafından Paz 06 Haz. 2010, 00:56 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
Feodora Providentia
Omnia Mutanter Kitapçısı
Feodora Providentia


Kadın
Ruh hali : Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] 42446019ix9
Mesaj Sayısı : 121
Yaş : 31
Kan statüsü : Safkan
Galleon : 11940
Ekspresso Puanı : 5
Kayıt tarihi : 13/08/08

Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Empty
MesajKonu: Geri: Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]   Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için] Icon_minitimeSalı 26 Ağus. 2008, 13:41

Lethe, gözlerini bir an bile İnes'ten ayırmıyordu. Sanki, kaçırdığı anda, herşey çökecek ve Lethe de altında kalacaktı. Ve kimse de onu kurtarmayacaktı. Özellikle de İnes. Ona söylediği zaman, duru mavi gözlerinde yanmaya başlayacak olan ateş, gözbebeklerinin iyice irileşerek, güzel yüzüne getireceği korkunç hal.. Lethe, bir an ona hiçbir şey söylememeyi düşündü. İçinde buna yönelik delicesine duyduğu isteği bastırmaya çalışırken, İnes'in yanına geldiğini zorlukla fark etti. İnes, onu canını acıtacak bir şekilde, kollarını sıktığında, tutmasının mümkün olmadığı bir damla yaş, kırmızılaşmış yanağından aşağıya süzülmüş ve çenesinden kayarak, çimene düşmüştü. Lethe, İnes'in sarsmalarına bir an tepkisiz kalarak o damlaya baktı. Kısacık bir anda yok olmuştu işte. Tıpkı babasına karşı duyduğu güvenin yok olması gibi. Küçük bir toz bulutu gibi, ufak bir rüzgarla kaybolmuştu. İnes ile sırrı öğrendikten sonra, Lethe sessiz kalmayı tercih etmişti. Ne yapabilirdi ki? Ayaklarını vura vura ağlamalı mıydı yoksa evden mi kaçmalıydı? Bunun ne faydası olacaktı ki? İnsanlar seçimlerini yapmıştı. Kendilerine sorulmadan, haberleri olmadan. Belki de bu yüzden, ağzını açmamış, göz yummuştu herşeye. Annesine göre en doğru hareketi yapmıştı. Tepki vermek hiçbir şeyi çözmüyordu. Fakat İnes, öğrendiği zaman evden kaçmaya çalışmıştı. Lethe o an onun ses çıkarmadan bir şey yapmayı beceremediği için şükretmişti. Yaptığı ufak gürültü sayesinde, ayaklanmış ve kapının önündeki kızkardeşini durdurmayı başarmıştı. Onu ikna etmek için verdiği çabayı, şu ana kadar kimseye göstermemişti. Gri gözleri, ayılmış gibi açılıp kapandığında, kollarında hissettiği acı sayesinde, İnes'e baktı. Kırmızımsı dudakları, ince bir yarık haline gelmişti bile. Mavi gözleri ise dolan yaşlar yüzünden acayip bir parlaklık kazanmıştı. Lethe'nin gözleri de ışıldayan, saydam sıvıyla dolarken, güçlükle konuşabildi;

- Kollarımı bırak, İnes. Canım acıyor!

Kollarındaki acı, içindeki acının yanında hiçbir şey değildi. Kendini ondan sıyırmayı başardığında, İnes'ten uzaklaşmak için geriye doğru bir hamle attı. İnes'in sabrının son kırıntılarını harcadığı belliydi. Büyük ihtimalle, onun olaya heyecan katmak için konuşmadığını düşünüyordu. Lethe, onu kızdırmak için bunu sıklıkla yapardı ama şimödi durum kesinlikle bundan çok farklı bir yoldaydı. İstikrarla hızlanmaya başlayan kalbinin gümbürtüleri, kulaklarını uğuldatıyordu. Sadece o mu duyabiliyordu? Koyu renk saçlarının arasından akan soğuk teri hissedebiliyordu. Korkuyor muydu? Hayır. İnes ona bir şey yapmazdı. Fakat ya kendisine bir şey yaparsa! Lethe bu ihtimali zihninden atabilmek için kendiyle sıkı bir mücadeleye girişirken, aniden kurmuş olan dudaklarını ıslatmaya çalışıyordu. Olduğu yerde haifçe dikleşirken,sadece İnes'in kısık bir sesle konuşmaya başladı;

- O... Evleniyor, İnes.

Lethe'nin kurumuş dudaklarından sözcükleri döküldüğünde, içinde sonsuz bir rahatlama hissetmişti. Üç gün bile saklamak ona büyük bir acı vermişti. İnes ondan hiçbir şeyini saklamazken, o üstünü örtmüştü resmen. Fakat bir yandan haklı olduğunu biliyordu. Verebileceği tepkilerin şiddeti onu korkutmuştu. Annesinin de bu haberi Lethe'ye vermesindeki asıl neden buydu; Lethe ne yapar eder, İnes'i sakinleştirirdi. Fakat annesinin anlamdığı şey; Lethe'nin de hiç sakin olmadığıydı. Bastırdığını zannettiği öfke tekrar dolaşmaya başlarken, bu sefer onun gözlerinde şimşekler çakmaya başlamıştı. Lethe'nin gözleri bir an için, İnes'tan farklı bir noktaya takıldığında, gördüğü manzara; alt ve üst çenesinin çok farklı kutuplara gitmesine neden olmuştu. *Aman Tanrım. Gerçekten öpüyor mu?* Elizabéth, Marveille'yi... Öpüyordu. Ve bunun tek anlamı vardı; skandal. LS'de böyle şeylerin olması beklenemezdi. Lethe hızlıca etrafına bakındığında, onlardan başka birinin olmadığını görerek, belli belirsiz bir rahatlama hissetti. Gri gözlerindeki öfke yerini, büyük bir şaşkınlığa bırakırken, aşırı derecede büyüyen gözbebekleri onu bayağı tuhaf gösteriyordu. İnce parmakları farkında olmadan çimenlere dolanmıştı şimdi. Skandal kelimesi, aslında Lethe için bir anlam ifade etmiyordu. Hiçkimseye söylemeyecek olsa da, Floransa'da bir gün aynı bu şekilde öpüşen iki kadın görmüştü. O kadar kötü bir manzara sayılmazdı. Aslında... Estetik de sayılabilirdi. İtalyanlar bu tür olaylara pek karışmazdı. Lethe şaşkınlığını üzerinden atmış, öylece bakınıyorken, Elizabéth'in hızlıca oradan ayrıldığını görünce, üzülmeden edemedi. Gözleri Ell'in, gittiği yola dalarken, İnes'in önünde duran bedeni aklına geldiğinde, hızlıca onun tarafına döndü. Haberi vermişti ve şimdi olacaklar için, İnes'e destek vermek zorundaydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yıpranmışlıkla Biten Bir Hayal [LS için]
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: