Hırsız!

Dennise o sabah erkenden bankaya geldi. Odasına gider gitmez kapısını kapattı.Asasının bir hareketiyle pencerenin perdeleri aşağı indi. Etrafına şöyle bir bakındıktan sonra masasının yanındaki küçük dolaba gitti. Alt dolabı açıp içinden bir paket çıkardı.Siyah büyük paketin üstünde: "Miss M. Dennise Black'e" yazıyordu.Hiç tereddüt etmeden açtı.ve içinden ten rengi,çok ama çok hafif bir süeter çıkardı.Kol ve boğaz kenarları ejderha yeşili renkteydi.Dennise bunu uzun zaman önce sipariş etmişti.Hemen üstünü çıkartıp giyinmeye koyuldu. Dennise bunu birkaç ay önce Norveçten istemişti.Bu süeter ejderha derisi kadar kalındı ve çok hafifti.Aynı zamanda büyülü ateşlere karşı koruyu özelliği vardı. Bugün lazım olacağını düşünerek giymeye karar vermişti. Süeteri giydikten sonra aynasında şöyle bir baktı. Sonrada vakit kaybetmeden süeterin üstüne yeniden cüppesini giydi.Dolabın kapağını kapatıp,paketi çöp kutusuna attı.Kapıyı açıp çıktı.

İnce uzun koridorun geniş merdivenlerinden aşağı indi.Bugün bankada herzamankinden farklı bir koşuşturma vardı.Bugün 10 yılda bir yapılan genel kontroller vardı.Kasaların mühürleri çözülür,hepsine teker teker bakılır,hesaplarla karşılaştırılır, ve yeni mühürlerle mühürlenirdi.Ayrıca lanete maruz kalan kasaların laneti kırılır ve bazı özel kasalara istek üzerine Gringotts laneti yapılırdı...Dennise büyük salonu hızla geçip kapılardan birinden çıktı.Hemen bir cin koşup ona yeşil,çok ince bir çift eldiven getirdi ve onları ellerine taktı.Dennise hiçbir şey söylemeden ellerini uzatırken yanındaki başka bir cin'e: "Marcus nerde?"

"Mr.Black,özel ailelerin kasasının bulunduğu katlarda efendim.Oraları kendisinin kontrol edeceğini söyledi."

"Bana hangi katları verdi?" Cin bir parşomen uzattı. "Krokisi burda efendim."

Dennise parşomene göz attı. Fazla derine inmesi gerekmiyordu.ilk 25 katı gezecekti. Bu Dennise'in ilk kontrolüydü. Belli etmiyordu ama biraz gergindi.A ma en azından kuzeninin bankada olduğunu biliyordu ve yardıma ihtiyacı olurda hemen geleceğini de biliyordu... Arabalardan birisine binip raylı yolda hızla bankanın derinliklerine gitmeye başladılar.Dennise arka bölmeye oturmuş, iki cin ise ön bölmedeydi.İkisininde kafasında Dennise'in eldivenin kumaşından birer şapka vardıı.Kasaların başladığı ilk kata nihayet ulaşmışlardı. Orda başka cinlerle daha karşılaştılar.Oldukça kalabalık olmuşlardı. Herkesin elinde birer meşale vardı.Dennise sesini yükselterek konuşmaya başladı:

"Bir grup doğu kanadından başlayacak ve ordaki rayları kullanarak aşağı inecek.Diğer grup ise benimle birlikte batı kanadından ilerleyecek.Unutmayın sadece ilk 25 kattan sorumlusunuz.Herhangi bir sorun olursa ilk 25 katın içinde bana ulaşabilirsiniz.Şimdi vakit kaybetmeden herkes işine başlasın." Cincüceler kendi aralarında ayrılıp bir kısmı doğuya bir kısmı Dennisele beraber batı kasalarına dağıldılar.Kasalar tek tek açılıp içleri kontrol ediliyor,hesaplar gözden geçiriliyor,yenilikler ve eksiklikler not alınıyordu.Kasalar dünyevi kiri uzak tuttuğu için içerisinin tozlu olması sadece özel büyülü kasalarda mümkündü.Bu kasalar içinde içeriye girecek olanlar koruyucu önlemler almıştı.Dennise'in eldivenleri ve cinlerin şapkaları gibi....10. kata geldilerinde birkaç lanetli kasaya rastladılar ve Dennise artık bu işi öğrendiği için laneti kırmakta pek zorluk çekmedi..Tam 572 numaralı kasayı açmak üzerelerdi ki ilerideki koridorda bir koşuşturma bir patırtı oldu ve hemen ardından meşalelerle iki cin koşarak geldi.

"Miss Black, 496 numaraları kasada bir sorun var.Misori sizi çağırıyor!"

Dennise derin bir nefes aldı ve bıraktı. Şu bankada bir gün olaysız geçmeyecek miydi? "Tamam geliyorum." Diğerlerine dönerek: "Siz devam edin ben sorun neyse halledip geleceğim." Sağa doğru dönen karanlık koridorda önünde iki cinle kayboldu. İlerdeki arabaya binerek birkaç kat aşağı indiler. Katın içine doğru devam eden koridor çoktan aydınlatılmıştı. Önünde bir cincüce kalabalığı birikmişti. Dennise sorun olan yere yaklaştı.

"Ne oldu?" Misori denilen yaşlı cin kafasına yeşil şapkasını takarak Dennise'e yaklaştı: "Miss Black, kapıda değişik bir sorun var. Açılmıyor. Lanetli kapılardan birisi de değil. Tam anlayamadık." Dennise onu dinledikten sonra siyah işlemeli büyük kapıya yaklaştı.arada iki insan mesafesi kalınca durdu.

"Vurocello!" Mavi ışık kapıya çarpıp dağıldı. Hiç bir şey olmadı. "Bu kapıda lanet yok. Lanetli kapılardan değil. Kimin kasası ve koruma büyüleri neler?"
Hemen yanında kocaman bir defteri taşıyan cine baktı.Cin hemen defterden bilgileri okudu. "Kasa Trusten Meini adına kayıtlı. İçinde toplam 876 gallon 257 sickle ve 25 knut var. Ayrıca cincüce yapımı zümrüt bir bileklik, yakut taşlarla süslü bir taç ve unicorn kanından gümüş bir yüzük var. En son 2 yaz önce açılmış. Koruyucu büyüleri sadece enicmos büyüsü. Kodları 20*482&25*3."

Dennise kaşlarını çatarak kapıya daha da yaklaştı. Kapının kararmış anahtar deliğine baktı. Birden gözleri kısıldı. Gözlerini ordan ayırmadan konuştu: "Solüsyonu verin. Ve hemen Marcus'a haber gönderin, hemen!" Cinler aralarında korkuyla bakıştılar. Bir süre bir mırıltı oldu. Dennise arkasını dönerek onlara kızgın gözlerle baktı: "Hemen gidin dedim size, ne duruyorsunuz! Ver şu solüsyonu." Cin'in elinden kapıp kapağını açtı ve içindeki eflatun sıvıyı kapının koluna döktü. Biraz bekledikten sonra kapı solüsyonu emdi ve ortaya bir insana ait parmak izleri çıktı.Dennise hemen asassını çıkardı. Cincüceler durumun farkına varınca ellerindeki malzemeleri bırakıp Dennise'in arkasında savunma modunu aldılar. Dennise:
"Enicmos büyüsünü kaldırın."

Yanındaki cin parmaklarını oynatıp kapıya yeşil bir toz yolladı.ve içerde keskin bir tıslama sesi duyuldu.Bu büyünün kalktığı anlamına geliyordu.Dennise derin bir nefes aldı ve kapıya nişan aldı. "Dorctus bombarda!" Asadan çıkan siyah ışık kapıyı hava uçurdu.Dennise hızlı davranıp içerdekinin toz bulutundan yaralanmasına izin vermedi.

"İncremissio!" diye bağırdı. Toz bulutu anında yok oldu.Kasa küçük ve basık tavanlıydı.Küçük bir gallon yığının arkasına sığınmış bir adam yerde oturuyordu. Saçı sakalı birbirine karışmış cüppesi toz içinde yerde oturuyordu .Belliki Dennise'in büyüsünden sonra oraya düşmüştü. Yanında olan asası da muhtemelen kasanın diğer ucuna gitmişti. "Mon dieu!* Dennise soğuk gözlerle asasını yeniden kaldırdı. "Incarno!"

Bembeyaz cisim gibi ipler adamı sardı ve diğer bir asa hareketiyle ayağa kalktı. Bir kaç cin hemen yanına gidip üzerini aradılar.ve bulduklarını Dennise'e getirdiler. Bir kimlik, bir asa bir miktar gallon ve bir yüzük bulmuşlardı.Dennise kimliği aldı.Yüksek sesle: "Hamfri Meinford,heralde siz olmalısınız."

Adamın sesi çıkmayınca Dennise: "Onu yukarı götürün.Biz onun dilini çözeriz." Cinlerden bir kısmı adamı götürürken Dennise diğerlerine : "Bakanlığa bir baykuş gönderin ve bir hırsız bulduğumuzu haber verin. Hemen." İki cin daha Dennise'e selam verip çıktı.Dennise de kasadan dışarı çıkıp diğerlerine devam etmelerini söyledi.ve yavaşça koridorda ilerlemeye başladı.Yeşil eldivenlerini çıkartıp adamın kimliğini,asasını ve yüzüğü cebine koydu.Katta bekleyen cinlerden biriyle yukarı döndü.

*Aman Tanrım!