Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Yalnızlığın Hırçınlıkları

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Emily L. Black

Emily L. Black


Kadın
Ruh hali : Yalnızlığın Hırçınlıkları Hmbl7
Mesaj Sayısı : 90
Yaş : 69
Kan statüsü : Melez(Half-Blood)
Galleon : 11998
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 21/06/08

Yalnızlığın Hırçınlıkları Empty
MesajKonu: Yalnızlığın Hırçınlıkları   Yalnızlığın Hırçınlıkları Icon_minitimePaz 20 Tem. 2008, 18:46

Hogwarts Koridorlarında kibar adımlarını atarken beyninden geçen her türlü düşünceye hakim olamıyor gibiydi. Düşündüğü ilk ölüm yiyenlerdi. Bir ölüm yiyen olmayı kendisi seçmişti. Neden ve niçin seçmişti bir türlü kafası almıyordu bunu. Ancak baskınlar ve diğer kötü şeyler kolunu acıtmaya başlamıştı artık. Kolunda işaret günden güne daha çok beirginleşip yanmaya başlıyordu. Anlaşılan o ki Voldemort günden güne güçlenmeye başlamıştı. Ancak bu garipsenecek düşünceleri beyninden sıyırarak gerçek dünyaya dönmeye çalıştı. Her zamanki rahat yürüyüşünü sergileyemiyordu bugün. Biraz daha kasıntı bir hali vardı ve bu halini gören portreler ona garip bakışlarını atıyor, sonra da fısıldaşmalarına devam ediyordu. Hırkasının üstüne amansızca sallanıp duran takılarının sesine aldırış etmeden altıncı kat koridorlarında ilerlemeye başladı. Neredeyse tamamen boş olan koridoru rüzgarın hışırtısı ve portrelerin fısıltısı dolduruyordu.

Her zaman giydiği şeyleri giymişti yine. Her zaman aynı kombinasyonu giymekten bıkmamıştı neyseki. Bıkmaya da hiç niyeti yoktu zaten. Onunla diyaloğa geçen öğrenciler Emily'nin üstüne bakmaya yeltenmiyordu bile. Çünkü artık öğrenciler Emily'nin garipsenecek derecede çirkin elbiselerine, takılarına, ve gözlüğüne alışmıştı. Hatta ezberlemişlerdi. Burun hizasına doğru kamış iri gözlüklerini göz hizasına getirirken düşünceleri neredeyse onun yürümesine engel olmuştu. Daha güzel bir gözlük takmayı dilerdi ancak gözleri o kadar bozuktu ki gözlükle bile doğru düzgün göremiyordu zaten. Bu nedenle öğrencileri karıştırması büyük bir olasılık olmuştu. Özellikle birbirine benzeyen veya isimleri aynı olanları. Yeterince bol olan kazağını sanki biraz daha bollaştırmak istermiş gibi önüne doğru çekti. Her zamanki pantalonu gidiği elbiselerin içinde en güzeliydi zaten. Hafif bir topuğu olan ayakkabıları, her senkronize adımında biraz daha gür ses çıkarıyordu. Tipik bir Kehanet profesörü olarak tanımllayabilirdi aslında kendisi. İnsanlarına falına baka baka, en gizemli sırlarını ortaya koya koya ve geleceğini ve geçmişini öğrenince böyle bir hal almıştı. Hogwarts'da Kehanet derslerini vermeye başlayınca kendini kabuğundan çıkmış bir kelebek gibi hissediyordu. İç dünyasından çıkıp dopdolu dış dünyaya minik bir adım atıvermişti. Hepsi Miss. Derwent'ın sayesindeydi zaten. O olmasa şu an evinde oturuyor ve ev cini J'lorma ile sohbet ediyor olacaktı. Ancak şu an, 1 Eylül'den itibaren her zaman yaptıklarını değil, hiçbir zaman yapmadıklarını yapmaya başlamıştı.

Onu mutlu eden tek şey dersi alan öğrencilerinin derse olan ilgileriydi. Öğrenciler her ne kadar derste ıkınıp sıkınsalarda Emily'nin verdiği ilk ödevde yeterince başarılı olabilmeyi başarmışlardı. Derslerde ders kitabından gitmeyi pek hoşlanmıyordu aslında. Ders kitabı çünkü çok basitti. Bakanlığın talimatlarına göre hazırlanmış ders kitaplarının basitliği Emily'nin gözüne hemen çarpmıştı. Çünkü kütüphanede gördüğü küçük bir kız arkadaşının falına bir görücü gibi bakabilmişti. Bunun nedeniyse ders kitabını okumalarının sebebiydi. Kız neredeyse hiçbir yanlış yapmamıştı. Öğrencilerine çok yüklenmek istemezdi aslında. Zaten diğer derslerden yeterince yorulmuşlardı öğrenciler. Birde zaten yeterince zor olan bu derste onları fazla sıkmak istemiyordu. Yapmak istediği şey onlara boğmadan kehaneti onlara kavratmaktı. Ancak tam da burada bir çelişkiye düşüyordu, kafasında oluşan çelişkiye. Öğrencilere kehaneti kavratmak için onların üstlerine gidilmesi gerekiyordu aslında. Çünkü eğer sıkı bir eğitimden geçirilmezlerse o zaman kehaneti kavrayamazlardı. Koridorlara derslerin sıkıntısından sıyrılıp dinlenmeye gelmişti. Ancak yine bunları düşünüyordu.

Boş koridorlarda tek başına ilerlemek hiçte iç açıcı değildi. Yalnızlık onu her zamanki gibi sırtından bıçaklamıştı. Oysaki derslerde ne kadar eğleniyordu. Öğrencileri derse girmek zorunda oldukları için her zaman ordaydılar ve Emily'i yalnız bırakmıyorlardı. Emily yalnız bırakan yalnızlık gibi. Hogwarts içerisinde sürekli tek başına dolaşmaktan bıkmıştı artık. Ne zaman boş dersi olsa ya kasvetli ofisine çekilir ya da kehanet dersliğinden ayrılmazdı. Bugün ilk defa sosyalleşmeye karar vermişti. Ömrünün sonuna kadar kazanlarının başında çürüyen uzun burunlu çirkin yüzlü cadılar gibi odasının bir köşesinde sihirli küresinin başında çürümeyecekti. Herhangi bir öğrenci ya da profesör ile tanışacaktı. Bugüne kadar tanışabildiği tek kişi Derwent ve büyük şölende aralarında tatlı ve sahte samimi bir konuşma geçen Mathilda Mythill olmuştu. Birde trende tanıştığı biricik öğrencisi Stefan...

Bu kadar az kişiyle tanışmanın verdiği huzursuzlukla gözlerine ilişen minik cisme biraz daha yoğunlaşmaya karar vermişti. Cisimleri doğru düzgün ayırt edemeyen gözleri, gözleri için yeterince karmaşık bu cismi ayırt ederken zorlanıyıyordu. Ortamın gerginliği bu cisim hakkında insanın kafasında kötü düşünceler oluşturuyordu. Masum bir öğrencinin düşürdüğü tehlike dolu bir şey olabilirdi. Belki de tehlikeli bir öğrencinin onu tehlikeli yapmaya çalıştığı masum bir cisim de olabilirdi. Kafasındaki en mantıklı olasılığı bulmaya çalışırken tam yanından geçen Gryffindor öğrencisinin arkasından seslendi. "Bir dakika bakar mısın kızım?" Kız arkasını döndüğünde, kızın bu kadar güzel olacağını tahmin etmemişti. Bebek gibi pürüzsüz bir yüzü vardı. Kızıl saçları yüzünü biraz olsun kapatsa bile yine de kendi tarzını yaratması oldukça hoş olmuştu. İri gözlerini biraz daha açan kızın dikkati birden Emily'nin elindeki garipsi cisme yoğunlaşmıştı. "Sizce nedir bu, ayırt etmekte zorlanıyorum." dedi ince bir tını ile ve elindeki cisme yoğunlaştı.

Out: Gelmeyiniz...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsekspresi.com/index.htm
Hayley Mireille Vance
Muggle
Hayley Mireille Vance


Kadın
Ruh hali : Yalnızlığın Hırçınlıkları Dansrr6
Mesaj Sayısı : 219
Yaş : 29
Kan statüsü : Melez
Galleon : 12285
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 26/01/08

Yalnızlığın Hırçınlıkları Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Hırçınlıkları   Yalnızlığın Hırçınlıkları Icon_minitimePtsi 21 Tem. 2008, 18:52

Hayley Büyük Salonda ki öğle yemeğinde gerçekten çok yemişti.Hemde eğlenceli geçmişti Charlie'nin şakaları aralarında ki Quidditch yorumları ve taktikleri falan zaman su gibi akıp geçmişti Hay ders prabramına baktığında bugün başka dersi olmadığını görüp rahatladı çünkü Karanlık Sanatlar ödevini yapacaktı.Ödev için bir türlü zaman bulamıyordu. Bütün dersler üst üteydi ve hepsinden de ödevle çıkıyordu.Üstüne Quidditch antremanlarıda eklenince hiç zaman ayıramıyordu kendine ama bu gün güzel bir uyku çekecekti.Kimse onu kaldıramazdı yataktan.Diğer arkadşları seçmeli derslere giderken Hay tam ters yönde merdivenlerden yukarıya ortak salona doğru ilerlemeye başladı.İlk merdivenler bitince aklına çantasının içinde ki bir not gelmişti büyük bir pencerenin boşluğuna oturdu ve dışarıya baktı göl kenarı muhteşem göreniyordu.Sonra çantasının içinde o notu aramaya başladı. "Nereye koydum ben şu lanet notu?" diye söyleniyordu.Çantasının en diplerinde duran bir parşömen tomarını aldı ve üstünde yazan yazıları okudu "Hayır bunlarda değil." dedi kendi kendine. Sinirlenmeye başlamıştı saçma bir not içimn.Artık notu yatakhanede unuttuğu düşünmeye başlamıştı karıştırdığı gözü kapattı ve ön gözünü açtı çantanın içinde sadece bir defter vardı Hay defteri açtı.Hay bu defteri SBD döneminde Sihir Tarihi için ayırmıştı.Ama SBD geçtiği için fazla kurcalamıyordu artık.Deftere bakarken aradığı not geldi aklına.Defteri yere doğru tutu ve salladı bir kaç saniye sonra içindne bir fotoraf düşmüştü Hay çatasını koydu boşluğa ve resmin yanına gitti eline aldığında hiç bakmamak istediğini anladı.Fotorafta bir çift ona gülümsüyordu Hay ne zaman bu fotorafı buraya koyduğunu hatırlamaya çalıştı.Çİfte dikatle baktı çok mutlu görünüyorlardı.Ama şimdi geriye sadece biri kalmıştı Hay fotorafı aldı ve tekrar defterin arasına koydu.Defterinide ön göze atıp tekrar yürümeye başladı.

Aradığı not aklından uçup gitmişti.Yeni şeyler vardı aklında.Ablası.Nerdeydi şimdi?Ne yapıyordu?Kiminleydi?Ona soracak o kadar sorusu vardı ki.Ayrıca onu çok özlemişti hiç bir zaman ondna bu kadar süre ayrı kalmamıştı.Ona bir mektup yazmak istesede gönderecek adres yoktu onu ne kadar çok özlesede aynı zamanda da çokta kızıyordu.Bunu Hay'a neden yapıyordu ki?Merdivenlerden çıkmaya başlamıştı yine.Yatakhaneye cisimlenmek için neler vermezdi şimdi.Aklını kemiren neden bu kadar çok şey vardı ki?Tekrar cam kenarında yürümeye başladı.Dışarısı çok güzel görünüyordu.Hay Ouiddicht maçlarını düşündü az bir zaman kalmıştı turnuvalara ve Gryffindor takımı çok iyi hazırlanıyordu zaten Charlie her boş zamana bir antreman sığdırıyordu.Hay gülümsedi kendi kendine. Arkadaşşarını ve onlarla birlikte geçirdiği vakitleri düşünmek onu eğlendiriyordu yanlız olmadığını gösteriyordu eğer onlar olmasaydı bu kadar güçlü olamazdı.


Arkadaşarı ile çektirdiği ve en güzel anılarından biri olan resmi düşündü.Resmi her dönem evine götürü her okul dönemi ise tekrar Hogwarts'a getiridi yatağının ucunda duran komidinde öylece sergilerdi bu resmi.İçinde sıcak öğrenciler onu daha da güçlendirir hayata bağlardı.Derslerden arta klalan saatlerde ortak salonad geçirdikleri eğlenceli vakitler her zaman okulda geçirdiği en güzel vakitlerdi.7 yıl boyunca neler yaşamıştı ki hepside eğlenceliydi ama bu sene bitiyordu Hay yedi senenin sonund amezun olacaktı gerçekten üzülüyordu Hogwarts'tan ayrılacağına ama elinden gelen bir şey yoktu.5. senesin sınıf başkanı olmuştu bu onu en mutlu eden şeydi ve görevini mezun oluncaya kadar devam ettiriyordu. Cüppesinin yakasından duran ve büyük harflerle SB yazılmış olan rozete baktı.İlk taktığından çok heyecanlıydı.Yine sırıttı kendi kendine.Uuzun bir süredir yürüdüğünü biliyordu çok yavaştı çünkü adımlarını biraz daha hızlandırdı.Koridorda onun gibi bir kaç öğrenci vardı heside Hay'la aynı yaştaydı hepsini tanıyordu çünkü Hay.Sonunda bir kaç koridor ötesinde duran ortak salona gitmesine çok az kalmıştı.Sırtında çantası ve önüne düşne saçlarını toparlaman yoluna devam etti tam o anda arkasından bir ses duydu.

"Bir dakika bakar mısın kızım?" Hay arkasını döndü.Yüzüne gelen saçları çekti çünkü göremiyordu kimin seslendiğini.Seslenen profesör Black'ti Hay şaşkınlık karışımı bir ses tonuyla konultu.Hay profesöre her zmana zaman hayret kalmıştı kıvırcık kabarık saçları,saçına bağladığı o bez tarvı şey ve büyük gözlükleri .Ona bakınca biraz garip hissediyordu kendini.Tarvı değişikti biraz garip biri olduğu düşünüyoırdu Hay sonra içindne bir ses alayla konuştu "Sen sanki çok normalsin!!" Hay sırıttı ama bozuntuya vermek istemedi "Buyrun profesör." dedi gülümseyerek.Sonra kadının elinde ki cisme odaklanmıştı küçük bir cisimdi ama Hay ane olduğu hemen anladı bu bir Hatırlatmacaydı daha önce Diagon yolunda görmüştü bunlardan ama almamıştı unutkan olmadığı için "Sizce nedir bu, ayırt etmekte zorlanıyorum." Hay hazır bir cevap vermek ismediği için profeösürn eliinde ki Hatırlatmacaya biraz daha baktı ve cevap verdi "Bu bir Hatırlatmaca profesör kesin küçük bir 1. sınıf düşürmüştür." dedi gülümseyerek kadına...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com/lejantlar-karakter-kartlary-f164
 
Yalnızlığın Hırçınlıkları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG İçi Sayfalar-
Buraya geçin: