İsim: Mirschã Lychee Zcfieldern
Cinsiyet: Bayan
Sihirsel Soy: Safkan
Asa: 13 inç, dikenli defne, Veela saçı
Fiziksel Betimleme:
Tipik bir Alman görünümüne sahiptir. Omuzlarına uzanan, sarı saçları ve gökyüzünden kopup gelmiş gibi gözükünen masmavi gözleri vardır.Berrak bir yüzü vardır. Bu yüzden hatları oldukça güzel görünümlüdür. Buğday rengi bir tene sahiptir. Annesinden ona miras kaldığı düşünülen bir gamzesi bulunur. Elmacık kemikleri oldukça düzgün, dudakları incedir. Akabininde, çene yapısı ve yüz şekli Almanlar'a benzer.
Kişiliği
Oldukça tuhaf biridir. Çevresince, iki karakteri vardır. Bazen nihilist, burnu havada ve kaprisli biri olabildiği bir gerçektir. Bu yapıları kimilerince olağan dışı görünsede, bilinmeyen bir genetiksel özelliktir. Çalışkan ve zeki olmasının yanında, mantıklı davranışlara sahiptir.. Hiçbir peşin düşüncesi yoktur. Hiçbir şeye de kuvvetle inanmaz. Bu yüzden birşeyin karşısında gerilemez , hiçbir yöne doğru da gitmezdi. Birçok olayı kesin olarak görür, pekçok şeyide eğlenceli hale getirebilir. Yalnız, hiçbir şey onu tam olarak tatmin etmez. Zaten tam olarak bir tatmin istediği de pek belli değil.Zekası keskindir ama bir o kadar da ilgisiz. Kuşkuları hiçbir zaman unutulacak kadar önemsemez, hiçbir zaman da hüzünlü halini alacak kadar büyümez. Narsist bir tavrı vardır birazda. Cesur ve zeki ama bir o kadar azimlidir. İstemediği bir işi yapmaya kalkarsa, işi savsaklar, baştan sağma yapar. mümkün mertebe mükemmelliyetçi olması bu konuda, işlemez.
Değer verdikleri oldukça kıymetlidir. Sevdiklerini uğruna canını bile göz önüne alabilir. Bu yüzden fedakar bir tavırı vardır. Çekingen görünsede atılımcı ve düzeylidir. Kimi zaman karamsar ve soğuk davranabildiği bir gerçektir. Söz düellolarından asla kaçmaz. Kan statüsü saçmalığıyla uğraşan kişilere lanet okumayı, kendine amaç edinmiştir. Tek çocuk olması şımarık olmasına neden olmuştur.Cesurluğu en temel özelliğidir. Tüm duygularının yoğunluğunun kat be kat üstündedir bu duygu.
Ailesi ve Yaşamı
Hayatında hatırlatığı ilk olay ateşler ve dumanlardır. Ailesine göre bu sadece bir hanisülasyondur. Annesi Alman, babası İngiliz'dir. Uyruk olarak yarı alman'dır bu yüzden. Çoçukluğu oldukça iyi geçmiştir. Her ne kadar zihninde zaman zaman bazı *kötü* anımsamalar olsa da, ailesini oldukça sevmektedir. Tek çoçuk olduğu için, büyük bir sevgiyle büyütülmüştür. Ve ailesi ona daimi olarak belli başlı güzel duyguları aşılamıştır. Bu nedenle çoçukluğu oldukça olağan geçmiştir. Ama zamanla, cesur bir tavır almıştır. Ailesi Almanya'da yaşamaktadır.
Gerçek şudur ki Mirschã evlatlıktır. Asıl ailesi, Fransa'da çıkmış olan bir yangında hayatını kaybetmiştir. En azından o öyle bilmektedir. Bu yüzden zihnindeki ilk anımsamalar duman kümesi ve alevlerdir.
Basit Rp Örneği:
Hogwarts ne munzatam bir yerdi.. İnsanı büyüleyen bir havası vardı sanki. Moral depolamak için bire bir olan yer ise bahçeydi. Tabiatla iç içe olmak, insana daimî bir huzur veriyordu. Belki de yaşlı meşenin altında oturmak kadar, zihini boşaltabilen başka bir aktivite yoktu buralarda..
Zamanın akıp gitmesi, anların kanatlanıp uçması Mirschã'nın olağan yaşamını tedirgin etmiyordu belki, ama geleceği karanlıktı. Gerçeklerle yakında yüzleşmek zorunda kalacaktı. Belki de büyük ölçüde hasar görecekti.
Dumanlar ve alevler.. Anımsadığı tek kavramlardı bunlar Mirschã'nın... Çoçukluğuna dair parçalar görmek, onu pek hoşnut ettiği söylenemezdi. Tüm bunları unutmak istiyordu. Belki de, bunlar -söylendiği gibi- hanisülasyondu. Ama inanılanlar uğrunda yapılan amaçsız olabiliyordu kimi zaman... Mirschã, aslında kuvvetle inanmazdı hiçbir şeye. Bu yüzden korkusuz bir yaşam tarzını benimsemişti. Ama düşünceler, beynini kemirdiği vakit sıkkın yaşam tarzının pençesinde buluyordu kendini. Bu da özgür ruhunu kısıtlıyor, sinirlerinin şahlanmasına neden oluyordu.
Yeni başlangıçlar, değişimin ilk evresi olarak düşünülebilinir. Zaman adım adım akarken değişimlerin olması içten bile değil. Yaşamdan, zevk almak için yapılması gereken ; bu değişimlere telakki göstermektir. Böyle anlayışlı bir hayat felsefesi oluşturmadan yaşamı devam ettirmek, hem acı verici hem de zorlayıcı bir hal alabilir. İnsanın bu tip durumlarla karşılaşmaması için , olayları farklı bakış açısıyla inceleyebilmesiyle sağlanabilinir. Bu yönteme bağlı kalan izlenimler, hem verimli olur hem de düzenli bir hayatın ilk basamağı haline gelir. Bu şekilde bir yaşam - ki kasıt düzenli bir yaşamdır - herkesin gayesi haline gelmiş olsada, iradesini yürürlülüğü sokan, bencil yaşam tarzını bir rafa kaldıranlar bu konuda başarılı olur. Tüm bu düşüncelerin gerisinde kalan bir diğer gerçek ise; istenilen yaşamı elde etmiş insanları kıskanma güdüsünün gün geçtikçe arttığıdır.
Olgunlaşma dönemi.Belkide Mirschã tamda bu noktadaydı.Eskiden olsa tüm bu olaylardan uzak,kendi köşesinde olurdu.Herşeyden herkesten uzak.Bir köşeye çekilmiş etrafında olanları amaçsızca izliyor olduğuınu düşündü bir an Mirschã. Annesine merakla neler olduğunu sorunca alacağı cevabı biliyordu *Sonra öğrenirsin* İşte bu sonralar onun içini acıtıyordu Katılaşıyordu. bir bakıma böyle olması iyi oluyordu. Aksi taktirde, mantığını kullanamayacak, duygularıyla *abartılı* hareketlerde bulunacaktı.Ki bu da onun yalnış şeyler yapmasını sağlayacaktı.Yalnış yapmamak için en doğru karar mantıktı.bu yüzden Mirschã imkanı oldukça mantığıyla harekete devam edecekti
Olgunlaşdığını hissetmek.. Mirschã, belki de bunu yaşıyordu. Zamansız bir düşünce yıığınıydı belki de zihnindekiler.. Bahçede oturmuş ne yapıyordu. Geçmişe dair anılarını, bir kez daha gözden geçirmeye çalışmak, sadece ona zarar verirdi. Bazı anıları unutmak, en azından unutulmasa bile, unutmaya çalışmak, insanın kendisini güçlü hissetmesine yol açıyordu.
2. yada 3. sınıf olmak istiyorum