Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  EkspresEkspres  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Serah S. Kimberly Snape

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Serah S. Kimberly Dixie

Serah S. Kimberly Dixie


Kadın
Ruh hali : Serah S. Kimberly Snape 11mt8
Mesaj Sayısı : 70
Yaş : 31
Kan statüsü : Melez
Galleon : 12304
Ekspresso Puanı : 0
Kayıt tarihi : 19/01/08

Serah S. Kimberly Snape Empty
MesajKonu: Serah S. Kimberly Snape   Serah S. Kimberly Snape Icon_minitimeC.tesi 26 Tem. 2008, 11:27

İsim: Serah Sonja Kimberly

Soyad: Snape

Cinsiyet: Kız

Sihirsel Soy: Melez

Asa: 11 inç, kiraz ağacı veela saçı ve ejderha yüreği lifi

Fiziksel Betimleme: Sarı, dalgalı, omzunun biraz altına uzanan saçları vardır. Mavi gözleri hafif çekiktir. Güneş ışığı altında güzel bir ışıltıyla parlar. Teni beyazdır. Güneşe çok çıkmayı sevmediği için genelde koyulaşmaz. Boyu ortalamanın üzerindedir. Vücudu incedir ama kemikleri sayılan cinsten değil. Kilosu boyuyla orantılıdır. Çoğu zaman kalemle çizilmiş gibi denilir onun hakkında.

Serah S. Kimberly Snape Avatar7mp4Serah S. Kimberly Snape Avatar6we7Serah S. Kimberly Snape Avatar8pm0

Kişiliği: Serah'ın diğer kişilere olan tavrı değişkenlik gösterir. Kendini arkadaşlarına sıkı sıkıya bağlamaktan korkar. Bu yüzden kendi hakkında gerçekleri genelde söylemez. Bunun nedeni geçmişte yaşadığı acılardır. İnsanlara sırrını ve zayıflıklarını söylemenin kendini yok ediş kapısı olduğuna inanır. Arkadaşlarına karşı iyi davranır. Düşmanlarını ise hiç umursamaz. Laf atışlara soğukça bakıp onlar sadece birer oksijen israfıymış gibi davranır. Sadece bir kez aşık olmuştur ama aşık olduğu kişi kendisini bırakınca daha da suskunlaşmıştır. Gerçi onun suskunlaşması da o kadar sessiz değildir. Serah normal derecede konuşur, şakalaşır. Uzaktan bakınca normal kızlar gibi görünür. Kendi içsel çatışmalarını dışarıya vurmaz.

Ailesi ve Yaşamı: Serah'ın annesi başarılı bir şifacıdır. Babası ise fantastik kurgu yazarıdır. Babası bir bulanık olsa da onu sever. Annesiyle onun evlenmesinin en doğru karar olduğunu düşünür. Karşılıklı sevgi çerçevesinde yaşasalar da ergenliğin getirdiği hırçınlıkla çoğu zaman Serah evde biraz huzursuzluk yaratır. Bu yüzden de evden ayrılmıştır ama onları sürekli ziyarete gider.


Basit Rp Örneği:

Güneş doğarken Hogwarts'ın bahçesinde oturuyordu. Tüm gece uyumamış ve sesizliği izlemişti. Soğuğu bedeninde hissetmiş, temiz havanın ona verdiği mutluluk duygusuyla meditasyon yapmıştı. Çimlerin üzerinde otururken mutlulukla gülümsedi. Bunu yapmayı çok özlemişti. Açık hava ve çimlerin insanı sakinleştirdiğini düşünürdü. Okul içinde canlılığın başlamasına daha vardı. Sabahın serinliğinden hafifçe morlaşmış dudaklarını ıslattı. Bu daha da üşümesine neden olmuştu. Ayağa kalktı. Sarı açık saçları dalgalanmıştı. Çantasını alarak yürümeye başladı. Kimsenin onu görmemesiyle birlikte koşmaya başladı. Çantasını yere atıp parende attı. Sonra geri dönüp çantasını aldı ve yürümeye devam etti. Çimlerin çıkardığı hışırtı ve ezilen çimlerden gelen çim kokusu nedensiz yere mutlu ediyordu onu.

Bekçi kulübesinin önüne gelmişti. Yandaki bir bölgede geçen derste izledikleri hippogrifflerden birkaçı duruyordu. Onlara baktı. Bindiği hippogriff oradaydı. Çantasını yere koyup etrafı süzdü. Bekçi gelip yakalarsa iyi olmazdı onun için. Çitlerin arasından süzülerek bindiği hippogriffin önüne geldi. Kurşuni renkli sarı gözlü güzel bir hayvandı. Mavi gözlerini onun sarı gözlerine dikti. Birkaç saniye belki de iki üç dakika. Bakışmaları o kadar uzundu ki Serah gözlerinin yanıp sulandığını hissetti. Yine de gözlerini kaçırmadı ve hafifçe eğildi. Hippogriff de eğilince sevindi. Hafifçe yaklaşıp gagasını okşadıktan sonra üzerine bindi. Hippogriff hafifçe kanat çırparak havalandı. Yükselirken Serah kalp atışının arttığını hissetti. Hızlanıyorlardı. Okul çevresinde uçarlarken yine geldikleri yere dönmüşlerdi. Hala havadalarken

"HEY SEN! İN ÇABUK AŞAĞI!"
diye bir ses duyuldu. Serah korkmuştu. Çaresiz aşağı inmişlerdi. Serah ürke ürke bekçiye doğru giderken buldu kendisini. Tam konuşacakken

"Sus! Sen ne yaptığını sanıyorsun? Ya sana bir şey olsaydı? Ya ona bir şey olsaydı? Hem senin sabahın köründe yatakhanenin dışında ne işin var? Bina sorumluna bunu söylersem binan için hiç iyi olmaz. Bu seferlik bunu göz ardı edeceğim tamam mı?"

Serah korkuyla tamam anlamında başını sallayabilmişti. Çantasını alırken bekçinin delici bakışlarını üzerinde hissetti. Giderken de baktığını hissediyordu. Hafifçe titreyerek Hogwarts'a doğru yol aldı. Nereden çıkmıştı o adam öyle? Nedense hep Serah'a kızıyordu. İyi biri olduğunu biliyordu, kendileri için endişelendiğini biliyordu ama bu kadar ani tepki vermese olmaz mıydı? Kendisine de kızmıştı. O adamın hemen çıkabileceğini unutmuştu.

Hogwarts'a varmıştı. İçeri girdiğinde zindanlara doğru baktı ama gitmedi. Büyük salona giderek genelde oturduğu yere geçti. Bir parşomen ve çizim kalemi çıkararak parşomene resim çizmeye başladı. Kendisini çizdiği resmin gölgelendirmesine öyle kaptırmıştı ki içeriye yavaş yavaş insanların geldiğini farketmemişti. Biri omzuna dokununca irkildi. Kahvaltı zamanının geldiğini belirtmek için dokunan tanımadığı biriydi. Hafifçe gülümseyerek parşomenle kalemi çantasına koydu. Diğer insanları süzerken yiyecekler belirmişti. Bir parça kızarmış ekmek ve peynir almış, bir bardak vişne suyu ile birlikte yavaş yavaş yemeye başlamıştı. Kendisini şimdi yorgun hissetmeye başlamıştı ama kendisini toparlayacağından emindi. Kahvaltı bittikten sonra derslere ayrılacaklardı. İlk ders biçim değiştirmeydi. Sınıfa yavaşça giderken tökezlemişti. Sınıfa vardı. Kitabını açtı ve konulara bakmaya başladı. Profesör geldiğinde herkes ayağa kalktı. Serah'ın rengi atmıştı. Ayaktayken başı dönmeye başlamıştı. Kendinden geçerek yere yığıldı. Biri onu götürmüş olmalıydı. Bir süre baygındı ama ne kadar baygın olduğunu bilmiyordu.

Kendisine gelmişti. Biri onu yatakhanesine götürmüştü. Yatağında kıpırdayıp duruyordu Serah. Mavi gözleri sıkkınlıkla etraftaki yataklarda gezindi. Diğer kızlar mışıl mışıl uyuyordu. Yatağının tepesine baktı. Orada yavaş yavaş bir ejderha gözükmüştü. Gözlerini açık pencereye dikti. Onun açık olması en azından klastrofobisini tetiklemiyordu. Yatakta dönerek uyumaya çalıştı. Geri döndü yine. Sıkılınca uyuyamazdı ki o. Yastığına sarılmıştı. O da olmayacak gibiydi. Yastığı yerine bırakarak yataktan kalktı. Sarı saçları açıktı ve şu an Samara gibi göründüğünün farkındaydı. Saçları gözünün önünde sarı bir perde oluşturmuş gibiydi. Saçlarını geriye savurdu. Dikkatlice diğer kızlara baktı. Hepsi uyuyordu. Geceliğini çıkararak düzgün bir kıyafet giydi. Eline fırça alıp saçlarını düzeltti. Sonra vazgeçerek kabartmaya başlamıştı. En sonunda sessizce fırçayı bıraktı. Asasını aramaya başladı. Yorganını kaldırıp altına baktı. En sonunda yastığının içinde bulmuştu. Sessizce yatakhaneden çıkıp Ortak Salona gitti. Etrafa dikkatlice baktı. Yakalanmak istemiyordu. Portrelere bakmıştı. Hepsi uyuyor gibiydi. En azından kendisini ispiyonlayamazlardı. Bir ara arkasında bir çıtırtı duyduğun hissetti. Geriye baktığında kimseyi göremedi.
*Benim kuruntum olmalı. Son zamanlarda çok korku kitabı okuyorum galiba.* diye düşünmüştü. Gürültü çıkarmadan ortak salondan çıkmıştı. Dışarıdaki portre hiç beklemediği bir anda ürkünç bir sesle

"Nereye gidiyorsun küçük hanım?!"deyince Myrelana yerinde sıçramıştı. Portrenin konuştuğunu farkedince ona ters ters baktı. Cevap vermeden önce etrafa bakmayı ihmal etmemişti. Diğer portrelerin uyuduğunu gördü. Bu onu rahatlatmıştı. Mavi gözleri şu anda sinirle ona bakmakta olan bina portresine yönelmişti. Masum bir gülümsemeyle onu yumuşatmaya çalıştı. Pis portre. İnsan bu kadar da dik dik bakmazdı ki.

"Ay tamam. Beni yakaladın. Acıktım tamam mı? Suç mu acıkmak? Sen yaşarken hiç acıkmadın mı?"
"Küstahlaşma Serah Kimberly. Bu saatte ne acıkmasıymış böyle? Taş mı taşıdın?"

"Akşam yemeğine yetişemedim çünkü Peeves ile uğraşıyordum! O aptal hortlak beni süpürge dolabına kitlemeseydi şu anda yatağımda uyuyor olurdum. Acıktım. Elimde değil. Sadece kahvaltı yapmıştım. Aç karnına sinirli olurum ve sinirli olunca da neler yapabileceğimi hepimiz biliyoruz. Lütfen beni bırak artık." Demişti ve ağzı bir karış açık kalmış olan portreyi kaale almayarak arkasını döndü. Kalkıp da ona bayılmıştım diyemezdi ya?! Zindanlarda ayak sesleri duyulmuyordu. İnce tabanlı ayakkabıların avantajları. Sessiz ve gizli olmayı seviyordu Serah.

"Evet ondan da kurtulduğuma göre şimdi planımı gerçekleştirebilirim. Nereden gidiyorduk şu mutfağa? Umarım dondurma vardır. Lütfen olsun, lütfen olsun." Diye mırıkdanmıştı. Biraz durduktan sonra sağ tarafa yöneldi. Zindanlarda yol bulmak ne zor işti böyle. Yarım saat labirente benzeyen zindanda dolandıktan sonra meyve tabağı portresini bulmuştu sonunda. Armudu gıdıklayınca bir kapı çıkmıştı. Mutfağa hızlıca girip kapıyı kapattı. Ev cinleri ona şaşkınca baktıktan sonra hemen kendilerini toparlayıp selam vermişlerdi. Hemen bir çok yiyecek çıkartıyorlardı ki Serah
"Dondurma var mı? Çikolata da olur. Ekler de olur. "
demişti. Gözleri iri iri açılmıştı onlara bakarken. Mavi gözleri şu anda hoş bir tona bürünmüştü. Arada sırada küçüklüğüne dönerdi şimdiki gibi. Bir çok dondurma, çikolata ve ekler gelince sevinçten dans edesi gelmişti. Sevdiği meyveli dondurmayı yemeye başlamıştı. Uzun süredir dondurma yiyememişti. Nedense annesi yasaklamıştı (!). Bunu ilk duyduğunda ise Serah bayağı sinirlenmişti. Hatırlayınca da sinirlenmişti ama dondurma sakinleştirmişti onu. Ev cinlerine dondurma harici şeyleri kaldırmalarını söylemişti. O mutlu mesut dondurmasını yerken de evcinlerini izlemeye başlamıştı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.hogwartsekspresi.com
Misafir
Misafir




Serah S. Kimberly Snape Empty
MesajKonu: Geri: Serah S. Kimberly Snape   Serah S. Kimberly Snape Icon_minitimeC.tesi 26 Tem. 2008, 11:39

Hufflepuff III. sınıfa seçilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Serah S. Kimberly Snape
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Mantar Pano :: RPG Dışı Sayfalar-
Buraya geçin: